Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet Parti programı hazırlandı Sahibı: Cumhuriyet Maıbaacılık ve Gazetecılik Turk Anonım Şirkcıı adına Nadir Nadl • Genel Yayın MudUru: Hasaa Cemal. Muessese MudUru: Emiac U*aklıgil, Yazı Işlen Muduru. Oka> Goncasin, # Haber Merkczı Muduru: Ydçin Ba>er, Sayfa Duzenı Yoneımenı Alı Acar, 0 Tenuılcıler: ANKARA: Yalçıa Dojın. IZ.MlR Hikmel Çtüakaya. ADANA: Cdal Başl.ng.ç tstanbul Haberleri: Erkaa Akyıidız, Dış Haberler: Ergum Balcı. Ekonomı: Osnaa Ulagay, Kultur: Cctal Üsler, Spor Danışmam Abdulkadir Yucriraan, Düzellme: Rtfik Darbaş, BiiimEgitım: Şakia Alpıy, IşSendika: Şukran Keteari, Yurt Haberler, Nectttt Dogaa, Dızı Yazılar: Kcrta Çabşkaa, Bursa: Leveni Grnçelli. 0 Koordinalör: Ahmd Kmnfcaa, • Malı Işkr: Erol ErVm, • Muhasebe: Bufeal Ycacr • BuıçePlanlama: Sevgi Aroa • Reklam: Ajjt Toraa, Ek Yayınlar: Hnlja AkyoJ # tdare: Huscyia Gvcf, Işleıme: Ömött Çetik, Bilgilşlem: Nail taal. Basan ve Yayan. Cumhunjı^MaıbaacıJjk ve Gamealık T A Ş Turk Oca|ı Cad. 39/41 Cagajothı 34334 tst PK. 246laanbul Tel. 512 05 0S (20 h.l). Tekı. 22246 F u . (1) 326 M 72 # Burolar. Aakan: Zıya GOUIp Blv InkıUp S No: 19/4. Tel 133 II 4147, Tek>. 42344 F u : <4) 133 82 64 • Inir: H Zıya B»v 1352 S.2/3. Tel: 13 12 30, Teteı: 52359 F u : (Sl) 13 12 M • Aaaaa: InönüCad H9S.No I Kal I,Tel: 114550119731,Td«:62155, F u : (7I»328O5« TAKVlM 8 MAYIS 1988 trasak: 4.05 Güneş: 5.47 öğle: 13.05 Ikindi: 16.58 Akşam: 20.14 Yatsı: 21.49 Yeşillerin parti programında doğaya, kültürel değerlere, insana ve tabandan demokrasiye önem veren yeni bir siyasi model hedefleniyor. SEMRA SOMERSAN Altı haziranda kuruluş belgeleri tçişleri Bakanlığı'na sunulacak olan Yeşiller Parüsi'nin programı belli oldu. Programda doğal, sosyal ve kültürel çevrenin bir bütün olarak ele alınacağı ve bunları oluşturan tümün korunması için katılımcı demokrasinin temel unsurları olan yurttaş inisiyatifi ve taban demokrasisine dayanılacağı belirtiliyor. Dört aydır üzerinde çalışılan programın hazırlanmasına Prof. Dr. Celal Ertuğ, tzmir'den iktisatçı Melib Ergen'in yanı sıra hukukçular Cengiz Kökçü, Emcel Oteaytu ıle mimar Besim Çeçener'in katkıda bulunduğu belirtildi. Kurucu üyeleri önceki gün açıklanan Yeşiller Partisi'nin programında, Türkiye'de bugüne kadar hiçbir iktidarın doğal, kültürel değerleri ve ekolojik sistemi korumaya önem vermediği belirtiliyor ve "Yeşiller Partisi bugun varolan hiçbir siyasal düşünceden kaynaklanmayan, eski bir partinin yerini almadan doğmuş siyasal bir partidir. Yeşiller Partisi putlaştınlmış liderlerin tepeden >önettiği geleneksel partilere karşı yeni bir siyasal modeli oluşturacaktır" deniliyor. Parti programında bu noktaların yanı sıra aşağıdaki hususlar vurgulanıyor: • Yeşiller Partisi tabanda iktidar oluşturmadan, hükümet ya da koalisyon ortağı olma amacı gutmeyen, devlet ve kurumlarını eleştirmeyi, temel muhalefeti esas görev «dinen bir parti olacaktır. • Yeşiller Partisi ekonomik bunalımların aşılması için, enerji, put Udere Karşı ulaşım, eğitim, konut, sağlık gıbı yatınmlarda ekolojiye, doğaya, kültürel değerlere ve insana zarar vermeyecek yatırımları öngörur. • Yeşil düşüncede "Kaç oy alabilirim?" kaygısı yerine "Kaç kişiyi harekete geçirebilirim?" düşüncesi ağırlık taşır. • Yeşil düşünce, ırkçı, mezhepçi, fanatik komplekslerle kan dökmek yoluna sapmış insanlan, psikososyal yaklaşımla kardeşlik, barışçıhk, sevecenlik potasında birleştirecek bir hayat felsefesidir. • Yeşiller Partisi temsili demokrasinin, yurttaş inisiyatifıne daha fazla imkan veren katılımcı demokrasi ile zenginleştirilmesi gerektiğine inanır ve siyaset yapmayı tüm yurttaşların doğal bir hakkı olarak kabul eder. • Yeşiller Partisi hiçbir çelişkiyi temel çelişki, hiçbir probiemi asıl problem olarak değerlendirip, diğerlenni bunlara bağımlı olarak görmez. Emeğin sömürüsü sorunu, kadın sorunu, çocuk hakları sorunu, cinsellik sorunu, hepsi insan hakları ile ilgili sorunlar olmak bakımından özgül, fakat eşdeğerli sorunlardır. • Yeşiller Partisi siyaseti devletçi terimlerle değil, otonom, etkin ve yaratıcı bir toplum düşüncesinden hareketle kavrar. Bu bakımdan Yeşiller Partisi için siyasetin asıl alanı sivil toplum ve onun değişik oluşumlarıdır. • Yeşiller Partisi kadının aşağılanması ve sömürülmesi olgusuna karşı mücadele veren kadın hareketleri ile kendini doğal bir dayanışma içinde görür. • Yeşiller Partisi kapitalin emeğe karşı bir silah olarak kullanılmasını kabul etmez. Parfümde telecasusluk Türkiye'de şube açan yabancı parfüm firmalarınm sayısı giderek artıyor. Ülkemizde birçok ünlü parfümün şifresi bilgisayarla çözülerek, daha ucuza "benzerleri" üretiliyor. NÎLAY KARMAN "Parfüm kullanmak sevmek gibidir, cimri o|amazsınız. Kendinizi ona serbeslçe vermelisiniz... Bol bol. Şurada burada birazcık degU..." Bu sözler ünlü Avusturyalı parfümcu Estee Lauder'e ait. Türkiye'de geçen yıldan beri temsilciliği bulunan ve firmanın ürünlerini ithal ederek satan Vepa Velar A.ŞJnin İstanbul'da basın adağıttığı tanıtım broşürleri Estee Lauder'in yukarıdaki sözleriyle başlıyor. "tyi \tya kötü parfüm yoklur. Işıközlü'den Ordu SenfonisV ANKARA (AA) Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı öğretim görevlilerinden Çetin IşıközJü tarafından bestelenen ve silahlı kuvvetlere armağan edilen eser, Genelkurmay Başkanhğı'nca "Ordu Senfonisi" olarak kabul edildi. Genelkurmay Başkanlığı 'ndan yapılan açıklamaya göre, senfoni Türk ordusunun tarih boyunca yükselişi ve zaferlerini konu alıyor. Bu tür "benzer parfüm üretimini" yasal bulan ve "Diğer ülkelerde de yapılıyor" diyenlerin yanı sıra "hırsızlık" olarak niteieyenler de bulunuyor. Korsanlardan ise herkes şikâyetçi. firmadan dunyada isim yapmış ünlü kokulann deşifre edilmiş formüllerine uygun olarak yapılmtş parfümleri saüyoruz." Tuğra Tic Kozmetik'in sahibi Kimya Yüksek Mühendisi Afamel Cevdel Yıldınm, Türkiye'de parfüm alanına yeni giren bir kişi olarak şöyle diyor: "Eskiden hep taklil kokular satardık. ama artık orjinalleri piyasada olduğu için taklilleri fazla rağbet görmuyor. Ama hâlâ taklit parfumler raflanmızda var. Tabii kaçınılmaz olarak ara1 da büyıik fiyat farkı oloyor.J Taksim'de, adınm açıklanmasını iste Önemli olan parfümün kullanıldığı cildin kimyasına ııyum sağlamasıdır. Ama elbette orjinal parfumlerİH taklilleri kötüdür." Parfüm başta olmak üzere Vichy'nin ürünlerini Türkiye'de pazarlayan Şertaş A.Ş^nin Genel Koordinatörü Rita Dinmen, parfüm konusundaki duşüncelerini bu sözlerle dile getiriyor. "Türkiye'de halen birçok firma. birçok yabancı firmamn adının ve kutusunun < aynısını kullanarak pi> asaya korsan parfüm süriıyor... Ama biz yepyeni bir teknoloji'getirdik, lisansiyeri oldugumuz Fransa'daki meyen bir parfümeri dukkânının sahibi de Türkiye'de parfüm piyasasındaki son durumu böyle özetliyor. Günümüz kent yaşamında, birçok kadın ve erkek için koku sürünmek, diş fırçalamak, yüz yıkamak, makyaj yapmak, hatta (bazı kişiler için) giyinmek kadar olağan hale gelirken, Türkiye'de ithal parfümlerin de piyasaya girmesiyle, parfüm sektöründe bir satış yanşı başladı. Gün geçmiyor ki, Estee Lauder, Lancome, Hermes ya da Yves Saint Laurent gibi artık Türkiye'de temsil edilmeye başlanan TAKLİT PARFÜM PtYASASI Benzer isimle 'çağrıştırma' Ünlü kadın parfümleri ve erkek losyonlarının takJitJerinin pazan da hâlâ var. Taklit kokular, ikj tip. Birincı goıbu, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı'ndan ruhsat alarak ambalajların uzenne tarih, numara ve adres belirten firmaların ürettikleri taklit parfumler oluşturuyor. Bu firmalar, taklit parfümlerinı piyasaya sürerken parfüm dunyasının ün kazanmış ürunlerinin islmlerini ve ambalajlannı "çağnştırma" yöntemine başvuruyortar. Ûmeğin, Aramis yenne Aramos, Cross yerine Kros ya da Oiorislma yerine Dorisima adlannı taşıyan bu parfümien üreten kozmetik firmalarına karşı, hukuki işlem yapmak genelhkle zor. Bazı Turk kozmetik firmaları ise bambaşka bir isim kullanmalarına karşı, ünlü bir partümün ambalajını çağnştırmayı deniyortar. Bunun en belirgın ömeklennden blri de, ünlü Annais kokusunu çağnştıran Lanse adlı parfüm. Bu tür taklit parfümlerin fiyaöan da 45 bin TL dolaymda. İkinci grubu oluşturan korsan fırmalann ürettiği parfümlerde ise ünlü firmanın ismı aynen kullanıhyor. Bu tur korsan firmaların pjyasaya sürdüğü "sozde" parfüm kutulannın arkasında SSYB'den alınmış ruhsat tarihi, numarası ya da adres bulunmuyor ve zaman zaman korsan firmamn piyasaya parfüm adı altında sürdüğü şlşenin içirtden terkos suyu biie çıkabitiyor. ünlü firmalar, ürünlerini taklit eden şirketleri mahkemeye vermesin. Dünyaca unlü parfümcüler, yıllardır yapuklan gibi, "prestir, "gizem", "cazibe'', "seriiven" gibi imajları kullanarak ve yeni yeni formüller ortaya atarak, dünya parfüm piyasasındaki hızlı rekabete ayak uyduruyorlar. Fiyatları, miktanna göre 40 bin ile 100 bin TL. arasında değişen bu parfumler, Türkiye pazannda da kaçınılmaz olarak yerlerini alıyor. Laleli'de birkaç parfümeriden edinilen bilgiye göre, bu tür korsan firmalar, piyasaya dönem dönem taklit parfumler sürüp daha sonra ortadan kayboluyorlar. Bu tür firmalar daha çok İstanbul'da, Arap ve Yugoslav turistlerin yoğun olduğu Laleli, Beyazıt semtini ve Anadolu piyasasını hedefliyorlar. Özellikle Laleli'de işportacıların sattığı bu tür taklit parfumler 23 bin TL. dolaymda oluyor ve genellikle Arap, tranlı ve Yugoslav turistler tarafından kapış kapış alınıyor. Ancak hiç kuşkusuz, taklit parfumler alanındaki en büyük yenilik, Fransa'da bilgisayar aracıhğıyla formülleri deşifre edilen Channd S, Obssesion, Poison Opiom, Georgia, Azzaro gibi dünyaca ünlu kadın ve erkek kokulannı, SSYB'den lisans alarak tarih ve numaralarla satılmaya başlanma$ı. Bardot 'dan ÖzaVa mektup STUTGART (AA) Ünlü sinema yıldızı Brigitte Bardot'nunDalyan'daki otel projesi için Başbakan özal ile Federal Almanya Başbakanı Helmut Kohl'e birer mektup gönderdiği öne sürüldü. Federal Almanya çevre korumacılarına göre, Bardot 25 nisanda Saint Tropez'den gönderdiği mektupta Dalyan 'daki otel inşaatlarmın doğayı tahrip ettiğini, bunun Bern ve Bonn konvansiyonlannın yanlış uygulanması oiduğunu savunuyor. Federal Almanya Çevre Koruma Birliği, Dalyan 'daki otel projesi ile ilgili olarak Devlet Bakanı Veysel Atasoy'la görüşme istiyor. Atasoy, dün Karbruhe'deki KruppKoopers firmasım ziyaret etti. Tuğra Ticaret Kozmetik'in sahibi Ahmet Cevdet Yıldırım, ünlü parfümlerin formüllerinin deşifre edilmesinde yüzde 95 ile yüzde 99 oranında başarı sağladıklanm belirtirken "Bu teknoloji artık son yıllarda dünyanın ber yerinde uygulanıyor. Tamamen tüketiciyi konımaya yönelik. Bugün orjinal kokular çok pahalı. Yüz bin linryı kim verebilir? Oysa biz 10 bin liraya aynı kokuyu saüyoruz. Bu kopya etmek degildir. Sağlık Bakanlığı'ndan ruhsatımız, iznimiz var. Yasal bir kozmetik firmasıyız" diyor. Estee Vauder Firmasmın ürünlerini Türkiye'de pazarlayan Vepa Velar AŞ'nin Basın sorumlusu Hümeyra Bayraktar ise ünlü kokulann taklitlerinin numaralarla satılmasının ABD'de yaygın olarak uygulandığını ve hukuki olarak bu olayı engellemenın mumkün olmadığını belirtiyor. Kozmetik Sanayicileri Derneği Başkanı Musa Yahya ise bu olayı düpedüz "hırsızlık" olarak niteliyor. t.Ü. tüp bebek için başvuracak tSTASBVL (AA) Tüp bebek merkezi kurulması için yaptığı başvuru, eksikler olduğu gerekçesiyle reddedilen tstanbul Üniversitesi yeniden girisimde bulunacak. Üniversite'nin tüp bebek uygulamasının sorumlusu Istanbul Tıp Fakültesi öğretim Üyesi Prof. Dr. Türkan Erbengi, tüp bebek merkezlerinin hazır oiduğunu, hemen 25 çifte uygulamayt başlatacak durumda bulunduklarım bildirdi. tstanbul Üniversitesi, tüp bebekle ilgili olarak 1988 ocak ayı sonunda Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanhğı Ana Çocuk Sağlığı ve A ile Planlaması Mudürlüğü 'ne başvurmuştu. Biloisayar, Türkiye'de artık ünlü parfümterin şitresini çozmek için de kullanıyoc Tamüyeliğe karşı AT'de Alman fornıülü HADİ ULUENGİN BRÜKSEL Avrupa Topluluğu Dönem Başkanı ve Turkiye'nin "kadim dostu" Federal Almanya. TurkiyeAT ilişkileri konusunda ilk bakışta Ankara yanlısı gözüken, ancak esas olarak kendi çıkarlarını gözeten yeni bir ikili strateji belirledi. Atina dışındaki diğer on başkent tarafından da desteklenen ve gerçekleşmesi için Alman diplomasisinin BonnAtinaBrüksel uçgeninde yoSun w« >'' ı>i«ıA»ı U.. yeni strateji, Turkiye'nin AT'ye yaptığı tam üyelik başvurusunu "hasır alü" etmeyi hedefliyor. Ikili strateji, Yunanistan üzerine baskı uygulanarak Ankara ile Topluluk arasındaki ortakhk ilişkilerinin tamamen normalleştirilmesini, buna karşılik, "sus payı" alacak olan Turkiye'nin de tam üyelik başvurusunu "uzun bir müddet anutnıasuu" öngörüyor. Ancak kilit durumdaki Atina'run Federal Almanya'nın bu yaklaşımını reddettiği ve Bonn'u "ikiyüzlulükle" cnrlaHiSı hilHirilivor. İlk sondajlardan sonra Yunanistan'ın Bonn'a verdiği cevapta, Ankara ile Atina arasındaki ikili sorunlar çözümlendiği takdirde, beklentilerin tersine, Batı komşumuzun Turkiye'nin AT'ye tam üyelik konusunda "mütalaa raporunu" hazırlayacak olan Brüksel Komisyonu'nun da yeni Alman stratejisinin sonucunu beklediği ve raporunu buna göre hazırlayacağı belirtiliyor. 25 nisanda Lüksemburg'da dışişleri bakanları düzeyinde gerçekleşmesi gereken, ancak Kıbrıs sorunundan ve donem baskanı Federal Almanya'nın "basiretsizliginden" dolayı "fiyaskoyla" sonuçlanan TurkiyeAT Ortakhk Konseyi ertesinde, Bonn diplomasisi yoğun bir faalıyete girdi. Guvenilir Toptuluk kaynaklarından edinilen bilgilere göre Federal Almanya'nın kısa vadeli hedefıni Ortakhk Konseyi'nin yeniden toplanması, orta vadeli hedefini ise Türkiye ile AT arasındaki ilişkilerin "normalleşmesi" oluşturuyor. 25 nisan "fiyaskosunun" faturası hem Ankara hem de diğer Topluluk başkentleri tarîıfınrlan Ifpnrliçinp rıtartıldl ğı için, Federal Almanya Dışişleri Bakanı Hans Dietrich Gencher. Yunanistan'ı razı ederek Bonn dönem başkanhğmın biteceği haziran ayı sonunda yeni bir Ortakhk Konseyi'nin toplanmasına çalışıyor. Bunun için de sürekli olarak, hem Brüksel'deki Federal Alman delegasyonu aracıhğıyla hem de Bonn ve Atina'daki diplomatik kanallardan Yunanistan'ı Kıbrıs engelıni kaldırması için sıkıştırıyor. Ancak Atina sozcüleri özet olarak şu cevabı veriyor: "Biz, sizden daha dürüst davra nıyoruz. Kıbns da dahil olmak üzere, Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunlann ATyi ilgilendirdiğini söyluyoruz. Bu tutumumuzda herhangi bir değişme olmayacak ve Ortakhk Konseyi konusundaki Kıbrıs yaklaşımımız sabit kalacak. Buna karşılik, eğer Türkiye ile Yunanistan arasındaki ikili sorunlar çözümlenirse Atina'nın Ankara'nın tam üyeliğine itiraz edeceğini düşünmeyin. Muhtemel bir Türk üyeliğinde 'kesenin ağzını açacak' olan, başta Federal Almanya olacak. WASHE\GTOI\ Sovyetler doğal gaza karşıhk ilaçistedi GÜNSELt ÖNAL ~ ANKARA Sovyetler Birliği, Türkiye'ye satacağı doğal gaza karşılık Türkiye'den ilaç almak istiyor. Geçen günlerde Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı'ru ziyaret ederek, ilk etapta 2530 milyon dolarlık bir ticaret hacmi planladıklanru bıldiren bir Sovyet heyeti, Türkiye'deki ilaç fabrikalanru gezdikten sonra bu cakamın 100 milyon dolara kadar yükselebileceğini belirttiler. İlaç ve ilaç hammaddesi alımı dışında, atıl kapasitede bulunan bazı ilaç fabrikalanndan da yararlanmak istediklerini belirten Sovyet heyeti yetkilileri, Türkiye'deki ilaç endüstrisinin çok değişmiş olduğunu gozlediklerini bildirdiler. İlaç ihtiyacının büyük bölümünu Hindistan ve Finlandiya'dan karşılayan Sovyetler Birliği'nin, Finlandiya'dan yaptıgı ithalatı azaltacağı ve bu miktarı, doğal gaz karşılığında Türkiye'den almayı duşündukleri oğrenildi. Sağlık Bakanhğı yetkililerinden edinilen bilgiye gore, Sovyetler Birliği'nin bu yöndeki isteğini açıklaması uzerine, Türkiye, Finlandiya ile iş yapıp ürünlerini Sovyetler Birliği'ne pazarlayan yabancı ilaç fabrikalannın temsilcilerinin akınına uğradı. Yetkililer bunda, "Sovyeller Birliği Türkiye'ye döndü" biçimindeki açıklamaların büyük rol o>Tiadığını kaydettiler. Sovyetler Birliği'nin Sağlık Bakanlığı'na yaptığı ziyaret konusunda bilgi veren İlaç ve. Eczacılık Genel Mudürü Rıfal Ökten, Sovyetler Birliği'ne doğal gaz karşılığı olarak ilaç ihracatında önemli bir gelişme beklendiğini söyledi. Sovyetler Birliği'nin ilk etapta 2530 milyon dolar kadar bir ticari hacim duşündüğünü kaydeden Öktcm, "Fabrikalan gezdikten sonra bu kanaatlerini degiştirdiler. Bu rakamın 100 milyon dolara kadar yükselebileceğini, Türkiye'de ilaç endüslrisinin çok gelişnıiş olduğunu söylediler" diye konuştu. Turkiye'nin "diinyada iyi ilaç üretim kuralları" (GMP) uygulayan 36 ülkeden biri hahne geldiğini belirten öktem, Türkiye'nin ilaç ve ilaç hammaddesi ihracatında büyük bir artış saglandığını bildirdi. Akrep Nalan müzikle yaşıyor Bu da Akrep Nalan, ama o "terörist" diye tamtılan Nalan değil. Bir gece kulübünde şarkı söyleyerek yaşayan Nalan'm akrepliği, at yanşı armağam. Agopyan Kara Eyliü eyleminin tek sağ kalan uyesıydı WASHINGTON (Cumhuriyet) ABD başkentindeki diplomatik çevreler, ASALA lideri Agop Agopyanın "Filistinli eylemci" kimliğini ön plana çıkararak, "Onu öldürmek için Türklerden başkalannın da nedeni olabilecegini" kaydediyorlar. , Terör konusunu yakından takip eden söz konusu çevreler, Ermeni teröristin annesinin Ermeni olmadığını hatırlatıyor ve Agopyan'ın ASALA'yı kurmadan önce Filistin davasına dönük eylemlere katıldığını bildiriyorlar. Bu çerçevede 1972 Münih Olimpiyatlan sırasında İsrailli sporculara karşı girişilen ve "Kara Eykü" tarafından üstlenilen eylemde Agopyan'ın da yer aldığı belirtiliyor. tsrail bu eylemi takip eden yıllarda, eyleme karışanları tek tek bularak öldürmüştü. Aynı çevreler, geçen günlerde Atina'da öldürülen Agopyan'ın havaalanına gitmek üzere sabaha karşı evden çıkacağının "ancak yakın çevresi veya haber alma örgütleri tarafından büinebilecegini" hatırlatıyor. Bu arada Agopyan'ın öldurülmesı sırasında yanında olan kızkardeşine dokunulmaması, "Suçlu olduguna inandıklan kişiyi öldürürken suçsuzlann olmemesine özen gösterilmesi talimatı bulunan bir haber alma orgütünün işine" benzetiliyor. w CEM HAMULOĞLU Aslında, gece kulübü ilanındaki "Akrep Nalan" yadırganmayabilirdi. Çünkü "Çöl Prensesi"nden "Acılann Kadını"na uzanan bir dünyada "akrep'Mn de yer alması çok doğaldı. Ama Türkiye'de artık "akrep" ile "Nalan" sözcükleri yan yana geldiği zaman herkeste benzer çağnşımlar yapıyordu. Çünkü "Akrep Nalan" yülar yüı kamuoyuna "azılı terdrisl" olarak tanıtılmıştı. tşte bu yüzden gece kulübü ilanında bulanan " a k r e p " deseninin altındaki " N a l a n " adı ilgi çekiciydi. Oysa, 1.76 boy ve 120 kiloluk ölçülerle Nalan'ın akreplikle bir ilgisi yoktu. Tıpkı, bir suçu olmamasına karşın kamuoyuna " 3 6 kişinin katili" olarak tamtılan ve idamı beklenirken 5.5 yıl hapis cezası alan Nalan Gürateş (Şınnak) gibi... Ve Nalan'ın "Lakaplar ne yazık ki önlenemiyor" saptaması, Ankara SBF mezunu. Livaneli filan okuyor ama, "Sabahın üçünde Edith Piaf olsan ne yazar? " diyor. her iki Nalan için de geçerliydi. Nalan Şınnak, "akrep" denilen bir silahı kullandığı için "akrep" lakabıru aJrnıştı. Nalan Açın'ın suçu ise 10 yıl önce "Akrep" adında "sürpriz" bir ata oynayarak para kazanmasıydı. Nalan artık gece kulübü ilanlarına koyacak kadar benimsediği "akrep"' lakabını nasıl edindiğini şöyle anlatıyordu: "1978 yılındaydık. Ankara'da o zamanlar hafta sonları Sakarya Caddesi'ne giderdik. Sakarya eskiden çok güzeldi. Sanatseverierin gitligi salaş meyhaneler vardı. Ben şiiri çok severim, Can Yücel'i ise bir başka severim. Arkadaşlanmdan, 'Ibo'nun meyhanesinde Can Yucel var, hemen gel' di>e bir lelefon aldım. Gittiğimde çok kozmupolit bir masayla karşılaştım. Can Yucel'in yanı sıra bir ressam, Sakarya Caddesi'nin ayakkabı boyacısı ve Başbakanlık Yüksek Denetleme'den birisi vardı. Neyse, o gün >arış günüymüş. Masada bazı insanlar yanş oynuyorlar. 'Sen de oyna' dediler. O gün hayatımda ilk kez at >arışı oynadım. Oy 'Avrupa bizi sıktşürmasııt' HALUK BAKIR LAHEY Avrupa Konseyi ulkelerinden çok sayıda devlet adamı ve uzmanın katıldığı "Avrupanın Gelecegi" konusunu işleyen Avrupa Kongresi dun "Avrupa Birteşik Devlelleri" kurulması çabalarına bütün kıta ülkelerinin katılması çağnsıyla sona erdi. Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand, AT Komisyonu Başkanı Jacques Delors ve çeşitli ülkelerin başbakan ve dışişleri bakanları kongrenin kapanış oturumunda konuştular. "Avrupa'da Demokrasi" konulu panelde söz alan Profesör Mümtaz Soysal, "Türkiye'nin Avrupa degerlerini şimdiki tüm Avrupa kurumlannın kunılmasından önce hedeflediğini" hatırlattı ve şunları soyledi: "Türkiye, Avrupalıların gözünde kenarda kalmış, kenarda bırakılması gereken bir ülke ise de Türklerin gözünde Avrupa, Türkiye'nin sorunlarının tam ortasına olurmuş sayılır. Çünku aşağı yukarı iki yuzyıldır butun düzelişimizi, modernleşmemizi Avrupa ölçülerine gore yapmak istemişizdir. Avrupa bizim gözumuzde bir mükemmelijeli temsil eder. Onun içindir ki Türklerin kafasındaki Avrupa, gerçekteki Avrupa1 dan daha mukemmel bir Avrupadır. Türkiye, Avrupa'da ısrar ediyor, çünkü Türkiye bu mükemmeiliklere göre olçulmek istiyor. Ama Turkiye'deki demokrasi ve insan hakları gibi konularda yapılacak ölçümun bu mükemmellik içinde kalması, bu konularla ilgisi olmayan alanlarda odun almak ya da bazı sorunları çözümlemek amacıyla kullanılması gerekir." Soysal konuşmasında, Avrupanın, Türkiye'nin gümruk duvarlannı indirmcsi, Kıbrıs ve Lge'de laviz vermesi için köşeye sıkıslırmasının yanlış oiduğunu ima etti. Kamuran İnan da "Avrupa'nın Dünyada Yeri" konulu panelin "savunma" bolümunde konuştu. Avrupa'da 40 yıldır hüküm süren banşın ABD ve nukleer caydmcılık sayesinde mumkün oiduğunu belirten İnan, ABD'de genç kuşağın ilgisinin Avrupa'dan Pasifik'e çevrilmeye başladığını hatırlattı ve "Topluluk savunmasız yaşayabilir mi Fransa ve tngiltere'nin nükleer gücü bu savunma için yelerli mi?" diye sordu. İnan, özetle şunları soyledi: "Avrupa, ekonomik biriik kunıp savunmasını baskalanna bırakamaz. Bazı ulkelerle ekonomik işbirliği iyidir, bazılanyla da savunma işbirliği iyidir diyemez. tspanya ve Portekiz'in Batı Avrupa Birliği'ne katılma görüşmelerine davet edilmesini memnunlukla karşılıyoruz. Ancak Türkiye, BAB'a 1987 nisanında yaplığı başvuruya halen bir yanıt almadı. 2000 yılından sonra Avrupa, yüzde 70'i emeklilerden oluşan nüfusuyla 'emeklilerin Avrupası' durumuna gelecek. Türkiye ise 70 milyon nufusuyla Avrupa'nın tek dinamik loplumu konumunda bulunacak. Eğer güçlü bir Avrupa iMiyorsanı/, Türkiye'}i Batı Avrupa Birliği'nt almalısını/." nadığım at olan Akrep, sürpriz bir atmış meğer. Birinci gelerek bana tam 38 bin 700 lira kazandırdı. O zamanlar bayağı iyi bir paravdı bu. Çünku maaşım yalnızca 1500 liraydı. Sonra herkes bana 'Akrep' demeye başladı. Hâlâ da bu lakap sühiyor. Artık alıştım." "Akrep" gibi pek sevimli olmayan bir hayvanın adını laşımak bir yana, "Akrep Nalan" olarak tanınmak nasıl bir duyguydu? Nalan, "Bu beni hiç etkilemedi. Aslında 'akrep' olarak lanıtılan Nalan'la siyasi duşüncelerimiz pek farkh değil. Her zaman Akrep Nalan'a sempati duymuşumdur. Tabii bütün bunlar Mülkiyelilikten kaynaklanıyor. Bir dönem hepimiz çok ilgiliydik" diyordu. Evet bir gece kulübünde sahneye çıkan "Akrep Nalan", Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunuydu. Şarkıcılığı ise "amatör" olarak niteliyordu. Zaten İstanbul'da "sahne alması"da tamamıyla rastlantıydı. "Akrep Nalan", SBF'den "Clup 12"ye uzanan geçmişini şöyle ozetliyordu: "Fakülteden 1976'da mezun olduktan sonra mali müşaviriik yaptım. Sonra da kendi büromu açtım ve batırdım. Daha sonra tiyatro yapmaya başladı m. Zaten mali müşavirligi le severek yapmıyordum. Önce AST'ta daha sonra da Savaş Yurttaş'Ja Sanatevi'nde oynadım. Ankara'da bir süre Amerikan bar yöneticiligi yaptım. 3 yıldır da zaman zaman çıkıp şarkı söylüyorum." Aslında Istanbul'a şarkı söylemek için değil, dostu Mehtap Ar'ın yanında bir iki hafta geçirmek için gelmişlı. Ama Mehtap Ar, birlikte sahneye çıkmayı teklif edince kabul etmişti. Peki gazete ilanlarındaki akrep deseni ile tanıtım kimin düşüncesiydi? "Akrep" şöyle anlatıyordu: "Ben fotoğrafçılara giderek şuh poziar çektirmeyi hiç sevmiyonım. Ankara'da Chinalonn'da söylerken de karikalür ilanlar kullanırdım. Nalan'ı yazdık, üzerine de burçlardan bir akrep kesip yapıştırdık. Ve ortaya 'Akrep Nalan' çıktı." "Akrep Nalan" ne tür şarkılar söylüyordu? "Mehtap Ar'la birlikle ramazan eglenceleri yapıyoruz. O kanlo söylüyor bense hafif müzik, çağdaş tiirkü, Livaneli falan. Ama sabahın üçünde Edilb Piaf olsan ne yazar" diyordu. Salyungozlu ressam Haber Merkezi F.AImanya'da yaşayan tspanyol ressam Julio Ruzafa, Fransız meslektaşı Claude Gilli gibi resim yaparken, ftrça yerine salyangozlardan yararlamyor. ' 'Stern'' Dergisi'nde yer alan bir haberde, Ruzafa'nm resimlerinin renk renk boyadığı salyangozlann yürürken bıraktıklan izlerden oluştuğu belirtiliyor. Ruzafa'nm en ünlü salyangozlu resimlerinden biri de, üzerinde salyangoz izleri bulunan Hitler'in ve savaş şehitlerinin fotoğraflarından oluşan "Şiddetin Gücü" adlı yapıtı. Tünel kapah İSTANBUL (AA) Tünel, bakım nedeniyle bugün çalışmayacak. tstanbul Büyükşehir Belediyesi İETT Genel Mudürlüğü 'nün açıklaınasmda, Tünel'in bakım yapılması üzerine bugün çalışmayacağı ve normal seferlere 9 mayıs pazartesi günü başlanacağı • belirtildi. Atina'da Ozal öncesi zirve önerisi ATİNA/LEFKOŞA (AA) Yunanistan'da ana muhalefel lideri Konstantin Milsotakis, Başbakan Turgut Özal'ın Atina ziyareti öncesinde Yunan siyasi parti liderlerinin bir araya gelerek TürkYunan ilişkilerini goruşmelerini onerdi. Mitsotakis, Başbakan Özal'ın bugune kadar Papandreu'ya gönderdiği mesajların yanı sıra Papandreu'nun eski danışmanı ile yolladığı sozlü mesajın da içeriğinin açıklanmasını istedi. Bu arada Başbakan Özal'ın Atina ziyaretinde "Maras kozunu" kullanarak Rumları köşeye sıkıştırmayı duşundüğü öne sürüldü. Rum kesiminde yayımlanan Epikeri Gazetesi, manşetten verdiği haberındc "Atina ve Lefkoşa'daki siyasi çev reler Özal'ın Maraş konusunu ansızın yeninin içinden çıkaracağından ve böylece uluslararası bir sansasyon yaratacağından korkujorlar" diye yazdı. THK'nın 63. kuruluş yıldönümü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türk Hava Kurumu ve Türkkuşu kuruluş yıldönUmleri kutlandı. THK'nın 63. ve Türkkuşu'nun 53. kuruluş yıldönümü nedeniyle dün gösteriler yapıldı. Türkkuşu 'nun Etimesgut Tesisleri 'ndeki gösterilerde, pilotlar kol uçuşları, yangın söndürme göstehleri, ilaçlama gösterileri, paraşül atlayışları ve akrobasi gösterileri yaptılar. Bu arada T67 uçağı ıle Başbakan Turgut Özal'ın oğlıı Ahmet özal da akrobasi gösıerisinde bulundu.