19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CVMHURİYET/7 arlamentodan • Yılmaz: Gündemdeki önergeler Bakanlar Kurulu'nun veya bir bakamn icraatına değil, hiçbir siyasi sıfatı bulunmayan bir devlet memuruna ilişkindir. Önerge sahipleri, olmayan icraat hakkmâa gensoru istemektedirler. Üstelik önergedeki iddiaların bakamn bakanhğı ile de en ufak bir ilişkisi mevcut değildir. Böyle bir gensoru önergesinin diğer parlamenter ülkelerde de örneği yoktur. B a y k a l : Cumhurbaşkanı geçenlerde yaptığı açıklamada, Vuralhan hakkındaki iddiaları ciddi bulduğunu belirtti. Şimdi merak ediyorum, Cumhurbaşkanı, hakkında ciddi iddialar olduğu kanısını taşıdığı Milli Savunma Bakanı ile aynı Milli Güvenlik Kurulu'nda nasıl görev yapacaktır ? ANKARA (Cumhurhet Burosu) Muhalefetin Milli Savunma Bakanı Ercan Vuralhan hakkında verdığı gensoru önergesinin gündeme alınması TBMM'de ANAP oyları ile reddedildı. Vuralhan hakkındaki iddialara Mesut YUraaz'ın yanıt vermesi üzerine muhalefet topluca Genel Kurul salonunu terk ettı. Bunun üzerine dinleyici localanndaki vatandaşlann buyük bölumunun de salonu terk etmesine ANAP'lılar tepki gösterdı. DYP'lilerin katılmadığı gensoru önergesinde ANAP milletvekillerinden de bir çoğu bulunmadı. iMuhalefeı sözcüleri, bu kadar ağır iddialar karşısında Bakamn mutlaka îstîfa etmesi gerektiğini vurguladılar Başbakan Turgut Özal ve Ercan Vuralhan'ın muhalefet sözculerine laf attıkları gözlenirken, bir bolum ANAPlının goruşmeler sırasında Genel Kurula kaıılmamalan dikkat çekti. Gergin ve gürültülu geçen birleşimde yapılan görüşmeyi Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyesi Nejat Tümer ile çok sayıda konuk da izledi. Dinleyici localan olağanın aksine hınca hınç doluydu. Askeri ve mülki erkân localannda ise çok sayıda eskı parlamenter Dışişleri Bakanlığı'nın bazı mens'jpları, Prof Aldıkaçtı, eski konsolos Bilge Erol yer aldılar. Betül Uncular •HakkıErdem •Canan Gedik^FarukBildirid Vuralhan gensorusuna ret PoKTRE Kısa zamanda Mecliste "Rugan saçlı bakan" olarak ün yapan Milli Savunma Bakanı Ercan Vuralhan'ın özal ailesine yakınlaşması, Başbakanlık konutu içerisindeki yabancı konuklar köşkunün tefrişi sırasında başladı. Başbakanın eşi Semra Özal'ın gözune girmeyi, bu köşkun duzenlenmesi sırasındaki becerikliliği ile basaran Vuralhan, aynı başarıyı Başbakanın dış gezilerinde de surdurunce, Özal ailesinin bir ferdi haline geliverdi Dış gezilerde perçinlediği bu yakınlıkta Dışişleri Bakanhgı'nın, "örtülü odenegini" kullanmakta gösterdiği yetenek de önemlı rol oynadı. Bu \eteneklerini, Suudi Arabistan'da Riyad Büyükelçiliği >aparken, "Suudi sermayesi" ile yakın ilişkiye girerek sürdürdü. Lstelik Başbakanın kardeşi Korkul Özal'ın da desteğini sağlayınca, daha milletvekili olmadan Dışişleri Bakanhgı'nın, "banko" adayı haline geldi. Riyad Büyükelçiliği 'nden istifa ederek Ankara'dan milletvekili adayı olan Vuralhan, eski Milli Savunma Bakanı Zeki Yavuztiirk'un ardından Yenımahalle secim bölgesinde 2. sırada yer aldı. O sıralarda henüz an kazanmamış olan, "Çiçtkçi tnciser Hanım", bir ANAP'lı milletvekiline gelerek, "Bizim Ercan, dışişleri bakanı oluyor" dediğinde inanmayan milletvekili, daha sonra çiçekçi bayanın ANAP Meclis grubunun yarısı ile tanıştığını öğrendi. ANAP grubunun diğer yarısı da çiçekçi bayanı Vuralhan olayı nedeni ile tamdı. Oğretmen Hayri Bej'in oğlu olan Ercan Vuralhan, 1943 yılında Malatya'da doğdu. Almanca ve lngilizce bilen Vuralhan, Dışişleri Bakanhğı ldari tşler Müdürlüğü'nde 19811983 yılları arasında İdari Işler Genel Mudur Yardımcılığı ve Gene! Mudurluğu yaptı. Vuralhan, Sofya, Stutgart ve Lahey'de de çeşitli görevlerde bulundu. Eşi Bengii Vuralhan'ı Arnavutköy Amerıkan Kız Koleji'nin son sınıfındayken tamyan Ercan Vuralhan, bir asker kızı olan eşiyle okulu bitirince hemen evtendi. "Benim evde fazla sözüm gecmez" diyen Bengü Vuralhan, eşinin en önemlı hobisinin tarih kitapları okumak ve çini murekkebi serpmesi ile tablolar yapmak olduğunu belirtiyor. 19 yaşındaki kızı Bilkent Üniversitesi'nde okuyan ve 39 yaşında olan Bengü Vuralhan da eşi Ercan Vuralhan gibi TlTAŞ'ın onaği ıdi Rugan saçlı bir bakan: Vuralhan i Muhalefet miNetvekıllerı. Mesut Yılmaz konuşmak için kursuye gelırken. Genel Kurulu terk ettı Başkan Vekili, "Sayın Başkan, çok tarihi bir an yaşıyoruz" dedi. Bazı ANAP milletvekillerinin itirazı üzerine de Aras, "Tahammül edemeyen arkadaşlar dışan çıksın" diye müdahale etti. Baykal, Vuralhan'ın TİTAŞ'a ortak olduğunu vurgulayarak, bu iddialara muhatap olan bir devlet adamından kürsüye çıkıp doyurucu bir yanıt vermesınin beklendiğinı bildirdi. Bayındırlık ve lskân Bakanı Safa Giray'ın da itirazlara katıldığı sırada Baykal sözlerini şöyle tamamladı: "Maksat gerçekleşmiş, her şt> söylenmiştir. Goniıl isterdi ki Vuralhan geçntişle bazı ornekleri gonıldügii gibi bakanlıgı bıraksın, konunun ciddiyetle incelenmesine olanak tanısın. Sayın Cumhurbaşkanı daha geçenlerde yaptıgı açıklamada Vuralhan hakkındaki iddialan ciddi bulduğunu belirtti. Şimdi merak edhorum. Cumhurbaşkanı, hakkında ciddi iddilar olduğu kanısınt taşıdığı Milli Savunma Bakanı ile a>nı Milli Guvenlik Kurulu'nda nasıl görev yıpacaklır? Sayın Vuralhan Başbakan'a gizli kapılar ardında istifa>a hazır olduğunu so>lemekle yelinmesin. Gelsin burada istifa etsin, Özal'ı da rahatlalsın." (Fotoğraflar: Rıze Ezer) Mecliste gensoru Meclıste gensoru önergesinin göruşulmesine başlanacağı sırada SHP Grup Başkan Vekili Deniz Baykal ayağa kalkarak söz istedi. Baykal. önergenin hükumetın bir bakanı hakkında verildiğini anımsatarak, hükümet adına kimin konuşacağının önceden açıklanmasını istedi. Baykal, bu konuda usul hakkında konuşmak istediğini bildirdi. Birleşımi yöneten ANAP'lı Başkan Vekilı Halim Aras, önerge sahipleri ve gruplar adına yapılacak konuşmalardan sonra usul hakkında tartışma açacağını belinerek, önerge sahiplerinden DYP'li Murai Sökmenoglu'na söz verdi. Çok sa\ıda dosya ile kursüye gelen Sökmenoğlu, Vuralhan hakkındaki iddiaları sıraladıktan sonra Cumhurbaşkanlığı'na Schuca şirketinin temsilcisı olduğu şirketten alınan zırhlı arabanın niçin geri gönderildiğini, arabanın ön camının kendiliğinden mi patladığını, aracı almaya kimlerin karar verdiğıni ve kimlerin gidip aldığını sordu. Çelik yeleklerin bir teste tabi tutulup tutulmadıklarını da soran Sökmenoğlu, kırtasiye satan şirketten zırhlı araç alınmasının yasaya uygun olup olmadığı sorusunu yöneltti. Sökmenoğlu, çelişkilerle dolu işlerde birtakım içerdeki ticari firmalardan dışardakilerin onaklıklan olduğunun ifade edildiğini, Bakan Vuralhan'ın Dışişleri memuru iken, bu şırketlerle ortaklığı ve yakın ilışkı içinde olduğunun ortaya atıldığına dikkat çekti. Sökmenoğlu, sözlerinı şöyle surdurdu: "Milli Savunma Bakanhgı'nın başında bulunan bir bakamn şahsıyla Ugili olarak kamuoyunda yer alan ilham, haber ve >orumlar, hem cumhuriyel hiıkumetini hem de ozel önemi ve hassasiyeti olan makamı, Silahlı Ku>vetleri yıpratır endişesini taşımaklayız. Gittikçe buyüyen ve ya>gınlaşan iddialar, Bakamn gorevini içerde ve dışarda hakkıyla ve tartışmasız biçimde >erine getirmesine engeldir. Konunun aydınlalıiması için bakamn gorrvini bırakması geregine inanıp, hadiselerin gelişmesini bekledik. Gördiik ki konunun aydınlatılması yerine aydıntatılmaması için çaba var. Söylenenlerin ve yazılanlann dogru olup olmadığı incelemeşinin saglıklı yapılabilmesi için bakamn görevi bırakması lazımdır. Sayın Özdagiar'a bu siyasi teamül uygulanmıştır." Sökmenoğlu, eski Ticaret Bakanı Atıf Inan, eski Savunma Bakanı Munir Birsel, eski Gümruk ve Tekel Bakanı Sual Hayri Ürgüplü'nun dönemlerinde bu tur olaylar karşısında görevlerinden ayrıldıklarını örnek olarak gösterdi. Sökmenoğlu, bu bakanlığın bu tartışmayı kaldırmayacağını vurguladı. Sökmenoğlu, şöyle devam etti: "Olayın boyutlan o kadar degişik ki, mesdenin arkasında bir hesaplaşma iddiası bile var. Dışişleri Bakanlıgı içinde klikler savaşı diyenlerden (utun, MİT içindeki bir hesaplaşmaya. Suudi Arabistan ile ABD'nin çıkar calışması diye adlandınlmasına kadar uzanmaktadır. Böylesine iddialar karşısında soylediginiz gibi ANAP ve iktidanmn yıpranlması için ugraş soz konusu değildir. Bu şekilde hiçbir şeyi atlayamazsınız. Siz yıpranacaksınız, bLzler yıpranacagız, TBMM yıpranacak. Gensoruya olumlu yaklaşım ANAP iktidanmn ağır jukten kurtulması olacak. Aksi ise spekulasyonlann devam elmesini saglayacak." Ulutürk'ün konuşması DYP Afyon Milletvekili Abdurrahman Llutiirk de grup adına yaptığı konuşmasında, Cumhurbaşkanhğfmn Vuralhan olayında ortaya koyduğu tutumu eleştirdi. Cumhurbaşkam'mn iddialara ilişkin belgeleri almasına rağmen bu belgelerin özal'dan incelenmesini istediğini anlatan Ulutürk, "Başbakan, Cumhurbaşkanı makamını da lartışmalann içine sokmuştur" dedi. Yuksek Denetleme Kurulu'nun devreye girmesi gerektiğini belirten Uluturk, "Özal, hakkında bu kadar dedikodu bulunan kişiyi Milli Savunma Bakanlıgı gibi onemli bir bakanlıkta tutmaya hâlâ nasıl devam ediyor? Nerede kaldı devlel adamlıgı ciddiyeti?" diye sordu. Vuralhan'ın Milli Savunma Bakanlığı'na özel bir takım ihaleler için getirildiğini belirten Ulutürk, özetle şöyle konuştu: "Hakkında bu kadar ciddi iddialar bulunan bir kişi, artık bakanlık kollugunu işgai elmemelidir. Bu bakan gorevde kaldıgı surece şaibeler >akasını bırakmayacaktır." ortaklığı konusunda Dışişleri Bakanlıgı arşivlerinde hangi belgeler var? Biz bu gensorınu kendisini o makama la>ık gormedigimiz için verdik. Kendisini savunamayan bir bakan, Turk Silahlı Kuvvetleri'ni hangi merciler ttezdinde, nasıl koruyacak?" dedi. ANAP'tan lehte söz alan İstanbul Milletvekili Reşit Ülker, kursuye çıkınca, muhalefet sıralarından çeşitli laf atmalar oldu. Bunun üzerine Aras, "Yann bu zabıtlan çocuklanmız okuyacak. Ben ekuyunca utanıyorum. Lutfen efendim" diye milletvekıllerıni uyardı. Reşit Ülker, "Guzel sozler yerine anayasa maddelerine bakılması gerektiğini" belirterek, "Bu gensorunun koku hatalı bence. Zaten gensoru bir bakamn, bakanlıgı ile Ugili çalışmalan konusunda verilebilir" dedi. 1960'tan bu yana 196 gensoru verildiğini ve bu muessesenin bu kadar sık kullanılmasının müesseseyi tahrip edeceğini savunan Ülker, "Bir ortak sonımluluk altındaki bir bakamn arkadaşı olan diger bakan, burada gelip konuşuyorsa, siz niye lelaşa kapılıyorsunuz? Lutfen onun avukatlıgını da siz yapmayın" dedi. Bu sırada SHP sıralarından Ulker'e, "SHP'den ANAP'a geçerek, anayasanın 84. maddesini ihlal eltigini anımsatan" sozler atılınca Ulker, "Ben 84'iin içinde degilim. Birleşmeden iki gün once istifa ettim. Sizin buradaki konumunuz kanunsuzdur" karşılığını verdi. DYP Grup Başkan Vekili Vefa Tanır da aleyhte yaptığı konuşmasında, Vuralhan'ın iddiaları yanıtlamak için kürsüye gelmesi gerektiğini kaydederek. "Biz bü>uk belgeler getirmedik. Ne dedik? Milli Savunma Bakanlıgı gibi onemli bir mevkideki bir bakanı, basın ve bir parti grubu iki a>dır bir çirkefe batınp batınp çıkarmaktadır. Eger Sayın Vuralhan buraya gelmezse, bu iddialann uzerini nasıl orteceksiniz? Bu iddiaların sahibi gelsin cevap versin. Biz iddianın burada temizlenmesi için geldik, iddia sahibi degiliz" biçiminde konuştu. Usul hakkında söz alan Mesut Yılmaz, iktidar ve muhalefet ayrımı yapmadan butün milletvekillerinin konu hakkında aydınlanmaya gereksinimleri olduğunu dile getirerek, konu hakkında kendisinin ayrıntıh bilgiler verebileceğini savundu Başkan Vekili Halim Aras, usul tartışmasından sonra hükumetin bir bakanının konuşmasınm anayasaya uygun olduğunu, Demirel'in başbakanlık döneminden de örnekler vererek anlattı. Aras, Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz'ı kursuye da\et ettiği sırada SHP'li ve DYP'li tüm milletvekilleri bir anda ayağa kalkarak genel kurul salonunu terk etmeye başladılar~Aym anda dinleyici localarında bulunan vatandaşlann büyuk bir bölumunun de lo Baykal: Bu bir senaryo GENEL KURUL SONRASI Ergüder'in konuşması ANAP grubu adına söz alan İstanbul milletvekili Orhan Erguder ise Vuralhan hakkındaki iddiaların arkasında ANAP'ı ve Başbakan Özal'ı yıpratmak yatıığını söyledi. Ergüder, konuşmasma SHP Grup Başkanvekilı Deniz Kırlı'nın konuşması önerge sahiplerinden SHP'lı Onder Kırlı ise sözlerine başlamadan önce, topladıgı delıllerle konuşacağına dikkat çekerek, yolsuzluklar içinde başkalannın da olmasımn Vuralhan'ı sorumluluktan kurtarmayacağını belirtti. Adı geçen Alman ortakların seks otellen de işlettiğini ve bu tarihlerde Dışişleri Bakanhğfna buro malzemeleri alındığını, Vuralhan'ın ise Dışişleri Bakanlığı'nda daire başkanı olduğunu belirten Kırlı, Almanlann TİTAŞ'a ortak olduklannı, Vuralhan'ın da bu şırketle ortaklığı bulunduğunu, eşinin de bir I sure çalıştığını anlatıı. Kırlı şöyle devam eıti: ' "Almanya'daki buyükelçilikte gorevli bir kıiçiık memur olan Osman Öznur, Vuralhan'ın bilgisi dışında Schuca'ya garanti verebilir mi>di? Vuralhan'ın TİTAŞ ortaklığı rastlanıı mıdır? Iş bununla kalmaz. çelik yelek alınacaktır. * Şirket devreye girer, çelik yelek satar. Yeleklerden şikâyet başlayınca, hazırlanan raporda kurşun geçirdiği anlaşılır. Zırhlı araç için ABD'de Safeguard'la anlaşmaya vanlır. Büyukelçilik araştırma yaptınr, araçlann guvenli olmadığı anlaşılır. Gene de araçlar bu şirketten alınır. Cumhurbaşkam'mn aracının camı patlar ve geri verilir. Başbakan Ozal da araçlann güvenlik açısından yelersizligini biliyor, ama sdylemiyor. Davos'ta S milyon lira masraf yapılarak niçin Limuzin marka araba kiralandı? Başbakan'ın canı can da Dışişleri görevlilerinin canı patlıcan mı?" Onder Kırlı, alımlar için hiçbir uluslararası ihale açılmamış olmasına da dikkatlere sunduğu konuşmasında, dış ülkelerdeki temsilciliklerimizin bınalarının fıziki guvenliğinin de Schuca'ya verildiğini bildirdi. Kırlı, "Öznur \e Schuca larihi görevlerini yerlerine getirmişlerdir" dedi. Kırlı, sözlerini şöyle tamamladı: "Vuralhan, şirkelleri pek seviyor. Alman patronlar Osman Öznur, Vuralhan ile ortak, Akturk firması buro ve araçlannı secim kampanyasında Bakamn erarine vermiş. Otel faluralannı başka bir şirket karşılayıvermiş. Karşımızda iş bilen bir işadamı mı var, yoksa Dışişleri Bakanlıgı'nda gorevli bir daire başkanı mı var? Başbakan korudugu bahanesi ile Bakanı kursü>e bile çikamaz hale sokmuştur. Buna hakkı yoktur. Bakan kursuye çıksa, belki görevinden aynldıgını söylemek yürekliligini de gösterecektir." Llutiirk: Başbakan olayda bakanla suçlu sandalyesine oturması gereken kimse durumundadır. Hakkında bu kadar ciddi iddialar ortaya konan bir bakamn, siyasi bir makam olan bu bakanhğı işgal etmesi mümkün değildir. Bu bakan görevde kaldığı sürece şaibeler yakasını bırakmayacaktır. Devlet adamı ciddiyeti nerededir? Vuralhan Bakanlar Kurulu sıralarında göruşmelerı ıziiyor Baykal'a, "O yakışıklı ve güzd adam" diye başladı. Baykal'ın, "kelle istediğini" savunan Erguder, Uğur Mumcu ile Cumhurbaşkanlığı Basın Müşavin'nin gazeteci Örsan Öymen'in cenaze töreninde Vuralhan olayındaki iddialan konuştuklarını anlattı. Yazanmız Uğur Mumcu'nun Vuralhan hakkındakı belgeleri cumhurbaşkanına vermesini eleştiren Erguder, "Stıjın Mumcu, dos>»yı niye muhalefete venniyor? Niye savcıhga.vermiyor?" diye sordu. Avusiurya Cumhurbaşkanı Kurt VValdheim'ın Nazi olduğu yolundaki iddiaların savcılık tarafından değil, 6 uluslararası tarihçi tarafından incelendiğini anlatan Erguder, gazeteci Mehmet Barias ile Güneri Cıvaoğlu'nun yazılarından da alıntı yaparak, bu yazarların Vuralhan'la ilgili belgeleri ciddi bulmadıkları yolundaki goruşlerini aktardı. Ergüder şöyle konuştu: "Ama Ugur Mumcu bu meseleyi kurcalıyor. 45 gündur Vuralhan hakkında bir buyük gazetede her gün yayın yapılıvor. Ben Sayın Vuralhan'ın saglıgını takdir ediyorum. Yerinde ben olsam ölurdum. Onun ölmeyiş nedeni lannya inanması ve vicdanının rahat olmasındandır. Bu iddialann arkasında ANAP'ı yıpratmak yatıyor. Çiınkii başbakanı yıpratmak istiyorlar, çunkii kıskanıyoriar başanlanmızı." Ergüder, muhalefete "yolunuzu şaşırdınız" diye seslenince, muhalefet sıralarından protestolar yükseldi. Ergüder, TtTAŞ'ın nasıl kurulduğunu anlatırken de SHP'lı Rıza Yılmaz'ın "yalan söylüyor" diye bağırdığı görüldü. Erguder, Ismet Inönü için de bazı "menfi laflar" söylendiğinı belirterek, "lsviçre'de çiftlikleri vardı dediler. Ulan İsviçre hep dag, çiftlik ne arasın orada" şeklinde konuştu. Fatin Rüştu Zorlu'ya "yüzde 10'cu" dendiğini ve bu nedenle Yassıada'da idama mahkum olduğunu belirten Ergüder, Zorlu'nun halen ANAP milletvekili olan damadı Hilmi Sözen'e şöyle seslendi: "İ'zülme sen Hilmi, millet gerçekleri biliyor." Erguder'in bu konuşması muhalefet tarafından şaşkınlıkla karışık tepkilerle karşılandı. Ergüder, konuşmasım, "KHIe istiyorsunuz; bugun Vuralnan'ın kellesini istiyorsunuz, yann sıra başka bakanlanmıza gelecek; biz kelle verme>ecegiz" diye tamamladı. cayı terk ettikleri gözlendi. SHP'lilerden bir bölum millet\ekili locayı terk eden \atandaşları alkışlarlarken, ANAP'lılar protesto ettiler. Bu sırada karşılıklı laf atmalar kavgaya yol açmak üzereyken, arava gıren uyelerce olay yatıştırıldı. SHP'li Rıza Yılmaz, Tufan Dogu ve Eşref Erdem ile bazı uyeler kendilerine laf atan ANAP'lı Yılmaz Sanioglu'nun üzerine yurüduler. ANAP'lı ve SHP'li milletvekilleri küfurleşerek yumruklaşacakları sırada araya giren üyeler kavgayı önlediler. Yılmaz Sanioğlu, ANAP'lı arkadaşları tarafından zorla genel kuruldan çıkarıldı. Bu sırada SHP Grup Başkan Vekili Hikmet Çetin de salondaki SHP'lileri dışan çıkarmaya çalışıı. SHP'li uyelerden bazıları genel kurulun kapısına kadar localan terk eden \aıandaşlan alkışlamayı surdurdüler. Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz kursuye gelirken, muhalefet de salonu terk edıyordu. Yılmaz, "Muhalefelin Meclisi terk ettigini tescil edi\orum" diye bağırdı. SHP ve DYP'liler kuliste bulunan TV'lerden Dışişleri Bakanı Yılmaz'ı izlediler. SHP'liler dinleyici localarından vatandaşlann kendileri ile birlikte çıkması konusunda herhangı bir bilgileri olmadığını belirterek "Vatandaşlar kendüiklerinden avnldıiar. Hiçbir anlaşma ve nareket söz konusu değildir" dedıler na, "Iddiayı getirenler oturur dinlerANKARA (Cumhuriyel Burosu) SHP Grup Başkan Vekilleri, Vu lerdi. İddianın ciddi olmadığı oradan anlaşılıyor" karşılığını verdi. Mesut ralhan'la ilgili gensorunun reddedilmesinden sonra bir basın toplantısı Yılmaz'ın konuşmasında "tam bir saduzenleyerek gelişmeleri eleştirdiler. vunma yapmadıgı" belirtilince, BaşDeniz Baykal, Meclisteki gelişmelebakan, "Savunulacak fazla bir şey ri kaygı verici olarak nitelerken, bıryok ki kardeşim. Aslında normal leşimi yöneten ANAP'lı başkanın, şartlarda böyle bir gensoru mümkün "Önceden planbnmış, tezgahlanmış değil. Yani bu gensoruluk bir iş debir senaryo içinde hareket ettigini" gil. Gensoru muessesesini de biraz söyledi. Baykal, ad okunarak oyladejenere ettiler. Haksız olduklannı ma istenmesine karşın bakamn buanladılar onun için dışanya çıktdar" nu oldu bittiye getirdiğini bildirdi. diye konuştu. Özal, muhalefetin 4 Baykal, Vuralhan olayımn daha ınyıîdır surekli yanlış hesap yaptığım celenmesi gerektiğini belirterek olaöne sürdü. yın peşmi bırakmayacaklannı kaydetti. Hikmet Çetin ise, Vuralhan'ın kendisini Mecliste savunma olanağı bulunmayan gazetecileri ve gazetemiz yazarı Uğur Mumcu'yu hedef almasıru eleştirdi. Çetin, Vuralhan'ın Meclis fiilen ANAP grubu haline geldikten sonra konuşma yapabildığini soyledi. Çetin, ANAP Grup Başkan Vekili Tasçıoglu'nun dinleyicilerin Meclisi terk etmesi ile ilgili "tertip" iddiasını da "Eger bir tertip varsa bunu kendileri yapmışlardır. ANAP'ın kendi sözcusu dinleyici localannda TİTAŞ ortaklannın olduğunu soylemişti. Oralarda kimlerin oturduklannı bilenler ANAP'lılar olduguna göre tertibi yapanlar da onlardır" diye yanıtladı. Taşçıoğlu ANAP Grup Başkanvekili Mükerrem Tasçıoglu'nun göruşmeden sonra düzenlediğı basın toplantısına Ercan Vuralhan ile obür başkan vekilleri Abdülkadir Aksu ve Haydar Özalp da katıldılar. Taşçıoğlu, konuşmasında muhalefetin genel kurul salonunu terk etmesini eleştirerek "Bunu demokrasi adına iyi karşılamıyonnn" dedi. Milletvekilleriyle birlikte dinleyici localarının da boşalmasımn bir tertip olduğunu savunan Taşçıoğlu, "Dinleyici localanndakilerin bir bölumü DYP ile Ugili olabilir. Bu önceden yapılmış bir tertiptir" dedi. Dinleyicilerin mületvekillerinden işaret alırcasına dışan çıkmalarımn çirkin bir davramş olduğunu iddia eden Taşçıoğlu, "Kimse Meclis çaltşmatannı ipotek edemez. Memleketimizde Allah'a çok şükur demokrasi işlemektedir. Bu nevi protestolan ciddi bir muhalefete yakıştıramıyonım" şeklinde konuştu. 'Haksızlıklannı anladılar' Başbakan Turgut Özal, gensoru goruşmelerinden sonra Meclisten ayrüırken gazetecilerin, "Muhalefet yeni bir iddia getirebildi mi?" sorusu GENSORU SENARYOSU Üç el silah sesi... TBMM kulislerinde diın erken saatlerde bir gensoru canlıhgı yaşandı Milletvekilleri genel kurulun toplanma saatine kadar boş oıurmadılar. Gensoru göruşmelerinin nasıl yapılacağım yuksek sesle düşünmeye basladılar. Yuksek sesli düşünceler bir sure sonra senaryoya dönüşiu. Kuliste oluşan senaryo Cumhuriyet muhabirlermce yavlı hale getırildi. SHP ve DYP'lilerin oy birligi ile kabul ettikleri, ANAP'lılarm ise son bölümüne katılmadıklan gensoru senaryosu şöyle: TBMM Genel Kurulu salonu ve dinleyici localan hınca hmç dolu. Hava elektrikli.. Saaılerdir suren tanışmaların etkısi milletvekillerinin gergin yuzlerinden okunuyor. Sıyah parlak saçlı, orta boylu adam Bakanlar Kurulu sıralarından ağır ağır ayağa kalkıyor. Muhalefet sıralarından uğultular.. Laf atmalar,. "Ohh, nihayet kürsüye geliyor" seslen. Siyah parlak saçlı adam laflan duymazlıktan gelîrcesine Başbakan'ın önunde duraklıyor. Başını hafifçe eğerek selam verdikten sonra, kürsüye yöneliyor. Kürsudeki bardaktan biryudum su içiyor. Gözlerini önce ANAP, sonra muhalefet sıralarında gezdirıyor. Kendinden emin bir ifade ile, hiçbir zaman açık bırakmadığı ceketmin duğmelerini aralıyor.. Saçları ile uyumlu parlaklıktaki lacıvert ceketinı çıkanveriyor.. Salondaki uğultu sessizlığe dönüşüyor. Birden Başbakan'ın ayağa kalktığı farkedılıyor. Milletvekilleri hayret içinde... "Ne oluyor?" Salondaki şaşkınlık surerken Başbakan kürsünun önune ilerliyor. Sağ elinı ani bir hareketle beline göturuyor. Siyah metal namlu kursüdekı hedefe yöneliyor. Üç el sılah sesı.. Kursüdekı adam sendelıyor, ardından kurşunların çelik yeleğe çarparken çıkardığı metalık ses salona yayılıyor. Kursüdekı adamm beyaz gömleğı uzerınde uç kırmızı leke beliriyor. Kırmızı lekeler buyürken kursüdeki adam acı ile kıvranarak, kursuye kapaklamyor. ANAP'lılann saşkmhğı surerken muhalefet sıralanndan alkışlar yukseliyor. • •• Muhalefelin bu senaryosunun son perdesi ANAP'lılarca şöyle değiştirıliyor: •kk* Baykal'ın konuşması SHP grubunun görüşlerini açıklayan Deniz Baykal, parlamentonun ilk çalışma ayında böyle bir konuyu ele almak zorunda kaldıkları için üzülduklerini belirterek sözlerine başladı. Baykal, Vuralhan'ın Dışişleri Bakanhğı memuriyeti sırasında usulsüzlük ve kayırmalar yaparak kamuyu zarara uğratnğını belirterek şöyle dedi: "Sayın Vuralhan kayırdıgı kişüerie ortak çıkar Uişküeri içine girmistir. Hem de bu işlerin sonımluluğunu iizerinde taşırken. lddialan yanıtlamak yerine de mukabil suçlamalaria olayı örtbas etmeye çalışmıştır. Bunlardan sonra Milli Savunma Bakanlıgı goroini yürutmesi mumkun değildir. Oradan a>nlın Sayın Bakan. Sizin oradaki varlıgınızı kabul etmiyoruz." Deniz Baykal'ın konuşmasınm bu bölumunde Başbakan Turgut Özal, Genel Kurul salonuna girdı. Baykal, Alman firmasından alınan zırhlı yeleklerin sağlam olmadığına ilişkin rapordan söz edince Özal, Bakanlar Kurulu bölumundeki yerinden laf attı. Bunun üzerine Baykal, Özal'a, "Önceden alınan >elekler için daha sonradan test yapılmış. Yurtdışında hâlâ kullanılan yeleklerin kurşun geçirdigi Alman olorilelerince belirlenmiş. Bu fîrmanın başkalanna verdigi yeleklerin sagiam olmaması bile, en başta sizi kuşkuya sevk elmeli" karşılığını verdi Cumhurbaşkanfnın Alman Schucafirmasınınverdiğı zırhlı aracı geri gonderdiğini de beiinen Baykal, özal'a "Siz Sayın Başbakan, Davos'ta niçin bu firmadan alınan araçlan kullanmayıp, başka zırhlı araç tercih ettiniz?" diye sordu. Alman firmasının Dışişleri Bakanlığı'na hediye ettığını soyledığı BMW otomobilin ne olduğunun açıklanmasını ısteyen Baykal, daha sonra şöyle konuştu: "Firma ile Dışişleri görevlileri arasında kabul edilmesi mumkun olmayan içli dışlı çıkar ilişkileri vardır. Bunlan belirlemek için ciddi bir inceleme gerek. Ciddi inceleme için de Bakamn oradan istifası gerekir." Baykal'ın Vuralhan'ın ve Öznur'ların Schuca firması sahipleri ile ortaklık ilişkilerini tek tek anlattığı konuşmasım, Başbakan Özal'ın yanı sıra. zaman zaman bazı ANAP milletvekilleri ve Bakanlar Kurulu sırasında oturan Vuralhan da itirazlarda bulundu. Baykal'ın konuşma suresinı aşması üzerine birleşimi yöneten ANAP'lı Abdulbalim Aras, kendısıni uyannca. SHP Grup Mesut Yılmaz'ın konuşması Muhalefetin Genel'Kurul salonunu terk etmesınden sonra kursuye gelen Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz. Vuralhan hakkındaki iddialarla ilgili bakanlığının soruşturma açtırdığını ve iddiaların hiçbir mesnedi bulunmadığımn ortaya çıktığını savundu. Hiçbir guvenlik önlemınin yuzde yuz koruma sağlayamayacağını belirten Mesut Yılmaz, ust duzey iki kamu gorevhsinın de Başbakan Özal'ın isteği üzerine iddialan araştırdığını soyledi. Mesut Yılmaz, "Ortada bir haksız fiil varsa bunun ortaya konulmasını onlardan çok biz isteriz. Bakan olsa bile kimscnin gozunun yaşına bakmayız. Bizim kimseden alacağımız en ufak bir fazilet dersi yoktur" dedi. Mesut Yılmaz, Genel Kurul salonunda kalan ANAP milletvekillerıne hıtabederek, gensorunun bakanların icraatlanna ilişkin olduğunu belirterek bir bakamn kişisel işleri dolayısıyla gensoru müessesesine başvurulamayacağmı kaydettı. Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz şöyle konuştu: "Gündemdeki önergeler Bakanlar Kurulu'nun veya bir bakamn icraatına degil, hiçbir siyasi sıfatı bulunmayan bir devlet memuruna ilişkindir. Önerge sahipleri olma>an icraat hakkında gensoru istemektedirler. Lstelik önergedeki iddialann bakamn bakanlıgı ile de en ufak bir ilişkisi mevcut değildir. Zannediyorum ki boyle bir genM>ru önergesinin diger parlamenter ülkelerde de ornegi yoktur." Mesut Yılmaz, 1980 başlarında dış temsilciliklere yönelik terörisı saldırıların yoğunlaştırılması ve bazı görevlilerin şehit edilmesi üzerine hükumetin koruyucu tedbirler almayı kararlaştırdığını, bu güvenlik önlemleri için Türkiye'de yeterlı bilgiye sahip kuruluşlar olmadığı için dış ülkelerden sağlanmasına karar verildiğini anlattı. Dışişleri Bakanhgı'nın uzman kişilere bu alanda yetkili bulunan Amerika, Hollanda, Almanya, Fransa ve ttalya'da araştırma yaptırdığını kaydettı. Zırhlı taşıt alımı ve binaların guvenlik önlemleri için lek tip şartname hazırlandığını belirten Yılmaz, alınan tekliflerin bakanlık bunyesinde oluşturulan bir komisyon tarafından incelendiğini ve en uygun teklifi veren firmanın seçildiğini söyledi. Usul tartışmaları Oturumu yöneten Abdülhalim Aras, Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz'a soz verince, SHP ve DYP'ye mensup milletvekilleri ayağa kalkarak, Vuralhan'ın yerine Yılmaz'ın konuşamayacağını örte sürduler. Bunun üzerine Aras, Yılmaz'ı kursüden ındirerek, gensomya neden Yılmaz'ın yanıt versceği konusundaki görüşünUaçıkladı. Aras, konuyu ayrıntıh olarak incelediğini belirterek,, "Anayasaya göre bir gensoru bir bakanı olduğu kadar, diger bakanla n da ilgilendirir. Hukumet bu önerge)i bir hukumet meselesi yapıyor veya yapmıyor, onu bilemem, ama bu hükümet, bir bakanı gorevlendiriyor. Bir bakamn gensoru ile düşünilmesi bir başka bakanı ilgilendirebilir. Başbakan, bugüne kadarki teamiiliin dışında herhangi bir bakanı gorevlendirebilir" diye konuştu. Aras, konuşmasından sonra Vuralhan'ın yerine gensoruya Dışişleri Bakanı Yılmaz'ın kürsüye gelmesi konusunu tartışmaya açtı. Usul hakkında aleyhte söz alan SHP Grup Başkan Vekili Deniz Baykal, "Gensoru ile ilgili onemli bir uygulamayı başlatmak üzert oldugumuz anlaşılıyor. Gensorunun muhatabı dogrudan dogruya Milli Savunma Bakanı'nın ta kendisidir. Bugıine kadar başka bir bakamn konuşmasınm örnegi yoktur" dedi. Başbakan özal, oturduğu yerden, "ornegi var" diye laf attı. Baykal, gensoruya başka bir bakamn yanıt vermesinin, hukuka ve teamullere aykırı olduğunu belirterek, "Sayın Bakan, TİTAŞ'a ortaksa, bu konuda Dışişleri Bakanı ne açıklama yapabilir? Vuralhan'ın eşinin lİTAŞ'a Üç el silah sesi.. Kursüdekı adam sendeliyor. Ardından çelik yeleğe çarpan kursunlar yere düsüyor. Muhalefetin şaşkınlığı surerken ANAP sıralarından alkışlar yukseliyor. Kursüdekı adam rahaı. Ellerini başmın uzerinde birleştirerek ASAP selamı veriyor
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle