27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Mülteciler Avrupa Konseyi gündeminde HADİ ULUENGİN BRÜKSEL Türk milletvekillerinin de yer aldığı Avrupa Konseyi Parlamenterler Assarablesi yarından itibaren Strasbourg'da çalışmalanna başlarken bu oturumda, Iraktan Turkiye'ye kaçan Kurt multecilerin durumunu inceleyen ve Batı ulkelerinin söz konusu mülteciler için Ankara'ya yardım yapmasını isteyen bir rapor oylanacak. Öte yandan, Avrupa Konseyi bunyesinde teorik olarak 1 şubatta kurulması oııgörülen "İşkence ve Kötu Muamele ile Mücedele Komisyonu'" da bu komisyona üye olacak kimselerin henüz saptanamamasından dolayı, çok buyuk ihtimalle, ancak yıl sonuna doğru pratik işlerlik kazanacak. Böylelikle, söz konusu komisyonun işlevi arasında yer alan, Avrupa Konseyi ülkelerinden herhangi birinde işkence uygulanıp uygulanmadığını kontrol etmek amacıyla, o ülkelerdeki ceza ve tutukevlerine yapılacak "yıldınm ziyaretler", 1989 öncesinde pek gercekleşemeyecek. Şimdiye kadar 21 üye devlet temsilcilerinin katılımıyla toplanan Avrupa Konseyi Parlamenterler Assamblesi, bu defa küçük Saint Martin'in de kuruluşa girmesiyle, yann ilk kez 22 ülke milletvekilleriyle bir araya gelecek. Strasbourg birleşiminde bu defa Ankara'yı en yakından ilgilendirecek konuyu, Turkiye'ye iltica eden Iraklı Kürt mültecılere ilişkin olarak hazırlanan raporun ovlanması oluşturacak. Federal Alman parlamenter Bayan Dagmar Luuk tarafından kaleme alınan ve Batı ulkelerinin Iraklı Kürt mülteciler konusunda Ankara'ya yardım etmesini isteyen raporun tartışılması sırasında, genel olarak Kürt sorununun gündeme gelmesi ve bu bağlamda, bazı sol kanat mületvekillerinin Türkiye'deki Kun ınilli varlığına ilişkin olarak da "çıkışlar" yapması, Strasbourg'daki beklentiler arasında yer alıyor. Sahibı: Cumhunyet Matbaacıhk ve Gazctccılık Turk Anonim Şirketı adina Nadir N*di # Genel Yayın Mudılru Huan Cnul. Muessese Muduru troine Işıkhgil. Yazı Işlen Mudürü Ok«y Goaensiı, # Haber Merkezı Muduru Y»tçio Bıyer. Sayfa Duzenı Yönnmenı: Ali Aor. • Temsılciter ANKARA. Yılçın Do*tn, IZMtR: Hikmtl Çctialup». ADANA: Cdal tstanbul Haberleri Ertnıı AkyiMız, Dış Haberler: Ergva B»kı, Ekonomı: t>agiı Tarhan. Kullur Cdal Lster, Spor Danışmanr MNİıılkıdir Yacelmu, DuKİtmc: Rcfik DartMtf. Araşurma: Şakin AJpay, IşScndıka: Şakn ı Ktttaci. Yun Haberlen. Nccdel Dogu, Duı Yazılar: Keran Çalı^ku, # Koordınatör: Aamtt Konılsan. • Malı Işlen Erol Eriun, # Muhasebe: BMnl VCMT • BuıçePlanlama. Srrp Arân 0 Reklam: Ay?t Tonıa. Ek Yayınlar Halya Akyol % Idare: Hucyaı Garer, tşlttme: Ooder Ç»ik. Bıigıtşlem Nail luL Basan vr Vo«m Camhunyn Malbocılık ve Gızeucılık TA.Ş. TUrk Oaf Cıd 39/41 f.|.ı«|f.. 34334 l s PK 246lstanbul Tel. 512 05 05 (20 h»l), Teteı: 22246 F u (I) 526 60 72 % BumUır Aakra: Zıya Gökilp Blv InkıUp S. No 19/4. Td 133 11 4147,1Uex. 42344 Fu. (4) 133 II 41/428 • l ı i r H Zıyı Blv 1352 S.2/3. T 13 12 30, Tda. 52359 F u (51) 19 53 60 M # M K Inflnü Cad 119 S No I K»l 1, Td 19 3 ' 52(4 hM), Tcka 62155. Fu: (71) 19 37 52 TAKVIM: 29 OC\K 1989 Imsak: 5.43 Guneş: 7.11 Oğle: 12.22 Ikindi: 14.59 Akşam: 17.23 Yatsı: 18.45 Çizme'denesenAkdenizrüzgârıbuyaz "amansızcaaçılıp, ölümünekapanıyor" Ital vaıı modasında kutnar ^ İtalyanlar bu yaz yine Akdeniz çılgınlarını oynuyor. Açılınca tam açılıyorlar, gözüpek, sonuna kadar dekolte, kapanınca öyle kapanıyorlar ki, rahibelere taş çıkartıyorlar. Siyah, lacivert, haki, ağırbaşlı renklerle, en çarpıcı renkler dans ediyor. Pantolon denemeleri ise kışkırtıcı estetiğe çağınyor. NECLA SEYHUN ttalyan modası da bir âlem bu yaz. Paris gibi o da her telden çalıyor. Eteğin kısasını deniyor, hem de en kısasını. Uzununu uyguluyor, en uzununu. Sarong gibi, eldiven gibi sımsıkı sanyor vücudu. Ya da ister kloş, ister plise bir etekle, kahkaha çiçeği gibi açılıyor modelleri. Açmaya niyet ederse, en gözüpek dekolteleri deniyor, kapanmak niyetindeyse, rahibelere taş çıkartıyor. Ağırbaşlı renkleri, siyahlan, lacivertleri, hakileri kullanıyor bol bol, sonra en yakıcı renkleri, en çarpıcı karmaları baştacı ediyor. Başıboş, özgür, keyfınce bir rüzgâr esiyor İtalyan modasında 89 yazında. Pantolon modası Italyan modacıları da etkiliyor alabildiğine. Çeşitli yorumlarla geliyor ltalyan moda sahnesine pantolon. Kimi klasik çizgiler içinde kalıyor. Herkesin, her zaman rahatça giyeceği türden modeller. Tişörtlerle, bluzlarla, ceketlerle... Kimi kuplardan çok, desenlerle, kumaş seçimiyle oynuyor, pantolon modasında. Çizgili uyumu peşine düşüyor, Complice'nin modellerinde oldugu gibi. Değişik çizgileri bir araya getirerek ne denli şık olunacağıru gösteriyor. Tek bir modelde, bir pantolon takımda dört ayn çizgiyi beraber kullanıyor Complice. tncecik çizgili bir erkek gömleği. Manşetleri başka çizgiden. Altta bol, değişik çizgili bir pantolon. Bir de kalın çizgili bir ceket. Sapsade. Ama çarpıcı. Ve şık alabildiğine. Complice pantolon takımlannda çizgili uyumu sağlıyor. Yutendaki modeli dört ayn çtzgiliden yapılmtş. Denktaş'tan eleştiri DLŞ Haberler Servisi KKTC Cumhurbaşkam Rauf Denktaş, pazartesi günü yapılacak toplumlararası gorüşmelerde Vasiliu'nun sunacağı önerilerin soruna bir çözüm getireceğinden umutlu olmadığını söyledi. Denktaş, Vasiliu'nun getireceği önerilerin Rum bastnmda yer almasmdan sonra görüşlerini açıklarken uyuşmazlığı ile ün yapmış Kipriyanu gibi belgenin içeriğinden şaşkma döndüğünün anlaşıldığım söyedL EKG cihazı ihracatı ANKARA (AA) Tasanmı ve üretimi tamamen Türk muhendis ve işçilerince gerçekleştirilen bilgisayarlı elektrokardiyografı (EKG) cihazlarmın ihracına başlandı. İlk aşamada Belçika'ya gerçekleştirilecek olan 22 adet EKG cihazı ihracatından 77 bin dolar döviz girdisi sağlanacak. Burscfda Yeşil yiirüyüş BURSA (Cumhuriyet Bürosu) Yeşiller Bursa örgütü tarafından "Bursa'da geçen hafta yaşanan hava kirliliğinde yeterli önlemlerin alınmamasını" protesto amacıyla dün sessiz bir yürüyuş yapıldı. Aralarda ses sanatçısı llhan trem'in de bulunduğu yaklasık 70 kişilik grup ellerinde çeşitli dövizler olduğu halde Haşim Işcan Caddesi'nde yürüdüler. Yürüyüş sırasında "Ecelimizle ölmek istiyoruz", "Duyarsız belediye", "Partili olmak şart değil çevrene sahip çık", "Kükürt değil oksijen solumak istiyoruz" ve 4 yaşındaki bir çocuğun taşıdığı "Yarınları yaşamak benim de hakkım" yazılı dövizler dikkat çekti Italya'nın ünlü modacıianndan Versace'den bir model. Başdöndürücü bir detoltesi var. Herkesin harcı değil. Bazı modacılar egzotik meyvelerin, çiçeklerin renginde, emprime pamuklu pantolonlar yapıyorlar. Bir tişört, bir bolero ile taze, çarpıcı, rahat bir moda. Pratik, gündelik... Bir de daha abiye, daha iddialı, daha bir başka şık pantolon takımlar var. Ipekten... Bol, dökümlü, akıcı... Gene ipek bir bluz, bir ceketle giyiliyor. Emprime ya da düz... Bazı modacılar, çok geniş bir etek görünumü veren plise pantolonları deniyorlar 89 yazında. Ne denli çekici!.. Ama kolay bir moda değıl pantolon modası. Özellikle böyle bol, böyle değişik, böyle iddialı olanları. Herkesin harcı değil. Büyüsüne kapıimadan önce iyice düşünmek gerek. Özellikle bu yılki gibi modeller, dal gibi bir fizik, selvi gibi boy ister. Yoksa, pantolonların yakışana ne denli bir çekicilik kazandırdığını, en süslü, en fantezi, en şık kıyafetlere nasıl kafa tuttuğunu herkes bilir. pantolonla alabildiğine "kadın", alabildiğine "dişi" olmak ya da erkeksi bir havaya bürünmek işten bile değildir. tşten bile değildir, pantolonla şık olmak. İşten bile değildir pantolonla gülünç olmak. Aman dikkat!.. Yalnızca pantolona mı dikkat? Elbette hayır. "Değişik", yürekli; çılgın modellerin hepsine de dikkat. Öyle dekolteler var ki modada, ancak çok dikkatle seçmek, öyle renkler var ki, almadan bin kere düşünmek, öyle modeller var ki, belki de hiç düşünmemek gerek!.. Kazanmak isterken kaybetmek, her zaman olası. Moda, en büyük kumar!.. Mochino'nun siyah bir tayyöru. Sırönda kocaman bir oyun kart. Alan kazanır mı, kaybedermr? Dünya cüzzam günü İstanbul Haber Servisi Tüm dünyada cüzzam günü olarak kutlanan ocak ayının son pazar günü yaklaşırken Türkiye'de cüzzamı yok etme yolundaki çabaların yoğunlaştığı belirtildi. Cüzzamla Savaş Derneği Başkanı Prof. Dr. Türkân Saylan, sağlıklı yasam koşulları ve beslenme düzeyi gelişmiş ülkelerde kendiğiliğinden ortadan kalktığtnı belirterek, Türkiye'de 4.000 kadar cüzzamlı hastanm olduğunu söyledi. Öte yandan, ilk kez geçen yıl düzenlenen Etem Utku Lepra Araşurma ödülü 'nü bu yıl Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Deri Hastalıkları Kliniği'nden Doç. Dr. Cem Mat kazandı. Zaman tünelinde Usküdar gezisi Tarih ve Toplum Dergisi'nin 89 yılı gezilerinin ilkinde Doç. Dr. Murat Belge Üsküdar'da Osmanlı mimarisinin çeşitli yönlerini anlattı. Çeşmeler, camiler ve kiliselerin "saklı tarihi" geziye katılanlarca ilgiyle izleniyor, I I I . Ahmed Çeşmesi'nden başlayan gezi Mikrimah, Yeni Valide, Rum Mehmed Paşa Camileri ile sürüyor. Son durak Surp Garabed kilisesi. MÜRŞİT BALABANLILAR "Chrysopolis", "altın şehir", yani " S c u t a r i " . Bizans'ın "Scutaıion" adlı askerleri bu bölgedeymiş. Adı buradan geliyor. Şimdi biraz değişik: Usküdar. Usküdar, Osmanlı döneminde tstanbul şehrini meydana getiren "bilâdı Selâse" uç kentin biri. Ayn bir kadılık o zaman. Türklerin eline geçmesi, asıl tstanbul'dan bir hayli önceye rastladığı için Bizans'tan pek iz taşımıyor. lşte böyle bir semtkenti gezeceğiz bugün. Tarih ve Toplum Dergisi'nin 1989 yılı "lstanbul'la Tanışın" gezilerinin ilki bu. Eski Üsküdar'ı Doç. Dr. Murat Belge tanıtacak bize. Sabah 10.00'dan itibaren Usküdar Meydanı'ndaki III. Ahmed Çeşmesi'nin önünde toplanmaya başlıyoruz. Birazdan 3540 kişi olacağız. Biz, Anadolu yakasında oturanlar, karşıdan gelecekleri bekliyoruz. Tanışma, sohbet ve Murat Belge'ye gezi ile ilgili sorduğumuz sorularla bir süre va' kit geçiriyoruz. Üsküdar'daki camiler genel olarak iki ana grupta toplanabiliyor. Bunlar, Barok mimarinin, yapılış sırasma göre artan dozda uygulandığı Yeni Valide (1710), Ahmediye (1721), Ayazma (1760) ve Selimiye (1804) camileriyle daha önceki devirlerde yapüan Mihrimah (1547), Şemsipaşa (1580), Atik Valide (1538) ve Çinili Cami 'ler (1640). Üsküdar'ı Harem'e bağlayan sahil yolundayız şimdi. Burası pazar günleri trafiğe kapatılıyor. Seyyar satıcılar, bisikletli çocukları, çayhaneleriyle eskilerin deyişiyle tam bir "mesire" yeri. Bizans'ta da böyleymiş. tmparatoriçe Theodora ve Imparator Aleksi'nin "Haraeum Sarajı" ve bahçeleri buralardaymış. "Harem" adı buradan mı geliyor acaba? Karşımızda Selimiye Kışlası. Ünlü Üsküdar Sarayı, diğer adıyla Kavak Sarayı'nın yerine yapılan kışla. "htanbulla tanışın"gezilerinde kentin bilinmeyen özellikleri ve incelikleri yeniden keşfediliyor YÖK'e alternatif ANKARA (AA) Öğretim Üyeleri Derneği'nce YÖK Yasası'na alternatif olarak hazırlanan yasa önerisi, öğretmen Dünyası Dergisi'nce düzenlenen bir ) açıkoturumda tartışıldı. < Doç. Dr. Tahir Hatipoğlu, öneride universite özerkliğinin ana ilke olarak ele almdığını söyledi. Doç. Dr. Hatipoğlu, öneride üniversitelerüstü iki kuruma yer verildiğini kaydederek bunlardan birinin eşgudiimü sağlayacak Üniversiteler Yüksek Kurulu (ÜYK), diğerinin ise akademik konularla ilgilenecek Üniversitelerarası Kurul olduğunu bildirdi. Bir Ermeni kilisesi Vakit öğleyi geçiyor. Otobüste kumanyalarımızı bitiriyoruz. Murat Belge, Kız Kulesi hakkında efsaneleriyle birlikte bilgiler veriyor. Harem'den Şemsipaşa'ya doğru sırtları, bu arada Muharrem Nuri Birgi'nin aşı boyalı köşkünu gösteriyor. Yağmur hafif hafif çiseliyor, hissedilir bir soğuk başhyor. Ayazma, Ahmediye ve Atik Valide camilerini geziyoruz sırayla. Bağlarbaşı'na çıktığımızda sürpriz bir ziyaret yapıyoruz: Surp Garabed Ermeni Kilisesi. Doğnısu Bizans zamanında Sur tçi'nde hiç Ermeni kilisesi olmadığını bilmiyordum. Murat Belge Sur Içi'nde Türklerle birlikte başlayan Ermeni iskânını anlattıktan sonfa bir Gregoryen kilisesi olan Surp Garabed'le ilgili bilgiler veriyor. Surp Garabed 15801590 yıllarında yapılmış. Yangın vb. nedenlerle tam dört kez yıkılmış, ya da tamir görmüş. Yapı en son 1880 yılında bugünkü halini almış. Oldukça sade, dikdörtgen bir tabana oturan, fazla tezyinatı olmayan bir kilise. Temiz, düzenli... Bakıcıları bizi, karşıladıkları gibi güleryüzle uğurluyorlar. Bu arada gnıbumuzdan bazıları mum yakmayı ihmal etmiyor. Gezi bitiminde, elimdeki programa bakarak "Beyoğlu"nu düşunüyorum. Gezip göreceğiz orayı da. "Yıkılmalı mı, yıkılmamalı mı?" tartışmaları akhmıza gelecek. Hangi Beyoğlu'nu yıkıp, hangisini koruyalım diye düşüneceğiz. Sonra da Imroz Meyhanesi'nde Yorgo bir kadeh rakı ikram edecek. Içilir mi, ne dersiniz? Heyelana inceleme TRABZON (AA) Türkiye'deki heyelanların büyük bir bölümünün meydana geldiği Doğu Karadeniz Bölgesi'nde, konu ile ilgili bilimsel çalışmalar yapılıyor. TrabzonGümüşhane arasında yapımı bu yıl tamamlanarak ulaşıma açılacak yeni karayolu güzergâhı üzerinde meydana gelebilecek heyelanlara karşı almması gereken onlemler konusunda rapor hazırlamyor. tunı Murat Belge gezi grubuna bilgi verirken. Haftalık tarih gezilerine katılanların büyük çoğunluğu istanbul bilgisini derinleştirmek isteyenter. (Fotoğraf: Erdoğan Köseoğlu) Tipi" bir çeşme olan III. Ahmed Çeşmesi'nin denize bakan yüzüne dolanıyoruz. Esas cephe burası. Hemen her yüzu birbirinin aynısı olan çeşmenin bu yuzü iki tane nişle ayrıca süslenmiş. Cephelerde ve köşelerde birer tane olmak üzere toplam 8 musluğu var. Murat Belge, çeşmeler hayrat olduğu için, yaptıranların belli bir geliriyle faaliyetine devam ettiklerini söylüyor. "Bu(çeşme" diyor, " I I I . Ahmed'in önem bakımından ikinci gelen çeşmesidir. Birincisi, Topkapı Sarayı'nda Babı Hümayun dedigimiz kapının önündedir. O son derece daha detaylıdır." Ayrıca Topkapı Sarayı'nın karşısındaki o çeşmede, köşelerde çeşme değil sebil olduğunu vurguluyor. "Bugun de bazı sebiller göreceğiz. Sebilden genellikle şerbet dağıülır. Sebillerin hepsinin meşhur olan bir şerbeti vardır" diyor. Çeşmenin hemen yanından, merdivenleri çıkarak Mihrimah Camii'ne giriyoruz. Kanuni Sultan Süleyman'ın kızı ve Rüstem Paşa'nın eşi Mihrimah Sultan tarafından 1547 yılında yaptırılan cami Mimar Sinan'm erken döneminin eserlerinden biri. Mihrimah Camii'nden çıkışta Murat Belge, verdiği bilgiler ışığında yapıya bir de dışardan bakmamızı öneriyor. Eski arabalı vapur iskelesinin tam karşısındaki Yeni Valide Camii ne gidiyoruz. Eski Üskudar'ın "Büyük tskele"si veya "Balaban İskelesi" şimdi yürüdüğümüz bu meydanda mıydı acaba? Kırlangıç, Preme ya da Pıyadeler belki de buraya yanaşıyordu. I. Abdulhamit'in vakfından Pazar Kayıkları elli kişi mi taşıyordu, yoksa altmış mı? Üç çifte kayıklar Küçüksu'ya gidiyorlar mıydı? Ne kadar zamanda? Kadınlar "frenk kumasından elbiseler giyip" kayığa binip, "kefere avradlan gibi şemsiye tuttuklannda" padişah bunu görmüş ve menetmiş miydi? Ahmed'in annesidir, o yaptırmış burayı. Yıl 1710. Gülnuş Valide Sultan "nıhu huzur ve sükfin dolu, yaptırdığı abidenin önündeki açık türbede meftun" şimdi. Çıkaralım ayakkabılanmızı ve girelim içeriye... Tertemiz halılarm üzerinde başlanmız kubbeye, tepeye kalkmış, hayranhkla seyrediyoruz. Murat Belge'nin anlatımı ve tanımlamalarıyla birlikte dikkatlerimiz çini ve mermerlerde yoğunlaşıyor. iki ahşap evin önünden geçiyoruz. Murat Belge, biraz ötede yerine "bpkı"sının yapılacağı inşaat halindeki bir yapıyı gösteriyor. Birazdan Şemsipaşa'ya doğm tepelerdeki yeni yapılaşmayı göstererek "burası Istanbul'un, nispeten eskiyi de içinde barındıran yeni semti olma yolunda" diyecek. Rum Mehmet Paşa Camii'ne geliyoruz. Adı üstünde, Paşa Rumdan dönme. Fatih zamanında böyle paşalar var, örneğin Murat Paşa. Bizans ricalinden olan, hatta paleologlara mensubiyeti rivayet edilen Rum Mehmed Paşa 1469'da sadaretten azlinden sonra, "isbatı diyanet ve tekrar göze girmek niyeti ile" bu caminin ınşaatını başlatmış. Ekrem Hakkı Ayverdi, "bu cami" diyor, "Fatih devrinde yapılanlar içinde Bizans'tan kısmen müteesir olup, biraz koku alan yegâne camidir." Rum Mehmed Paşa Camiı'nin tek minaresi var ve diğer camilerinkine oranla kısa. Murat Belge, yalnızca sultan ve onun ailesine mensup olanlann birden fazla minare yaptırabileceğini vurguluyor. "Bunlara 'selatin camileri' denir" diyor. "Selatin camilerin bir özelliği, birden fazla minareye sahip olabilmeleridir. Nitekim, gerek Mihrimah, gerekse Yeni Valide Camii'nde ikiser minare vardır. İstenirse daha fazla yapılabilir. Süleymaniye'de 4, Sultanahmet'te 6 minare vardır." III. Ahmed Çeşmesi Otobüs gecikmiyor. Grup, Murat Belge'nin çevresinde halkalanırken semt sakinleri meraklı bakışlarla bizi izliyor. Gezi programını içeren broşürlerimizi alıyoruz. Eski Üskudar yapılarını tarihi sıraya göre değil de trafiğe gore gezmeye çalışacağız. TRT'den bir ekip geliyor. Murat Belge, önünde bulunduğumuz III. Ahmed Çeşmesi'ni tanıtmaya başladığında mikrofon uzatılıyor, kamera çahşıyor. önce genel olarak çeşmeler hakkında bilgi alıyoruz. "Meydan Rum Mehmed Paşa Minarede hiyerarşi Sultan ailesinden olmayanların ancak bir minare yaptırabileceğini öğreniyoruz. Murat Belge devam ediyor, "Bu, damatlıkla falan hallolmaz, oradan doğma olacaksınız" diyor. Bu sozler gurupta gulüşmelere yol açıyor. Şimdi, Evliya Çelebi'nin, "geriden gören kasrı muzeyyen zanneder" dediği, sahildeki Şemsı Paşa Camii'ne gideceğiz. Bu da eski bir yapı. 158O'de yapılmış. "Eski bir yapı" diyorum, şundan: Koyu yeşil, san, kiremidi, renkteki çinilere bakıyoruz. Mermer minberden önce yere yakın kuçük askılardaki tesbihlere takılıyorum. Armudi, tam yuvarlak, uclu, yuvarlak, yanm beyzi, yumurta biçimi, öd pelesenk, kuka, gfll, tırmak, bağa, yeniçıkma, sürtaşı ya da kehribar 99'luklar değil bunlar, naylon. Onlar şimdi bit pazarında nadiren bulunuyor. İşte Yeni Valide Camii'ne girÜskudar sırtlarına doğru tırmadik. Şimdi bir asır geriye donelim. nıyoruz. Daracık sokaklardan geGülnuş Emetullah Sultan, ki III. çerken "satılık" yazılı yan yana Karides nesli tükeniyor İSKENDERUN (AA) Iskenderun'da deniz kirliliğinin karides neslinin tükenmesine yol açtığı bildirildi. Edinilen bilgilere göre tskenderun * Körfezi'nde daha önceden ayda ortalama 40 ton avlanan karides, son aylarda 5 tona düştü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle