19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/8 HABERLER 22 HAZİRAN 1988 Kurultaya Doğru SHP U u £r Nnn Bir liste ve kadro önerisinin bulunmadığını bildiren Deniz Baykal, "Örgüt kendisine sunulan listelerin birini onaylamak durumuna düşmemelidir" dedi rum. Ama önemli saydığım bir nokta var. Nedir b i nokta? Kanat olayını önemli sayıyonım. Yani parti dışında bir karargâh oluşturmayı.. Parti dışında ayn bir merkez gibi bir iç dayanışma ile politika izlemeyi.. Televizyonda ayn muhtıralar aktarmayı sakıncalı görüyonım. Bunu, parti kavramının erozyona uğraması olarak görüyonım. Ve bundan kaygı duyuyonım. Partinin çok merkezli, çok başlı bir yapıya yönelmesi, partinin iktidara gidişini de eğer iktidara gelme şansı bulabilirse, ilerde basansını da ciddi bir şekilde etkileyebilir. Söyleşinin bu noktasında Baykal'a "Size partinin sağ kanadı diyorlar, ne dersiniz?" diyorum. Yarutı şöyle: Vallahi, bunu açıkça sonımluluğunu alarak söyleyebilen bir partili görmedim. Eğer böyle bir partili çıksaydı, kendisine gereken açıkiamalan yapabilirdim. Biz Türkiye'de sadece SHP içinde değil, CHP içinde sol kavramını meşrulaştırma, sol kavramını bir siyasal saygıdeğer kavram haline getirme mücadelesi içinde yıllanmızı verdik. Türkiye'de solu meşrulaştırma, CHP içinde solu iktidara getirme kavgasını verdik ve bunu başanya ulaştırdık. Sadece sol çizgimiz verilen bu mücadelenin içinden çıkmıyor. Militarizme karşı mücadelemiz de yine aynı anlayıştan kaynaklamyor. 1971 askeri müdahalesi karşısında tavnmız açıktır. İlericiliğin, solun, askeri müdahalelerle gelebileceği anlayışına karşı halkın demokratik örgütlenmesini, seçim yoluyla Türkiye'nin sola açılabileceği tezini işledik. Bu anlayış 12 Eyiül ötıcesi ve sonrasında da aynen kendisini göstermiştir. Biz CHP olarak da bu konuda mücadele verdik. Linyiti CHP devletleştirdi. Ataş'ı millileştirme mücadelesini CHP verdi. CHP'li iktidar dönemlerinde MHP'li sendikalann Seydişehir'deki Aliağa'daki egemenliğine karşı DİSKİi sendikalann egemenliğini sağlama mücadelesini CHP hükümetleri verdi. Bunlar bizim geçmiş dönemin içinden çıkan uygulamalanmızdır. Sağcılığı, solculuğu, bir Galatasaraj ünifonnası alıp üzerine geçirir gibi almak mümkün değildir. insanlann siyasal çizgisi yaşamın içinden çıkar. Biz kamuoyunun gözleri önünde yıllarca bu lercihi yapmış, karar almış, sınav vermiş, davranışını. görüşlerini oluşturmuş, yaşamını şekillendirmiş, beliıiemiş insanlanz. Baykal'ın sola ve sosyal demokrasiye bakışı nasıl? Nasıl yorumluyor sosyal demokrasiyi? Önce bazı genel saptamalan yapmak istiyonım. Sosyal demokrasi, kalkınmış sanayi ülkelerinde demokratik siyasal rejirakr içinde işleyen bir siyasal harekettir. Bir anlamda sosyal demokrasi sanayileşmenin ve demokratikleşmenin sonucu olarak ortaya çıkmıştır.. Şimdi biz de sosyal demokrasiyi geiiştirmeye çalışıyoruz. Türkiye'de ise ne demokratiklesme tamamlanmjş, kesin ve kaucı biçimini alabilraiş, ne de sanayi gerçekleşebilmiştir.. Sanavileşmenin ve demokratikleşmenin >er almadığı bir ülkede sosyal demokrasiyi geiiştirmeye gayret ediyoruz. Bu bir çelişki gibi görünebilir. B u , Törkiye'deki sosyal deraokrasinin Batı Avrupa'daki örneklerinden aynldığı temel noktadır. Sosyal demokrasi, bu ülkelerde, bir taribsel sürecin sonucu olarak, onuo üıiinü olarak ortaya çıkmıştır. Türkiye'de ise sosyal demokrasinin görevi bu iki süreci gerçekleştirmektir. Hem sanayileşmeyi bem de demokratikleşmeyi.. Biz demokraükiesmeyi ve sanayikşmeyi yaşama geçirmeyi görev sayan bir siyasi hareketiz. Batının ta>v tersi.. Paradoksal bir konum.. Bu aynmın çok iyi kavranması lazımdır. Türkhe'deki sosyal demokrasiyi Batıdaki örneklerinin bir uzantısı gibi algılamak bir temel yanlışın içine girmek demektir.. Elbetle evrensel değerkrin peşindeyiz. Elbette paylaşlığımız ortak dünya görüşleri var. Ama bu temel farklılığı gözden kaçırmamak gerekiyor. Türkiye'de sosyal demokrasinin önce bu iki temel tarihsel dönüşüne dönük projeleri gerçekleştirmesi gerekiyor, yani sanayileşme ve demokratiklesme.. Demokratiklesme mücadelesinin yüz yılı aşkın bir geçmişi vardır. Bugüne kadar yaklaşımlanmız, Türkiye'ye demokratik aaayasal düzenleraelerle demokratik kurumları taşımak biçiminde ortaya çıkar. Bugüne kadar bu işi yeterince sonuçlandıramadık. Türkiye'de işkence bir yaşam biçimi haline dönüşmüştür. Cezaevlerinde on binlerce insan vardır. tnsanlara, düşüncelerinden dolayı, arayıslanndan dolayı binbir türlü baskı yapılıyor. Yüz yılı aşkın bir demokratiklesme mücadelesinden sonra vardığımız nokta budur. Hiç kimse her an için askeri darbenin gelebileceği ihtimalini zihninin arkasına atamamıştır. Demek ki, bugüne kadarki demokratiklesme çabalanmız, en azından yetersiz kalmıştır. Şimdi sosyal demokrasinin demokratiklesme projesini geliştirme gereği vardır. Demokratikleşmenin çok yönlü bir olay olduğunu, ekonomik boyutu olduğunu, kültürel boyutu olduğunu, eğilim boyutu olduğunu, sivUleşroeyi öngören bir süreci zonınlu kıldığını öngörerek, Upkı faşizm sonrası Almanyası'nda, Franko sonrası tspanyası'nda bir ölcüde uygulanmış olan entegre demokratiklesme programını ortaya koymak gerekir. me konusundaki iflasın ilanıdır. 12 Eylül de demokratiklesme konusundaki iflasın işaretleridir. Ve sağın demokratikleşmeye ve sanayileşmeye bugünkü bakışı olumsuzdur. Sağın kafasında bir pastoral Türkiye portresi vardır.. Sanayileşme gerilim demektir, çalışma demektir, yatinm demektir. Sendika demektir, toplusözleşme demektir. Grev demektir, döviz kıtlığı demektir. Bundan sağ kaçıyor. Sağ kaçma karannı almıştır. 24 Ocak'a doğru bir anlayışa yönelmeden daha yumuşak ilişkilerie, turizm ile tanmsal gelişmeyle, finans sektöriinii işleterek, değiştirerek,ticaretile ulaşım ile otoyol projeleri ile Türkiye'yi idare etme arayışıdır. Ve bu yüzden Türkiye'nin geleceğine bakışı yoktur. Türkiye sanki sanayileşme ve demokratiklesme konusunda bir tıkanma noktasındadır. Bu noktada işte solun müdahale etmesi lazımdır. Böyle bir misyona SHP'nin kendisini hazırlaması lazımdır. Aslında bizim geçmişimizde ber iki konuda da ciddi açılışlar gerçekleşmiştir. Türkiye'de 1930lu yıllardan itibaren ilk defa dünyada birinci beş yıllık plan deneyleri, olağanüstü güç koşullar alnnda çorak bozkır Anadolusu'ııda bir kurtuluş savaşından sonra imkânsız, ışıksız, yolsuz Anadolu'da fabrika götürme, >"Dİ götürme, yeniden bir yapı götürme heyecanı, köy enstitüleri, halkevleri ba kalkınma özleminin ihtiyaçlan idi. Şimdi geiiyoruz kurultaya ve tnönü'nün listesine.. Bu konularda neler diişünüyor Baykal? Bu kurultay birçok bakımdan önemlidir. Oncelikle, bu kunıltayımızın kunıluş döneminin çeşitli zonınluluklanndan kaynaklanan sorunlan, sıkınblan tamamlama şansı vardır. Umanm bu kunıltayla partimiz kunıluş dönemini tamamlar. Nedir bu kuruluş döneminin sıkıntılan ve sorunlan? zeniş sezmek olası. Soruyorum: Buna bir engel mi şu anda? Şu anda bir engel yok. Parti kuruluş dönemini doğal olarak kapatmak zonındadır. Buna bir dış müdahale gelmez ise, kurultayda belli bir merkez listesi ve çeşitli baskılar, telkinler, otorite kullanmalanyla yönlendirilmeye çaltşılmazsa bu tamamlanır. Oış müdahaleden kastınız genel başkanın kendisinin bir liste oluşturması mıdır? Genel başkanın parti meclisi ile ilgili bir öneri yaptığını gazetenizde okudum. Her partilinin, parti medisinin nasıl oluşması konusunda öneri yapma hakkı vardır. Fakat tutumumuz açıktır. Parti meclisi genei başkanca tayin edilmez. Kurultayca seçilir. FJbette genel başkan bu konuda göriiş bildirir. Başka yaklaşımlar da vardır. Bu konularda kurultay karar alacakbr. Kurultay terdhini yapacaktır. Kurultaya bu önerilerin, özgürce değerlendirilmesi için verilmesi halinde bir sonın yoktur. Kurultayın özgürce bir parti meclisi belirlemesi karşısında.. Yeni sonınlar çıkması ihtimalinden, bir baskı unsuru olarak kullanılmaması gerekiyor. Bunu ifade etmeye çalıştım. Genel başkarüık seçiminin ilk güne alınması ile ilgili bir endişeniz var mı? Hayır yok.. Fakat doğal karşılamadığımı da soylemek isterim. Geleneğimizde bu ilk kez denenecektir. Hangi ihtiyaçla bu ortaya atılmıştır? Bunu anlayamıyorum. Umanm bu değişiklik önerisinin altında kunılUyın terdhini yönlendirmeye yönelik bir arayış yoktur. Sizin kuruluya yönelik u v rınız ne olacak? Örgüt insanlan tanıyor. Siyasetin içindedir örgüt. Türkiye'nin içindedir. Biz, demokratik bir parti mekanizmasımn bir parçası olarak bir bürunüz. Kurultay, kendi yöneticilerini kendi özgür iradesi ile belirlemelidir. Parti meclisi, örgüt temsilcileri, örgüt yöneticileri bir araya gelip, onlan belirleyip seçmelidirler. Bizim emelimiz "budur. Bizim bir liste önerimiz, bir kadro önerimiz yoktur. Ben şahsen otunıp bir liste yapmayı (haddini bilmemem) olarak alınm. Benim şahsen bir liste hazırlamam söz konusu değildir. Örgüt, kendisine sunulan listelerin birini onaylamak durumuna düşmemelidir. tl başkanlan, il lemsilcileri bir araya gelirler, önce siyasal değerlendirme yaparlar, partinin yönetimine hâkim kıhnması gereken çeşitli tezler arasında bir tercih yaparak, yönetimi belirlerler. Baykal'a son sorum şu: tnönü sizJeri (arkadaş grubu) olarak niteledi. Peki, Sayın tnönü liste yaparsa durum ne olur? Sayın tnönü'nün kurnltayın unsuru olarak bir liste önermesi doğaldır, Bunda şaşılacak bir şey göremiyorum. Herkes değeriendirkıesini söyler. Hatta bunu bir liste halinde ortaya koyabilir. Benim anlayışıma göre örgütün bir liste onaylama, kurultayın bir liste onayiama unsuru değil. (liste oluşturma unsuru) olarak değerlendirilmesini öneriyorum. Bütün gücümle ben buna yardımcı olmaya çalışacağım. Ama bu anlayışı desteklemeden liste önermek de mümkündür. Fakat, bu iki arkadaş grebunon dışında (Sayın tnönü'nün arkadaş grubunun) parti meclisinde görev almasının partinin daha etkin çalışma yapması anlamına gelmeyeceğini de ben düşünürüm. 'Kurultay, parti meclisini özgürce belirlemelf Açıhşa basın mensupları alınmadı ANKARA (AA) Dışişleri Bakanlığı yeni binası Cumhurbaşkam Kenan Evren tarafından hizmete açıldı. Güvenlik gerekçesiyle basın mensupları tören yapılan salona alınmadı. Cumhurbaşkam Kenan Evren, Balgat semtindeki Dışişleri Bakanlığı yeni binasına gelişinde Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz tarafından karşılandı. Cumhurbaşkam Evren'in tören salonuna girmesinden sonra, TRT ekibinin dışında basın mensupları dışarı çıkanldı. Dışişleri Bakanuğı yetkilileri, bu uygulamaya güvenlik gerekçesiyle başvurduklarını söylediler. ANKARA "Baykakılık" nedir? Bu soruyu en doğru ve en iyi yanıtlayabilecek kişi Deniz Baykai'm kendisidir. Soruyorum Baykal'a "Nedir Baykalcılık?" Baykal'ın en çok dertli olduğu konulann başında bu geliyor. Anlatıyor, dinliyorum: Bu konuyu konuşmaktan ben bıktun. Önce şunu belirteyinı. (Baykalcılık) diye bir harekellen benira haberim yok... Ben ber yerde kendimi (Baykalcı) saymadığımı ifade ettim. Bırakınız sosyal demokrat olmayı, demokrat olmak bile bir insanın peşinden, kendini teslim ederek, baska birtakım insanlann peşinden gitme>i ilke olarak reddetmesi anlamına gelir. Biz larikat değiliz. Biz aşiret değiliz. miş olraalan (Baykalcı) olmalan anlamına gelmez. Onlar bu kanıyı, benim partiye yararlı olacağıraı düşündükleri için edinmişlerdir. Ve bu kanıyı da binbir güçlüğe rağmen fırsat geçtikçe îfade etmişlerdir. Birtakım insanlann benim partide görev almamı istemeleri ne onlan (Baykalcı) yapar, ne de beni Baykalcı hareketin lideri durumuna getirtir. "Sol k a n a f a Baykalcılığı sormuştum, Baykal'a sol kanadı soralım diyorum.. Soruyorum. Sol kanadı nasıl tanımlıyorsunuz? Baykal'ın sol kanat tanımı şöyle: Önce sol kanat kavramının bu grupta yer alan arkadaşlann kendileri tarafından kullandınlan Ahu Hetman toprağa verildi İstanbul Haber Servisi Geçen pazar günü lstinye de trafik kazasmda ölen Bazaar 54'iin ortaklarından ve Tan Tur'un sahibi Tuna Hetman 'ın 16 yaşındaki kızı milli birici Ahu Hetman, dün gözyaşları içinde Aşiyan Mezarlığı 'nda toprağa verildi. Prof. Aânan Salepçioğlu 'nun kızı Burcu 'un durumunun iyi olduğu öğrenildi. Nuzuri'a hakaret davası Yargıtay'>da ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ANAP Genel Başkan Damşmam Mustafa Taşar'ın, şair Nâzım Hikmet için kullandığı, "sapık". "Yahudi asıllı komünist" yolundaki sö'zlerinden dolayı, kızkardeşi Samiye Yaltırım 'm açtığı tazminat davasımn Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'ndeki mürafası dun yapıldı. Yaltınm 'ın açtığı tazminat davası Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce reddedilmiş, bunun üzerine davacı avukatlan davanm bozulması istemiyle Yargıtay'a başvurmuşlardı. Dünkü mürafada davacı avukatı Halit Çelenk, Nâzım Hikmet'in, Taşar'ın belirtilen söz ve ifadelerinin aşağılama amacını taşıdığı ve tahrike yönelik olduğunun kuşku götürmeyeceğini belirtti. Taşar'ın avukatı Se/a Tacal ise savunmasmda, muvekkilinin "sapık" demekle "ahlak dışılığı" kastetmediğini anlattı. Sol kavramının kutsallıgı '' A rkadaşlarımızın kendilerini sol kanat olarak tanımlamaları parti içi iktidar mücadelesinde sol bir parti içinde sol kavramının kutsalhğından, çekiciliğinden yararlanma amacına dönüktür." Bir tarikat veya aşiret reisinin peşinden keyfî takdirine göre siyaset yapmayı kabul edecek bir insan SHP içinde yoktur. Olmamalıdır. Böyle bir isınin varlığından benim haberim yoktur. O nedenle insanlann gözü kapalı bir kişinin keyfi takdirine ve anlayışına göre politika yapacaklan, yön alacakları, bir sosyal demokrat parti içinde böyle davranabilecekleri diişünülemez bile.. Böyle bir olay yoktur. Peki söz konusu olay nedir? Önce şunu bilmek gerekir: Siyaset insan isidir. Siyasette insandan çekinmenin, korkmanın bir anlamı yoktur. İnsanlann da kendi etkinliklerini zaman içinde çeşitli sınavlar vererek, kendilerini kanıtlayarak. kişiliklerini, anlayışlannı ve yeteneklerini sergileyerek, bir siyasal değerlendirmeye tabi tuttuklarının bilinmesi gerekir. Ben, 1975 yılı başından beri, partinin yönetim noktalannda bugüne kadar görev almamış bir insanım. Yani 13 yıldır hiçbir yönetim sonımluluğum oimadı. Fakat bu on üç yılın her dakikasını bir siyaset adamı olarak, bir partili olarak geçirdim. Her an partim kapandığı zaman dahi partime, her hareketimJe yardımcı olmaya çalıştım. Yani bir siyasal hareketin parçası olarak geldim... Siyaset benim için bir meslek, zamanımın belli bir kısmını ayıracağım bir meşgale değildir, bir yaşam tarzıdır, bir iddiadır: Türkiye ile ilgili bir angajmandır, bir temel anlaşmadır. Yönetimde görev almak imkânı bulamadığıra dönemlerde benden siyasi olarak çalışma yapmam istendi. Seçim çalışmalanna kaülmam istendi. Ve ben bütun gücümle, yönetimde olmamama rağmen, sanki bir parti yöneticisiymişim gibi çalıştım.. Parti yöneticilerinin bügisi altında, partinin ortak amaçlanna dönük çalışmalarda bulundum. Bülün bu çalışmalar içinde birçok kişiyle ilişki kurdum. İnsanlann bir kısmı benim parti yönetiminde görev almaıuın uygun olacağı kanısına vardılar. Ben önemli kısmını lanımam bile.. Görmemişim de bilmiyonım da.. Hatta karşı karşıya gelip ellerini sıkmak irakânını dahi bulamamışımdır. Bu insanlardan önemli bir kısmı benim partide şu ya da bu noktada parti içinde yarariı olacağım kanısına gelmişlerdir. Onlann böyle bir kanıya gelbir değeriendirme olduğunu lespit etmeliyiz. Yani bu objektif, bilımsel ya da siyasal bir değerlendirmenin, tarafsız bir gözlemcinin değerlendirmesi değildir. Kendilerini bu arkadaşlar, böyle tarif etmeyi uygun bulmuşlardır. Ben itiraf edeyim, bu değerlendirmeyi 'kanat' sözcüğü ile kabul ediyorum, ama (sol kanat) olduğunu kabul etmekte sıkıntım vardır. Sol kanat olayına bakışım şudur: Önce partilerin genellikle ya da sosyal demokrat partilerin özellikle mutlaka bir kanada sahip olması gerektiğini, Batıdaki sosyal demokrat partilerin böyle kanatlan olduğu iddiasını kabul etmiyorum. Bu bir yakıştırmadır.. Öyleyse niçin bu grup kendisine sol kanat adını takıyor? Sizce nedeni nedir bu kimliğin? Arkadaşlanmızın kendilerini sol kanat olarak tanımlamalan, parti içi iktidar mücadelesinde. sol bir parti içinde sol kavramının kutsalhğından. çekiciliğinden yararlanma amacına dönüktür. arkadaşlanmız parti programı ile ilgili bir eleştiri getirmemişlerdir. Partinin programı, uzunca bir zaman içinde, yoğun çahşmalar sonunda, parti organlannın katkılanyla kolektif biçimde oluşmuştur. Bu program. daha önceki CHP döneminin ve 12 Eylül sonrası yaşanan deneylerin bir ortak ürünii olarak ortaya çıkmıştır. Bu program hakkmda bu kanadın bir eleştirisini görmedim. İfade ettikleri bu. (Bu programı paylaşıyoruz) diyorlar... O zaman arkadaşlanmızın partinin çizgisi dışında sol konumlanm nereden aldıklanm açıkiamalan lanmdır. Bu açıklamayı bugüne kadar duymadım. Yani ben de sol sözünü de min de işaret ettiğim anlamda bir değerlendirme olarak görüyorum... Baykal'a sol kanadın antitekel, antişoven, antimilitarist gibi kavramlara ağırlık verdiğini anımsatıp soruyorum. Örneğin SHP'de militarist kimseler var mı? Bizim programımız açıkça ortadadır. Dünyamn hiçbir yerinde, sosyal demokrat partinin, bırakınız Türkiye'nin kendine özgü koşullannı, dünyamn hiçbir yerinde herhangi bir sosyal demokral partinin militarist olması, tekelci olması şovenist olması düşünülemez. Böyle şey akla gelmez. Bizim programımız da bu konuda çok berrak bir tutum takınmıştır. O nedenle, kanat olayını, çizgisi itbanyla. kendi beyanlanna dayanarak, parti çizgisinin ötesinde, dışında sol bir nitelemeyi gerektiren bir konumda görmüyorum. Partide herkes ne kadar solsa onlann da bu kadar sol olması gerekir. Ç'inkü aynı parti programını paylaşıyonız. (Hiçbir itirazımız yok programa) diyoriar. (Bu programı daha sola çekmek iddiasında değiliz) diyorlar. Partinin programını bu kadro uygulamıyor diyorlar.. Çok haksız bir iddia olur bu.. Demin de söylediğim gibi bütün partililerin katılımı ile oluştunılmuş bir program var. O nedenle bu elestirileri de önemli saymıyo Cem Karaca beraat etti İstanbul Haber Servisi Hafif müzik sanatçısı Cem Karaca, yurtdışında bulunduğu 1981 yılı ve öncesinde Türkiye aleyhine faaliyetlerde bulunduğu savıyla yargılandığı davada beraat etti. Cem Karaca hakkmda, 30.1.1981 tarihli Hafta Sonu Gazetesi'nde yayımlanan resimli haber üzerine gıyabi tutuklama kararı çıkanlmış, yurda dön çağrısı yapılmış ve daha sonra yurttaşlıktan çıkartılmıştL Karaca'nm, yurda dönmesinden sonra açılan davada, TCK'mn 140. maddesine aykırı davranmaktan 5 ile 24 yıla kadar hapsi isteniyordu. Savunma Avukatı Turgut Kazan, davanm açılmasına neden olan fotoğrafm ve haberin "uydurma" olduğunu belirterek, fotoğrafm bir Alman tarafından 1979 yılında Federal Almanya'nm Münih kentindeki 1 Mayıs kutlamaları sırasmda çekildiğini anımsattı. Çelişki mi? Sanayileşmenin ve demokratikleşmenin yer almadığı bir ülkede sosyal demokrasiyi geiiştirmeye gayret ediyoruz! Bu bir çelişki gibi görünebilir. Bu, Türkiye'deki sosyal demokrasinin Batı Avrupa'daki örneklerinden aynldığı temel noktadır. Peki ya sanayileşme? Evet. sanayileşme olayı yeni bir yaklaşımı gerektirmektedir. Dünyamn her yerinde özellikle gelişmemiş ülkelerde, gelişmekte olan ülkelerde, sol, öretim güçlerinin geliştirilmesini önermek zorundadır. Sol yalnızca bir kültürel kategori değildir. Sol, insanlann birbirlerine verdikleri havada sıfatlar da değildir. Sol toplumdaki üretim guçlerinin seferber edil, mesiyle ortaya çıkan, değişen yaşam tarzlannı öngören bir siyasal yaklaşımdır. Türkiye, hfilâ adam başına bin dolar duzeyinde bir ülke. Hâlâ feodal kalıntılann elkinlik taşıdığı bir ülke.. Sanayileşme konusunda çok biiyük bir sorumlulukla karşı karşıyadır sosyal demokrasi. Sanayileşmeyi öngöremeden, bırakınız, açılmayı... demokratikleşmeyi.. Ulusal bütünlüğü gerçekleştirmek mümkün değildir. Bir saplama daba yapmak istiyonım. Türkiye'de sağ, bir süreden beri, demokrasi ve sanayi yorgunu olarak ortaya çıkmıştır. Her iki alanda da iddiasını terketmiştir Türkiye sağı. 24 Ocak sanayileşPartileşme süreci, doğal olarak parti merkezinde, bir kurucular kadrosu ile başlatılmıştır. Daha sonra oluşturulan örgüt ise parti yöneticilerini belirleme çabası içine girmiştir. Fakat bu çaba, birçok kez kesintiye uğramıştır. Kurulan partinin kapatılması, partilerin birleşmesi ve bu amaçlarla birçok kez kurultaylann toplanması ile kesintiye uğramıştır. Şimdi yedinci kurultay ımızı loplujoruz. Bugüne kadar sadece bir kere olağan kurultay, beş kez de olağanüstü kurultay topladık. Eğer önümüzdeki kurultayda parti örgütleri kendi demokratik tercihleri ve kendi merkezini oluşturma şansından yoksun bırakılırsa, kuruluş dönemini tamamlayamamış oluruz. Ve partiyi bir süre daha içe dönük sonınlaria meşgul etmek anlamına gelir. Ve dışa dönük çalışmayı büyük ölçüde aksatir. Bu kurultayın, bu nedenle kurulus döneminin sona erdirildiği, partinin, örgütün istemleri doğrultusunda herhangi bir dış müdahaleye gerek olmadan, parti örgütünce beliriendiği bir kurultay olmasını diliyorum. Baykal'jn bu sözlerinden bir ser Mersin CezaevVnde açlık grevi MERSİN / ESKtŞEHtR (Cumhuriyet) Eskişehir Cezaevi'nde bazı tutuklu ve hükumlülerin başlattıklan açlık grevi sürerken, Mersin E Tipi Özel Cezaevi'nde 41 siyasi hükümlü ve tutuklunun açlık grevine başladığı bildirildi. Cezaevinde bulunan siyasi tutuklu ve hükumlülerin yakmlarma gönderdikleri mektuplarda okuma, görüş, beslenme, radyo, teyp, daktilo gibi istemlehnin cezaevi yonetimince bugüne kadar kabul edilmemesini protesto amaayla açlık grevine başladıkları belirtiliyor. tkonaları satarken yukalandıla İstanbul Haber Servisi Bir süre önce Bebek Ortodoks Rum Kilisesi'nden çalınan yaklaşık 8 milyon lira değerindeki ikonaları Kapalıçarşı'da turistlere satmak isteyen iki kişi gözaltına alındı. tstanbul Emniyet Asayiş Şube Müdürlüğü Hırsızlık Bürosu'ndan yapılan açıklamaya göre Kapalıçarşı'da ellerindeki antik değeri olduğu belirtilen ikonaları satmak isteyen Bilal Günay (23) ve Güngör Erdökmeci (24) şüphe üzerine polis tarafından gözaltına alındılar. SOlEdK CHP'nin sol kanadından SHP^ye FÜSUN ÖZBtLGEN Ankara'da SHP Genel Merkezi'nin karşısında Ankara Han'ın 7. katında bir büro. Ankara Milletvekili Tevfik Koçak'ın bürosu. Sol kanat milletvekillerinin buluşma yeri. Baykalcılar nasıl Çevikçe'nin bürosunda toplanıyorlarsa sol kanat da burada bir araya geliyor. Kemal Anadollar, Kenan CHP'nin sol kanadında o zaSonmezler, Mehmet Moğultayiar, manlar yer almayan yeni isimler de Ethem Cankurtaranlar, Fehmi Işıkladar burada bir araya gelip yü yer alıyor kuşkusuz SHP'nin sol .kanadında. Örneğin bir Arif Sağ rutuyorlar çalışmalarını. bağlama ile yol gösteriyor. Sadece sazı ile değil sesi ile de SHP otoSHP'nin SÛI kanat milletvekilbüsünden tüm dinleyenleri coşleri ile konuşurken bir ara neşeyle turuyor: gülümseyen Mustafa Gazalcı'yı görunce 810 yıl önceki CHP'nin "Aynı vardan var olmuşuz, sol kanat müietvekilleri geliyor Sen gümüşsün ben sac mıyııtı? usumuza. O yıllardan ve o grupBöyle mi emretmiş yaradan tan bugün kimler var, kimler yok Sen kalemsin ben uç muyum? diye düşünüyoruz. O her zamanki aktivitesi ve inanmışlığı ile KeSol kanat içinde İstanbul'da mal Anadol var. CHP'nin haşarı DİSK davasından yargılanıp hapis çocuğu Süleyman Genç yok. Deyatmış sendikacılar var, Doğu könizli'nin genç milletvekili olarak kenli milletvekilleri var. Tümünün parlamentoya giren Mustafa Gaaynı görüş, duygu ve düşünce içinzala şimdi milletvekili değil, ama de olduğunu soylemek de biraz burada. 12 Eylül'un çok acısını çe güç. Kendi içlerinde çeşitli eğilimkip iki yıl önce ölen ismail Hakkı ler bulunduğunu bilip espriler de Öztorun burada yok, ama anılarüretiyorlar. Örneğin Moğultay'a da yaşıyor. takılıyorlar, "Sen sol kanadın Inönü fraksiyonundansın" diye. Ahmet Türk var, Ertuğrul GüBu kanat şimdiye dek değişik nay var, Altan Tuna yakın, Necevrelerden geçti. SHP Genel Başcar Türkcan öyle. kanı Erdal tnönü'nün anlatımıySHP'de şu sıralarda ortaya atıla "Baykal'cılann sistemli çalışlan "CHP'lileşme" sloganırun sol kanat karşıtı olmasımn da anlamı kalmıyor bunu anımsayınca. Eski CHP zamanında da vardı aynı kişiler ve aynı görüşler. Üstelik şimdi, SHP'nin programı üzerinde bir tarüşma da yok. Sol kanat, programın yaşama geçirilmesi ve parti politikalannın program doğrultusunda uygulanmasından yana. ması sonucu bu arkadaş grubuna giremeyen kişilerin oluşturduğu biıiiktelikten" biraz daha sol düşünme ve sol uygulama isteyen birlikteliğe doğru yol alıyorlar. Örneğin daha önce sol kanadın içinde yer alan Mustafa Timisi grubu sol kanattan ayrıldı. İstanbul il kongresi öncesinde Baykal grubu ile işbirliğine yöneldi. Böylece Alevi kökenli partililerin bir bölümü Baykal grubu ile işbirliğine girişirken bir grubu sol kanat içinde yeri ni aldı. Yani SHP'ye yakıştınlan veya sol kanadı suçlamak için getirilen "mezhepçilik yapıyorlar" iddiası da kartların bu karılışında sol kanadın üstünden kalktı. SHP Genel Başkanı Erdal !nönü'nün kurultayda ilk gün genel başkanlık için oylama yapılmasını, eğer kendisi genel başkan seçilirse ki seçileceği garanti görülüyor ikinci gün kendi listesinin seçilmesini istemesi kanatlarda ve gruplarda nasıl etki yaptı, biraz da bunu soruşturduk. tnönü, Uğur Mumcu'ya açıkça parti içindeki Baykalcılan 'arkadaş grubu' olarak tanımiayıp, sol kanadı da bu arkadaş grubuna karşı bir araya gelmiş bir topluluk olarak niteleyince ve de genel başkan olarak kendi politikalannın başarılı olduğunu, şimdiden sonra da bu politikalar doğrultusunda bir yönetim için delegelerden yetki isteyeceğini açıklayınca, gerek Baykal grubuna gerekse sol kanada ufak bir şok yaşattı. Bu direkt vuruştan en az yara alarak sıynlmaya çalışan grupların etkin elemanlarıyla görüştük. Baykal grubu ne diyordu: "Baykal, tnönü'nün açıklamalanndan sonra şu direktifi göndermişti: Mücadeleye devam. Erdal İnönü'nün açıklamalannı da 'Demek genel başkan da örgüt listesinin karşısına bir liste çıkaracak' şeklinde değerlendirmişti." Bu açıklamadan sonra Baykal'a yine "Kurultayda örgüt liste çıkaracak mı?" diye sorduk. "Örgüle sormam gerek" yanıtım verdi. Bu arada Baykal'a yakın bir eleman da bu açıklama üzerine şu yorumu yaptı: "İnönü, kendine güvenen varsa çıksın diye partiyi bir hesaplaşma çizgisi ne çekiyor; yanşı hızlandırdı.." Aynı konuda sol kanat ne düşünüyor diye soruşturduk. Onlar da mücadelenin hızlanacağı görüşünde. "İnönü hem genel başkanlığı hem parti meclisini, tüm partiyi kendi yüriitmek istiyor. Gökten ne yağdı ki yer kabul etmedi. Mücadeleye devam. LislemıVi çıkaracağız" diyorlar. Böylece kurultay öncesi il başkanlan toplantısında ne gelişmeler olur bilinmez, ama görünen şu ki kurultayın ilk günü genel başkanlık seçimi yapıldıktan sonra ikinci gün, üç liste birbiri ile kıyasıya bir çarpışma içine girecek. Herkes askerlerini, bölüğünü, mangasını hesaplıyor şu günlerde. SHP'de ne var neyok ttZAL SUİKASTINIAYDINIATANA BUGÜN ÇIKTI ÖOUL VERİYORUZ Teröre karşı demokrasi mücadelesine katılma çağnsı... Nokta, suikast girişimini aydınlatacak her türlü ipucunu bekliyor. Oluşturduğumuz kurulun değertendirmesi sonucunda, olayın çözülmesini sağlayacak anahtar bilgileri getirene 200 milyon lira ödül veriyoruz. Bilgi verenlerin kimlikleri kamuoyuna karşı kesinlikle gizli tutulacaktır. Fotoğraflar ve aynntılarıyla suikast girişiminin tüm öyküsü... 300 Lira 22 Haziran 1988 noKta Hullalık IhıİKT l)crı;i>i
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle