25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 ŞUBAT 1988 • ••• HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/n Perînçek belgeleri Üruğ'averdi (Baştarafı 1. Sayfada) Göztepe'deki evmde yaklaşık bır buçuk saat suren bır goruşme >aptılar. Göruşmeden sonra Necdet Üruğ, gazetecilerle konuşmayı reddederken, Doğu Pennçek, Uruğ'a bir teyp kaseti sunduklannı açıkladı. Teyp kasetinde raponı hazırlayan MİT görevlileriyle konuşmalann bulunduğunu behrten Perinçek, "Raponı kimlerin hazıriadığım kesin olarak biliyoruz. Teyp kasetini raponı hazıriayanlars da gönderdik" dedı. Pennçek şöyle konustu: "Gorusaıemizde bir röporUj yapük. Aynca Saym Ürug'a bir teyp kaseti verdik. Bu kasette raponı hazırlayan MTÎ görevtfleriyle konuşmaUnmız var. Kimlikleriyle birfikte bu raponı hazırlayanlan kanıtlayan konuşmalar. Bu kasetin metnini raponı haoriajanJara da gönderdik. Daha önc* yaptıkian aaklamalarda yalan söyiedUer. Dergide yayımlamadan once bilgileri olsun ve sojleyeceUeri yafaurian bazniasuüar istedik. Yalanlann çogalmasını istiyoruz. MİT raporianyta binlerce insan okuInııdan, isinden kovuldu, bapislere aoklı. Birtakım onemlı insanlar hakkında rapor hazjrtanınca ola> oluyor. Peki oleki insanlann, omuzlannda apolet taşımayan insanlann halüannı kim konıyacak? tşte bizler konıyacagız, basın koınyacak." Doğu Pennçek, emekh Orgeneral Necdet Ürag'un, rapordakı suçlamalann devlet tarafından araştırılması ve raporu hazırlayanlann belirlenmesi konusunda kararlı olduğunu da belırtti. Pennçek, dergimn toplatılması karşısında basın örguüerinın sessız kalmasını da eleştirerek, "Babıali'de beyaz zend ayuımı yapılıyor, Mze zend muajneleri yapdıyor" diye konuştu. Üruğ, 2000'e Doğru Dergisı'yle gönlşmesınden sonra, Kara Kuvvetlerı eski Komutanı Emekh Orgeneral Necdet Öıtorun ile göruştu. Necdet Uruğ'u evınde ziyaret eden Necdet öztorun, beş dakıka sonra Uruğ'la bırlikte dışanya çıktılar. Üruğ ve öztorun, görüşmeyle ılgilı bilgi vermezken, Ûruğ, Doğu Perinçek ıle göruşmesı konusundakı bir soruya, "Bugune kadar soyleyeceklerimi söyledim. Basın ile ber turlü ilişkimi de kesiyonun" dedı Ote yandan haftalık 2000'e Doğm dergısının Istanbul DGM'ce toplatılan son sayısıyla ılgilı olarak Sonımlu Yaa Işleri Muduru Fatma \ancı'nın ıfadesi alındı Bu arada Yazıcı'nın, dergının 37. sayıdaki "Şirket Batıran Turgut" başlıklı yazıda Başbakan Turgut Ozal'a haraket edıldığj savıyla >argılanmasına de\am edildı. Fatma Yazıcı dun, "Federal Alman Pariamentosu Kurt Sonınunu Tarösıyor" başlıklı yazırta böluculuk yapıldığı savıyla toplatılan son sayıları nedeniyle, İstanbul DGM Sa\ alığı'na ıfade verdı Yazıcı, Savcı Yardımcısı Aytekin Gani Ataman tarafından alınan ifadesınden sonra yaptığı açıklamada, Federal Alman Parlamentosu'nda geçen "Kıırt Sorunuyla" ilgili tartısmaların bır çok basm orgarunda da yer aldığını belirterek, "2000'e Doğnı'da >a\ımlanınca suç oldu" dedı. Yazıcı, son sayılan hakkında verılen toplatma karannın asıl nedeninin dergının kapak konusu olan "MTT RAPORL " başlıklı yazı olduğunu one surdu FKO, Türkiye'den gemi (Baştarafı 1. Sayfada) bulunması" konusunda başvurdu. Dışişlen Bakanlığı Sozcusu Buyukelçi İnaJ Batu, Abu Firas'ın Dışişleri'ndeki gırişıminı doğrulayarak, "KendisiiK böyle bir imkânın bulunmadığı bildirildi" demekle yeıindı. FKÖ Temsilcısi ise kendisi ile temasa geçen Cumhuriyet muhabirine, bir gemi aramakta olduktarına ılişkin haberlerin doğru olmadığıtu söyledı. Güvenilir kaynaklar, Ankara'nın söz konusu girişimden "rabatsuiık" duyduğunu söyleyerek, "Yunanistan'ın Pire Limanı'nda kendilerini Hayfa'ya goturecek olan gemiye Filistinliler'in sloganlar ve protestolar ile bindiklerini TRT'den berfces izledi. Deviet olarak aynı şeylerin Torkiye'de cereyan etmesini isteyeceğimizi tahmin etmıyoruz" diye konuştular. Dışişlen çevreleri ise konu ile ilgılı olarak şu görüşlere yer verdiler: "Turkiye, FUİstin halkının haklı davasana desteğjni çeşitli vesilelerle ve en etkin şekilde gostermiştir. Bu konudaki duşuncelerini hem uluslararası platformlarda hem de bizzat İsrail'e bildirmiş ve bildirmeje devam edecektir. Bunun yanı sıra, işgal aitındaki Arap topraklannda yaşayan Filistinliler'e yiyecek yardımında bulunmaktadır. Boylece ustune dusen, ister siyasi olsun ister insani, gorevlerini yerine getirmiştir." Bu arada Israıl tarafından sınırdışı edilen 200 Füıstınlı'yi gen göturmek ıçin kıralanan Yunanistan bandıralı geminin, Filıstinli yolcular ile bunlan destekleyen 200 ünlu şahsıyet ve 200 gazetecınin binmiş olmasına rağmen halen Pire Lımanı'ndan kalkmaması bir merak konusu oluşturuyor. Nükleer pazarlıkta ilk raunt (Baştarafı 1. Sayfada) Ankara kendı ordusu içın yeni nükleer yukümlulük almasa dahı, Turk topraklannda konuşlandınlacak veya Turkiye'ye tahsıs edilecek nukleer yeteneklı ABD uçakları, bu "opsiyon oneri paketi" arasına gırdi. Ancak söz konusu teklifler şimdılik fazla bağlayıcı bır nitelik taşımadı ve toplantıdan edinüen genel ızlenim NATO'nun "nukleer modernleşme" konusundakı karannı bir sure daha erteleyeceği yönunde oldu. Yabancı dıplomatık kaynaklardan edilen bilgilere gore, uye ulkelerin başkentlerinden gelen yuksek duzeydekı uzmanlann katıldığı NATO toplantısında, Sovyetler Birhğı ve ABDnın ımzaladığı INF Antlaşması'ndan sonra Avrupa'da doğan nukleer boşluğu doldurmak içın ne gibi yenı önlemler alınacağı uzerinde duruldu. Oturumda, kasım ayında Kaliforniya'da yapılan "Nukleer Planlama Gnıbn" kararı uyannca, NATO askeri karargâhı SHAPE, uye ulkelere bir dızd "opsiyon silah" önensı getirdi Ancak askerı kanadın tekliflerınde "coğrafi konuma" somut bır bıçımde değınilmedı ve yenı silahlar için herhangı bır ulke adından sözedilmedi. SHAPE tarafından sunulan raporda, orta ve orta kısa menzillı nükleer fuzdenn Avrupa'dan sokulmesinden sonra, yeni silahlar.n konuşlandırılabüeceği belirtildi. Bu "opsiyonlar" şunlardan oluştu: A Denızaltılardan aıılan fuzeler (SMBM) B Fırkateyn ve muhriplerden atılan diğer sıstemler. C Stratejik bombardıman uçakları (B 52) D Çifte yetenekli jet uçakları (F16, F15, Flll) ve bunlara yerleştınlecek havadan karaya fuzeler (TASM) E Karada konuşlandınlan, karadan karaya sıstemler (ATACM).Gözlemcilere gore, önceki gunkü toplantıda ulke adı verilmemesine rağmen, Turkıye'yı birınci planua ilgilendiren ve coğrafi konum nedeniyle Ankara ıçin potansiyel nitelik taşıyan silah turleri D ve E tıpınde olanları. Bılindığı gibi NATO'nun 1983 yılmda aldığı "nükleer modenıleşme" karanndan sonra, gerek ıttıfak asken kanadı gerek ABD, Türkiye'nin kendı toprakları uzerıne bu tur silahlar yerleştırmesı gerektiğıni çağrıştırmışlar, ancak Ankara geleneksel Sovyet politıkasından dolayı yenı bır nukleer yukümlulük altına gırmeyeceğını bildırmıştı. Türkiye'nin önceki gunku NATO toplantısında bunu bır kez daha açıklamasına rağmen, Bruksel'dekı genel kanı, hem Ankara hem de dığer başkentler uzerindeki telkinlenn yine de devam edeceğı doğrultusunda Güvenilir dıplomatik kaynaklara göre, SHAPE'nın oncekı gun Bruksel'de sunduğu rapordakı D turu sılahlann Turkiye ıçin çağnştırdığı noktalar şunlar: Turk Hava Kuvvetleri'nde hızmete girecek F16 uçaklarına, nukleer yetenek kazandırılması. Bu bomba ve fuzelenn Turkıye1 de stoklanması Bıuılardan TASM adı venlen ve "seyir fuzesi" nitelığı taşıyan havadan karaya silahlar henüz proje halindeler. Ankara'nın şimdiye kadar reddettıgi F16"lara nukleer yetenek kazandınlması seçeneğı gözlemalere gore, "Orta vadede ve diğer muttefiklerin tutumuna gore, Turkiye için de en kabul edilebilir" seçeneğı oluşturuyor. Bu bağlamda Ankara'yı ilgilendıren diğer önemb bir nokta, Turkiye1 nın sahıp olmadığı F16, Flll ve F15 uçaklannın da SHAPE teklıflerınde adı geçmesı. Gözlemcilere gore burada çağnştırılan şey, ABD ordusuna ait olan ve îngıltere ve lspanya'da "tahsisli" bulunan çifte yetenekh uçaklardan bir bölumunun Türkiye"de uslenecek bıçimde konuşlandınlması. Buna ornek olarak lspanya1 daki 72 F16'dan 48'ınin Turkiye'ye "tahsisli'' olduğunu bıldiren gözlemcıler, NATO'nun yeni dunımda Turkıye"den bu uçaklar içın konuşlandırma ussu ve nukleer mühimmat stoklaması ısteyebıleceğım kaydedıyorlar. Boylesıne bır yaklaşım ıse, yıne Ankara'nın nukleer politıkasına ters duşuyor KİRALIK Kız talebe veya tek memura pansiyon Tel: 528 38 85527 68 45 T Ü R K İ Y E ' N İ N İ L K 1 2 5 Y l L L I K B A N K A S 1 UĞUR MUMCU (Baftanfı 1. Sayfada) GOZLEM "Schuca" şırketı niçin seçılmışti? Bu sorulara hiçbır doyurucu yanıt verilemedı. Schuca şirketinin sahipleri olan ikı seks tacirı aracılığıyla alınan zııtılı araçlar, daha mı ucuzdu? Daha mı pahalıydı? Bu şirket hakkında niçin bir güvenlik soruşturması yapılmamıştı? Niçin bu alımlarda "Arttırma Eksiltme ve İhale Yasası" göz göre göre çiğnenmışti? Bakan Yılmaz, bu yetersiz ve dayanaksız konuşmasıyla siyasette, sanırım, ilk yarasını almıştır. Umarım Vuralhan olayı nedenıyle aldığı bu yara kendisı için ilk ve son yara olur. Milli Savunma Bakam Vuralhan çok ama çok zayıftı. Hiçbir sözü inandırtcı değildı. Örneğın, kendisini destekleyen Aktürk inşaat ile ilgıiı sözlerı tam bır demagoji örneğiydi. Dündar Kılıç'ın ifadesine dayanarak Vuralhan'ı seçim kampanyaları sırasında destekleyen Akturk inşaat yöneticılerinden Ömer Aktürk'ün Dündar Kılıç ile "Mebaş" adlı bır şırkete ortak olduğunu yazmış, bu ifade bölümünü de yayınlamıştım. Vuralhan "Aktürk inşaaf'm ortaklannı sayıp Dündar Kılıç'ın Akturk inşaatın ortakları arasında olmadığını söyleyerek, aklınca, yazılanları çürütmeye çalıştı. Ben "Dündar Kılıç, Aktürk İnşaat ortağı" diye yazmadım. Yazılan, Aktürk İnşaat'ın ortağı ve yöneticisi Ömer Aktürk'ün Dündar Kılıç ile "Mebaş" adlı şirkete ortak olmasaydı. Bakan bu konuda da sap ve samanı birbirine karıştırdı. Hele benim ayda bir 'Aktürk Inşaat'a gittiğım" yolundakı dehşetengiz açıklaması benim ıçin çok eğlencelıydi 1984 yılmda bır gün Ömer Aktürk'ün çağrısı üzerine, Aktürk İnşaat'ın Ankara'da Tandoğan meydanındakı yazıhanesıne gıtmiş ve Dündar Kılıç ile ilgili bilgi almıştım. İstanbul'da Mali Polis Müdür Yardımcılığı yapan Omer Aktürk, o gün bana Dündar Kılıç ile ortak olduğunu soylemişti. Ercan Vuralhan ile ilgili yayınlar başlayınca Ömer Aktürk bir ortak arkadaşımızı evime göndererek, "Vuralhan hakkındaki yazılarımın kesilmesi ricasmda" bulundu. Aktürk inşaat ile Vuralhan ılişkisini doğrusu o güne kadar bilmiyordum. Merak ettim ve ortak arkadaşımızın yazıhanesinde Ömer ve Öner Aktürk ıle Vuralhan konusunu görüştüm. Ömer Aktürk o gün bana, Ercan Vuralhan'ı niçin desteklediklerini uzun uzadıya anlattı. Dün basın locasından Vuralhan'ı izierken Başbakanın "Uğur Mumcu pıyade çıkmasıyla uğraşsın" sözlerinı anımsıyordum. 12 Mart günlerınde siyasal görüşlerim nedenıyle Milli Savunma Bakanhğı tarafından er çıkartılmıştım Özal, yedeksubaylık hakkımın elimden alınmasını benim içın küçültücü bir olay sanıyordu. Ben, Patnos dağlarında halk çocuklarıyla er olarak askerlik yapmayı, Özal'ın Milli Savunma Bakanı olmaya hıç değişmem. Hele dünkü oturumu gördükten sonra! • * • Dısişleri Bakanlığı'na zırhlı araç ve gereçlerin alınmasına kimler, nasıl karar veriyor? SchucaY. TİTAS'\, Öztuf u artık ezberlediniz. Bu alımlarda görev alan Ercan Vuralhan, Shuca Şirketi'nın sahipleri ile once bir tunzm şırketıne ortak oluyor; sonra Schuca Şirketı kuruluyor; bu şirketten çelik yelek alınıyor, aynca aynı şirket zırhlı araç alımında aracılık yapıyor, sonra da Schuca şirketinin ıki Alman ortağı "seks oteli" ışletmeciliğıne devam etmek üzere "Schuca" Şirketi'nı bir başkasına devrediyorlar. Peki, zırhlı araçlar, Almanya'dan kaç marka alınıyor? 1982 yılmda ABD "Safeguard" Şirketi'nden 3 kişilik arabanın tanesi 63.520 dolara satın alınıyor. 1983 yılmda Amerikan "Hess and E/senhardt"ından alınan zırhlı aracın tanesi ıse 80 bin 959 dolar! 1983 yılmda, Amerikan "Hess and Eısenhardt" adlı şirketten alınan beş kişilik zırhlı taşıtın fiyatı 80.959 dolar. 1984 yılmda "Schuca" bağlantılı Alman şirketi "H und S. Fahrzeugbau" Şirketi'nden beş kişilik taşıt 85.254 dolara alınmış.. Peki başka şirketlerden "teklif" alınmış mı? Alınmış Örneğin Amerikan "Executive Armoring Corparation"\n bakanlığına sunduğu fiyatlar daha ucuz.. Hem daha ucuz hem de zırhlı araçların bakımt ıçin "Türk teknik uzman yetiştirme" önerileri de var. Bakanlık, bu gibi konularda "kılı kırk yararcasına" en uygun şirketi bulmak zorundadır. Ne gibi koşullar aranır bu şirketlerde? Güvenilirlik.. Teknik yeterlik.. Sigorta.. Hazıne yararı.. Şimdı soralım: Seks oteli işleten Schuca Şirketi sahiplerinde ne gibi güvence bulunmuştur? Bu soruyu sorduktan sonra bir soru daha sorarız: Washington büyükelçiliğimiz hukuk danışmanının güvensiz bir şirket olduğunu bildirdiği Safeguard Şirketi'nin seçilmesinin nedeni nedir? Güvenirlilik mi? Teknik yeterlik mi? Hazine yararı mı? Hangisi? Bu soruların yanıtlanndan sonra bir başka soru daha sorarız: • Safeguard Şirketi"nden alınan araçlar arızalandı mı? Arızalanmadı mı? Arızalandıysa neden? Hangi teknik yetersizlik ve donanım eksikliği ile arızalandı bu araçlar? Tabiı bu arada bir de şu soru var yanıtlanacak: Bu anzaların giderilmesi için bir başka şirketle görüşme oldu mu? Safeguard Şirketi'nden alınan zırhlı araçlardan sonra Washington büyükelçiliğimiz bakanlığa kaç zırhlı araç şirketinin adını verdi? "Teklifler" ve "ffyaf/ar" neydı? Niçin bakanlık yetkilileri bu şirketlerden yalnızca ikisini ziyaret etti? Neydi ölçü? Niçin seçilmişti bu şirketler? Kaça alınmıştı araçlar? Kimler karar vermıştı bu araçların alınmasına? Evet, Neden'' Niçin? Nasıl? ABD sancılı Oncekı gunku NATO "Yuksek Duzeyli Grup" toplantısının ortaya koyduğu gercek, Ingiltere ve îıalya dışındaki bütun Avrupalı muttefiklerin yenı bır nukleer yükumluluk altına girmekten bu aşamada kaçındıklan oldu. Bu ikj ulke hancindekı sözculer, aynı .Ankara temsilcısi gıbı, kısa menzilli nukleer süahlarda yenı bir pekıştirılmeye gıdılmesı konusunda hıç istekli davranmadılar Esas olarak, INF Antlaşması'ndan sonra kendi kamuoylan önünde zor duruma düşmek ıstemeyen söz konusu ulke hükümetleri, SHAPE tekliflerı içın herhangı bır angajmana gırmedıler. Zaten Avrupalı muttefiklerin bu ' "sanaanT bikn NATO asken karargâhı da, Brüksel paketinde bağlayıa bır yukümlulük talep etmedı ve daha önceden ana hatlan bılınen "opsiyonlan" sunmakla yetındı. Bu yuzden göz'emcılerın genel kanısı, "nakleer m^demleşmeye" ılışkın ıttifak karannın bir muddet daha erteleneceğı ve nisan ayt sonunda savunma bakanları duzeyınde Kopenhag'ta yapüacak "Nukleer Planlama Gnıbu" toplantısında da kesın bır karann alınmayacağı doğrultusunda. Buna karşılık "Yuksek Duzeyli Gnıp" oturumuna başkanhk eden ABD Savunma Bakanı Yardımcısı Donald Lehmann'ın yaklaşımına göre, NATO'nun "nukleer modernleşmedeki" çekıngenlığı, ABD yonetımıru rahatsız edecek nitelik taşıyor. Bunun başlıca nedenını de, Moskova ıle Washıngton arasında ımzalanan INF Antlaşmasf nın Birleşik Amerıka Kongresi'nde onaylanması sorunu oluşturuyor Lehmann'a göre, Kongre'dekı Cumhuriyetçı "şahinlerin" antlaşmayı onaylaması için, Avrupa'dan sokulen fözelerin yerini dolduracak ve "esnek mukabele strattjisini" surdurecek venı silahlar gerekıvor. Bu yuzden eğer Avrupalı muttefikler kendı topraklannda yeni mukellefiyet almayı reddeder ve yalnız ABD ordusuna aıt uçak, denizaltı ve denız sıstemlerıyle yetınirlerse, hem "esnek mukabeie" tehlıkeye gireceğinden hem de "yukumluİukJerin paylaşunı" ılkesi zedeleneceğınden, INF Antlaîması'nın onavlanması içın de tehhke doğacak. Sürprizsiz Ç ek Bir bankanın temel sorumluluklanndan biri de, çekle ilgili ödemelerde tatsız sürprizleri önlemektir. Bu banka, öncülük görevi üstlenmiş, Türkiye'nin ilk 125 yıllık bankası ise, sorumluluğu daha da artar. Çeklerinin karşılığı olan nakdin ödenmesinde bir aksaklık ya da gecikme, Osmanlı Bankası müşterilerinin hiç karşılaşmadıklan sürprizlerdir. Ekonomi dünyasında nakdi temsil eden, hayati önem taşıyan çeklerinin ödenmesinde, bankalanndan sürat, tutarlılık ve ustalık beklerler. Konu bankacılık olduğunda, Osmanlı Bankası müşterileri sürprizi hiç sevmezler. OSMANLI BANKASI S Ü R P R İ Z S İ Z B A N K A C I L I K (Baştarafı 14. Sayfada) ramda, "Ziya Ozel adlı Turk doktoru, NO adını >erdiği ilacı Akdeniz ulVelerinde yetisen zakkum bilkisinden elde etti. İlaeın yurtdışında çok sayıda laboraluvarda yapılan incelemesinde antitumor etkisi bulunduğu, toksit olmadığı ve immun sistemiyle etki yaptığı immünmediyator olduğu belirtildi. tstanbul Üniversitesi Beyinsel Tıp Araştınna Merkezi'nde (DETAM) yapılan araştırmalarda benzer sonuçlara vanldı. Dr. Ziya Özel, çok sayıda hasta uzerinde denediği ilaçtan olnmlu sonuçlar aldı" denıldı. Dr Ozel, TV röportajında, 1962'de Muğla Devlet Hastanesi'ndeki çalışmaları sırasında, kanserlı hastalarda bazı coğrafi özellikler belırledığım anlattı ve "Kansere >akalanan idşikrin oturduklan yerlerde rakımın 600 metrenin uzerinde oldu| u dikkatimi çekti" dedi Dr. özel şoyle konuştu "Buna da bitki örtösıinun neden olabileceğini duşıindum. Çevrede en fazla zakkum çiceği vardı. Yorede de (azgın yara) diye tabir edilen cilt kanserini zakkuraun yapraklanvla tedavi etmeye çalıştıklannı gordum. Bu bitkinin toksit olup olmadığını araştırdım. Ege'den Akdeniz'e kadar çeşitli yerlerde zakkumlarda aktivite testi yaptım >e kıraç alanlardakilerin daha aktif olduklannı beliriedim." Programda, "şifa bulduklanm" anlatan bırçok hasu da konuştu. Prof. Dr. Sevim Buyükdevrim de', kısa adı NO olan ilaeın uzerındek'i çalışmalann DET^M'da surduğur.u belırterek, ••'tlac çok kuçuk dozlarda uygulandıgı zaman kanserin gelisimini durdurmakla ve geriielmektedir " dedı. TRT'nin
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle