23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 HAZİRAN 1988 HABERLER CUMHURİYET/15 Kurultaya DoğruSHP Ugar Mnmcu SHP Genel Başkanı, Baykalcılar ve SolKanafın liste çalışmalarına karşılık, ayrı bir liste hazırlayacak ve kurultayda yöntem değişikliği isteyecek. İnönü: Önce genel başkanı seçelim K u r u l t a y a önerim: Benim kurultaya önereceğim şey şu olacak: Genel başkanı Jnce seçelim ilk gün genel başkan seçilsin, herkes bilsin kim genel başkan. Eğer beni genel başkan olarak istiyorsanız, bu grupların hiçbirisinin politikası benim politikam değildir. Beni seçerseniz bu gruplardan birini iktidara getirmeyin. Bu görüşümü daha hiçbir grup kazanmadan kurultayda anlatacağım. ANKARA SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, kurultay öncesinde il başkanları ile konuşarak, Baykalcılar ve sol kanat dışında ayrı bir parti meclisi listesi çıkaracak. İnönü, kurultaya, genel başkan seçiminin ilk gün sonuçlandınlmasını da önerecek. SHP Genel Başkanı, "arkadaş g r u b u " olarak adlandırdığı "Baykalcılar" ile "sol kanaf'ın partiye egemen olmalanna karşı. tnönü, "Nerede bir seçim olursa, kazamrsak, bir şey yok.. Kazanamazsak, berkes, her zaman söylediklerimizi söyiüyor ve bu söylediklerimizi az söyledik onun için kaybettik diyor.. Bir arkadaş geliyor 'antitekelciliği' yeteri kadar aniatamadık diyor. Bu konulan az işledik, onun için kaybetrik diyor. Birisi geliyor, halkı bu sloganlar korkuttu diyor, bu koaulan söylemeseydik kazamrdık! Yani göruşlerini, söylediklerini hiç değiştirmiyorlar.. Bunun için, başka şeyler yapmak gerekir. Serinkanlıhkla düşünüp, biz ne yaparsak o> alınz.. Ben onu yapmaya çalışıyonım. Tabii, iyi yaptyonım, yapmıyonım, o ayn rnesele.. Fakat arka"Tslanmızın şunu anlaraalan ge.lür ki, genel başkan böyle şeyler yapmak zonındadır. Eğer genel başkanın uyguladığı bu politikayı beğeniyorsak, onu destekleyelim. Eğer beğenmiyorsak, eleştirilerimizi söyleyelim ve kendi adayımızı çıkaralım. Bu kadar insan bir araya gelir, bir adayı çıkanrlar.. Kurultay o adayı beğenirse, o politika başa geçer. Şimdi, tnönü genel başkan olarak kalsm, ama parti meclisini gruplardan biri kazansın. Bu, hangi grup kazanırsa, genel başkan o gnıbun genel başkanı obun demekür.." înönü'nün duyarlı olduğu konu bu.. Peki, Baykalcılar ya da sol kanat, parti meclisi seçimlerini kazandı.. Bu durumda tnönü'nün tavrı ne olacak? "Ben, daha hiçbir grup kazanmadan, bu görüşümü kurultaya aaJatacağım.. Diyecegim ki: "Eğer beni genel başkan olarak istiyorsanız, bu grupların hiçbirisinin politikası benim politikam değildir. Beni seçerseniz, bu grupların birini iktidara getirmeyin. Ama bu gnıplann içinden biriki insan gelecektir. Tanınmış insanlar var. Ama esas itibanyla bu gnıplann içinde olmayan insanlar parti meclisine gelsin ve çalışsınlar.. Çünku benim politikamı bu gnıplar benimsemiyorlar.." tnönü, şöyle sürdürüyor konuşmasını: "Sol kanat açıkça soylüyor.. Tabii o da tam olarak degil aslıni.. Sol kanat sözcülerinin söylediklerini bu kanattaki arkadaşlann tümünün kabul ettiğini sanmıyorum. tdeolojik kavgayı veren birkaç kişi var sol kanatta.. Bu ideolojik tavn goriince, yine benimle beraber olacaklannı söylerler.. 'Yanlış anlaşıldı fikrimiz' derler. Çiinkü programın dışında değiDer, benimsiyorlar parti programını. 'Genel başkana karşı değiliz ama biz politikamızı yürüteceğiz.' Bu tntarlı bir göriış değildir. Genel başkan, bu önerilen politikayı benimsiyor mu, benimsemiyor mu? Programı benimsiyorlar, ancak politikayı benimsemiyorlar. Burada söyledikleri nygulanacak taktik.. Bu taktiğin doğru olduğuna beni inandırmalan gerekir. Bence bu yanlış.. Sol kanat için de yanlış, öbiirleri için de yanlış. Vatandaş bunlan görüyor 'tşte izm...gene bir izm çıktı ve yine bunlar mı iktidara gelecek' diyor. Bu yiizden oyumuz da azalıyor.." tnönü, öyle anlaşüıyor ki, kendisi bir liste yapacak ve bu listede, belki, sol kanat ya da Baykalcılar'ın önde gelen birkaçına yer verecek ama liste genel olarak, bu grupların dışında kalmış olanlardan oluşacak.. Nasıl oluşacak bu listeler? İnönü, il başkanları ile konuşarak listeyi saptayacak.. "..İl başkanlan ile görüşecegim ve işte bunlan anlatacağım..." tnönü, SHP'nin iktidar olması için ne gibi yol izleyecek? Bunun için partiye nasıl bir yön verecek? Ne yapacak? Olaylara ideolojik açıdan mı ba.yor yoksa "pragmatik" açıdan mı? "Pragmatik yaklaşımın daha doğru olduğuna inanıyorum" diyor tnönü. Bu yaklaşımın partiye iktidar yolunu açacağına inanıyor. Avrupa solundan örnekler veriyor. ttalya'dan, Ispanya'dan ve Fransa'dan... Bu "Pragmatik s o l " görüşün partiye nasıl yansıtılacağı konusunda şunlan anlatıyor İnönü: "Bir grup arkadaş geliyor.. Ben bunlara 'arkadaş grubu' diyonım. Çünkü Deniz Baykal'ın kendisi (Ben Baykalcı değilim) diyor. Bunlar, bir arkadaş grubunun iktidara gelmesi için uğraşıyor. Sol kanat bu gruba karşı çıkıyor. Sol kanat adını sonra buluyorlar.. tçlerinde sol ideolojiye bağlı insanlar var. DlSK'te yöneticilik yapmtş arkadaşlar.. Sanıyonım bu bildiriler, bunlann gayreti ile oluyor. Tabii, programı kabul ediyorlar. Dolayısıyla, program dışı solculuk içerisinde olmadıklannı söyluyoriar. O zaman onların yaptıkları da bir çeşit gruplaşma oluyor. (Biz fîkır grubuyuz) diyorlar ama tabii ortada fikir olunca farklı olduklan anlaşıhyor. Bazı sloganlan kullanıyorhw işte.. Antiemperyalizm... antitekekilik... Dolayısıyla, daha çok duygusal yam var işin. Buna ağırlık veriyorlar ve bir anlamda bu duygular onları birleştiriyor. Asıl amaçlar, sanıyorura, öbur gruba karşı olma. parti iktidannda, parti meclisinde yer tutmak.. Mesela, 42 arkadaşız diyorlar.. Geliş yerleri ayn, meslekleri ayn.. Bir araya gelmeleri, (madem bir başka grup var. Biz de bu gruba karşı bir araya gelmeliyiz) şeklinde oluyor. Tabii, onlannki de pragmatik bir yaklaşım: Parti meclisine hâkim olmak. Bir de önemli bir mesele var.. Genel Başkanlığı ne anlamda alıyorlar? Parti içi iktidar demek, belli bir politikayı yüriitmek için iktidar olmak demek.. Bu son bildiride Baykalcı grubun da böyle sözleri olmuştu. Diyorlardı ki, (tnönü'ye karşı değiliz.) çünkü bu şartlarda başkası düşünülemez. Bugünkü şartlar değişirse? Bugnnkü şartlarda nedenseondan başkası olamaz. Fakat, bizi iktidara götürecek genel başkan bu degil.. Bunu söylediler. Duyuluyorbu.. (Biz onun kusurlarıru biliyoruz ama ona da karşı değiliz. Ondan başkasını da düşünmüyoruz) Bu, bana biraz tuhaf geliyor. Genel başkana inanıyorsamz, onun taktiklerine, yörüttüğü poHtikaya inanıyorsanız, o zaman böyle konuşmazsınız! Dersiniz ki: 'Biz genel başkan ile beraber iktidara gidiyoruz. Taktikleri doğrudur, yaptığı doğrudur'.. Yoksa 'insan olarak iyi ama onu başımızda istemiyonız. Ya da yetersiz görünüyor'. Yani tutarsız göninüyor.. 'Parti içi iktidar olacağız' diyecekler.. 'Partiyi biz yürüteceğiz' diyecekler.. ve genel başkan yapmayacaklar.. orası anlaşılır o zaman.. Şimdi sol grvp, fikirde daha ağııiıklı göriindüğü için bu konuda fazla açık veriyor. Çünkü mesela yönetimi bayağı eleştiriyoriar. tşte 'Parti ağlama duvarı haline geldi' diyorlar.. 'Biz bunu değiştireceğiz' diyorlar.. veya 'iktidara gelmek için başka türlü davranmak gerekir, biz böyle yapacağız' diyoriar.. 'Ama Genel Başkana karşı bir sorunumuz yok' diyorlar.. Ama genel başkan bu politikayı destekliyor. Zaten öyle olmasa, bn politika niçin böyle kaldı? Genel başkanı kişiliğinden ayırmak bence yanlış.. Ben inandığım politikayı uyguluyorum. Politikam yetersizse, o zaman, genel başkanı da değiştirmek gerekir. Her iki grup için de böyle!" tnönü, bu gruplarla, bu konulan yüz yüze ve açık açık konuştu mu daha önce? Kapalı kapılar ardında konuşulanlar niçin daha önce yüz yüze konuşulmadı? Soruyorum: "Bu söylediklerinizi gruplarla Diyecegim ki: 'Genel başkana kişi olarak karşı değiliz ama mesele bizim politikamı zdır. Böyle şey olmaz. Genel başkanın politikasıdır önemli olan. Kişinin değil.. Kişinin resmi dolaştınlsın, işte biz bunun arkasmdayız desinler ama eğer lider bir resim değil de bir insan olacaksa o insanın politikasıdır önemli olan.. Bir taraftan 'birinci parti oluyoruz, iktidara geliyonız' deniyor. Ama bunun nasıl olduğu düşünülmüyor.. Ondan sonra da tabii 'Bu yönetimde iş yok, yönetimi değıştirelim' deniyor ve yeni yönetimin şimdikinden farklı bir politika uygulaması isteniyor.. O zaman bizi buraya kadar getiren şey nedir? Deniliyor ki 'ANAP'ın başarısızlığıdır sizi buraya getiren' öyle olsaydı, DYP bizi geçerdi. Nitekim bir defa öyle olmuştu ara seçimde.. Bu değindiğim hatalar yüzünden DYP bizden fazla oy almıştı. Sonra biz toparlandık ve öne geçtik. ANAP yine düşmeye devam etti. Onun için böyle düşünmesi gerekir arkadaşların. tşin içinde olan adaylar böyle düşünmüyor. Kendi politikalan ile bu işi yürüteceklerini saruyorlar. Sayın Cem, bu açıdan en doğru işi yapıyor. Çünkü o açıkça söylüyor: 'Bu politikayı beğenmiyorum' diyor. Gerçi onun yapacağını söyledikleri bizimkinden pek farklı değil.. O sözleri ben her zaman söylüyorum. Mesele bunlan bize yaptırmayan guçlüklerde.. tşte bu güçlükleri hâlâ yenemedik. Ama neyse, genel başkan olarak ortaya çıktiğına göre, onun davranışı daha tutarlı. Daha açık.. Bunda yarar var..." Sol kanadın ve Baykalcılann egemen olmadıkları bir parti yönetimi istiyor trijönü.. Peki "tasfiye" söz konusu mu? Bu tavır, eninde sonunda, bir grubun tasfiyesine yol açar mı? » " Y o o " diye gülerek yanıt veriyor tnönü.. "Kimsenin tasfiyesi söz konusu değil.. Sol kanattaki arkadaşlarım, arkadaş grubundaki arkadaşlanm.. Hepsi sevdiğim, beraber olmaktan mutluluk dnyduğum insanlar.. Hepsinin partideki yeri beni mki kadar onemlidir. Kaldı ki, bazılan CHP'den gelmişlerdir. Onun için ben onlara göre yeniyim! Kimsenin tasfiyesi söz konusu değildir. Benim bütün söylediğim T a s f i y e y o k : Liste için il başkanlanyla konuşacağım. Kimsenin tasfıyesi söz konusu değil. Sol Kanat'taki arkadaşlarım, Arkadaş Grubu'ndaki arkadaşlarımız, hepsi sevdiğim, beraber olmaktan mutlu olduğum insanlar. Benim söylediğim şu: Genel başkan ile beraber çalışan, onun politikasının doğru olduğuna inanan insanlardan bir parti meclisi yapmak. şn: Genel Başkan ile bareber çalışan, onun politikasının doğru olduğuna inanan, tabii uyansını da yapan tabii ber yaptığımız doğnı değfldir ama esas itibariyle o doğrultuda çalışmayı doğru goren insanlardan bir parti meclisi yapmak... Oraya giremeyenkr de tabii partide yine çok önemli görevler y apariar.. Ve beklerier bu politikanın yanlış olduğunu... Bu yanlışlık ortaya çıkarsa, o zaman gelirler, partiyi yönetirler." tjönü, gnıplann karşüıklı hoşgöni ile bir liste haztrlamalanru diliyor, bu olmazsa kendisi il başkanlan ile konuşarak bir liste yapacak... Bu belli... "Giriştikleri zttlaşma aşın ölçülere vardı. Bunu kabul etmek gerekir. tstanbul Kongresi bunun en çarpıcı örneği. Ben her kongreden önce seçilenleri kutluyorum, seçilmeyenler de üzülmesin, iktidara geliyoruz, berkese büyük görevler düşecek... Önemli olan, seçilen ile seçilmeyenin beraberce çalışmasıdır. Yani bir seçimde kaybettiniz, onu büyük mesele yapmayın... Tam tersini yaptı lstanbul'daki arkadaşianmız. 'Biz seçilmedik diye kimse gitmesin' dediler... Üstelik, sosyal demokrat ideoloji bir uzlaşma ideolojisidir. Gayet iyi biliyorsunuz, bu şekilde küçiimsenir, alaya alınır ama gerçektir ve toplumsal çelişkileri biz uzlaşmayla ortadan kaldıracağız. Kıyasıya vuruşarak değil... Onu başkalan yapmak istiyor. Ama ideolojimiz bu olmak gerekirken, bu ideolojiyi kendimizde bu kadar ters uygularsak, nasıl olur? Bir de şu var: Genel başkana karşı değilim, ama falan zata karşıyım... Aynı şey... Parti içinde bir genel başkana ya da bir değerli yönetki arkadaşa karşı olmak eskiden kalma yanlış bir alışkani.k... Biz kendi içünizde bu kadar zıtlaşırsak, nasıl bir araya getireceğiz işciler ile işverenleri?" tnonu ile yaptığımız söyleşiden çıkardığım sonuç, "Herhangi bir grubun çıkaracağı genel sekreter adayını" tnönü'nün kabul etmeyeceği... Soruyorum: "Böyle bir izlenim elde ettim. Yanılıyor muyum?" "Hayır" diyor; "Bu tutumum sürecek." SHP Genel Başkanı, "biz genel başkana karşı değiliz ama kendi politikamız var" tutumunu kabul etmiyor, her iki konunun birbirinden aynlamayacağını soylüyor. konuştunuz mu?" "Bugünlerde görüşecegim. tlk defa size söylüyorum.. Söylemedim çünkü, daha çok son günlerde çıktı bunlar.. Bu tavn, açık açık söylemek gerekir diye karar verdim kendi kendime.." tnönü, burada "pragmatikliğe yeniden dönelim" diyor ve şöyle sürdürüyor konuşmasını: "..Benim inancım odur ki, ana muhaiefet partisi olarak bugün vanlan yer bir politikanın, bir taktiğin sonucudur. tktidara geleceğiz ve demokrasiyi yeıieştirecegiz. Yapılan haksızlıklan önlemenin yolu budur diye ben inanarak bu politikayı yüıütüyorum.. Bu politika yanlış da olabilir. Çok daha akrif bir politikayla daha fazla da ileri gidilebilir.. Ben sanmıyonım aslında.. Ara seçimde yalnızca ben kazandım. Şimdi deniyor ki 'Seniar.ınmış bir insandın, onun için kazandın'.. Ama benim orada kullandığım politika ile öbür adayların politikalan birbirlerine benzemiyordu ki gördüğüm kadarıyla! Ben genel başkan olarak dolaşıyordum. Öbür arkadaşlanmm kullandığı sloganlan ben kullanmıyordum. Ben kazandım. Onlar kazanamadı. Tabii, belki de insanlar ' İnönü'nün oğludur, meşhur bir adamdır' diye bana değer veriyorlar. Ama yüriittüğüm politikanın çok yanlış olduğunu, o yuzden oy kaybettiğimizi hiç sanmıyorum. Tabii, demiyorum ki, hata yapmadık, iyi adaylar seçmedik.. Şudur, budur.. Yani ben yavaş bir insanım.. Mütevazı bir insamm.. Bunlann çok zararian oluyor, bunlan da biliyorum ama bu politikayı biz yüriitürsek, inanıyorum ki, biz iktidar olamayız ve bu politika bizi daha çabuk iktidara getirmez. Yani biz bu sloganlan kullanırsak, marjinal partiler durumuna düşeriz. ttalya'da Sosyalistler, parti, geniş bir politika ile yani asıl amacını değiştirmeden büyuk halk kitlesinin çıkanna çalışıyorlar.. bpanya'da Gonzales de öyle.. Tabii şimdi onlann avantajları, öteki politikalan denediler ve doğal gelişme içinde bu hale geldiler. Bizde maalesef o da yok.. Bizde, önceleri çeşitli politikalar kullanıldı. Çeşitli sloganlar.. Derken, ihtilal oldu, ara rejim geldi.. Ara rejim geliyor, parti kapanıyor. Fikirler hiçbir zaman rahatça ifade edilemiyor. Edilemeyince de bu fikirlerin neresi yanlış neresi doğru, bu da anlaşılmıyor." tnönü'nün kurultaya bakış açısı bu.. Peki, partideki "Baykalcılar" ve "sol kanat" kendi listelerinin kazanması için çalışmayacaklar mı? Elbette çalışacaklar. O, tnönü'ye bir "Üçüncü liste" çıkaracak.. tnönü, bu listeyi nasıl oluşturacak? "İl başkanlan ile görüşecegim, işte bunlan anlatacağım. Benim gördüğüm bu.. tktidara gitmemizde bizi hızlandıracak mesele bizim ne (izm) olmamız; ne de eski sloganlar peşinde olmamız.. Bugünkü sonınlara getireceğimiz çözümleri anlatmamız gerekiyor. Örneğin biz saglıkta sosyalleştinneyi getirmeliyiz. Bu bizim kalıcı meselemiz olacaktır. Bunu açıkça söyleyeceğim. Bu, temel bir sosyal demokrat yaklaşımdır ve biz bunu yapanz. Bunu yapmak için de öyle aynntılı sloganlan kullanmamıza gerek yok.. Ben şimdi hastanelerin dunımunu anlatıyonım, herkes dikkatle dinliyor. Bu büyuk bir ihtiyaçtır ve çözümü de vardır. tngiltere'de oldu sosyalleştirme, başka yerlerde de oldu. Biz bunu yapanz. Tabii eğitim işinde de dünya kadar deneyimimiz var. Ama sağlık önemli ve çarpıcı bir örnek şimdi. Ondan sonra tabii, sol kanadın istediği her şeyi yapacağız. Butün hürriyetleri rahat şekilde kullansın btiyonız herkes. Ama işte onun da yolu önce parti olarak guçlenmek ve yeni bir perspektifle işe girişerek başa geçmek.. Yoksa marjinal noktalara sürüklenerek degil.." Diyelim ki, Baykal grubu ya da sol kanat parti meclisi seçimlerini kazandı. Söz gelişi Baykal ya da Abdullah Baştürk ne bileyim bensöz gelişi Kemal Anadol, genel sekreterliğe aday oldu.. tnönü ne tavır alacak böyle bir durumda? tstifa edecek mi? Sonım bu. Yarut çok ince ve anlamlı! "Istifa sözcüğünü kullanmak istemiyorum.. Çünkü, hoş karşdanmıyor istifa partide.. Partililer olsun, diğerieri olsun hoşlanmıyor böyle bir ihtimalden, görduğüm kadar.. Son gezimde Karadenizli bir sendikacı o güzel şivesiyle 'Sana bir şey soracağım' dedi. 'Sor' dedim. "Niye istifa ettin, niye geldin? tstifa edersen bir daha gelme" dedi. Onun için partililerimizin talimatı kesindir. O bakıaıdan, bu olasılığı gündeme getirmsk islemiyorum. Yani bütün gayretimle bu söylediğimi anlatıp bu doğrultuda destek isteyeceğim" Peki, diyelim ki destek sağlanmadı.. "Olmasın.. Yoksa bir başkan getirerek yapsınlar bunu.. Genel başkan olarak şunu isteyeceğim. Biz her zamanki akademizmle diyelim, seçimleri bep sona alıyoruz. Kurultayda genel başkan, parti meclisi ve jnerkez disiplin kurulu hep beraber seciliyor. O zaman seçim bitiyor, kimse de kalmıyor. Üç genel başkan adayı var. Benim kurultaya önereceğim şey şu olacak: Genel başkanı önce seçelim. tlk gün genel başkan seçilsin, herkes bilsin, kim genel başkan.. Ona göre parti meclisini kurmayı düşünsün.. Kurultay 'da açıkça şunu söyleyecegim: StHECEK SHP'DENE VAR NE YOK? Herkesîn SLözü Inönü'ntin listesinde Etkili elemanlar dışında hiçbir parti meclisi adayı, sadece kendi grubunun listesinde yer almayı, seçilmenin sağlam güvencesi olarak görmüyor. Herkesin gözü înönü'nün listesine girebilmekte. FÜSUN ÖZBİLGEN Inönü'yü tstanbul Ankara uçağında yalnız yakalayınca yanına oturup konuşmaya başlıyoruz. özal'ın Atina ziyaretinden cumhurbaşkanlığı konusuna, parti içi sorunlardan, kurultaydaki rakiplerine kadar çeşitli konulardan söz ediyoruz. Gerek parti içi tartışmalarda gerekse iç politikaya ilişkin yaklaşımlannda Înönü'nün özenle korumaya çalıştığı bir ilke var: önceden konulmuş olan kurallarda kişilerin kazançlı çıkabilmesi için değişikiik yapmamak. Yani parti içi kazammlar için veya iç politikada avantajlı bir durum elde etmek için önceden belirlenmiş kuralları değiştirmeye karşı çıkıyor. Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili olarak da aynı yaklaşım içinde, partisinin kurultay tarihi veya tstanbul delegelerinin kurultaya katılması için formül arayışında da yaklaşımı aynı. Cumhurbaşkanlığı seçiminin halk tarafından mı yoksa parlamentoca mı yapılması konusunda tavrı çok açık. "Anayasa ne diyorsa o olmalı. Şu veya bu kişi seçilsin diye seçim öncesi kural değiştirmek yanlıştır. Sistemi değiştirmek için neden yoktur. Seçimden önce böyle bir tarnşma açtlırsa o zaman şu veya bu kişinin seçümesi için değişikiik vapılmak isteniyor düşüncesi doğar" diye yaklaşıyor konuya. "Taraflardan birinin kongre sonuçlannı iptal ettirmesi kötü. Bir seçimde kazanmak da kaybetmek de olabilir. Kaybedince kongrenin iptaline çalışmak yanlış, ama iptal edildi diye sadece bu konuyla uğraşmak doğru değil. Dışardan bakan vatandaşlar SHP'ye İstanbul il örgütünde çalışan partililerin gözü ile bakmıyor ki, onlar daha başka şeyler bekliyor bizden". Partiye iç çekişmelerin dışında ve üstünde baktığını gösteriyor bu sözleri. Bu arada SHP Genel Başkanlığı'na adaylığını koyduğunu açıkJayan Azimet Köylüoğlu'nu soruyoruz. " O da kim?" diye soruyor, "rakibini" henüz tammıyor. CHP zamanında Sivas parlamenteri olarak parlamentoda bulunduğunu anlatıp cumhurbaşkanlığı adaylığını da söyleyince "Bir tane aday vardı demek bir tane daha çıkn..." diyerek gülümsemekle yetiniyor. Kurultay öncesi ne delege sayısı açısından ne de seçimler de SHP'nin aldığı oy açısından çok önem taşımayan Gümüşhane Ui ve ilçelerine düzenlenen bu gezinin neden gerekli görüldüğünü soruyoruz bu kez. tnönü "Gitmediğim tek il Gümüşhane kalmıştı, il başkanımız da çok iyi bir partili, böylece bütün illeri tamamlamış olacağız" diye yanıt veriyor. kalmadı. 67 ile ve 400'ün üstünde ilçeye ziyaret yapmış bulunuyor. Gümüşhane'yi de ilçeleri ve bazı köylerine kadar gezdi. Seçim ve propaganda işlerinden sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Fikrel Ünlü bu son bir yıllık yurt gezileri sırasında üç mınibüs, iki otobüs ve iki özel uçak kullanıldığını ve iki milyann Ustünde para harcandığını anlatıyor. Devletin Anamuhalefet Partisi Genel Başkanı'nı tahsis ettiği bir Mercedes resmi araba var. Bu araba tnönu nereye giderse kendisini takip ediyor. Geçen sene tnönü'ye bu araba tahsis edıldiği günlerde aynı arabadan bir iki yüksek bürokrata daha satın alınmış. Şimdi üç arabanın bürokrasiye tahsis edilen iki tanesi 17 bin kilometre civarında yol yapmışlar. tnönü'nün makam arabasının kilometre saati ise 168 bini gösterivor. Şimdi işte son bir yılda 67 ili bazılanru birkaç kez olmak üzere dolaşmış, il ve ilçe başkarüannı bu gezilerde oldukça yakından tanıma fırsatını bulmuş Genel Başkan tnönü'nün kurultayda nasıl bir parti içi duzenlemeye gideceği, nasıl bir liste oluşturulmasını sağlayacağı veya ne ölçüde bu listeye etkin olacağı büyük merak konusu. Liste sorununu Ankara'da meclisteki grup odasmda yaptığmız konuşmada Deniz Baykal'a soruyoruz. "Siz bir liste hazırlay^caksınız, son kanat bir liste, İnönü başka bir liste, sonra bunlar çarpışacak. nasıl bir sonuç çıkacak?" Deniz Baykal özenle düzeltiyor: "Ben şimdiye kadar hiç liste çıkarmadım, çıkarmam da, ama örgüt bir liste çıkaracaktır, sol kanat veya genel başkan çıkanr mı bilemem..." Boylece Baykal ile konuşurken terminolojide anlaşamadığımız ortaya çıkıyor. Bizim "Baykal listesi" dediğimiz listeye Baykal "örgüt listesi" adını veriyor. Bu kez işler zor Aslında parti meclisine aday gözüken kiminle konuşsak bir kuşkulu bekleyiş içinde görüyoruz. Çünkü işler bu kez geçen kurultayda olduğu kadar kolay görünmüyor. tnönü artık örgutü ve kişileri daha iyi tanıdı ve çevrenin tavsiyele, ine göre değil, kendi inisiyatifi ile karar verecek konuma geldi. Bu arada genel başkanlık dışında birbiri ile uğraşan iki önemli güç, yani Baykalcılar ile Sol Kanat birbiri ile çarpışuken iki grup da bu çarpışma sırasında guç yitiriyor. Parti meclisine aday bir parlamenterin şaka yollu anlatımı ile "tnönü iki tarafın da gücünü kesti, şimdi yüksek bir minderde oturuyor. gelip elini öpen parti meclisine girer..." Parti içi grupların en etkili elemanlarının dışında hiç kimse sadece kendi grubunun listesinde yer almayı parti meclisine girmek konusunda sağlam bir güvence görmüyor. Herkesin gözü tnönünün listesine girebilmekte. Tabii hem hızıp listesi hem de genel başkan listesine girebilmek parti meclisine seçilmek için önemli bir garanti. Ancak bu kez geçen kurultayda olanlar tekrarlanmayacak anlaşılan. Înönü'nün yakın çevresinden aldığunız izlenimler hizip ve grupların keskin elemanlarının geçen kez olduğu gibi tnönü'nün listesinde yer alamayacağım gösteriyor. tnönü listesi "yenileşmeye, çağdaşlaşmaya açık, Batı türiı sosyal demokrat anlayışı benimsemiş, çalışkan ve genç elemanlardan" bir kompozisyon olarak tanımlamyor. Bu listede sadece her iki grubun en tepesinden birer isim de yer alabilecek. Ancak gruplar karması gibi bir ortak liste düşünulmüyor. Böyle bir liste kurultayı nasıl etkiler, insanlar mı, parti içi gruplar mı öne çıkar, bunu da kurultay gösterecek. "Bizden bekleneıT Istanbul delegelerinin kurultaya katılamaması üzerine çıkan tartışmalar konusunda da görüşü aynı: 67 il, 400 ilçe Gerçekten înönü'nün geçen olağanüstü kurultaydan bu yana yani son bir yıl içinde gezmediği il (ook alametler belirdi MOZAİK'in tükenen ARDinTDAN kaseti de yeniden piyasada Genel Dagıtım ABAYayıncüüc ve Muzlk Tlo Ltd Ştl SSK Işhanı Z Ç»rşı No 12 Yanlşehlr AnXara Tel 138 42 72 135 32 n IMÇ S Blok No 6322 ünkapanı • Istanöul Tel 613 00 64 HOIAIK YAZMAK 1AŞAMAK Oktay Akbal 1000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınlan Türkocağı Cad. 3941 Cağaloğluhtanbul KEMALİZMÎN DRAMI Vedat Nedim Tör 2. bası 1000 lira (KDV içinde) •Çağdaş Yayınlan Türkocağı Cad. 3941 Cağaloğluhtanbu!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle