Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 ŞUBA T 1988 KÜLTÜRYAŞAM HAYVANLAR İSMAİL GLLCEÇ /^ şatm PO&T v GtifrUJk CSİciYO PoAcer vt B£$ CUMHURİYET/5 Karanlıklar Prensi'nin yeni yapıtı "Siesta" bir fılm müziği Miles Davis'in 'görünmez' rolü "Siesta", Miles Davis'in 30 yıllık bir aradan sonra yaptığı ikinci fılm müziğiDavis, yıllar önce Yeni Dalga'nm öncülerinden Louis Malle ile çalışmış, "ölüm Asansörü" adlı o unutulmaz ürperti fılmini hüzün yüklü sololanyla ölümsüzleştirmişti. Mary Lambert'in "Siesta" adlı filminde ise, Miles Davis'in notaları "görülmeyen" bir rol üstleniyor. YAVUZ BAYDAR STOCKHOLM Miles Davis, "To(u"yu da aştı. Üsteiik, geçmiş yıllann üstünıi örttüğti tutkulanna "çjfte dönüş" yaparak gerçekleştirdı bu müziksel asma eylemini. 1980'lerden gelecek yüzyülara miras kalacak en önemlı müzik yapıtlarından biri olan "Tulu"da bizlcri, içinde ürkOnç ve gizemli seslerin "tnltügV bir ritimler ve melodiler onnanının ortasında bırakmıs olan ünlü trompetçi, yeni çıkardığı albumü "Siesta" ile gezintısini baska bir mekânda, bir tspanyol kenıinin buğulu, "yapıskan" sokaklarında sürdürttyor. "Tatu"nun yaratılış ve yapımında büyük emeği geçen bas gitarist Marcns Miller'ın Davis'le ikinci işbirliğinin urunü olan "Siesta", bir film müziği. Yönetmen Mary Lunbert'in albümle aynı adı taşıyan fîlmi, "erotik gerilim" ya da "cin*ei ürperti" diye tanımlanabilecek türün en ilginç örneklerinden biri. Ellen Barkin, Jodie Foster, Martin Sheen, Isabella RosselUni ve Grace Jones'un çeşıtli rolleri üstlendiklerı "Siesta", kahramanının kendisinı bir gün baska bir kişinin kanlan içinde bularak uyanması, bu duruma nasıl duştüğünü anımsamaması ile başlıyor. Gerçekle büyü arasında, yasamölüm ckseninde bir "arayıs" olarak gelişiyor. "Siesta", ksndine özgü bir havası olan, bir "amMance" filmi. Bıuıda, Miles Davis'in gerçekötesi güzelliğe sahip muziğinin büyük payi var. Başka bir deyişle, Davis'in notaları "görülmeyen" bir rol üstleniyor funıde. tümünü çalan Miller'ın, albümdeki bestelerin biri hariç tümünde imzası var. Yalmzca bir beste, "Theme (or Augustine" tek başına Davis'e ait. Gıtarda Jobn Scofkid ve Earl Klugh, davulda Omar Hakim ve flütte James Walker da bir iki parçaya katkıda bulunuyor. Miller'uı tuşlularla ilk saniyelerden itibaren yarattığı buğulu, tılsımlı, "lerli", sonı isaretleri ile dolu atmosfer, son saniyelere dek egemenliği elden bırakmıyor. Davis'in trom petine büyük özgtlrlük taruyor bu esnek, katmanlarla dolu "mürik fonu". Miller, Davis'i tspanyol kentinde adeta arabası ile dolastınyor; trom petiyle flash resimler çekmesine, zaman zaman da yorumlar, "altraalar" eklemesine olanaklar açıyor. Albümdeki parçalann bazıları, şasırtıcı biçimde, "Sketcbes of Spain"de yer alan ve flamenko sözlUğtındeki karşılığı "raerdye" olan "saeta" ile yine sözlükteki karşılığı "yalnıdık tıirkasu" olan "soiea" ile, ruhsal coşku ve müziksel zenginlik açılanndan benzerlikler tasıyor. "Siesta", bir caz albümü değil. Caz kavramını "zeaci" sözcüğü gibi asağılayıcı bulduğu için bir kenara iten, sınır tanımayan bir "dtinya müzisyeninin" albümü. "Siesta", film müziği türünün dar kalıplanna da sığmıyor. 1950'lerin tarzına, edasına göndermeler yapan yanıyla "Tutn"dan da çok farklı olduğunu da betirtmekte yarar var. Miles Davis'in niteliksiz ürün çıkarmayacağını bilenler, ünlü caz davulcusu Max Roacb'un "MUes istese de bayagı müzik çalamaz. Bana moktedir degUdir" sözlerıni de anımsayarak tadına bakmalılar bu enfes 33'lüğün. Çağımız müziğine etkisi Picasso'nun resme etkisi ile kıyaslanan bu 62 yaşındaki müzik ustasının yaz aylannda istanbul göklerinde görünecek olması da "Siesta"nm dinlenmesini hemen hemen gerekli kılıyor. "Siesta" bir araçalışma olarak da görülebilir. ÇOnkü önümüzdeki aylarda Miles Davis imzah yeni bir albüm bekleniyor. Her zaman müziğin en genç ve en cesurlanyla çalışmayı şiar edinmiş olan Davis, bu kez yeni siyah müziğin en "sofistike" temsilcilerinden Cameo topluluğunun lideri Larry Blackmon'la birlikte, merakla beklenen stüdyo kayıtları yapıyor. Ayrıca bu yeni albümde, Miles ile Prince'in geçen yıl yaptıklan ortak çalışmanın bazı ürünlerinin de yer alacağı söyleniyor. {ı BAHA BİR. ikV & AtüHAl 1 • P İ K N İ K PtYALE MADRA 5i f AcAiP ACA'IP fflZLI GAZETECİ \ECDET ŞE\ UÜmJZ tOĞAV'na İAKU\S7ıKCİ İNSANMPA SU(?ATı.ARlN âSPGH QZ'£Mep/M i &ÛMâ KÖRFEZf İÇİMUe KORKU TeK AVUHTuMuZ , d'ıZ/M QLM'ıı4ık TâH&R I t f A M t t . ' M K K L B i h r M Çaflımız muzijine etkisi, Picasso'nun resme etkisiyle kıyaslanan 62 yaşındakj muzik ustası Miles Davis, önumuzdeta yaz Uluslararası istanbul Festivali'nin konuktan arasmla olacak. Davis, "Siesta" afbümünun ardından Cameo topluluğunun lîcteri Larry Blackmon'la yeni bir albümün çalışmalarına Rodrigo'ya aitti ve "Concierto de Aranjnez" ana temasıydı. 1959 yıbnda çıkan "Sketches of Spain" adlı klasik albümü, Davis'in flamenko ruhu ile kenetlenmesinin de belgesi olacaktı. "Stesta"da yer alan parçalarda, 30 yıl öncesinin o ölümsüz yapıtına egemen olan zamandışı güzelliği bastan sona bulmak mumkun. Arada belirgin bir fark var yine de: Davis'in deyişiyle, "Sketches of Spain"de "dev bir ptara dönuşmüş olan" Gil Evans Orkestrası'nın yerini, "studyo sihirbazı" Marcus Miller'ın bas gitarı, elektronik tuşluları, nefeslileri ve ritim makinderi almış durumda. Trompet dışındaki calgıların hemen Etkisi öyle büyük olmuştu ki, "Bu film sanki Miles için yapılmtş" diyenler bile çıkmıştı. "Ölüm Asansörü"nün mekânı Paris'ti. 30 yıl sonra "Siesta" ile bir lspanyol kentinde, Madrid'deyiz. lspanya sözcüğü, Miles Davis hayranlanna pek yabancı gelmiyor olmalı. Bundan yine 30 yıl kadar önce Davis radyoda bir melodi duyacak, bir hafta boyunca bu melodi peşini bırakmayacaktı. "İşgalden" kurtulmanın çaresini derhal Gil Evans'ı bulmakta ve stüdyoya gire"Siesta", Davis'in geçmiş yıllara ' rek melodiyi yorumlamakta buldu "ikiB dönüs"ündcn birini simgeli •Kendi deyişiyle "Pes ve zayif çalındığında güçlenen, tiz ve güçhı çalınyor. Bu, Davis'in 30 yıllık bir aradığında kınlgaaJasan" bu melodi dan sonra yaptığı ikinci film müziği. Ünlü usta, bir zamanlann yaygın deyişiyle "yumurta kabuklan üstünde gennir gibi" trompet çaldığı, "kanuhldar prensi" sıfatıyla varolusçuhık sonrası Avnıpa'smda anıtlaştığı yülarda, Yeni Dalga'nın parlayan yönetmenlerinden Louis Male ile çalışmış, özgün adı "Daragaana Giden Kültür Servisi Metin Tatayman Asansör" olan, bizde "Ölüm resımlerinı 16 şflbat salı gününden Asansörü" adı altında gösterilen o başlayarak "Sürecier" adı altında unutulmaz ürperti fılmini hüzün Tem Sanat Galerisi'nde sergüeyecek. yüklü sololanyla öltimsüzleştirmişti. Çeşitli sanatçıların yapıtlanyla oluş ÇtZGİLİK KÂMİL MASARAC1 'Süreçler' in renkli dili turulan "Orta Kuşaktan..." adlı karma resim sergisi de yine 16 şubat salı gunü Galeri Lebriz'de açılacak. "Orta Kuşaktan..." başlıklı sergide Erdal Alantar, Avni Arbaş, Turgnt Atalay, Cihat Burak, Ali A.Çelebi. Cevat Dereli, Abidin Dino, Mustafa Esirkuş, Leyla Gamsu^ Neset Günal, Nedim Günsur, Nuri Iyem, Mehmet Pesen, Mustafa Pilevneli, Gürol Sözen ve Adnan Vannca'nın resimleri yer alıyor. Sergi S man tarihine kadar sürecek. 1972 yılından bu yana Berlin'de. yaşayan Metin Talayman ise resimlerini 12 marta kadar Tem'de sergileyecek. tstanbul Devtet Güzel Sanatlar Akademisi'nde öğrenim gören sanatçı; Neşet Güıuü, HalU Dikmen, Zeki Faik Izer ve Au Avni Çdebi ile bir süre çalıştıktan sonra 1963 yılında akademiden ayrıldı. Bu tarihten itibaren Tepebaşı Dram Tiyatrosu'nda Haldun Dormen'in Kuçük Sahne'sinde tiyatro ile uğraşan Tafaıymaa ilk kisisel sergisini de 1963 yılında tstanbul'da gerçekleştirdi. Sanatçı 1967'de Paris Uluslararası Genç Sanatçılar Bienali'ne katıldı. 1971 yılında ise Milli Eğitim Bakanlığı'mn bursu ile Almanya'mn Düsseldorf kentine yerleşti. Düsseldorf Akademisi'nde önce Joseph Benys, daha sonra Prof. Rupreebt Getger ile çahşan Talayman, ABD, lsvicre ve Almanya'da çeşitli kişisel sergiler gerçekleştirdi, aynca karma sergilere katıldı. Paris ve Amsterdam'da da bir süre yaşayan ve bugüne kadar 44 sergi acan Metin Talayman "Insanı" konu cdindiği çalışmalanmn yanı sıra hayvanlara ve böceklere olan aşın tutkusu nedeniyle bir dizi "iasanböcek" konulu gerçeküstü çalışmalara da yönddiğini söyiüyor. Metin Talayman'ın resim sergisi Tem'de AĞAÇ YAŞKEN EGİÜR KEMAL GÖKHAN TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN f942'P£ BU6ÜM, FİÜPİNLER'OE YAŞAYAU BİR KABıLEYLE (UBiLl RÖPOISTAr BASlfJINDA lAMÇn 14 Şubat F/LIP/N TARZANLARL. gULUMAM igiLAICOS L£SÎ, "KBLLE At/ClLAIZI " OLAfSA/C TANlUtYOB., İLI£eL 8İG. YAŞAM SÜR&ÜZÜYoePU i&iLAKOSİAR'tH £AJ iUSıtJÇ YAMLAR.INDAN g/Gi DE, AĞAÇLARtN fE.P€SİMC>E V£ DALOAM PALA GERltMtŞ (PL£Gİ*J ÜSTtİMPeHJ OLAĞANüsrü GAHAnltOj4IZrYDt. ÇOK KÜÇÜIC YAÇT7* CAMBAZUĞA Ş İBİLA<OSLAIS. İP ÜZE&İUE UZAbJtP İ E K KADAIS. ALAÇlS ruyor Heyke! sergismin asıl özelhji, gorme özurluter ıçın duzentenmiş olması. Tahia parçalanndan yaptlmış "Sepet Taşıyan Eşek" heykelinde oldujju gtbi sergtyı gezen Qörme özurluler heykelleri dokunarak duyumsayaöülyor ve bu yota bir sanat sergısinm tadını çıkarabüiyorlar. Nevvcastle'dakı Laıng Sanat Galerisi yöneticileri, "Dokunma ÛzgürtüfltJ" adlı sergıye, görme özüriüler kadar asırı miyoplann da ılgı gösterdiğim belırtiyorlar. Dokunma özgürtüğü, 1 'er •< ",ewcastle kentinde ac a JJJJS gı gö 50 YIL ÖNCE CumhurİYet 14 Şubat 1938 19381988 Kurban Bayramı nedeniyle gazetemiz yayımlanmamıştır. Roman Polanski, Kafkcfnın "Değişim"iyle yeniden Paris sahnelerinde Kültür Servisi Franz Kafka, hiç de yabana atılmayacak bir tiyatro meraklısıydı. Nitekim, Kafka'mn günceleri, Shakespeare ve Schiüer'den kendi döneminde ünlenenlere kadar bir oyun yazarına, o günlerin tiyatro oyunculanna ilişkin yonımlara aynlmış satırlarla doludur. '. Ne var ki, tek bir oyun bile yazmadı Kafka. Ama başkalan, onun yazdıklanndan birçok oyun ve film senaryosu çıkarmakta gecikmedıler. Fransu yazar Andre Gide, Kafka'mn "Dava" adlı romanını JeanLouis Barrault için oyunlaştınrken, Orson W'elies de aynı romandan bir film çıkardı ortaya. Maximillian Scbefl, Kafka'mn baska bir romanını, "Sato"yu beyazperdeye uyarladı. Çekoslovak yazann hiç gönnediği bir ülkeyi anlattığı "Ameriks" adlı yapıtı ise şu sıralar sinemaya aktanbyor. 'Böcek olan adaırf sahnede ten piramidin onalanndaki sahanlıkla, Kafka'mn yalnızlığa terk edilmis "böceği" yasıyor. Gregor Samsa'run annesi, babası ve kız kardesi ise o garip çelik yığmının dibinde, sahnedeler. Robert Petit'run bu sahne düzenlemesine Malcolm Bothweu"ın müziği eşlik ediyor. Bu çelik yığmının ortasında, insan büyüklüğıinde bir böceği canlandırması önerilen birçok oyuncu dehsete kapılabilir. Ama belki de Gregor Samsa rolü anayurdu Polonya'da çevirdiği "Sndaki Bıçak" adlı fılmle ününü Olke sınırları dışına taşıran, daha sonra gittiği ABD'de "Cbinatown", "Tess", "Korsaslar" gibi filmlerle ununü pekiştiren, sinerna ve tiyatro oyuncusu ve yönetmeni Rdman Polanski gibi bir sanatçıyı bekliyordu. Çünkü Polanski, bu rol kendisine önerildiğinde, kendi deyişiyle neredeyse üstüne atlamış. EUi dört yaşındaki Polanski, Kafka'nın "De|işim"indeki rolünü, "İnsana acı veren bir rol" diye tanımlıyor. Ama ruhsal bir acinın yanı sıra, bedensel bir acı da soz konusu olsa gerek. Çünkü çeNk çubuklardan oluşan bir "caagd"ın içinde, ellerinin ve dizlerinin üstunde dolanıp durmak, bir yandan akrobatlık yapârken, bir yandan da mınldamrcasına Gregor Samsa'run acılanru dile getirmek, her babayiğidin harcı değil. Ama Polanski, kıh kırk yaran bir zamanlamayı ve olağanüstu bir fiziksel dayanıklılığı gerektiren rolunden soz ederken bütün bunlara hiçdeğir. miyor; "Tiyatroda yalmzca üsluptur önemii olan" demekle yetiniyor. EVUUKTE TECAVUZ Aile mahremiyetinin kalın duvarian arasında sürüp giden bir dram: Kocası tarafından cinsel organına şişe sokulan Gönül Y., anal seks tetemediği için hastanelik olan Yelda K. ve daha binlerce kadın şiddetin bu en yaygın ve gizti biçimi altında eziliyor Mebrure G.: "Gerdek gecesi başlayan tecavüz yüzünden anselltğim öldü." Hü4y a K.: "Sabah olunca, gece hayvan gibi saldıran bu adama kahvaltı hazıriamatc en zoruydu." Prof. Erden Yurrean: "Bugünkü yasada evlilik içi tecavüz kavramı y o k . " Feminist Banu Paker:"Feminist gruplar bu konuda bir kampanya başlatmalı." 9 Bankalarda batık ve donuk lcredi toplomı 10 trilyonu geçti. Özal'ın kurmaylan "banka hastanesi" peşinde. • Sülün Osmon'a taş çıkartan bir dolandıncı: Sahte kaymakam Sülün İbrahitn ve nefes kesen bir "yaşamöyküsü." • ANAP kongrelerindeki "Hareketçi" ekip kimler? Hareketçilik neyin kılıfı? Liberal aestekçi hareketçi adaylar. • Güneydoğu'da "herkese silah ruhsatı" sloganı tutmadı. Yözbinlerce silahın olduğu 11 ilden sodece 26 bin başvuru var, ancak henüz kimse ruhsat almadı. Bu uygulama şimdilik silah kaçakçılarına yaradı. • 4 Şubat kararlarının ekonomiye etkisi ne oldu? Uzmanlar "güvensizlik ortamını" doğerlendirdi.Devalüasyon, modası geçmiş bir uygulama mı? • Yeryüzünde Ubıhça'yı konuşabilen son insan Tevfik Esenç 30 yıldan bu yana bilim adamlanna anadilini öğretmeye çalışıyor. • Berlin Film Fostivali'ne katılanyönetmen ErdepKıral/'Ödul kazandığım zaman birilerinin hakkının yendiği duygusuna kapılırım." OEV I b l BÖCER Roman Polanski, Kafla'nın "Deföim'inde bir sabah dev bir böce§e dönüşen Gregor Samsa'yı. neredeyse butun oyun boyünca emekteyerek oymıyor Polanski, rolunu, "însana acı veren bir rol" dıye tanımlıyor Ama birçokları bunun, ruhsal olduuu kadar bedensel bir acryı da tçerdiğı kamsında bırteşiyorlar. nesi, babası ve kız kardesi onu odasına kapatırlar, ama Gregor Samsa arada sırada odasından dışarı süzülüp onlara kaulmayı dener. Kendi kendine konuşur, ama herkesin ne söylediğini anlayabilmesine karşın başkalan yla anlasabilme yeteneğini yıtırmıştir. Onun evdeki varlığı, aîlesi için bir yük olup çıkmıştır. Odalardan birini tutmak ıçıh evı gezmeye gelen biri, bir zamaruar insan olan bu yaratıkla karşılaşınca tiksinti ve öfke içinde kaçar evden. Gregor Samsa, yalnızbğı ve yalıtılmışhğı • içinde umutsuzdur artık. Ve en sonunda, açlıkun ölüp gittiğinde, bütün aüe "kurtulus"unu bir kır gezintisiyle kutlar. Böyle bir öykünün sahneye getirilmesinin ne kadar güç bir iş olduğu ortada. Bu tuhaf fanteziyi, olanca ürkütücülüp ve alaycılığıyla bir tiyatro olayına dönüştürmek, ilk bakışta nerdeyse olanaksız görünüyor. Ne var ki, Imernational Herald Tribnne'dan Thomas Quinn Cnrtiss'e bakılırsa, Steven Berkoff, üsteiik Kafka'nın yapıtına oldukça sadık kalarak üstesinden gelmeyi başarmış bu güç işi. Sahnenin gerisi beyaz bir perdeyle kaplı. Perdeye zaman zarhan bırlakım karaltılar düşuyor. Beyezperderu'n önünde, bir >imnastik salonunu andıran, çelik çubuklardan oluşmuş bir piramit yukseliyor. Bu celik Şimdi de Kafka'ya el atma sırası Londralı "avantgarde" oyuncu ve yapımcı Steven Berkofrta. Berkoff, Kafka'mn "Degişim" adlı uzun öyküsünü gerçek bir tiyatro olayına dönüştürdü. BerkofTun bu çekici gösterisi, bir suredir Yasmina Reza'nın Fransızca çevirisiyle Paris'teki Theatre Gymnase'da sahneleniyor. Ancak oyunun bir özelliği de, "Degisfaı"deki Gregor Samsa roluyle, Ro•UIB Polanski'nin Paris sahnelerine ;geri dönüşü. Bir sabah Gregor Samsa, karabasanlarla dolu uykusundan uyandığında, kendıni yatağında dev bir böceğe dönüşmuş bulur. Yerlerde sürünur, duvara tırmanmaya çalışır. An MIMAR ALINACAKTIR Yapt malzemesi femsilcılıu.1, daiışmanltğı yapan (irmamtzda çalışmak ısteyen ve yapı malzemesi konusunda deneyımlı / bu alanda çalışmaya heveslı mjmardarj aranmaktadır Isteklılerde lyı derecede Almanca ve / veya Ingılızce bılmeterı şartı aranacaktır Başvuruların şahsen fırniamıza yapıteıası rıca olunur İngiltere'de Ingilizce £ 94'den itibaren BARAT 147 44 88 148 43 57 tngiltere'de tngilizce Studio School Cambridge BARAT 147 44 80 148 43 57 Bayan öğretmenden fizik dersleri. 5*5 73 16 519 30 10 ÇEVİRİ Yayınevlerine tarih, edebiyat, şiir, politika dergilerine Arapça ve eski Türkçe çeviri yapıhr. 1498746'dan Vedat tngiltere'de çocuğa bak, karsıbğında tngilizce öğren. ANKARA 137 32 49 MNG MİPAŞ 1727 yaslannda bayanlar, 158 53 42