28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURIYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER dıme, çunku kulağıma uzaktan uzağa "Bozzaa " sesı gelıvor Jstanbul'un bu zengın semtının ıssız sokaklarında bozacı hep bu saatlerde geçıvor çun ku 'Bozzaa, ey' bozzaa 1 " Ses gıttıkçe >aklaşı>or Her gece beklıvorum bu saatı Besbellı, ^nadolu'nun kımbıhr hangı koy ya da kasabasından gelmış ve bu sokaklarda ya şam savaşımına gırışmış genç bır garıbandır bo zavısatan "Bozzaa, e>'bozzaa " Bozasını ov mek ıçın "ev"' (ı>ı) sözcuğunden başka bır nıtem bılmıyor zavallı garıban Eskıden kış gelınce ls tanbul sokakları bozacılarm, "Vefa bozasııı , ekşısı de var tatlısı d a " seslerıyle çınlardı gecelerı Bu garıban övle şevler öğrenmemış Kımbıhr hangı patronun hesabına satıyor bozayı9 Belırlı bır yuzde alacak \e onunla geçınecek Sesın perdesı bıraz daha vukselıvor, demek ya kına, daha vakına geldı O sırada ınce bır çocuk sesı "Bozacı, bozacı'" Hafıf perdeden, "geldım" dıvor garıban ve sonra bır sure sesler kesılıyor, bır aıle boza aldırıvordur Bunu başka evlerden ya pılan çağırmalar da ızlıyor Çok sevınıyorum bu Anadolu çocuğu adına Ne kadar mutludur şımdı, bırkaç surahı boza sattım dıye Sesın tonu perde perde azalarak "Bozzaa ey' bozzaa" bağırtısı suruyor Bellı kı bozacı uzaklaşıyor ve sonunda artık duyulmaz oluyor Ben vıne kendımle başbaşa kalı>or ve turlu duşuncelere dalıyorum Bu köylu çocuğu elındekı bo za guğumuyle bır gecede lstanbul'un neresınden neresıne kadar yuruyor acaba 7 Sesı, onun bır de lıkanlı olduğu ızlenımını uyandırıyor Belkı çoluk çocuğu da vardır "lstanbul'un taşı toprağı altın" dıyerek kalkmış gelmıştır bu buyuk kente Osman lı donemınde de vaşanmış böjle goçler Hatta Ka nunı zamanında Istanbul'a göçu önlemek ıçın turlu önlemler düşunülmuş Ama tarıh boyunca durdurulamamış bu göç Az once geçen bozacının kö >unde toprağı ve geçınme olanağı olsaydı rahatı nı bozar da gelır mıydı buralara 7 Gunduzun bır sure kar serptı Şımdı kımbıhr ne denlı soğuktur dışarısı Kövunde rahatı ıyı olan kışı bu kış gece lerınde lstanbul'un ıssız sokaklarında bırkaç su rahı boza satabılmek ıçın dolaşır mı hıç 9 ' Sata cak bozası kaJmayınca ya da artık yorulunca, kal 1 HIFZI VELDET VELİDEDEOĞLU Bu satırları hastanede yazdırıyorum Amelıyat geçırelı neredevse dört hafta olujor Hastaneye yatmadan önce dostum Samı Karaören'e bırakmış olduğum yedek yazılann sonuncusu 28 şubatta çıkacak (•) Obur hafta ıçın okurlarım yenı yazı beklerler Bılmem kı ne yazmalı, daha doğrusu, ne söyleyıp yazdırmalı9 Gunduzler gecelerı, geceler de gunduzlerı ızleye ızleye zaman geçıp gıdıyor Işte yıne gece oldu Korıdorda ayak seslerı kesıldı Amelıyat sonrası sancılarım hâlâ suruyor, kımı zaman yurek yıpratıcı bır sızı, kımı zaman çok kısa suren hançer gıbı batıcı bır elektrık akımı, kımı zaman da dınmek bümeyen bır ağrı kaplıyor bacağımı Amehyat ıyı geçtı dıyorlar Inanıyorum Doktoruma sonsuz guvenım var Amelıyatı ızleyen yoğun bakım aşamasını atlattıktan sonra >urekte duyulan ferahlık, sözunu ettığım ağrı ve sancıların zehırıne karşı panzehır etkısı yapıyor O tehlıkelı gunlerın gerıde kaldığını duşunerek avunuyorum ve normal bakım odasının taburcu kapısına daha yakın olduğu duşuncesıyle seunç duymaya \e ağn yı unutup kendımı uykuya hazırlamaya çahşıyorum Hastanelerde en zor geçen saatler gece saatlerı oluyor, çunku hemşırelerın, sabahm yedısınde baş layan, tansıyon ölçme, derece alma, ılaç verme, ığne yapma gıbı ışlerı, saat 7 30'da ka'dıolog hekımın ıç esenleten (ferahlatan) sözlerle ve dost el lerle yaptığı muayene, ardından, gungörmuş yardımcısı ıle bırhkte operator doktorumun vızıtesı ve amelıyat yerının pansumanı, hastanedekı öbur hekım dostlarımın hatır sormaları, eş dost zıyaretlerı, hızmetlılerın tekerleklı kuçuk masa ıle kah valtıyı, öğle ve akşam yemeklerını getırmesı, günduz saatlerını doldurduğu ıçın ayaktakı acılar az çok unutuluyor Gecelerı ıse kendınle başbaşa ka lıyorsun Işte o saatlerde sancılar canavarlaşıyor Az önce sözunu ettığım avuntular, oyalanmalar, panzehırler, canavann ısırmasını artık önleyemez oluyor Acaba zakkum bu ışe ıyı gelır mı 9 1 Bunu Sağlık Bakanı'na sormaiı dıye duşunuyorum, ama stınra benım yaramın "zakkumluk" olmadığını duşunerek vazgeçıyorum' Bır yandan bır yana dönmek ıstıyorum, amelı yatlı bacak "Dıkkat, ben buradayım' uyarısını \e rıyor Bundan da vazgeçıyorum Geçırdığım eskı hastalıklan, amelıyatları, bu yuk kazaları, kayakta bacak ve evde kol kırılma larını anımsıyorum, onları nasıl atlattımsa, elbet bunu da atlatacağım dıye yenı bır avuntu doldu ruyor ıçımı Ama sancı durmuyor Ağrı, sızı, zonklama, sancı sözcuklerının ne kadar ayrımlı anlam taşıyan kavTamlar olduğunu ınsan böyle ge celerde daba ıvı kavrıyor Zonklama başlayınca bunun bır sancı haberusı olduğunu, sızlamanın da yavaş yavaş butün bacağı kaplavan kut bır ağrı ya önculük ettığım çok ıyı bılıyorum artık • • • Odam sıcak, kalorıferler ıyı yanıyor Başucu ma asılı ıpı çekınce hemen bır hem,ıre gelır Ama gehp de ne yapacak' Az önce ağn kesıcı haplardan sonuncusunu da verdı gıttı, yenısını yarın sa bahtan önce ısteyemem, vermezler En ıyısı, bu gune kadar olduğu gıbı, sabretmek Şımdı bulun duğum normal bakım odası "yoğun bakım oda sı"nın yanında cennet sayılır Hıç değılse tam 24 saat kol ve ayak bıleklerıme sarılmış ve goğsumun turlü yerlerıne vantuzlarla >apıştırılmış bırtakım kordonlarla bırtakım gösterge makınelerıne bağlı olarak arkaüstü yatmak zorunda değılım Ne gü zel bır Polıanna avuntusu' Bır sure ışe de yaramıyor değıl Eskı bır şaırın, "Mıhneti kenduje zevk etmedır âiemde huner Gam u şâdii felek bojle gelir boyle gıder" dıze lerını de anımsıyorum Ah, şöyle ıkı saat delıksız bır uvkuya dalabıl sem' Dalamıyorum Buna karşılık, geçmış ve ge lecekle ılgılı türlu anılar, tasaiar, tasanmlar, mutlu ve mutsuz gunlerın ızlerı dolduruyor zıhnımı Şu bellek denılen beyınsel noktacık ne korkunç bır elektronık makıne Yıllanmış anıları butun netlı ğıyle bırden yansıtıverıyor beyındekı ekrana • • • Herhalde saat 22'ye geldı dıyorum kendı ken Bozzaa!.." dığı gecekonduya ulaşmak ıçın daha ne kadar yol yuruyecek bu zavallı kımbıhr Dılerım ustu başı sağlamcadır Soğuk akp hastalanırsa boza sata maz, ertesı gunu aç kalır • • • Ozalıst lıberalızmın egemen olduğu bu ulkede, bu bozacı gıbı, belkı de daha kötu durumda nıce ınsanımız vardır Mıllı gelırden ne oranda pav du şu>or bu gıbılere9 Bunu hesaplama olanağı >ok Ama bugun Turkıye'de bırkaç yuz aıleve bu ge lırden ne kadar pay duştuğu kolayca hesaplana bılır Böyle sos>al adaletsız ortamda ulkemız na sıl kalkınacak, ılerı ulkeler arasında yakışır (layık) olduğu yerı nasıl alacak9 Bo>le 'nsanlar nasıl uya nacak ve bılınçh öy kullanacak • Bacağımda şıddetlı bır sızı, ardından daha şıd detlı bır sancı başlıyor "Nıçın uğraşıyorsun bu sorunlarla, burası Turkıye Kımısı toprak satar, kımısı altın, kımısı tafra satar, caka satar, kımısı çok pahalı kurkler ıçınde fıyaka satar, kımısı de ışte böyle uzun ve soğuk kış gecelennde ıssız kal dırımlarda boza satar, sen bunları duşunme, hele şeref, namus ve onurlarını satanları hıç duşunme Bır an önce ıyı olmaya bak " Böyle dıyor bır ses uzaktan uzağa Iyı ama ben de yaş 84, bırkaç ay sonra, kısmet olursa 85 başlayacak Ulusal Kurtuluş Savaşı dönemını çok yakından ve bıhnçle yaşadım Çağdaş Turkıye Cumhunyetı gözlerımın önunde kuruldu ve gelıştı Nasıl susayım ben 9 Bu yurdun Ataturk aydınlığın dan çıkanlıp, yenıden karanlıklara burundurulme sıne gönlum nasıl razı olsun' Sızılar, ağrı ve san cılar elbet gunun bırınde, şu ya da bu bıçımde so na erecek, ama ulusça ıçıne ıtıldığımız karanlık ve adaletsız ortam sona ermezse, benım gıbı sıradan bır vurttaşın sancısı dınmış ya da dınmemış, ne önemı var 9 • • • Ganban bozacı bır sımge Ulkede bu gıbılerın dertlerıne çare bulacak olan, bulması gereken sos yal demokrasıyı duşunuyorum, o da ulke çapın da partıler olarak, partıler ıçınde de kışıler ola rak bırbırıyle uğraşmaktan Yuru bozacı >uru "Bozzaa, ey' bozzaa' " (") Velıdedeoğlu hocamızın sözunu eıııjı bu vazı geçen pazar >a>mlandı bu sutunlarda PENCERE Model ve Adam 6 MART 1988 Tutmadı Olmadı 1980 lerde dış baskıyla ve sıkı duzenle yururluğe konan ekonomık model çoktu Buyuk sermayenın onemlı bır bolumunu oluşturan ışadamları da S O S ışaretı verıyorlar Çunku çanlar onlar ıçın de çalmaya başladı Işçı kesımınde kıpırdanmalar, halktan homurdanmalar yukselırken, ışadamları da tedırgınleşıyorlar topun ağzına surulduklerını duyumsayan fırmalar, tepkı gosterıyorlar Hep böyle olur Az gelışmış kapıtalıst düzende sağcı askerı darbe, emekçı halkın ustüne hışım gıbı yürur, sıkı düzen kurarak ışçı haklarını kaldırır, ışadamı dennden bır "oh" çeker, çağdaş kapıtalızmın endustrıye dayanan ışlerlığınden yoksun ekonomıde vurgun ve soygun odakları guçlenır zengınlık patlamaları ekonomık kalkınmayla eşdeğerlı sayılır, uretım bır yana bıraKilır tuketıme onem verılır, parasal gostergelerle oyun, ekonomının temel gerçeklerını orten önemde gorunur, ıktıdarın ozel tekellerı ıç ve dış tıcaretı ele geçırır, 'sanayı yenne tıcaret" sloganı "dışa açılma' ıle karıştırılır Temelde bır gelışme ve gerçek bır kalkınma olmadığı ıçın model kısa surede çoker • 1980'de Turkıye'nın dış borcu 14 mılyar dolardı, 1988'de 40 mılyar doları aşması beklenıyor Yalnız Özal hukumetının dört yılında "model"tr\ başarı kazanması ıçın ıktıdar 20 mılyar dolar dış kredıyle desteklenmıştır kı, cumhurıyet tarıhınde eşı yoktur 40 mılyar dolar nasıl ödenecek? Faızlerı nasıl bır yuk oluşturacak? Önumuzdekı donemde borç sarmalına faızlerın kısır döngusu nasıl eklenecek sorulan ayrı bırer çengel oluşturuyor Bugun ortaya çıkan gerçek şudur Model, butun dış payandalanna karşın çoktu Model, sekız yıldan ben uygulanıyordu Ozal ın önemı, hem askerı rejımde "Başbakan Yardımcısı" hem yarıaskerı rejımde "Başbakan" olarak "modelın guvenılır adamı" kımlığını korumasından kaynaklanıyor "Dış ekonomık çevreler"\n gozunde Ûzal'ın "guvenılır kımlığı" dışardan saptanan modelle Sayın özal'ın kışılığının bütünleşmesınden doğuyordu Yarı şaka, yarı cıddı "Özal modelı" deyımı bu yuzden dogmuştur "Model" çürurse ortaya bır soru çıkar "Dış ekonomık çevreler' Turkıye'de yenı bır yol ve yordam ararlarsa, yenı bır ısım bulmak zorunda mı kalırlar? Ozal ıle yurumeyı mı yeğlerler"? Son gunlerde Sayın Başbakanın keyıfsız görunmesının nedenlerı arasında bu sorunun yarattığı çengel de vardır 1988, Turkıye'nın yazgısmda onemlı bır dönum noktasıdır Bırdenbıre hızlanan dış polıtıka trafığının arkasında nelerın yattığı da yakın bır zamanda anlaşılacaktır Kapalı kapılar ardında nelerın konuşulduğu gunumuz dunyasında uzun sure gızlenemıyor • Bır ulkede emekçı halkın tepkılerı onemlıdır sıyasal yaşamı bıçımlendırebılır Ama yenne ve zamanına gore sermaye sınıfının ıç çelışkılerı daha buyuk onem taşıyabılır Latın Amerıka'nın askerı darbeler tarıhı bır gerçeğı sıyasal bılım kıtaplarına yazdı Eğer bır toplumda ışçı sınıfı etkısızleştırılmış ve orgutsuz bırakılmışsa sermaye sınıfı ıçındekı gruplann kavgası orduyu sık sık devreye sokabılıyor Turkıye de muhalefet çoken modelın altında kalmak ıstemıyorsa demokratık bır seçenek oluşturmak ıçın elbırlığıyle kolları sıvamalı EVET/HAYIR Jack London 1905'te şoyle yazmış "Bırteşık Dcvletler'de 400 bın erkek kadınlı erkeklı 1 mılyon kışı var mektuplarını Devnm ıçın saygılaria' dı/e bıtırsn Almanya'da mektuplarını 'Devrim ıçın saygılarla dıye bıtıren 3 mılyon ınsan var Fransada 1 mılyon Avusturya'da 300 bın Belçıka'da 300 bın, Italyada 250 bın Ingıltere'de 100 bın, Isvıçre'de 100 bın, Danımarkada 55 bın Isveçte 50 bın, Hollanda'da 40 bın, Ispanya'da 35 bın kışı Bu sayılar Napolyon'un ve Serhas'ın koca ordulannı golgede bırakır Ama fetıh ve kurulu duzenın sürdürülmesı ıçın değıl, devnm ıçındır bu sayılar Vaktı geldığınde günün koşullanna uygun olarak bütun güçlenyle dünya nımetlerının fethedılmesı ve var olan toplumun yıkılması ıçın savaşan 7 mılyon kışılık bır ordu oluştururlar" < Ne var kı 1914'te bu yedı mılyonluk "barış ve devnm" ordusu bır anda darmadağın oldu1 Hatta Almanya nın "devrımcı" lerıyte Fransa nın 'devrımcılerı' bırbırının gırtlağına sarıldı Yıllar geçtı barış ve devrim eylemlerı daha da buyudu, sosyalızm yasak bır eylem ve göruş olmaktan çıktı sosyalıst partıler etkınlık kazandı, zaman zaman yonetımın başına bıle geçtı Ama yetmedı yıne del 193945 aasında barış ve devrim önculen bır kez daha bırbırının gırtlağına sarıfdı Kısacası London'ın 1905'te kurduğu duş, Napolyon ve Serhas ordularından daha guçlu ve kalabalık ' barış ve devnm ordusu" gerçek yaşamda bır sonuca varamadı 7 mılyonluk devrim ordusu1 Aradan geçen 83 yıla karşın bır turlu derienıp toparlanamamıştır Bugun banşa, devnme ınanan ınsanların sayısı belkı yuzlerce mılyon, ama bu buyuk guç bır turlu" ağırlığını duyuramıyor Açlık, yoksulluk, ışkence, savaş, acımasızlık ınsanlık dışı davranışlar surup gıdıyor London'ın 7 mılyonluk devrim ordusunun amacı neydı'? Dunyada gerçek bır barış havası yaratmak, açlığı, ezılmışlığı, horlanmışlığı ışkenceyı durdurmak ıçın bır devrim yapmak 1905'te London ABD'dekı yuz bıne yakın kuçuk çocuğun en ağır ışlerde çalıştırıldığını yazıyor gunde beş altı sente çalışan mınıcık çocuklar' London şoyle yazmış "Dünyanın doğal kaynaklanyla halen ıcat edılmış bulunan makınelerle, akılcı bır uretım ve dağıtım orgutuyle ve aynı derecede akılcı bır bıçımde ısrafın ortadan kaldırnmasıyla herkesı doyurmak herkesı gıydırmek gerçekleştınlebılır" Boylece ' maddı ıhtıyaçlar ve sefalet ortadan kalkar, kadın, erkek, çocuklar hayvanlar gıbı yaşayıp hayvanlar gıbı olmezlerdı Insan sadece maddenın değıl, makınenın de efendısı olurdu " Jack London "Devnm' adlı kıtabında (DE Yayınları) seksen ıkı yıl önce şöyle yazıyor "Devnm, ışçı smıfınm devnmıdır Azınlıktakı kapıtahst sınıf bu devnm dalgasını nasıl durdurabılır"> önerecek neyı var"> Ne önerır? Işveren bırlıklerı, emırler, sendıkalan yağmalamak ıçın davalar sendıkasız ışçılenn ışyerlerıne alınatnlmesı ıçın sahtekârlık sekız saatlık ış gunune karşı sert ve utanmazca muhalefet tum reformlan yenılgıye uğratmak ıçın yoğun çaba, kapıtalıst yasalann gozetılmesı ıçın her yasama organında güçlu lobıler ve ruşvet, sunguler makınelı tufekler, polıs sopaları ve sılahlı gorıller bunlar kapıtalıstlerın devrim dalgasının önune koyduğu şeylerdır, sankı onu engelleyebılırmış gıbı " Ne buyuk benzerlıkler var seksen beş yıl once London'ın çızdığı goruntu ıle bugun ıçınde yaşadığımız gerçekler arasınçla' Emeğıyle geçınen yığınların onune dıkılen engeller hep aynı Baskı, sopa, sılah, dalavere "Devrim geldı ışte, durdurabılen varsa, buyursun" dıyor London Devnm tam anlamıyla durdurulamadı ama para babaları bu devrımcı atılımları orasından burasından yozlaştırmayı gerıletmeyı başardılar geçen seksen beş yılda' Ama emeğın kavgası surup gıtmekte dunyanın dört bır yanında mılyonlarca ınsan daha ıyı bır yaşam ıçın savaşım vermekte 1905'te yedı mılyon devrımcı vardı dunyada London'ın dedığı gıbı, Napolyon ve Serhas ordularından daha buyuk, daha güçlu bır kalabalık Bugun belkı yetmış mılyon belkı daha da çok' Emeğının hakkını barış ıçınde almak, bu dünyanın tadını az çok duymak, ezılmışlıklere, horlanmışlıklara, açlıklara yoksunluklara son vermek ıçın bırleşebılecek mılyonlar Ama ne yapiD edıyorlar bu mılyonlarca devrımcıyı bırbırıne duşurmenın yolunu buluyorlar' Bu yuzden tek bır yumruk gıbı olamıyor bu dunyayı bu yaşamı daha guzel, daha özgur daha durust bır çızgıye getırmek ısteyenler Her şeye karşın Jack London'ın 85 yıl oncekı lyımserlığıne ınançla bağlanabılırız ' Insanın soyluluğuna ve mukemmellığıne olan ınancımı hâlâ koruyorum Ruhsal guzellığın bugunun kaba açıkgozlüluğüne ustun geleceğıne ınanıyorum " OKURLARDAN Zakkum ve bilimden kısmetini ahnamış olanlar Diş hekımıyım ya zakkum denince aklıma bır kerpeten hikâyesı takıldı. Hıkâye şoyle: Yıl 1978, elinde kerpeten bır Alman dış hekımı bayan hastalannın btrının sağlam dişlerinden bırkaçını çeker. Dişlerinın çekımıru hasta kendısı ıstenuştır, çunku hasta bir turlu onune geçılemeyen baş ağnlanndan şıkâyetçıdır. O nedenle de son çare olarak dişlerı çekılirse, sorunundan kurtulacağına ınanmaktadır. Sozu uzatmayayım, dışler çekilir, ama hastamn baş ağnlan geçmez. Bunun uzerıne komşulan ve yakuılan hastaya, "Senin dış hekimin suç ışlemıştır, yennde olsak onu mahkemeye verırdık" derler. Bayan da tutar dış hekımim gerçekten mahkemeye verir. Mahkeme dış hekımini, buımın ve mesleğının gereğıne değıl de hastasının anusuna uyduğu ve ona bedenselruhsal tarar verdtğı ıçın once altı aylık hapıs cezasına çarptınr. Sonra bunu yuklu bır para cezasına çevınr. Evet, 11 Şubat 1988 perşembe gunu, saat 20.00'den ıtıbaren kamuoyumuzun kanına gıren zakkumu duşundum ve başta yureğı kan yenne sozum ona insan sevgısıyle dolu Sayın Av. Apaydın olmak uzere bilım nedır bır damla olsun kısmetini alamamış olanlan, bu kısa, ama gerçek oykuyle ve de saygıyla anmak ıstedım. Halıl Erdal Ankara butçelenmıze de faydalı oluyor. Gerçı çevremızdekı çocuklann mıdesme geleneksel reçellı ve tereyağlı kahvaltı yenne yoğurtlu mercımeğı kabul ettırmekte bıraz zorluk çekıyoruz, ama TRT belkı gereğınde başbakanın torunlarına uygulanan pedagojık yontemlerden de omekler vererek bıze bu konuda da yardımcı olur. Bu arada sızden ıkı onemlı rıcamız da olacak: Mercımekten kahve ve reçel yapma yollanm bıze oğretebılır mısımz? Teşekkur eder saygılarımızı sunarız. Ortadırek mensuplanndan Kadrıye Acaroğ/u tstanbul ünıversıteyt bıtirmekle baslamaktadır Gunumuı şartlannda unnersıte eğitimmi normal sureler ıçınde bıtırenler azınlıktadır Unnersıte son sınıfa gelmış fakat tek dersten vize aiamadığı ıçın bir sene beklemek zorunda kalan yuzlerce öğrenci bulunmaktadır. Işte bunun somut bir orneğt: Oğlum İTÜ Matematik MuhendısUğı son sınıf öğrencısıdır. 1988 şubatmda bitmest gereken okulu, geçen yıl bır dersı alamamaktan do&yı 1988 hazıranına, kıs yan yıltnda dığer butun derslen vermıs olmasına rağmen tek bir dersten vize alamadığı ıçin mezuniyetı 1989 subatına uzamışnr Bınbır zorlukla okutulan bir oğrencının vize alamadığı bır dersten mezunıyetınm bır yıl gecikmesi kımierin yararmadır. Atılan gençlere ya da atılma durumuna gelenlere çözumler ararurken, bir tek dersten vızesız kalmıs ve dolayısıyla mezuniyetı uzayacak öğrencilere ek btr sınav hakkı acılen venlmehdır. HAMZA ÇETİN tstanbul Milyonların Devrim Arayışı OKTAY AKBAL Prof. BaysaVa açık mektup Sayın Prof. Ayşe Baysal'a açık mektuptur Yüksek proteın muhtevah mercinuk. ve nohuta dayanan yemek tarıflennız ıçin sıze teşekkur etmeyi bır borç bilıriz. Bunlar kurtlanmaya mahkum baklagıl stoklanna olduğu kadar aıle Üniversite gençliğinin problemleri büyüyor § YÖK'le bırUkte üniversite gençliğinin problemlen her yıl katlanarak çoıümu oldukça zor bır duzeye geldı. Artık aât problem ünıversileye gırmek değıl. Sağlıklı toplum nasıl olur? Sağuk ve Sosyal Yardım Bakanı Sayın Bulent Akarcalı 'nın ulkemizde baslatmış olduğu "Sıgarayı bırak'" kampanyası, gerçekten sağlık sorunumuzu çozecek mıdır1' Hıç sanmıyorum Nasü çozecektır kı? Ülkemızde bır an önce çozumUmmesı gereken o kadar sağhk sorunu vardır kı, sıgara sorunu, bunlann yanında bır hıçttr Buyuk şehırlerımızm baa semtlennde surdurulen hıç de bitmek bılmeyen altyapı vb. çahşmalar nedenıyle çoğu vatandaslanmtz kırlı ve her turlü hastahğa neden olacak sularla ıhtıyaçlanm gıdermektedır Geleceğımizın guvencesi olan çocuklanmız, oyun alanlan bulamadığı ıçın çoplukierde oyun oynamaktadır Bır vatandas olarak Sayın Bakanımıza bırkaç soru yoneltmek ıstıyorum. 1) Sağlık sorunlan ne zaman çozume kavuşacaktır* 2) Sıgarayı bırakmakla sağhk sorunlan kendüiğınden ortadan kalkacak mıdır? 3) Butun bu olumsuzluklar varken sağhklı bır toplumdan soz etmek mumkun mudür? ŞENEL GÖKÇE Istanbul SATILIK Guzelce de denıze 20 m cephelı 1600 m' bahçe ıvınde mustakıl yalı 140 52 17 Bır çıçek yuzyılların emeğıyle açarken B'n çıçeğın balını bılgı kovanımıza ışleyen Prof. Dr. AKŞİT GÖKTÜRK'ü saygıyla anıyoruz SOSYAL DEMOKRAT Dergi Çıktı! • GELECEK SOSYAL DEMOKRASIDIR • DEMOKRATIK SOSYALIZM/VVılly Brandt • YARATICI DUŞUNCENIN GUCU/Asaf Savaş AkatB PARTI IÇI DEMOKRASI VE HIZIPLER /ErcanKarakaşaONCE IDEOLOJI SONRA IDEOLOJI/Yetkın AROZ • ISKANDINAV SOSYAL DEMOKRASISl/ Şahın Alpay» DISK IN 21 KURULUŞU • SHP IKTIDAR OLSAYDI/Arslan Başer Kafaoğlu» EKONOMIDE BUNALIM/Taner Berksoy «1987 SEÇIMLERI ALINACAK DERSLER/Seyfettın Gursel • 8 MART DUNYA KADINLAR GUNU/Şırın Tekelı • SINEMA ON KADIN /Ahmet Gunluk Ege Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebi>atı Bolumu uyeleri ve oğrencileri HALKIMIZA ÇAĞRI DEMOKRATIK MÜCADELEDE KADINLAR SESLENÎYOR Basın toplantısı, Demokratık Mucadelede Kadın örgutlenmesı oluşumunun engellenmesını KINAYALIM Omuz omuza, el ele, hep bırhkte KADIN ÖRGUTLENMESİNİ YARATALIM Konuşmacı DEMKAD Eskı Başkanı: Ajlen Can Tanh: 7.3.1988 Yer: tstanbul Reklam Ajansı Saat: 11.00 DEVREN KİRALIK SERA Satışa hazır durumda hıbrıt tohumdan uretılmış petun>a, sardun>a ve dığer bahve bıtkılerı ıle dolu tam teşekkullu cam sera sağlık nedenlerı ıle devren kıralıktır Sera Vıva Idealtepe, Doğubank Evlen Tel 366 92 42 \e 366 45 59 dan Fehmı Bavraktaroğlu Oğlumuz GAZETE BAYİLERİNDE... Abone ve Yazışma Adresı Meşrutıyet Caddesı 143/2 Tepebaşı/lstanbul Tel 143 69 28 NEWSWEEK, SAYGIYLA DUYURUR... Uluslararası Newsweek Dergısı Newsweek okurlannın abone ucretlennı kabul etme>e yetkılı banka olarak Turbve de Yapı Kredı yı seçmıştır AHMET DOĞAN'ın doğumunu dostlarımıza mujdelenz NiluferAtilla KUŞAKSIZ Oğlumuz ABONE ÜCRETLERİNİZİ YAPI KREDİ'YE YATIRMALISINIZ. Dergınızın zamanında elınızde olması abone ucretlenruzın gecıkmeden ve hızla bıze ulaşmasıvla mumkundur Newsweek abone ucretlennın herhangı bır Yapı Kredı şubesı kanalıvla Yapı Kredı Bevoglu Şubesı ndekı 39677 no lu hesaba vatınlması geregını Turkjye dekı okurlanmıza saygıyla duvururuz* UTKU BİLEN'in doğumunu ıcerıdekı abla ve ağabeylerıne mujdelerız İMGİLİZCE ÖĞRETMENLERİNİN DİKKATİNE! * Saaece INGILI2CE ÖĞRETMENLERİNİN ştırak ede t ecea LONDRA da ^ nafta jre oze "REFRESHING COURSES' proara"n * Üjnvanır her ulkes nden INGILI2CE OGRETMEN LERININ K3t J 3 bu oze p og'anı 3aş ıcö ' ADVANCED LANGUAGESTUDY LANGUAGETEACHING THEORYANDAPPLIEDLINGUISTICS e Practıca Cass oom Appnca on<: korua n Kapsamaktadır * BdŞiama donemier 1 Temnnuz ^e 0 Agustos 1988 olup konak am a dahıl toplam jcret 639 Sterlın dır PıTf'Af TuRKY T E M S I L C I L G EKSPO ULUSLARARASI EGITIM MERKEZI Vılla Sok 74 2 Yuva 3 Apt 80280 Esentepe STANBUL Tel H M 662*5721673966 Te ex 28448 <=ch! NE VVSVVEEK ABONE FORMU Nf ns<v«t e abone almak ıstıvorum Abone ucrenmı Yapı Kredı Be\oglu Şubesı ndekı 39f 7 no lu hesabmıza vanrdıgtmı belgelnen banka dekontunun fotokoptsı dı^ıkledır Geregını rıca ederım tmza NURHANDOĞAN DEMIR Fatura sen \ 068101 ırsalıve sen A 133901 ve ırsalıye sen A 133902 kaybolmuştur Hukumsuzdur 3 kışılere duyurulur Aksu Makıne Sana>ıı ve Tıcaret A Ş Nev,sv,eek ıle dunya her hafta elınızde Nevvsneek, dunvarun onde gelen haber dergısıdır Her hafta sı\ asetten ekonomne sanattan bılıme tum gelısmeler, olay yaratan roportajlar, ıncelemeler Nensvveek te yer alır Dunya ola\lan Nevvsneek te uluslararası bırgoruşle sunulur So>adım Adresun Newsweek '1 Mart 1988 tanhıne kadar gcçcrb olan % 4S ındınmü New5week abone ucretlen * Yukandakı foraıu doldurarak banka dekontunun fotokopısıyle bırhkte lutfen Yapı ve Kredı Bankası A Ş Beyoğlu Şubesı A/C Nensweek Inı P K 250 80050 Bevoglu htanbul adresıne gondennız ı D 26 hafta : 32.800.TL D 52 hafta : 65.600.TL I lngıllere'de tngılızceyı ucuz öğrenme ımkanını şırketımız sağlar Derın Lıroıted / 158 53 42
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle