Katalog

22 HAZİRAN 1988 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Güney Beyrui'ta çatışma BEYRUT (AA) Beyrufun güneyinde beş gün süren sessizlikten sonra Filistinli grupiar arasmda yeniden başlayan çatışmalarda 1 Filistinli öldii, 3'ü ise yaralandı. Filistinli kaynaklar, Şatila mülteci kampında öğleden sonra meydana gelen bombalı saldında, Ebu Musa yanltsı bir Filistinlinin öldüğünü, Arafat yanlısı El Fetih örgütünden 3 Filistinlinin de yaralandığını bildirdiler. Güney Lübnan'da Filistinli grupiar arasmda 30 nisandan beri devam eden çatışmalarda şimdiye dek 65 Filistinli öldii, 420'si de yaralandı. Çin yapısı füzeleri yerleştirirse Suriye vurulacak İsrail, Şam'ı tehdit etti .^^^^^^^^^Bht. «^ Suriye'nin Çin'den uzun menzilli füze alacağı yolundaki haberler, İsrail'in sert tepkisine yol açtı. Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Dan Şomron, "Suriye, Çin füzelerini yerleştirirse, bu yöreleri bombalarız" dedi. İsrail Başbakam îzak Şamir'le Dışişleri Bakanı Şimon Peres de, verdikleri demeçlerde Çin yapısı füzelerin Suriye'ye yerleşmesine izin vermeyeceklerini belirttiler. riye, Çin yapısı karadan karaya füzeleri konuşlandırdığı lakdirde bu füzelerin yerleştirüdiği tesisleri vuracaklarım söyledi. Newsweek dergisi son sayısında, Aiiıerikalı yetkililere dayanarak, Çin'in Suriye'ye 600 km. menzilli M9 füzelerinden satmak üzere olduğunu duyurmuştu. Dan Şomron, Hayfa Üniversitesi'nde yaptığı konuşmada, Suriye'nin bu silahı almasının amacının, bir savaş anında israil'in topu: J« !„,,:!•;„.„„ raklanna yönelteceği saldınları caydırmak olduğunu söyledi. M9 filzelsrinin bir savaşın sonucunu belirleyemeyeceğini söyleyen Şomron, ancak bu fuzelere kimyasal başlıklar takılırsa tahrip güçlerinin çok yüksek olacağını kaydetli. Şomron, Suriye'nin yeni füzelerini havada yok edecek bir füzesavar sistemi geliştirebileceklerini de belirtti. tsrail Başbakam İzak Şamir ve Dışişleri Bakanı Şimon Peres de. önceki gün yaptıklan açıklamalarda, Çin yapısı M9 fuzelerinin Suriye'ye sevkedilmemesi için ellerinden geleni yapacaklannı ve Şam'ın bu fuzelere sahip olmasının Ortadoğu'da dengeleri sarsacağım soylemişlerdi. Dışişleri Bakanı Şimon Peres, DUTNTLADA AIİSİRMEN BUGUN "Kaç Paralık Adamsın?" NEW YORK Amerika Birleşik Devletleri'ne daha doğrusu New York'a ilk yolculuğum 1949 yılı aralık ayının sonlarına doğ* ru, karlı bir günde Boğaz kıyısında Ortaköy'den başladı. Yeni dünyayı keşfetmenin heyecanı ile şilebin geçtiği yolları parmağımla harita üzerinde izliyor, sabırsızlıkla bu düş kentine ayak basma anını bekliyordum. Yüreğim gezinin heyecanıyla kanatlıydı. Ve New York'un yürüyen merdivenlerinden tutun da her şeyi beni hayran bırakacaktı. İçimdeki gezi heyecanı nedensiz değikji. Ama Amerika'ya gitmiyordum. Yalnızca yatılı okulun yılbaşı tatilinde trente Eskişehir'e gttmeye hazırlanırken, Faik Sabri Duran'ın "Bir Türk Kızının Şileple Amerika Seyyahati" adlı kitabını okuyordum ilkokulun kara sıraları üzerinde. Kaçamak okuduğum yapıtın son sayiasına gelip, kahverengi cildi kapatarak, kitaplığa yolladıktan az sonra da dinlence başlayacak ve ben kendimi Haydarpaşa'da bulacaktım. Amerika'ya gitmemişim ne gam! Cografyacı Faik Sabri Bey, bana o baş döndürücü dünyayı tanıtmıştı. Denizden New York'a girmiş, Liberty Island'da bulunan, Fransızlar'ın armağanı Özgürlük Anıtı'nı görmüştüm. Ama en önemlisi, dünyanın en yüksek binası Empire State'in tepesine, baş döndürücü hızla çıkan asansörlerle çıkmıştım. New York'a gerçekten ayak bastığımda ise, Empire State tüm gorkemine ve tepesinden ızleyebileceğiniz insan eliyte yaratılmış en büyüleyici görüntüsüne karşın, artık ne dünyanın ne de New York'un en yüksek binasıydı. Şimdilerde New York'un en yüksek binası, Çinli bir mimarın eseri olan ve daha birkaç ay öncesıne kadar yupilerin güneş ışığının az girdiği sokaklarından çalımla geçtiklerl, Wall Street'e ikiz kardeş gibi yükselen VVorld Trade Center. Dünya Ticaret Merkezi adını taşı,an bu ikiz binayı gezmek New York'a Pen Station'da ayak basıp Sekizinci Cadde'nin kargaşası, pisliği karşısında şaşıran hele hele Soho'daki Pen Club toplantısma giderken gordüğü döküntü görüntü karşısında iyice düş kırıklığına düşen İstanbullu avukatı, bu kötü düşten uyandırmak için zorunluydu. İlk izlenimler VVorld Trade Center'ın gözler önüne serdiği görüntüyle yok olacak, sonra Beşinci Cadde, Parc Avenu ve öbür görkemli New York görüntüleriyle tümden silinip yerini bu dünya başkenti karşısında hemen herkesin, istese de istemese de duyduğu hayranlığa bırakacaktı. Sokaklardaki çöp kutulannı karıştırıp, yarım sandviç artıklarını kemiren ve doğallıkla çoğu zenci olan "Homless'Mer bile silemeyecekti bu hayranlığı. VVorld Trade Center'ın ikiz binalarının birinin tepesinde "Dünyanın Penceresi" denen, bir zamanlar New York'un en şık, en gözde restoranlarından biri olan bir lokanta ve bar var. önce oraya yollanıyoruz. Ama kravatsız bu seçkin yere çıkmak olanağı yok. Gerçi pratik insanlar olan Amerikalılar bunu çözmüşler, hemen yandaki bölümden bir kravat ısmartayarak engelt aşabiliyorsunuz.. Ama yanınızda blucin giymiş bir hanım varsa o zaman iş değişiyor. Blucini Coca Cola'sı ile birlikte simge olarak kabul ettirip, bütün dünyaya yaymış olan Amerikalı, yine de onu her yerde kabul etmıyor. Eh pratik Amerikan kafası Türkİslam sentezinin blucin üzerine eteklik cözümü düşünecek kadar da uyanık olmadığından biz öte tarafa, "gezi merkezine" yöneliyoruz, bir sürü Japon ile birlikte, boynumuzda onlarla ortak yanımızı oluşturan Minolta fotoğraf makinesi sallanarak. Yine rekor bir hızla yükselen asansörle çıkıyoruz tepeye. Kızılderililerden 23 dolara satın alınmış olan Manhattan Adası'nın güney ucunda yükselen bu binanın tepesinden, bütün kenti göz alabildiğine izliyor, Hudson Nehri'ni, Doğu Nehri'ni üzerinde bala üşüşmüş sinekler gibi uçakların inip kalktıgı La Guardia ve Kennedy havaalanlarını onlartn önünde bulunan Queens, Bronx ve Brooklyn'i görebiliyorsunuz. özgürlük Anıtı ayaklarınızın dibinde, masum ve onurlu, hanım hanımcık bir genç kız gibi sağ kolu sabırla havada duruyor. Çevrenizde, 30 dolardan başlayıp 130 dolara kadar giden edeherle turıstlere New York'u gezdiren helikopterier uçuşuyor. VVorld Trade Center'ın tepesinde, Amerika'da aftı haftada attı kilo almayı başaracak turist hammlann tüm iştahlarını kabartacak "Donuf'lar, "Danish"ler, peynirli pastalar ve de ithal biralar satan büfelerle hatıra eşya dükkânları var. Şaşırtıcı olan bunlar değıl. Asıl şaşırtıcı olan, New York'un Wall Street'e yükselen bu en görkemli bınasının duvarlarını süsleyen ve onu bir para tapınağı haline getiren, resim ve yazılar. Bu resim ve yazılann hepsinde para, altın, tapınılırcasına yüceltiliyor, gelişimleri anlatılıyor. İşin ilginci çoğu kişi, bunları hiç yadırgamadan, tapınırcasına okuyor. Dünyanın en büyük para odağındaki en yüksek bina gerçek bir para tapınağı. Çoğunluğu her pazar kiliseye giden, ama hepsi her an, Tann'yı yeşil doJar üzerinde goren (evet, gerçekten yeşil Amerikan Dolan'nın üzerinde Allah'ın adı yazılı) Amerikalı için para başarının, itibarın simgesi. Türkiye'den göçüp ABD'ye yerieşmiş bulunan ve şimdilerde, şirketlere de danışmanlık eden, 12 dönürnlük bir orman içinde yalnız bizler için değil, Avrupalılar açısından bile görkemli bir evde oturduğu, müziğin her türünü iyi tanıdığı halde yine de "hJcaz makamı" ile dinlenen başanlı bir öğretim üyesinin, kendisi gibi alanında çok başanlı eşi bu gözlemimizi anlattığımızda güldü ve "Gerçekten öyledir" dedikten sonra, başlanndan geçen bir olayı anlattı: "Daha yeni öğrenimimizi tamamlamıştık. Eşim üniversitede başanlı bir öğretim üyesıydi. Ama buradaki tüm öğretim üyeleri gibi çok kazanmıyordu, henüz bir yerde danışmanlık da yapmıyordu. O zamanlar oturduğumuz evin karşısında bir otomobil satıcısı vardı. Sade bir Amerikan yurttaşij bir akşam yemeğe çağırdık. Adam bize karşı çok saygılı davranıyordu. Yemekten sonra kahvelerimizi içerken, bu ülkede pek alışılmamış bir şekilde, kocama kaç para kazandığinı sordu. O da açık yüreklilikle yanıt verdi İşte o anda adamın gözündeki saygı pınltısı kayboldu, tavrı değişti ve biraz da acıyarak: Yazık, dedi, yarın bizim çocuklara söyleyeyim de sana da bir satıcılık bulsunlar. Burada kazandığının üç katını alırsın." Evet, Amerikalı daha fazla para için üniversite öğretim üyeliğini bırakıp, araba satıcılığını yegleyebilryor ve bunda şaşılacak bir yön bulmuyor. Burada adama açıkça sormasalar bile bakışlarıyla, arabanızı, evinizi inceleyişleriyle şu soruyu hep soruyorlar insana: "Kaç paralık adamsın?" Doğallıkla böyle davranmayan insanlar çok, ama çogunlukta değil. Tann'nın adını paranın üstüne koyan Amerikalı, insanı da parayla ölçüyor. Eski dünyadan giden bizler bu tutumu yadırgıyoruz. Ama davranışı yadırgarken birden düşündüm. Sanki "çağ atlayan" Türkiyemiz'de durum çok değişik mi? Maşallah, birçok yönüyle küçük Amerika olmuşuz. Altın Tapınak'ta patlama: 25 ölü AMR1TSAR (AA) Hindistan'ın Pencap eyaletindeki Amritsar kentinde, Sihler'in kutsal ibadet yeri olan Altın Tapınak yakınında, çok şiddetli bir patlama oldu. tki bombamn infılak etmesi sonucu meydana gelen patlamada, en az 25 kişinin öldüğü bildirildi. Ölü sayısının daha artmasından endişe duyuluyör. Görgü tamklarınm verdiği bilgiye göre, bombaların patlaması sonucu çevrede bulunan gaz ocaklan ve bazı araçlar da alev aldı ve çok sayıda kişi yandı. Polis, patlamanm sorumlusunun ayrıhkçı Sih militanlar olduğuna inamyor. TEL AVİV (Ajanslar) Suriye'nin Çin'den uzun menzilli M9 füzeler alacağı yolundaki haberler Israil yetkililerinin sert tepkisine yol açtı. Israil Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Dan Şomron Su gazetecilere yaptığı açıklamada, eazetecilere vaDtıSı "Suriye'nin askeri gücnne, karadan karaya fırlatılan uzun menzilli füzelerin katılması, bolgenin zaten kanşık olaiı durumunu daha da karmaşık hak getirecek. Bölgedeki silahlanma yanşını hızlandırarak, ekonomik yapıları ve güvenliği tehdit edecek" demişti. Öte yandan, tngiltere Başbakanı Margaret Thatcher'ın, geçen ekim ayında tsrail Başbakam Izak Şamir'e bir mesaj göndererek, israil gizli servisi Mosad'ın ülkede sürdürdüğü gizli eylemleri protesto ettiği bildirildi. İngiliz televizyon şirketi ITN tarafından yayımlanan ve Mosad ajanı Filistinli lsmail Sowan'la ilgili programda, Thatcher'ın, İsrail gizli servisinin Ingiltere'de gizli eylemlerini sürdurmesi halinde karşılaşabileceği riskleri belirttiği mesaj üzerinde duruldu. Afganlı mülteciler yeni yaşama hazırlanıyor AITI Sürgünden dönüş umudu zetecilik yapmak üzere Afganistan'a göndermiş. Afganistan'da çarpışan mücahit örgütleriyle koordinasyon içinde çalışan merkez, gelen bilgilerin ışığı altında mücahit gazetecileri çarpışmaları " d o ğ m " bir biçimde yansıtmak üzere savaş alanına gönderiyor. Merkezin halkla ilişkiler sorumlusu, Sovyet işgaline kadar Kabil Üniversitesi'nde kitle haberleşmesi profesörü olan Ahmed Navid, mücahitleri eğittikten sonra gazeteci olarak kulianmalarının amacının propaganda değil, sağlıklı haber vermek olduğunu ifade ediyor. Prof. Navid'e göre, savaş koşulları nedeniyle birçok yabancı gazeteci Afganistan'dan sağlıklı haber alamıyor. Afganistan sımnndan geçen bazı Batılı gazetecilerin mucahitlere para vererek mizansen haber fotoğraflan çektiklerini söyleyen Navid, mucahitlerin kanının asla satılık olmadığım anımsatıyor. Afgan Medya Kaynaklan Merkezi yetkilileri, mücahit gazetecilerin çekükleri filmkri ve fotoğrafları Batılı TV ve haber ajanslanna satmaya başladıklarını belirterek, "amaçtannın kendi kendilerine yetmek" olduğunu söylüyorlar. Merkezin Müdurü Hacı Davud'a, "Bu hazırlıklar >akında geri donmek için mi?" diye somyorum; "L'mudumuz en kısa zamanda vatanımıza geri dönmek. Ama su anda savaş süruyor. Biz şimdilik hazırlık yapıyoruz. Afganistan bagımsızlığına kavuşunca buradaki medya merkezimizi oldugu gibi Kabil'e taşıyacağız" yanıtını veriyor. Politik plandaki hazırlıklar ise daha hızlı görünüyor. Afganistan'da Sovyet işgal kuvvetlerine karşı savaşan mücahit gruplannın oluşturduğu 7 partili ittifak, demokratik olarak 3 ay sonra seçime gidilebilmesi için girişimlerini sürdürüyor. tttifaka mensup partiler kültürel ve ideolojik alanda, anayurtlanna dönme umudu taşıyan Afgan göçmenlerini eğitmeye çalışıyorlar. İttifakın ve Peşaver'de yaşayan mültecilerin ülkelerine geri dönebilmek için öncelikli koşulu Afganistan'dan Sovyet asker Pak'istan 'ın Afganistan sınınna en yakın kenti Peşaver'deki Afganlı mülteciler 8.5 yıl sonra anavatanlarına dönüş için 'temkinli' bir hazırlık içindeler. NtLAYKARMAN PEŞAVER Afgan direniş gruplannın liderleri ve yüz binlerce Afganlı mülteci, Pakistan'ın sınıra en yakın kenti olan Peşaver'de 8.5 yıldır yasadıklan "zorunlu sörgün"den kısa dönemde kurtulacaklarını sanmıyorlar. Ama buna rağmen anavatanlarına dönüş için "temkinli" bir hazırlık içindeler. Afganistan'da 8.5 yıldır Sovyet askerlerine karşı "dtaat" ilan ederek kıyasıya bir savaş veren mücahit örgutlerinin oluşturduğu 7 partili Afganistan L'lusal tslaın Cephesi, Afganistan'da yöneıimi "kukla" rejimden geri almak için politik hazırlıklarım hızlandınrken, mültecilere yardım örgütleri de sosyal ve kültürel alanda kuracakları düzen için uzun dönemli planlar yapıyorlar. Bu örneklerden en çarpıcısı, Federal Almanya ve Hollanda'nın desteğiyle 1986 yılında Peşaver'de kurulan Afgan Sağlık ve Sosyal Yardım örgütü'nun geleceğe yönelik projeleri. Merkezin müdurü Afganlı Dr. Muhammed Nesim Ludin, son 10 yıl içinde bir harabeye dönen Afganistan'ı yeniden yurtlanmaya elverişli hale getirmek için geniş çaplı bir proje başlatmak istediğini söyledi. Dr. Ludin, eğitim, sağlık, bayındırlık ve tanm konulannda yeniden örgütlenmeye gitmderinin şart olduğuna inamyor. Dr. Ludin, bu projelerden eğitim ve saglığın en önenılileri olduğunu söylüyor. Afganlıların başka bir hazırhjjı ise gazetecilik alanında. ABD'deki Boston Üniversitesi'nin mali desteğiyle geçen yıl kurulan Afgan Medya Kaynakları Merkezi Afganlı gazetecüer yetiştiriyor. Bu merkezin en önemli faaliyet alanı ise yülardır Sovyet askerlerine karşı çarpışan mücahitleri gazeteci, fotoğrafçı ve kameraman olarak Afganistan'a göndermesi. Merkezin müdurü Haa Davut'un verdiği bilgiye göre, 15 mayıs tarihinde Sovyet askerlerinin Afganistan'dan çekilmeye başlaması nedeniyle bir kameraman, bir fotoğrafçı ve bir de muhabirden oluşan 20 ayn mücahit ekibini ga Darbeci NamphyVe «dU* suçlaması Devrik Cumhurbaşkanı Leslie Manigat, cunta tarafmdan gönderildiği Dominik'te darbeci Henri Namphy'nin "akılhastası" olduğunu söyledi. Dış Haberler Servisi Önceki gece askeri bir darbe sonucu devrilen Haiti Cumhurbaşkanı Leslie Manigat, cunta tarafından gönderildiği komşu Dominik Cumhuriyeti'ne gitti. Genelkurmay Başkanı ve askeri cunta lideri Henri Namphy, kendisinin başkanlığında \e askerlerden oluşan >eni bir hükümetin kurulduğ;nu, parlamentonun da feshedildiğini açıkladı. 1804 yılında elde ettiği bağımsızlıktan beri gerçek anlamda sivil yonetime kavuşamayan Haiti halkının son umudu da sivil cumhurbaşkanı Manigat'nın, görevden aldığı Genelkurmay Başkanı Namphy tarafından devrilip ülke dışına sürülmesiyle son buldu. AP'nin haberine göre, Manigat ve beraberindeki ailesi dün sabaha karşı Dominik'e geldiler. Burada düzenlediği basın toplantısında devrik Devlet Başkanı Leslie Manigat, darbenin, ordu içinde ve kamu sektöründeki ruşvet ve kaçakçılığa karşı gösterdiği mucadelenin bir sonucu olduğunu soyledf. Manigat, iktidarı ele geçiren General Namphy'yi "akü hastası" olarak nitelendirdi. Dominik Cumhuriyeti'nin "siyasal sığınma hakkı" tanıdığı Manigat, Haiti Silahlı Kuvvetleri'nin bolünmüş olduğunu belirterek, kurulan askeri hukumetin devleti yönejemeyeceğini bildirdi. Balkan ülkeleri toplantısı başladı SOFYA (AA) Balkanlar'daki 6 ülkenin dışişleri bakanlarmın üst 'üzey yetkilileri, 2426 şubat Mrihlerinde Belgrad'da toplanan dışişleri bakanlarmın sunduğu önerileh somutlaştırmak amacıyla dün Sofya'da biraraya geldiler. Balkan ülkelerinin dışişleri bakanlıkları görevlileri, toplantıda, bu yıl içinde ekonomi bakanlarmın Turkiye'de, ulaştırma bakanlarmın Yugoslavya 'da, sanayi ve teknoloji transferi ile görevli bakanlarm Romanya'da, çevre bakanlarmın da Bulgaristan 'da toplanmalan yolunda dışişleri bakanlarmın Belgrad'da aldıkları kararı ele alacaklar. Peru'da terör: 11 köylü öldürüldü LİMA (AA) Peru'da, Maocu "Aydmlık Yol" gerillalanmn, hukümetle işbirliği yapmakla suçladıklan 11 köylüyü öldürdükleri, 2'sini de yaratadıkları bildirildi. Polis, gerillalann, cuma günü başkent Lima'nm 290 km. güneydoğusundaki Cuticsa köyünü bastıklarını açıklarken, dağlık bölgede bulunan köyden haber alınamadığı için olayın ancak önceki gün •ğrenilebildiği kaydediiiyor. TORGUN SAVAŞÇI 8.5 yıldır Afgan yönetimine karşı savaşan mucahitter, dağlarda, en zor koşullarda yaşamayı öğrendıler. Sırasınoa silahı, cephaneyi sırtlarında taşıdılar. Geçici vatanları dağlardı. (Fotoğraf: Reuter) lerinin çekilip "kukla" hukumetin kalkması ve bağımsız bir tslam devleti kurulması. Sağlık ve eğitim hazırlıklarım şimdilik yavaş tutan Afganlı mucahitler ve mülteciler, önce cihadın kesin bir zaferle sonuçlanmasını bekliyorlar. Yaklaşık 8.5 yıldır en kotu koşullara dayanan Afganlıniıi imanı İslam. Üstelik bu inançla daha uzun sure savaşacağa benzer. Peşaver'de karşılaştığım bir Amerikalı gazeteci "Cihat sona erince Afganlılar ne yapacak bilmem. Sanki sadece cihat için yaşıyorlar" dedi. A TINA Yunanistarida hükümet değişikliği ATİNA (Ajanslar) Yunanistan'da Başbakan Andreas Papandretı 7 yılda 14. hükümet değişikliğini yaptı. Yeni kabinede 22 bakan ve 25 bakan yardımcısı bulunuyor. Eğiüm ve Din İşleri Bakanlığı ile Kamu Düzeni ve Ulaştırma bakanhklannayeniatamalaryapılırken, İçişleri Bakanı Andonis Drosoynjws kabine dışı kaldı ve yerine eski Savunma Bakan yardımcılarından Anastasitos Sehiotis geürildi. Yunanistan hükümetinde Eğitim ve Din İşleri Bakanhğı'na PASOK Partisi Merkez Komitesi üyesi ve Başbakan Papandreu'nun oğlu Yorgo Papandreu getirildi. Savunma Bakanı Vanis Haralambopulos Dışişleri Bakanı Karolos Papulyas ve yardımcılan Vanis Kapsis. Teodoros Pangalos, Ulusal Ekonomi Bakanı Panayotis Rumelyotis, Kültür Bakanı Melina Merkıiri ve Ege Bakanı Petros Val vis ise yerlerini korudular. Komünistlerin yeni lideri, Occhetto Mikuliç bugün Ankanı'da ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yugoslavya Başbakam Branko Mikuliç, Başbakan Turgut özal'ın resmi konuğu olarak bugün Ankara'ya geliyor. Böylece iki ülke arasmda 9 yıllık bir aradan sonra başbakanlar düzeyinde ilk resmi ziyaret gerçekleşmiş olacak. Başbakan Txevit, 1979 tarihinde Belgrad'a resmi bir ziyarette bulunmuştu. tki başbakamn başkanlığmda yapılacak heyetler arası görüşmelerde, Balkan ülkeleri arasmda işbirüğinin genişletilmesi ve ikili ekonomik ve ticari ilişkilerin arttırılması konuları ^•ğırltk kazanacak. Bölgesel Konular ele alınırken taraflann Kıbrıs sorununa ilişkin pozisyonlannı bir kez daha bildirmeleri bekleniyor. ITALYA NtLGÜN CERRAHOĞLU ROMA ltalyan Komünist Partisi (İKP) Merkez Koraitesi yaptığı iki günlük toplantının ardından Achille Occbetto'yoı yeni genel sekreter atadı. 1984'te Avrupa Parlamentosu seçimleri için kampanya yaparken ölen Enrico Bertinguer'in ardından bu koltuğu bir ara dönem için işgal eden Alessandro Natta'dan sonra genel sekreterliğe Occhetto'nun getiril mesi uzun süredir beklenmekteydi. Geçen hafta görevinden istifa eden bürokrat yapılı Natta'mn arkasında Occhetto'nun genel sekreterliğe seçilmesi, PCI için bir gençHk ve yenilenme çizgisi arayışı anlamına geliyor. Yakınlan için kısaca "Akel" olan 52 yaşındaki Achille Occhetto kuzeyde Torino'da doğmuş, formasyonunu Milano'da geliştirmiş, siyasi deneyimini Sicilya'da, siyasi kariyerini de Roma'da yap mış bir politikacı. Onceleri Berlinguer'ci sürekliliği daha sonra da Naua'cılığı benimseyen Occhetto kısaca partinin sağ kanadını temsil eden karizmatik lider Napolitano ve solda kati idolojiden yana olan Pietro'tngrao gibi diğer genel sekreter adayları karşısında merkez çizgisini korumaktaydı. Partinin, Avrupa sosyal demokrasileri çizgisine kaymasından ve bir "glasnost" politikasıyla daha demokratik bir yapıya kavuşturul masını savunan Napolitano karşısında, Occhetto'nun seçilraesi PCI'nin henüz izleyeceği ana yon konusunda herhangi temel bir seçim yapmadığını gösteriyor. Siyaset yaşamında 19621966 yıllan arasında İKP'nin Gençlik Federasyonu Sekreterliği ile kendisini göstermeye başlayan Achille Occhetto, tüm kartlarını bir gün genel sekreterliğe gelmek için oynamış olan bir politikacı. Carringtondan ilginç demeç Nükleer silah 9 dünya, saçnıabk LONDRA (AA) NATO Genel Sekreteri Lord Carrington, nükleer silahsız bir dünyanın "saçmalık" olacağını söyledi. Carrington, önceki akşam İngiliz TV'sinde yaptığı konuşmada, nükleer silahlardan arındınlmış bir dünyanın, "daha güvenli olmayacağını, zira tarihin, klasik silahlann hiç de caydıncı olmadığım gösterdiğini" söyledi. NATO Genel Sekreterliği görevini 4 yıl boyunca yüklenen Carrington, Batının askeri ittifakının sürdürülmesinin önemini vurguladı ve "Nükleer savaş korkusu o denli büyük ki, bu bizi bir savaştan korudu. Nükleer silahlardan vazgecraek, o nedenle saçma olur" dedi. Öte yandan, Federal Almanya'nın yeni Savunma bakanı Rupert Scholz, konvansiyonel silahlann indirimı görüşmelerinde, Varşova Paktı'nın Orta Avrupa'daki kuvvetlerini azaltmasının öncelik taşıması gerektiğini söyledi. Scholz, Savunma Bakanlığı görevine gelmesinden bu yana ABD'ye yaptığı ilk gezide, Amerikalı meslektaşı Frank Carlucci ile görüştükten sonra yaptığı açıklamada, Doğu AvruDa'nın saldırı silahlarını guçlendirmesinın durdurulması gerektiğini kaydetti. Scholz, Avrupa'da denge sağlanması için, konvansiyonel silahlarda Varşova Paktı'nın, NATO'dan daha buyük indirimler yapması gerektiğini kaydetti. Feniş İle Yükseliyor, Türkiye'nin Seçkin Yapılan. Yugoslavya'da yeni grev BELGRAD (AP) Yugoslavya'da Belgrad'da geçen hafta içinde traktör fabrikasında çalışan 4.000 işçinin greve gitmesinin ardından, Slovenya Cumhuriyeti'ndeki 4.000 otomobil işçisinin de greve gittiği bildirildi. tşçilehn düşiik ucretleri protesto amacıyla kent merkezinde bir gösteri yürüyüşü düzenledikleri haber verildi. ANKARA HİLTON FENİŞ İLE YÜKSELDİ. Uzmanlığı, teknolojisi ve seçkin Yetkili Doğrama Bayileri ile Feniş, her zaman doğru bir seçimdir. FENİŞ "Doğru Seçim" Stad Han, Buyukctere Caddes, 85. 80300 MecıdıyeköyİSTANBUL Tel 174 39 00 (10 hat) Tlx: 26455 Alu Tfx 172 76 95