17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET12 PAZAR KONUĞU 75 EKİM 1989 AÜTıp FakültesiKalp veDamar Cerrahisi Bölüm Başkanı ProfDr. Hakkı Akalıru Organ nakli insanbk kadar eski Organ nakli son yılların en popüler ve ilginç tartışma konulanndan biri. Bu konunun, en azından düşünce olarak çok uzun bir geçmişi var. Tıp alanmda başanlı organ nakilleri, ancak son 2530 yıhn olayıdır denebilir. İnsandan insana organ nakli, hiç kuşkusuz bir tıp olayı. Ancak bunun yanında hukuksal, kültürel ve psikolojik boyutları da var. Prof.Dr. Hakkı Akalın'ın başında bulunduğu Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp Nakli Bölümü, adını geçen yıl yaptığı Jarvik 7 kalp nakliyle kamuoyuna duyurdu. Bu ameliyat, dünyada aynı türdeki 92. örnek. Eğitim Servisi Şefimiz Gencay Şaylan, Prof.Dr. Hakkı Akahn'la kalp nakli ya da genel olarak organ nakillerinin bilinen ve bilinmeyen boyutlarını konuştu. PAZAR KONUĞU tKKEKUsterseniz kritik nokta üzerinde duralım, verici için söz konusu olan tıbben ölüm olayını açıklayalım. Bu nedir? Ölüm olayı çok yönlüdür, duygusal, felsefi anlamları vardır. Aslında her canlı doğduktan sonra ölmeye başlar. Bizim için ölüm, bedenin biyolojik etkinliğinin sona ermesidir. Biyolojik etkinliğin sona ermesini belirleyen olay ise beynin ölümüdür. Yani tıbben ölüm, beynin ölümüdür. Tıbben ölmüş kişinin yaşama dönmesi kesinlikle mümkün değildir. Organ nakli için beyin ölümünün olması gerekir. tşte bu noktadan sonra yapay destekleme sistemleri devreye girer ve sınırh bir süre için bazı organlar canlı tutulurkalp, böbrek, akciğer gibi. Ancak bu süre çok sınırlıdır, çünkü ölüm olayı ile birlikte organlarda birtakım kimyasal değişiklikler başlamaktadır. Bu bakımdan organ nakli zamana karşı bir yarıştır. Önce hasta tıbben ölür, bunun karan verilir, gerekli aile izni alınır, bir taraftan da yapay destekleme sistemleri devreye sokularak solunum ve kalbin çalışması sürdürülur, en az 34 saatlik bir çalışma gerektiren doku ve kan incelemesi yapılıp alıcıverici uyumu için gerekli testler tamamlanır. Beyin ölümü ile kalp nakli ameliyatı arasında geçen zaman çok kısa olmalıdır, bunun belli bir sınırı vardır. Bu nedenle tam anlamı ile zamana karşı bir yanş söz konusudur. bakacak, tıbben ölmüş bir hastanın organlannın başka bir hastaya takılması herhangi bir toplumsal tepkiye neden olmayacak. Organ nakli toplumsal kültürün bir parçası haline gelecek. Üçüncü olarak potansiyel vericilerin en çok bulundukları beyin cerrahisi ve acil servislerle gayet sıkı ilişkiler kurulmuş olacak, bu servislerde çalışan doktorlar ile organ nakil merkezi doktorlan işbirliği içinde bulunacaklar. I Kültürel ortamdan söz ediyoruz. Siz bu konuda Tiirkiye'deki ortamı nasıl değerlendiriyorsunuz? Genel olarak kültürel açıdan geri kalrruş topiumlarda organ nakli konusunda da sorun vardır denir. Ancak çok umutsuz olmamak gerekiyor. Bu noktada devletin sorumluluğundan da söz edilebiliyor. Modern, çağdaş bir örgütlenmeyi başarmak devlet eliyle olabilir. Bakın Türkiye'de kamuoyu organ nakline olumlu bakıyor, cumhurbaşkanından diyanet işleri başkamna kadar birçok yetkili konuya olumlu yaklaşıyor. Bu ortamdan yararlanmak, yasal sistemi oluşturmak, örgütlenmeyi başarmak gerekiyor. Eğer bu yapılamazsa toplumun bu olumlu bakış biçimi değişebilir, olumsuz tavırlar ağırlık kazanabilir. Kamuoyu açısından bilim adamlanna da büyük sorumluluk düşüyor. örneğin kamuoyuna "Canlı adamın böbreğini, karacigerini aldılar" gibi söylentilerin çıkmaması gerek. Bunun için de bilim adamları kamuoyunu tıbbi ölüm konusunda aydınlatmalı. Tıp alanında çalışanlar riski göze almah. Bakın diyelim bir hastanız var, elinizdeki bütün olanakları kullanır, birtakım yeni denemeler yapar ve onu 2 saat, 2 gün ya da 1 hafta daha yaşatmayı deneyebilirsiniz; ya da hiç uğraşmaz, bu hasta tıbben öidü der işin ucunu bırakabilirsiniz. tkinci yol risksiz ve zahmetsizdir. Birinci yol ise risklidir, zahmetlidir, ama organ nakline yol açan da bu tur yaklaşım olmuştur. lkinci yolu izleyenler birinci yolu izleyenleri eleştirebilirler ve bu eleştiriler belli bir haklılık gösterir. Ama risk yüklenmeden tıp nasıl ilerler, nasıl buluşlar yapılabilir? Bilim adamları toplumu ilerleme ve gelişme yönünde koşullamalı, toplumun gelişmeyi yavaşlatmasına izin vermemelidir. Organ nakline hepimizin gereksinmesi olabilir, nemelazımcılık ile bir yere varılmaz. Nitekim risk, göze alanlar sayesinde kalp nakli, kalp kapakçığı değiştirme gibi bir tedavi haline gelmiştir. SÖYLE$İ GENCAY ŞAYLAN \Say\n Akalın, organ nakli dünyada ve ülkemizde giderek önem kazanan bir konu. Bize ana hatları ile organ naklinin tarihçesini anlatabilir misiniz? Organ nakli düşünce ve bir anlamda uygulama olarak çok uzun bir tarihe sahip. Örneğin mitolojide organ nakli düşüncesine rasthyonız. Eski Yunan'da, Roma'da, Orta Amerika uygaruklannda organ nakli yapıldığı ya da en azından bu yolda girişimlerde bulunulduğu biliniyor. Yani hastalıklı, görevini yapamayacak bir doku ya da organın çıkarılıp yerine sağlıklısının konması düşüncesi neredeyse insanlık kadar eski. Ancak modern, bugünkü anlamı üe ilk organ nakli 1905 yılında Amerika'da yapıhyor. A.Carrel ve C.Guthrie ilk kez bir canhdan başka bir canlıya başanlı bir kalp naklini gerçekleştiriyorlar, bu girişhnlerinden dolayı da 1912 yılında Nobel öduIü kazanıyorlar. Sözü edilen girişim tıp açısından çok önemli, çünkü burada günümüzde damarları birleştirmekte kullanılan bir teknik ilk kez başarı ile uygulanıyor. Aslında doktorlar 16. yüzyıldan beri deri nakilleri yapabiliyor. örneğin horozlar arasında testis nakli, koyunlarda deri plantasyonları da başanlmış. 1800'lerdeilk kornea nakli gerçekleşiyor. Ama organ naklinde önemli olay Dr. Carrel ve Dr. Guthrie'nin yaptıklan kalp plantasyonu oluyor. Nitekim bu başarıdan sonra organ naklinde hızlı bir gelişme gözleniyor. 1936 yılında Sovyet bilim adamı Voronof ilk böbrek naklini yapıyor. Bu insanlar üzerinde yapılan ilk başanlı organ nakli girişimi. 1944 yılında bir Alman bilim adamı Medawar her türlü organ nakli için başanyı belirleyen immünolojinin temel ilkelerini ortaya koyuyor. 1963 yılında insandan insana ilk başanlı karaciğer naklini Amerika'da Dr. Starzl gerçekleştiriyor. Yine aynı yıl Amerikalı, Dr. Hardy ilk başanlı akciğer, 1964 yılında Japon Dr. Maktırri dalak ve 1967 yılında Dr. Liİelbei ince bağırsak nakillerini gerçekleştiriyorlar. 3 Aralık 1967 günü Güney Afrikalı Dr. Christian Barnard da ilk kez başanlı bir kalp naklini yapıyor. Ashnda ilk kalp naklini 1964 yılında Dr. Hardy bir şempanzenin kalbini insana naklederek yapıyor. Ama hasta yaşamıyor. Barnard'ın önemi ilk kez insandan insana başanlı kalp naklini gerçekleştirmesi. Bundan sonra organ nakilleri gelişiyor. Böbrek, kalp, akciğer, akciğerkalp beraberce, karaciğer, pankreas, kemik iliği, kalp kapakçığı, kornea, endokrin bezleri gibi organlar için nakil yapılıyor. sağlandı, ama tam bir mükemmeliyetten bahsedemeyiz. SyklosporinA'nm kullanımı, cerrahi teknikler, yardımcı sistemler sürekli olarak gelişiyor. örneğin 1983 ve 1984 yıllannın organ naklinde önemli gelişme dönemini kapsadıkları söylenebilir. Ama tam bir mükemmeliyet elbette daha uzak. Yalnız artık kalp nakli girişimi çok sıklaştı, örneğin 1980'li yıllarda yedi binin üzerinde kalp nakli gerçekleştirildi. ^^KKMEfendim söz açılmtşken, kalp nakli olaylarında şimdiye kadar gerçekleşen en uzun yaşama süresi ne oldu, söyleyebilir misiniz? Marsilya'da bir Fransız vardı. Takma kalple en uzun yaşayan kişi oydu, ama geçenlerde maalesef öldü. Halen 59 yaşında bir Amerikalı var, 18.5 yıldır takma kalple yaşıyor. Bu çok ilginç bir olay, çünkü söz konusu hastada organ nakli syklosporinin bulunuşundan önce yapılmış. ^BK^Efendim, organ nakli için nasıl karar veriliyor, verici ve alıcı nasıl seçiliyor? Galiba bu işin can damarı kararın verilişi. Ben kendi hastanemi ve uzmanı olduğum kalp naklini göz önüne alarak sorunuzu cevaplandırmaya çalışayım. Önce kalp nakli yapılacak hastaneden söz etmek gerek sanıyorum. Kalp nakli çok gelişmiş hastanelerde yapılabilir. Gelişmiş, tam teşekküllü hastahanede bir merkezin kurulması gerekir. Bir kalp nakli ameliyatında 78 hekim, 10 civannda hemşire, teknisyen ve laborant görev yapar. Ayrıca ameliyat öncesi ve sonrasında hizmet verecek psikologlar, sosyal hizmet uzmanlan, yoğun bakım personeli gereklidir. Yani kalp nakil merkezi için ortaJama 3040 kişilik bir ekip ça VERICIN1N YAŞ SINIRI iTürkiye'de organlannı vasiyet etmek giderek yaygınlaşıyor gibi Herhalde siz bu gelişmeyi olumlu karşılıyorsunuz? Evet kuşkusuz. Bakın organ nakli sadece tıp ile ilgili bir sorun değil. Bu işin hukuku, yönetim bilimini, psikolojiyi, ekonomiyi ilgilendiren yönleri var. Kültürel yön, yani toplumun bu işe olumlu bakmaya başlaması son derece önemli. örneğin ABD'de 1968 yüında toplumun yüzde 70'e yakın bir bölümü organ nakline olumsuz bakıyordu, ama 1984 yılında bu oranın yüzde 10'a indiği görüldü. Kamuoyu organ naklini kabul etmişti. Bazı ülkelerde, örneğin Avusturya'da organ nakli zorunlu. Yani tıbben ölmüş kişinin organını kimseye sormadan alıp, gereksinmesi olana takıyorlar. Bu Ülkede ancak yaşarken organınızın kimseye nakil edilmemesi için vasiyet yapabiliyorsunuz. ABD'de, toplumda gelişen olumlu tutuma karşın yaşarken organlannı vasiyet etmek çok yaygın gözükmüyor. Örneğin bu ülkede yapılan kalp nakillerinde ancak yüzde 10 oranında yaşarken vasiyet edilmiş kalp kullanıhyor, yüzde 85 oranında ise ailenin izni alınıyor. Batıda birçok ülkede ehliyetlere "organlanm aJınsın" ya da "alııunasuı" nolları konmakta. Tabii bir de işin yaş ile ilgili bölümü var. Genel olarak organı ahnacak kişi H A K K I A K A L I N Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hakkı Akalın 1949 yılında doğdu. tlk ve orta öğrenimini tantamladıktan sonra Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi 'nde okudu. 1972 yılında tıp fakütesini bitiren Prof. Akalın, önce genel cerrahi, sonra kalp ve damar cerrahisi daltarında uzmanltk çalışması yaptı. 1980 yılında Kanada'ya gidip bu ülkede kalp transplantasyonu ile ün yapmış bir merkezde çalıştı. 1983 yılında doçent ve 1988 yılında profesör olan Hakkı Akalın 1986 yılından beri Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Başkanlığı görevini yürütüyor. 'rgan nakli; düşünce, hatta uygulama anlamında çok eski bir tarihe sahip. Bu konudaki ilk bilgilere, düşüncelere mitolojide rastlıyoruz. Eski Yunan ve Roma'da örneğin. Orta Amerika uygarlıklarında organ nakli yapıldığı, en azından bu yolda girişimlerin olduğu biliniyor. Hastalıklı, görevini yapamayacak organın çıkarılıp yerine sağlıklısının konması insanlık kadar eski. lAma yine de madalyonun ötekiyüzü var gibi. Henüz bu işin başındayız ve buna bağlı olarak tıp adamları için organ nakline ilişkin yeni bir etik anlayışın gelişmesine gerek vardır diyebilir miyiz? Evet etik alanında bazı eksiklikler ve sonınlar olduğuna kuşku yok. Sağlık Bakanlığı'na ve tabip odalanna önemli görevler düşüyor diyebilirim. Örneğin içinde hukukçuların da yer aldığı, bakanlık ve oda temsilcilerinden oluşan karma etik kurullan oluşturulmah. Bu bütün dünyada gözlemlenen bir uygulama. Kurullann ana görevi normlar oluşturmak ve denetim olarak tanımlanabilir. Organ naklinin sansasyonel bir yönü var. Bir anda ün kazanıyorsunuz, belki bu ün çok kolaylıkla paraya dönüşebiliyor. Ama Türkiye'de o kadar çok kolay para kazarulan meslek var ki, para kazanmak isteyenin hekim olmasına gerek yok. Belki bize düşen ilk görev, başanlı organ naklinin önemini vurgulamak, ama bu işin kamuoyunda sanki bir milli maç kazamlmış gibi değerlendirilmesini ya da algılanmasını önlemek. I^^^^MSon olarak organ nakli yapılan hastaların psikolojisi ile ilgili bir sonı sormak istiyorum. Ciddi sorunlar ortaya çıkıyor mu? Evet, daha önce de söyledim, işin bu yönü çok önemli. Bakın bildiğim bir örnekten söz edeyim; 1981 yıhnda Kanada'da çalıştığım kalp merkezinde bir organ nakli yaptık; hasta 1.5 ay sonra taburcu oldu. Orada da bu tür olaylar sansasyon yaratıyor, basın müthiş ilgilendi, sayfa sayfa yazılar, fotoğraflar yayımlandı. 1986 yıhnda yine cahşmak için aynı merkeze gitmiştim, sözü edilen kişi ile ilgili yeni gelişmeler vardı. Ameliyattan önce hasta, evine, işine ve ailesin bağlı, mazbut bir kişi olarak tanmıyordu. Ameliyattan sonra karısmdan boşanmış, işinden aynünış ve alkolik olmuştu. Yani kalp nakli bu hastada tam bir psikolojik çöküntüye yol açmıştı. Görülüyor ki organ, özellikle kalp naklinde psikolojik etkilenme çok önemli. Amerika'da yapılan araştırmalara göre kalp nakli olaylarında hastaların yüzde 80 kadarı normal bir yaşam sürdürüyor, yüzde 20 kadar kesimi için de bir değişme ya da psikolojik çöküntü söz konusu olabiliyor. Bu nedenle organ nakillerinde yoğun psikoterapi gerekiyor. Organ, naklinde üç temel aşama var. Birinci aşama ameliyat öncesi dönem. Bu aşamada hasta her an ölüm tehlikesi ile karşı karşıya ve doğal olarak çok karamsar bir psikoloji içinde. Buna karşı bir terapi gerekiyor ve aynca hastayı bir başkasırun kalbi ile yaşama düşüncesine alıştırmak lazım. İkinci aşama transplantasyon dönemi. Psikoterapi üçüncü aşamada, ameliyat sonrasında çok gerekli. Hasta birden bire tanınan, ilgi gören, ünlü bir kişi oluyor. Diğer taraftan sürekli kontrol altında yaşaması gerek ve bunun gerilimini duyuyor. Bütün bunlann çok ciddi psikolojik ya da psikiyatrik sorunlarına yol açması beklenebilir. Yani hastanın bir desteğe, tedaviye gereksinmesi ortaya çıkıyor. Onun için de her kalp nakil merkezinde sosyalpsikologlar, psikologlar ve sosyal hizmetler uzmanlan çalışıyor, çök önemli işlevleri yerine getiriyorlar. o BIZDE İLK KALP NAKLİ ÎEfendim en önemli ve zor olanı galiba kalp nakli ve haıırladığım kadarı ile başlangıçla pek başarı sağlanamadı ve bir ara bu işten vczgeçilmiştu Sonra tekrar nasıl gündeme geldi? Baruard'ın başansı büyük bir yankı yapü ve hemen birkaç gün sonra New York'ta ikinci nakil gerçekleştirildi. Ancak kalp nakli yapılan hastalar uzun yaşatılamıyordu. Örneğin Barnard'ın hastası nakilden sonra 18 gün yasayabildi. Ama 1968 yılında 17 ülkede 102 kalp naklinin gerçekleştirildiği görülüyor. Bu arada Ankara'da Dr. Kemal Beyazıt ve arkadan Istanbul'da Dr. Siyami Ersek de başanlı birer nakil gerçekleştirdiler. Ancak Beyazıt'ın hastası 18 saat, Ersek'in hastası da 38 saat yasayabildi. Sadece kalp için değil bütün organ nakillerinde aynı sorun üe karşılaşılmıştı. Başansızhk nedeni ile 1970'li yıllarda organ nakilleri azalarak sürdü. Sadece böbrek nakillerinde başarı sağlanabiliyordu. Örneğin 1970'lerin sonuna gelindiğinde Amerika'da sadece Uç merkezde kalp nakline devam ediliyordu, diğerleri durdurmuştu. lşte tam bu sıralarda çok önemli bir buluş yapıldı; syklosporinA adı verilen ilacın keşfi organ nakillerinin çehresini değiştirdi. Organ nakillerinde başansızlığm en büyük nedeni doku uyuşmazlığı idi. Yani vücudun dokusu takılan organı reddediyordu. lşte syklosporinA, doku uyuşmazlığı sorununu çözüyor, organizmanın organı reddetmesini önleyebiliyordu. Tabi bu önemli buluştan sonra organ nakileri birden müthiş bir hızla artış gösterdi, yoğunlaştı. B H ^ H S ö z u n ü ettiğiniz doku uyuşmazlığı nedir, biraz açar mısmız? örneğin birkaç çeşit kan olduğunu ve gruplan uymayanlar arasında kan alışverişi olmayacağını biliyoruz. Doku uyuşmazlığı kan uyuşmazlığına benziyor mu? Evet, bir bakınıa kan uyuşmazlığına benziyor. Bakın her insanın kendine özgün bir doku yapısı, genetik alfabesi var. İşte organizma bu yapıya uymayan yabancı organın dokusuna tepki gösteriyor, tıpkı bir yabancı maddenin vücuda girmesine karşı mücadele etmesi gibi yeni organın dokusu ile mücadeleye başlıyor. Tabii bunun sonunda başansızhk ortaya çıkıyor. Doku uyuşmazlığı, az ya da çok her organ nakli olayında var. Ancak aynı genetik yapıya sahip insanlar (örneğin tek yumurta ikizleri gibi) için herhangi bir uyuşmazlık söz konusu olmuyor. Ama doğal olarak her insanın genetik alfabesi farklı olduğundan bir uyuşmama sorunu şu ya da bu oranda ortaya çıkıyor. \Acaba bu açıklamalannız syklosporinin bulunuşundan sonra organ nakli sorunsuz bir tedavi haline dönüştü olarak yorumlanabilir mi? Hiç kuşkusuz sözü edilen ılaç organ nakilleri için devrimci bir gelişmeyi simgeliyor. Ama bu ilacın hiç yan etkisi yok değil, bazı negatif yan etkilerden söz edilebilmekte. Çok önemli bir gelişme Bir M İ a fUa olursunuz, aou Prof.Dr. Hakkı Akalın organ nakillerinin sansasyonel leceğini söylüyor. Ama konuya böyie yaklaşmanın yanlış olduğunu, organ nakıllerine birer bir yönu olduğunu, bir anda parlak bir doktor sayılmaya başianan kişinin para da kazanabi milli maç gibi bakmanın sagltksızlığını vurguluyor. (Fotoğraf: Barış Bil) hşması söz konusu olmaktadır. Kalp naklinin yapıldığı hastanede, gelişmiş laboratuvarlaı, organizmanın takılan kaibi reddetmesini kontrol altına almayı sağlayacak özel laboratuvarlar, özel bakım odalan, yapay destekleme sistemleri bulunmalıdır. Örneğin Türkiye'de 800 kadar hastane var, ama bu koşullara bakınca bunlardan an, cak birkaçında organ nakli ameliyatı yapılabileceği söylenebiüyor. Gelelim alıalara. Organ nakil merkezinde önce alıcılar seçiliyor. Kalp nakli için üst yaş sımn 55, bazı merkezlerde 6065 yaşındaki hastalara da ve psişik koşullardan söz edilebilir. Ahcının ameliyattan sonra sürekh' doktor kontrolü altında bulunması ve pahalı sayılacak ilaçlar kullanması gereklidir. Ahcılann bu koşulları yerine getirecek durumda olması istenmektedir. Buna ek olarak alıcı, psikolojik olarak başka bir insanın organı ile yaşamaya hazır olmalı, organ nakli onda herhangi bir psikolojik sorun yaratmamahdır. Görüldüğü gibi aday saptanması hiç de kolay bir iş değildir. Örneğin bizim merkezimizde son iki yıl içinde saptanan aday sayısı yedidir. Adaylar tespit edilince tıbbi örgütlenme başlar. Personel eğitime tabi tutulur, deneysel çalışmalar yapılır, ekipman test edilir. Bir taraftan da adaylar ile ilgili doku tiplemesi gibi çalışmalar yapılır ve ondan sonra iş verici bulmaya kalır. nin erkekse 40, kadınsa 45 yaşını geçmemesi gerekiyor. W^KMEfendim Sayın Cumhurbaşkam galiba organlannı vasiyet etmişti. Bu durumda yaş sınırlarını aşnuş bir kişinin vasiyeti sembolik olmaktan öteye geçmiyor galiba? Yaşlı kişilerin korneası kullanılabilir. Ayrıca sporcu, çok sağlıkh kişilerde yaş sımn bir parça daha yukan itilebilir. Örneğin 4548 yaşh hastaların organlan nakil edüebilir. Ama bence özel odern, bugünkü anlamıyla organ nakli ilk kez 1905'te ABD'de yapılıyor. İki Amerikah doktor ilk İcez canlıdan canhya başarılı bir kalp nakli gerçekleştiriyorlar. Carrel ve Guthrie adh bu doktorlar bu yüzden de Nobel ödülü alıyorlar. Bu girişim çok önemli, çünkü günümüzde damarları birleştirmede.kullamlan bir teknik ilk kez bu doktorlar tarafından uygulanıyor. kalp takıhyor, ama genel yaş sınırı 55. Alıcı olabilmek için, mevcut tedavi sistemleri ile iyileşmesi mümkün olmayan bu hastalığa yakalanmış olmak gerek. Yani potansiyel alıcı, bir kalp, böbrek, karaciğer ya da akciğer hastalığı nedeni ile 612 ay içinde İcaybedilecek bir hastadır, mevcut tedavi yöntemleri ile bu hastayı yaşatmak mümkün gözükmemektedir. Ayrıca alıcılann alkol bağımlıhklan ya da şeker hastalıkları olmamalıdır. Bunlar tıbbi koşullardır. Bir de sosyoekonomik M< VERİCİ BULMAK SORUN laliba verici bulmak da çok önemlL Vericileri nasıl buluyorktnuz? Herhalde vericiler konusunda, alıcılarda olduğu gibi çok titiz davranmanız söz konusu değil? Verici bulma Türkiye'de bir sorun. Bakın biz burada yapay kalp taktık, basında üzerinde çok durulmuştu. Jarvik7 yapay kalbi ile hastamızı 32 gün yaşatmayı başardık, ama bu arada bir verici bulup kalp naklini gerçekleştiremedik. Jarvik7 ile yaşayan hastamız için 3 verici bulduk, bunlardan ikisine ailesi izin vermedi, aile izni alınan kalp de alıcı için uygun değildi. Nazik bir konu. Önce tıbben ölüm olayı üzerinde durmak gerekiyor. Tıbben ölümü saptayacak ve bunu yasallaştıracak bir komitemiz var. Bu komitenin kararından sonra aile izni gerekiyor. Ondan sonra bilgisayarda sıralaması yapılmış, bekleyen alıcılara haber verip hemen ameliyatı yapmak gerek. Yani şimdi konuştuğumuz bu merkezde her an bir kalp nakli yapılabilir. tstanbul'da Cevat Yakup Bey tarafından yapılan başanlı kalp nakli çok önemlidir. Bu Türkiye*deki üçüncü olay ve başanlı olması kamuoyu üzerinde çok olumlu bir etki yapmıştır. Ben bu olayın kalp nakillerini hızlandıracağı kanısındayım. 970'lerin sonuna gelindiğinde ABD'de sadece üç merkezde kalp nakline devam ediliyordu, diğerleri durmuştu. lşte tam bu sıralarda çok önemli bir buluş yapıldı. SyklosporinA olarak adlandırılan ilacın keşfi, organ nakillerinin temel sorunu olan doku uyuşmazlığı konusunu çözdü. Bundan sonra organ nakillerinde müthiş bir hız artışı oldu. likle kalp için yaş sınırına dikkat etmek gerekiyor. Çünkü yaş nedeni ile bir koroner hastalık söz konusu olmasa bile belli bozukluklar baş gösterecektir. Nitekim yaş sınırında olan vericiler için tıbbi ölüm karan verildikten sonra bir anjiyo yapmak gerekmektedir. Şimdi burada çok önemli, üç temel nokta belirlenmiş oluyor. Birinci olarak kalp nakil merkezinde mükemmel bir organizasyon gerekli. örneğin tıbben ölen hastaya derhal anjiyo yapmak gibi. İkinci olarak toplum olaya olumlu 1
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle