Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CumhuriyeC Rudyusyonlu çay Jbroslarh depo edüecek Sahibi: Cumhuriyel Malbaacılık ve Gazetecilik Türk Anonim Şirketi adına Nadir V»di 0 Genel Yayın Mudurü: Hasaa C w ı l , Mılesses* Mudurü: Eminc Ljaklıgil, Yazı lşleri MüdurU: Oluj GÖKBSİn, 0 Haber Merkezi Müduru: Yalçın Bıytr, Sayfa Düzeni Yönetmeni: Ali Ac*r, # Temsilaler: ANKARA: Yalfin Dojan. İZMİR: Hikmcl Çeünkava, ADANA: Cdal Biflıngıç. Istanbul Habcrlcri: Erh«n Akyddız, Dış Haberler: Erguo Bakı. Ekonomi: CKman Ulagay, Külıür: Cdai Üsler, Spor Danışmanı: AMıilkıdir Yucelmın, Duzelıme: Rcfik Durbaş, BilimEJilim: Şahin Alpıv, tşS«ndika: Şuknn Ketenri, Yurl HaberJeri: Nrcdrl Dofra, Dizı YazıJar: Ktrtm Çslışkan, Bursa: Levenl Geoçelfi, # Koordinalör: Ahmcl Korabu, • Malı Işlcr: Erol Lrkul, • Reklam: Ayşc Torun, Ek Yayınlar: Huly» Akyol 0 Idare: Hiuryin Giirtr, lşleıme: Öoder Çelik, Bilgit$lem: Nail Inal. Basan w Yayon: Cumhuriyct Malbaaalık vt GaMealık T.A.Ş. TUrk Oot> Cad. 39/41 C*{alotlu 34334 lst PK 246luanbul. Tel 512 05 05 (20 hat), Telcı 222*5 F u : (1) 526 60 72 # Burolor Aakmn: Ziya GOkalp BN Inkılap S. No. 19/4, Tel: 133 II 4147. Tek>. 42344 FM. (4) 133 82 64 0 Izmlr: H Zıya Blv. 1352 S 2/3, Tel 13 12 30, Tclcx. 52359 F u : (51) 13 12 30 • Adını: Inonu Cad 119S No: 1 Ka! l.Td: 114SS0119731. Tel»: 62155, F u : (71) 328 05« TAKVİM 6 MART 1988 lmsak: 5.00 Güneş: 6.24 öğle: 12.20 lkindi: 15.31 Akşam: 18.06 Yatsı: 19.25 ttalyan stilist Romeo Gigli, modelleriyle 'geçiciliğe' karşı savaş açıyor Modaya karşı bir modacı İtalyan Gigli, "Benim için en büyük övgü, kreasyonlarımın moda olarak n itelendirilmemesidir'' diyor. Dış Haberler S«rvisi "Çocuklugumla ilgili olarak hatırladığım tek şey, moda dergOerine bakarak hiç sıkıimadan saatler gecirebilmemdi" diyor unlü İtalyan modacı Romeo Gigii. "Frankfurter Allgemeine Magazin"de yer alan yazıda moda dünyasında adı Armanı, Versace, Valentino, Moschico gibi birçok ünlü modaayla birlikte anılmasına karşın Romeo Gigli'nin çok farklı bir çizgiye sahip olduğu belıniliyor. Her şeyden once, yarattığı modellerin yalnızca belli bir dönem için "moda" olmasını sonra unutulup gitmesini ya da yaygın olan deyimle "modasmın gecmesini" istemeyen bir "modacı." Bugun tanınmış bir modacı olmasına karşın Gigli, bu işle oldukça amatör olarak ve henüz 20 yaşlarındayken ilgilenmeye başlamış. Aslında mimarljk öğrenimi gören Gigli, bazı aile içi sorunlar nedeniyle öğrenimini yanda keserek, ticari iş gezileri yapmaya başlamış. özellikle iş için giltiği Güney Amerika ve Asya ulkelerinin kültürlerinden çok fazla etkilenen Gigli, daha sonra bu etkileşimi modellerine yansıtmış. llk olarak bu ülkelerden getirdiği değişik renk, kumaş ve giysüerle modacılığa adım atmış Gigli. Gıglı'iın toprak rengı askılı modelıdaha cok nar:n hanımlar ıçm Sözcükleri secerek ve oldukça yavaş konuşan Romeo Gigli iş için gityof. Romeo Gigli'yi diğer modacılardan ayıran en büyük özelliği de bu. Gerek iş gerek özel yaşamında içe dönük. Gazetelere, dergilere manşet olmaktan hoşlanmıyor. Sansasyon yaratmayı sevmiyor, yalınlığı yeğliyor. Gigli'nin bu özelliği yarattığı modeilerin çizgisinden kesimine, rengine kadar her şeyinde kendini belli ediyor. Gigli'nin kesimleri klasik ve kadınsı. Seçtiği renkler ise genelde toprak renkleri. Uçuk sarı, odun rengi, patlıcan moru, taş rengi, koyu gri, kobalı mavisi, tarçın rengi, fıstık yeşiti. "Bülun rcnkierim birbirleriyle uyumludur ve birlikle kullanılabilirler" diyor Gigli. "Hiçbiri aşın güçlu degildir. Birbiriyle kanşabilirler." "Entelektiiel" modacı için ideal kadın tipi ise, zayıf, narin, uçuk tenli, eenellikle makyajsız, düz topuklu gi>en, saçlannı arkaya tarayan "yalın" görünümlü bir genç kız. Gigli'nin giysilerini özel olarak seçen bir tutkunu ise söyledikleriyle Gigli'yi doğruluyor adeta: "Yalın. ancak yine de olağandışı ve çekici giyinmeyi severim. Gigli'nin modellerini keşfettiğimde, tam aradıgımı buldum. L'stelik tum modelleri her zaman her yerde giyilebilir nitelikle." Ünlü modacının modellerinin "oçup giden zamana karşı" olarak nitelendirilmesi de bundan. Gigli, "Bugün aldıgınız bir Gigli pallosunu. bundan 8 yıl sonra da özelliginden hicbir şe> kaybetmeden giyebilirsiniz" diyor. ttalyan stilist yarattığı modellerle modanın geçiciliğine karşı savaş açıyor. Romeo Gigli bunu vurgulamak için "Benim için en büyük övgü kreasyonlarımın 'moda' olarak nilelendirilmemesidir" divor. KKTC'd? faizler arttırıldı LEFKOŞA (Cumhuriyet) Türkiye'de faiz oranlarınm arttırılmasından sonra Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde, aynı para birimi kullanıldığı için Türk Lirast 'nı KKTC'de tutabilmek üzere, faiz oranları arttırıldı. KKTC Bakanlar Kurulu, KKTC Merkez Bankası'nın 29 şubatta bu yönde aldığı kararı, önceki gün (cuma) Resmi Gazete'de yayımlayarak resmen yürürlüğe koydu. Yeni karar uyarınca, mevduat için yüzde 40 olarak ödenen faiz oranı yüzde 55'e, kredi faizleri için yüzde 48 olarak ödenen faiz ise yüzde 68'e çıkanldı. TAEK Başkanı Atilla özmen, radyasyonlu çaylarm nükleer artık deposu olarak düşünülen Toroslar'ın tç Anadolu bölgesine bakan bölümlerindeki geniş arazide muhafaza altına almmasının düşünüldüğünü söyledi. GÜNSELİ ÖNAL ANKARA Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) tarafından imha edilmesi için yer aranan 55 bin ton radyasyonlu çaylaı için yeni adres Toros dağları. Çayların, nükleer artık deposu olarak planlanan ve Toroslar' ın tç Anadolu bölgesine bakan bölümlerinde yer alan geniş bir arazide imha edilmesi düşünülüyor. TAEK Başkanı Prof. Dr. AtUla Özmen Cumhuriyet'in sorularını yamtlarken radyasyonlu çaylann imha edilmesi için yer arama çalışmalarının surdüğünu, en ideal yer olarak da bir "radyoaktif madde artık bölgesT'nin duşünüldüğünü söyledi. Dünyadaki butün ülkelerde, nükleer artık bolgeleri bulunduğuna dikkal çeken özmen, "1971 yılından beri, nükleer güç programıyla paralel olarak, radyoaktif artıklarla ilgili çalısmalanmız da var. Radyoaktif maddelerin depolanması için duşunulen, jeolojik yapısı bakımındşn musait olan bölgeler, Toroslar'ın tç Anadolu ja bakan kısımlan olarak tespit edilmiş vaziyette" dedi. Bölgenin, Akkuyu'da yapılması planlanan nükleer santrale yakın olması nedeniyle belirlendiğini kaydeden Ozmen, Iç Anadolu bölgesinin yarısının, bu iş için uygun olduğunu vurguladı. Türkiye'de nükleer santrallere geçilmeden bir nükleer artık deposu bulunmasının zorunlu olduğunu anlatan Özmen, şunları söyledi: "Bu şart. Bu iş için herhangi bir çok geniş metruk saha temin edilip, radyasyonlu çaylar da onun içinde muhafaza altına alınabilir. Çaylar burada gömulebilir. Veya, buyük bir saha olduktan sonra, çayları açıkta bıraksanız da mahsuru yok. Ama zaman bakımından kısıtlandık. Depoların yeni çay alımları nedeniyle boşaltılması gerekiyor. Yeni çay alımları da mayıs ayının sonlarına doğru oluyor. Birkaç ay vaktimiz var" Özmen, Türkiye'de bir nükleer artık deposu için TAEK'e önerilen yerin, Toroslar'ın, tç Anadolu bölgesine bakan kısımlan olduğunu belirtti. Çaylann burada imha edilmesinin en ideal yol olduğunu kaydeden Özmen, "Zaman bakımından çok sınırlıyız. O da çok buyuk bir is. Bu dedigim yerler 1020 bin donümlük yerler. Bu yerlerin lerk edilmiş olması, bir takım diğer özelliklerinin de aynca lespil edilmesi gerekiyor" dedi. 8 martta kadın şenliği ANKARA (AA) "8 Mart Dünya Kadınlar Cünü" dolayıstyla Ankara'da "Kadın Şenliği" düzenlenecek. Gama'nın konferans salonunda düzenlenecek şenliğin onur konuğu Deniz Türkali.. Sanatçı, '' Tecavüz'' adlı oyunundan 15 dakikalık bir bölüm sunduktan sonra bir mini konser verecek. Bu arada Erendüz Atasü, Inci Aral gibi kadın yazarlann katılacakları bir söyleşi yapılacak. Aynca fotoğraf ve ilginç gazete haberlerinden oluşan sergiler açılacak. Dünya Kadınlar Günü'nün kutlanacağı şenlikte, çocuklarını birlikte getiren anneler için kres kolaylığı da sağlanacak. Dir modei tiği egzotik ülkeler dışmda, okuduğu resim, mimarlık, tarih, felsefe ve edebiyat kitaplarından oldukça etkilenmiş. Bu kültür birikimi, gittiği ve gördüğü yerlerdeki izlenimleri ve deneyimleriyle birleşerek bu günkü "kreasyonlanaın" esin kaynağını oluşturmuş. llk kez birkaç yı! önce uluslararası bir ün kazanan Gigli, çevresinde "entelekluel modacı" olarak tanını Beı rengı omuzları açık bu elbıse dize kadar iki kat kumaştan yapıimış Kaunos aııtik kenti tehdit altında 22 yıldır DalyanKaunos'îa kazı çalışmaları yürüten Prof. Dr. Baki Öğün, "SİT alanı saptamrken, bizim fikhmizi bile sormadılar. Bölgeyi, tabiatı ve tarihi eserleriyle milli park olarak korumak gerekir" dedi. CEM HAMULOĞLU "Mfletos'un luzıynuş Byblis. Miletos'un kızı olmakla da Apollon'un torunu.. Bir ikiz kardeşi var Kaunos adında. Byblis ikizini öyle sever, oyle begenirmiş ki, doyamazmış okşamaya. öpmeye... Byblis anlar sevgisinin doğa dışı olduğunu. Gene de dayanamaz. bir mektupla bildirir aşkını Kaunos'a. O da öfkeyle, tiksintiyle kınar bu askı. İkisini de bir daha görmemek için kaçar yurdu Milelos'lan. Gider gider de Karia ile Lykia sınınnda Kaunos kenlini kurar.." Azra Erfaal, Kaunos'un trajik aşk öyküsünü, Yunan Mitolojisi'nden bu sözlerle aktanyor. Günümüzdeyse "lurizm askı", dev deniz kaplumbağalan Carretta Carretta'lan mitolojideki Kaunos gibi yurdundan ederken, doğal ve tarihsel zenginlikleri de tehdit ediyor. Kamuoyunun gündemine, geçen yıl, turistik yapılaşma sonucu deniz kaplumbağalannın üreme alanlarmı yitirmeleri tehlikesiyle giren Kaunos'ta, 22 yildır arkeolojik kazıyı yapan Prof. Dr. Baki Ögun, geçen hafta İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde verdiği konferansta bilimsel çalışmalannı özetlerken, bu tehlikeye de dikkat çekiyordu. Çünkü Kultur ve Turizm Bankanlığı'nın Dalyan bölgesi için geçen yıl verdiği yapılaşma izninin tehlikesi yalnız kaplumbağalar için değil, doğal ve tarihsel zenginlikler için de geçerliydi. Prof. Dr. Baki Oğün, "22 yıldır bölgede çalışmaımza karşın geçen yıi SİT alanı lespit edilirken bizim fikrimizi sormadılar" şeklinde yakınarak, turistik yapılaşmanın getireceği tehlikeleri şöyle vurguluyordu: Beyoğlu Hastanesi'ne yeni görev Helikopterle kuğı avı "Turizme açılan Dalyan'da yoğun olel ve turistik yerleşim söz konusu. Fakat Dalyan'da yapılaşmanın bir an önce durdurulması gerekir. Çünkü birinci dereceden SİT alanı olması gereken Büyük Liman'daki Roma dönemine ail pek çok mezan, bu lehlike tehdit ediyor. Bölgeyi tabiatıyla. ormanı ve deniziyle, tarihi eserleriyle Milli Park olarak korumanın ve disiplinli ziyarele açmanın daha dognı olacağı kanısındayım." Kaunos'taki kaiılara 1966 >ılında Kultur Bakanlığı ile A.Ü. Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi adına başlayan Prof. Dr. Ba ki Ogün, "Kaunos daha 100150 yıl araştınlabilecek bir merkezdir" saptamasını yaptıktan sonra kazı hakkındaki yayınların azlığı konusunda gelen eleştirilere şu yamtı veriyor: "Yıllardır kazıyorsunuz, ama yayınlannız çok az şeklinde bazı eleştiriler geliyor. Ancak bizim 22 yıldır harcadıgımız odenek yabancı bir araştıncının 2 mevsimlik odeneğidir. Küllur Bakanlığı ile A.Ü. Arastırma Fonu'ndan 1987 >ıh için aldığımız ödenek yalnızca 8 milyon TL'dır. Bu rakama Türk Tarih Kunımu'nun verdiği yıllık arastırma parası olan 800 bin lira da dahildir. Kültüriin sadece lafını ediyoruz. İş maddi kısma gelince ne kadar önem verildigini ise verilen ödeneklerden anlamak mumkün." Prof. öğün ve ekibinin Kaunos'ta sürdürdüğü kazı ve restorasyon çalışmalannı yavaşlatan yalnızca ödeneğin azlığı da değildi. Dialarla belgelenen tahribatı Prof. Ogün şu sözlerle anlatıyordu: "Biz restore ettik, ama vatandaşlanmız kışın gelerek altın aramak için mermer heykel kaidesini tahrip ettiler. Agora içinde rastladıgımız ve işlevini tam olarak belirleyemedigimiz "Yuvarlak Yapı"nın çalısındaki aslan başı şeklindeki yalancı çotenler ortadaydı. Geçen yılın son aylannda giııiğimde üzülerek çötenlerin yerlerinden kopanldıgını gördum. 12 tane aslan basının ll'i ne yazık ki yerlerinden sökülmüştü." Sağlık Bakanı Bülent Akarcalı, Galata'daki Beyoğlu Hastanesi'nin turistlere hizmet verecek biçimde düzenlenmesini istedi. ÜLKER GÖKTÜRK lstanbul'da Galata Kulesi'nin hemen yanında yer alan tarihi Beyoğlu Hastanesi, 'Turizm Hastanesi' oluyor. 1904 yılında lngiüzler tarafından kurulan ve o günden bu yana sağiık hizmeti veren hastanenin, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Bülent Akaradı'nın sözlu emirleri üzerine turist hastalara hizmet edeceği öğrenildi. ÜUcemizde böyle bir uygulamanın ilk kez Beyoğlu Hastanesi'nde gerçekleştirilmesi üzerine, hastane Başhekimi Op. Dr. Metin Süer'le görüştük. Süer, turistik gezilerin yoğunluk kazandığı bir bölgede bulunan hastanenin, 19861987 yıllannda restore edilerek fıziki ve teknik yönden bugünkü tıbbi teknolojiye uygun olarak donatıldığını belirterek, tıbbi branşlarda görev yapan tüm doktorlann yeterli düzeyde yabancı dil bildiğini söyledi. Gotik mimari tarzıyla Galata Kulesi'nin hemen yanında dikkatleri üzerine çeken hastanenin, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Bülent Akarcah'nın emirleri üzerine turist hastalara hizmet vereceğini anlatan Süer, konunun turizm acentalarına duyurulması için Turizm Acentaları Birliği'ne iletildiğini bildirdi. 1904 yılında tngilizler tarafından yapılan ve cumhuriyetin kuruluşuna dek Ingiliz bahriyelilerine hizmet veren, daha sonra Kızılay'a devredilen, zükür ve kuduz hastanesi olarak da kullanılan Beyoğlu Hastanesi'nin, 1983 yılında bir protojcolla belediyeden alınarak bakanlığa bağlandığını anlatan Başhekim Süer, turizm mevsiminde ülkemizi zivaret eden turistlerin yaklaşık yuzde yüzüne yakın bir bölümünun bu bölgeyi ziyaret ettiğini belirtti. "Ülke turizmine yardımcı olmak amacıyla bize gönderilecek turist hastalara saghk vonunden hjzmel etmekten mullu olacağız" diyen Suer, son yıllarda hastanede yeni bir dönemin başladığını, gerek fıziki yapı, gerekse cihazlanma ve eğitim fonksiyonu açısından buyük yol katedildiğini söyledi. Başhekim Op. Dr. Metin Süer'in verdiği bilgilere göre, 230 yataklı hastanede, göz, kadındoğum, uroloji, kulakburunboğaz, dahiliye, asabiye, cildiye, çocuk kliniklerinin yanı sıra rönıgen, bakteriyoloji, patoloji, biyokimya laboratuvarları ve kan merkezi bulunuyor. Polikliniklerde günde yaklaşık 400 hastanın bakıldığı hastanenin en önemli sorunu, trafıkten kaynaklanıyor. Hastaneye açılan yollann çok dar olması ulaşım yönünden tıkanıklıklara yol açıyor. Hastanede 10 künik şefi, 12 şef muavini, 18 başasistan ve 52 asistan ile yaklaşık 80 hemşire görev yapıyor. Tüm şef ve şef muavinlerinin yabancı dil bilmesi nedeniyle hastanenin turistlere hizmet vermesinin kolay olacağını dile getiren Başhekim Süer, turizm acentalarından bu konuda kendilerine yardımcı olmalarını istedi. özel hastane Türk estetik ve plastik cerrahları BANDIRMA (Cumhuriyet) Uluslararası üne sahip Bandırma Kuş Cenneti Milli Parkı 'nda yaşayan 5 kuğu kusundan ikisi, gölün Bereketli köyü yakınmda güneşlenirken, helikopterli avcılar tarafından ateş açılarak öldürüldü. Eski adı Manyas gölü olan kuş gölü kenannda bulunan Kuşcenneti Milli Parkı ve çevresinde avlanmanın yasak olmasına rağmen gökten göle süzülen mavi renkli, numarası belirlenemeyen bir helikopterden tüfekle ateş açan meçhul kişi, kuğulardan ikisini öldürdü, daha sonra da helikopterin pervane rüzgârı ile sahile itilen iki kuğu, silahlı avcı tarafından alındıktan sonra helikopter havalanarak kaçtı. 'Buyurun... sizide düzelteliırf ADNAN BAŞTOPÇU ULL'DAĞ Sık sık fotojenik olmadığmızı düşünür musünüz? Aynaya bakıp da, "An biraz daha guzel bir burnum olsaydı" dediğiniz olur mu? Ya da kulaklannız rüzgârlı havalarda hızınızı mı kesiyor? Hiç üzülmeyin ve hemen insanın dış görünüşünu tamamiyle değiştirme yeteneğinde olan estetik ve plastik cerrahlarımızdan birine başvurun. Fiyatlar mı? Burun düzeltme 600 bin, göğüs kaldırma 750 bin. Uludağ Üniversitesi Kirazlıyayla Tesisleri'nde 4 gün süreyle düzenlenen 4. Türk Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Sempozyumu'nun 'Kraniofasiyal Cerrahi' konulu bölümune katılan cerrahlarımız, aynı teknoloji ve bilgi birikimi ile donanmış olmalarına karşın Avrupa'daki cerrahlardan 4 kat, Amerikalı meslektaşlarından ise 8 kat daha ucuza kestiklerinden yakmdılar. Sempozyuma, kamuoyunda transseksüellerin ameliyatlarını başarıyla gerçekleştirmesiyle tanınan Dr. Ali Nihat Mındıkoglu'nun yanı sıra Dr. Arman Cagdaş. Dr. Mesut Özcan, Dr. Ecmel Songür, Dr. Saffet Mutluer ve Dr. Ağah Çertuğ konuşmacı olarak katıldılar. Sempozyuma verilen aralarda cerrahlar sık sık gazetecilerin, "En son hangi önliiyü ameliyal etlinız?" türundeki sonılarıyla karşüaştılar. Bu arada, sohbetlerin ana konularından biri de Türkiye'de yapılan ameliyatların çok ucuz olmasıydı. Sempozyumun moderatorluğunu yapan Dr. Arman Çağdaş, kliniğinin Izmir'de olması nedeniyle birçok turiste estetik müdahale yaptığından söz etti. Türk Plastik Cerrahi Derneği 2. Başkanı Namık Kemal Baran da estetik cerrahına genellikle kadınların gittiğinin sanıldığını, oysa bazı erkeklerinde sessiz sedasız estetik ameliyat yaptırdıklarını kaydetti. Baran, şöyle konuştu: "Müşlerilerimizin, hastalanmızın yüzde 1520'si erkektir. Bu oran Amerika ve Avnıpa'da da Türkiyei dekinin aynısıdır." Sempozyumda verilen aralardan birinde Namık Kemal Baran, Mındıkoğlu'ndan başından geçen ilginç bir olayı anlatmasını istedi. Mındıkoğlu'nun anlatıp anlatmamakta çekimser kalması üzerine Baran, anlatmaya başladı: "Bir köylü çocuğu üreme organının meni kanallanndaki tıkanıklık benzeri bir şikayetle Mındıkoglu'na getirilir. Mındıkoğlu hastaya, 'çocuğu olamayabilir" tanısını koyarak tedaviye başladıgında. çocugun babasından bir telgraf alır. Telgrafta şu ibare vardır Boşverin tedaviyi medaviyi, onun babası da öyleydi" İki başlı çocuk NAPOLİ (AA) halya'nm S'apoli kentinde bir kadın, iki başlı ve üç kollu bir kız çocuğu dünyaya getirdi. Lareto Mare Hastanesi yeıkilileri, 3.8 kg. ağırlığmdaki bebeğin sağlık durumunun iyi olduğunu, ancak birkaç günden fazla yaşayacağını sanmadıklannı belirttiler. Hastanenin doğum bölümü başkanı Dr. Mariano laccarino, "Doğumdan sonra bebeğin sağlık durumu çok iyi. Solunumu ve iki başının da gelişme düzeyi normal, ancak birkaç günden fazla yaşayamaz" dedi. Ifeni hedef Türk bilgisayarı İZMİR (Cumhuriyet Ege Burosu) Türkiye Milli Bilgisayar Komitesi Başkanı Prof.Dr. Oğuz Manas, Türk bilgisayannı yapmayı hedeflediklerini belirterek. "Türkiye büyük bolümünu kendisinin yapacağı bilgisayara çok uzun zaman geçmeden kavuşacaktır" dedi. Bilgisayar ithalatçıları ve pazarlamacıları ise tamamen Türkiye'de tasarlanmış bir bilgisayar üretiminin olanaksız olduğunu, ancak montaj yapılabileceğini soylediler. Vestel Genel Müdüril Lütfı Yenel, "Biz bilgisayar üretiyoruz, ama parçalann büyük bolümünu ithal ediyoruz" dedi. Beş yildıslı oteller n a i l r t l % l f l U C ğ a n h a f t a s o n u konserlennin bu haftakı konuğu kemancı Suna Kandı $ef Erıcfı Bergel yönetımindeki orkestra eşliğınde verilen konsere Kan'ın yanı sıra soprano Oya Atay mezzosoprano l$m Güyer, te I f a n A|fM'rlo lstarit>ulDevletSenfon 0rkestrası rıınola ' ' nor Erol Urus ve bas Suat Arıkan katıldı Ataturk Kultur Merkezı Buyük Salon'da cuma akşamı ve dun saat 11.00de yinelenen konserde Henrik Wıeniawski'nin Opus 22 Re Minör Keman Konçertosu ve Beethoven'ın Opus 125 Re Mınör 9 Senfonısı seslendinldı (Fotoğraf Tarık Ersoy) Türkiye Milli Bilgisayar Komitesi Başkanı Oğuz Manas, "Türkiye büyük bolümünu kendisinin yapacağı bilgisayara çokuzun zaman geçmeden kavuşacaktır" dedi. pacagı bir bilgisayara çok uzun zaman geçmeden kavuşacaktır. Bu konuda çalışma >apı>oruz. Okul aile birlikleri faian gelişigüzel mikro alıyor. Biz bilgisayar yaptığımızda talep ona kayar." Tınaz Titiz'in Devlet Bakanı olduğu dönemde gundeme gelen 1 milyon bilgisayar projesi DPT tarafından incelenmeye alındı. Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Hasan Celal Güzel, altyapı konusunun çok önemli olduğunu, projenin atıl kapasite yaratmayacak biçimde uygulamaya konulacağını söyledi. Prof.Dr. Oğuz Manas da bir anda 1 milyon bilgisayar almanın anlamı olmayacağını, asıl amacm bu bilgisayarlardan tam olarak yararlanJmasını sağlamak olduğunu vurguladı. Türkiye'de bilgisayar üreten Vestel AŞ'nin Genel Müdurü Lütfi Yenel, tamamiyle Türkiye'de tasarlanmış bilgisayar üretmenin olanaksız olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: "Biz, geçen yıl bilgisayar Urelmeye başladık. Bu yıl 5 bin bilgisavar ürelmeyi hedefliyonız. Parcalann bir kısmını kendimiz üretiyoruz, bir kısmını da ABD'den, Uzakdoğu'dan ithal ediyoruz. Yerli malzemenin oranı dikkati çekecek miktarda değil, çok az. Tamamiyle Türkiye'de üretilen bazı parçalar da >ar, örneğin monilör lamamen TUrkiye'de üretiliyor, ama bıitün parçaları Türkiye'de uretilmiş bilgisayar henüz yok." Orbis Bilgisayar Pazarlama şirketinin yöneticilerinden Cuneyi Baygün de bakanlığın 1 milyon bilgisayar projesi nedeniyle özel sektörun konuya büyük ilgi gösterdiğini belirtti. girmek zor mu, kolay mı? AT uzmanı Richard Davis Condon, Türkiye için A T üyeliğinin oldukça zor olduğunu öne sürerken, Alman Profesör Dr. Hagen Lichtenberg, Türkiye'nin A T için pazar olarak Portekiz'den daha önemli olduğunu söylüyor. NİLAY KARMAN Türkiye'nin AT'ye tam üyeliğinin gerçekleşme olasılığına kötümser ve iyimser yönden yaklaşan iki ünlü AT uzmanı, görüşlerini Cumhuriyet'e anlattılar. Biri teknokrat, diğeri bilim adamı olan iki AT uzman:, halen Nlarmara Üniversitesi Avrupa Topluluğu Enstitüsü'nün konuğu olarak Istanbulda bulunuyorlar. AT Komisyonu Gümrük Birliği Genel Müdür Yardımcısı Richard Davis Condon, AT Enstitüsü öğrencilerine gümrük birliği ve iç pazar konulannın teknik ayrıntılannı anlatıyor. Federal Almanya'daki Bremen Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Hagen Lichlenberg de geçen haftalarda AT ve serbest dolaşım konusunda bir dizi konferansa katıldı. Condon, Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada, Türkiye ile AT arasında çözümlenmesi gereken bir dizi sorun olduğunu kötümser bir bakışla diie getirirken, tam üyelik açısmdan Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu güçlukleri anlattı. Condon, gümrük birliği konusunun Türkiye'nin AT ile ilişkilerinde bir sorun oluşturmayacağıru sandığını söylemesine karşın, Türkiye'nin ekonomik ve sosyal alandaki geri kalmışlığının topluluk açısından önemli bir engel olduğunu belirtti. Condon, bu nedenle, tam üyelik öncesi geçiş döneminin, Ponekiz ve Yunanistan'm geçiş dönemlerinden daha uzun olması gerektiğini ifade etti. Condon bu nedenle Türkiye'nin şu anda içinde bulunduğu durumu, Portekiz ve Yunanistan'ın, o dönemdeki durumuyla karşılaştırırken, "Türkiye'nin durumu daba zor, çünkü ekonomik ve sosyal açıdan AT standartlannın çok altında bulunuyor. Aynca unulmayın ki, Türkiye, Yunanistan'dan da Portekiz'den de daha büyük bir ülke ve o nedenle de sorunlan daha fazla" dedi. Bremen Üniversitesi öğretim üyelerinden Alman Profesör Dr. Hagen Lichtenberg ise, Türkiye'nin AT üyeliği konusunda Condon'a göre daha iyimser bir görüş sergiliyor. Prof. Lichtenberg, Türkiye ile AT arasında ciddi sorunlar bulunduğunu kabul ederken, bunlann çözümlenebilecek nitelikte olduğuna işaret ediyor. Lichtenberg, Türkiye'nin Avrupa Topluiuğu için gelişmekte olan onernli bir pazar olduğunu hatırlatırken, "Kanımca Türkiye pazar olarak topluluk için Portekiz'den bile daha önemli" diyor. Briıksel'deki AT Komisyonu'nda Gümrük Birliği Gene! Müdür Yardımcısı olarak çalışan 11 yıllık AT uzmanı İngiliz Richard Condon, "Biz ATdeki teknokratlann olaylara kuşkucu bakma yaklaşımı var. Bu nedenle Türkiye'nin AT üyeiiği konusunda kuşkucu olmam doğal. Sakın beni yanlış anlamayın" diyor. ANTALYA (AA) Antalya'da bu yıl beş yıldızh 6 otel daha hizmete girecek. Bölgedeki 5 yıldızlı otellerin sayısı böylece 9'a yükselecek. Bu yıl hizmete açılacak 5 yıldızlı otellerde toplam 3 bin 130 turistik belgeli yatak kapasitesi yaratılacak. Yeni açılacak S yıldızlı lüks otellerin 2'si Kemer'de, 4'ü ise Manavgat 'ta bulunuyor. Manavgat 'ta açılacak îber Otel, tspanya'nın dünyaca ünlü îber oteller zinciri tarafından işletilecek. Olel, Anadolu Türk Mimarisi tarzında inşa edildi. 1988 yılında saraylar Kültür Senisi TBMM Başkanı Yıldırım Akbulut, dün Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlenen basın toplantısmda, "1988 yılını, TBMM'ye bağlı saray, köşk ve kasırlarda en büyük atılımları yapacağımız yıl olarak gö'rüyoruz" dedi. Sarayların restorasyonu için 1987 yılında 2 milyar 14 milyon harcandığını, 1988 yıı. içinde ise 5 milyar 573 milyon liranın harcanması planlandığını söyleyen Akbulut, "8 saray ve kasırda restorasyon yapılıyor. El atılmadık bir saray veya kasrımız yok" dedi. TBMM Başkanlığı Kültür ve Sanat Danışmanı Metin Sözen ise saray ve kasırların, şu an açıklayamadıklan, ancak tslam dünyasında verilen en büyük ödüle aday oldttğunu belirtti. 11 havaalanı özelleşiyor İZMİR (Cumhuriyel Ege Burosu) Türkiye"niıı çe>ılli yerlenndeki 1 hasaalanı, ozel sekıör kullanımına 1 açılmaja hazırlanıyor. L'lasnrma Bakanı Ekretn Pakdemirli'nin iç hatlarda THY'nin duzensiz uçtuğu ya da THY seferlerinin bulunmadığı kentlere sİMİ ha\acılık kuruluşlannın tarifeli sefer duzenlemesi isteği üzerine, sivil havacılık şirketleri ile Ulaşıırma Bakanlığı arasında görüşmelere başlandı Bu doğrultuda aralarında si\ itleştirilen askeri havaalanlarının bulunduğu 11 ha\aalanının bu yıl içinde işletmeye açılması kararlaştırıldı. Urfa, Ne\şehir, Adıyaman, Aydın, Çanakkale, Uşak, Kayseri, Erzincan, Samsun ve Istanbuldaki kuçuk havaalanlarının bu yıl hizmeıe sokul ması için hazırlıklara başlandı. Türk Hava Kurumu Başkanı tnanç Ayas, lurisıik yorelerde her 100 kilometrede bir havaalanı olması gereğine işaret ederek, "Geçen yıl Antal>aKapadok>a seferleri yapılıjordu. Bu yıl bunlara IzmirKapadok>a, İstanbulKapadokya seferleri eklenecek. Adıyaman Kâhta'da bir havaalanı yapılıyor. Haziran ayının sonuna yelişir. Ondan sonra AntalyaKapadokyaNemrut bağlantılı uçuşlarımız başla>acak. Didim'e bir me>dan vapılacak. O da hazirana >etişir" dedi. Inanç A>as. geçen yıl taşımacılıkıan 250 milyon lıra gelir sağlandığını. bu yıl 1 milyar lira beklediklerinı sözlerineekledi. Ocak ayında oluşturulan Türkiye Milli Bilgisayar Komitesi'nin Başkanı Prof.Dr. Oğuz Manas, geçen ay sonunda Noneç'te yapılan bilgisayar destekli eğitim sempozyumuna katıldı. OECD ülkelerinin katıldığı ve bilgisayar destekli eğitim konusunda karşılıklı görüş alışverişinde bulunulan toplantıda "Türk bUgisayan" konusu da gündeme geldi. Prof.Dr. Oğuz Manas toplantıda kendilerine "Niçin kendi bilgisayannızı >apmıyorsunuz, Porlekiz, İspanya yaplı" sorusunun yöneltildiğini belirterek şunları söyledi: "Toplantının sonuclan konusunda bir kitap hazırlıyoruz. Milli Egilim Gençlik ve Spor Bakanı Hasan Celal Güzel'e bunu sunacağız. Biz komite olarak bilgisayar konusunda hocaların eğililmesi ve yazılıma iliskin çalışmalar yapıyoruz. Hedef ileriye yönelik, kendi bilgisayanmızı yapmak istiyoruz. Norveç'le de bunu sordular. Hükümet 1 milyon bilgisayann hepsini ithal etmeyi duşünmuyor. Türkiye çogunu kendisinin ya