19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 HAZİRAN 1988 CUMHURÎYET/13 UYSAL BOfcA Yeni Zelanda'nm VVellington kentinde bir zuccaciye mağazasının sahibi olan Grant Bumett yıllardır bir boğanın dükkânına girdiğinde neler yapacağını merak eder dururmuş. Kendisine çok pahalıya mal olabilecek bu merakını tatmin etmek için en sonunda Albay Hıkuroa adlı bu boğayı dükkânında Albay Hikuroa zuccaciye dükkânına gtren bir filden ziyade uysal bir ev hayvanını andırıyor. (Fotoğraf: Reuters) Şehir ve kasaba ilkokullarında sınav başlıyor ANKARA (ANKA) Şehir ve kasaba ilkokullannda bir ya da biı kaç dersten başansız olup 13 hazirandan bu yana okullarında açılan yetiştirme kurslanna giden öğrencüer, bugünden itibaren kurs sonu sınavlara girmeye başlayacaklar. Şehir ve kasaba ilkokullannda basansız olan öğrenciler için 13 haziranda açılan yetiştinne kursları dün sona erdi. tlkokul 5'inci sınıf dışındaki öğrencilerin sınavlan bugün ve yarın yapılacak. llkokul öğreunenlerinin mesleki çalışmaları da bugün başlayacak. Çalışmalann i temmuza dek bitirilmesi gerekiyor. Bu tarihten itibaren ilkokul öğretmenlerinin yaz tatili başlayacak. dayanamamış ve aöırtamış. Ancak Turkan Şoray'a ödtH £ filmiyle en iyi kadın oyuncu seçiten Türkan Şoray'a ödülu, dün verildi. SESAM'da düzenlenen törende, Cezayifdeki ödul dağıbmına katılamayan Türkan Şoray'a ödüiunü. yanşmanın jürisinde yer alan sinema yazan Rekin Teksoy verdi. Şoray'a aynca SODER tarafından da Cezayir'deki başansından dolayı bir plaket verildi. Plaketi veren SOOER Yönetim Kurulu Ûyesi Kadir İnanır, "Bu ödülleri her yıl başan kazanan arkadaşlanmıza vererek, gelenekselleştjreceğiz" dedi. ŞSSSf KAYSERİ (Cumhuriyet) Sanmsaklı Barajı'nda teknesinin alabora olraası sonucu boğularak ölen Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aydın lnalın cesedi )9gün aradan sonra dün bulundu. Barajda dün sabah su üslü araması görevine çıkan DSt görevlisi Mehmet lmren, Rektör lnal'ın cesedini gördu. Ceset, Tıp Fakühesi Hastanesi morguna kaldırıldı. Cumhuriyet Savcısı Aytekin llhan, yapılan otopsi sonucu tnal'ın akciğerlerine su dolması sonucu boğularak öldüğünün belirlendiğiııi bildirdi. Prof. lnal için bugün Erciyes Üniversitesi Sabancı Kültür Sitesi'nde tören düzenlenecek. Cenaze daha sonra Ankara'ya gönderilecek. Prof. Dr. Inal'ın cesedi bulıuıdu Devpamak Eylü! ayında Seul'de yapılacak olimpiyat oyunları yaklaşırken sanatçılar da boş durmuyoriar. işçilerin yerieştirmeye çalıştığı 7 metre boyunda bu dev başparmak heykeli Seul Olimpiyat Oyunlan için Fransız heykeltıraş Cesar tarafından yapılmış. Güneşin altında pırıl pınl parlayan bu dav başparmak yakında ambalajlanıp Seul'e gönderilmek üzere gemiye yüklenecek. (Fotoğraf: AP) HABERLERİN DEVAMI Gerçeklerden Korkanlar Demokrasiyi Sevmezlet.. (Baftarafi 1. Sayfada) mez: Pek sempatt duyulmaz gazetecilere; yüzlerine gülünse bile pek o kadar sevildikleri soylenemez. İstisnalan olabilir, ama bir genel kuraldır bu. Çünku, işleri "elestiri"diı Çünku, mesleklerinin en temel özelliği kuşkuculuktur. Gözler önünde olan bitenden çok, perde arkasını merak ederier. Çünku, bazen konuşanı umursamaz, onu konuşturanı, arka plandakini araştırmaya koyulur gazeteciler. Çünkü, su yüzüne vuranla yetinmez, dipte ne var ne yok, habire kanştırmaya pek baytlırlar. Onun içindir ki özellikle siyasal iktkJartar, güç odaklan, gerçeğe saygı duyan ve sürekli onu arayan özgür basından, bağımsız kalenv lerden bir oJçünün ötesinde hiç hoşlanmazlar. Ama onlar hoşlanmıyorlar diye, gazeteciler, mesleklerine, onur duyduklan meslek \\kelerine veda edecek degilterdir. Tarih ve yakın siyasal tarihimiz bu savaşımın hiç durmadığına en iyi tanıktır. • Bugün Türk basını ite ilgili tüm mevzuat neredeyse 600 sayfalık koca bir kitap olabilecek hacme çoktan ulaşmıştır. 12 Eyiül'den günümüze kadar bu kalın cilde hayli karanlık sayfalar eklenmiştir. Basın yoluyia düşürv ce açıklama özgurlüğü bugün ulkemizde birçok açıdan demir kafestedir. Demokrasinin lafını her vesileyle çiklet gibi çiğneyenler, değil o kafesin kapısını şöyle bir aralamak, ona yeni yeni demir parmaklıklar eklemenin peşindedirter. Baskıya tepki sınla ber iktidann problemleri olmuşrur. Daha birkaç gvn ewel iktidar partisinin kongresinde 'Basınla problemimiz var' denildi. Bu çeşit davnuuşlan çok sert buluyonım. Tabii adalet mekanizmasımn işine it«nyn«t gibi bir duruma girmek istemiyorom. Ama herualde daha yumoşak birtakım tedbirier vardır. Kimseyi incitmeden. rencide etmeden alınabilecek, yapılabilecek tedbirier vardır. Hem adalet mekanizması, görevini yapabilmelidir hem de basın özgiiriügn zedelenmemeüdir. tkisini bagdaşbrmak berhalde mümkündür. Basına karşı sertligi tahammülsudügn tasvip etmiyonım. Bu şekilde davranışlar basının görevini yapmasını imkAnsız hale getirir, güçlestirir büe degU. Tnruyorsunuz. Onlar sizi hapse atabilirler, mahkum edebiliıier, ama zavallı hükümet ne yapsın, 'vur abalıya' diyorsunnz." ANKARA (Curahuriyel Bürosu) Başbakan Turgut Özal'a suikast gırişiminde bulunan Kartal Demirağ'ın ilk ifadesinin gazeteKurucumuz Yunus Nadi, Cumhuriyet'in 7 mizde yayımlanması üzerine, Mayıs 1924'te yayımlanan ilk sayısında gaDGM Savcılığı'nın talimaüyla Anzetesinin ne olduğunu şöyle açıklamıstır. kara büromuzun aranması ve ar•^Cumhuriyet, memtekete mal olmuş bir ffkadaşımız Erbil Tuşalp'in gözalkirdir. Biz onun temsiicisi ve koruyucusuyuz. tına alınması, siyaset ve basın çevBu temel öuşunce göz önünde tutukluktan relerinde kınandı. sonra, kesin olarak söyteriz ki, gazetemiz ne SHP Genel Başkanı Erdal lnöhükümet gazetesi nedebir parti gazetes'ıdir. nü, olayı "gözdagı verilme çabası, demokrasiye yakısmayan, ba'Cumhuriyet' aadece cumhuriyetin, bUlmael s u özgüriügünü zedeleyen bir ve yaygtn ifadesfyle demokrasinin savunucu davTanış" olarak niteledi. sudur; cumhuriyet ve öemokrasifiWrve esasSHP Genel Başkanı Inönü, Anlannı yıkan ve yıkmaya çaltşan her kuvvetie kara Temsilcimiz Yalçın Dogan Ue mucadele edecektlr. Memlekette her anlamıy gözaltma alınan arkadaşımız Erla gerçek bir demokrasi kurulması için gazebil Tuşalp'e birer geçmiş olsun metemiz butun variığı Ue çaltşacaktr. MemtekBttesajı gönderdi. Inönü, Tuşalp'in bihalkın halk tarahndan, halk için idaresi, bizim ran önce özgürlüğüne kavuşmasıkJealimizdir. Ve biz yalnız bu idealin esiriyiz, m diledi. Jnönü, Yalçın Doğan'a gönderdiğı mesajda, şöyle dedi: başka hiçbir kuvvetin değU." "Degerti gazeteci ErbU Tuşalp'• in verdiği bir haber dolayısıyla Işte boyte sevgili Erbil Tuşalp; bugün Başgözaltma aliDdığım, Ankara büroyazanmız Nadir Nadi'nin 80. yaş günu. Onu nuzda uzon boyln aramalar yapılkutlarken senin için de bir kadeh kaldıracadıgraı hayreüe. üzünriiyle öğğız. Merak etme! Cumhuriyet'in 64 yıllık yarendim. şamında ne iktidariar, ne savcılar gelip Ûlkemizde haber venne görevini geçmiştir. Onlar değişmiştir, ama degişmeyapmaun bu kadar tehlikeli soyen, Cumhuriyet'in "cumhuriyet ve demokrasi nnçlar dogurmasını kabul edemeiçin" yılmadan verdiği mücadeledir. yiz. Yasal düzenlemenin, basın özgürtügünu konıyamadıgı bir daha meydana cıkmış oluyor. Tanınmış 'BASKI GECESİ'NDEN NOTLAR bir basın mensubuna bir haber yazdı diye gözaltma alınarak adeta gözdagı verilme çabası demokrasimize yaiuşmayan, basın özgtirlügünü zedeleyen bir davramşbr. Tnşalp'in bir an önce özgüriügüne kavusmasını diliyor, size de emBİyete ytzdıgı taUıaat bdyle. Biz derlet memnnıyiu. TaHAHMETTAN geçmiş olsun diyonım." O talimatı gazete aramak için mat nygularu. ANKARA Dedi ki: kullanırsanız, anayasaya aykın iş Ama talimatınız anayasaya SHP lideri Inönü, Erbil Tu Biz bnnnn gibi bdgderk her ler yapnus olursunuz. uygun değil. şalp'e gönderdiğı mesajda da yeri arayabUiyonız. Takdir amirierimizu vt sav Biıim dimlzde 21^.1988 U"GazetecUik görevinizi yaparken cüıfındır. Ama bu belge " ı n n ı " bel rih B19SS/418 smyüı Ankara karşılaştıgııuz gözaltma alınma «ş Sizd anyorlar memur bey.. gesi değil ki. DGM S*vahg>'nııı emirleri var. Bn lemini anlamsu ve haksız buluyo Aramayı da kapsyor. emirde " • ; delffleriııia" derhal d BayuruD efeadim, evet efen mm. Geçmiş olsun diyonım. Bi Hayır kapsamıyor... Ama de edBmeai isteniyor. Amaanuz ran önce sizin ve basınımızuı özdim. lamam. Bekfiyornz. Saygılar kapsıyor diyerek zorla arayacaksa gazete aramak degU, UgUi kisinin sonanm Efcadbn yazı yotdarnıış. giirlüğüne kavusmasını diliyonız, ona karşı bir şey diyemeyiz. m m ı ı n balunak. nım" dedi. Dışanda saloadafcfcvizvoadamac Zor InİDanmak «Hıi»H«t tlgili kişi kendi ozd yazıha var. Siıin arkadaflarla bizim meDYP Genel Başkanı Süleyman gecmez.. Estağıarallan. nesinde çahşmıyor ki. Burası ga mur arkadaşlar Demirel, Cumhuriyet'in Ankara Almanva O yaman mahkemeden gaze zete. Burada ortak çalıştna yerleri HoDaada maçını izteyebOirler mi? bürosunun aranmasıru kınayarak, te bflromuzun aranacağına ilişkin var. "Basına karşı sertliği, tahammül Hay hay efendim. Aaküysabir başka özel belge sağlamanız Biz bnBo tarbşmaTahm efeo nız aşadıgıda kebapçı var. Lütfen. sözlügü tasvip etmiyorum" dedi. gerek.. dim. Bana izia verin, bir tdefoala Edirne ve ilçelerinde dert anlat Biz bir şeyier •üşürnuşbk. Mahkemeden dejU, DGM amirierimle göruşeyim. ma gezisi sırasında, gazetecilerin Ama Erbil Bey acıkmış olabilir, Saralıgı'Bdaıı. Birer kahve daha içer ona bir şeyier... bu konudaki sorusuna Demirel şu Ama yasa mahkeme karan misiniz? Erbil'e söyledik efendim... karşılığı verdi: diyor. Sogok bir şeyier vana» Tde"Hükümet zaten 'Basına karşı Gecikmesinde sakınca var deniyor. Yahıu bir başka yasa httkmfi fon direkt mi?.. tutumum iyidir' demiyor ki. BaSiz içeride otunırken arkadaşlar de w . "Gecikmesinde sakınca bu Kola söyleyelim. büronun alt katında veya salondalunan hal" söz konusu olunc* ssr Evet. AIo efeadim. Biz nuıki masalannda bulunan tüm delilanın arama yapbracatı. lum adresteyiz. Soromlu kişiler leri yok edebilirlerdi. Gecikmesinde sakınca falan özel arama izni tetiyorlar. Arama(Baştarafı 1. Sayfada) Oan bUemeyiz efendim. söz konusu değil. Saat akşamın ya izİH vermeyiz diyoriar. Ne yapa Memur beyler gazeteye gelip Çünkü askeri yönetimlerin 7"si oldu. "Snç nnsnn" olarak hmî Taftmat btküyono. Saygılarbu odaya gireli 4 saatten fazla ol"kendi mantığı" var. Seçimle gelgördüğünüz haberi veren gazetenin Ne olacak şimdi? miş siyasal iktidarların ise anayadafeıtımına ve saüşına mani olun Bekleyccegjz. Amirierimiı du. Bu sürede öteki birimlerde değil delil saklamak, üç tane ceset sa ve yasalarla sınırtanmış yetkimadı. Suçtan söz ediliyor. Neden den talimat bekliyonız. leri var. oyleyse gazete için toplama karan Saat geçti. Saat 21.00'e geli saklar, hatta parcalar, kargo zarfı Özal iktidarı yönetimindeki verilmedi? Söz konusu haber veyor. Gecikmesinde sakınca var de ile lstanbul'daki matbaamıza gönDevtet Güvenlik Mahkemesi Savrildiğine göre neyin önlenmesi için niyor, ama usulü yerine getirilme derebilirdik. Buro bfcd ilgikııdlraiyor cısı önce Özal'a suikast girişimingecikme var deniyor. diği için gecikmeye savcüık kendiefendim. Amacımu Erbtl Bey'ia de bulunan kişinin ilk ifadesini ya O n bflemeyiz, sayın savanu si neden oluyor. masaanda arafbrma yapmak. yı.nladığı gerekçesiyle Erbil Tu Ama demiştik ya. Gazeteci, şalp'i gözaltma alıyor. Bununla da masası ve gazetesi bir bütün. Azıyetinmiyor, Ankara büromuzu aracık gebelik gibi birşey. tryor. Eger suç varsa, bu önce BaSHP Ankara milletvekilleri Eş Efeodim ba gibi şeyterin tak(Baştamfı 1. Sayfada) sın Savcılığı'nı ilgilendirir. DGM'yi diri sayın savcdığındır. kınlan, avukatlar ve bazı miUetve ref Erdem ile Beşer Baydar dün Tudeğil. Kaldı ki bir konutun ya da killeri tarafından yapılan basvuru şalp'in durumu ile ilgili bilgi almak Peki memur bey.. işyerinin aranması yargıç kararıylar da sonucsuz kaldı. Dün saat üzere DGM Savcısı Nusret Demi laaaıo biz polislerle siz g«la olur. ral ile görüşmeye gittiklerini bil zetedler aynı yolnn yoknlanyız. lö.fJO'ya kadar nezarethanede tuHukuksal boyut bir yana, işin tulan Tüşalp, daha sonra ifadesi dirdiler. Dost olmamız gerek. Basınla ilişsiyasal boyutu Türkiye'de her gealınmak üzere Ankara Emniyet SiUlerimiz bep dostanedir. TBMM'de gazetecilere konuyla cen gün biraz daha vahim boyutyasi Şube Müdürlüğü Idare Kıs ilgili bilgi veren Ankara Milletve Muhakkak, ona kuşku yok. lara ulaşıyor. mı'na götürUldü. Siyasi polis tara kili Eşref Erdem, DGM Savcısı Ama bir gazetenin aranması da Önceki gece gazetemizin Anfından olusturulan sorgu ekibi Tu Nusret Demiral'ı önceki gün bircumhuriyet tarihinde görülmüş şey kara bürosunda tam bir şalp'e "Işte suikastçının ifadesi" buçuk saat süreyle telefonia aradeğü. "trajikomik" olay yaşanıyor. Polis başlıklı haberde yer alan Kartal dıklarını, savcıyla görüşemernele Efendim onu takdir etme önce Erbil'i götürüyor. Öğleden Demirağ'ın ifadesini kimin sızdır ri üzerine dün DGM'ye gittiklerimevkünde maalesef degiliz. Arasonra evine gidiyor. Sonra bürodığını sordu. Tuşalp'in bu tür so ni söyledi. ma emrini uygnlsmak bizim yasal ya geliyor. Ellerinde hiçbir arama rulan yanıtsız bıraktığı öğrenildi. yükümlalügümüz. Erdem, savcılığa girişte görevli Polisin aldığı bu ifadenin mahke Ama şifahi olarak ya da ek emri olmadığı halde büromuzu polis memurlannm "Yukandan aramaya kalkıyor. Böyle bir hakme sorgusuna esas olamayacağı sik belge sizi sorumlu kîlar. bildiriliyor. Erbil Tüşalp, ifadesi emir aldık" diyerek kendilerini bi Efendim arama.. a işte bdge lan olmadığı kendilerine söylenio naya sokmak istemediklerini, ance, bu kez yazılt emir bekleniyor. nin ahnmasından sonra yeniden geldi. Şimdi Erbil Bey'in masasını DGM Savcısı ile yardımctsı arama nezarethaneye götürüldü ve gece cak milletvekili olduklarını hatırgösterin, bir göz atalım, bu iş latarak, kalem odasına kadar gitemrini veriyor. Büroda otuza yayi burada geçirdi. bitsia.. tiklerini söyledi. Masa ile büroyu ayırt ede kın gazeteci... İçeride dokuz taTuşalp'in yasal durumu ve yarSHP Ankara Milletvekîli Eşref ne polis ve bir de siyasi şube mümezsiniz. Arama gazetede yapılmış gıç önüne ne zaman çıkanlacağı Erdem, burada, ikinci bir polis oluyor. Bunu tutanakla sap dür yardımcısı... Polisler "şu iş bir sorularına açıklık getirmesi için an önce bitse" kaygısında. tayalım. aradığımız DGM Savcı Yardımcı müdahalesi ile karşüaştıklarını anTelefonlar işliyor, bazı bakanlar Orar efendim, önce arayaJım, sı Ülkü Coşkun, görüşme istekle lattı ve bu arada görevli bayan sekdan ve bu arada İçişleri Bakanı sonra tutanak.. rini, "Meşguliim ve sizinle konuş reterin telefona sarılarak "Ysıkan Hayır önce tutanak, sonra Mustafa Kalemli'den. içişleri Bamak istemiyorum" diyerek geri çe ya güvenlik güçlerini gönderin" dearama. kanı'nın "ilgileniyoruz olayla" devirdi. DGM Savcısı Nusret Demi diğini bildirdi. ral'a ulaşmak ise mumkün olmadı. CHmaz efendim, mcvzuata, diği dakikalarda, polis Ankara büErdem şöyle konuştu: bizim nygnlamalanmıza aykın romuzu aramaya çalışıyor. DüşüAnkara Emniyet Siyasi Şube "Derhal Emniyet Genel Müdiirolnr. Sizin diledigiııiz gibi düzeıı nüyoruz, bizler hakkını korumayetkilileri kendilerinin Erbil Tu lüğii'nü arayarak görevli polislerin leriz.. Hangi masa idi, bir ona göz ya çalışan insanlar, polisin söyleşalp'le ilgili herhangi bir yetkileri tavnnı anlattım. Konuyla ilgileneatahm, bn işi biürelim. nin olmadıgını söylediler. Siyasi cegini bdirtti. Bu arada sava üc de diklerine yanıt verebilen kişiler... Buyurun efendim bakın. Her Ya sıradan bir vatandaşın konupolis yetkilileri, Tüşalp'i yargıç göriişebildik. Demiral'a 'Bizimle masada çalışır. 2^aten muhabir fi tu yasalara aykın arandığında neönüne çıkarabilmek için DGM bir dakika göriişseydiniz, bu tür ilen her yerde haberini yazabilir. ler oluyor?.. Savcüığı'mn talimatını bekledikle tatsız olaylar olmazdı. Bu konuda rini, ancak bu taliraatın yarın sizden hiçbir talebimiz yoktur' deYazdırabilir. Ama bu kez potis inanılmaz nadan(bugün) önce gdeceğini tahmin dik ve geri döndiik." Efendim rica etsek. zik. Yaptıkları işin, aldıkları emrin etmediklerini de bildirdiler. Peki işte şu masa. SHP Tunceli Milletvekili Kamcr "sade bir uygulayıcısı" olmanın lamam ha şöyle. Genç de DGM Savcısı ile telefonAnayasaya göre ise 48 saat olan ötesine geçmiyor. On kez, yiımi Başka bir yere bakmayacak kez müdürieriyle konuşuyor. ia görüşmeye çalıştığıru, ancak Tugözaltı süresi, arkadaşımız Erbil mısınız? Tüşalp için bugün saat 12.25'te so şalp'in durumuyla ilgili bilgi alaCHay dunyada yankılanıyor. Hayır teşekkür ederiz. madığını söyledi. na eriyor. BBC, Almanya'nın Sesi, Ameri UĞUR MUMCU GOZLEM DSP'nin tepkisi DSP Genel Merkezi'nden dün yapılan açıklamada, büromuzun polisce aranmasımn, sadece polis devleti anlayışı ile bağdaştırılabileceği belirtildi. Demirkent: Kanunlara saygılı davranılmalı Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nezih Demirkent, "Polisin son gnnlerde basıaa karşı artan öfkesinin nereden kaynaklandıgını açıklamakta güçlük çekiyoruz" dedi. Demirkent, yaptığı yazılı açıklamada şunları söyledi: "Olaylan serinkanlı ve sağhklı degerlendinneden mahmm bir düşünceden kaynaklandıgını sandıgtnuz bu davranışlann giderek artmasından da endişe duyuyoruz. Her vesileyle toplumu kanunlara saygılı olmaya davet edenlerin, önceUkle kendilerinin kanunlara saygılı davranmalan gerektiğini Ugililere hanriannz. Bu düşüncderle son olaylan kınıyor, anayasa ve bâkim teminatı altında bulunan mesleğimizin sürdurulmesi yolunda çaba sarf etmeye gayret edecegimizi açıklamak isterim. Bugüne kadar uygulanan yöntemlerden farklı uygulamalara tanık olsak da basın özgurlüğü konusundaki titizliğimizi sürdünneyi demokrasinin kosulu olarak kabul ediyoruz." Sağlar:"Karabirleke" SHP Genel Sekreteri Sağlar da dün Cumhuriyet'e baskı olayı ile ilgili bir basın toplantısı düzenledi. Olayı kınayan ve bunun bir sansur uygulaması olduğunu bildiren Sağlar, "Boylesine bir sansür uygulaması Türk ve dünya basınına kara bir leke olarak gececektir" dedi. Keçeciler ANAP Genel Başkan Başyardımcısı Mehmet Keçeciler, gazetemize yapılan baskıyı değerlendirirken, "Belgeyi nereden aldığınızı araşbnyorlardır. Kendi içlerindeki kacagı yakalamak istiyoriardır" dedi. Devletin gizli sırlarının yayunlanmasuıın yanlış olduğunu ve hazırlık soruşturması süren bir konuda yaym yapılamayacağını savunan KececUer, "Sizin yapügınız dogru mn? Açın kanunu bir bakın bakaum" diyerek sözlerinı şöyle sürdürdü: "Sizin göreviniz haberi bulnp yazmak olabilir. Ama idarenin de görevi bu haberi sızdıranı yakalayıp cezasuu vermektir ve onun için arama yapmak gerekince gelip aramışlar. Bunun hükümet olarak bizimle alakası yok. Konunun sapünldığı nokta burası. Cumhuriyet'in aranması talimatı bizden çıkmıyor ki. Bu mesele bizimle alakalı degil, bağımsız yargıyla sizin aranızdaki bir problem. Ama siz bağımsız yargıyı tenkit etmekten korktujunuz için hükümete 'Arama diyaloğu* İzmir Gazeteciler Cemiyeti İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkam tsmafl Sivri ise Erbil Tuşalp'in gözaltma aunmasının, basın özgurlüğü ve demokrasi açısından derin yaralara yol açacağını söyledi. TGS'nin açıklaması Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Eren Güvener, "Yazdığı bir haber nedeniyle gözaltına alınan Cumhuriyet Gazetesi muhabiri Erbil Tuşalp'in gözaltma alınmasını üzüntüyle karşıhyonım" dedi. Eren Güvener daha sonra şunları söyledi: "Son günlerde gazetecüerin adi bir suçlu gibi gözaltına alınması, gazetelerin keyfi kararlarla kuşatdması, yayınlann basılmadan de> netlenmesi, dagıtılmasının engellenmesi gibi olaylan büyük bir üzüntü ile yaşamaktayız. Bu tür olaylar ülkemizdeki basın özgürIngü kavramının çağdaş düzeyden ne kadar geri kaldığını bir kez daha göstermiştir." ANKARA'dan (Baştarafı 1. Sayfada) Hayır, değildir. Bir gazeteci, eğer, böyle bir yayın yapmışsa, konu, basın yasasını ilgilendirir. Basın Yasası'nın 30'uncu maddesi ceza kovuşturmaları ile ilgili her türlü "vesika ve evrakın" açık duruşmada okunmasından önce yayımlanmasını yasaklamaktadır. Bu eylemin yaptınmı, bir aydan a/6 aya kadar hapis ve 75 Mn Hradan 150 bin liraya kadar para cezasıdır. Kartal Demırağ'tn Ankara cumhuriyet savcı yardımcılanndan biri tarafından alınan ifadesi "deWef sırn" değildir. Bu yüzden bu ifadeyi yayımlayan Erbil Tuşalff\n gözaltına alınmasını gerektinr hiçbir hukuksal dayanaktan söz edilemez. Anayasanın 26'ıncı maddesi, basın ozgürtüğünün "msmimakamların müdahalesi" olmaksızın kullanılacağmı belirtiyor. Aynı maddede, bu özgürlüğün "suçlann önlenmesi" ve "yargı görevinin uygun olarak yerine getırilmesi" amacıyla sınırianacağı da kaydediliyor. Basın Yasası'nın 00'uncu maddesinin dayanağı olan anayasa maddesi budur. Eğer, yayında suç varsa, bu suç, haberin gazetede yer alması ile işlenmiştir. Ûyleyse, savcıhğın Erbil Tuşalpft gözaltına alıp, ifade metnini bulmak için Cumhuriyet Gazetesi'ni aratması, yargı görevini yerine getirmek değil, basın özgürlüğunü yok etme anlamına gelir. öyte anlaşılıyor ki, savcı, Erbil Tuşalpî "haber kaynağını açıklaması" amacıyla gözaltına almaya karar vermiştir. Yasalar, bu amaçlı bir gözaltı işlemine izin vermez. Anayasanın 30'uncu maddesi basımevi ve eklentilerinin "suç a/eü' olduğu gerekçesi ile zapt ve müsadere edilemeyeceğini" de açıkça belirtiyor. Yasalar bir gazetecinin "haber kaynağını açıklaması" amacıyla gözaltında tutulmasını gerektiren bir "tazyik hapsT öngörmemiştir. Ceza Muhakemeleri Usulü Yasasr, yalnızca, "tanrWıWan çeWnme" durumlarında, tanığı "tanıkhğa zoriamak" için bir hapis cezası öngörür. Bu konudaki yetki de savcılara değil yargıçlara tanJimıştır. Erbil Tuşalp, olayda tanık mıdır, yoksa sanık mı?.. Sanıksa ki öyle olduğu anlaşıtıyor o zaman suç yayın ile işlendiğine göre gözaltı işlemi ve arama kararlarının hukuksal dayanağı yoktur. Yok Tusaip, sanık değil de "tanık" ise, bu konudaki karan verecek olan yetkili de savcı değil yargıçlardır. Üstelik, Ceza Muhakemeleri Usulü Yasası'nın 97'inci maddesine göre arama kararlarını verecek makam, savcılık değil mahkemelerdir. Ancak "gecikmesinde sakınca bulunan hallerde" savcılar ya da "zabıta memurian" arama yapabiliıier. Yargıç ya da savcının hazır bulunmadığı aramalarda "o mahal ihtiyar heyetinden ve komşulardan ikıtos/"ninde hazır bulunması gerekmektedir. Aramada bu biçim koşullanna da uyulmuş değildir. Basın Yasası kapsamında yaptınmı bulunan bir eylemi, Ceza Yasası'nın 132'nci maddesi içine sokup yasalan zoriamak, basın özgürlüğunü yok etme kapısını açar. Gazeteler, sıkıyönetim dönemlerinde bile aranmadı. Sayın savcı, her dakikası ve saniyesini suikastçı ve örgütune ayırması gerekirken gazetelere karşı niçin böyle bir savaş açıyor? Bir ülkede devletin guvenliği ile hukukun güvenliği esanlamlıdır. "Devlet guvenligT aöma "hukuk güvenliği"n\r\ ortadan kaldırılması, demokrasi ve hukuk devleti için ilerde onanlmaz yaralar açar. Bu gibi dönemlerde daha soğukkanlı olunmasında sayısız yarar bulunmaktadır. Dikkatler, gazetelere ve gazetecilere değil, saldırgana ve bu saldırganın örgutüne çevrilmelidir. Erbil Tnjşalp'in ifadesi ka'nın Sesi radyoları haber yazdığı gerekçesiyle gözaltına alınan bir gazetecinin, aranan gazete bürosunun öyküsünü dinleyicilerine iletiyor. Bu arada DGM Savcısı Nusret Demiral ile SHP Genel Sekreteri Fikri Sağlar arasında ilginç bir diyalog geçiyor: SAĞLAR Gazeteci Tüşalp'i ilk ifadeyi yayınladığı gerekçesiyle Ekşi: Çıkmaz yol gözaltma aldınız. Kendisine işkence edilen bir vatandaş bunBasın Konseyi 2. Başkanı Oktay dan birkaç ay önce bize gelmiş, Ekşi, basına yönelik basküarı kıbiz olayın peşini bırakmamıştık. Ama daha sonra işkence gören nadı. Ekşi'nin bu konuda yaptığı açıklama da şöyle: kişinin Muş'ta alınan ilk ifadesini "Okuyuculanna gerçekleri bilbizzat Başbakan Özal Meclis'te dirmekle yükümlü olan basınımız, okudu ve ilk ifadeyi kürsüden zaten kısıtlı olan bu imkânın gideaçıkladı. Eğer, ilk ifadeyi açıklarek tamamen elinden alınmak ismak suç ise Başbakan hakkında tendigini, böylece bogazının ber neden işlem yapmadınız? gün biraz daha sıkıldığını artık SA/CI Başbakan işkence id görmelidir. dialanyla mağdur duruma düştü, Resmi sıfat sahiplerinin basına onun için müdahale etmedik. yaptığı ve yaptırdıgı müdahaleler SAĞLAR Sadece haber yaz vahim denecek duzeydedir. Yasal dı diye gözaltma aldığınız Erbil yetkilerini basına gözdagı venne Tuşalp mağdur olmadı mı? aracı olarak kullanmalan, basının SWCI O başka... sadece kendi özgurlüğü için değil, SAĞLAR Çifte standart uy hukuku bizzat tıukuk adamlanna guluyorsunuz.. karşı da konunak için ne büyük "Çağ aöamak" mı?.. Renkli te bir mucadele vermek zorunda ollevizyonla, telefon bağlantılarının duğunun kanıtıdır. biraz rahatlamasıyla çağ atlanmıResmi sıfat sahiplerinin basını yor. Çağ atlamak, Batıyla bütün baskı albna alma çabalannda, buleşmek için önce demokrasiyi içi nu "yol haline getirme" ve hem ne sindirmek, basın özgurlüğü, basını hem de kamuoyunu bu uyhoşgörü gibi kavramları özümle gulamalara alışürma amaanı görmemek imkânsızdır. Ancak bu hemek gerekiyor. Özal sırası geldiğinde, "Biz ba sabın sahipleri berhalde biimebdirsın özgürlüğünden yanayız" nu ler ki bu bir "çıkmaz yol"dur. tuklarını eksik etmiyor. Ama, öte TAYAD yandan kendi iktidarındaki uygulamalar her geçen gün bazı ilişTutuklu ve Hükümlü AUeleri kileri gerginleştiriyor, olayları tır Yardımlaşma Derneği (TAYAD) Erbil Tuşalp'in gözaltına alınmamandırıyor. DGM Savcısı "Şu haberi kim sını kınadı. Dernek tarafından yayazdı, neden yazdı?" diye baş pılan açıklamada, "Erbil Tuşalp'kentin göbeğinde gazete bürosu in gözaltına ahnması, sindirme ve aratacağına, suikastla ilgili belge haberin devamını engelleme zihnive kanıt toplama çalışmalannı yo yetinin yansımasıdır" denildi. Radikal hareketin önderlerinğunlaştırsa, daha iyi olacak. Demokrasiyi hep hecelemekle den İbrahim Eren de Tuşalp'in geçiyor ömrümüz, "de... dem... gözaltına alınmasını ve Cumhuridemo..." Şunu bir tam söyleyebil yet'in Ankara bürosunun aranmasek... Haykırabilsek. sını "şiddetle protesto ettiklerini" bildirdi. "Demokrasi" diye... Aziz Nesin Türkiye siyasal çöplük yapdıyor Istanbul Haber Servisi Türkiye Yazarlar Sendikası Başkanı Aziz Nesin Ue Demirtaş Ceyhun dün bir basın toplantısı duzenleyerek son günlerde basın üzerinde gittikçe yoğunlaşan devlet baskısım kınadılar. Yaptığı konuşmada, "Türkiye'yi toplnmsal ve siyasal bir çöplük haline getirmek isteyenler var" diyen Aziz Nesin, "Yolsuzluklan, soikastlan, işkencderi, devlet emriyle kunılan komplolan, şirket kurtarmalan. hayali ihracatlanyla Türkiye, toplumsal ve siyasal bir çöplük haline getirilmistir. Bu pis koku vatandaşların burunlanna gelmektedir. Ama birtakım güçler, vatandaşlann bunınlannın duyarsızlaşarak bu kokuyu duymamalarını istemektedir" dedi. önceki gün Cumhuriyet GazeteSi Ankara Bürosu'nun "basılmasr' ve gazeteci Erbil Tuşalp'in gözaltına alınmasınm bu baskılann son örneği olduğunu belirten Nesin, aynı anlayışın, Milliyet Gazetesi'nin matbaasıru da basarak gazetenin dağıtımını engellediğini, Yalçın Küçnk ile Küçükün dunya görüşu ile siyasal düşüncelerini yazılı olarak açıkladığı aylık derginin sahibi Bilgesu Erenus ile Yazı tşleri Müdürü llhan AkaIm'ın gece yarısı e\lerinden alınarak bilinmeyen bir adrese götürülmelerine yol actığını söyledi. Aylık dergiler üzerinde son haftalarda yoğun bir polis baskısı olduguna da değinen Nesin, bu baskıları TYS olarak kmadıklarını belirterek şöyle konuştu: "Türkiye Yazarlar Sendikası olarak Erbil Tuşalp'in basına gelenleri şiddetle kını\onız. Erbil Tuşalp 'Eylü! tmparatorluğu' adında çok önemli bir kitap yazdı. O kitapta hedef olan insanlar eğer namusiularsa intihar etmeleri gerekirdi. Şimdi Tuşalp'a gözdagı vermeye çalışıyorlar. Bana öyle geliyor ki, devlet içinde onetnli yerierde birtakım adamlar... Ve bu adamlar vatandaşın ödediği vergilerden aldıklan maaşlarla Türkiye'nin, Türk halkının, uygar dünya önünde onunınu küçültucü işler yapıyorlar. Her Türk aydınının bu duruma tepki göstermesi, karşı çıkması gerekiyor." TYS tkinci Başkanı Demirtaş Ceyhun ise "Erbil Tuşalp olayı çok ilginç bir olaydır. Tuşalp, sendikamızın üyesidir ve hiçbir suç işlememiştir, sadece görevini yapmıştır. Bu baslular insanın aklına Lster istemez. Başbakan'a yapılan suikast girişiminin aydınlığa kavusmasını istemeyen birtakım güçlerin variıgını getiriyor" diyerek TYS'nin yazılı açıklamasını okudu. TYS'nin birkaç ay önce hükümete sunduğu "Görüş ve istemlerimiz" başlıklı raporda da belirtildiği gibi, Türkiye*nin bir an önce gerçekten tam demokratik bir ulke haline gelebilmesi için çağdı' şı "düşünce suçu" kavramının kaynağı olan TCK'nın 142 ve 163.. maddelerinin derhal ceza hukukumuzdan çıkarılması, bir mahkeme karanna bile gerek kalmadan matbaaların basılmasına, gazetelerin, dergilerin, kitaplann toplatılmasına olanak veren Basın Yasası'ndaki son değişiklikler ile "Yeni sansar yasası olan Muzır Yasası"nın derhal yürürlükten kaldınlması ve sanatçılar, yazarlar ve gazeteciler uzerindeki her türlü fiilı baskıya son verilmesinin zorunlu olduğu belirtilen açıklamada, "Asli görevi bu konularia uğraşmak ve savaşım vermek olan Basın Konseyi'ni de goreve çağırıyor, yöneticileri ve sorumluları bir kez daha uyanyoruz" denildi. j | i
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle