Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/10 HAVA DURUMU Meteorotojı <5enel MöduriuOu'nden atman bîlgrye göre, yunkın taıay « do0u kesanleri parçaiı çok bukıthi, Marmara'nın dojusu Karadeniz, Iç Anadokı. Doğu Akdeniz ıle Doflu ve Güneydoğu Anadolu bölgelen yer yer sajjanak ve gÖK gürültülu saâanak yajışlı geçecek HWASICAKLIGI Deflışmeyecek. RÜZGÂfi Kuzeyvebatıyunlerdöihafif ara sıra orta kuvvette esecek Denızterde, yıldız ve gunbatısından 35 zaman 'zaman 6 kuvvetinde saatte 1021 zaman ^, . zaman Z! öena m» hızla esecek. DE flâr kuasy ve baü yOnlerden hafif ara sıra orb kuvvette zaman NI2 Mutedıl dalgalı olacak Dalga yük za™n kuvvetlıce esecek G6I kuçuk dalgalı olacak Göruş uzaksekfığı 125 metre, göru$ uzaMıflı 10 h * 10 km yaflıs aranda 35 km dolayında bulunacak. km yajıs anında 35 km dolaymda bulunacalc Van Gdlü'nde hava parça/ı bu 5 lutlu ve saâanak vaflıslı geçecek Ruz jp. *"• ^ > b u l u * 1 Y 29° 17" Oyarbator HABERLERİN DEVAMI TÜRKİYE'DE BUGÜN 31° 16° Marasa 28° 1S° K Mara$ Y 25° W Edıme 22° 10° Mersın Y 31° 17° Erancan 19° 7°Mııj)a A 25° 12° Ercurum 22° 11" Muş Y W 6°Es)oşehif 30° 16° Nıjtte Y 22° 11° Gaaamep 22° 16° Ordu Y 28°18°G«sun A 32° 18° Gumuşhane Y 21°10°Wze 22° 11° Samsun Y 23° 14° Hakttn 25° 10° Sırt A 33° 19° Isparta 24°16 c Smo() B 27" 15° istanbul 31°20°Srvas B 21°15°lBl»r 18° 6°TekınJa8 Y 22° 7°Kars 19" 8°Trata>n Y 24° 9°Kastan»™ 21° 10° Tuncerı Y 20° 8°Kayseri 27» 15° Uşak Y 26° 16° Kıridareiı 23° 10° Van 8 25°16°Konya 24° 10° Yozgat Y 19° 8°KuW»a 27° 12° Zooguklak A 31° 17° Malatva 23 HAZİRAN 1988 DUNYA'DA BUGUN AmstertiaiT Amman Atna Bajdat Barcelona Basel Bekjrad Berfn Boon Bruicsel Budapeşte Cenem Ceoyır Odde Dubaı Fraıklurt B 20° A 35° A 29° A 37° Y 26° 6 29° A 26° B 18° B 20° B 21° B 23° A 23° A 27° A 41° A 34° B 19° A 34° Y 17° A 37° y 17° B 20° A 34° Y 18° B 20° B 19° A 24° Y 18° Y 21° Y 23° Y 28° Y 16° 8 24° B 22° A 41° A 28° Y 24° A 36° Şam fe( Avn A 28° A 27° lünus vaışora Y 17° Venedıfc A 28° Vryma Y 21° «telnngtaı Y 33° A 23° Zür* Unıngrad Londra Madnd Mılano Momreıl Moskoua Munıh Ne* Ybrt Oslo Pans Prag ftıy*) Roma Sofya ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇt Antara Artakya Analya Artvın Tonguç'la İnsan Haklan... Ülkücü Kartal Oemirağ'ın, ANAP kuruftayinda Turgut Bey'e ateş ettiği haberi Çağdaş Gazeteciler Demeği'ne ulaşttğında orada gazetecilere Türkiye izlenimlerini anlatan zenci Pierre Lima, konuşmasını yeni bitirmişti. Pierre Lima, Uluslararası insan Hakları Federasyonu adına Afrika İnsan Haklan Komisyonu Avrupa Temsilcisi'ydi. Paris'ten gelmişti. Pierre Lima, Afrika İnsan Haklan Komisyonu'nun, her ne biçimde olursa otsun, hangi düşünceyi savunursa savunsun, düşünce suçunu kabul etmediğini açıkiryordu. Nihat Sargın'la Haydar Kutlu'nun 8 haziran duruşmasına gelen Atina Üniversitesi Rektörü Prof. Alkis Argyriadis, 17 haziran duruşmasına gelme hazıriıklan yaparkBn, AJina'da kalp krizinden oldü. Bu duruşmayı izleyemedi. Nihat Sargın'la Haydar Kutlu duruşmasına uluslararası kuruluşlardan, dünyanın çeşitli yerlerinden birçok kişi, bir dotu ünlü kişi geldi. Onlarta yeterince ilgilenilmediğini sanıyorum. SHP'den bile birkaç milletvekili geldi duruşmaya; o da geçen duruşmaya; son duruşmaya kimse gelmedi. Theodorakis'le, Hirrt Horozu Erdal Bey bir yemek yeseler, kötü mü olurdu? Ama hayır! Sonra tutucular ne derdi? Türkiye'oe "kDmünistteri kolluyor" korkusunu yenmeden sosyal demokrat da olunamazl Cumartesi günü SHP kurultayı başlıyor. İzleyeceğiz bakalım... **• Bugün, eğitimci ismail Hakkı Tonguç'un ölümünun 28 yılı doluyor Tonguç'u Vatan'da, genç bir gazeteciyken tanımıştım. Mahmut Makal tanıştırmışti. Evine gitmistik Bahçelievier'deki. Köy enstitülülerin çocuklarını da köy enstitüterinin bulunduğu yerlerin adıyla anardı, "Bu ivrizli", "Bu, Çiftelerii" gibi. Benim için de bir gün: Bu Ekmekçi, köy enstitülü değil, bu ateşi nereden aldı? Sizden mi? diye sormuş Fakir Baykurt'a. "Ateşi o mu bizden aldı, biz mi ondan bilmiyorum" yanıtını vermiş. Fakir'den mektup aJdım, şöyle başlıyordu mektubu: "Sevgili kardeşim Ekmekçi, Bir kuş gibi kondun Almanya'ya, döndün dotastın, nerelefdedolaştın pek bilmiyorum, ama gerisin geri uçup gittin. Yaalanndan habeıierini er geç alıyorum. Sağlık esenlik içinde çalıştığını görüyorum, seviniyomm. Malnz'daki güzel iki günden sonra da hiç değilse bizim Duisburg'da birlikte oiaoilecegimizi sanmıştım. Çok işin üstüne attın kendini. Senin gazetecilik yöntemlerini bildiğim için pek bölmek istemedim. içim biraz buruktur, gene de gönuHer bir olsun diyorum... .... Şiirlere çalışıyorum şu sıralar çok müthiş bir enerjiyte. Bir kitap yapacağım getecek yıl, o da benim jübile kitabım olacak. 8iliyorum çokları sevmeyecek benim şiirieri. Ben çok emek harcadım, seviyorum. Ayrıca çok çok geniş bir şiir çölü. Varsın bir köşesinde benim bir kanşçık kitabım da oisun. Kalıp kalacağı da iki üç günluktür. Güneş yakar kurutur. Ya da bakarsın yağmur duşer yel eser, onlar görürier işini. Şairierin işini ellerinden alıyor değ. lim yani. Her ne kadar onlar roman yazdıkça kimsenin sesi çıkmıyorsa da biz şiir kitabı çıkardık diye kıyametteri kopanrtar yann. 'Yani Şiir' dergisinden birkaç soru geldi. Onlan yanrtlarken açikladım düşünceJerimi. Ama bunlan söyleyemedim demek. Sana söylüyorum. Gözüne çarparsa okursun o dergideki yanrtlanmı. Şiirlerimi de gelecek yıl gönderecegim." Fakir'in mektubu daha uzundu, ben gerekli gördükferimi kısaca aldım. Fakir, ben Avrupa'dayken mektup yollamış. Tonguç, köylüyü uyandırmak istedi yıllarca. Köy enstitülerinin özü buradadır. içinde insan haklan, özgürlükler, bilinçlenme yatar. Köy enstitüleri bir ocak değildi, bir okulculuk, kulüpçülük de değildi. Onu öyle görenler yanılırlar. Türkiye'yi yönetenleri izüyorum; hiç, ama hiç köy enstrtüterine değinmiyorlar. Tonguç adı, Hasan Ali Yücel adı, sanki yasaktır. 'Türk Ansikk>pedisi"nde Tonguç'un da Hasan Ali YüceCin adı yokmuş. Belki de yeni baskılarda çıkardılar... Tbnguç'un öiüm yıldönümünde bugün saat 14.00'te EğitDer'in Mülkiyeliler Birliği'nde 'Tonguç'u Anma Toplantısı" var. Burada, Mahmut Makal, Prof. Dr. Cevat Geray, Niyazi Altunya, Abdullah Aydın. i. Hakkı Bayramoğlu konuşacaklar... Pierre Lima şöyle diyordu özetle: Bizim için en çarpıcı problem, Haydar Kutlu ile Nihat Sargın'ın düşunceleri degildir. Düşüncelerinden doiayı hapse atılmış olmalandır. Türkiye halkına şunu iyice açıklamalıyım ki, görüşlerinden, düşüncelerinden doiayı insanların baskı altında tutulduğu bir ülkeyi karşımızda görmek istemiyonjz. Düşünceterinden doiayı iki genel sekreterin hapiste olmaları, normal, sağlıklı bir davranış degildir. Kutlu ile Sargın'a ve öteki arkadaşlanna baskılar yapılıyor. Oysa, gerçetcte demokrasinin uygulandıgı ülkelerde bu düşürtceleri savunmak, ekmek gibi, su gibi şeylerdir. itiraz ettiğimiz bir başka nokta, mahkemelerin oluşturuluş biçimidir. Bir önemli nokta, adil yargılamadır. İki tane savunman, sırf bu dava sırasındaki tutumlan nedeniyle yargılanmaktadırlar. Burada iki tane çarpıcı nokta, eşitlik ve adil yargılama ilkesidir. Sizler için, bu dava için yapılabilecek nedir? Fransa'daki kamuoyunu, Turkiye'de insan haklarının çiğnenmesi konusunda duyariı kılmaktır. Türkiyei de işkenceler sürerken, dışanda bu başka türlu tanıtılmaktadır. İnsan Hakları kuruiuşu olarak bizim vaptırımlarımız olabilir. Ve do layısryla, bizim ülkemizde kamuoyunu diri tutup Türkiye hüküm6 ti uyanlabilir. Fransa'ya döndüğümde bütün bu gördüklerimi ilgili yertere bildirecegim. Turkiye'de insan haklan tortusunda duyariı bir basın bulunduğunu belirteceğim... Daha sonra, Atina'dan gelen Yeni Demokrasi Partisi Atina Milletvekili Dtonisis Bulukos konuştu ve kısaca şöyle dedi: 1974ten önce, Yunanistan'da da insanlar yargılanıyoriardı. Bizim bu konularda deneyimimiz var. insan hakları ve demokrasinin olduğu yerde, düşünce suç sayılmaz. Anayasa ve yasalar açısından suç sayıldığı bizi ilgilendirmiyor. Biz olaya sadece insan hakları açısından bakıyoruz. Her ülkenin tarihsel, ekonomik ve politik açıdan farklılıkJarı vardır. 1974 öncesinde Yunanistan'da otağanüstü mahkemeierde sadece komünisrJer değil, tüm oemokratlar da yargılandılar. Bu dönemde, bizim de yanımızda uluslararası bir dayanışma vardı. 1974'ten sonra bütün bu durumlar aşıldı. O z&mandan beri sağlıklı bir demokrasiye sahibiz... Aydın Salıtesır Bıiectk BıngAI BıtSs Botu Bursa Çanattate Çooım Denelı Gmt Hfflsmfcı Karnre Kopenhag Aacık Bbulutiu Gflüneş* K»or1ı SSBk YyaOmurtu KUn Leflosa Gri Sesi Dinlemekte Sakınca (Baştarafı 1. Sayfada) ber ve Nana Vasconcelos, Cherry'ye bu sözleri söyleten ABD'li olmayan caz sanatçılannın en ünlüleri arasındadır. Günümüzün en ünlü saksofonculanndan biri olan Garbarek Norveçüdir. 1947'de Oslo yakınlarındaki Mysen'de doğmuş, bu çapta bir yeteneğin ortaya çıkma yaşı olarak pek erken sayılmasa da 14'ünde iken radyoda ilk kez dinlediği John Coltrane'den etkilenerek saksofona başlamıştır. O yülarda cazda büyük yer sarsmtılan da olmaktadır. Coltrane henüz hayatta ve cazın son 30 yılının en etkileyici kariyerlerinden biri olan müzik yaşamımn dönüm noktasmı oluşturan McCoy Tyner, Jimmy Garrison ve Elvin Jones'lu tarihsel dörtlüsünü kurmuştur. Bir başka öncü, Ornette Coleman, bazen Charlie Haden'lı bazen Scott La Faro'lu, bazen Ed Blackwell, bazen Billy Higglns'li, ama mutlaka Don Cherry's Dörtlüsü ile adım "özgür caz" koyduklan bir akım başlatmışlardır. luklarına uzanan her boyuttaki birliktelikleri yanı sıra Keith Jarrett'la yaptığı albümlerle de ün kazandı. Bclonging, Lominessencc, Arboar Zena ve Nude Ants kusaguıın ve günümüzün pek çok ünlü müzisyeni ile ortak çalışmaları yanj sıra, John AbercramMe ve Nana Vasconcelos ile yaptığı Eventyr, Ralph Towner'la yaptığı SoJstice ve Jack De Johnette'in de yeraldığı Places ünlü albümleri arasındadır. Dünya üstünde ilgilenmediğ) müzik yok gibidir. Kırka yakın albümünde yatay ve dikey olarak müzik atlasını katedeh Garbarek, Ülkesinin komşu lskandinav topraklarından soyutlanamayacak kültürüne de ilgisiz kalmamış, Charlie Haden ve Brezilyalı ünlü gitarcı, piyanist Egberto Gismonti ile birlikte Norveç'in halk şarkılannı yorumladığı ünlü Folk Songs albümünü yapmıştır. Garbarek, sahne sanatları ile de ilgilenmiş, Norveçli uyatro yönetmeni Edith Rogers'ın Oslo Ulusal Tiyatrosu'nda sahneye koyduğu tbsen'in Brand'ı üzerine doğaçlamalan ve Isveç'te Malmö Devlet Tiyatrosu'nda sahneye konulan Peer Gynt uyarlaması için yazdığı müzikle de adından söz ettirmiştir. Garbarek'le birlikteliği oldukça eskiJere giden ünlü Alman bascı Eberhard Weber, (1940, Stuttgart) uluslararası caz çevrelerinin yakından tanıdığı çok ünlü bir müzisyendir. Akustik basın olanaklannı özgün biçemiyle zenginleştiren Weber, ünlü gitara Ralph Towner'ın Solstice, Gary Bnrton'un "Ring" adh albümlerinde Garbarek'le birlikte çalrruş, 1974'te yaptığı ünlü "The Colours of CbJoe" albümü ile kendinde söz ettirmiş, ertesi yıl kurduğu saksofoncu Charlie Mariano'nun da yer aldığı " C o l o a r s " topluluğu ile uluslararası ün yapmıştır. Joe Pass, Pat Metbeny, Jean Lnc Ponty ve Keith Jarrett'ın da aralannda olduğu pek çok ünlü müzisyenle çahşmalan olan VVeber, 1974'te ülkemize de gelmişti. Günümüzün en önde gelen vurmalıcılanndan olan Brezilyalı Na Caz, Afrika müziği ile hasret gidermekte, Güney Asya ve Uzakdoğu kültttrleri ile kucaklaşmaktadır. Garbarek saksofona başladığı yıl Norveç Amatör Caz Yarışması'na katılacak kadar güçlü yeteneğini hızla geliştirerek ve kısa sürede ülkesinin tamnmış müzisyenleri arasına girecekti. Onun yeteneğinden etkilenenler arasında 1965'te bir süre için Norveç'e yerlesen ünlü ABD'li caz kuramcısı, piyanist, besteci George RnsseU da vardı. Russell zaman yitirmeden onu topluluğuna aldı ve Garbarek, Russel'ın Electronic Sonata for Sools Loved By Natnre (Doğanın Sevdikleri İçin Elektronik Sonat) ve The Esoteric Cirde (Gizli Dergâh) adlanm tasıyan iki albümündeki sololan ile uluslarararası sulara açıldı. 1969'da Norveç'in ünlü müzisyenleriyle birlikte ilk dörtlüsünü kuran Garbarek, geniş ilgi görecegi ABD'ye ilk kez 1970 yüında geldi. tkililerden yayh sazlar toplu na VaMoncelos yurttaşı ünlü şarkıcı, besteci Mflton Nasrimento ile çaJjştığı sıralarda tanınmaya başladı. 1972 Montreux Caz Şenliği'nde Don Cherry ile tanışan Vasconcelos üç yıl kadar Paris'te yaşadı, adını Avnıpa'da da duyurdu. Bu yıllarda yaptığı Afrikadans ve Amazonas albümleri yam sıra, Egberto Gismonti ile Oslo'da yaptığı "Daoca Das Cabecas" ona büyük Un sagladı. Brezilya'nın sahnenin önemli bölümünü kaplayacak çeşitlilikteki vurmalı çaigılarırun tümünü çalan Vasconcelos araştıncı, deneyci bir müzisyendir. Parlak tekniği ile bilinen ünlü Alman piyanist Rainer Brüninghaus, Eberhard Weber'in Colours topluluğu ile ABD'ye geldiği yıllarda adını duyurmuştu. Brüninghaus akustik piyanonun yanı sıra elektronik tuşlularda da üne sahiptir. Kuzeyde kışlar soğuk, geceler uzun, yazın zengindir. Garbarek'in esin kaynaklan içinde şiir de vardır. 1984'te yaptığı " D s ok to Listen to the Gray Voice" (Gri Sesi Dinlemekte Sakınca Yok) albümünde Norveçli şair Tomas Tranströmer'in dizelerini seslendiren Garbarek, ününü büyük ölçüde özgün tonuna borçludur. Bütün saksofonlann yanı sıra, flüt, tuşlu ve vurmalı çalgılar da çalan Garbarek, adını tasıyan bir ton yakalamış ender müzisyenlerden biri oluşuyla birlikte, cazın anlatımcı geleneğini de kendine özgü bir dalga boyundan sürdürmektedir. Kimilerince biraz "soguk" bulunabilir. Garbarek'in tonu, sık sık Norveç'in fiyordları ile özdeşleştirüir, oysa fîyordlara geç gelen bahar, kısa sürse de görülmeye değer güzellikler oluşturur. Haziran sonu fiyordlann tam zamanıdır. Not: Yazıda sözünü ettiğim kitapçığın Garbarek'le ilgili bölümünde bir kalem sürçmesi sonucu Norveçli şair Transtömer'i tsveç vatandaşlıgma geçirdiğimi geç de olsa farkettim. Düzeltir, özür dilerim. YııgoslavyaYla ordu rahatsız BELGRAD (AA) Yugoslavya'da generaller, ordunun ülkede süregelen grevler, insan haklan konusundaki protestolar, bölgesel olaylar ve kamuoyunda orduya karşı yöneltilen eleşürilerden rahatsız olduğunu açıkladılar. Reuters'in bildirdiğine göre Savunma Bakam General Veljko Kadıyeviç, ordunun Komünist Parti kanadı için düzenlenen özel konferansta, silahlı kuvvetlere karşı yöneltilen eleştirilerin giderek yoğunlaşmasından yakındı. Savunma Bakanı Kadıyeviç, "Orduya yönelik döşmanca eylemlerin, örgıiUel, biçimsel ve yogunluk açısından anamsal duzeni tehdit edecek boyutlara ulastıgını" söyledi. Savunma Bakan Yardımcısı Koramiral Petar Simic de ordu kademelerinde paninin başarısızlıklarına karşı eleştirilerin hızla arttığını belirterek, "Parti, oportünizm, kararsızhk ve toplumu devrimci degişime yönlendinnede yetersiz kalmakla suçlanıyor" dedi. Politik gözlemciler, bu tepkinin, orduyla Yugoslavya'nın en liberal ve Batıiı cumhuriyeti olan Slovenya arasındaki görüş aynlığını kanıtladığına dikkati çekiyorlar. Bir Batıiı diplomat, "Söz konusu açıklamalann arkasında. sosyal huzursuziuğu ve yetkililerin Yugosiarya'daki ekonomik bunalıma çözüm bnlamamasını da aramak gerekir" dedi. Mayıs ayında da Slovenya'da yayımlanan Mladina adlı gençlik dergisi ülkede bir askeri darbe girişiminin son anda engellendiği y o lundaki söylentilere /er vermişti. Mladina Dergisi, ele geçirdiği belgelere dayanarak verdiği haberle ilgili olarak yerel parti lideri Milan Kucan ve tçişleri Bakam Tomaz Ertl'den bilgi istemişti. Derginin haberinde, bir askeri darbenin güvenlik organlan tarafından zamanında haber alınarak hükümet tarafından önlendiği de öne sürülmüştü. Slovenya'da bir askerin, iki gazeteciyle birlikte, "ordu sırlannı sudırmakla" suçlanarak tutuklanması üzerine binlerce kişi protesto eylemlerine girişmişti. LjubUyana'da önceki gün tutuklanan üç kişiyi desteklemek amacıyla 20 bin kişi sokakları doldurdu. Sırbistan'da da Moskova'daki Sırplar'ın Arnavutlar tarafından kötü muameleye maruz bırakıldıkları gerekçesiyle protesto gösterileri düzenlenmişti. Geçen hafta da Beigrad yakınlanndaki bir tanm aletleri fabrikasının işçileri, ücretlerdeki düşüşü protesto etmek amacıyla parlamentoya kadar >ürüyerek yönetim aleyhinde sloganlar atmışlardı. Sırbistan Federe Devlet Başkanı Petar Gracanin, dün televizyonda, "Kosova'yn yapügı ziyaret sırasında bnnaiımın cöziimlenecegi yolunda bir belirtiye rastlanmadıgım" söyledi. \ Yugoslavya Başbakanı MüaıKç ve eşi, Başbakan uzal ve Semra uzaJ tarahndan karşılandı. (Fotoğraf: Rıza Ezer) Yugoslavya Başbakanı (Baştarafı 1. Sayfada) Başbakan Özal, dün sabah Ankara'ya gelen Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti Yürütme Konseyi Başkanı Branko Mikuliç ve eşini törenle karşıladı. Karşılamada Başbakan özal'ın eşi Semra özal, bazı bakanlar, Ankara Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkanı da hazır bulundu. Konuk başbakan öğleden sonra Amtkabir'e giderek saygı duruşunda bulundu ve Anıtkabir şeref defterini imzaladı. tki başbakan daha sonra yaklaşık l.S saat baş başa bir görüşme yaptılar. TürkiyeYugoslavya heyetleri arasındaki resrni göruşmeler ise saat 18.00'de başladı. rüşmelerin yapıldığı eski başbakanlık binasma girerken arandılar. Pou's memurlan bayan basın mensuplarının ise yalnızca çantalarını aradılar. Başbakan Özal gece konuk başbakan onuruna bir yemek verdi. ö z a l yemekte yaptığı konuşmada iki Ulke arasındaki ekonomi, ticaret, sanayi, ulaştırma, turizm olmak üzere bütün alanlardaki ilişkilerde denge sağlanması gerektiğine işaret etti ve "Türkiye aleyhindeki büyük ticari açıgın kapatıiması için Yugoslav tarafının gayretlerini artırmasını bekliyoruz" dedi. Başbakan Özal konuşmasının son bölümünde Papandreu ile başlattıkları diyalogdan söz ederken şöyle konuştu: "Kıbnstaki iki toplnm lideri sayın Denktaş ve Vasiliu'nun her iki tarafın da kabul edebUeceği adil ve kabcı bir çözüm sağlanması yolunda Birleşmiş Milletler genel sekreterinin girişimi\le başlatmalan beklenen iki toplumun eşitliğine dayalı diyaloğu destekliyonız." Yugoslavya Başbakanı Branko Mikuliç ve beraberindeki heyet bugün tstanbul'a gelerek tarihi ve turistik yerleri gezecek. Kabinede (Baştarafı 1. Sayfada) sız çıkan Bayındırlık ve Iskân Bakanı Saf a Giray'ın da istifaya hazır olduğunu başbakana ilettiği öğrenildi. Eski İçişleri Bakanlığı Müsteşan ve TBMM İçişleri Komisyonu Başkanı Galip Demirel'in adı İçişleri Bakanlığı için geçiyor. Ayrıca MKYK'ya güçlükle seçilen liberallerden Cengiz Tuncer ya da İbrahim özdemir'in Devlet Bakanhğı'na getirilerek özal'ın, eğüimler arasında yeni bir denge oluşturması bekleniyor. ANAP Genel Başkan Danışmanı Halil Şıvgın ile TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Recep Ergun'adabakanlık şansı tanımyor. Milli Savunma Bakam Ercan Vuralhan iie Maliye ve Gümrük Bakam Knrtcebe Alptemoçin'in de devlet bakanlıklarına kaydınlmaları oiasılığı bulunuyor. MKYK'daki bütün etkinliklerini yitiren ANAP'lı hberallerin bundan böyle calışmalannı TBMM grubu üzerinde yoğunlaştırmalan bekleniyor. Kongreden yenik çıkan liberallerden Cengiz Tuncer, İbrabim Özdemir, & Dogancan Akyttrek'in Bakanlar Kurulu'nda görev kabul etmeme eğiUminde olduklan öğrenildi. Tuncer ve Özdemir'in, ANAP Başkanlık Divanı'na önerilmeleri halinde de başbakandan "aflannı isteyebilecekleri" belirtihyor. Liberallerin, "Başbakan ANAP'ın görünrüsünü kurtarmak için bizi başkanlık divanına almayı düşünürse biz de görev almayu" dedikleri öne sürülüyor. Liberaller, TBMM'nin yeni yasama yılma başlamasma kadar kendi aralannda toplantılar yaparak durumlannı değerlendirecekler. Meclisin açılmasıyla birlikte parti yönetimine karşı Mecliste bir gruplaşmaya gidecekler. Liberaller, A N A P kongresinde oluşan parti vitrinini "vahim bir tablo" olarak niteliyorlar. Hareketçimuhafazakâr ittifak için liberaller, "Tnrgut Be>'i döşündüfiinden de fazla vurdular" değerlendirmesini yapıyorlar vepartinin bu yapısıyla büyük sıkıntılar yaşayacagım öne sürüyorlar. Nitekim ittifak yanhlannın, kongre sırasında liberal bazı isimlerin seçilemeyeceğini anlayınca son saatlerde delegeler arasında Cengiz Tuncer ve İbrahim özdemir'in işaretlenmesi yönünde kulis yaptıklan öğrenildi. İttifak arasında da kongre sırasında çıkan anlaşmazlıkta hazırlanan anahtar listede Ali lânnyar, Mesut Yılmaz ve Akgün Albayrak'a karşı tavır alınması belirriliyor. A N A P Başkanlık Divanı'nda Mehmet Keçeciler'in ANAP Genel Başkan BaşyardımcıiığVnı korumasına kesin gözüyle bakılırken, Eyüp Aşık, Ilker Tuncay'ın görevlerinde kalmaları, Kâmran tnan, Ali Talip Özdemir, Talat tçöz, Orhan Demirtaş ve Sezai Pekuslu'nun da sürpriz isimler olarak seçilmeleri bekleniyor. Fikirtepe'de niubiuk.il ev ve 1 dukkâıı salılıkhı. Tel: 338 29 59 (Baştarafı 1. Sayfada) Korgeneral Dogan Beyaat ile diğer askeri ve mülki erkan hazır bulundular. Lefkoşa Ercan Havaalanı'ndaki karşüama töreninde bir konuşma yapan KKTC Başbakanı Derviş Eroğlu, Dışisleri Bakam Yılmaz'ı överek, "Son günlerde yaptıklan konuşmalarla Kıbns konusundaid kararlı tntumlanyla, Kıbns Türkünün beklentUeri doğnıltusundaki cevaplanyla kalbimizde ve tiim halkımızın kalbinde tabt kurmuştur" dedi. Dışisleri Bakam Mesut Yılmaz da burada yaptığı konuşmada Türkiye Cumhuriyeti ile KKTCnin Kıbns sorununun çözüme kavuşturulmasına yönelik politikalarımn, birbiriyle tam uyum içinde olduğunu söyledi. Davos süreci çerçevesinde başlatılan TürkYunan diyaloğunun Kıbrıs'ı uluslararası arenada ön plana çıkardığına dikkat çeken Yılmaz şunları söyledi: ı KKTC üe masında ancak teşvik edici olnr" dedi. Mesut Yılmaz, Kıbns'tan sonbaharda asker çekilecegine Uişkin haberler konusunda da "böyle bir şeyio kesinlikle söz konusu olmadıgııu" belirtti. Denktaşia görüşme KKTC Cumhurbaşkam Ranf Denktaş da Dışisleri Bakam Yılmaz'ı dün saat 18.00'de kabul ederek iki saat süreyle görüştü. Denktaş, Cumhurbaşkanlığı konutunda yapıJan görüşmeden önce yaptığı konuşmada Kıbns sorununun Kıbns Türkleriyle Türkiye'nin ortak meselesi olduğuna değinerek banş için ortak çaba harcandığım belirtti. Denktaş, 29 Mart 1986 belgesinin de Türkiye'nin çabalarıyla ortaya çıktığım vurgulayarak şunlan söyledi: "Bu belge ortaya çıkıncava kadar harcanan cabalann heba edilmesini ve (1986 belgesi yoktur) denmesini arzu etmiyoruz. Bundan dogacak sonuçlar vardır. Bu belgeyi inkâr edersek sıfırdan başlanuş oluruz ki bunun da geü'recegi yeni koşullar vardır." Dışisleri Bakanı Mesut Yılmaz da Kıbns sorununun canlandığı bir dönemde Denktaş'la yapacağı görüşmelerin ayrı bir önem taşıdığıru belirterek, "Denktaş'ın kişiliğinde ve liderliginde Kıbns davasının emin ellerde olduğuna inanıyomz" diye konuştu. Güvenlik Önlemleri Başbakan ö z a l ' a geçen hafta sonu yapılan saldırı girişiminden sonra çevresinde geniş bir güvenlik çemberi oluştunıldu. Ancak, bu güvenlik çemberi nedeniyle basın mensuplanyla emniyet kuvvetleri zaman zaman tartıştılar. Basın mensuplan gerek Yugoslavya Başbakanını karşılamak üzere Esenboğa Havaalanı'nın şeref salonuna girerken gerekse resmi gö "Aslında Kıbns sorununun ön plana çıkmasının tek nedeni de bu degildir. Güne> Kıbns'taki yönetim degişikligi de burada etkili olmuştur. Ama, şu hiçbir zaman unutulmaması gereken bir gerçektir ki bu sonınun daha gnncel hale gelmesi, Türkiye'nin Kıbns konusundaki politikssında berhangi bir def işiklik anlamına gelmez. Kıbns sorununun çözümiine yönelik olumlu ve yapıcı adıralan ber zaman atmaya hazınz. Ancak bunlann karşılıklı olması ve çöziimü saglayıa yönde adımbır olması zorunluluğu vardır." Davos sürecinin Kıbns sorununa katkısına Uişkin bir soruya karşılık da bu konuda ancak dolaylı bir katkısı olabileceğini belirten Yılmaz, "Yunanistan ile Kıbns Rum yönetimi arasında çok uzun süreden beri devam eden çok yogun bir dayanışma mekanizması vardır. Aynı sureci biz de Türkiye ile KKTC arasında canlı tuttuğnmuz takdirde bu ikili mekanizma, her iki toplumun sorununun çözümiine yönelik karşılıklı adımlar at ACIKAYBIMIZ Elim bir kaza sonucu kaybettiğimiz Üniversitemiz Rektörü, değerli biümadamı ve müstesna insan; Prof. Dr. AYDIN İNAL'ın cenazesi 23 Haziran 1988 Perşembe günü saat 10.30'da Üniversitemizde, 25 Haziran 1988 günü saat 11.00'de Hacettepe Üniversitesi'nde yapılacak merasimlerden sonra Maltepe Camü'nde kılınacak öğle namazını müteakip Cebeci Asri Mezarhğı'nda toprağa verilecektir. Merhuma Allah'tan rahmet, kederb" ailesine, yakınlarma ve Yükseköğretim Camiasnıa başsağlığı dileriz. ANAP'ta Çankaya planları (Baştarafı 1. Sayfada) başkanlığı seçimi öncesinde olrnaz. Seçim sonrasında olur. Genel Başkanımız cumhurbaşkam olursa tüzük gereği olağanüstü kongre yapılır. Rumlann tepkisi Öte yandan Kıbns Rum yönetimi Mesut Yılmaz'ın ziyaretini "BM, uluslararası kumluşlar ve AT kararlanna aykın bir provokasyon" olarak nitelendirdi. Rum kesimi Dışisleri Bakam Yakovu, BM'deki daimi temsicilerine Yılmaz'ın ziyaretini BM Genel Sekreteri nezdinde protesto etmesi için talimat verildiğini de açıkladı. Türkİslam sentezi A N A P kongresinin MHP kongresine benzediği eleştirilerine katılı>or musanuz? KEÇECtLER ö y l e bir şeyi kabul etmiyorum. ANAP'ta birşey değişmemiştir. Kongrelerde üçbeş kişi defişti diye, 'Parti degişti' veya 'Üçbeş kişi varsa parti şu görünümdedir, o kişiler yoksa paninin görünümü değişir' demek yanlıştır. Partilere damgasını vuran sadece genel başkandır. Onun ötesindeki şahısların parti fikriyatında hazırlayıcı rolleri vardır, ama belirleyici rolleri yoktur. Kongre delegelerinin verdiği siyasi mesaj nedir? KEÇECtLER Kongre Başbakan'a güven tazelemiştir. Herkes bu mesajı iyi dinlesin, iyi anlasın. ANAP'ın daha da mubafazakâriaştığı, partinin Tiirktslaın sentezi flkrine dogru kaydıgı sonucu çıkanlabilir mi? KEÇECİLER Türkİslam sentezi diye birşey yok. Meseleyi tamamen aksi istikamete götUrüyorsunuz, biz elbetteki Türküz, Müslümanız. Ama bunlar hiçbir zaman politikamız içerisinde gösterilmez. Milliyetçi, muhafazakâr olduğumuzu, ama sosyal adaJetçı olduğumuzu da ifade ediyoruz. Denktaş: Zîrveye şartlı evet (Baştarafı 1. Sayfada) nel Sekreterin 29 Mart 1986 belgesinden bahsetmesini istediğini belirtti. Cuellar'ın yapacağı açıklamanın "İki loplura lideri BM Genel Sekreterinin, 29 Mart 1986 belgesinde de belirtildigi gibi Kıbns için adil ve kaiıcı bir çözüm buima çabalanna destek olacaklannı büdirmişlerdir, " şeklinde değiştirilmesini istedi, ö t e yandan Rum Cumhurbaşkanı Yorgo Vasiliu'nun da Cuellar'a cevabını ilettiği ve Cuellar'ın zirve önerisini olduğu gibi kabul ettiği bildirildi. Denktaj'ın itiraz ettiği ve üst düzeyde diplomatlann Cuellar'ın geri çektiğini öne sürdüğü, görüşmelerin çerçevesini belirleyen ikinci açıklama metni şöyle "a) 19T7 Makarios Denktaş ve 1979 KipriyanuDenktaş anlasmalan toplumlararası görüşmelere temel teşkil edecektir. lkinci anlaşma o zamana degin kabul edilen BM karariannın konuşmalarda temd olacağım temin eder. b) Taraflar toplumlararası ve karşılıklı göriismeJerde vanlan anlaşmalara sadık kalacaklannı taahıit ederler. Bütun anlaşmalar iki tarafca da kayda geciriierek karşılıklı irazalanacakur. Anlaşma saglanan bütün sorular da karşılıklı imzalanacaktır, c) tki taraf da Öncelikli kabul ettikleri konulan getinne hakkına sahip kaiacaktır. d) Kıbns sorununu bütün yanlanyla göruşmeyi ve biitüniüklü bir çözüm için her sonınu çözmeyi bedefleyecek olan tartışmalar 1989 haziranı zamanlaması ile sınırlandırıJacaktır.'' ERCÎYES üNİvpısrrESl REKTÖRLÜĞÜ VEFAT Atatürk'ün silah arkadaşlanndan merhum Nuri Conker'in eşi, merhume Nedime Conker'in kızlan, merhum Orhan, merhum Mahmut ve merhum Ali Conker'in kardeşleri, Cemil Bozok ve Sabiha Yenen'in kardeş çocukJarı, Nur Vergin, Mehmet Conker, Naime Yaramanoğlu, Yasemin Zoral, Zeynep ve Nuri Conker'in halalan, Necip D.Tesal'ın sevgüi eşi, KIYMET TESAL Hanımefendi 21.6.1988 salı günü vefat etmiştir. Cenazesi 24.6.1988 cuma günü Maltepe Camü'nde kılınacak öğle namazını takiben Asri Mezarhğa kaldırılacaktır. Özal'a rağmen Sizce Korkul Özal'u kongreye etkisi oldu mu? KEÇECİLER Hayır hayır. Sadece kardeşine suikast yapılın AİLESİ ca bir kardeş olarak kongreye geldi. Onun dısında bir etkisi olmadı. Hele listeierin hazırlanmasmda bir etkisi olduğunu zannetmiyorum. Anahtar lisleler bazırianmasında etkiniz oldu mu? KEÇECtLER Hayır. Anahtar Iisteler benim dışımdadır. Anahtar Iisteler için önceden sızma olmadığını tespit ettim. Anahtar üstenin sonuca etkili olmasını nasıl degerlendiriyorsunuz? KEÇECİLER Hayır. Etkili olmamıştır. Liberallerin az oy almalannın nedeni nedir sizce? KEÇECtLER Bunun değerlendirmesini yaptnak bana düşmez. Giineş Taner'in kaybetmesinde cumburbaskanlıgı tartısmaian baslatmastnın bir etkisi oldu mu? KEÇECİLER Onu Güne Bey'e sorun. Onu ben söylemeyeyim. Bakanlar Kurulu'nda büyük çaplı degişikük beldiyor musıınnz? KEÇECtLER Kongre Sayın özal'ın şahsında Bakanlar Kunılu'na güvenini belirtmiştir. Kongre ANAP'ın DYP tabam ve millervekilleriyle ilişkjini nasıl etkiieyecek? KEÇECtLER Bu kongTe sonucunda A N A P güçlenmiştir. DYP tabanı da bundan etkilenecektir. Tabandan kopmayan DYP milletvekiHeri ANAP'a gelecektir. Siz bu degisiklikler sırasında ne bekliyorsunuz? KEÇECİLER Bu konular Sayın Özal'ın takdirindedir. Bana görev verse de vermese de Sayın özal'ın yanında ve hizmetindeyimî'