22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 MAYIS 1988 HABERLER CUMHURİYET/9 6 Yusuf Özal'ı yuhalayan genç ANAP delegesi çıktı ğ Devlet Bakanı Abdullah Tenekeci, ^ r'Zammı kabul etmeyen vatandaş ^U çekip gidebilir" cümlesini inkâr T ederken gazeteciler, valilikte verdikleri ifadede bakanın bu cümleleri söylediğini yinelediler. Habcr Merkezi Zamlann gerekçelerini halka anlatmak için dağıldıkları yurdun çeşitli yerlcrinde "yuhalanan", "açız" feryatları ile karşılaşan bakanlar, Ankara'ya dönmeye başladı. Devlet Bakanı Yusnf Bozkort Özai'a önceki gün Şanlıurfa ll Kongresi'nden çıkarken, önce "açız" diyen, bakan ilgüenmeyince de "yuh" çeken 22 yaşmdaki Mural Ay, dün tutuklandı. Murat Ay'ın ANAP il delegesi olduğu belirlendi. Yuhalanan bakanlardan Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Biilent Akarcan, yuhalama olaylannı DYP'nin organize ettiğini öne sürdü. Halkın büyük tepkisine muhatap olan Devlet Bakanı AbduUah Tenekeci, "Zammı kabul etmeyen vatandaş çekip gidebilir' cümlesini söylemediğini tekrarlayarak, Niğde'deki toplantıyı hiçbir gazetecinin izlemediği iddiasını yineledi. Polis nezaretinde önce si Hani demokrasi vardı' yası şubeye, sonra da valiliğe götürülen gazeteciler ise toplantıyı izlediklerini, bakanın da bu cümleyi söylediğini bildirdiler. Devlet Bakanı Yusuf Bozkurt özal, önceki gün Şanlıurfa ll Kongresi'nden çıkarken, kapıda önüne çıkan 22 yaşındaki Murat Ay, "Açız. Evime ekmek götnreflüyormm" demişti. Bakanın kendisiyle ilgilenmemesi üzerine "yuh" çeken genç, gözaltına alınmıştı. Sonradan ANAP U delegesi olduğu belirlenen, bır gözü görraeyen Murat Ay, devlet memuruna hakaret suçundan nöbetçi mahkemece tutuklandı. Oğullarinın bir süre ANAP Millctvekili Osmao Doğan'ın bürosunda çalıştığını, uzun suredir işsiz olduğunu bildiren Ay'ın ailesi, "Biz ailecek ANAP'lıyız. Oglumuz da delege seçildigi için il kongresinde idi. Başbakan demokrasilerde çiiriik yumurta bile atüabilecegiııi söylemişti. Hani demokrasi vardı. Oglumuz sadece *yuh' diye bagırmış. Tutaklanmasma bir anlam veremedik" dediler. Van'da yuhalanan Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Bülent Akarcalı, Ankara'ya dönüşünde olaylann "DYP'nin düzenlemesi" olduğunu öne sürdü. Ankara Cumhuriyet Bürosu'nun haberine göre Akarcalı şöyle dedi: "Ben ANAP Genel Başkan YarduDası Qe DYP'nin kongresine davetli olarak gitraiştim. Yuhalamışlardı. Aym şeyi Van'da yaptılar. 5 tane garibanı bnlmuşlar, kovrnnslar. Durdum, yanlanna gittim, 'Erkek olan gelsin' dedim. Gelemediler, kaçnlar. Gürpınar'a gittim, aynı insanlan, yine S kişiyi oraya getirdiler. Yohalama olayı diye bir şey yoktur. DYP'nin bu konuda sicül vardır." Akarcalı, gazetecilerin "kanaklar" sözünü kullanıp kullanmadığı sorusuna "BiMigim kadanyfaı yok. Ağzımdan kaçmış olabilir. Ama 'Erkek olan buraya gelsin' dedim. İş bir duzendir" yanıtını verdi. GUNLEREV KOPUGU AHMET TAN zeteci de görmedim. Gazeteci de ğ'Yusuf Özal'ı yuhalayan ve gelip bana bir soru sormadı. Lütfen söyleyin, cagınn, gelsin bura^ ftutuklanan Murat Ay'ın ANAP da karşılaştıralım." ^Uil delegesi olduğu ortaya çıktı.Ay'ın Vailesi "Biz ANAP'lıyız,hani demokrasi Gazeteciler: Tenekeci o sözleri söyledi vardı" dedi. Akarcalı da yuhalamaların Önceki gün bakanın yalanlamaD YPtarafından organize edildiğini söyledi. lannı haber olarak geçen Anado Türklükten İstifa Edenler. FRANKFURT Gerçeküstü bir dekor ortasında "absürd" bir piyes oynar gibiyiz. Uzay filmlerindeki türden kocaman, pırpır eden bir pano. Kırmızılı, yeşilli ışıklan yanıp sönüyor. Her kösesindenumaralar, şifreleryansıyanbilgisayarLekranlar. Pınl pınl bir zemin. Kraliçe Elizabeth hazretlerinin alışveriş mağazası Harrods'un minik şubesi ışıltılı vitrinleriy le uzayıp giden dükkânlar. Podyumlardan inip gelmiş zarafet ve şıklıktaki güzel kadınlar ve erkekler. Ve bir köşede kımıl kımıl hırpani bir kalabalık. Ya bağdaş kurmuş tespih çekiyor ya da elleri arkasında ne zaman ele geçeceği bilinmeyen "serbest dolasım hakkı"nın avansını kullanır gibi dolanıp duruyorlar. Çarşaflı, allı gujlü basma entarili ya da şalvarlı koyuçizgili, hüzünlü kadınlar. Hepsinin arasında fırt fırt dolaşıp koşuşturan, oynayan çıplak ayaklı, yırtık yamalı entarili çocuklar. Hintli, Pakistanlı, Etiyopyalı ya da "Biyafrah" değiller. Bunu avurtlarının, omuzlarımn değişik çöküklükte olmasından değil, bakışlarıyla karşılaşmanızdan anlıyorsunuz. Bunlar bizim vatandaşlarımız. Kundak hatalı, çarpık bacaklarından, ellerini arkalarına bağlayıp salınarak yürümelerinden yüz binlercesini, milyonlarcasını neredeyse gözu kapalı fark edeceğiniz bizim vatandaşlarımız. Avrupa'nın en işlek, en modern havaalanı burası. Frankfurt terminalinin transit salonundayız. Ama vatandaşlanmıan hiçbiri "transitlik" bir hava içinde görünmüyor. Uçaktançok başka bir şey beklergibiler. Minicik, yumuk, kirli ayaklan üzerinde bebeğini tay taylamaya çalışan, sakallan uzamış esmerin esmeri kasketli birinin yanına yanaşıyoruz: Hemşerim, yokuluk nereye? Ne yolculuğu? Yol bitti. Anlamadım, burası havaalanının transit salonu? Bir yere gitmiyor musunuz? Gitmiyoruz. Burada Allah izin verirse kalmak istiyoruz. Nasü yani, havaalanında mı? Yok Almanya'da. Bırakırlar mı sizi? Çalışma izniniz, oturma izniniz var mı? FRANKFURT HAVAALANI Bizden Olacak inşallah. Sizl çahslırmazlar. tzniniz yoksa geri gönderirler. Göndermezler. Biz sığmma istedik. Nasıl yani? VatandaşlıkUn çıkmak üzere mi? öyle. Her isteyen Alman vatandaşlıgına geçebfliyor mu? Geçmiyor. Biz zaten Alman olmak istemiyoruz. Türk vatandaşlığından çıkmak istiyoruz. Bu işin olacağını nereden öğrendiniz? Öğrendik işte. Oluyormuş. Peki, uçağa nasü bindiniz? Alman vizeniz var mıydı? Evet. Almanya bağlantılı bir uçağa bindik. Uçak değiştinnek için de buraya inince, polise gittik. Biz sığınma istiyoruz dedik. Buradaki berkes sizin gibi mi? Asağı yukan hepsi aynı. Peki polis ne dedi? Bizi şu karşıki odaya doldurdu, bir şey demedi. Tamam dediler, bekleyin. Göçmen Dairesi'nden adamlar gelip bizi sorgu sual edeceklermiş. Ya sorgu sualden sonra geriye gönderirlerse? (Böyle der demez kalabalık, hep bir ağızdan homurdanmaya başladı. "Gondennezler, göoderemezler. Böyle çok gelen olmus. MUktkrarası kanunlar var. İş Birleşmiş Milletler'den geçiyor" türünden sesler yükseldi.) Peki sorgu sual sırasmda ne diveceksiniz? Türkiye'de baskı altındayız. Vatandaşlık haklarımız yok diyeceğiz. Peki sahiden yok mu? Yok ya. Paran olmadı mı hiçbir hakkın yok. Peki polis inanmazsa? tnanmamak diye bir şey yok. Birleşraiş Milletler'in kanunları var. Kaçkişisiniz burada? 100 kadar Türk vanz şu anda. Yani Türkiye'den. Kürtüz, doğrusu bu. Bugün başka uçaklarla yenilerigelmezsetabii. Kürt olmak yetiyor mu bu iş için? Süryaniler de var, Mardinli.. işte bu arkadaş. Onlar çoluk çocuğuyla geliyorlar.. Biz kanmızı, çocuğumuzu getirmedik. (Elinde bozukluk marklarla oynayan kısa boyl", sert çizgili yüzü ve simsiyah kaşlı ve bıyıklı "Mardinliye" dönüyonız.) Kaç kişi geldiniz buraya? Bütunailem. Yani lOkişi. Bebeler,hanım.üçde yakın akrabam. bul'da ucaga binerken kimse nercye gidiyorsunuz d e medi mi? Demediler. Bu iş için 10 milyon harcadım. Köydeki tarlayı, damı, bahçeyi, ağacı sattık. Tenekeci'den inkar Ankara'ya dönen Devlet Bakanı Abdullah Tenekeci de halkın buyük tepkisine neden olan "Zamlan kabul etmeyen vatandaş çekip gidebilir" cümlesini söylemediği iddiasını tekrarladı. Niğde il binasındaki toplantıyı hiçbir gazetecinin izlemediği iddiasını da tekrarlayan Tenekeci, şöyle dedi: "Ben böyle bir laf kesinlikle söylemedim. Ortada gazeteci falan yoktur. Bana sonı soran olmadı. Biitiin olay SHP'nin disiplin kurulu başkanından kaynaklanıyor." Ogluna dikte ettiriyor, gazeteci de degil. Getirsinler yüzleştirsinler. Vaü var, butun teşkilat var, bir basın (oplantısı, bir açılış yok. Bir k o noşma yok, hiçbir şey yok. Ben ga lu Ajansı bir açıklama yaparak Bakan Tenekeci'nin toplantısıru gazetecilerin izlediğini bildirmişti. Dün de yeni bir açıklama yapan AA toplantıyı gazetecilerin izlediğinin belirlendiğini tekrarladı. SHP Niğde tl Disiplin Kurulu Başkanı ve Milliyet muhabiri Hüseyin Gökalp ile birlikte önceki gün polis nezaretinde önce emniyet siyasi şubeye, oradan da valiliğe götürülerek Vali Ahmet Özyurt'a bilgi veren Cumhuriyet Niğde muhabiri Mehmet Gökova, dün de bakanın konuşması sırasmda orada olduğunu ve bakanın bu cümleyi söylediğini bildirdi. Sungurlu: İktidar sinirıerine hâkim olmalı Adalet Bakanı Ollan Sungurlu, Denizli'de düzenlediği basın toplantısında, bakanların gezilerindeki olaylarla ilgili olarak, "Gazetelerdekj baberlerin ooğruluk derecesini bilemem. Ama iktidann sinirlerine hâkim olması gerekir" dedi. Devlet Bakanı Nihat Kitapçı da Siirt'te hiçbir vatandaşla göruşmedi. Sadece öğretmenevinde ANAP'lı ilçe ba$kanları, belediye başkanlan, il yonetim kurulu üyeleri, il genel ve belediye meclis üyelerinin katıldığı basına kapalı bir toplantı düzenleyen Bakan Kitapçı'nın, zamlann gerekçelerini anlatma görevini toplantıya katılanlara yüklediği ve "Vatandaşın lansiyonnnu ancak siz düşürebilirsiniz" dediği öğrenildi. tsun DYP İstanbul İl Başkanı Keçeli: 'Özal DemireFden ekonomîyi öğrenmemîş9 Dalan'a Kamu harcamalannı bu kadar başıboş şekilde yapan bir idare görmedik. Dalan 'ın el atıp da bitirdiği bir iş yok. Enflasyonun yüzde 20'sinin sorumlusu ANAP İstanbul belediyeleridir. İstanbul Haber Servisi Doğru Yol Par1 tisi İstanbul tl Başkanı Orhan Keceli, "Göriildii ki Demirel, Şayın Turgut I Özai'a her şeyi öğretmemiş. Bircok şeyi öğretmiş ama ekonomiyi öğretmemiş" dedi. Dün DYP tstanbul tl Merkezi'nde bir toplantı düzenleyen Keçeli, önceki gün "bugün seçim olsa kim kazamr" şeklinde bir soruya verilen yanıtları yüzde 28 SHP, yüzde 26.9 DYP ve yüzde 23.3 ANAP olarak belirlenen KONDA anketiyle ilgili olarak yaptığı toplantıda "Araşürma bize bahar bediyesi gibi geldi. Bizi sevindiren ise ANAP'ın gerilemesi" dedi. Bu arada hukümeti de eleştiren ve "Enflasyonon sonımlusunun ANAP'lı beiediyeler olduğunu" öne süren Keçeli, "Ejıfiasyonun yüzde 20'sinin sorumlusu Anavatan İstanbul Belediyeleridir" dedi. "Ankara ve İzmir Belediyelerinin enflasyonu arttıncı her şeyi yaptıklanm" belirten Keçeli, sözlerini şoyle sürdürdü: "Kamu harcamalannı bu kadar başıboş bir şekilde yapan bir idare görmedik. Bedrettin Dalan'ın hakkında 1000'e yakın dava var. Bu belediye başkanı değil çete reisi. El atıp da bitirdiği bir iş yok. Bitirdiği işierin temelleri de başka belediye başkanlan tarafından atılmıştır." Son günlerde artan öğrenci protestoları konusunda da konuşan Keçeli, "Ögrencisinin derdini dinlemeyen rektör olmaz" dedi. Keçeli aynca 1 Mayıs ile ilgili bir soruyu yanıtlarken "1 Majis'ı kabul etmiyornz. 1 Mayıs, işçi bayramı degildir" dedi. BİR SUÇLAMA BİR İNKÂR Sağlık Bakanı Akarcalı, "OYP'nin kongresine daveöi olarak gittim, yuhalamışlardı. Aynı şeyi Vanda yaptılar. 5 garibanı bulmuşlar koymuşlar. DYP'nin bu konuda sicili var" derken, Tenekeci de, "Ben böyle laf kesinlikle söylemedim" dedi. BMIR'den HIKMET ÇITIIIKÂYA Inönü'nün Arayışı IZMİR SHP ilçe kongreleri olanca hızıyia sürüyor. Tabandan gelen yeni kadrolar, parti yönetiminde etkili oluyorlar. Kongreler çoğu yerterde kavgalı dövüşlü geçiyor. En ağır biçimde suçlamalar, ayak oyunlan, ileriye dönük hesaplar şu anda SHP gündemini oluşturuyor. SHP içindeki bugünkü savaşım 1966 yılındaki CHP'deki görüntüyü getiriyor akla. 22 yı! önce klasik CHP'liler hiçbir şey üretmeden partı kadrolarını ele geçırmek için girdikleri hesapiaşmada "göbekçi" damgasını yemişlerdi. 22 yıl sonra şimdi SHP içinde yaşları 2530 olan bir kesim, sosyal demokrat politika üretebilmek için belirlı engellen aşmaya çalışıyor, karşılarına çıkan gruplarla tartışıyorlar. Çağın gerisınde kalmış, kitapla kâğıtla ilgilenmemiş parti içindeki güçlere SHP'nin iktidan için ne yapılması gerektiğini anlatıyorlar. İlk bakışta "sol kanat" ya da "sağ kanat" savaşımı gibi gözüken parti içi iktıdara yönelme eğilimi, çağdaşlığı yakalayanlarla çağdışı kalmış kadroların hesaplaşmasıdır. SHP Genel Başkanı Erdal İnönü'nün haziran kurultayında yenıden aday olacağını açıklaması parti içindeki soruları ve tartışmaları durdurmuştur. İnönü, şimdi parti içindeki savaşımı çok yakından izlemekte, gelişmeleri degerlendirmektedir. Yakın çevresine sık sık söylediği bir söz vardır: Kurultaydan bir yumruk gibi çıkıp ANAP'ın kafasına bir yumruk gibi ineceğiz... Erdal İnönü, kendisinden başka bir aday çıkmasırn da parti içi demokrasinin gereği saymaktadır. İnönü, son kararı kuruttaya katılan delegelerin vereceğine inanmaktadır. Ne sol kanat ne de Deniz Baykal ekibi, Erdal İnönü'nün karşısına genel başkan adayı çıkarmayı düşünmüvorlar. Şimdi şöyle bir soru sorabiliriz: O halde bu savaşım niye? Çoğu yerde sol kanat ikiye bölünmekte, kongrelere değişik adaylarla gitmektediıier. Kongrelerde sol kanadın, sağ kadrolarla yapay birlikteliği görülmektedir. Yine Deniz Baykal ekibi, parti içinde sol kadrolarla kimi yörelerde birlikte lısteler yapmaktadır. İlk bakışta insanı şaşırtan bu görünüm, kitle partisi olan SHP'de olağan karşılanmalıdır. Çünkü her iki tarafın amacı kurultay delegelerinde etkin olmaktır. İşte burada basta belirttiğimiz savaşım yöntemi kimilerine ters geliyor. Yani çağdaş olanlarla çağdaş olmayan grupların birlikteliği; bir başka deyişle, ilericigobekçi anlaşması partiyi bir maceraya sürükler mi? SHP henüz partileşme sürecini tamamlamadığı için gündemde olan bu konu, haziran kurultayında daha net bir biçimde ortaya konulacak ve tartışılacak. SHP içinde sol kanadın koyduğu tavır açık ve nettir. Bu görüşü içine sindiren tüm sosyal demokratları birlikteliğe çağırmaktadır: Türkiye'de sosyal demokrat hareketin kökeni, başlangıcı olarak ele alınan CHP, Anadolu ve Müdafaai Hukuk Cemiyeti'nin devamıdır. Yani dünyada ilk kez antıemperyalist bir kavgayı, ulusu örgütleyerek başanya ulaştıran Mustafa Kemal Atatürk'ün ve o Kuvayı Milliye hareketinin devamıdır CHP. Ondan sonra SODEP, HP ve SHP'ye uzanan zincir, antiemperyalist bir mirasın sahibidir. O nedenle Türkiye'deki sosyal demokrat hareket, ulusal bağımsızlıkçı olacaktır, antiemperyalist tavrını net ortaya koyacaktır. Zaten SHP örgütünün oybirliğiyle kabul ettiği programda NATO ve Varşova paktlannın karşılıklı kaldırılması konusunda iktıdara geçtiğimiz takdirde aktrf gırişimde bulunacağımız yazılıdır. Örgüt yapmıştır bu programı ve SHP programına oybirliğiyte geçmiştir. Onun için, Savunma ve Ekonomik işbirlıği Anlaşması'nın Özal tarafından ekonomik zorluklarla, dayatmalarla imzalanması karşısında çok daha net tavırlar ortaya koymak zorundayız. ANAP'a, DYP'ye, hatta DSP'ye göre çok daha net, ulusalcı, ulusal bağımsızlıktan yana tavır koymak zorundayız. Avrupa sosyal demokrasisinden, demokrat hareketinden farkımız budur. SHP Genel Başkanı Erdal İnönü'nün görüşleri sol kanatla ters düşmüyor. Dünyada sosyal demokrat partilerde böyle düşünce kanatlarının var olduğunu vurguluyor. Gruplar arasındaki ayrılıkları önemli görmüyor. İnönü şöyle diyor: Tartışma ortamı kaldıkça ve bu tartışmalar programın içinde kaldıkça partinin bütünlüğü korunuyor demektir. SHP için asıl mesele bu zaten. Her SHP'li parti programını içine sindirerek okusa, bunu kitlelere anlatsa ne kuşku kalacak ne de çizgi arayışı. O zaman da SHP iktidar yolunda yürüyecek. Kitleler peşinden gelecek. Y a geri göndtririerse? Yok göndermeyecekler.. Kanun varmış. Yani nüfus Doğu baska herkese transit. illerinden birinden oluncaiştamammıs. Aynca baskı var, diyeceğiz. Hem de var.. Başımza bundan sonra neler gelecegi pek belli g Belli, belli. Burada sıramızı bekliyoruz. Sorgu sual olacağız. Ondan sonra kampa gideceğiz. Kampta 23 sene kalıruyormuş.. Maaş veriyorlarmış. Yatacak yer, çoluk çocuğa yemek içmek... Peki kam pta 23 sene esir gibi yaşamaktan sıkılmayacak mısınız? Gundüzleri en yakın şehre gitmek serbest. Ama gecedöneceksin. Bu kadar bilgiyi nereden aldııuz? önce gidenlerden. Peki vaundaşuktan çıkmak, Türkrye'ye bir da(O sırada çevremiz kalabalıklaşıyor, 2530 kişilik bir grup soran gözleriyle çevremizi sanyor. Işıklı paha gidememek kotu bir şey degil mi? nolarla parfum kokulan saçarak hızla yürüyen şık ve Kötü ama, ne yapalım? tstikbal diye bir şey yok. güzel kalabalıkla ilişkimiz kesiliyor. Topkapı otobus Karnımız aç, çoluk çocuğa hiçbir şey veremiyoruz. terminalinde jilet, ayna, kalem, tarak satan ya da bul (Çev remizdeki kalabalık bu son cümleyi sesli olakarayı al parayı oynatanlan seyreder gibiyiz.) rak değişik nidalarla hep birden onayhvor. Londra"ya Tombalasını ceketinin altından kemerinin arkasıgideniş gibi yapıp vatandaşlıktan çıkma harekâtına sıkıştınruş, Marlboro'lannı çoraplanna gızlemiş, nag enlereşansdileyipyanlanndanayrüıyoruz.) bitirim vurgulamasıyla konuşan genç biri, lafa kaAı an yetkililerden transit salonundaki "göçmen nşıyor: kösesiyle" ilgili bilgi alıyoruz. "Alanda asünda göçmen köşesi diye bir yeri son ay Abi siz kimsiniz? larda arbş gösteren Türk kalabalık oluşturmuş. As Gazeteci. lında alanın suc işJeyerek gefenler için aynbnış gözalu Hangi gazete? odalan var. Am a bunlar berhangi bir yasayı çigneme Cumhuriyet. dikleri için oraya konulamıyor." Konsolosluktan falan değildiniz, di mi? Alman yetkililer şöyle konuşuyorlar: Hayır değilim. Ankara uçağıru bekliyordum. Kalabalık dikkatimi çekti. Ne oluyor diye bir sorayım Daha önce Iranlılar çogvnluktaydı. Son aylaristedim. da Tıirkiye'den bu yoOa agınma isleyenierde aıHş var. Bizim Türkiye'de parayı bastırdın mı, olmayaUiuslararası kurallar geregi siyasal sığınma taleplecakşeyyok. riniciddiyealmakdurumundayız. Uçagakoyup ge Nasıl geldiniz buraya? Yani Alman vizesini pa ri gönderme olanagı yok. Ancak kötüye rayla mı aldııuz? kullanmalann önlenmesi için en azami çaba har Vize almadık ki... canıyor. Peki Türkiye'den nasıl çıkünız? Avrupa'nın en modern havaalanında "Türkmklen Bayağı... Uçakla... istifa etmek kJn" bekleşen kalababk ile havaalanında Trenle çıkmadığınız belli. Ama vizeyi nasıl görevli 36 bin personelin arasındaki Türkler arasınverdücr? da belli bir yazgı benzerliği var. Yetkililer alanda tam Nevizesi? Vizeyi Almanlar istiyor, tngilizler is900 Türk personel çahştığını belirtiyorlar. Frankfurt ftemiyor ki. Havaalam'nın sabit Türkleriyle "transfer" salonundaki istifaya kararb Türkleri başbaşa bırakarak An Yani siz İngillere'ye gilroek için mi uçağa kara uçağına doğru yürüyoruz. bindiniz? iSCi HAREKETi GELİYOR 2000'e Doğru muhabirleri, çok sayıda işçi, fabıika temsilcisi ve sendikacı ile görüştü. Tespitler, gazete başlıklannı, hükümetin ve işadamlarının kaygılarını doğruluyor: Ufukta "genel grev" görünüyor. 1 MAYIS 1988'IN HABERI: Hürriyet Hürriyet Gazetesi 40 yıl önce bugün yayın hayatımıza girmiş. O zaman hürriyet varmış demek. Bir gazeteyi hem 1 Mayıs gunü yayına sokacaksın, hem de adını Hürriyet koyacaksın. Bugün olacak iş değil!.. •• Eski 1Ü Rektörü Prof. Sarç öldü ANAP, DYP VE SHP'DEN 30 MİLLETVEKİÜ: "ANADİÜMİZKÜRTÇE": POLİS AJANI AÇIKLADI: "SHP İSTANBUL İLİ DİNLENİYOR" NEJAT ECZACIBAŞI'DAN MÜJDE: İSTANBUL'A KONSER SALONU EGELİ İŞADAMLARIARASINDA ANAP'A KARŞIARAYIŞ DENİZ GEZMİŞ'İN ARKADAŞLARINA VE İSMET İNÖNÜ'YE MESAJI • IPI Kongresi İstanbul'da • Elçabukluğuyla Sosyalist Parti düşmanlığı • DevYol Davası: Aitelertedirgin • 2000'e Doğru'nun objektifinden son öğrenci olayları • Sovyet ideologu Dobrinin: Banşçı geçiş tek yol • "Davos ruhu" Kıbrıs'ı sarsıyor • Hulki Aktunç: Mazhar Osman Nazilerden etkilendi • Kartal'da gecekondu yıkımı: "Siz yıkın, biz yenisini yaparız • Cemal Süreya'nın kaleminden Gülriz Sururi • İslanbul Haber Servisi İstanbul Üniversitesi eski rektörlerinden Prof. Dr. Ömer Celal Sarç İstanbul'da öldu. tktisatçı ve istatistikçi oian Sarç, 1901 yılında lstanbulda doğdu. 1925 yılında Berlin Üniversitesi'ni bitiren Ömer Celal Sarç, 1933 yılında I.Ü Hukuk Fakültesi'nde maliye ve iktisat profesörü, 1936'da dekan oldu. 1949 yılında İstanbul Üniversitesi Rektörlüğüne getirilen Prof. Sarç, 1954 yılında New York Colombia Üniversitesi'nde misafir profesör olarak da görev yaplı. tktisat ve istatistik alanlannda kitapları da bulunan Prof. Sarç'ın eserlerinden bazıları şunlar: Ziraat ve Sanayi Ticareti, İstatistik Teorisi ve Teknigi, Tiirk Ekonomisinin Genel Esaslan. Duman! Demirel demiş ki: "Memleket yanıyor. Duman milletin ağzından çıkıyor." Türkuyu dcğiştirelim: Milletimin dumanı. Yoktur Özal'ın imanı! Komedi! Erdal İnönü diyor ki: "Özal dikkalör olacak." Olursa, Şarlo'ya taş çıkartır! Şinasi Nahit Berker J
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle