27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
^ ^ ^ ^ 23 HAZİRAN 1988 23 HAZİRAN T3aşyazcınmız NadirNadi 80yaşında Başyazar Nadir Nadi Nadır Nadi'nin ilk imzalı başyazısı 1 Nisan 1936'da yayımlanacaktır: Günu gunune yaşayanlarımızı duşunelim. 1935'te yurda dönuşünden sonra, Cumhuriyet'te yazı işleri yarduncılığı, habercilik ve röportajcılık dallannda çalışan Nadir Nadi, önce köşe yazarlığına, oradan başyazarlığa gececek, o sütunu, isteği üzerine babası ile böluşecektl. Nadir Nadi babasıru anlatırken, "Babam yazılarıma hiç kanşmazdı. Ben de ondan ilke edindim, yazarlara hiç karışmam" der. Çeşitli uluslararası toplantılara da katılan Nadir Nadi, babası ve gazetenin kurucusu Yunus Nadi'nin 1945'te ölümü üzerine Cumhuriyet'in yönetimini tümuyle üstlendi. Bu arada ilk kitabı olan "Sokakta Gürültu Var" yayımlandı. Nadir Nadi'nin küçük erkek kardeşi Doğan Nadi de, gazetede 'Bir Dakika' sütunu yazıyor ve küçük fıkra dalında yeni bir çığır açıyordu. Doğan Nadi, daha sonra pazar günleri yedi küçük fıkrayı 'Yedi Dakika' adıyla yayımlayacaktı. Nadir Nadi ile Doğan Nadi, Doğan Bey'in 1969 yılında ölümüne değin Cumhuriyet'te birlikte çalışülar. 12 Mart'ın güç günlerinde 12 Mart 1971 darbesi, Türkiye'deki tüm demokratik kurumlar gibi, Cumhuriyet'i ve onun yöneticisi ve başyazan Nadir Nadi'yi de hedef almıştı. Demokrasiye ve Cumhuriyet Devrimine karşı yöneltilen tüm tehditlerde ana hedeflerden biri haline gelen Cumhuriyet ve Nadir Nadi 12 Mart döneminde de güç günler yaşamıştır. Yukandaki resimde Nadir Nadi'yi 12 Mart döneminin güç günlerinde Cumhuriyet Gazetesi'nden aynhrken görüyorsunuz. Nazime Nadi ve Yunus Nadi ile Nadir Nadi, 23 Haziran 1908'de Muğla'ya bağlı Fethiye, o zamanki adıyla Meğri ilçesinin Kaya köyünde doğdu. Nadir Nadi'nin babası Osmanlı Meclisi Mebusan'ı üyesi olan Yunus Nadi Bey gazeteciliğe daha 20 yaşuıda başlamıştı ve savaş yülarında kendi gazetesi Yeni Gün'ü yönetmekte, aynı zamanda başyazarhğını yapmaktaydı. Daha o günlerde Mustafa Kemal Paşa lehinde yazılanyla tanınan Yunus Nadi Bey, Dersaadet'in işgali üzerine Ankara'ya kaçarak Miili Mücadeleye katıiacak, Mustafa Kemal'in yakın arkadaşı olarak 1. Meclis'te önemli roller oynayacak ve mütarekenin ilamndan sonra döndüğü tstanbul'da Yeni Gün Gazetesi'ni 7 Mayıs 1924'ten itibaren Mustafa Kemal'in isteği üzerine Cumhuriyet adıyla yayımlayacaktı. Nadir Nadi, bu çalkantılı ortamda Nisantaşı Yeni Mektep'te başladığı eğıtimini Galatasaray'da sürdürürken, babasının ardından, annesi Ue birlikte Ankara'ya göçecek, Ankara Lisesi ilk kısmında okumaya baslayacak, daha sonra lstanbul'a dönünce yine Galatasaray'a girerek 1930 yılında orayı bitirecektir. tlk kemanı ile.. "Doğrusu müziği sevmiyordum. Hele kemandan nerede ise nefret ediyordum. Bu işe babamın zoru ile başlamıştım. Sekiz yaşında iken beni elimden tutmuş, o zamanki adıyla "Mızıkayi Hümayun" orkestrası şefı kemancı Zeki Bey'e götürerek, 'Buna keman öğref demişti. Şaşınp kalmıştım. Bana, çocuklara özgü üç çeyrek boyunda bir keman aldılar. Babam inadından vazgeçmiyordu. Ulusal Kurtuluş Savaşı'na katılmak Uzere Ankara'ya gidip bizi de yanına aldırdığı zaman da keman derslerini bırakmama izin vermedi. Ilkin orada bulunan Nuri Kan'dan (Suna Kan'ın babası), sonra da Sovyet Büyükelçisi'nin tavsiyesi ile sefaret sekreterlerirden (amatör kemancı birinden) bir süre ders aldım." Böyle anlatıyor keman ile tanışttğı ilk yüları. Galatasaray Lisesi yülannda Karl Berger ile dersleri sürdüren Nadir Nadi değişim anıru şöyle anlatıyor: "Yine kemanla aram iyi değildi. Sevdiğim saydığım hocam Berger'e haftada bir koşa koşa gitmemin asıl nedeni, kapaiı bir cezaevini andıran okuldan bir iki saatliğine kurtulmak, kent kalababğı içinde kısa süre olsun özgürlüğün tadma varmaktı... Ustelik o hafta hiç çalışmamıştım. Hocanuı yanına geçmek üzere camlı kapıyı açarken, utanma duygusuna kapılmadım diyemeyeceğim. Elimde ikisi teknik, biri de klasik müzikle ilgili üç nota vardı. Bu sonuncusu hiç unutmam Mozart'ın si bemol majör (K, 378) piyano keman sonatıydı. O akşam sonaün andante bölümünü ilk kez çalacaktun... Yanımda bir piyanist yoktu... Notayı sehpaya koydum, çalmaya başladım. Birinci temayı kafamdaki piyanist işliyor, bense ona kemanımla eşlik ediyordum. Daha ilk notalarda içimi bir aydınlık kapladı. O ana değin ömrümde rastlamadığım harika bir şeydi bu. Sonatın bütün güzelliğini yudum yudum tadıyordum. Yüz elli yıl önce yaşamış bir sanatçımn insana söylediklerini ben, aradan bunca zaman geçtikten sonra şimdi aynı inanç, aynı heyecanla kelimesi kelimesine yineliyor, adeta Mozart'la özdeşleşiyordum. Nefes aiışlanm hızlanmıs, yanaklanm pembe pembe olmuştu.. Mozart bütün benliğimi sarmıştı." Çok partili yaşama geçişle birlikte Nadir Nadi, Demokrat Parti listesinden bağımsız olarak, Muğla Milletvekili seçilerek 1950 yılında parlamentoya girdi. 1954 yılında yine bağımsız olarak Tstanbul Milletvekili seçilen Nadir Nadi, yedi yıllık parlamenterliği sırasında Avrupa Konseyi'ne de bağımsız Turk delegesi olarak seçilmiş ve bu görevini de altı yıl sürdürmuştur. Nadir Nadi'nin başında bulunduğu Cumhuriyet Gazetesi, 1955'lerden sonra, Demokrat Parti iktidarının ve onun başbakanı Adnan Menderes'in hışmına uğrayacak, Menderes bir ara, temel hak ve özgurlüklerle Ataturk ilkeleri konusunda dirençli yayın yapan Cumhuriyet'in kâğıdının kesilmesi güişiminde bulunacak, son anda bu karanndan vazgeçecektir. TBMM'de Sıkıyönetimde yargılanma ve mahkumiyet Türkiye'de yazann, gazetecinin, başyazann yazgısı yargılanmak ve mahkum olmaktır. Çarpık düzenin sonucudur bu durum. Başyazarlığının ellinci yılına yaklaşırken Nadir Nadi de f ^ » » H ^ ^ ^ & ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ I *"i y a 2 * l d a n kurtulamamış, Atatürk'un ı j f f ' f l H ^ H ^ H kurduğu Türk Dil Kurumu'nun, yasa hükümleri hiçe sayüarak, miras hukukunun ana ilkeleri çiğnenerek 12 Eylülcüler tarafından kapatılması üzerine 22 yıl önce yazdığı ve "Ben Atatürkçü Değilim" kitabına da aldığı "Bir Tuhaf Tasan" yazısını yeniden yayımladığından, 75 yaşındaki başyazanmız, tstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı 1 nolu Askeri Mahkemesi tarafından, geçirdiği ülser ameliyatuun hemen ertesinde halkı yasalara karşı isyana teşvik etmekten 2 ay 20 gün hapis cezasına çarptınlmıştır. Sanık ve sanık ve Jiüdafıleri tarafından temyizi olanaksız bu karar, bütün dünyada geniş yankılar uyandırmış, protestolara yol açmıştı. Daha sonra dönemin Milli Savunma Bakaru temyiz yetkisini kullanmış ve Askeri Yargıtay mahkumiyet hükmünü bozmuştu. Nadir Nadi'yi Seümiye'deki duruşması sırasında gösteren bu resim, AP Ajansı tarafından cekilmiş ve tüm dünya yaym organlarına dağıtılmıştı. Celal Bayar ile Nadir Nadi'nin Celal Bayar Ue ilişkileri yıllar içinde değişmiştir. Çok partili yaşama geçişte, Nadir Nadi Atatürk ilkelerine bağhlığına ınandığı, Atatürk'ün son başbakanına umut bağlamış, ama daha Demokrat Parti iktidarının ilk dönemlerinde, yeniden Arapca ezana dönülmesiyle başlayan bir dızi girişime karşı çıkmış, zaman zaman Demokrat Parti iktidarım, zaman zaman da Celal Bayar'ı uyarma girişimlerinde bulunmuştur. Olur Şey Değil adlı yapıtında Nadir Nadi; Celal Bayar ile ilgili anılannı ve basansız uyan girişimlerini şöyle anlatmaktadn: 1956 yılıydı... "..Her şey apaçık Bayar'a anlatüacak. Devlet başkaru sıfatıyla duruma bir an önce elkoyması gerektiğini sert bir dille hatırlatacaktı... Bayar, başvunımu bekletmedi. Hemen ertesi gün beni öğle yemegine çağırdı. Alt kattaki yemek salonunda beni ayakta karşıladı... Bir türlü kendimi toparlayıp konuya giremiyordum. Söze havadan sudan Celal Bayar başladı... Konudan konuya atlarken Celal Bayar kimi zaman duraklıyor. Maruzatımı "arzedeceğim" anı bekler görünüyordu. Nihayet 'agaz eyledim*. Ama tasarladıklanmın yansım bile açığa dökemedim. Gidisatımız hakkındaki eleştirilerimi dile getirirken Bayar'ı ayınyor olan bitenden onun sanki hiçbir kusuru yokmuş gibi konuşuyordum. Anayasa gereği yan tutmaması gereken Cumhurbaşkanmın elinde DP markalı bastonla yurtiçi gezilere çıkmasımn doğru olmadığım söyleyecektün, söyleyemedim... Muhalefete uygulanan baskılann kaldınlması için ağırlığını koymasını rica ettiğim zaman yanıtı şu oldu: Onlar acam gibi muhalefet yapsınlar, ben de ağırlığımı koyayım! Celal Bayar'ın yamndan bozuk bir moralle aynldım. Kendimden utamyordum. O günden sonra onu bir daha görmedim." Başyazarlığın ellinci yılı Yazarlık bir maratondur, diyor llhan Selçuk. Hele hele 50 yühk bir başyazarlık gerçek bir maraton. Babı Âli, yön değiştiren, dttn ak dediğine bugün kara diyen nice yazar ve başyazar gördü. Savasımla, güç günlerle dolu olan yazann veya başyazann tek ödülü, okurlarının gazetede çalışanlann sevgisi ve saygısı; ülkede demokrasinin, özgürlüklerin, ilerlemenin sağlanmasma katkıda bulunmuş olmanın duygusudur. Güç günlerle dolu yaşamın, tatlı unutulmaz amnda 1 Nisan 1986'da Nadir Nadi başyazarlığımn ellinci yılı dolayısıyla Cumhuriyet çalışanlannın, ilk basyazısının çıktığı gazetenin birinci sayfasının gümüş tıpkıbasımını verdikleri günde eşi Berin Nadi ve çalışma arkadaşlan ile birlikte. Galatasaray yılları Nadir Nadi, Asal kardeşlerin de katılımıyla bir oda müziği topluluğu kurduğu Galatasaray'daki öğrenimini bitirdikten sonra önce Viyana'ya, oradan da savaşın yaklaşması nedeniyle tsviçre'ye giderek sosyoloji oğrenimi görecek, yurda dönünce de öğrencisi olduğu Galatasaray'da aynı alanda 1938 yüından başlayarak öğretmenlik yapacaktır. Nadir Nadi'nin öğrencileri arasında, Seha L.Meray, Turan Güneş, Turhan Feyzioğlu, Çetin Altan, Metin Toker, Malik Yolaç, Mükerrem Taşçıoğlu, Can Kıraç gibi biıım, politika, basın ve iş yasamının ünlü kişiler: de bulunuyordu. Nadir Nadi'nin Birinci Dünya Savaşı sırasında ögrenci olarak baslayacak olan Galatasaray yülan, Ikinci Dünya Savaşı sonuna kadar öğretmen olarak sürecektir. Nadir Nadi sağdan dördüncü. İlk gazetecilikyülarında Nadir Nadi'nin, öğrenim yapmak üzere Viyana'yı seçmesinde de Mozart ve müzik tutkusunun etkisi olmuştu. 1930 yılı sonbaharında Avusturya'ya giderek Viyana Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne yazılacak, orada bir yandan öğrenimini surdurürken, bir yandan da müzikle uğraşmakla yetinmeyİD, Yabancı Muhabirler Derneği'ne katılıp Cumhuriyet'in Avnıpa ya da Viyana muhabiri olarak gazetecilik yaşamına ilk adımını atacaku. Oradan Viyana mektupları, olaylarla ilgili haberler gönderen Nadir Nadi'nin ilk başyazısı da, Kubilay olayı üzerine 10 Mart 1933'te babasına yazdığı bir mektubu Yunus Nadi Bey'in yayımlaması üzerine çıkmış olacaktı. O zamanlar daha 20'lerinde olan genç gazeteci Kubilay olayından duyduğu uzüntuyu dile getirdikten sonra, bir anıt dikilmesini önerıyordu mektubunda. Başyazı olarak yayımlanan bu mektup geniş vankılar uyandıracak ve bu yazı Menemen'deki Kubilay Anıtı'nın dikilmesine yol açacaktı. Gerçi Nadir Nadi, daha lise yıllannda gazetede müzik eleştirileri yazıyordu, ama bunlar kendi imzasıyla değil, N. rumuzu ile yayımlanıyordu. 1933 yılında artık çökuntü içinde olan Viyana'da eğitim olanağı kalmadığmı gören Nadir Nadi Isviçre'ye gececek ve orada Lozan Universitesi Sosyal Bilimler Bölümü'nü 1935'te bitirip yurda dönecekti. Dostum Mozart'ın imzagününde Sovyetler Birliği'nde Ürgüplü, Kosigin ve Gromiko ile birlikte 1963 yılında gazetenin ortaklanyla anlaşmazhğa düşen Nadir Nadi, bir süre yazılanna ara verecek, bu arada 9 Haziran 1964'te 27 Mayıs'ın lideri ve o günlerin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel'in ikinci kez kendisine önerdiği kontenjan senatörluğü görevini kabul edecektir. 3 Nisan 1970'te kontenjan senatörlerinin süresinin uzatılması sırasında, kendi normal süresini doldurduğunu belirterek bu görevden aynlan Nadir Nadi, kontenjan senatörluğü döneminde, uzun yülar bir soğuma devresi geçirmiş olan Türk Sovyet üişkilerinin yeniden normale dönmesinde önemli bir adım olan, dönemin başbakanı Suat Hayri Ürgüplü başkanlığındaki Türk parlamento heyetinin Sovyetler Birliği gezisine kaülmıştır. Bu gezi, uzun yıllar soğuma devresi geçirmiş olan TürkSovyet Üişkilerinin yeniden normalleşmesi alanında önemli bir adım olmuştur. Daha önce yapüğı Sovyetler Birliği gezisi ile birlikte bu son geziyi de Nadir Nadi "tki Sovyet Rusya, İki Poionya" adlı yapıünda toplamıştır. "Nadir Nadi güzel Türkçemizi kullanmada usta bir yazar olduğu gibi, özdeşlesen dilimizin anlatım gücüne yeni olanaklar kazanmasına önemli katkılarda bulunmuştur. Hoşgörü ve özgür duşünce içinde toplumcu görüjten yanadır. Ulusal uygarhktan evrensele ve insancılığa yönelik gelişmesi yönundedir" diyor dilsever bir eleştirmen yazdığı biyografıde. Yapıtlanmn niteliği bu biçimde dile getirilen Nadir Nadi'nin bugüne değin yayımlanmış kitaplan şunlar: Sokakta Gürültü Var, Uyarılar, Perde Aralığından, 27 Mayıs'tan 12 Mart'a, Sil Baştan, tki Sovyet Rusyalki Poionya, Olur Şey Değil, Ben Atatürkçü Değilim. Bütün bu yapıtlar içinde sonuncusu Dostum Mozart'ın ayn bir yeri vardır. "Onca direnmeme karşm, beni keman öğrenmeye zorlamakla, önüme hiç ummadığım ışü ışıl renkli bir dünyamn perdesini açan sevgili babasının anısına" ithaf ettiği kitabı yazış nedenini şöyle açıklıyor Nadir Nadi: "Bunun iki nedeni var: Birincisi, dediğim gibi adamın muziğini çok sevmem. lnsan hayran olduğu bir sanatın başkalannca da beğenilmesini, aynı duygunun başkalannca da paylaşılmasını ister. Hiçbir özel çıkara dayanmayan bu istek güzel bir şeydir, bireylere ve topluma yararlıdır. lkincısi, Mozart üstüne ülkemizde bugüne dek hemen hiçbir yayın yapılmamış olmasıdır.." Nadir Nadi'nin dostu Mozart'a vefa borcumın ürünü olan yapıt amacına ulaşmış, Mozan sevgisini yaymış ve üç yıl içinde altı baskı yapmıştır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle