19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 HAZİRAN 1988 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 ISMAÎL GÜLGEÇ MÜZİK FÎLİZ ALt HAYVANLAR Festivalde dinlediğimiz yüzterce eseri bir, bilemediniz iki provayla, neredeyse ilk görüşte okuyarak yorumlayan Leningrad, Moskova, Litvanya senfonik ve flarmonik orkestralan, Spivakov'un Moskova Virtüozları, Mark Pekarsky'nin Vurma Çalgüar Topluluğu ve korolar, ülkedeki müzik eğitiminin sağlamlığınm canlı kamtları. Kesiııtisi z süren ekoller Sovyetler Birliği 3. Uluslararası Müzik Festivali LENİNGRAD St. izak Katedrali Meydaru'na açılan Gertsen (1825 Aralık syaklanmasının kahramanlarından Aleksandr Herzen adının Rusça yazılışı böyle) Sokağı'ndaki uç katlı bir kâşaneyi devlet, Leningrad Bcsteciler Birliğı'nin emrine vermiş. Evi, katedralin Fransız mımarı Auguste Montferrand, inşaat artıklarıyla yapmış. Artıklar 19. yüzyıl artıkları, çimento ve moloz değil yani. Çeşit çeşit nadide ahşap, mermer ve kırnuzı granit bu artıklar. Salonlann, odaların sadece döşemesi değıl, duvarlar ve tavanlar da ahşap parke ve oyma. Işte Leningrad bestecileri bu mütevazı (!) evde bannıyorlar. trili ufaklı salonlarda konserler veriliyor, dinletiler, tartıştnalar, konferanslar duzenleniyor ve Besteciler Birliği'nin tum işleri buradan yönetiliyor. Festıval akşamları, ikı konser •rası ya da gece konserinden sona besteciler, dinleyicıler ve çalgıcı takımı birer ikişer Gertsen Sokağı 45 numaranın bodrumundaki kanlinde buluşuyor. Glasnost havası burada iyice belırgin. Hararetli tartışma sesleri, masalar arası atışmalar, kahkahalar. derin felsefeye ya da belagatli şıir okumaya dalanlann mınltıları arasında o her yerde hiç eksik olmayan BESTECİLER BİRÜtii'NDE AKŞAM TARTtŞMALAM Festival akşamlan besteciler. dinleyicıler ve müzısyenler Leningrad Besteciler Birtiği'nde buluşup sohbet edıyor. tartışıyorlar Fesüvale ABD'den gelen Jonn Cage (solda) ıle son btrkaç yıldır hak ettiğî ılgıye kavuşan Tatar asıllı bestecı Sofya Gubaydulina bir köşede başbaşa konuşuyortar. yemek kuyruğu ufacık kantin mutfağı kapısının onunde uzavıp gidiyor. Festival konserleri, Besteciler Birligi'ndeki akşam tartışmalarıyla didik didik ediliyor yeme içme faslından sonra. Çevırmenımiz Mitya (21 yaşında bir Turkoloji oğrencisi Dimitri Serge>eviç, Turkçesi gayet ı\i). Azeri besteci Ha>>am Mirzazade, Arif MHikov, kızı Şirin, Dağıstanh bestecı Murad Kazhlaev, Ukraynalı genç bestecı Vladimir Zubitzky, Leningradlı genç bestecı Aleksandr Radvilo\iç bizimle ilgilenmek için çırpınıyorlar. Giriş katındaki salonda gunun konserlerinin bir dokumu yapılıyor, bestecılere sorular yoneltilıyor. Luigi Nono ile Franco Mannino fena halde Italyanca kapışıyorlar. Çe\irmen arada kalıyor zavallı. Tartışmayı yonetenler ateşli ttalyanların bu atışmalanndan pek keyif alıyor \e "Kuzeyin sojukluğuna A k d c n i z d e n sıcaklık gelirdiniz" diyerek işi tatlıya bağIıyorlar. Bir koşede John Cage ıle son birkaç yıldır hak etti|i ilgıye kavuşan Tatar asıllı besteci Sofya Gubaydulina başbaşa konuşuyorlar. Batıda Şostakoviç'ten sonra adı duyulup eserlerı çalınmaya başlanan Edison Denisov ve Alfred Schnittke kuşağından Gubaydulina. Hiçbir orgute bağlı olmadan yaşamayı yeğlediğinden mi, yoksa kadın olduğundan mı bilinmez, 56 yaşına kadar pek adını duyurmamış. 198788 Gubayduhna'nın patlama yılı. Çok yakında Batı'da patlayacaklarına inandığım iki besteci daha var. Birı Vyaçeslav Artyemov, oteki de Gurcu besteci Giya Kançeli. Her uç bestecinin de birbirıne hıç benzemeyen besteciliklerinin ortak yanı, muzik malzemesini ustaca kullanmalan, tını ve renk buluşları, çağdaş tekniklerden sırf teknik olsun dıye değü, amaçlarına araç olsun dıye ya rarlanmaları ve değişik kişilik ve duyarlıkta da olsa dramatizm öğesinin ağır basması. Bu bestecilerin eserlerinı dinlerken, Sovyetler Bırlıği'ndekı muzik eğitiminin süreklıliğinı, geleneğin arahksız aktarılmasının önemıni sezıyorsunuz. Rusya'daki ilk Konservatuvarı 1862'de St. Petersburg'da besteci Anton Rubinstein kurmuş. Kardeşı, piyanist ve şef Nikolay Rubinslein da dört yıl sonra kurulan Moskova Konservatuvarı'nın başına geçmış. RimskyKorsakov. Rubinstein, Çaykovski, Taneyev, Rahmaninov, Goldenweiser, Neuhaus, Myaskovski ve daha pek çokları gıbi büyuk müzjsyenlerin yerleştirdikleri "ekol" veya "ekoller", öğrencileri kanalıyla gelenek olarak kesintisiz gunumüze kadar surmuş. Oborin, Gileis, Şoslakoviç, Ricbter, Yampolsk}, Orslrah, Kogan, Klimov, Başmet, Rozhdeslvensky, Neslerenko, Tretyakov, Spivakov. Kremer ve daha niceleri bu geleneğin yetiştirdiği muzisyenler. Festivalde dinlediğimiz yuzlerce eseri bir, bilemediniz iki provayla neredeyse "prima vista", yani ilk görüşte okuyarak yorumlayan Leningrad, Moskova, Litvanya Senfonik ve filarmonik orkestralan, Spivakov'un Moskova Vırtüozlan, Mark Pekarsky'nin Vurma Çalgılar Topluluğu ve Korolar, Rusya'daki muzik eğitiminin sağlamlığının canlı kamtları. Bızım keşfetmekte geç kaldığımız Soprano Nell> Lee, Gidon Kremer'le birlikte dinlediğimiz kemancı Talyana Grindenko ve Andrey Eşpay'ın viyola konçertosunu yorumlayan Vuri Başmet, genç kuşak yorumcuları arasmdan sivrılen yıldız isimler. SSCB 3. Uluslararası Muzik Festivali, çağdaş muzik festıvalleri arasında çeşit zenginliği ve yorum niteliğinin yuksek duzeyi oakımından on sırada yer alıyor. KİM KİME DUM DUMA BEHIÇ AK P İ K N İ K PtYALE MADRA AkçıFın Ayalrini resitalî Kemancı Saim Akçıl, 4 Hazıran 1988 cumartesi akşamı Aya Irını'de Ayasofya Muzesi'ni Koruma ve Turizm Derneği ile tstanbul arkeoloji müzelerinin duzenlediğı resitalde piyanist Cana Gurmen eşliğinde Mozart, Schubert, Çaykovski. Brahms ve Wieniawski'nin yapıtlarını seslendirdi. Saim Akçıl'ın en önemlı özelliğı kemana olan sevgisi. Çalgısıyla bu denli ozdeşleşen, her bulduğu fırsatta konser sahnesıne çıkan muzisyenlerımızın sayısı ne yazık ki çok az. Saim Akçıl ise keman çalmak içın fırsat yaratır. Dinlediğimiz resıtalde ozellikle Mozart'ın K.V. 301 Sol Major Sonatı'yla, Brahms'ın op. 100 No: 2 La Major piyanokeman sonatında, kemancı Saim Akçıl ve piyanist Cana Gurmen muzikalite ve yorum açısından dunya standartlanna ulaşma yolundaydılar. Her ıkisini de candan kutlar, Saim Akçıl'a kemanıyla bırlikte mutlu ve başarılı bir gelecek dilerım. HIZLJ GAZETECI PABÛNIZA (3UCENMB.İIM ÇOC'JKLAR. MECDET *.EA 'M, &IUİ0RUM PEu'SSlZE KÛRSI EZİKUK .. UAPİiTE YATriK PıYB KAPAR çEKTİÖIMk UZUNTUlEl? 3>IE yenı Sı PAA flVUKAT, JU, ŞU R PEKMAV luKtTTıK '.O YıJZPEN &UNPAN\ VLARINIZ1 ) ATARKEK WHU PA / KATıN/ Ç İ Z G İ L İ K K.4.MİL MASARACI İ l f I I f f ı l t C P f A K I C I C n h h p t Sovyetler Bırlığı 3 Uluslararası Müzik Festıvalınde ıkı konser I M n u i l O t o l a i a o i * * * l l ı n » l a r a s ı y a d a gece konserinden sonra Leningrad Besteciler Bıriıöi'nın kantininde hararetJİ tartışma sesleri. kahkahalar eksık olmadı. Müzik yazarımız Fılız Alı (sağda), bu keyıflı buluşmalardan birinde Azen bestecı Hayyam Mirzazade (solda) ve Dağıstanlı besteci Murad Kazhlaev'le bırlikte Festivale 43 ülkeden 160 besteci katıldı 4 3 ülkenin müzisyenlerini iki hafta süreyle bir araya getiren SSCB 3. Uluslararası Müzik Festivali'nde Türkiye'yi Adnan Saygun temsil etti. Festivale, savaş sonrası modernist akımların ilk havarilerinden John Cage, Luigi Nono ve Luciano Berio 'nun katılması, çağdaş müzik şölenine büyük önem kazandırdı. LENtNGRAD Muzikolog Joseph Kerman "Müzikte modernizm iki aşamada yol almıştır. İlk aşama 1. Dunya Savaşı'ndan hemen önce Debussy'nin 'Jeux', Slravinsky'nin 'Babar Ayini' ve Schoenberg'in 'Pierrot Lunaire' adlı eserleriyle katedilmişti. tkinci hamle ise 2. Diinya Savaşı'ndan hemen sonra Boulez, Stockhausen ve Cage'in besteleriyle gerçekleşti" der "Musicologj" kitabında. 1955 yılına gelene dek Boulez, Stockhausen, Xenakis, Ligeti, Berio, Nono ve Maderna, Yeni Modernist akımın en onemli eserlerini yaratmışlardır bile. I9556O'lardan bu yana çağdaş müzikte pek çok zikzak çizildi. Serializm, "musique concrele" elektronik muzik, aleotorizm (raslamsal), "chance" (rastlantısal), minimalizm, yeni romantizm, post minimalizm, hatta post yeni romantizm gibi akımlar birbirı ardına gelişti. Çağdaş muzik, bir ara konser salonlanndan tam anlamıyla dışlanıp, akademik kurumların bilimsel müzik kursülerinde tartışılan soyut kavramlar silsilesine dönuştu. Son on yıl içındeyse çağdaş müzik yeniden konser salonlanna, opera sahnelerine ürkek jrkek de olsa donüyor. Kimi durumda meydan okuyarak, dinleyicıyi şoke ederek de geniş ilgi topluyor çağdaş müzik günümüzde. SSCB 3. Uluslararası Muzik Festivali'ne savaş sonrası Modernist akımların ilk havarilerinden John Cage, Luigi Nono ve Luciano Berio'nun katılması, 20 mayıs 1 hazıran arasında Leningrad'da gerçekleşen çağdaş muzik şölenine büyük önem kazandırdı. FestivaJe 43 ulkeden 160 bestecı eserleriyle, kimi zaman da hem besteci hem şef olarak katıldı. Turkiye'yi Adnan Saygun temsıl edıyordu. Saygun'un 3. Senfonisi 23 ma>ısta Leningrad Filarmonisı Buyuk Salonu'nda SSCB Devlet Akademik Senfoni Orkestrası (Moskova) tarafından yorumlandı. Eseri çok az provayla kusursuza yakın vorumlayan orkestrayı Fyodor Gluşçenko yönetiyordu. Dinleyicıler ve orkestra uyelen surekli ve ritmli alkışlarla Turk bestecısinın eserinı ne kadar beğendıklerini gosterdıler. Festival, dunya çağdaş muziğinin geniş bir yelpazesini sunacak biçimde duzenlenmışti. 76 yaşındaki John Cage'in hâlâ dinleyiciyi şa Leningrad'da çağdaş müzik şöleni şırttığını, gençlere taş çıkartan tazeliğı ve orijinalliği ile geleneklere bağlı, tutucu kesımi bugun de çileden çıkarabildiğini gormek çok keyifliydi. Ote yandan Laos, Kuzey Kore, Kampuçya, Etıyopya, Finlandiya, Isveç, Tunus gibı birbiriyle çoğunluk hiçbir kultürel bağı olmayan ulkelerin kayda değer eser çıkaramamalan da ilginçti. ltalyan "avantgarde"ının Marksist temsilcısi Luigi Nono, Sovyet meslektaşlarına dunyaya daha da açılmalarını onerirken, Cage, içinde yaşadığımız dünyanın yansımalar, saydamhklar, birden fazla goruntunun aynı anda algılandığı bir karmaşa ve gurültuler dunşası olduğunu vurguluyor, muziğin çağdaş dünyanın seslerinden kaçış amaıyla değıl, o seslere uyum sağlama ve alışma amacıyla yaratılması gereğine parmak basıyordu. ColumbiaPrinceton Elektronik Müzik Laboratuvan'nın kurucularından Rus asıllı Amerikalı Vladimir Ussachevsky, Leningrad Konservatuvarı'nda yaptığı bir konuşmada, studyonun kuruluş aşamalarında birlikte çalıştıkları Turk bestecisi Bulent Arel'den, elektronik muziğin gelışımınden ve şimdiki durumundan etraflıca söz ederek Sovyet oğrenci ve öğretım uyelerine ornekler dinlettı. Luciano Berio, hem besteci hem de şef olarak Leningrad Filarmoni Orkestrası ve Ingıltere'den gelen "Electric Phoenix" vokal topluluğu ile kendi eserlerıni sundu. Ingıliz Nigel Osbome, Amerikalı John Adams, Yugoslav Ivan Jev(ic, Alman Peler Ruzicka. Bulgar Georgi Minchev, Polonyalı Krzysztof Meyer, 1930'ların sonu ve 1940 kuşağının dıkkate değer bestecileriydi. 43 ulkenin muzısyenini iki hafta sureyle bir araya getiren Besteciler Birliği, Kullur Bakanlığı ve Goskonzçrt'ı, boyle dev boyutlu bir organızasyonu başarıyla gerçekleştirmelerinden dolayı kutlamak ısterim. AGAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GOKHAJS TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAIS s 8 Hazıran f833'TB 8U6UAJ, FG/İMSIZ ( Ç ) , İSTANBUL'A ULAÇMIŞÎIPAHA SOH/SAL/1/?f "PAR/S'rSN tS7ANg(JL'A 8UHA&LI LS YOLCULUK" ADLI fB39 BAS/Mf Si£ OtZTAYA ÇlKARMtŞ OLAN MAt>CHeB£US,GÖRü J coşta/yo4 Mçn Ç 0O6A ıLE LUNOOĞUNU AK7AKAN 6E2GİU, GÛZEL KÖÇKLER.İN, KUBBELERıM VE yALplZU MtNA££l£GlU ÇOZ. ETKtSlNDE KALMIŞT1. LIMANI G£MİLEe.L£ DOLU OLAM ISTANBUL 'UM A2AMETIYLE MfÇBİR 8AŞK£NTİU YARjŞAiArYACAĞtMt ANLAMAkTAYDI. EN BEGENPfĞi XAPt ıS£, SUCSYMANlYE CAMı/'YDJNot. Ynrdımı ıçın S<*ym Medret Akcam'a fefekkurkr. ESKIB/R /STANBUL GEZ/SL 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet 8 Haziran 1938 bir mevkide kurulacaktır. İzmır şarab fabrıkası, Tekirdağ fabrikasının uç nıislı buyukluk ve kudrette olacaktır. Hazırlanan projelere gore, fabrika senede beş mılvon liıre şarab ımal edeceklır. tnşaata derhal başlanacak ve fabrika, gelecek ıstıhsal mevsimıne kadar lamamlanmış olacaktır. izmır şarab fabrikasıle ıstihdaf edilen gaye şarabın maltyet fıyaitnı duşuımek ve 1938198» bu suretle şarab fiaılarmı ucuzlatmaktır. Maliyet fıatı ne kadar duşuk olursa, buna valmz ınhısar resını olan beş kuruşun ılavesıle fiat tayın edılecektir. tsveçe Turk şarabı ıhrac olunınakıadır. Danimarka da zaman zaman ınuşteri vaziyetindedır. Başta tngıltere olmak uzere Norveç ve sair şımal memleketlenne ihracatta bulunmak imkânları da araşıırılıyor. Mareşal Fevzi Çakmak Ankaraya gitti Genel Kurmay Başkanı Fevzi Çakmak dun akşamkı trenle şehhmizden ayrılmış ve Ankaraya donınuştur. Genel Kurmay Başkanı Haydarpaşa ıstasyonunda merasımle uğurlanmış, teşyide generaller, yuksek rülbeli zabiller ve Vılâyet ve Parti erkânı bulunmuştur. Şamb Fabrikası Ege bolgesinde şarabcılığm geniş mikyasta ihyast içın fzmirde kurulması mukarrer buyuk şarab fabrikasının yeri tayin edilmıştır. Bu fabrika tzmirde Bornova yolu üzennde deniz kenarına yakın DİMIYİCİDEN SAYGUN'A ÇİÇEK Adnan Saygun'un 3 Senfonisi, Leningrad Filarmonısi Büyük Salonu'nda SSCB Devlet Akademik Senfoni Orkestrası'nca yorumlandı Konser bıtımınde Leningradlı dinleyicıler, gelenek olduğu uzere Saygun'a çiçek sundular.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle