25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURtYET/10 HAVA DURLMU INetMrotoji Genel Müdüriuflü nden akran bilgiye oöre, bütüntökjelerparçaa w çak bukıVu, Marmara, Eoe, Bab AMtniz. Orö ve Doflu KaraderizfeDoDu ve Guneydoflu Anadokı Mkjeleri yafrnurkı. iç Egeve QoQu Karadeniz'm iç k M M N f a» Doğu AnadokıUa kar jafeı gMfeeak. H*A SCAKUĞI: Ûnemi ntf ve dofr »öntaben hafif ara sra orta kuvvttb aman zaman kuvvettce esecak. Deröerte Marmara, Ega ve Baü Kndenrtfc ytfte ve gundoftısundan, Maki denızierde ioMe ve gündoOusımdan 35 kuvvetinde saarte 1021 deniz mff hızö esecek. DENİZ: Marmara, Ega. Karadenc ve AMeniz yaOmurkı geçaceK. Oeniz mutedil daloalı olup gorüş bir degişiMk cdmayacaK. RCIZGAR: GU HABERLERİN DEVAMI TÛRKİYE'DE BUGÜN B 14» 7» Y 10° 4" 0°S" 22 OCAK 1988 DÜNYA'DA BUGÜN AmsHrtam Y 6° Lmngrad K 2° Y 7» Anman B 16° UnJrj ttinı B 10° Y 12° ¥ 13° Y 12° 8 10° Btfutona Y 1° B 10° Mostam K 4° Baal V 7° MMı Y e° y Nw Vbrk B 9* Bonn Y Osto Y 6° Pans Bjdapeşte Y 5° Prao ¥ B° fty« Ccmnt Y 13° Y 13° Roma CMfe K 12° ¥ 24° Sot»» Y 14" Duiayi A 22° Şam * 20» Fnnkfuıt Y 5° 8 15° A 22° Girne Y «° Y 4° Hetankı Y 17» Y 7° Kopenlfcg Vtyana Y 6° VtofnngtonB 8° 2M) Y »° !f Y 8° 3° ANKAIU...ANKA MU^ERREF HEKİMOĞJLU .. Sahnede Suna Kan, Polonyalı besteci VVİenavvsky'nin konçertosunu çaltyor. Salonda Gürer Aykal, oğlu Emre ile yan yana izliyor konseri ve havada Duygu Aykal... Her yerden bize bakar, gülümser gibi. Suna Kan, Duygu Aykal ile kucaklaşır gibi. Böylesıne güzel, duygulu, coşkulu akşamları az yaşadık bu salonda. Ulvi Cemal Erkin'i anma konserini hatırlıyorum, Faruk Güvenç'i yitirdiğimiz dönemin hüznünü duyuyorum, sonra da sanatçınm yazgısını. yaşamın gerçeğini düşünüyorum. Wienawsky'nin keman konçertosunu ilk kez dinliyorum, gerçekten böylesine güzel mi bilmem, güzelliği Suna Kan'dan boyutlanıyor belki de. Dinlerken ölümsüzlüğü çok derinden hissediyor insan. Dün ıTiezartık yollarındaydık, bugün konser salonunda. Suna Kan, bu konçertoyu Duygu için çalacağını aklına getirir miydi hiç, ya da besteci bir Türk kemancının böylesine güzel çalacağını düşünür müydü? Aklımıza gelmeyenler başımıza geliyor durmadan. Duygu Aykal'ı bir sandığa koyabilir miydik hayalirnizde, bulutları aşan bir sanatçıyı toprağa sığdırabilir miydik? Ankara Hastanesi'nde tabutu açılınca gözlerime inanamadım. Agabeyi Kaya Yenen ile birlikteydik. Kaya, kardeşini seyretti uzun uzun, sonra da şöyle dedi: Duygu'nun çok anlamh bir duruşu var, bu dünyadan gitmeye direnir gibi... Ancak Duygu giderken geri gelmiş gibi... Devlet Opera ve Balesi'nde düzenlenen törende genç bir baleci ne güzel seslendi öğretmenine. Çiçekler içinde duran çerçeve kırılacak, Duygu Aykal sahnede neşeyle dikilecek sandım bir aralık. Kaç kuşak baleci bir arada saygı duruşunda, her daldan sanatçılar, sanatseverter, Başbakan ın eşi Semra Özal ile Dışişleri Bakanı'nın eşi Berna Yılmaz'ı da gördüm bu törende. Sessizce geldiler, sessizce gittıler, bu sessiz protokol daha güzel kuşkusuz. Semra Özal'ın bu konularda başka bir duyarlığı var doğrusu. Duygu'nun ölüm haberi geldikten sonra çok sıcak belirtti bu duyarlığı... Opera holünde, cami avlusunda toplanan, Cebeci Mezarlığı'nın yollarına uzanan kalabalığın da başka bir niteliği ve nicetiği vardı bence. Duygu Aykal'ın çağdaş kişiliğine duyulan saygıyı vurguluyordu bu kalabalık. Başka cenazelerde hiç görmedıgım seçkin beyınler, biiım adamları, sanatçılar, doktorlar, herkes tarifsiz kederler içinde, herkes çok değerli bir varlığı yitirmenin bilinci içinde. Bir cenaze töreninin böylesine güzel olabileceğini düşünemez insan. Kimi anlar bir şiirin dizeleri gibi... Mezarlık yollannda elden eie taşınan çelenkler, tabutun üzerine yağan kırmızı güller. Herkes bir gül atıyor, her gülle toprağa neler gömülüyor kimbilir! Kardeşleriyle yan yanaydık bir aralık. Bu töreni Duygu da görseydi, dedim. Gülümsediler. Gördü, dediler. Evet belki de gördü. Dünyayı, insanlan sonsuz bir sevgiyle kucaklayan bir sanatçı bu törenin içtenliğini, yüceliğini görmez ve hissetmez mi hiç? * • • Mezariık dönüşü bir lokantada buluştuk, bir tasarımızı açıkladık Duygu Aykal'ın ardından. Duygu'nun kitabını yazacağız. Onun bir insan, bir sanatçı olarak ulaştığı çağdaşlığa yaraşır bir kitap olacak bu. Belki de güçlü soluğuna bir katkı, o soluğun boyutlanmasına bir katkı. Başarılırsa belli çevrelere, çağdışı yöntemfere de bir uyarı belki. Çağdaşlık kavram değil, yaşam biçimidir değil mi? Duygu Aykal, çok duygulu, çokduyarlı bir kişiydi ama duygusal değildi, tersine akılcı, gerçekçi bir sanatçıydı. Yanlışlarını doğrularını yüreklice açıklardı. Geride kalanlara bu doğrultuda görevler düşüyor şimdi. Duygu Aykal a sevgi ve saygı da onu iyi tanıyarak, amacını iyi anlayarak, insanların mutluluğu için, sevgi için, barış için savaş vererek kanıtlanabilir. Bir üzüntümü de belirtmek zorundayım. Duygu Aykal için iyi bir program yapılamadı TV'de. Bir diziye eklenen bir dans, biriki balecinın üzgün yüzü, rastgele birkaç sözü beni büyük düş kırıklığına uğrattı. Devlet Balesi'ne yakıştıramadım bunu. Çok acı bir olay, Duygu Aykal'ın balelerinin filmi bile yok, olanı da TV ekranına yansıtmak mümkün değil. O amaçla seçilmemiş belki de... Oysa bir bale, bir oyun, bir opera, bir konser mutlaka banda alınmalı, arşivlerde saklanmalı. Konservatuvar öğrencileri için, öğretmenleri için, halkımız için, gelecek kuşaklar için... Yoksa çok değerli bir sanatçı ürünleriyle birlikte karanlığa gömülür gider... Kültür ve sanat politikasını yönetenleri göreve çağırıyorum burada. Tarihin karanlıklarından bugünün aydınlığına dönelim biraz. Çağdışı eğilimleri, arabesk ortamı aşmak için çağdaş sanatçılanmızı da ışığa çıkarmak zorunluğu var. Sanatçılarımızın çağdaş savaşlarını desteklemezsek, ileriye değil geriye döneriz ancak. Pazar günü Esenboğa'da Gürer Aykal'ı uğuriarken düşündüm. Suna Kan'dan başlayarak dört kuşak bir arada selamladı değerli sanatçımızı. Atatürk'ün müzik devriminden bir çiçek demeti gibi. O demet geçmişten geleceğe bir köprü elbet. Bence köprüleri boyutlandırmak gerekir, oysa bugün kısaltmak eğilimi var. TRT'de alaturka çocuk korosu kurulduğunu duydunuz mu, okulların müzik dersierinde rast ya da şataraban faslı öğretileceğini? Çoksesli müziği, çağdaş müzik eğitimini iyice açıklığa kuvuşturmak gerekiyor artık. Sayın Hasan Celal Güzeİ'in bu konuya eğileceğini umut ediyorum. Ayrıca alaturkadan hoşlanmak başka, alaturka egitim başka... Çağdaş sanatçılarımızın güzel savaşını değerlendirmek zorundayız. Yazıyı sona erdirmeden telefon çaldı. Bir doktor ozan Duygu Akal için yazdığı şiiri okudu bana. O şiiri bu köşede yayımlayacağım yakında. Bence ilkokul öğrencileri rast makamını değil bu tür şiirleri okumalı. Çağdaş sanatçılanmızı tanıyarak onurlanırlar... f Moskova •Berlin ^ ' .Par/s J Madrıt Tebriz '•Şam Kahıre , •Zürth •Vlfana 9° 3° e° 3° r4" uzaKhğı 10 krtometre dofayınaa bukmacak. Vm oulunde hava kar yoO^k geçacak. R&zgâr kuzey ve batı yönlerder orta kuvveöe esecek G6I kuçuk dalgalı olup, göriiş ualdıOı yajış anımia 13 kibmetre dolayincla bukınacak BP Bcfa Burea A Bfcc* 3°1° l y 7° 3°Kjı«mi 7° 3°Konya 0°9° 3° 2°4° VSn 2° 3 ° Vtegat Çanaklate Çonjm Otnat 2°3° ZgnguU* 8° 3° 5° 0° 5° 2° 0°4» 5° 2° 6° 3° 0»8° 7° 2° 0°4° T»4F 5» 2° J Duygu İçin. «•« B tMuOu K l ABD îstanbul Festivali ön programı (Baftarafı 1. Sayfada) "aslında yok pahasına Amerikan menfaatterioe vapıian yatmoT olduğu vurgulanırken SSCB'nin, güney sınırlarındaki stratejik bölgelere ya, kın demiryolu ve karayolu ağıru modernleştirdiği öne surüldü. Reagan'ın raporunda ayrıca, "Monttbrflo AnliLŞinası'nın lan olarak uygnlanmasının" önemine değinildi ve bu arada NATO nükleer güçlerinin son gelişmeler ışığında modernizasyona gereksinmesi olduğu belirtildi. 1 ABD Başkanı Reagan'ın, Kongre ye sundii|u "1988 Llusal GüTenlik Stratcjisi Raponı"nun, özelükle caydıncıükla ılgıli bölumlerinin, bir süre önce yayıralaoan "Penlagon raporunda" yer alan kaygılan paylaşır izlenimı yaratan bir dil benimsedigı de dikkati ;ekti. Çok genel bir bakış açısı ve terminoloji ile Amerika'nin stratejilc önceliklerinin anlatıldığı raporda, Avrasya'nın "donvanın balbi" olduğu kaydedilerek burada meydana gelebilecek en küçük bir güç dengesinin dahi "Aıaerilca'nın en iemel güvenlik menfaatlerini sarsacagı" bildirildi. Avrasya'nın, Sovyet etkisi altına girmemesi için "ber lürlü çabanın sarfedüeceginin" vurgulandığı raporda, bu böfgedeki "dost iilkelerin iç istikrariannı (ehdil eden ayaklanma. jıkıcı faaliyeUer ve uyuşlunıcu madde kaçakçılığına karşı dost hükâmetlere yardım edilmesinin önemine" değinildı. Sovyetler'in "anabtar dunundald" gelişmekte olan ülkelerde bu tflr faaliyelleri leşvik eltiği iddiasına yer verilen raporda, "özefliUe serbest piyasa ekonomisi uygulamak(a oianlarda" bu durumun daha da belirgin olduğu öne surüldü. Raporda, Amerika'mn müttefiki olan bu ülkelerin bir bölümünün "alçsık yogunluktaki çatışma ve radikai İslami baırtederio" tehdıdi aJtında olduğu da iddia edildi. 15 haziran20 temmuz günleri arasında kemancı Igor Oistrakh caz dünyasının büyük adları Keith Jarrett, Jan Garbarek, Paco de Lucia, Miles Davis ve Dizzy Gillespie müzik dolu geceler yaşatacaklar. Ünlü Italyan şarkıcı Milva'nın.Astor Piazzola'nın tangolarını sunması bekleniyor. Kiiltür Servisi İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nca düzenlenen 16. Uluslararası İstanbul Festivali'nin ana programı belli oldu. 15 Haziran 20 Temmuz 1988 tarihleri arasında gerçekleşecek İstanbul Festivali'nde ünlü keman vinüözu Igor Oistrakhın yanı sıra caz dünyasının Keith Jarrett, Paco de Lucia, Al di Meola, Dizzy Gillespie ve Miles Davis gibi büyüklerini dinleme olanağı bulacağız. 16. Uluslararası İstanbul Festivali, 15 haziranda Rcngim Gökmen'in yöneteceği Cumhurbaskanlığı Senfoni Orkestra&ı'nın konseriyle açılacak. Konsere solist olarak piyanist Verda Erman katılacak. Festivale katılacak yabancı orkestralar arasında BBC Filarmoni Orkestrası ve Lyon Llusai Orkestrası da yer alıyor. tstanbul Festivali'nin oda müziği programında ise Ankara Dörtlüsü, Güher ve Siiher Pekinel piyano ikilisi, Gürcistan Oda Orkestrası ve Moskova Oda Korosu, Suzuki Topluluğu. Çağdaş İkili, Prazak Dörtlüsü, Viyana Oda Orkestrası, Yuval Üçlüsü ve Venedik Topluluğu Virtüözleri var. Müzikseverler İstanbul Festivali'nde kemancı Igor Otstrakn ve Liane tssakadse, piyanist Jorge Bolet ve Bruno Gelber, gıtarcı LJona Boyd ve Eduardo Femandez, klavsenci Carole Cerasi, orgcu Ernsl E. Stender ve BaharUfuk Dördüncü piyano ikilisinin resitallerini de dinleme olanağı bulacaklar. Festivale Moskova Oda Korosu ve Viyana Çocuk Korosu gibi ünlü vokal müzik toplulukları katılırken İstanbul Devlet Opera ve Balesi de her yıl olduğu gibi Mozart'ın "Saraydan Kız Kaçırma" adlı operasmı sahneleyecek. Uluslararası İstanbul Festivali'nin pop ve caz programı ise günümüz müzik dünyasının en görkemli adları ndan bir seçkiyi iceriyor. piyanist Keith Jarrett, flamenco caz sentezinin doruklarında gezinen Paco de Lucia ve topluluğu, ünlü gitarcı Pat Metheny'nin "mucizevi saksofoncu" diye tammladığı Jan Garbarek ve Müzik dolu günler topluluğu, festivale daha önce de katılan Amerikalı gitar ustası Al di MeoU ve topluluğu, Larry CoryellPhilip CatberineSernuıito gitar üclüsü, yaz akşamlannda İstanbuilu sanatseverleri müziğin doruklarında dolastıracaklar. Ancak İstanbul Festivali'nin bu yılki en büyük adlan büyük bir olasılıkla cazın iki usta trompetçisi olacak: Dizzy Gillespie ve Miles Davis. istanbul Festivali'nin bu yaz bir de "oUs surpriz"i var: Ünlü İtalyan şarkıcı Milva, gelmesi kesinleşirse Astor Piazzolla'nın tangolarını yorumlayacak. Tiyatroseverler, Venedik Tag Tiyatro, Moskova Genç Seyirci Tiyatrosu ve Atina Sanat Tiyatrosu gibi yabancı topiuiukJann yanı sıra ülkemizden de Ankara Sanat Tiyatrosu, istanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları ve Devlet Tiyatroları'nın sunacağı oyunlan izleme olanağı bulacaklar. Bale ve dans alarunda ise İstanbul Festivali, sanatseverlere son yılların en ünlü topluluklarından birini sunmaya hazırlanıyor: Maurice Bejart yönetimindeki Yirminci Yüzyıl Balesi Topluluğu. Programda Sydney Dans Topluluğu, Viyana devlet Balesi gibi tanınmış lopluluklann yanı sıra Azerbaycan Halk Dansları topluluğu ve Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Halk Danslan Topluluğu da yer alıyor. Festivalin Türk müziği bölümündeyse, Dr. Nevzad Atlıg yönetimindeki Devlet Klasik Türk Müziği Korosu, Necdet Varol yönetimindeki İstanbul Türk Musikisi Kültür ve Sanat Merkezi Konser Grubu, Rıza Rit yönetimindeki İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvan Türk Musikisi İcra Heyeti, Ayangil Orkestra ve Korosu'nun konserlerinin yanı sıra üç gün sürecek "Türi Musikisinde Çagdaş Egitim. Çağdaş İcra" başlıklı bir sempozyum da düzenlenecek. İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı yetkilileri, açıklanan programın henuz tam anlamıyla kesinleşmediğini, İstanbul Festivali'nin kesin programı açıklanıncaya kadar bazı değışikliklerin olabileceğini belirtiyorlar. 111 makanf hesabı öznVdan: 23 yıl sonra Türkiyenin siyaseti ve ekonomisi açısından hangi makam daha etkiliyse, daha güçlüyse ben orada, o mevkide olacağım. Büyüme hızmı yüzde 5'te tutmakta kararlıyız. Işsizliğin büyümesini engellemek için bazı yan politikalar düşünüyoruz, ama belli bir süre daha işsizliğin devam edeceğini kabul etmek zorundayız. Çok sayıda küçük devlet bankası yerine az sayıda güçlü devlet bankaları düşünüyoruz. Bu çerçevede Sümerbank, Etibank ve Denizcilik bankalarınm birlestirilmesi sö'z konusudur. MERAL TAMER Business tnternational firması tarafından düzenlenen Türkiye ile ilgili 7. Yuvarlak Masa Toplantısı'run dün sabahki oturumunda konuşan Başbakan Turgut Özal, Anavatan Partisi'nin 2000 yüına kadar iktidarda kalabileceğini söyledi. özal'ın açış konuşması dışında tüm otunımların basına kapalı olarak yapıldığı Yuvarlak Masa Toplanüsı'ndan sızan haberlere göre Başbakanın toplantı için Türkiye'ye gelen yabancı işadamlarının cumhurbaskanlığı ile ilgili bir sorusunu yanıtlarken, "23 yıl sonra hangi makam daha etkili ve güçlüyse ben o maluunda olacağım," dediği öğrenildi. özal'ın ışsizlikle ilgili bir soru üzerine de "İşsizliğin siirecegini kabullenmek zorundayız", dediği belirtildi. Nitekim Devlet Bakanı Yusuf Bozkurt Özal'ın da daha sonra yaptığı konuşmada Türkiye'de işsizliğin 15 yıl daha süreceğini söylediği öğrenildi. Türkiye'ye yurtdışından gelen 40 yabancı firma ile Türkiye'de faaliyette bulunan 40 yabana ve 50 yerli fırmadan yaklaşık İ30 yetkiliyle Başbakan Turgut Özal, Devlet Bakanı Yusuf Bozkurt Özal, Maliye Bakanı Ahmet Kurtcebe Alptemoçin, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarı Yavuz Canevi, müşteşar yardımcısı Namık Kemal Kıhç, DPT Müsteşan Aü Tigrel, Yabancı Sermaye Başkanı Ibranim Çakır gibi üst düzey bürokratlar ve hükümet yetkililenni biraraya getiren Yuvarlak Masa Toplantısı'nda muhalefet partilerinden hiçbir yetkilinin davet edümemiş olması dikkati çekti. Toplantıdan sızan haberlere göre Başbakan Turgut Özal'ın açış konuşmasının ardından kendisine yöneltilen sorular ve yanıtlar şöyle özetlenebilir: (Bu soru ve yanıtlar, toplantı sonrasında yerli ve yabancı işadamlarından aldığımız haberler esas aJınarak bizim tarâfımızdan derlenmiştir. Toplantıdaki orijinal konuşmalar değildir.) 23 yıl sonra buraya yeniden geldiğimizde sizi Başbakan olarak mı, Cumhurbaşkanı olarak mı görecegiz. Özal Cumhurbaşkanının bizim ülkemizdeki yetkileri Amerika ve Fransa'dakinden az, Federal Almanya'dakinden biraz fazla. Cumhurbaşkanlığının yetkilerini arttırmak için Anayasa değişıkliği gerek. Anayasa değişikliğine gidilirse ve Cumhurbaşkanım halkın seçmesi yolu benimsenirse, Sayın Evren halk tarafından seviliyor yeniden kendisi secilebilir. Yok, anayasa değişikliğine gidilmezse parlamentoda ANAP çoğunlukta olduğuna göre doğal olarak beni seçebilirler. Ama o zaman da cumhurbaşkanlığının yetkisi sırurkkalır. Peki siz ne yapmayı düsunüyorsunuz? Biz sizi hangi mevkide görecegiz? ÖZAL 23 yıl sonra Türkive'nin siyaseti ve ekonomisi açısından hangi makam daha etkiliyse, daha güçlüyse ben orada, o mevkide olacağım. Siz biraz önceki konuşmanızda Türkiye'de işsiztigin ancak yüzde 7'lik bir büyüme hızıyla durdurulabikcegini söylediniz. Ama 1988 yılı büyüme hızı hedefi yüzde S. Bu durunda issi/lik artmayacak mı? ÖZAL Büyüme hızını yüzde 5'te tutmakta kararlıyız. İşsizliğin büyümesini engellemek için bazı yan politikalar düşünüyoruz, ama belli bir süre daha işsizliğin devam edeceğini kabul etmek zorundayız. Kamu bankalanmn reorganizasyonuyla ilgili bilgi verebilir misiniz? ÖZAL Çok sayıda küçük devlet bankası yerine az sayıda güçlü devlet bankaları düşünüyoruz. Bu çerçevede Sümerbank, Etibank ve Denizcilik bankalannın birlestirilmesi söz konusudur. Ama Halk Bankası ile Ziraat Bankası'nın birleşmesi söz konusu değildir. Devlet bankalannın üst yönetimlerinde bundan böyle genç ve dınamik yöneticiler çalıştıracağız. ö z d sektörden transferler yapacağız. Kamu bankalanmn üst yöneticileri için özel sektörde kendilerine sağlanan koşullan yaratacağız. Özelleştirilecek KİT'leri yabancı sennayeye açmayı düşunuyor musunuz? ÖZAL Tabii düşünüyoruz. Bu KİT'ler önce çalışanlara, ardından Almanya'da çaüşan Türk işçilerine, daha sonra da o yörede yatırım yapmış özel sektöre açılacaktır. Özel sektör kuruluşlanyla işbirliği yapıiarak yabancılara da açılabilir. Toplantıdan sızan haberlere göre Başbakan Özal kendisine sorulan diğer sorulan yanıtlarken bazı teknik adamlann (üst bürokratlann) karşı çıkmaianna rağmen dövizde serbest kur uygulamasını 23 ay içinde başlatmaya kararlı olduğunu söyledi. Büyüme hızını yüzde 5'te tutabilmek için bazı altyapı yatınmlanndan vazgeçeceklerini ifade eden Başbakan Özal, "Ancak egitim ve saglık alanında yatırımlara agırlık verileceğini ve özellikle eğitimde bilgisayar uygulamasma en kısa zamanda geçUecegini" söyledi. Başbakan Turgut özal, Yuvarlak Masa'nın basına açık olan ilk bölümünde yaptığı konuşmada ise, "Diğer siyasi partilerle ilgili yasakiar sürerken bizim iktidanmız hakkında bazı kuşkular vardı. Ama son seçimlerle bu kuşkular kalkmıştır. Anavatan Partisi 7 siyasi partinin katıldığı seçimlerde 450 sandalyeden 292'sini alarak iktidara gelmiştir. Bu islikrar ortamında 2000 yılına kadar iktidarda kalabiliriz" dedi. "Onumüzdeki S yıl, «eçmiş 4 yıldan çok daha iyi netice alacağız" diyerek sözlerini sürdüren Başbakan Turgut Özal, siyasal açıdan her şe>in yerli yerine oturduğunu, ülke gündeminin ağırhkü konularını artık ekonomik sorunlann oluşturduğunu söyledi. Türkiye'nin gelecek 23 yıl içindeki en önemli sorununun enflasyonla mücadele olduğunu ifade eden Başbakan Özal, "Enflasyonla mücadele için hükümetler, onlerinde belli bir zaman olmasını isterler. Zaten erken secime gitmemizin bir nedeni de buydu" şeklinde konuştu. Türkiye'de 1987 yıl sonu itibanyla 12 aylık enflasyonun yüzde 4849, ortalama enflasyonun da yüzde 30 dolaylannda olduğunu hatırlatan Başbakan Özal, enflasyonla mücadele için bir yandan kamu harcamalannın oransal olarak kısılması yoluna gidilirken diğer yandan da gönüllü ve zorunlu tasarruf ve vergi tahsilatını arttırma yoluyla yeni kaynak sağlanacağını söyledi. Ülkelerin çoğu zaman adlarıyla anılmadan anlatıldığı raporda, İranın adı açık olarak yer aldı ve "komşusu olan Amerikan mütlefikJerinde yıkKi faaliyeUeri" teşvik ettiği ileri surüldü. Raporun açıklandığı gün yapılan bir dizi "geri plan" brirmginde "Türkive'nin de bu tür faaliyetlerin bedefleri içinde yer aldıgı" kaydedildi ve Doğu Anadolu'daki Amerikan us ve tesislerinin bir süreden beri bu tehdide karşı alarmda olduğu belirtildi. "Wacı faaliyeder" ile uyuşturucu . kaçakçılığının arasında "dogrudan" ' ilişki bulunduğu kaydedilen raporda, "işsidik, enflasyon ve kemer sıkma ' politikalanndan" bıkmış borçlu ülke vatandaşlannın "sonımsuz unsurlarca milliyelçi tepkilere ktşlurblmasının Amerikan nıenfaallerine zarar verecegi'' öne surüldü. Raporda, NATO'nun "esnek karîriüt" stratejisi anlalıürken, ABD'rün NATO topraklanna yapdmış her saldırıya mutlaka "stratejik silahlaria karşdık verilmesi gerekmediği'' cüm lesinin altının özenle çizilmiş olması dikkati çekti. Daha önce yayımlanan Pentagon raporunda da bu doğrultuda bir egilim hissedilmişti Pentagon raporunun "gerçekçi mukabde", yani "kenarda kıyıda kaltnış bir kara parçası için stralcjik silahlano harekete geçmemesi gercktiği" şeklinde özetlenebilecek iemel rubunun, Başkan Reagan'ın raporunun, kelimelendirilmesi işlemi suasında da etkili olduğu gözlendi. Reagan raporunda, "Sovyrtler'm mutlaka nukleer kaışıhk gerektirmeyecek bir opsiyon seçmesi" olasılığına karşılık "Amerika'mn da karşılık verme opsiyonlannın esnek tutulması" gerektiğini kaydetti. Raporda, 1983 Montebello Anlaşması'run tam olarak uygulanması gerektiği belirtildi, ama yeni durum ışığında NATO nükleer güçlerinin rnodernızasyonuna ihtiyaç bulunduğu da öne surüldü. Raporun "Batı Avrupa ve NATO tçin Strateji" baslığını taşıyan bu bölümünde ayrıca NATO'nun güney kanadındaki bazı ülkelerde askeri teknolojinin modernizasyonuna çaba gösterileceği kaydedildi. Bu çabanın "NATO'nun endüstri potaosiyelini'' arttıracağı da büdirildi. Başkan Reagan raporunda, ABD ile Avrupab müttefıkleri arasında çeşitli sorurdar bulunduğunu bildirdi ve bunlardan bazılarını "konımacılık, mütttfikierin NATO cografyası dışındaki kalan bölgelere yönelik politikalar" diye sıraladı. Raporunda, güvenlik yardımlarında yaptığı kesintiler dolayısıyla ABD Kongresi'ni ulusal güvenlik çıkarlannı yeterince gözetmemekle suçla>3n Reagan, şöyle dedi: "Yardımda meydana gelen diişüş, yiiksek yoğunlukta çatışma potansiyeli olan yerierde buhınan Amerikan askerierinin daha fada tehlikeye manız kalması anlamına gelir." Beyoğlu santral Pazarlar Mağazası, alısverislerinizde yeni bir çağ baslatıyor Bugün haydi Beyoğlu na Giyim reyonuna, carşaf reyonuna, züccaciye reyonuna Bugün Santral Pazarlar'ın Beyoğlu Mağazası açılıyor. İstiklal Caddesi'nin Taksinı girişinde. Lâle Sineması Pasajı'nda... Büyük ucuzluk bu mağazada... Santral Pazarlar'ın kalitesiyle ünlü tüm ürünleri bu mağazada: Giysiler, çarşaf ve nevresim takımlan. züccaciye. her şey.... Ve yepyeni bir alışveriş sistemi bu mağazada: Geniş reyonlarda dilediğinizce gezin. kendi ellerinizle seçin, ücretini çıkarken kasaya ödevin. ÇALIŞANLARIN SORULARI/ŞORUNLARL YİLMAZ ŞİPAL 66 1 günlük gecikme ile" SORU: Slgorta baflangıcım 9 Temmuz 1962'dir. Bir rastlantı SOBUCB 25 yıl sonra aynı gün 9 Tenımoz 1987'de ise Süper Emeklilik Vasası yüriiriiige girdi. Son 3 yılı tavandan olmak Ö K K 30 Nisan 1987e kadar anüıkaz 20 yıl prim ödedim. 10 Temmnz 1987 günu Sosyal Sigortalar Knrunıa'Ba b«$vuranlt emekijligimi Utedim. 25 yıl 1 gün özerindeD de emeldi oldam. Şn an emekli ayügımı da almaktayın. Süper Emeklflik Yasas çıkOgiBda en son baf rurv tarihi 9 Temmuz 1987 idl. O zaman 4 milyon 200 bin Urayı bir «r«y« getiremeyecegimden saper emekiaik istetuıde b«Innmmnuştıjn. Ancak emekli oMagom kurumun aJdtgı bir kararia bn parayı biziere kredi olarak verecegi duyuruldu. Gerekll giritiml yapom. Ancak 1 gönliik gedkmeyle şimdilik bu haktan yararlanamıyonım. 1 göa İçin 25 yıbmın bosa gitmesi dogru mudur? (Baftarafı 1. Sayfada) terine yerleştirflen füzelerin tran'daki hedeflere karşı programlandığını belirttiler. Iran'a karşı füze saJdınsı düzenlemenin şimdilik düşünülmediğini kaydeden Amerikalı yetkililer, füzeierin çatışma çıkması halinde kullanılabileceğini söylediler. Bu arada, tran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Velayeti'nin Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Perez de Cuellar'a yeni bir mesaj gönderdiği bildirildi. Iran'ın Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Muhammed Mahalatti tarafından ilc.ilen mesajın içeriği açıklanmadı. Nflfus cüzdanımı kaybettim. HükümsuzdUr. ERTAN BAĞCl Cruîse Başbakan Özal konuşmasını noktalarken, ANAP döneminde Konut Fonu. Savunma Sanayii Fonu ve "yapişletdevnH" gibi ilgınç enstrümanların devreve sokulduğunu hatırlattı ve yatırım için Türkiye ile ilgilenen yabancı işadamlarının Türk yetkililerden bu konulann aynnlılarıyla ilgili bilgi alabileceklerini söyledi. Business Intemational'a üyeolan larııı 15ÜO Isviçre Frangı (yaklaşık 1 milyon 350 bin lira), üye olmayanların ise 3 bin İsviçre Frangı (2 milyon 700 bin lira) ödeyerek katıldıkları Yuvarlak Masa"nın dünkü oturunıunda özelleştirilecek KİT'Ierin geniş bir listesi katılanlaıın tümfine dağıtıldı. Yuvarlak Masa Toplantısı'nın basına kapah olarak yapılan ve Devlet Bakanı Yusuf Bozkurt Özal, DPT Müsteşan Ali Tigrel ve DPTAT Dairesi Başkanı Bilge Cankaral'ın konuşmacı olarak katıldıkları bölümde ise Devlet Bakanı Yusuf Bozkurt Özal ekonomik hedefler ve bütçe konulannda konuşurken Türkiye'de işsizliğin 15 yıl daha süreceğini dile getirdi. Ekonomide liberalleşme konusunda geri adım aımalarının söz konusu olmadığını özellikle vurgulayan Yusuf Bozkurt Özal, AT'ye hazırlanma sürecinde sanayinin rekabet güciinün arttırılacağını kaydetti. Yusuf Özal bu arada AT'ye uyumda en fazla güçlük çekecek olan sektörlerin bankacılık ve sigonacılık olduğuna işaret elti. ' H.K. tZMtR YANIT: Süper Emeklilik Yasası üzerindeki tanışmalar sürmekte ve süreceğe de benzemektedir. Yasanm uygulama esaslanna ilişkin Sosyal Sigortalar Kurumu Genel MüdürlCğü'nün 3.8.1987 tarih ve 1216 ek genelgesinde konu şöyle açıklanmaktadır: "Kanunun yürürlüge girdiği 9.7.1987 tarihine kadar (9.7.1987 dahil) kurumumuzdan birinci derecenin 9. kademesinden (1400 gösterge) malullük, yaşlılık ve ölüm aylığı bağlanmış olanlara, aynı tarihe kadar ayhk bağlanması için talepte bulunmuş olup, islemleri devam fdenJerden, müracaat tarihinde birinci derecenin dokuzuncu kademesinden aylık almaya hak kazanmış bulunanlara, kanunun geçici S. maddesindeki sartlarla borçlanma yapmak suretiyle Ust gösterge tablosundan ayhk bağlanmasına imkân tanınmıştır " 9 Temmuz 1987'de Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan malullük, yaşlılık ve ölüm aylığı almakta olanlarla aynı tarihe kadar bu aylıklann bağlanması için başvuruda bulunrnuş olanlar 1. "lerecenin 9. kademesine ulaşmış olmalan koşulu ile süper emeklilikten yararlanabilecektir. Süper emeklilik hakkından yararlanabilmek için 1 Ocak 1987 ile 9 Temmuz 1987 gününe kadar (9 Temmuz 1987 dahil) emekli olan ya da emekli olmak için başvuruda bulunanlann son 5 yülık prime esas alınan kazanç ortalamasının en az 618.566 621.050 olması da gerekmektedir. PAZARLAR "Büyük Mağaza"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle