Katalog

5 MA YIS 1988 HABERLER CUMHURÎYET/9 OzalŞevket Yılmaz görüşmesinden sonuç çıkmadı Doruk ruhıı olıımsuza yöneldi IŞIK KANSU İşçilerin enflasyon karşısında ekonomik durumlannm düzeltilmesine yönelik Türkİş ile kamu işveren sendikaları arasında hafta başında yapılan toplantıda, taraflar, 1986 ve 1987 yıllannda ücretlerin enflasyon karşısında uğradığı yıpranmanın yeni ücretlere nasıl uygulanacağı konusunda görüş birliğine varamadılar. Türklş, 1986 ve 1987 ücret yıpranma paylannın öncelikle 1988 ücretlerine eklenmesi, daha sonra 1988 ücret zammının bunun üzerine yapılmasını önerdi. Kamu işverenleri ise, TürkIş'in bu önerisine karşı çıktılar. 1986 ve 1987 yıllannda ücretlerin enflasyon karşısında yıprandığını "ilkede" kabul eden kamu işverenleri, bu iki yıpranma payının, doğrudan doğruya yeni ücret zammına ve altışar aylık ücret zam oranlarına bölünerek vansıtılmasını istediler. tş Genel Başkanı Şevket Yılmaz ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Imren Aykut, hafta başında bir araya gelerek, bakanlığın hazırladığı sendikalar ile toplu iş sözleşmesi, grev ve lokavt yasalarında değişiklik öngören taslağı gözden geçirdiler. Edinilen bilgiye göre, Türklş Genel Başkanı Şevket Yılmaz'a, bakanlığın ilk hazırladığı metinden farklı ve işçi hakları açısından daha dar bir değişiklik taslağı sunuldu. Örneğin, ilk taslakta yer alan "banka, kömiir ve şehir içi ulaşım işlerinde grev yasaklannın kaldınlması"na ilişkin hüküm yeni metinden çıkarıldı. Toplu tş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Yasası'nda Türkİş'in öteden beri ileri sürdüğü sıkıntı ve kısıtlamalara taslakla yeni bir yorum getirilmediği, bazı "göriintüsel" değişikliklerle yetinıldiği dikkat çekti. Yeni taslakla Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Yasası'nda öngörülen değişikliklere şu örnekler verilebilir: "Yetki aşamasında teşmil uygulamasına gidilmemesi. Yüksek Hakem Kurulu'ndan DPT temsilcisinin çıkarılarak, kurulun 9 kişiden 8 kişiye düşürülmesi. (YHK'nın yeni yapısı, taslağa göre, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi Başkanlığı'nda, iki hükümet, bir YÖK, iki işçi, iki işveren temsilcisinden oluşuyor.) Oysa Türktş, YHK'nın yapısını hükümetişveren temsilcileri çoğunluğundan kurtaracak bir öneri ileri sürmüş. Sendikalar Yasası'nda da ilk taslaktan farklı olarak, "Sendika ve konfederasydnların üyelerinin münhasıran ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerinin korunması ve geliştirilmesi amacıyla yapacakları mesleki faaliyetler siyasi faaliyet sayılmaz" hükmüne birkaç sözcükle "mesleki açıdan yapılan açıklamaların da siyasi faaliyet sayılamayacağı" hükmü getirildi. Bakanlığın, bu hükmü son günlerde "sendikaların üzerindeki siyaset yasağının kalkması yolunda oluşan kamuoyu baskısı" nedeniyle yeni metne koyduğu belirtiliyor. Sendikalar' üzerindeki denetimlerin de 1 yıldan üç yıla çıkanlması gibi maddeler de hak ve özgürlüklere yapıldığı savunulan kısıtlamaların "özünü" değiştirmeyen hükümler olarak göze çarptı. Çalışma Bakanı Aykut'un değişiklik taslağı konusunda bu çerçevede verdiği bilgiler, Türktş Genel Başkanı Şevket Yılmaz'ı Türktş'in ocak ayında bakanlığa verdiği "yumuşatılmış değişiklik istekleri" bile göz önüne alınmadığı gerekçesiyle tatmin etmedi. DUYDUK/GORDUK Y4LÇINPEKSEN Türktş, ücretlerdeki geçmiş yıpranma payının yeni ücret zamlanna uygulanması yönteminde, kamu işverenleriyle anlaşamadı. Çalışma yaşamına ilişkin yasa taslaklarının son biçimi de Yümaz'ı tatmin etmedi. AAKARA Türkİş'te, Başbakan Turgul Özal ile yapılan doruk toplantısınm yarattığı "olumlu ruh", alt komisyon toplantı ve görüşmelerinde "olumsuzluğa" yöneldi. Türklş Genel Başkanı Şevket Yılmaz'ın diin Başbakan Turgut Özal ile 1 saat 15 dakika süren görüşmesinden de Türktş'in önerilerine soraut bir yanıt verilmedi Türklş, kamu işverenleri ile ücretlîrin geçmiş yıpranma payının, yeni ücret zamlanna uygulanması yönteminde anlaşamadı. Kamu işverenleri, geçmiş iki yılın yıpranma payları dahil 1988 zam oranının yüzde 56 olmasını önerirken, Türklş işverenlerin hesaplarına göre yaptığı araştırmada, bu oranın yüzde 70 olması gerektiğini belirledı. Başbakan Özal, dün Yılmaz ile yaptığı toplantıda ücretlerdeki geriye dönük yıpranmaların kamu kesiminde bütçeyi ilgilendirdiğini, bu yüzden konunun bir kez daha hükümet nezdinde görüşülmesi gerektiğini ifade etti. Çalışma yaşamına ilişkin yasa taslaklarının son biçimi de Türkİş'i tatmin etmedi. Başbakan Turgut özal, taslağa son biçiminin verildiğini ve Bakanlar Kurulu'na sevk edildiğini belirterek gerekirse Türktş'in istediği değişikliklerin kendilerince de benimsenirse, TBMM Sağlık ve Sosyal Işler Komisyonu'nda gündeme getirilebileceğini Türklş Genel Başkanı'na bildirdi. Başbakan Turgut özal ile Türklş yöneticileri arasında geçen hafta yapılan toplantıda, Başbakan gerek işçi ücretlerinin enflasyon oranı karşısında yıpranmasının karşılanması, gerek çalışma yaşamına ilişkin yasa değişikliklerine ilişkin taslak konusunda olumlu bir yaklaşım görüntüsü verdi, ancak doruk toplantısı sonrası yapılan iki ayn görüşmede de "ilkekr" düzeyindeki pazarlıklar çıkmaza girdi. Minibüse Adam Çarptı... E5 karayolu üzerinde bir trafik kazası sonucu can veren Ahmet Uca'nın yakınları "ölüm önce Allah'ın, sonra trafiğin emri" deyip kimseden şikâyetçi olmadılar.. Ama hasara uğrayan minibüsün sahibi Ahmet Uca'dan şikâyetçi oldu... "Köpek insanı ısınrsa haber olmaz... İnsan köpegi ısınrsa haber olur." Yukardaki klişeleşmiş tanımı çoğunuz bilirsiniz.. Gazeteciliğin gelişmesi sırasında yaratılan bu ilginç örnek, neredeyse yüzyıldan beri, daha iyisi bulunamadığı için kullanıldı. Ne ki artık bu sözü, yerinde edecek yeni bir tanımı yaratma olanağı ortaya çıkmış bulunuyor.. Ahmet Uca adlı vatandaşımızın E5 karayolu üzerinde uğradığı trafik kazası ve sonraki gelişmeler, gazetecilik edebiyatına başka bir özdeyiş daha kazandıracak gibi görünüyor. "Minibüs insana çarparsa haber olmaz.. İnsan minibiise çarparsa haber olor.." O nedenle aşağıda okuyacağınız basit trafik kazası bizim köşemizde de haber oldu. Çünkü Ahmet Uca bir minibüse çarptı. Aracı hasara uğrattı ve bu işi yaparken yaşamını yitirdiğinden meydana gelen hasar için mirasçılarından tazminat talep edildi. Söz konusu trafik kazası gazete haberlerine konu olmayacak ölçüde olağan bir kazaydı. Ahmet Uca, Londra Asfaltı üzerinde havaalanı sapağına yakın bir yerde (Yeni Bosna civarı) karşıdan karşıya geçerken 34 Y 1058 plakalı Fehmi Kazan yönetimindeki minibüse dalgınlık sonucu çarptı.. Olay yerinde can veren Uca'nın cenazesi Çapa Tıp Fakültesi'ne götürüldü. Yapılan AHMET UCA otopside beyin kanaması geçirdikurtulamadı? ği saptandı.. O sırada Yeni Bosna Karakolu'nda da kazanın zabtı işi başından aşkın bir polis memuru tarafından tutuluyordu: "E5 karayolu Yeni Bosna mevkiinde Ahmet Uca adlı vatandaş karşıdan karşıya gecerken 34 Y 1058 plakalı şoför Fehmi Kazan yönctimindeId minibüste..." vs... 73 yaşındaki işçi emeklisinin ölümü, kansı, 6 çocuğu ve akrabalarını yasa boğmak dışında bir etki yaratmadı.. Zaten ne yaratabilirdi ki? Ülkemizde "ölüm önce Allah'ın, sonra trafiğin emri" sayümıyor muydu? Ahmet Uca'nın ypkınlan uzun aramalar sonunda ve aradan 2 gün geçtikten sonra babalarırun cesedini Çapa Tıp Fakültesi'nin morgunda "sahibi bdli olmayan cesetler" bölümünde bulabildiler. •Hrn <SifiHJ Şevket Yılmaz, Başbakanla görüşüyor Bu gelişmeler üzerine Türkİş Genel Başkanı Şevket Yılmaz, konuları bir kez daha hükümet nezdinde tartışmak istedi. Yılmaz, ilk olarak önceki gece Diyanet lşleri Başkanlığf nın verdiği iftar yemeğinde Devlet Bakanı Kazım Oksay'dan randevu istedi. Kazım Oksay da Yılmaz'a dün için randevu verdi. Ancak Şevket Yılmaz, dün saat 16.00'ya kadar beklemesine karşın bu randevu gerçekleşmedi. Yılmaz, bunun üzerine dün saat 16.00'da Genel Eğitim Sekreteri Mustafa Başoglu ile birlikte Kaya Erdem'le temas kurmak amacıyla TBMM'ye gitti. Kaya Erdem'i burada bulamayan Yılmaz, telefonla kendisiyle irtibat kurdu ve saat 16.15 sıralannda Başbakan Turgut Özal ile görüşmek üzere Başbakanlık Konutu'na çıktı. Yılmaz'ın, Başbakan Özal ile yaptığı toplantı yaklaşık I saat 15 dakika sürdü. C f | | | | | < | | f t n ı t K i n S I U O r i l r i İ Geçen pazar günü ani bir kalp krizi sonucu öien Altan Erbulak C l U U i a i i U l | l l a y a V C I I I U I d u n t o p r a ğ a v e r j W J Altan Erbulak için ilk tören, saat 10.00'da Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu önünde yapıldı. Erbulak'ın cenazesi daha sonra 22 yıl çalıştoğı Milliyet Gazetesi önüne getirildi. Burada Altan Erbulak için, çalışma arkadaşlarından, spor yazan Kahraman Bapçwn bir konuşma yaptı. Gazeteciler Cemiyetı önünde Cemiyet Başkanı Nezih Demirkent'in konuşmasından sonra Şişli Camii'ne göturülen Erbulak'ın cenazesi, Zinciriikuyu Mezarlığı'nda toprağa verildi. (Fotoğraf: Uygar Gürkan) Çok üzülduler, ama fazla üzerinde de durmadılar.. Kazaya neden olan şoförü aracın sahibi dunımundaki PTT Genel Müdürlüp'nü mahkemeye vermediler. Bu tavırlannın gerekçeleri de kendilerine göre şunlardı: Ülkemizde artık trafık kazasında ölmek, yatakta ölmek kadar doğal bir ölüm şekli durumuna gelmişti. Üstelik babaları oldukça yaşlıydı. Karşıdan karşıya gecerken yeterince hızlı hareket edememiş olabilirdi. En önemlisi ne yapuırsa yapılsın giden can geri gelmeyecekti. Oyleyse maaşh bir şoförü çalışmasından geri bırakmaya, cezaevlerinde çürütmeye ne gerek vardı. Mahkemeye başvursalar ne sonuç alınacaktı ki? Mahkemeler bile trafik kazalarını artık pek ciddiye almıyorlardı. Kısacası olayı unutmaya karar verdiler ve unuttular da.. Zaten aradan 19 ay geçmişti Ne ki olayın bir de karşı tarafı vardı. Ahmet Uca'ya çarpan minibüs PTT Genel Müdürlüğü'nün personel taşıma araçlarından biriydi. Birkaç gün önce Ahmet Uca'nın karısı Rikiye Uca ile çocukları Ekrem, Bahattin, Cemil ve Sabahat Uca Bakırköy 3. tcra Memurluğu'ndan bir yazı aldılar. PTT Genel Müdürlüğü vekili Avukat Tannur Tunçok kanalıyla gönderilen ödeme emrinde şöyle deniliyordu: "22.9.1986 tarihinde Ahmet Ölmekfe Uca'mn vefatı ile sonuçlanan trafik kazası neticesi idare aracında meydana gelen hasar bedeli hakkında 103^65 TL'nin 22.9.1986 Urihinden itibaren yasal faiz, masraf ve ocreti vekftletk blriikte borclnlardan müstereken ve mâtesetsUen tahsili talebidlr.." vb. İşin özeti, hasann ödenmesi isteniyordu. ödenmediği takdirde mal beyanında bulunulması, yoksa hapisle tazyik olunacakları yazılıydı. Ya Ahmet Uca'nın uğradığı hasar? lcra Memurluğu'nun gönderdiği yazıda böyle bir kayıt yoktu. Hem ne olacaktı carum? 19 aylık yasal faiz, masraf ve vekâlet ücretleriyle birlikte 103.265 liralık hasann yarunda Ahmet Uca'nın hayaünın ne önemi vardı? DÜZELTME VE ÖZÜR 28.4.1988 tarihinde yayımlanan "Depremden Sonra." başlıklı yazımda Nevşehir'in ilçesi Avanos'u Ürgüp'ün ilçesi gibi gösteretek önemli bir hata yaptığımı, sayın Cengiz Karabıyık'ın mektubu üzerine fark ettim. Yöreyi çok iyi bilmeme ve yıllar önce "Kapados iiçgeni" başlıklı bir dizi röportaj hazırlamış olmama karşın yaptığım bu yanlışlık için özür diliyorum. Aslında Nevşehir'in ilçesi olan Ürgüp, turistik önemi ve gelişmişliği nedeniyle Nevşehir'den daha çok tanınmaktadır... 3400 işçi çalışıyor SASA'da grev başhyor ADANA (Cumhuriyet Güney tlleri Biirosu) Sabancı Holding'e bağlı Adana'da kurulu SASA'da çalışan 3400 işçi bugün, Mersin'de bulunan Soda ve Kromsan'da çalışan 1100 işçi de son anda bir anlaşma olmazsa yarın greve gidiyor. Petroltş Genel Başkanı Münir Ceylan işverenlerin isteği üzerine önceki gün ve dün yapılan son tur göriismelerden de işverenlerin kârdan zarar etmeyi göze alamamaları >1izünden sonuç çıkmadığını söyledi. Grevi hiçbir zaman amaç olarak görmediklerini belirten Ceylan, şunları söyledi: "Biz Petrolİş olarak birinci yıl 160 bin, ikinci yıl 180 bin lira ve her kıdem yılı için de 3600 lira arüş istedik. tşverenler adına göriişmelere kaülan holding yetkilisi Nihat Yüksel, son tekliflerinin birinci yıl 123 bin ikioci yıl için de 125 bin lira olacağını söyledi. Teklifi işcilere götürdük, kabul edilmeyince yann greve gitmemiz kesinleşmiş oldu. Aslında bizim teklifimiz kabul edilseydi geçen yıl 39 milyar lira kâr eden holding, bu kânn 12.5 milyannı işçilere vermiş olacaktı. Onlar 7 milyar zaran göze aldılar. biraz daha kârdan zarar edebilselerdi, anlaşırdık." Ann 8 yticryıs Pazar, unu' ••I 'Demirel'in masonluğunun bilinmesinde fayda var' CUMHURÎYET MATBAACILIK VE GAZETECİLİK T.A.Ş.'den TASARRUF SAHİPLERİNE DUYURUDUR. Şirketimizin yıllık faiz ödemeli, % 70 sabit faizli 1. tertip tahvüleri 16.5.1988 tarihinden itibaren Yatınm Finansman A.Ş. Tatko Binası Kat: 4 Gayrettepelstanbul ve Ankara Şubesi, Atatürk Bulvan, Engürü Işhanı No: 107 Kat: 4'te satışa sunulacaktır. Işbu tahvillerin halka arzı Sermaye Piyasası Kurulu'nun 11.4.1988 tarih ve 26/Cl sayılı iznine dayanmaktadır. Ancak bu izin tahvillerimiz ve ortakhğımızın kurul veya kamüca tekeffülü anlarruna gelmez. 1. Ortakhğın, a) Ticaret unvanı: Cumhuriyet Matbaacıhk ve Gazetecilik T.A.Ş. b) Merkez adresi: Türkocağı Cad. No: 39/41 Cağaloğlulstanbul, c) Sermayesi i. Esas Sermaye : 301.568.000. TL. ii. ödenmiş Sermayesi: 301.568.000. TL. d) Faaliyet konusu: Gazete tab ve neşir, e) Süresi : Sınırsız, 0 Çıkanlacak tahvülerden sağlanacak fonun kullanım yerleri; Işletme sermayesi ihtiyacı, muaccel kredi borçlannın ödenmesi, iştirak yatırımlan. 2. tzahnamenin, a) Yayınlandığı T. Ticaret Sicili Gazetesi'nin tarih ve numarası: 29.4.1988 tarih ve 2010 sayüı gazete. b) Halkın incelemesine açık tutulduğu yerler: Cumhuriyet Gazetesi, Yatınm ve Finansman A.Ş. Şubeleri. 3. Çıkanlacak tahvillerin: a) ftibari değerleri tutan ve tertibi: Altıyüzmilyon TL. 1. tertip. b) Kupürler itibanyla dağılımı: Kupiir Değeri 100.000. TL. 250.000. TL. 500.000. TL. Sayısı 1200 960 480 Toplam Tutan (TL.) 120.000.000.240.000.000.240.000.000.600.000.000 c) Satış süresi 15 gün. Başlangıç tarihi 16.5.1988, Bitiş tarihi 1.6.1988 d) Erken ödemeye ilişkin esas ve şartlar: Erken paraya çevirme taahhüdü yoktur. e) Satış fıyatı: Çıkanlacak tahviller satış süresi içinde nominal değeri ile satılacaktır. Keçecüer: ANAPta mason var nu yok mu bilmem ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) ANAP Genel Başkan Başyardımcısı Mehmel Kecedler, partisinde mason olup olmadığını bilmediğini söyledi. Keçeciler, Hürriyet Gazetesi sahibi Erol Simavi'nin, Demirel'in mason olduğuna ilişkin açıklaması konusunda da görüşlerini soran gazetecilere şunları söyledi: "Biz biliyorduk, ama Demird'in mason oldugunun vatandaş tarafından bilinmesinde fayda var. Erol Simavi Bey dobra dobra konuşmuş." Keçeciier, bir gazetecinin "Olmaması gereken bir şey mi?" şeklindeki sorusunu da şöyle cevapladı: 0 Tahvillerin tamanu hamiline yazüıdır. g) Vadesi: 2 yıl. h) ödemesiz dönem süresi: 2 yıl. i) Tahvillerin ödeme planı: Faiz An»p«nı 1.6.1989 1.6.1990 "tnsanlar bulunduldan, olduklan şeyleri gizlememelidirİCT. Mevlana'mn bir sözü var: 'Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol*. Sayın Demirel şimdiye kadar 'Mason değilim' diyordu. Erol Simavi bunun böyle olmadığını, Sayın Demirel'in mason olduğunu bÛen bir kişi sıfaüyla açık ve net olarak ortaya koymuştur. Artık bundan sonra Sayın Demirel, 'Ben mason değilim' diyemez. Aldığı belgenin de yanlış olduğunu ortaya koydu. Böylece Erol Simavi tarihi hakikati açıklamış oldu." Bir gazeteci, Keçeciler'e, "Mason olmak Türk politikasında önemli bir olay mı?" diye sordu. Keçeciler bu soruya, "Türk millea' açısından önemli bir olay ki, Sayın Demirel 'Mason değilim', diye bir belge almış. Benim için önemli olan, mason olduğu halde mason değilim diye belge alıp bu belgeyi o zaman dağıtmış olmasıdır" karşılığını verdi. "ANAP'ta Mason var nu?" sorusu üzerine de Keçeciler, "Onu bilemiyorum" diye konuştu. Hürriyet Gazetesi sahibi Erol Simavi, "Erol Simavi konuşuyor" dizisinin dördüncttsünde kendisinin mason olduğunu söylemiş, Demirel için de "Süleyman Demirel masondu. Hem de iistatlıga kadar çıkmış bir masondu" demişti. ödcmc tariki Toptam 420.000.000. TL. 420.000.000. TL. 420.000.000. TL. 600.000.000. TL. .020.000.000. TL. BEN TOPLAM 840.000.000. TL. 600.000.000. TL. 1.440.000.000.TL. j) Faiz ve anapara ödeme yeri Yatınm Finansman A.Ş. gişeleri. 4. Varsa Anapara ve Faizlerin ödenmelerini Taahhüt Eden Kişi ya da Kurum: Yoktur. • * * . I k DEĞÜJM Nadir Nadi 8. bası 1200 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınlan Türkocağı Cad. 3941 Cağaloğlulstanbul