Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 AĞUSTOS 1988 KÜLTÜRYAŞAM HAYVANLAR ÎSMAIL GVLGEC İsmail Gülgeç yıllık izninin bir bölümünü kullandığı için "Hayvanlar"a bir süre ara veriyoruz. CUMHURİYET/5 Prince'in erotik hınaparkı Sackson fırtınası yatışır yatışmaz ekibini toparlayarak soluğu Avrupa'da alan Prince, "çılgınlık ve kaos" sözcükleriyle tanımkmabilecek şovunu enerji ve espri dolu bir erotizm gösterisine dönüştürüyor. Bir bakıma Michael Jackson'da eksik olduğu söylenen bir temaya ağırlık veriyor. YAVUZ BAYDAR STOCKHOLM "Who's bad?" (Kim daha bıçkın?) Prince tni Michael Jackson nu? Avrupa müzik çevrelerinde bugünlerde sorulan soru bu. "Prince, Jackson'ın kara bıriutu" şekliııde yorumlar yapılıyor. Nedeni, Minneapolis'in "küçük dev adamı"nın şu sıralarda surmekte olan Avrupa turnesinde sunduğu, Jackson'ın bahar sonunda kıtada bıraktığı parlak ımgenin üstüne "yitkseUerden göige diışiıren" nıtelikteki şovu. "Jackson fiTttnası" yatışır yatışmaz ekibini toparlayarak soluğu Avrupa'da alan Prince, "çılgınlık ve kaos" sözcükleriyle tanımlanabilecek, göz kamaştırıcı şovunu, enerji ve espri dolu bir erotizm gösterisine dönüştürüyor. Yani Jackson'da eksik olduğu/hiç olmadığı söylenen bir temaya ağırlık veriyor. Michael Jackson fırtınasından sonra Prince konserleri KİM KtME DUM DUMA hakhrı koavsvnda J BEHÎÇ AK snnuc sıfırnanı BtOTtZM TÛTEN DANSLAR Konserinde pıyanonun yanı sıra gitannı da bol bol dinletti Prince. Ama şarkı, piyano, gıtar bir yana, Prince'in kız hayranlannı asıl çılgına çeviren yanı, her anından erotizm tuten danslanydı çekiyor, "mnzır" hareketler eşliğinde ünlü parçası "Controversy"i söylemeye başlıyordu. Yukarıdaki sahne, 2,5 saatlik şovun küçük bir bölümüydü. Akıl almaz bir enerjiyle süren ilk yarının seyircilerde yarattığı sarhoşluk, Prince'i Prince yapan eski bestelerin uzun caz doğaçlamalanyla süslenerek ki bu tavır caz nedir bilmeyen genç seyirciler karşısındaki cesaretini gösteriyordusunulduğu ikinci yanda yer yer çakmaklı, yer yer ağlamalı, yer yer de korolu bir çılgınlığa dönüştü. Sürprizler sürüyordu: Erimiş kurşun gibi kulakları dolduran müziği aniden kesen Prince, yavaş yavaş ytikselen, kalp biçimindeki platformun üstünde piyanosuyla başbaşa küçük bir resital de verdi. Piyanonun yanı sıra gitarını da bol bol dinletti Prince. Üstelik Bahar ortasında "Loveseny" albümüyle yeni bir çıkış yapan, gençyaşk birçok meslektaşı tarafından deha olarak nitelendirilen Prince, Stockholm konseri öncesinde, hemen herkesin kafasında, "Acaba bu kez ne yapacak?" sorusunu gundeme getirmişti. Kapalı salonu dolduran 14 bin kişiyi, beklenüleri daha da arttıran, alışılmanuş, tuhaf bir sahne düzeni karşdadı: Yuvarlak biçimde kurulu sahne, bir sirk esprisi içinde salonun ortasına yerleştirilmişti. Bu düzen, belli ki Prince'in seyirci ABD'nin en tanınmış 25 pop müzik lere daha yakın olmak, hareket özgürlüğünü her yöne aynı ölçü eleştirmeninin oyları sonucu, Rolling de kullanmak tutkusundan doğ Stones'un "Satisfaction"ı birinci, Bob muştu. Üstü engebeli, iri bir tüm Dylan'ın "Like a Rolling Stone"u ikinci, sek biçimindeki sahne, podyumlardan, farklı düzlemlerden ve Beatles'ın "I Want to Hold Your Hand"i inerçıkar platformlardan oluşu üçüncii oldu. yordu. Yuvarlağın bir kıyısında Kültür Servisi Dunyanın ön Stones topluluğunun 1965 tarihidavullar vardı; öte yanda, bir sa de gelen rock ve pop dergüerinden ni taşıyan " I Can'l G«l No lıncak görülüyordu, dip tarafta "RoUing Stone", ABD'nin en ta Saüsfaction" adlı parçası aldı. ise bir basket potası. nınmış yirmi beş pop müzik eleşIşıklann kararmasıyla sahneyi tirmeninin oylarına başvurarak tkinciliği Bob Dylan'ın "Like a kaplayan yüksek dozda dumanlar son 25 yılın en iyi 100 pop parça Rolling Stone"u alırken, Beatles görüntüyü bir anda değiştirdi. sını seçti. Pop müzik eleştirmen topluluğunun 1964 tarihli "I Vfutt Mosmor ışıklar altında bir kıyı lerinin oylaması sonucu ortaya cı lo Hold Your Hand" adb parçası JAGGER VE KEİTM RİCHARDS "Satisfaction"ın yaratıcıları dan beyaz bir otomobil belirdi. kan sıralamada birinciliği Rolling Uçüncü oldu. Vinç yardımıyla yükselerek ilerleyen otomobil, yarım daire çizdikSon 25 yılın ilk 50si ten sonra sahnenin öteki yaruna yanaştı. Eski Beades konserleri1. (I Can't Get No) Satisfaction, Rolling Sto 25: The Message, Grandmaster Flash and the Funi anımsatan isterik çığlıklar, karious Five (1982) nes (1965) pıyı açarak sahneye fırlayanın 26: Gimme Some Lovin', Spencer Davis Group 2: Like a Rolling Stone, Bob Dylan (1965) kimliğini hemen ortaya çıkardı ta(1967) 3: I Wa«t lo Hold Your Hand, Beatles (1964) bii. "Lovesesy Tonr"un ilk gö4: I Heard It Through The Grapevine, Marvin 27: Honky Tonk Women, Rolling Stones (1969) rüntüsü buydu. Açüış parçası ola28: My Girl, Temptations (1965) Gaye (1968) rak ünlü "Erotic City"i seçmesi, 29: Hey Jnde, BeaÜes (1968) 5: I W u t You Back, Jackson 5 (1969) şovun ana teması hakkmda yeterli 30: River Deep, Mountain High, Ike & Tina Tur6: Respect, Aretha Franklin (1967) bilgiyi veriyordu: Nabız erotizmner (1966) 7: (Sittin' on) The Dock of the Bay, Otis Redle atacaktı konser boyunca. Eski 31: Don't Worry Baby, Beach Boys (1964) ve yeni bestelerin sıkı bir montajla ding (1968) iç içe eklendiği, teknik kusursuz8: Fortunate Son, Creedence Clearwater Revi 32: Anarchy in the UK, Sex Pistols (1976) 33: When A Man Loves A VVoman, Percy Sledge luğiı su götürmez gösterinin "deval (1969) liceli|i", adeta her şeyi sahnede (1966) 9: Bora to Rnn, Brnce Springsteen (1975) mümkun kılıyordu. Her an deği34: Thank You (Falettinme Be Mice Elf Agin), 10: Stop! In the Name of Love, Supremes (1965) şerek bir renk seline dönüşen ışıkSly & the Family Stone (1970) 11: Good Vibrations, Beach Boys (1966) lar altında gitarcı Miko Weaver 12: The Tracks of My Tears, Smokey Robinson 35: Da Doo Ron Ron, Crytals (1963) durmaksızın "depar a ü p " koşup 36: 96 Tears, ? and the Mysterians (1966) & the Miracles (1965) zıplarken, Prince, yatay durum37: The Letter, Box Tops (1967) 13: Ia the Midnight Hour, Wilson Pkkett (1965) 38: Be My Baby, Ronettes (1963) da, en keskin gitar sesini arıyor, 14: Whafs Going On, Marvin Gaye (1971) öte yanda şarkıcı/dansöz Çat, 39: VVooly Bully, Sam the Sham and the Pharo15: You Really Got Me, Kinks (1964) klavyeci Boni Boyet ile basket oyahs(1965) 16: My Generation, the Who (1966) nuyor, davuluyla birlikte sahne40: Light My Fire, Doors (1967) 17: Little Red Corvette, Prince (1983) nin içine "gömülen" Sheila E, bir 41: Chain of Fools, Aretha Franklin (1967) 18: Louie Louie, Kingsmen (1963) bacağını Örten, ötekini ise kalça42: Hotel California, Eagles (1977) 19: You've Lost That Lovin' Feelin', Righteous 43: Oh, Pretty VVoman, Roy Orbison (1964) sının üstüne kadar çıplak bırakan Brotbers (1964) tek parça giysisiyle bir başka kö44: Imagine, John Lennon (1971) şede ortaya çıkarak salıncakta sal45: Let's Stay Tbgrtber, Al Greea (1971) 20: Gloria, Them (1965) lanmaya başlıyor, gitanyla birlik21: Dancin' In The Street, Martha & VandeUas 46: Pride (in the Name of Love), U2 (1984) te dumanlann içinde kaybolan 47: Suspicious Mİnds, Elvis Presley (1969) (1964) Prince, yarı çıplak, sahne ortasın48: Strawberry Fields Forever, Beatles (1967) 22: Billie Jean, Michael Jackson (1983) da aniden beliren beyaz "zifaf 23: Reach Oot I'll Bc Tbere, Four Tops (1966) 49: Try A Little Tenderness, Otis Redding (1966) yatagına" atlayarak Cat'i yaruna 50: Stayin' Alive, Bee Gees (1977) 24: Shake, Sam Cooke (1965) airovrvp. tmt n. badmımt farklı ekollerde: Zaman zaman Jikopvk horekefımi Hendrn gibi çabyordu, zaman zaman da George Benson'ı aratmayacak caz doğaçlamalanna dahyordu. Şarkı, piyano, gitar bir yana, kız hayranlarını asıl çılgına çeviren yanı, her anından erotizm tüten danslanydı elbette. Jackson'ınki gibi kusursuz bir hareket şeması içermeyen, karşı cinse iç çektiren, kustahlığın sınınnda gezen bir dans. Büyüleyici konserin tek bir freni vardı: Prince'in zaman zaman rahipliğe soyunması ve "Tann yaşıyor", " O ' n a inanıyor mnsnnnz" türünden vaazlara yer vermesi... Hayranlan, ne yapsmlar, sineye çekmekten başka yol bulamadılar. Grift kişilikli bir şov dehasıydı karşımızdaki çünkü: O ftma aul fakfkr vaazları veren Prince, az sonra " Müzik burada başlar" diyerek kalbini tutuyor, "Buradan geçer" diyerek bacaklannın arasını gösteriyor, "Bnrada biter" diyerek muzip bir güiüşle başını ellerinin arasına alıyordu. Prince'in şovu, kaotik bir kafarun, anarşist bir tasarımlama P Î K N t K PİYALE MADRA gucünün ürünüydü: Sahnedeki olağanüstü hareketlilik ve şaşırtmacalar, bukalemun gibi renkten renge giren müzikle butünleşerek, gunumuzde sadece Prince'e özgü olan bu yaklaşımın belgesi oldu yine. Aynı tavn, şimdi Fılm olan "Sign O'the Times" konserlerinde de görmüştük. 'Prince mi Michael Jackson mı' sonısu belki degereksiz. Ama ille de bir kıyaslama yapmak gerekirse şunu savlamak mümkun: Jackson'da kusursuzluk varsa, Prince'te ayrıntı zenginliği var; Jackson'da disiplin varsa, Prince'te daha güleryuzlü ve esprili bir esneklik var. Son olarak da, Jackson'da el değmemiş bir guzellik varsa, Prince'te eritici bir cinselYAPMAK 'iSTtMEPI&M İÇİN &Ai lik var. Konserlerine gelen kızlaBıR 15 rı "Onn istiyoram!" diye ağlatacak bir cinsellik... Su AHPu O tŞı YÂflYoRUM' 'Satisfaction' ilk sırada ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI "Rolling Stone" dergisi 25 yılın ilk 100'ünü seçti AĞAÇ YAŞKEN EĞÜJR KEMAL GÖKHAN GÜRSESI K6. 50 YIL ÖM.E Cumhunyet 28 AĞUSTOS 1938 Ali ustanın feryadı MUZIK SETI BURAKELDEM de yaşayan siyahların kurtuluşunu hedefleyen "rastafarianizm" ile kaynaşması sonucu doğdu reggae. Yetmişli yülann ortalanndan itibaren de ozdlikle Bob Marley'in çabalanyla Jamaika sınırlannı aşıp, baskı altında yaşayan insaıılann olduğu her yerde benzeri görülmedık bir hızla yaygınlaştı. Hatta Robert Mugabe önderliğinde Zimbabwe'nin bağımsızlığı için savaşan siyahlar reggae ile öylesine butunleştiler ki, Marley'in "Zimbabwe" adh şarkısı neredeyse ulusal marşları haline geldi. Kampuçya'da, Filistin'de, Güney Afrika'da Bob Marley'in şarküan dilden dile dolaştı. Geçenlerde yeniden basımı yapılan "Exodns" adlı kaset de ölümünün üzerinden yedi yıl geçen bu reggae savaşcısının oldukça önemli bir yapıtı. Marley öldükten sonra uzunca bir duraklama dönemi yaşayan reggae Avrupa'da yavaş yavaş yeniden gündeme geürken, bizde de "Exodus"ün yayunlanması hoş bir rastlantı. Dileriz devamı da gelir ve Marley'in bugüne dek (birtakım korsan girişimler dışında) Türk dinleyicisine ulaştınlamamış yapıtları birer birer yayımlanır. "Exodus" bu anlamda iyi bir başlangıç ve olumlu bir seçim; Marley'in "militan" tavnna örnek oluşturan en popüler parçalannı içeriyor. "Eger siz bir buyük ağacsanız / kucük bir baltayız bizler de / Bilendik sizi kesmek için / Hazırız yere devinneye" diyen "Small Axe" gibi. Üçüncü Dünya Ülkelerinin müziklerine ilgj duyup da bugüne dek Bob Marley yapıtlannı dinleyememiş olanlar için "Ejıodns" iyi bir fırsat. kasetten sonra Faranduri'ye duyulan ilgi ve sevgi daha da artmış durumda. Hele buna bir de "Davos nıhu"nun etkisini eklersek, Ege'nin karşı kıyısında üretilen müziği çekici bulanlar için şu sıralar Faranduri gibi guçlü bir yorumcuyu dinlemek daha da güncelleşiyor. Son derece yerinde bir zamanlama ile geçtiğimiz haftalarda yayımlanan konser kaseti, gerek Yunan müziğini ve çağdaş Yunanlı bestecileri sevenleri, gerekse Faranduri'nin sesine tutkun olanları tatmin edecek nitelikte. Gerçi kaset bundan on yıl önceki Düsseldorf konserinin kayıtlanndan oluşuyor, ama içinde yer alan şarkıların çoğu Türkiye'de fazla bilinmediği için cekiciliğinden bir şey yitirmiş değil. lstisna olarak yalnızca "Bella Ciao" sayılabilir ki bu özgürlük simgesi ttalyan halk şarkısına Faranduri'nin getirdiği özgun yorum, bildik ezgiyi sanki yeniden yaratıyor; hatta Milva'yı gölgede bırakıyor bile denebilir. Kasette ağırlıklı olarak Mikis Theodorakis'in besteleri yer alıyor. Son yıllarda Yeni Türku topluluğunun Turk dinleyicisine tanıtıp sevdirdiği ("Telli Telli", "Maskeli B a l o " , "Olmasa Meklubun" gibi şarkıların bestecisi) Manos Loizos'tan da bir parçayı seslendiriyor Faranduri. Yunan müziğine ilgi duyanlann, hele hele Theodorakis sevenlerin muilaka edinmesi gereken bir kaset. i 9larla Hırantouri LIVE BOB MARLEY AND THE WAILERS Exod«s 1 Ex*da»/Belı Marley and the W«Uerg Island/MMY) Jamaika'dan çıkıp dalga dalga tüm dünyaya yayılan ve oldukça kısa bir süre içinde ezilen, sömürülen, özgürlüğu için savaşan Üçüncü Dünya Ülkeleri halklarının ortak sesi haline gelen "reggae" müziği, gucünü ve popülerliğini bu turun tartışmasız en büyük ismi Bob Marley'in yapıtlan sayesinde elde etmişti. Kingston'ın arka sokaklannda ve kenar mahallelerinde, Karaib külturünün olgunlaştırdığı rıtmik, ama hüzünlü bir müziğin, sömürgeler Plane/Ada) Faranduri adı, Türk dinleyicisi için hiç yabancı değil. Yunanistan sınırlannı fazlasıyla aşan bir üne sahip, buğulu sesli şarkıcıyı, yıllardan beri hem solo albümleriyle hem de ZUfü Livaneli ile birlikte verdiği konserlerle tanıyor, izliyoruz. Bundan iki yıl kadar önce Türkiye'de de yayımlanan Livaneli besteleri üzerine kurulu Ben dilencilik edemem! mecburiyeti yoktur. Bu böyle himayesiz bırakmıyacağız. Derken çökmüş göğsünü olduğu gibi, kanunun Bunlardan, cemiyet uğrunda kabartmak için öyle bir istediğinden fazla hizmette sakat kalanlarım daha evvel gayret sarfediyordu ki, bulunan ferdler de cemiyetten tatmin edeceğiz. Biraz evvel karşımda ihtiyar karşısındakiler hürmet hissile menfaat beklemek hakkına Çünkü Ali ustanın: bir adam vardı. Gözyaşlan biraz olsun ezilmesinler, malik değildirler. Millet Bu vatana hizmet ettim. içinde bana derd yandı. mümkun değildi. işlerinde hizmet, objektif ve Beni aç bırakıyorsunuz! Altmış yaşındayım. Ben ona ne yapabilirdim? subjektif iki netice doğurur. Feryadı ne kadar yanlışsa, Gençliğim harblerde çürtidü. Adresini sordum. Objektif necite, milletin elde onu bağırmağa mecbur etmek Kırkımdan sonra da îstiklâl Adresim yoktur, dedi. ettiği maddî menfaattir. Esas de o kadar ayıbdır. mücadelesine katıldım. EvvelâOrada burata yatarım. Fakat olan da budur ve mutlaka NADİR NADİ Adapazar, Hendek, Düzce Karabiga oteli kıraathanecisiniyapılmak lâzımdır. Subjektif taraflarında Anzavurun tanıyorum. Ali usta diyince o netice, hizmetin sonunda takibinde, sonraları Birinci ve beni bulur. ferdde hasıl olan ruhî haletür. ikinci tnönü muharebelerinde O mes'uddur veya bedbahttır; Ali ustayı elimden geldiği bulundum. ömrüm, silâh seviniyordur, yahud kızgındır. kadar teselli ettim. altında millete hizmetle Ve bunlar, cemiyeti alâkadar Sen üzulme, Cumhuriyet geçmiştir. Izmirin işgalı etmez. Cemıyet Ziya Gökalp Antakya 27 (Hususî hükumeti hiçbir vatandaşın sıralarında ailem düşman muhabirimizden) Hatay gibi düşünür ıstırab çekmesini istemez. mezalimine kurban gittiği meb'usan meclisinin açılma Herhalde şimdiye kadar icab Gözlerini kapasın, için, şimdi ihtiyar kollarımla merasimine aid hazırlıklar vazifesini yapsın! eden makama müracaat hayatta yapayalntzm. hararetle devam ediyor. Mesleğim demirci ustalığıdır. etmesinı bilememiş olacaksın. Der. Iskenderun, Beylan ve burada Merak etme ben de yazarım. ••* Bir iş bulmak için fevkalâde tezahüratla Fakat vatandaşlanm, Ali başvurmadığım yer kalmadı. Dedim. Ve işte yazıyorum. karşılanan Tayfur Kökmen, ustanın ve onun gibilerin: On senedenberi kırk sekiz Alevî, Ortodoks, Ermeni ve Biz bu vatana hizmet istida yazdım. Nereye giısem Ali ustanın vaziyeti bir istisna diğer cemaatler tarafından "sen ihtiyarsın, işe değildir. Ay geçmez ki gazete ettik, aç kalmamız doğru sevinçle ziyaret edilmektedir. yaramazsın" diyerek beni geri idarehanelerine harb malulii, mudur? çeviriyorlar. Köşebaşlarında el şehid anası, şehid karısı Diye feryad etmeleri, vaktile açntağa alışık değilim ki olarak maddî ıstırablanndan yapmış oldukları hizmetlerin dilencilik edeyim. ömriimün şikâyetle müracaat eden veya fedakârlıklann son senelerinde bu ıstırablı vatandaşlar bulunmasın. Bu mukabilini istemekten ötüru vaziyetten kurtulmak için ne gibi vaziyetlerde içtimai değildir herhalde. Nasıl olur ile dşleri tenr>ziemekfir ki, bu adamlar kellelerini yapmalı, rica ederim yardım teşkilâtımızın koltuklarımn altma almışlar söyleyiniz. noksanlığı göze çarpmamak ve ölumün kucağına mümkun olmuyor. İhtiyar vatandaş hem atılmışlardır. söylüyor, hem de ağlıyordu. Bir Ali usta, cemiyetin karşısına çıkıp: Kirli bir sabun köpüğünu Hareketlerimizdeki samimiyeti andıran saçları, uzun ıstırab Ben bu millete hizmet ispat için, icabında ölümü kabul etmekten daha senelerinin bıçak yarası kadar ettim. Şimdi beni aç bırakmak doğru mudur? inandırıcı bir vasıta derin çizgilerle kapladığı Derse şüphesiz haksızdır. Evet bulunamamıştır bugüne alnını örtemiyordu. Dişsiz ağzından çıkan sözler, sanki haksızdır. Çünkü bu cemiyete kadar. karanlık ve derin bir kuyunun yapılan hizmetler bir Ali ustaların feryadı bir dibinden geliyordu; o kadar menfaatle mukayyed olamaz. çaresizliktir. Bu vatandaş Cemıyet, lüzum gördüğu açtır, ihtiyarlığtndan dolayı iş yorgun, o kadar içinden bulamıyor. İşte cemiyetin konuşuyordu. Fakat sırtmda zaman ferdlerini vazifeye taşıdğı ağır ıstırab çuvallarına çağırır. Bu çağırış kayıdsızdır,dermanını aramakla mükellef rağmen, sefalete boyun eğmek şartsızdır, kategoriktir. Vazife olduğu derd burada. Çalışamıyacak bir yaşa gelen mukabilinde ferde bir istemiyen güzel bir gururu vatandaşlardan hiçbirini menfaat temin edilmek vardı. Hatay meclisinin açılış hazırlıkları Pertev D!ş macunu En büyük<2:evk