Katalog

/ MA YIS 1988 CUMHURİYET/15 Atina'dan Bir Çehre uğnına ne tabaklar kırıldı Türk sinemasının ünlülerinden Nebahat Çehre, Yunanlı bir fılm yapımcısı ve gazino sahibinin çağrılısı olarak Atina'ya gitti. Çehre, Yunanistan 'da bir bayan solistin güzel gözleri için ve kendi onuruna tam 10 bin tabağın pistin ortasına fırlatılarak paramparça olmalarına tamk oldu. STELYO BERBERAKİS ATİNA Türk sinemasının ünlülerinden Nebahat Çehre, "Davos nıhlu" TürkYunan yakınlaşması kapısından ilk geçenlerin arasında yer aldı. Yunanistan'ın ünJü fılm prodüktörü ve gazino sahibi Mibail Lefakis'in çağrılısı olarak geçen hafta sonu Atina'da ağırlanan Nebahat Çehre'ye göre "Yunanlılann Türklerden farkı yok". Eğlenceleriyle, harekederiyle konukseverlikleriyle aynı ülkenin insanları gibiler. Atinalıların lstanbuüular kadar içten olduklannı söylüyor Çehre. Yalnız, Atinalıların tavernalarda "Ubak lunns stilini" yadırgıyor. Geçen cumartesi günü "Anamnisis" adlı tavernagazino kanşımı bir eğlence yerine davet edilen Çehre, sahnede şarkı söyleyen etli butlu assolist Emanuella'nın güzel gözleri için ve kendi onuru için tam 10 bin tabağın pistin ortasına fırlatılarak paramparça olduğuna tanık oldu. Düzineler halinde fırlatılan bu tabakların bir kaçı rotasından çıkıp, Çehre'nin kafasına isabet edince, tabakları fırlatanların "özür yagmunına*' tutuldu. Tabaklar porselen defil. Yunan tavernalarında artık kolay kırılan alçı tabaklar kullanılıyor. Alçıdan yapılmış olmasına rağmen kırılan 10 bin tabağın karşılığında tam bin dolar hesap ödendi.. Açılan viskilerin, meyve, kuruyemiş ve çiçeklerin hesabı ise öğrenilemedi. Öğrenilen tek şey, Emanuella'nın, Nebahat Çehre'yi "çok güzel bir Türk kadını" olarak tanımlaması ve tstanbulu en kısa zamanda ziyaret etmeyi arzuladığıru söylemesi oldu. Atina'da gece hayatı geç başlayıp geç bittiği için, eğlenmeye gidenler sabahın 06.00'smdan once yataklanna giremiyor. lşte Çehre'nin yadırgadığı başka bir konu da bu oldu.. Atina*ya vardığı ilk gun cumaydı. Havaalanında kendisini karşılayan Lefakis ve eski bir lstanbullu Rum olan Diamandîs, Çehre'yi doğrudan doğruya Lefakis'in sahibi olduğu "Greka Film" şirketinde düzenlenen basın toplantısına götürdüler. Orada kendisini bekleyen Yunanlı gazetecilere her konuda "izahat" vermesi, her soruyu yanıtlaması gerekiyordu. Tabii soruların arasında, daha bir gıin önce az kalsın bir TürkYunan diplomatik sorunu olacak "Sufi"nin Ayasofya Müzesi'nde söylenmesi konusunda Çehre'nin düşunceleri yer aldı.. Çehre her soruyu yanıtlarken Ayasofya için verdiği "izahatlar" da Yunan gazetecilerini tatmin etti. Ertesi gün gazetelerde Atina'ya geldiği duyurulan Çehre için "bir Parisli kadın kadar güzel" ya da "diplomatbgı ile de ilgi çekti" şeklinde değerlendirmeler yapıldı. Ancak Çehre daha dinlenmeye zaman bulamadan gece "CanCan" adlı gazinoya götürüldü. Orada tabak kınlmıyor, yalruzca yaldız kâğıdıyla kaplannuş karton tabaklann içindeki karanfıller assolistlerin başından aşağı dökülüyor, şampanyalar patlatılıyordu. Bu arada sanatçılarla, müşteriler arasındaki elden ele, masadan rnasaya ya da sahneden masaya çiçek alışverişi Çehre'nin ilgisini çekti. Atinalıların eğlençe biçimine ayak uydurmanın zorluklanrun biîincine varan Nebahat Çehre o gece sabahın erken saatlerine kadar uykusuz kalmanın ıstırabı içinde kıvrandı. Cumartesi günü Pire'deki "Turkolimano" adlı minyatür körfezdeki öğle yemeğinde yenilen barbunyalardan sonra gece eglencesine "az bir şey" kalmıştı.. lşte o gece tabaklar kırıldı... Nebahat Çehre, pazar günü, oldukça sıcak bir havada Akropolis harabelerini gezdi. Öğlen de Atina dışındaki Mont Parnas Dağı yamaçlarındaki et lokantasında yemek yedi. Aynı akşam, Lefakis ile önümüzdeki kış sezonu için ne gibi bir işbirliği yapılabileceği üzerinde ayaküstü bir görüşme yapıldı. Lefakis, Çehre'yi kış sezonu için kendi gazinosunda çalıştırmak, Atina'da bir iki ay alıkoymak ve bu arada bir filmde oynatmak istiyor. Çehre ise bu "teklifi düşiioecefini ve yanıt verecegini" söyledi. Böylece "Davos nıhu" iki ulkenin yakınlaşmasında gerekli olan kültür ve sanat ilişkilerindeki meyvelerini vermeye başladı... tki ülke, coğrafi açıdan birbirine komşu olsalar ve insanları her ne kadar "birbirlerine çok benzedikJerim " soyleseler de külturleri hakkında hiçbir bilgi sahibi olmadıkJan ister istemez belli oluyor. Lefakis, kuşkusuz iyi niyetli bin olduğu kadar, "Davos rubu"ndan yararlanmak isteyen basanlı bir işadamı. 196O'lı yılların Turkiye guzeli Nebahat Çehre'nin Türk sanat müzigi yapması ise Atina'daki "Ubak kırma" kültürüne ters düşuyor. Çehre, buna rağmen Lefakis'in ekim ayında kış sezonu için açac?ğı gazinonun programını açıklamasını bekleyecek ve ona göre kararını verecek. Çehre, Atina'dan tstanbul'a hareket etmeden önce, pazar gecesini Atina "kıstaslanna" gore sakin geçirdi. Ama dediğimiz gibi Atina'nın gecesi geç başlar. Akşam yemeği, deniz kıyısında bir gezinti, Varkıza sayfiye yerinde bir yudum içki, Lycabettus tepcsinde bir bardak Coco Cola derken, Çehre ertesi gun îstanbul'a hareket eden uçağını kaçırma tehlikesi atlattı.. VVmtertıurtulann yaptıöı dev ejdertıa 'Guiness RekorlarKitabı'nagırmeyı başardı ZürüCten KMHAT ÇEHRE "Bir Parisli kadın kadar güzel". New York'tan Tam Lennon her şeyi öğrenmîşken "David's" kurabiye dükkâm açıldı. Nixon şehre yerleşti."Kırmızı berdUer" vigüantelerin yerini al. dı. Moma'daki Picasso sergisini 1.1 milyon kişi ziyaret etti. Robert Benton'ın Dustin Hoffman'h tipik bir New York dramı olan "Kramer Kramer'a karsı" filmi satış rekorlan kırdı. Otobus ve metro grevi nedeniyle yüzlerce kişi köprüleri yürüyerek geçti. Evsizler için açılan sığınaklara dizi dizi insanlar sıralandı. Dan Rather, Walter Cronkite'in yerine geçti. İlk AIDS vakaları fark edilmeye başlandı. Rahip Sun Myung, Moon Kilisesi'nin üyesi 4150 çıfti bir anda evlendirdi. ltfaiye örgütu kadın itfaiyeci almaya başladı. " C a l s " Broadway gösterisi 6.2 milyon dolarlık bir on bilet satışı ile başladı. Peter Jennings ABCnin spikeri oldu. Evlenmemiş 15 bin genç kız çocuk doğurdu. 4 temmuz gösterileri Brooklyn Köprüsü üzerinde atılan yüzlerce havai fışekle bütun New York'u sokağa döktü. "Sony" Uk "Cd (compact disc) çalannı" piyasaya çıkardı. Punklar Doğu Village'e doldu. Goetz Metro'da beş siyahı vurdu. Time ve CBS'e dava açıldı. Ferraro, Demokrat Parti Yardımcıhğı için ilk kadın aday oldu. Ferraro'nun eşi Zaccaro vergı kaçırmaktan hapis cezasına carptınldı. Gambino ailesi dağıtıldı, yeraltı dünyasının yeni babası John Gotti oldu. Yuppieler şehri ele geçirdi. "Sonnmuz geldi kahrolsun Masteriilar" sloganı yaygınlaştı. Mini etek modası geri geldi. Donald Trump gökdelenlerini altın kaplamaya başladı. Glen Close "Fatal AttractioıT'daki yalnız bir kariyer kadın rolü ile Wall Street yuppielerine yeni bir moda yarattı. Sokaklar deri giysileri ve darmadağınık kıvırcık san saçlı kadınlarla doldu. Bir keresinde John Lennon New York'u şöyle anlattı: "Buraya ilk taşındıgımda, sokakta yünirken diken iistünde gibiydim. En ufak bir hareketie sıçramaya haar, gergin, birinin her an iistiime atlaraasını beklerdim. Bu hissin ustesinden gelmem yıllar aldı. Şimdi bu kapıdan istediğim an rahatça dışan çıkabilirim. Bunun ne miitbiş bir his oldugunu biliyor musun? Bu du>guyu anlayabildigim için miiteşekkirim." Ifereserili ejderha çekme, çarpıcı olma özleminde miydi? O gunku duşuncslerin neler olduğu bilinmiyor ve üzerinde de durulmuyor. Ama önceleri hayranlıkla izledikleri, göğüs kabarttıkları bu yapıtın üzerinde; hayvanın başına, kuymğuna basarak, sırtında dolaşırken artık gerekli dzeni gostermiyorlar. tlk günler " a m a n bozulmasın" diye kıyısından kenarından yurüyen halk için şımdiki sorun; resmi ortadan nasıl kaldıracaklan. Isviçre'ye özgu normal bir kış mevsimınin ve bir süre yerde kalacak karın hesabı çarşıya uymadı. Yılın son ve ilk aylarının ılımlı geçmesi, kentlere neredeyse kar düşmemesi, dökulecek mıcır ve tuzun etkileri yerine depolarda kalması duşünülen sonucu gerçekleştiremedi. tnadına renk cümbuşü ilk günlerdeki parlaklığını korur görünümünde. Vergi toplarken amansız davranan kent yetkilileri ise vermeye gelince, "Böyle çocuksu şakalar için paramız yok" deyip işin içinden sıyrıldılar. DOĞAN ABALIOĞLU ZÜRİH Geçen yıl mayısın 23'ünden haziranm 13'üne kadar 20 gun süresince NVintertburlular dünyanın en buyük yer tablosunu gerçekleştirdiler. Ağzından alev fışkıran, çocukluğumuzun düşsel yaratığı ejderhanın kapladığı 2960 metre kare alanda 911 tur renk kullanıldı ve bu verilerle de "Guinnes Rekorlar Kitabı" 1988 baskısına alındı. Winterthur; genelde "Sulzer kardeşlerin kenti" dıye adlandınlan, fabrikalarında üretilen dizel gemi motorları ve dokuma tezgâhlarıyla ünlu, Isviçre'de Turklerin de en yoğun olduğu bir işçi kentidir. Insan, Zurih gibi onların da armasında "aslan" simgesi bulunmasına karşılık, "Çin isi, Japon isi bu ejderha da neyin nesi?" diye sormadan edemıyor. "Yen"in sürekli değer kazanmasıyla sarı ırkın çekik gözlü bireyleri Zurih sokaklannda her gün artan kalabalıklarla daha çok görülur olduklanndan mı? Ve yarım saat doğudaki bu kent acaba iigi ŞEBNEM ATtYAS NEW YORK Martin Luther King Jr. öldüruldüğünde bütün Amerika'da 50'yi aşkın şehirde ayaklanmalar oldu. Ama New York'ta hiçbir şey olmadı. Gazete kâğıdı ve şişe dolu torbalanyla dilenci kadınlar sokakları doldurdu. Kaidırımları. bağınp çağıranı ağpndan köpukler çıkaran deliler istila etti. Karton kutuları yerlere serip üzerinde uyudular. New Yorklular gökdeleıilerin tepelerinde aradıklan, ancak gitgide bulamadıklan şeylere dalıp, yerlcre serili dilencileri gorrnezlikten gelmeyi, üzerlerinden atlamayı öğrendiler. Butün bunlardan sonra New York gazete manşetlerine geçmeyi öğrendi. Robert Kennedy, Los Angeles'ta öldurüldu. Cenazesi New York'ta 50. sokaktaki St. Patrick katedralinden kaldırıldığında 150.000 kişi geldi. WaU Street borsasına kurşun geçirmez camlar takıldı. Üstsüz mayolar moda oldu. "2001 Space Odyssey" Ue Kubrick 20 yıl hafızadan silinmeyen hali risimleştirdi. Dofu Village renklendi. Philip Berrigan askerlik belgeleri üzerine gerçek kan dökmekten ötürü altı yıl hapse mahküm oldu. Andy Warhol Union Square'da vuruldu. " H a i r " karşı külturün ilk rock muzikali olarak gösteriye açıldı. Ndson Rockefeller sanat koleksiyonunu "Metropolitan" Müzesi'ne bağışladı. " S o h o " bohem merkezi haline geldi. 60'ların bittiğinin ilk kanıtlan görulmeye başlandı. Yves Saint Laurenl midi eteği getirdi. New York'a durgunluk indi. Christopher Square'da homoseksüel gösterileri yoğunlaştı. Barlar cinsel seçime göre belirlenmeye başladı. "WorW Trade Center", "Twin Towers" adıyla biiinen 103 katlı gökdelenler tamamlandı. Bir hafta içinde 58 kişi öldürüldü ve şiddet rekoru kınldı. Birkaç ay içinde birbiri ardına bir yığın Çin lokantası açıldı. 1691 öldürme, 3271 ırza geçme, 23.357 saldın, 78.202 soygun ile New York şiddet eyaleti unvanını aldı. Siyah bağımsızlık hareketi iki polisi öldürdü. Harlem camisinde bir polis daha öldürüldü. Jackie Onasis, Ron Galella'yı dava etti. "Vigilantelcr" şiddete karşı müdahale etmek üzere sokağa çıktılar. Woody Allen "Sleeper"i yaptı, 2173'te uyandı, dev tavuklar, robot köpekler, "orgazmatronlarla" karşılaştı. Polisler bir "Graffiti" sanatçısmı öldürdü. "Graffiti" yeraltı sanatı haline geldi. Jobn ve Yoko Village'den yukan Manhattan'a taşındı. liz ve Dick ayrıldı. Nortnan Mailer ve arkadaşlan 50. yaşmı kutladılar. John Belushi, Joe Cocker ve Chevy Chase "Saturday Nighl Ufe"da harikalar yarattı. Sokaklarda çıplaklar koşturdu ve bireysel özguriüğü tanımladı. Nancy ve Henry Kissenger evlendi. Fransız Philippe Petit, World Trade Center ikiz kuleleri arasına gerdiği ipin üzerinden yürüdü. "Reggae" müzigi sokakları doldurdu. Yippie lideri Abbie Hoffman kokain kullanmaktan hapse atıldı. JacquesYves Cousteau'nun Radio City Hall'u su altı dunyası akvaryumu haline dönüştürme planıan ışiemedi.' Bob Dyian "The Gardcn"da kcnser verdi Kelebek Muhammed Ali, Madison "Square Garden"da Joe Frazier'dan oç aldı. Felix Rohalyn şehri iflastan kurtardı. Kokain moda oldu. Robert Wilson'ın saatler süren minimalist "Einslein on The Beach"ı seyircileri hipnotize etti. Giants, New York'u terk etti ve New Jersey'e yerleşti. Robert de Niro "Taxi Driver"da oynadı. Armand Hammer 3.5 milyon dolara bir Rambrand satm aldı. Carlo Gambino'nun ölümünden sonra Carmin Galante yeni yeraltı dünyası patronu oldu. Pizza dükkânları çoğaldı. Maskeli soyguncular JFK Lufthansa hanganndan 8 milyon dolar çaldılar. ilk Bir sandık makarna Günümüz teknolojisini görerek yaşayın, yatırımlarınızı yönlendirin... 28 MAYIS T.C. BAYINÖI Hangi yörede ve hangi usulde olursa olsun, evinde en az bir öğün spagetti yemeyen îtalyan yok gibi. Italyanlar spagettinin kökeninin aslında Çin'de olduğu, Italya'ya ilk kez Marco Polo'nun seyahatlarıyla ulaştığı tezine de şiddetle karşı çıkıyorlar. NtLGÜN CERRAHOĞLU ROMA "ttalyanlar diye bir kategori yok yeryüzünde. Şimdiye dek kimse bizi sınıflamayı başaramadı. Palermo ya da Torino'da dünyaya gelmek başlıbaşına farklı sınıflan simgeiiyor. Genni'nin 'L'mut Yolu' adlı filminde giineyli bir kadın 'lş yok Milanolularda. Spagetti yerine yalnız pilav yiyor onlar' der. Göruyorsunuz ki spagetti biJe bizi birlestiremiyor. Her yörenin kendine has bir spesiyalitesi var: 'Spaghetti alla puttanesca' (orospu usulü), 'all'assasina' (katil usulü), ai settemari (deniz mahsulleri tipi)... batta 'carbonara' usuliinü, yanlanndaki jambon ve yumurtayı, haşladıkJan spagettinin üzerine koyan Amerikan askerleri (1944'te kurtarmaya geldikleri Roma'da) icat etmişlerdi." Bunları anlatan, ttalya'nın en unlu gazetecisi Enzo Biagi. Roma'nın merkezinde her gun mantar gibi biten hamburgerciler ve burada "fast food" cennetleri olarak anılan kafeteryalar, bu ulkenin ulusal yemeği olarak bilinen spagettinin şanına şöhretine günden güne gölge düşürüyor. Ama aslında, hangi yöreden ve hangi usulde olursa olsun, evinde en az bir öğun spagetti yemeyen Îtalyan yok gibi. Ve gene Italyanlar, spagettinin kökenlerinin, aslında Çin'de oldugunu, Italya'ya ilk kez Marco Polo'nun seyahatleriyle ulaştığı tezini ileri sürenlere şiddetle itiraz ediyorlar. Makarnaya dayanan çeşitli hamur işlerine verilen adıyla "pasta" tarifleri veren bir yemek kitabı, "K79'da Cenovalı Noler Ugolino Scarpa'nın evraklannda bir müşterisinin mirasçılanna bıraktıgı mallann listesi arasında bir sandık dolusu makarnanın da bulundugunu" söylüyor ve ekliyor: "1279'da Mareo Polo beniiz doğudan dönmedigine göre spagettinin anavatanı Çin değil, ltalya'dır". Aslında pizza gibi spagetti ya da "pasta"nın da İtalya gibi, bir zamanlar çok fakir olan bir ulkede doğmuş olması doğal. Topraklarımn hemen hemen üçte ikisi dağlık olan bu ülkede en kolay yetişen urünlerden bin olan buğday, fakir Napoli'de bir pidenin üzerine surulen domatesle "pizza'Maşmış ya da "domalesli spagelti"ye dönüşmuş. Bu öyle bir fukaralık Roma'dan ARA İSKAN BAKANLIĞI 5. ULUSLARARÂSIİŞ MAKİNA K88 mış ki, Güney Italya'yı Kuzey Italya'dan ayıran "zeytinyağı kültüni"ne dahil olan Napolililer başlangıçta spagettiye ne yağ ne de sos ekleyebiliyorlarmış. "Geçen yüzyılın sonlanndan kalan resimler' diyor Îtalyan mutfağının usta isimlerinden Giuliano Bugialli, "Napolililerin hiç sos koymadan pişirdikleri spagetlileri elleriyle yediklerini gösteriyor." Fakat Italyanların düş gucü geçen yüzyıldan bu yana "pasta"ya inanılmayacak bir çeşitlilik kazandırmış. Bugttnünrefah ltalyası'nda "pasta", yalnız binbir çeşit sosla değil, akıl almayacak şekillerle de başlıbaşına bir mutfak oluşturuyor. Arabalar ve giysiler gibi, bu "pasta" sosuna ise peynir konmuyor. "Çikolatalı pasta" gibi renkli hamurdan yapılmış makarna çeşitleri arasında domatesli, pancarlı, kırmızı biberii, ıspanaklı hamur işleri Îtalyan sofrasına gerçek anlamda renk katıyor. Bu tip renkli makarnalarda da, bakkajlarda satılan bildiğimiz hazır "pasta" ile her gun taze hamurla yapılan ve butik gibi küçük dükkanlarda satılanlar arasında büyük fark var. Hazır paketlerde "pasta "ya rengini veren malzemenin tadı pek alınamazken, butik işi taze "pasta"lar hem renkleri hem de tatlarıyla, yalnızca taze ve kaliteli malzemenin kullaruldiğmı orlaya koyuyorlar. Ama bunların hiçbirisi evde açılmış taze hamurla yapılmış 'pasta'ya rakip çıkamıyor. Bir çeşit mantı olan "ravioli" ya d? "tortelli", suböreğini andıran "lazanya", eriştenin Îtalyan akrabası "tagliatelle", ancak evde açılmış hamurdan yapıhrsa makbule geçiyor. Makarna. spagetti, lazanya gibi hamur ışleri. îtalyan mutfağınınspesiyaliteleri. ülkede "pasta"da markalı artık. Birbirleriyle yarış eden "pasta" şirketleri, hem göz estetiğini okşayan hem de uzerindeki sosu ıyi toplayan, kolay emen makarna, spagetti, lazanya tipleri üretmek için birbirleriyle yarışıyorlar. Orneğin duz, yassı ve kalın "pasta"lara nazaran, tüp şeklinde, tırtıllı ya da midye kabuğu gibi çukur olanlar çeşitli yoğunluklardaki sosları emmeye daha elverişli oluyorlar. Italyanların, hangi tip "pasla" ile hangi sosun kullanılabileceği konusundaki yasaları da çok kesin. Orneğin bir çeşit kalın erişteolan "Pappardelle", yalnız av hayvanlan sosu ile yeniyor. Pek çok insanı yadırgatacak olan çikolatalı erişte (kakao, eriştenin hamuruna katılıyor) yalnız "dolce forte" adlı bir sosla servis ediliyor. Deniz mahsullerıyle yapılan hiçbir Kısacası "pasta", Italya'da, evde başka yemek yokken sofraya getirilen basit bir domatesli spagetti ile sınırlı değil. Siz de damak tadıyla "pasta" yemek istiyorsanız, 1 ttaiyanlarm yuzyıllann deneyimiyle koydukları birkaç altın kuralı gözetmelisiniz. Her şeyden önce yalnız sert buğdaydan yapılmış makarna kullanmalısınız. Sonra makarna ile su oranını 100 gram makarnaya 1 litre su olarak hesap etmelisiniz. Makarnayı ancak su kaynadıktan sonra tencereye atmalısınız, hiçbir zaman haşlanmış manarnayı soğuk sudan geçirmemelisiniz. Cinsine ve hacmine gore 7 ila 12 dakika arasında haşlayacağınız makarnavı hemen süzmeli ve dılediğiniz sosla derhal servis yapmalısınız. Bir de, kilo almak istemıyorsanız comen bir makarna servısı ardından yalnız salata ile yetinnıelisiniz. 8AYINDtRL!K ve İSKAN BAKANLİĞI SERGİ MERKEZİ ESKİŞEHİR YOLU 8. KM O R 6 A N İ Z A S Y O N P A Z A R L A M A T İ C . LTD Ş I İ . Sehme riafun Comn Sok 11/10 FınciıMı tstonbul .' TUfiKEV Ter i « 4 2 ^ G ? 1 ' " 4 v "70i!4Tetex 26063 Afex!r Fax 143 42 23