19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 AĞUSTOS 1988 tsraiVi BM de kınadı NEW YORK (ANKA) Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Nazmi Belger'in önceki gün yaptığı açıklamayla Türkiye'nin îsrail'i kınayarak, Filistinlileri sımr dışı etme politikasından vazgeçmeye çağırmasından sonra Birleşmiş Milletler de (BM) aynı yönde bir karar aldı. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin Çinli Başkanı Li Luye'nin yaptığı açıklamada, "Konsey üyeleri, işgal kuvveti tsrail'in Filistinli sivilleri sımr dışı etme politikasını sürdürmekte ısrarlı olmasmdan endişe duymaktalar" denildi. DIŞ H ABERLER CUMHURİYET/3 Burma'da katliam: 1000 ölü "Tek Tip" Simge ALISIRMEN Hükümet aleyhtarı gösteriler cezaevlerine de sıçradı. Üç cezaevinde meydana gelen olaylarda güvenlik güçlerinin mahkumlara ateş açması sonucu 1000 kişi öldü, 1700 mahkum ise cezaevinden kaçtı. RANGOON (Ajanslar) Burma'yı günlerdir sarsan hükümet aleyhtan gösteriler sonunda cezaevlerine de sıçradı. Başkent Rangoon'daki iki cezaevi ile Bangladeş sınınndaki Arraka kenti cezaevinde yapılan gösterilerde güvenlik güçlerinin ateş açması sonucu en az 1000 mahkumun öldüğü, toplam 1700 kişinin de cezaevinden kaçtığı bildirildi. Rangoon Radyosu, başkentteki Insein Cezaevi'nde 2 bin tutuklunun bir yangın çıkardıklannı ve cezaevinden kaçmaya çalışan mahkumlara gardiyanların ateş açması sonucu yaralananlar olduğunu duyurdu. tngiliz Televizyon Kurumu ve BBC tarafından cuma günü verilen haberde ise güvenilir kaynaklara göre 1000 mahkumun öldüğü bildirildi. BBC'nin Rangoon'daki muhabiri tarafından verilen haberde Insein Cezaevi'nde kahvaltı için hücrelerinden çıkan mahkumlann hükümet aleyhtarı bir gösteri düzenledikleri bildirildi. Konuşma yapmak isteyen baa mahkumlar güvenlik güçlerinin açtığı ateş sonucu öldü. Çıkan kanşıklık esnasında cezaevi yanmaya başladı.Yangından kurtulmak için kapılara hücum eden mahkumlara gardiyanlar yeniden ateş açtılar ve 1000 kişi öldü. Rangoon Radyosu, ayrıca kentteki Bassein Cezaevi'nde de mahkumlann yangın çıkarttıklanm, gardiyanlann açtığı ateş sonucu 1 kişinin öldüğünü ve 100 mahkumun kaçmayı başardığım duyurdu. Haberde, ülkenin Bangladeş sınınndaki Arrakan kentinde de isyan çıktığı, gardiyanlann altı mahkumu öldürdükleri, 24 kişinin yaralandığı ve 1600 kişinin kaçmayı başardıklan bildirildi. Hükümet aleyhtan gösteriler sürerken başkentte genel greve gidildiği haber verildi. Ülke içinde ulaştmın büyük ölçüde felce uğradığı, trenlerin ve uçaklann çalışmadığı bildirildi. Birçok fabrikada üretimin durduğu ve gunlük gazetelerin de yayımlanmadığı belirtildi. Burma'da Ne VVin'in istifasından sonra Sein Lwin görevi devralmış, ancak 17 gün sonra istifaetmek zorunda kalmıştı. 26 yıllık askeri djktatörlükten sonra devlet başkanlığına seçilen ilk sivil yönetici Maung Maung, gerginliği azaltmaya yonelik birtakım önlemler aldıysa da "tek parti sistemine" devam edileceğini belirtti. Muhalefet liderleri "geçid bir hükümet" kurulmasını ve bir an önce demokrasiye geçilmesini istiyorlar. Bu arada, eski subaylar ve askeri yetkililer de sosyalist hükümete karşı muhalefet hareketine katüıyorlar. Eski Savunma Bakanı Tın U dün başkent Rangoon'da düzenlenen gösteride 10 bin kişiye hitaben konuştu. Gösteriye^ Sosyalist lider Ne Win'e yönelik* 1976'daki darbe girişiminde başı çeken eski subay Win Thein de katıldı. Halk arasında saygın bir yeri olan Tın U, yeni Devlet Başkanı Maung Maung'a da bir mektup göndererek, geçen haftalardaki olaylarda güvenlik güçlerinin göstericileri öldürmesini kınadı. Tın U, tek parti sisteminden çok partili demokrasiye geçilmesi çağrısında da bulunarak, bu süreci izleyecek geçici bir hükümet kurulmasını istedi. Emekü bir tuğgeneral ile 14 emekli albayın da ayn bir mektup göndererek, Maung Maung'a geçici bir hükümet kurulması çağnsında bulunduğu bildirildi. Diplomatik kaynaklar, ülkedeki kanşıklık karşısında, ordunun bir darbe yapacağı söylentilerinin de yoğunlaştığım kaydettiler. Güvenlik güçleri hükümetiprotesto eden mahkumlara ateş açtı DUNYADA BUGUN Harrap'ın Fransızca İngilizce, ingilizce Fransızca sözlüğü, yazı rnasamın hemen yanıbaşında kütüphanemde, elimi uzathğımda ulaşabileceğim bir yerde duruyor. Ve ingiltere'de basılmış bu sözlüğün sırtında. son günlerde tartışma konusu olan şu bizim ünlü tek tip elbise var. Şaka değit, birinci sayfasında resmi "görülmüştür" damgası bulunan sözlüğü, Sağmalcılar: da fizik doçenti öğretim üyesi, değerli dostum Haluk Tosun eskimiş, artık giyilmez olmuş tek tiplerden birinden kalan kumaslarla güzelce kaplamıştı. Şimdi kütüphanemde, yabancı dilden bir sözlük ve üstürvde ünlü tek tip... Tek tip elbise uygulaması Adalet Bakanı Mehmet Topaç'ın son genelgesiyle yeniden günün en tartışılan ve sorun yaratan konulan arasına girdi. Hapishane yönetımleri, bu elbiseyi tutuklu ve mahkumlara giydirmekte, ağırlığını siyasiler oluşturmak üzere, bir kısım tutuklu ve mahkum da bu çullara bürünmemekte direniyorlar ve hapishanelerimizde bir süredir görece yumuşamış olan hava yeniden gerginleşiyor. Tek tip elbise uygulamasını savunan yetkililer, benzeri uygulamaların hemen bütün uygar dünyada var olduğunu, BM'nikonu ile ilgili anlaşmasında da yer aldığını ileri sürerterken j l ları giymemekte direnenler de bu giysilerin mahkeme öı ^e sanığı küçük düşürdüğünu vurguluyoriar. Öyle bir tartışma ki iki taraf da haklı. Gerçekten de bir sanığı bu tür giysilerie mahkemeye çıkarmak son derecede sakıncalı. Zaten dünyanın tek tip uygulaması yapılan ülkelerinin hiçbirinde de tutuklu sanıklar mahkeme önune hapishane elbisesi ile çıkarılmıyorlar. Ama öte yandan, dünyanın birçok uygar ülkesinde ve bu arada 10'dan fazla hapishanesini gezip gördüğüm ABD'de, tek tip elbise giydiriliyor tutuklu ve hükümlülere. Ancak burada bir noktayı vurgulamak gerek. Dünyanın başka ülkelerinde tek tip giysi uygulamasının var olması, hatta bu hususun BM'nin 1957 tarihli anlaşmasında yer alması da bizim yöneticilerimizin savlanna haklılık getirmiyor. Çünkü oralardatek tip uygulamasının yanı sıra, hapishanelerdeki yaşam oylesine düzenlenmiş, tutuklu ve hükümlülerin haklan oylesine nesnel ve standart biçimde güvenceye kavuşturulmuş ki hapishane giysisi bu bütün içinde yerıni alıyor. Bizde ise hapishanelerimizin Batı'dan ya da uygar ülkelerden aldığı tek kurum tek tip uygulaması oluyor Bütün öbür düzenlemeler bir yana bırakıhyor. Ve üstelik yukarıda da belirttiğimiz gibi, sanıklar bu giysilerie haysiyet kıracak bir biçimde mahkemeye çıkarılıyorlar, uygar ülkelerdeki uygulamaların tersine. Böylece de tek tip uygulaması provokasyona dönüşüyor. Durum böyle olunca, tek tip elbiseye karşı direniş gerçekte kendi boyutunu aşryor. Tek tip elbise bir simge oluyor ve tek tipe direnen tutuklu veya hükümlüler, gerçekte hapishanenin yaşam koşullarına ve kendilerine yapılan insanlık dışı uygulamalara direniyorlar, direnişlerini tek tipte simgeleştirerek. Tek tip elbiseyi üç yıla yakın süre giymiş bir kimse olarak kişisel kanım, bu direnişin ancak ve ancak giysinin insanlık dışı uygulamaların simgesi olarak gorülmesi halinde geçerlilik kazanacağıdır Yoksa hapishanelerimizde tek tipe gelinceye kadar daha karşı çıkılacak neler neler vardır. İşin garibi "tek tip" direnişi karşısında kimi zaman duyarlıtık gösteren yöneticilerimiz, başka konularda en ufak bir ödüne yanaşmamaktadırlar. Nitekim Adalet Bakanı Topaç da tek tip konusunda yumuşamış ve "Gerekirse tüzük değişikliği yapılabilir" demiştir. Bu davranış tek tip direnişçilerinin bir zaferi mi? Sanmıyoruz. Eğer hapishanelerimizde tek tip uygulamasından geri adım atılmakla kamuoyunıın duyarlılığı yatıştırılır, dikkatler bir kez daha demır parmaklıkların dışına kayar ve dört duvar ardında olanlar doğru irdelenmezse, büyük bir olanak yok olup gidecektir. Çünkü hapishanelerimizde, beslenmeden haberleşmeye, okuma olanağından spora ve eğitime, temizlenmeye kadar her alanda oylesine çağdışı uygulamalar var ki, tek tip elbise bur yanında hiç kalıyor. Tek tip elbise uygulamasının dünyanın her yeri nde ve Bineşmiş Milletler anlaşmasında olduğunu söyleyen yetkililerimiz, bilerek ya da bilmeyerek, dünyanın diğer ülkelerindeki hapishanelerde ne tür uygulamalar olduğunu, düzenlemenin bütününü gözden kaçırıyoriar ve adeta o tek tipin bir bütünün, uygar ve daha insanca uygulamanın yalnızca bir parçası olduğunu unutuyor veya unutturuyorlar. Gelecek hafta boyunca, yemekhanelerinde yemek yediğim, ölüm hücrelerine girdiğim, eğitim programlarını izlediğim, arsivlerine gittiğim Amerikan hapishanelerinden örnekleri kamuoyuna sunarak, ABD örneğinde tek tipin hangi bütünün parçası olduğunu anlatmaya çalışacağım. Bu arada bir noktayı yineleyerek vurgulamak istryorum: Tek tip yalnızca bir simgedir. Tek tipe karşı direniş bütün bir uygulama yanlışına karşı direniştir. Olayı tek tip ile sınırlamak, direnişi çok basite indirgeyip yanlışa çekmek olur. 15 bin Karadağ ve Sırph yürüaü TtTOV VRBAS (AA) Yugoslavya'da yetkililerin, halka, protesto gösterilerine son vermeleri yolunda çağnda bulunmalarma rağmen, 15 bin kadar Sırp ve Karadağh dün ülkenin kuzeydoğusundaki Titov Vrbas kenünde bir yürüyüş yaptı. COstericiler, Kosova'daki etnik sürtüşmenin derhal bir çözüme bağlanmasmı istediler. Göstericilere askeri birlik MOSKOVA (AP) Sovyetler Birliği'nde önceki gün yürürlüğe giren bir kararaame ile ilk kez göstericilere karşı, içişleri bakanlığına bağlı yan askeri birliklere müdahale yetkisi verildi. Sovyetler Birliği'nde şimdiye dek göstericileri toplum polisi dağıtıyordu. içişleri bakanlığma bağlı yan askeri birlikler ise sadece çalışma kamplannı, cezaevlerini ve hükümet binalannı koruyorlardı. AP'nin haberine göre, muhalefet kaynaklan bu birliklerin "son derece sert ve acımasız" olduğunu söylediler. Yeni kararnameye göre özel birlikler, sanıklan izlerken evlere ve işyerlerine girip arama yapabilecek ve ulaşım araçlarına el koyabilecekler. Siyasal gözlemciler, Genel SekreteT Mihail Gorbaçov döneminde gösterilerin çok arttığuıı ve Moskova'nın bu nedenle tutumunu sertleştirdiğini belirtirken, muhalefet kaynaklan, yeni önlemin Gorbaçov'un glasnost (açıklık) ve demokratikleşme politikasına ters düştüğünü öne sürüyorlar. Yasadışı "Demokratik Birlik" grubunun lideri Yuri Mityunov yaptığı açıklamada, "Açıkça orduya olağanüstü yetkiler veriliyor. Başka ülkelerde böyle bir şey ancak sıkıyönetim dönemlerinde olur" dedi. Muhalifler, içişleri bakanlığı birliklerindeki baa askerlerin Afganistan'da çarpıştıklanm ve göstericilere karşı çok sert davrandıklannı öne sürdüler. Yüksek Soyyet'in (parlamento) Başkanlık Divanı 28 temmuzda aldığı bir kararla, göstericilere karşı askeri birliklerin kullanılmasını öngören kararnameyi onaylamıştı. Devlet Başkanı Andrei Gromiko'nun imzasını taşıyan kararname cuma günü yayımlanararak yürürlüğe girdi. Kararnameye göre birlikler arama izni olraadan herhangi bir eve girerek arama yapabilecekler. Düzenli polis ise ancak savcıdan arama izni alma koşulu ile evlerde ve işyerlerinde arama yapabiliyor. MOSKOVA SERTLEŞİYOR POLONYA Papulias Kıbrıs'a gidiyor ATİNA (Cumhuriyet) Yunanistan Dışişleri Bakanı Karolos Papulias, üç günlük resmi bir ziyaret için bugün Lefkoşa'ya hareket ediyor. Yunan Dışişleri Bakanı 'nın bu ziyareti, adayı 1983'te ziyaret eden Yunanistan Başbakam Andreas Papandreu'dan sonra Lefkoşa Rum kesimi için ikinci önemli ziyaret kabul ediliyor. Demokrasi yolundan sapılmayacak Gulam îshak Ham Polonya'da hükümetın sert önlemlerine karşın işçilerin grev ve gösterileri yer yer suruyor. (Fotoğraf: Reuter) Ajgan birlikleri geri çekildi MOSKOVA (AA) Afgan hükümet birliklerinin, Mücahit kuvvetlerinin baskısı sonucu, ülkenin iç kesimlerindeki Bamyan ilinden geri çekildikleri bildirildi. Sovyet resmi haber ajansı TASS, Bamyan 'da durumun çok gergin olduğunu ve Mücahitlerin eylemlerini yoğunlaştırdıklannı kaydetti. TASS, Mücahitlerin, yerleşim merkezlerini bombaladıklanm da öne sürdü. tSLAMABAD (AA) Uçağının düşmesi sonucu geçen hafta ölen Ziya Ül Hak'ın yerine Pakistan Devlet Başkanhğı'nı geçici olarak yürüten Gulam lshak Han, "demokrasi yolundan sapılmayacagını" söyleyerek, bütün siyasi liderlere işbirliği çağnsında bulundu. Gulam Îshak Han, televizyondan yaptığı ve İS dakika süren konuşmasında, halkın, sürtüşme yaratıcı aynlıklan unutmasını ve önyargüardan kurtulmasını istedi. Ordunun şimdiye dek üç kez iktidara el koyduğunu hatırlatan Gulam îshak Han, Pakistan'da her zaman anayasaya uygun davranılmadığını da belirtti. 73 yaşındaki Gulam tshak Han, seçimlerin 16 kasımda yapılacağını hatırlatarak, iktidann seçimlerin sonucuna göre anayasal yoldan el değiştıreceğini ifade etti. Hükümet yııııııışadı VARŞOVA (Ajanslar) Polonya'da grevler yer yer devam ederken, Varşova hükümeti tutumunu yumuşatarak grevci işçilerin lideri ile görüşmeye hazır olduğunu açıkladı. Polonya Komünist Partisi Merkez Komitesi ise ülkedeki işçi huzursuzluğunu görüşmek için dün olağanüstü toplandı. Toplantımn açılış konuşmasını yapan Polonya lideri General Janızelski, "Durum kanşık, ıma kontroln hiçbir zaman kaybetmedik" dedikten sonra şöyle devam etti: "Cesur bir adım atmalıyız. Halkın yaşam standardını koruyacak, piyasanın istikrarını arttıracak. fiyat arbşlannı onleyecek, geleneksel olmayan, ama etkili önlemler almalıyız." Polonya Içişleri Bakanı General Czesiaw Kiszczak önceki gece televizyonun haber bülteninde yayımlanan açıklamasında hükümeti n işçi liderleri ile "yuvarlak masa" toplantısına hazır olduğunu bildirdi. Ancak General Kiszczak, "Anayasal diizenimize karşı çıkanlarla göruşmeyecegu" dedi. Generalin bu sözleri çeşitli yorumlara yol açtı. BBC, içişleri Bakanı'mn bu sözleri Ue Dayanışma'yı kastettiğini belirtirken, AP, rek hükümetin açık kapı bırakmak istediğini öne sürüyor. Hükümetin açıklamasma Dayanışma liderleri olumlu tepki gösterdi. Sendika'nın danışmanlanndan Adam Michnik yaptığı açıklamada "bu çok olumlu bir gelişme bükümet dognı yolda ilk adımı arü" dedi. AP muhabiri, Michnik'e hükümetin bu yuvarlak açıklama ile Dayanışma'yı devre dışı bırakıp bırakmadığını sordu. Michnik, "Eger Dayanışma'yı devre dışı bırakmakta inat ediyorlarsa. o zaman açıklama, bundan önceklleri gibi hiçbir anlam taşımaz." İçişleri Bakanı, işçi liderleri ile görüşmeye hazır İçişleri Bakanı'nm Dayamşma'nın olduklarını açıkladı. Komünist Partisi Merkez Komitesi adını anmadan "yuvartak" bir şeson gelişmeleri görüşmek üzere dün olağanüstü toplandı. kilde konuştuğuna dikkati çeke FRANSA Fransa Başbakanınm sosyalist ağırlıklı azmlık hükümetinin ülkeyi nasıl bir yörüngeye oturtacağı henüz kesinlik kazanmadı. Rocard'ın ilk önemli başarısı Yeni Kaledonya konusunda. SABETAY VAROL Rocard'ın ilk smavi:Yeııi Kaledonya nın on yılhk bir süreci kapsaması ve bundan sonraki yönetimlerin anlaşmayı ihlal olasılıklan yüzünPARtS den hükümet önümüzdeki ekim François Mitayında anlaşmayı referanduma suterrand'ın yeninacak. Katılma oıamnın hayli düden cumhurbaşşük kalacağı sanılmakla birlikte, kanı seçilmesi bu referandum sonucunda, Franüzerine işbaşına sız halkının, bağımsızlık yanlısı gelen sosyalist "FLNKS" (Kanak ve Sosyalist ağırlıklı azınlık Ulusal Kurtuluş Cephesi) ve Franhükümeti kurusa'ya sadık "RPCR" (Cumhuriyet lalı iki buçuk ay İçinde Kaledonya İçin Birlik) arageçmekle birliksında sağlanan ve bizzat Michel te, bu yöneti Mıchel Rocard Rocard'ın girişimleri sonucu germin Fransa' yı nasıl bir yörüngeye oturtacağı he çekleşen anlaşmayı büyük çoğunnüz kesiıüik kazanmadı. Yıllardan lukla onaylayacağı sanılıyor. beri birbirini izleyen hükümetleAvutralya'nın güney doğusunda rin başına dert olan "Yeni eski bir Fransız sömürgesi olan Kaledonya" sorunu konusunda, Yeni Kaledonya haziran ayında yaBaşbakan Michel Rocard'ın ba pılan başkanlık seçiminin ikinci ğımsızlık yanhları ve karşıtlan turu arifesinde kanlı olaylara salıarasında anlaşma sağlaması, yeni ne olmuş, zamanın başbakam ve başbakanın elde ettiği ilk önemli cumhurbaşkanı adayı Jacques başan sayılıyor. Vanlan anlaşma Chirac, otuz kadar jandarmayı bir çının ölümüyle sonuçlanan askeri operasyondan sorumlu tutulmuştu. Başkanlık seçimi öncesinde iç politika polemiklerini besleyen Yeni Kaledonya'daki bu "kan banyosu" kimilerine göre Chirac'a seçim kazandıracak bir kuvvet gösterisi olarak değerlendirilirken, Fransız seçmeni bu dramatik olaydan etkilenmemiş ve oyunun rengini değiştirme gereği duymamıştı. Chirac"ın "dinamik" üslubuna Karşı, Michel Rocard'ın diyalog yanhsı yaklaşımı şimdilik sonuç vermiş görünüyor. Bu duruma göre, 1988 yılına kadar, bu "Fransız deniz aşın topragı"na şimdiden itibaren yerleşenler ve metıopolden gönderilen memurlar, on yıl' sonra yapılacak "self determinasyon" oylamasında oy kullanamayacak. Başka bir deyişle, daha hızlı çoğalan ada yerlisi Kanak nüfusa karşılık, Paris merkezden adam göndererek nüfus yapısını değiştirme politikası izleyemeyecek. Arafat Cuellar görüşmesi CENEVRE (AA) FKÖ lideri Yaser Arafat, BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar ile Cenevre'de görüştü. Arafat, ocak ayından bu yana Genel Sekreter ile ilk kez bir araya gelirken FKÖ heyetinde dış ilişkilerden sorumlu Faruk Kaddumi de yer aldı. Perez de Cuellar görüşmeden sonra gazetecilerin yanına çıkmazken Arafat ve beraberindekiler de basın mensuplannın sorularını yanıtlamadılar. Öte yandan sürgündeki Filistin parlamentosu niteliğindeki Filistin Ulusal Konseyi'nin eyliil ayında Cezayir'de yapacağı toplantımn ertelendiği bildirildi. İranIrak banş görüşmeleri De CueUar'dan esneklik mağarada rehin tutan bağımsızlık tki ay içinde yapılacak referanyanlılanna karşı düzenlettiği bir dum, anlaşmayı uzun vadede güsaldında çok sayıda bağımsızlık vence altına aldığı gjbi Michel Ro beklentisi card hükümetine kolay yoldan bir kamuoyu başarısı sağlamayı da amaçlıyor. Çünkü bu anlaşmanın Yeni Kaledonya'ya bağımsızlık kapısını açtığını öne süren ve muhalefet eden aşın sağcı Ulusal Cephe dışında kimse, Rocard'ın bu kişisel başarısını tartışma konusu yapmıyor. Azınlık hükümetine, "kararlı" muhalefet yurütme yanlısı Cumhuriyet İçin Birlik Partisi (RPR) bile referandum konusunda çekimser kalma yanlısı. Temmuz ayı ortalanna kadar, Michel Rocard hükümetine girip girmeyeceği tartışılan, sonunda girmemeye karar veren "Merkezci" grup ise toplumun geniş kesimlerinde onay bulan Yeni Kaledonya anlaşmasını destekler görünerek 1989 martında yapılacak belediye seçimleri sonrasında gerçekleşeceği söylenen merkezsol ittifaka zemin hazırlamak için nabız yokluyor. CENEVRE (Cumhuriyet) Iran ve Irak arasında BM gözeti'minde başlayan banş görüşmelerine dün verilen aradan sonra bugün devam ediliyor. BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar cuma günkü görüşmelerin yavaş Uerlediğini söyledi. BM Genel Sekreteri "İlk hareketlenmeleri görüyoruz, birçok nokta açıklığa kavuştu. Sanınm pazar günü laraflar bir gün düşündükten sonra istenen esneklik başlayacaktır" diye konuştu. Diplomatik kaynaklar görüşmelerin ilk iki gününde taraflann pozisyonlannı karşıüklı olarak ortaya koyduklanm belirtiyoriar. tran savaşı kimin başlattığını belirleyecek bir tarafsız komitenin oluşturulması üzerinde öncelikle dururken, Irak iki ülke arasındaki sımrlann yeniden görüşülmesini istiyor. Esirlerin karşılıklı olarak serbest bıraküması ve iadesi her iki Ülkenin gündeminde de baş sırada yer alıyor. Çavuşesku ve Grosz bugün buluşuyor BUDAPEŞTE (AP) Romanya Devlet Başkanı Nikolai Çavuşesku ile Macaristan Başbakam ve Komünist Partisi Genel Sekreteri Karoly Grosz bugün Romanya'nın Arad kentinde bir araya gelecekler. Görüşmelerin "TVansilvanya sorunu" ile ilgili olduğu bildiriliyor. Çavuşesku mart ayında, ülkedeki toplam 13 bin köyden Macar azınlığın yaşadığı 7 bininin ortadan kaldınlacafı ve yerlerine dev "tarımsanayi raerkezleri" kurulacağını bildirmişti. Romanya'daki 1.7 milyon Macar asılb kişinin büyük bölüraünün yaşadığı Macaristan sınınna yakın Transilvanya'daki köylerin yıkılmasıyla burada yaşayanlann ülkenin içlerine dağıtılması öngörülüyordu. Macarlar, Romanya'daki toprak reformunun bir parçası olan bu uygulamayı ülkedeki Macar azınlığın haklarımn "ihlali" olduğu gerekçesiyle Budapeşte'de büyük gösterilerle protesto etmişlerdi. Çavuşesku "şöven bir eylem" olduğu gerekçesiyle bu gösterilere tepki olarak Transilvanya'daki Macar Konsolosluğu'nu kapatmış ve konsolosu da sımrdışı etmişti. Geçen mayıs ayında görevini Grosz'a devreden eski Macaristan Komünist Partisi Genel Sekreteri Janos Kadar ile Çavuşesku arasında 1977'de yapılan görüşmeler sonucu vanlan anlaşmalarla, Varşova Paktı üyesi iki komşu ülke arasındaki Transilvanya sorunu bir çözüme kavuşturulamamıştı. TRANSÎLVANYA SORUNÜ~ "Mlf RAPORU'TİUN ÜNLÜ 125 SAYFAUK EKİ Nokta, olaylar yaratan "MİT Raporu" soruşturmasında irtcetenecek belgeleri ele gecirdi. San Avni, Şükrü Balcı, Fahretön AsJan, Nurl Gündeş, Behçet Cantürk, Cengiz Abaoglu, Dündar Kılıç, Erdogan Demirören, Mahmut Karaduman, Vural Ankan, Hüseyin Cevahiroğlu, Adnan Başer Kafeoğlu, Ahmet AteşU'den Necdet Üruğ'a kadar iddialar, ithamlar ve yanrtter. ÖZGÜN MÜZİĞİ USTASINDAN DİNLEYİN!... BUGÜN CIKTI A S k e r t t C y O Ş I I n d l r l H y O r . Bedelli askeriik yaygınlaşocak... Komisyorvdaki egilim, ANAP yetkililerince de benimseniyor. • Yerah dunyasmın ünlü ismi Necdet Ulucan: "Enka'ya, Rahmi Koç'a, Süzor'e kimse bir şey soramıyorf • Banker Yalan, gelecek projelerini N o k t a ' y a açıkladı: "Fırsahnı bulursam yine bankeHik yapanm." "Meydanlan Zenger'e bırakmayacağım." "Bana en yakın politikaa Özal" 9 Mücadele ve aa. Sol geleneğin birbirinden aynlmaz iki unsuru. Solda acı mı mücadele mi galebe çalacak? • Yesilçam yorgunları: İzzet Günay, Göksel Arsoy, Neriman Köksal anlatıyor... ÖZCÜRLÜKVE DEMOKRASİYİ ÇİZMEKj BURAYA DENİZİ ÇİZİYORSUN YA İİ İİ SULARl MAVİLERE BOYUYORSUN KAYIKLARI MARTILARI KOYUYORSUN ÜSTÖNE SABAHI SERİNLİĞİ KOYUYORSUN BALIKÇILARI ÇİZ BALIKÇILARI GECEYİ DE ÇİZ DOĞACAK GÜNÜ DE YOKSUUUĞU ÇİZ ÇARESİNİ DE GELECEĞİ DE CIZ GELECEGİ DE ÖZGÜRLÜĞÜ DE ÇİZ DEMOKRASİYİ DE noKta llallalık Hubır Yönetmen: Sezer Bağcan M
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle