27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/8 30 OCAK 1989 Ceza adaletînde yansızlık sağlamak ADALET TANRIÇASI BAGIMSIZ YARGI Doç. Dr. Maksut Mumcuoğlu Ülkeraizde, yargıç bağımsızlığı \e yargıçlık guvencesinin ilk izlerine 1876 Anayasası'nın ilanı ile başlayan dönemde rastlıyoruz. 1876'dan önce bu kavramlardan soz etmeye olanak yoktu. Gerçekten, Mecelle'nin yargıçlara üışkın kuralları da içeren "Yargı" başlıklı XVI. Kitabf nın (Kitab ülKaza) 1800. maddesinde yargıcın Sultan tarafından yargılama yapmaya ve hüküm vermeye vekil kılındığı yazüıydı. Buna göre yargıç, yalnızca Sultan'ın bir vekiliydi; dolayısıyla Sultan, kendisini atama ve görevine son vermede hiç bir koşula ve kayda bağlı değıldı. Ayrıca vekilliğin diğer bir sonucu olarak Sultanca izin verilmeyen konularda yargıç, yargılama yapmaya yetkili de değildi. 1876 Anayasası, 86. maddesinde, "Mahkemeler her tiiriü müdahelattan azadedir" (yani, mahkemelere kimse karışamaz, bağımsızdırlar) hükmüyle hukukumuzda ilk kez yargıç bağımsızlığına yer vermiştir. Aynı anayasamn 81. maddesi, yargıçların görevine son verilemeyeceğini (hâkimler layenazildir) belirttikten sonra, özlük işlerinin özel bir yasayla duzenleneceğini hükme bağlamıştıı. 5 Haziran 1878 (1295) tarihinde kabul edilen "Teşkilatı Mehakim Kanunu" (Mahkemeler Örgütü Yasası) 48. maddesinde yargıçların görevlerine son verilemeyeceğine ilişkin kuralı tekrarlamakla kalmamış, ek güvenceler de getintıiş.tir. Buna göre yargıçlar, kendi istekleri olmadan başka bir göreve atanamayacaklan gibi, istekİTİ üzerine, bulundukları mahkemeden aynı derecede başka bir mahkemeye nakledilebileceklerdi. 1876 Anayasası'nın 90. maddesi, yargıçların görevleri süresince devletin aylıklı başka bir görevinde bulunamayacaklan kuralını koymuştur. Ne var ki o dönemde yargıç bağımsızlığı ve yargıçlık güvencesi uygulamada bir anlam taşımamış, hükümet yargıçların görevine istediği gibi son vermiştir. 1876,1924 vel961anayasalarındayargıçlarlailgilidüzenlemeler YE 1961 Anayasası büyük ölçüde İtalyan Cumhuriyeti Anayasası 'ndan esinlenerek "Yüksek Hâkimler Kurulu"nu (YHK) düzenledi. YHK, uygulamada yargıçlık güvencesini ve dolayısıyla yargı bağımsızlığım gerçekleştiren yepyeni bir kuruluştu. 12 Mart 1971 askeri müdahalesi öncesi dönem, ülkemizde yargıç bağımsızlığının hukuksal olarak en ideal düzeyde sağlandığı dönemdir. Bu dönemin temel karakteristiği, yargı organı ile yasama ve yürütme organları arasındaki ilişkinin, devlet hayatının zorunlu kıldığı işbölümü dışında, en alt düzeye indirilmesidir, Gerçekten birinci sınıfa aynlmış bir yargıcı Yargıtay üyeliğine atama yetkisi Adalet Bakanı'na verilmişti. Gene, Yargjtay başsavcısı ile daire başkanlarının seçimi de Bakan'ın elindeydi. Yargıtay Birinci Başkanı'nı seçme yetkisi ise Bakanlar Kurulu'na aitti. Diğer yargıçların atanmalannda Adalet Bakanı yetkiliydi. Yalnız soz konusu yasanm 79/B hukmune göre yargıçlıkta üçüncü sınıfın yedinci derecesine gelmij yargıçlar, kendi rızalan alınmadan yükselme yoluyla da olsa başka bir göreve atanamıyor, görev yerleri de değiştirilemiyordu (2556 sayılı yasa, yargıçları üç sınıf ve on dereceye ayırmıştı. Üçüncü sınıfın yedinci derecesine gelenler "güvenceU yargıç" statüsüne kavuşuyorlardı). Ne var ki söz konusu yasa biraz sonra değineceğimiz gibi bu güvenceyi anlamsız kılacak boşluklar taşıyordu. 2556 sayılı yasanm 72. maddesi şu hükmü taşıyordu: "Yargıç ve savcılarta yardımcılan Adalet Bakanı'nca idari bir göreve alanabilirler. Bu görevde bulunduklan sıirece haklannda diğer memuıiara ilişkin genel hükümler uygulanır." Böylece, güvenceli ya da güvencesiz statüsüne bakılmadan yargıç ve savcılar Adalet Bakam'nca bakanlık hizmetine atanabiliyorlardı. Ayrıca bu hizmette çalıştıkları sürece, diğer menıurlara ilişkin genel hükümlere tabi tutulduklarmdan maddi açıdan da zarara ugruyorlardı. 2556 sayılı yasa, yargıçların denetimi konusunda anlaşılması son derece zor bir sistem getirmişti. Yasanın 80. maddesine göre beşinci dereceden başlayarak daha ust derecelerdeki yargıçlar denetim dışı bırakılmıştı. Böyle bir düzenleme, aslında adalet dağıtımı işlevinin özune aykırıydı. Gerçekten, meslekteki kıdemi bakımından daha yeni olan yargıçların denetim altında tutulması hem onlann kişiliklerini hem yerine getirdikleri işlevi kuçültücü nitelikteydi. Ancak 2556 sayılı yasanın, ne yargıçların bağımsızlığı, ne de yargıçlık onuruyla bağdaşmayan yanı, Adalet Bakanı'na tüm yargıçlar üzerinde "gözetim hakkı" \eren 83. madde hükmüydü. Bu maddeye göre Bakan, Yargıtay Başkanı ve üyeleri dahil, her düzeyde yargıcı kendilerine yöneltilebilecek suçlamalara yanıt vermek üzere yanına çağırmak yetkisine sahipti. Bakan'ca çağrılan yargıç belirlenen sürede gelmek zorundaydı. Yargıçlan böylesine küçük düşürücü bir düzenlemeyi modern devlet anlayışı ile bağdaştırmak olanaksızdu. 2556 sayılı yasa bununla da yetinmemiş, Adalet Bakanı'na sanki bir disiplin organıymış gibi yargıçlara " u y a n " ve "ayhk kesme" cezaları verebilme yetkisi tanımıştı. Yargıçlann altmış beş yaşını bitirinceye kadar hizmet göreceklerine ilişkin hükmün nasü 1961 Anayasası'na girdiği merak konusu olabilir. Gerçekten aslında bir yasayla düzenlenmesi gereken yargıçların emeklilik yaşı sorunu, 1950'den sonraki hukuk dışı zorlamalar sonucu 1961 Anayasa koyucusunca anayasal güveııceye bağlanmıştır. 1961 Anayasası'na söz konusu hüküm koyulmadan önce yargıçlar, emeklilik açısından Emekli Sandığı Yasası'na bağhydılar (yani emeklilik yaş sının kural olarak altmış beş idi). 5434 sayılı adı geçen yasanın 30/b hukmü, otuz hizmet yılını dolduranlann, "kurumlannca gerek göriildüğünde", yaş kaydı aranmaksızın doğrudan (re'sen) emekliye ayrılabileceklerini ongörüyordu. 9.7.1953 tarih ve 6122 sayılı yasa ile bu hizrnet sınırı yirmi beşe indirildi. Böylelikle yirmi beş görev yılını dolduran yargıçlar fıilen güvencelerini kaybediyorlardı. Bir başka deyişle, yirmi beş yılını dolduran bir yargıcın görevinde kalıp kalmayacağı Adalet Bakanı'nın takdirine bırakılıyordu. 21 Haziran 1954'te kabul edilen ve "Emekli Sandığı Kanunu'nun Bazı Maddeterinin Degiştirilmesine Dair Kanun"başlığını taşıyan 6422 sayılı yasa ile yirmi beş görev yılıru dolduran Yargıtay başkan ve uyelerine de altmış beş yaşından önce emekliye ayrılabilme olanağı yarauldı. Böylelikle Yüksek Mahkeme yargıçlannın yaş güvencesi de kaldırıldı. Yargıtay başkan ve üyelerinin hemen türnünün yirmi beş göre\ yılını doldurmuş kişiler olduğu düşünülürse yürütme organının eline ne denli güçlü bir .ilah verildiği anlaşılır (Demokrat Parti iktidarı bu silahı ara rarnamesi ile atanacak ya da görev yerleri değiştirilecekti. Ancak bu kurulun da oluşumu açısından anayasada ongörülen savcıhk güvencesine aykırı olduğu gerekçesiyle bunu duzenleyen maddenin (m. 77) iptali için açılan davada, Anayasa Mahkemesi'nin önceki ölçütlerini uyguladığını görüyoruz. Buna gore Atama ve Nakil Kurulu'nda, bakanlık kuruluşunda görevli ve bakana asthküstlük ilişkileriyle bağlı görevlilerin çoğunlukta bulunması, kurul kararlarınm siyasal gücün etkisi altında verilebilmesi olanağını doğurduğundan, 137. maddede öngörülen savcılık güvencesi, gene gerçekleşmemiş demektir, o nedenle iptali gerekir. 19711980 dönemi 19711980 dönemine damgasını vuran gelişme, kuşkusuz 12 Mart askeri mudahalesiydi. Mudahaleyi yapanların bağımsızozerk kurumlara karşı duyduğu tepki, o sırada parlamentoda anayasayı değiştirecek güce sahip tutucu çoğunlukla (ki bu çoğunluk, yargıya tanınan yetkiler dolayısıyla hükümetin iş yapamaz duruma düşurüldüğünden yakınıyordu) birleşince, 1961 Anayasası'nın yargıyı düzenleyen bölümünde değişiklikler yapılması kaçınılmaz oldu. 12 Mart'tan sonra yapılan değişikliklerle, anayasamn yargıçların bağımsızlığım ve güvencelerini doğrudan düzenleyen 132 ve 133. maddelerine hiç dokunulmadı. 134. maddenin II. fıkrasının ikinci cumlesinde ise yalnızca askeri yargıçların yükselme ve emeklilik durumlanyla ilgili olarak küçük bir değişiklik yapıldı. 12 Mart sonrasmın yargı bağımsızlığım ciddi biçimde yaralayan değişikliği, Devlet Guvenlik Mahkemeleri'nin (DGM) kuruluşunu sağlayan değişiklik idi. Gerçekten 15.3.1973 tarih ve 1699 sayılı yasa ile 136. maddeye DGM'nin kuruluşunu sağlayan eklemeler yapıldı. Buna göre DGM Başkanlığı, üyeliği, yedek üyeligi, savcılığı ve savcı yardımcılığı atamalannda Bakanlar Kurulu'nca her boş yer için bir misli aday gösterilecek, bu adaylar arasından yargıçlar YHK'ca, savcı ve yardımcılan YSK'ca, askeri yargıçlar ve savcı yardımcılan ise özel yasalarında gösteriıen makamlarca atanacaktı. DGM'nin emir komuta zinciri içinde atanan askeri yargıçların varlığı nedeniyle tartışmalı durumu bir yana, sivil başkan ve uyelerin seçiminde hükumeti yetkili kılmak suretiyle, 1%1 Anayasası'nın getirdiği bağımsızlık sisteminde büyük yara açıldığı kesindir. Gerçekten Bakanlar Kunılu'na her boş yer için bir misli aday gösterme yetkisini vermek, astl atamayı yapacak kurulların seçeneklerini sınırlamak demekti. DGM'ler birer uzmanlık mahkemesi olarak yasayla kurulabilirlerdi ya da başkan ve üyelerin tümünün seçimi YHK'ya bırakılabilirdı. Ne var ki devlet guvenliğini ilgilendiren olaylarda, yargı bağımsızlığının pek önem taşimadığı, mudahaleyi yapanlara egemen olan inançtı. önceki açıklamalarımızda ortaya koymaya çalıştığımız gibi yargıç bağımsızlığım ve güvencesini, uygulamada gerçekleştirmenin, bir başka deyişle bu kavramları somutlaştırmanın yolu, yargıçların tum özlük işleri hakkında karar verme yetkisine sahip bir bağırnsız kuruldan geçiyordu. Türkiye'de ilk kez 1961 Anayasası ile oluşturulan YHK, bu niteliklere sahip bir kuruluştu. 1971 değişikiikleri YHK'yı da etkiledi. Bu değişiklikleri kısaia belirtelim: a) Üye sayısı, on sekiz asil ve beş yedek üyeden, on bir asil ve uç yedeğe indirildi. b) Üyelerin üçte birinin seçimi TBMM'ce yapılıyordu. Bu usule son verildi, uyelerin tümünün Yargıtay Genel Kurulu'nca kendi üyeleri arasından seçilmesi usulü getirildi. c) Değişiklikten önce Adalet Bakanı, YHK toplantılarına oy hakkı bulunmaksızın katılabiliyordu. Şimdi gerekli gördüğü durumlarda kurula başkanlık etme ve oy kullanma yetkisi tanınıyor. d) Değişiklikten önce YHK'nın, yargıçların özlük işlerine ilişkin olarak verdiği kararlara karşı Damştay'a başvuru yolu açıktı. Değişiklikle bu kararlara karşı yargı yolu kapatıldı. Ne var ki, Anayasa Mahkemesi bu değişiklikten yaklaşık altı yıl sonra, böyle bir Anayasa değişikliğinin cumhuriyetin temel niteliklerinden olan in j san haklarına, hukuk devletine ve eşitlik ilkelerine aykırı olduğundan iptaline karar vermiştir. Yüksek Mahkeme'ye göre devlet şekünin "cumhuri>«" olduğuna ilişkin anayasa hukmü değiştirilemez ve değiştirilmesi de teklif edilemez. Anayasada sözü edilen "cumhuriyet", 2. maddede nitelikleri sayılan cumhuriyettir. Bu nitelikler olmaksıan insan haklanna dayalı demokraük, laik ve sosyal hukuk devletini, diğer devlet tiplerinden ayırmak mümkun olmaz. İdari nitelikte bir kurul olan YHK kararlarına karşı, hiçbir yargı yerine başvurulamayacağına ilişkin anayasa değişikliği teklif edilnıek ve bu teklif kabul edilmek suretiyle, anayasa, hem biçim, hem öz bakımından çiğnenmiştir. Yüksek Mahkeme böylece, anayasa değişikliklerini esas bakımından inceleyemeyeceği hükmünü getiren anayasa değişıkligini aşmış ve değinilen hükmü iptal etmiştir. e) 1%1 Anayasası m. 144/III'ün ilk şekline göre: "Yargıçlann denetimi belli konular için Yuksek Hâkimler Kurulu'nca görevlendirilecek üst derecedeki hâkimler eliyle" yapılıyordu. Değişiklikten sonra bu işi yapmak üzere gene YHK'ya bağlı ve sürekli olarak görevli "müfettiş yargıçlık" kurumu oluşturuldu. 1971 askeri müdahalesi yargının özerkliğıni hoş karşılamadığını, yargıya ilişkin yasa değısikiikleriyie ortaya koymuştur. lannda Türkiye'nin ilk kadın Yargıtay uyesiniıı de bulunduğu bir gnıp yüksek yargıç üzerinde kullanmışur). Bu keyfi düzenlemelerle yargıçlık güvencesinin zedelenmesi yetmiyormuş gibi 6122 sayılı.yasaya koyulan bir başka hükümle, hukukun en temel ilkelerinden olan hak arama özgürlüğü de ortadan kaldırılmıştır. Buna göre doğrudan emekliye ayırma kararlarına karşı ilgililerin yargı mercilerine başvuru yolu kapatılmıştır. meden once on sekiz asil ve beş yedek üyeden oluşuyordu. Bu üyelerin altısı Yargıtay Genel Kurulu'nca, altısı birinci sınıfa aynlmış yargıçlarca kendi aralarından seçiliyordu. Kalan altısı ise Yüksek Mahkeme yargıçlığı koşullanm taşıyanlar arasından yasama organınca seçiliyordu. (Üç uye Cumhuriyet Senatosu, üç uye Millet Meclisi'nce) Turk anayasa" koyucusu bu suretle YHK'ya, bir yandan tam anlamıyla bağımsızlık sağlarken, öte yandan yasama organına da kurulun oluşmasında söz hakkı tanıyarak onu halkın temsilcilerinden busbutun koparmak istemiyordu. Anayasa Mahkemesi, öte yandan savcıların görev yerlerinin Adalet Bakam'nca değiştirilebilmesine olanak veren bir yasa hukmunü (2556 sayılı Hâkimler Kanunu'nun 5457 sayılı yasayla değişik 53. maddesi) anayasamn 137. maddesine aykırı bularak iptal etmiştir. Anayasa Mahkemesi'nin bu karanna göre söz konusu anayasa hükmü, cumhuriyet savcılanna "özlük işlerinde ve görevlerini yapmalannda" güvence sağlayacak hukumler getirilmesini yasaya bırakmıştır. Gerçi anayasa, bağımsızlık açısından savcıları yargıçlarla bir tutmamıştır, araa dığer tum devlet memurlanmn sahip oldukları genel guvence hükmü dışında 137. madde ile onlara ayrıca bir gmence ongormüştür. Anayasa koyucunun savcılara ilişkin bu güvenceyi yargı bölümunde duzenlemesi, onların yargısal faaliyetlerine ne denli önem verdiğinin kanıtıdır. Gerçekten böyle bir ek güvence getirilmesinin nedeni, ceza adaletinin tam bir yansızlık içinde gerçekleşmesini sağlamaktır. Çünkü, ceza adaletinin çok önemli bir öğesi olan savcının, siyasi güç sahiplerine karşı güvenlik içinde olmadığını bildiği takdirde, dava açüması gereken bir işte, kendisine zarar gelebileceği düşüncesiyle dava açmaktan kaçınması ya da bunun tam aksini yapması mümkundür. Ayrıca, hukuk düzeninde yeterince korunmayan bir görevlinin, kendi kaderi üzerinde söz sahibi bulunan kişinin dileklerine aykın davraııma eğilimine girememesi, insan denilen varhğın zayıf yanlanndandır. Özetle, kural olarak ceza davasını başlatma tekeline sahip bulunan savcıların görev yerlerinin Adalet Bakam'nca değiştirilebilmesine olanak sağlayan yasa hükmü anayasaya aykırıdır. Anayasa Mahkemesi'nin söz konusu iptal kararları üzerine, 45 sayılı YHKK'nın ilgili maddeleri, 26.6.1970 tarih ve 1307 sayılı yasa ile değiştirilmiş ve cumhuriyet savcılannı atamak, görev yerlerini değiştirmek ve geçici yetki ile görevlendirilmelerini yapmak amacıyla, "Savcılar ve Savcı Yardımcılan Atama ve Nakil Kurulu" denilen bir kurul oluşturulmuştur. Adalet Bakanhğı Musteşan'nın başkanbk ettiği bu kurulda, bir Cumhuriyet tkinci Başsavcısı, iki Yargıtay Cumhuriyet Savcısı ile Bakanlık Teftiş Kurulu Başkanı, Ceza İşleri Genel Müdürii ve Özlük İşleri Genel Müdüru uye olarak yer almıştır. Cumhuriyet savcıları ve yardımcılan, bu kurulun kesin karan gereğince, Adalet Bakanı, Başbakan ve Cumhurbaşkanı'nın ortak ka 1961 Anayasası dönemi 1961 Anayasası pek çok demokratik Ulkede özel yasalara bırakılan sorunlara da el atmıştır. Biraz önce değindiğimiz gibi, 1961 Anayasası'nı hazırlayanları böyle davranmaya iten neden, 19501960 doneminde, yasal düzenlemelerle yargıç bağımsızlığının büyük ölçüde tahrıp edildiğinin görulmesidir. 1961 Anayasası dönemini incelerken gene tarihsel bir ayrım yapmak zorundayız. 12 Mart 1971 askeri müdahalesi öncesi ve sonrası. Mudahale öncesi dönem, ülkemizde yargıç bağımsızbğının hukuksal olarak en ideal düzeyde sağlandığı dönemdir. Gerçekten bu dönemde, gerek anayasamn özü ve sözüyle gerek anayasaya uygun olarak çıkarılan 45 sayılı ve 1962 tarihli "Yüksek "Hâkimler Kunılu Kanunu" ile nıhayet Anayasa Mahkemesi'nin değineceğimiz genişletici kararlarıyla, yargı bağımsızlığı altın donemıni yaşamıştır. Bu dönemin temel karakteristiği, yargı organı ile yasama ve yürütme organları arasındaki ilişkinin, devlet hayatımn zorunlu kıldığı işbölümü dışında, en alt düzeye indirilmesidir. 1971 askeri müdahalesi eksik karakterine karşın bu özerkliği hiç hoş karşılamadığım yargıya ilişkin anayasa ve yasa değişiklikleriyle ortaya koymuştur. 1961 Anayasası büyük ölçüde İtalyan Cumhuriyeti Anayasası'ndan esinlenerek "Yuksek Hâkimler Kurulu"nu (YHK) düzenledi. YHK, uygulamada yargıçlık güvencesini dolayısıyla yargı bağımsızlığını gerçekleştiren yepyeni bir kuruluştu. YHK'nın yasama ve yüriıtme organları karşısındaki durumunu, 25 Nisan 1962 tarih ve 45 sayılı "Yüksek Hâkimler Kurulu Kanunu"nun 3. maddesi şöyle tanımlanıyordu: "Yüksek Hâkimler Kurulu bağımsızdır. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, bu kurula görevleri ile ilgili işlerde emir ve talimat veremez; tavsiye >e telkinde bulunamaz; kanuna dayanan sebepler dışında kurul kararlarınm yerine getirilmesini geciktiremez." Hatırlanacağı gibi bu madde, 1961 Anayasası'nın yargıç bağımsızlığına ilişkin emredici hükmünü (m. 132) YHK bakımından tekrarlamaktadır. Bir başka deyişle, yargıçlann tüm özluk işleri, denetimleri, bir mahkemenin veya bir kadronun kaldmlması veya bir mahkemenin yargı çevresinin değiştirilmesi konulannda yetkili olan YHK, bu işlerde yetkilerini kullanırken tıpkı bir mahkeme gibi duşünülmüş ve kendisine hiçbir şekilde karışılamayacağı hukmü getirilmiştir. YHK, anayasamn 143. maddesi 1971'de değiştiril 1924 Anayasası dönemi Yargıç bağımsızlığı ve yargıçlık güvencesi ilkeleri daha açık ve aynntılı bir biçimde 1924 Anayasası'nda ve buna uygun olarak çıkarılan özel yasalarda düzenlenmiştir. 1924 Anayasası'nın 8. maddesi, "Yargı hakkı, millet adına usul ve kanuna göre bagımsız mahkemelerce kullanılır" hükmüyle mahkemelerin, dolayısıyla yargıçların bağımsızlığına ilişkin genel ilkeyi koymuştur. Söz konusu anayasamn "Yargı erki" başlıklı dördtincü bölümünde yargıç bağımsızlığının başlıca ögeleri sıralanmıştır. Gerçekten m. 54/1, davaların görülmesinde ve hüküm verilmesinde, bir başka deyişle yargı yetkisinin kullanılmasında yargıçların bağımsız olduğunu, her türlü karışmadan uzak, ancak yasa hükmüne bağlı olarak görev yapacaklan kuralını getırmişlir. Aynı maddenin II. fıkrası ise mahkemelerin karar larım TBMM ve Bakanlar Kurul'u'nun hiçbir biçimde değiştiremeyeceklerini, başkalaştıramayacaklannı, geciktiremeyeceklerini ve hükumlerin yerine getirilmesine engel olamayacaklanm açık bir biçimde ortaya koymuştur. 1964 Anayasası yargıçlık güvencesini 5557. maddelerinde düzenlemiştir. 55. madde, yargıçların, yasada gösterilen yöntemler ve koşullar dışında görevlerine son verilemeyeceğini hukme bağlanuştır. 56. madde, yargıçların nitelikleri, haklan, görevleri, ayhk ve ödenekleri, atama ve görevlerine son verme biçimlerinin özel yasayla gösterileceği hükmünü getirmiştir. 57. madde ise yargıçların yasa ile belirlenen gorevler dışında genel ve özel hiç bir görev alamayacakları kuralını koymuştur. 1924 Anayasası, 1876 Anayasası'na göre daha kesin ve açık hükümler taşımasına karşın 1961 Anayasası'yla kıyaslandığında çok kısa ve yetersiz görünmektedir. Bunun başlıca nedeni, yargıçlarla ilgili asıl düzenlemenin yasaya bırakılmış olmasıdır. Gerçekten, bu dönemde yargıçlarla ilgili iki yasa çıkarılmıştır. Bunlardan ilki 1926 tarihli ve 766 sayılı "Hâkimler Kanunu"dur. Ancak döneme damgasını vuran 14.7.1934 tarih ve 2556 sayılı "Hâkimler Kanunu"dur. 2556 sayılı yasaya göre her düzeyde yargıcın atanma ve Yargıtay'a seçilmelerinde yürütme organı kesin söz sahibiydi. StRECEK ÜNAL CIMIT Ü R E T İ M v e S A T I Ş yeni merkezlerinde Meşruti>et Cad. No. 184 Şişhane'80050 İSTANBL'L Tel: 151 50 34 (11 hat) 151 25 01 151 25 t6 Faks: 151 25 10 B İ R İ M L E R İ Y L E SERAMİK HEYKEL SERGİSİ 27 Ocak 15 Şubat 1988 Devlet Güzel Sanatlar Galerisi Hacı Ömer Sabancı Kültür Sitesi ADANA Türkiye'nin önde gelen elektronik kuruluşlarından META Grubu üretim, yönetim ve satış faaliyetlerini 30 Ocak 1989'dan itiberen yeni binalarında sürdürecektir. Gelişen teknolojisiyle, yeni atılımlarla... Satış. ELEKTROMETA A.Ş. Ersoy Han ŞİŞHANE Üretim: META Elektronik Endüstri ve Ticaret A.Ş. KARTAL Soğanlık Me\Tkii, Eski Üsküdar "Völu KartalİSTANBUL Tel: 371 42 26 3^1 42 85 (santral) 371 54 95 371 55 40 (direkt) Faks: 371 55 22 Teleks: 29759 metp tr BÜTÜN ÖĞRETMENLER Satış sonrası hizmetler: ELEKTROMETA A.Ş. Servis Müdürlüğü Boğazkesen Cad. No. 212 Tophane 80020 İSTANBUL Tel: 151 26 00 151 26 56151 26 57 Ingiiiz, Deneyimli ve Profesyonel Jfoe Kurslarm Baslama Tarıhlen Gunduz 30 Ocak 1989 Akşam 30 Ocak 1989 Haftasonu 4 Şubat 1989 İSTANBUL ANKARA Tel 147 09 83152 82 7172 Tel 135 30 94135 23 97 RumeU Cad No 92 4 Zekı 8ey Apı OsmanbeyISTANBUL Selanık Cad No 8 Kal 5 Kıztlay ANKARA nttt META Ek'ktnmık Endustrı \c Ticaret A.Ş. ELEKTROMETA lcknık Mjlzeme Ticaret \e Sanayı A.Ş.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle