Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/8. HABERLER 21 OCAK 1988 'Türkiye'de işkence vardı, var olacaktur' Emekli orgeneral, eski büyükelçi ve kapanan MDP'nin Genel Başkam Turgut Sunalp, Türkiye'de işkence oldugunu ve bundan sonra da var olacağını, ancak bunun devlet politikası olmadığını ve devletin işkenceyi suç saydığı için münferit suç sayılacağını söyledi. TUNCAY ÖZKAN Sunalp: Girmek istiyorlar, ama orduya imam hatip lisesinden öğrenci almazlar Turgut Sunalp, "îrtica Türkiye'de sıkıntılar verir. Başörtülü kadınlar görüyorsunuz. Bunlar zoraki. Hangi kadın süslenmek istemez? Sonra tabiatından gelir kadımn. Çarşaf da, fes de Balkanlar'dan gelmedir. Türkmen kızını kim çarşaflı görmüş? Zorla oluyor bunlar" dedi. ışık aitında tutulurlar. Bizim yaptığıımz işkencede 9 tane müstahkem odası vardı. 9 ayn odaya adamlar teker teker konuyordu. Ondan sonra kâğıt verip şu vakkayı yaz diyorduk ve bir hakikat payı yazıyorsa. Ondan sonra bunlan alıp okuyorsun ve diyorsun ki, 'Sen bunu diyorsun ama, şu senİB bunlan yaptığım soylıijor". O da, "O öyle soyluyor ama, $ann yapnusiı' diyor. Yanı sızin yaptığımz bir nevi müşteri kızıştınnak. KutJu ve Sarguhn Emniyet'e ge(irilirken gözlerinin ba£hnıııas] ekştirfldi. Sizin degeriendinneniz nedir? SUNALP Maskeli balolarda göze geçirilen maskeier vardır. Bu öyledir ve maskenin içi biraz ışık aJır. Göremez ama, alır. Bu tekniğinde vardır. Bunu herkes böyle yapıyor ve benim söylediğim insan işkence yapan mahluktur. tnsanın içinde var işkence yapmak. Niye kavga edilir de karşınızdakine tokat atarsuuz? Ben dışarda elçilik yaptım ve orada televizyonda işkenceyi seyrettim. Orada yapılan işkencedir. Ancak işkence, demir perde memleketlerindekı gibi devletin politikasıysa, hatadır. Devletin politikası değilse, münferit suçtur bunlar. İşkenceyi suç saydı mı bir devlet, işkence yapıyor denmez. Bizde işkence suçtur. Din egitimi zornnln olnalı mıdır? SUNALP Bence laik bir ülkede olmamalıdır. Aslında din egitimi olmalı okullarda. Ancak bu derslere girip girmemek serbest olmalı. Bir de din dersini verecek öğretmeni iyi yetişürmek lazım. Binsı doğru dürüst söyluyor, diğeri yobazlığa kaçıyor. Fakat bir kitle var ki aportta bekliyorlar. frtica konusunda ne düjüaiiyorsunuz? SUNALP Bu konu Turkiye'ye sıkıntılar verır. Ancak kapannuş bir konudur. Ama sıkıntıları olur. Görüyorsunuz, başörtülü kadınlar. Bunlar zoraki. Hangi kadın süslenmek istemez. Sonra tabiatından gelir kadımn. Çarşaf da bize Balkanlar'dan gelmedir, fes de Balkanlar'dan gelmedir. Türkmen kızını kim çarşaflı görmüş? Zorla oluyor bunlar Türkiye için komünizm, faşizm ve teokrasi gibi 3 büyük tehlike oldugunu söyleyen Sunalp şöyle konuştu: "Komünizm yasaktır, yerin altındadır, mücadele edilir. Fakat teokrasi yani dinin istismarıtbunlar mücadele yerlerini camilerde bulurlar, dışarı bir çıktı mı çığ gibi büyürler. Din egitimi giderek yavgınlaşıyor ama. SUNALP Ben şeye de karşıyım, imam hatip liselerine Tevhidi İedrisat Kanunu'na göre, bir normaJ lisemiz var. Herkes normal lisede okur. Teknik liseler var. Bunlann yanında imam hatip liseleri evet ama, siz tutar imam hatip liselerinin mevcudunu 375'e çıkarırsamz, Türkiye'de bu liselerin mezunlannı kapsayacak imamet, ibadet yeri var mı? Olraayınca ne yapıyor, bilmem nereye gidiyor. Oraya gidecekse, gitsm. Diğer lisede okusun. Bunlan çoğaltmamalı. Buradan çıkanlardan bir iki tanesı haric, hepsinin imamete yönelmesi lazım. Ama bizde bakıyorsunuz, imam hatip liseleri çoğalıyor, öğretmen liseleri azalıyor. Ticaret liseleri azalıyor. Biz bunlann mezunlarıyla da konuşuyoruz. Zamanlannı boşa sarfediyortar. Bvniann ordu icindHu etkinükleri fazia mıdır? SUNALP Bunlar aJınınaz orduya. Onun kavgasım yapıyorlar zaten. Yani imam hatip lisesinden adam alınmaz. Orduda irtka sonışturmalan yaptılar. SUNALP Onlar askeri mektebe girenler üzerinde, Bu Cemalettin Kaplan falan var ya, onlann okullara soktugu talebeler var. Onlar yakalandı ve çıkarıldı. Her zaman çıkarılır. Bunlann ordu üzerindeki elkisi ne olur? Orduyu rtkisi altına abr mı? SUNALP Çıkanlmazlarsa alır. Bundao dolayı mı zaman zaman eleme yapılır? SUNALP Siz de bilirsiniz ki, bu memleket için üç buyük tehlike vardır. Komünizm, faşizm ve teokrasi. Komünizm anayasada yasaktır ve yerin altındadır. lifenn altındakiyle mücadele edebilirsıniz. Fakat teokrasi, yanı dinin istısman, bunlar mücadele yerlerini camilerde bulurlar. Bunlar bir çıktı mı dışan, çığ gibi yurur gıder ortalık." Dalan; "Hızır Servis'in ücretsiz olduğu bilinmiyor" tSTANBUL (AA) tstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ait Hızır Acil Servis'te, yurttaşlara daha iyi hizmet verebilmek amacıyla, "Hızır Model" çalışmaları yapıhyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkam Bedretün Dalan, Hızır Acil Servis'in ücret almaksızın hastalann yardımına koştuğunu hatırlatarak, şöyle dedi: "Şu anlaşılıyor ki hizmetin ücretsiz olduğunu, tstanbullu hemşerilerimizin çoğu bilmiyor Bunu duyurmak ve anlatmak lazım." "Basuı üzerinde yeni hesaplar var" tstanbul Haber Servisi SHP Kadıköy ilçe binasında geleneksel söyleşiler dizisinde gündemde "basın üzerinde yeni hesaplar" var. Yalan yayın yasa tasarısı başta olmak üzere basmla ilgili son gelişmeler üzerinde bugün saat 19'da ilçe merkezinde gazeteci Şükran Ketenci konusacak. Ayaza veda yemeği tSTANBUL (AA) tzmir Valiliği'ne alanan Nevzat Ayaz'a, tstanbul Gazeteciler Cemiyeti'nce dün akşam bir veda yemeği verildi. Yemekte konuşan Gazeteciler Cemiyeü Başkam Nezih Demirkent, Vali Ayaz'ın 8 yıl 44 günlük görev süresi içinde, tstanbul'a çok büyük hizmetleri oldugunu söyledi. Demirkent, tum gazetecilerin duygularını yansıttığını belirterek, Vali Nevzat Ayaz'a bir plaket verdi. Ayaz da yaptığı konuşmada, görev süresi boyunca, basının çok büyük yardımlarını gördüğünü belirtti. ANKARA Emekli orgeneral, kapanan Milüyetçi Demokrasi Partisi (MDP) Genel Başkanı, eski Büyükelçi Turgut Sunalp, "Tirkiye'de işkeace v»rdı, Türkiye'de işkence vardır, Türkiye^ de iskence olacakur" dedi. Îrtica konusunda ise "süuntı" olduğunu belirten Sunalp, "İmam hatip lisesinden adam almaziar orduya" dıye konuştu. , Bir süre önce Ankara'dan lstanbul'a laşman Sunalp, Cumhuriyet muhabirinin sorulanna şu yanıtlan verdi: " Bundan sonraki giiuerinizi nasri gecireceksiniz? SUNALP Siz de çok iyi biliyorsunuz ki, devlet hizmeti 65 yaşmda biter. Politikaya da surüklenerek gırdim. Onu da biliyorsunuz. Girdiğj zaman adamı bırakmıyoriar. Bir adamın kendi arzusu vardır. Şunu sağlayacağım filan diye. Ben hiçbir zaman politikayı çıkar meselesi addetmeditn. Zaten addetmediğim için de biliyorsunuz seçimlere girmedim. Ama politikaya devam etmek zorundayım ve ediyorum. Neden zonnüusanuz? SUNALP Geliyorlar, şimdi eve gelen adamla konuşmayacak mıyız? Sen telefon ediyorsun, konuşmayacak mıyım? Daha çok benim durumumda olan politikacılarla sohbet toplantılanm oluyor. İşkence konusundaki görüşleriniz degişti mi? SUNALP Türkiye'de işkence vardı, Türkiye'de işkence vardır. Türkiye'de işkence varolacaktır. Ancak Türkiye'de işkence, devlet politikası değildir ve işkence meselesi de ortaya çıktığı zaman onu mahkemeye sevked«rler. Türkiye'de sorguJama yapanlar da bir knrstan geçiriJirier mi? SUNALP Sorgulama yapan subaylar kurslardan geçerler. Mesela Minibüs şoförüne jandarma cezası Oymen Tmbzon'da yütn gazetecisi TRABZON (Cumhuriyet) Trabzon Gazeteciler Cemiyeü, ilk kez düzenlediği "Yılın Başarüı Gazetecileri"ni açıkladı. Trabzon Gazeteciler Cemiyeü, büyük Odülü 1987 yıhnda Olen Trabzonlu gazeteci örsan öymen 'e verdi. Trabzon Gazeteciler Cemiyeü Başkam Ziyad Nemli, yönetim kurulu üyesi ömer Güner, Basın Yayın tl Müdürü tsmail Fettahoğlu ile Kültür ve Turizm Bölge Müdürü Volkan Canalioğlu'ndan oluşan jürinin karannı dün Gazeteciler Cemiyeü Başkam Ziyad Nemli açıkladı. Köy # hapsi Kafaoğlıı ve Sandalcı yargılandı İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde aralannda ekonomist Arslan Başer Kafaoğlu ve yazar Emil Galip Sandalcı'nın da bulunduğu 5 kişinin yayın yoluyla komünizm propagandası yapmaktan yargılanmalarına başlandı. tSTANBUL (AA) Aralannda ekonomist yazar Arslan Başer Kafaoglu ve yazar Emil Galip SandalcTnın da bulunduğu 5 kışinın, yayın yoluyla komünizm propagandası yaptıklan iddiasıyla yargjlanmalarına başlandı. İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün yapılan duruşmada, BasSan Anonim Şirketi tarafmdan 1980 yıh öncesinde yayımlanan Demokrat gazetesinde, yasadışı DevSol örgutünün sozcülügünu ve komünizm propagandası yaptıklan iddiasıyla haklannda 10 yıla kadar hapis cezası istenen Arslan Başer Kafaoğlu, Emil Galip Sandalcı, Adnan Aktaş. Arslan Kahraman ve Ragıp Zarakolu dinlendi. * Mahkemede ifade veren Arslan Başer Kafaoğlu, haklanndaki iddialan kabul etmeyerek "BasSan Şirketi, ortaklannın \asal olarak verdikleri paralarla kurulmuşlur. DevYol orgutuyle hiçbir ilişkisi yoktur. Beraatimize karar verilmesini talep ediyorum" dedi. Emil Galip Sandalcı da şöyle konuştu: "İddialan reddedJyonım. BasSan Şirketi yasal olarak kurulmuş ve halen faaliyet gosteren bir şirkettir. Yasal bir gazetede görev yaplık biz. 1983 )ihnda da 1. Şube'de bu konuyla ilgili olarak sorgu>a çekiklik »e bir sucumuz olmadığı için serbest bırakıldık. Şimdi aradan 5 sene geçtiklen sonra hakkımızda dava açıldı. DevYol örgutayle hiçbir ilgimiz yoktur" Boğaziçi Köprüsü'nde yine intihar lstanbul Haber Servisi Bunalım geçiren işsiz bir genç, Boğaziçi Köprüsü'nden atlayarak intihar etti. Ahmet özacar yönetimindeki taksiyle Kartal'a gitmek istediğini söyleyen Ramazan Levent Yücel (23) Boğaziçi Köprüsü'ne girdikten hemen sonra taksiyi durdurarak araçtan indi ve parmaklıklara doğru koşarak kendini köprüden aşağıya attı. Daha Once evlenip boşandığı ve bir süredir işsiz olduğu belirlenen Yücel'in 3 yıl Once de Yunanistan 'a kaçarak, bir mülteci kampında 10 ay yaşadığı ve daha sonra Türkiye'ye döndağü öğrenildi. Bağdat Caddesi Ihlamur Çıkmazı sokağında oturan Recep Soyaslan (66) adlı emekli memurun geçirdiği bunalım sonucu oturduğu evin üçüncü katmdan atlayarak intihar ettiği bildirildi. Ataktürk, toprağa verildi EDİRNE (Cumhuriyet) Bir rahatsızhk sonucu ölen Edirne'nin eski belediye başkanlanndan, gazeteci, mali müşavir Rıza Ataktürk'ün cenazesi dün kaldtnldı. 1920 yıhnda Edirne'de doğan Ataktürk'ün cenazesine, yerel yöneüciler ve kalabahk bir halk topluluğu katıldı. Ataktürk, Eski Cami'de kılınan cenaze namazından sonra Buçuktepe mezarlığında toprağa verildi. Mülkiye mezunu olan Ataktürk, "Edirne'nin canlı tarihi" olarak nitelendiriliyordu. StİRT (CıuBİHiriyeO Jandarma karakolunun malzemesini minibüsuyle bedava taşıyamayacağını söyledikten sonra 6 gün Kelekçi köyü jandarma karakolunda gözaluna alınan ortağı Mehmel Ayana'nın işkence görerek hastalandığını öne suren Mubyettia Ay adlı şoför, Siırt Valiliği'ne başvurdu. Muhyettin Ay, dilekçesinde özetle şu görüslere yer verdi: "56 AU 650 piakab mraibüsumüzle SiiriKelekçi arasnda yolcu ve ynk taşunacılığı yaparak iki ajlenin gecimini saglıyoruz. Koyumuzde bulunan jandarma karakolunun malzemderini ddrt yıldır ocretsiz otarak taşıyoruz. Bu iş için tarafıma tek kurus bile ödenmemiştir. 12 Ocak 1988 Urihinde dunımu anlatan bir dilekçc Oe 0 jandarma alay komutanlıgıoa başvordum ve bu işi bundan soara iKrelsiz yapamavacagınıı arz ettim. DUekce karakola bavale edUdikten sonra köyde bulunan ortagım Mehtttet Aysna, gozaluna afandı, 6 giin ijfcence gördu. Yagmur suyu aitında tntuJdu. Hastalanınca serbest bırakıp eve gÖDderdfler. Banun yanı sıra jandarma, kdy ile Sört arasında yolcu tajıyan minibüsümüze hiçbir gerekce göslermeden ceza kesti. Köyıimüze oiaşımın bir bölümu aradaki nehir nedeniyle kayıkla saglanmaktadır. Jandarma, kayıga da ei koyarak minibesnme yolcu grimestaıi engeffiyor. Anayasada angarya yoktur. Dört yıl bedava çalıştım. Bana ücret odendigi takdirde gerekli ihtiymclan yine saglayacaiun. Vatandaşnı caa vc mal emniyerjni muhafaza ve müdafaa ile görevli jandarmanın bu şekilde davranma.sınm hiçbir yasal dayanagı yoktur. Bana uygulanan bu yasadısı hareketlerin sona erdirilmesi için gerekealere emir ve müsaadeterinizi arz ederim" U İ İLE JUMET: m i l M Y M U hVZAUTTI Ali kunduracıda çtrak, Ahmet ise garsondu. 4 paket Marlboro saç tokası, 20 kito et ve ayakkabt çalmakla suçlamyorlar Oukkân sahıplen ber ıktsmı de yuzleştırmede tanımadılar, zaten şıkâyetçı de değıller Ali zıncır ve kelepçe ile gettrıtdığı duruşmada yargıca, ' Stgara çalmadım Polis benı ahp göturdu ve kendı yaznıgı bir kâgıdı zorla, dayakla ımzalattı, ben suçsuzum" dedi. (Fotoğraf. Cumhuriyet) Arslan Başer Kafaoğlu ve Emil Galip Sandalcı dunku duruşmada Mahkemede dinlenen öteki sanıklar da suçlamalan kabul etmediler. Sanıklardan Adnan Aktaş ve Arslan Kahraman, işlerinın çokluğu nedeniyle duruşmalardan varesıe tutulmalannı istediler. Mahkeme Başkam, tamklann henuz dinlenmedığı ve sanıkları teşhis etmeleri gerekebileceği gerekçesiyle sarukların taleplerini reddederek, tamklann dinlenmesi için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. Dd ay için kelepçe Ali Sevindi, 15 yaşından 2 ay gün almış, Ahmet Uran ise 16 yaşında. Hırsızhk iddiasıyla adliyeye getirilmişlerdi. Ali iki ay önce htrsıziık faili olarak yakalansaydı asliye ceza yerine çocuk mahkemesine gönderilecek, zincire vurulmayacak, gizli oturumda yargılanacak ve gazeteciler fotoğrafım çekemeyeceklerdi... SÜLEYMAN SARILAR ~ yaptıklannı "aynnülanyla" saptamıştı. İki arkadaş da dükkânlarda ifadeienni kabui etmişlerdi. Ancak Ali ve Ahmet'i hırsızlık yaparken kimse görrnemisti. Tanık olarak dinlenen dükkân sahipleri de dünkü duruşmada sanıkları tanımadıklarını, polisin Ahmet'le Ali'yi getirip nasıl hırsızlık yaptıklannı anUtmalanru istediğini söylediler. Dükkân sahipleri polisin dayak attığım görmemışlerdi. Ali ve Ahmet'e göre tabi göremezlerdi, çunkü dukkânlara gitmeden önce aynntılı ifadelcri imzalattınldıktan sonra "dnkkanlara gMUnce de bn zabıtlan aynen (ekrar edeceksiniz. Yoksa kanşmayız" dıye sıkı sıkı uyanlmışlardı. Polisce Ahmet Uran suç tanhinde 16 yaşıcdaydı. Bu nedenle çocuk mahkemesınde yargılanamazdı. Oysa Ali 15 yaşından iki ay kadar büyüktu. Yani iki ay önce "hırsızlık faili" olarak yakalansaydı, Asliye Ceza Mahkemesi yerine İstanbul Çocuk Mahkemesi'nde yargılanacaktı ve bileklerine zincir vurulmayacak, gazeteciler fotoğrafını çekemeyecek ve gizli oturumda sorgusu yapılacaktı. Ama Ali iki ay farkla bunlann hiçbirine ulaşamadı. Büyükler gibi ellen kelepçelendi, jandarma arasmda duruşmaya getirildi ve herkesin içinde suçtandı. Dükkân sahiplerinin hiçbiri şikâyetçi degildi. Ancak bu Ali ve Ahmet'in kurtulmasına yetmiyordu. Ahmet lokantada garson, Ali kunduraada çıraktı. Ahmet, Mardin'den, Ali, Adıyaman'dan gelmişti lstanbul'a. Aileleri de fakir olunca avukatsız yargılanmak zorundaydılar. Mahkeme duruşma sonunda, Ahraet'le Ali'yi ellerine kelepçe takılarak cezaevine gönderdi. Ahmet'le Ali'nin suçlannı itiraf ettikleri "aynntılı ifadelerini" alan polisler dinlenecekti. Ahmet'le Ali'nin dayakla suçu kabullendikleri yolundaki iddialan sonılacaktı. Eğer polisler tanıkhğı sonucunda Ali ile Ahmet'in ilgili iddialanru dognılamazsa (ki doğrulayacaklan sanümıyor) hırsızlık suçundan altı aydan üç yıla kadar hapisle cezalandınlabileceklerdi. Ahmet ve Ali şimdi cezavinden kurtulacaklan am bekliyorlar. Batı Trakya Türklerinin mitingi Haber Servisi Yunanistan hükümetinin, Batı Trakya'da yaşayan Türk azınlıkla ilgili son tavrına tepkiler sürüyor. Geçen hafta bir basın toplantısıyla olayı kınayan Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği, bu kez de 24 ocak pazar günü tstanbul Gaziosmanpasa meydanında bir miting düzenliyör. DÜZELTME • REHBER YASAK Ml: 16 Ocak 1987 tarihli gazetemizde İstanbul Telefon Rehberi'nin de Emniyet Genel Müdüriüğü'nce "yasak yayın" kapsamına alınmış oldugunu haber vermiştik. Ancak "yasak yayın" kapsammdaki "Telefon Rehberi"nin bu adı taşıyan bir porno kitap olduğu anlaşıldı, dolayısıyla İstanbul Telefon Rehberi üzerinde herhangi bir yasak kararı olmadığı bildirildi. ÇUKURCA/HAKKÂRİ (Cumhnriyet) Yörenın guvenlığıni sağlamak amacıyla Çayırh köyündeki okul ve sağlıkevine asker yerleştirilmesiyle okulsuz kalan köy çocuklan, üç yıldır eğitim ve öğretim göremiyor, sağhk hizmetleri de verilemiyor. Çukurca'mn 400 nüfuslu Çayırh köyünde 1976 yıhnda yaptınlan okul ve sağbk evi, 1985 yılına dek yetersiz de olsa hizmet verirken, yörenin güvenliğini sağlamak amaayla binalann karakol olarak kuUarulmaya başlanması uzerine kapandı. Köyde 60 kadar çocuğun okul cağuıa geldiğini bildiren köy muhtan Hasan Çirkin, yakın köylerde okul bulunmadığını, Çukurca'ya öğrenim için gitmek isteyenlerin ise iki saat yaya yürflmek zorunda olduğuna anlattı. Çayırh köyü muhtan Çirkin, birkaç kez yetkililere başvurduklannı, ancak bugüne kadar bir sonuç alamadıklannı da söyledi. Okııl ve sağlıkevi kışla oldiı Dunışma haberine mahkeme yasağı btanbal Haber Servisi ~ Cezaevlerindeki açlık grevierini desteklemek ve uygulamalan protesto etmek arnaayla, Sağmalcılar Cezaevi önünde 3 günlük açlık grevine başladıklan gerekçesiyle haklannda dava açılan 6'sı tutuklu, 19 tutuklu ve hukümlu yakınının yargılanmasına devam edildi. Oturumda ifade veren tutuklu sanıklardan Adnan Tötük'ün serbest bırakıldığı duruşmayla ilgili yazı ve fotoğraflann yayımlanması, mahkemece yasaklandı. Tutuklu ve hükumlü yakınları 1 Ağustos 1987 tarihinde cezaevleıindeki yakınlannın açlık grevierini desteklemek ve "insanlık dışı nygatamalan" protesto için 3 günlük açlık grevine başlamışlardı. Eylemin başlamasından hemen sonra olaya mudahale eden güvenlik guçleri 19 tutuklu ve hükumlü yakımnı gözaluna almış, sorgulama sonucu da haklannda dava açılmıştı. 14'u tutuklu olarak yargılanan sanıklardan mahkemede sorgusu yapılan 8'i serbest bırakılmıştı. Jstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'ndeki dünku duruşmada, sorgusu yapılan tutuklu sanıklardan Adnan Tölük tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. öte yandan, mahkeme heyeti duruşmada çıkan bazı olaylar üzerine 2845 sayıh yasanın 23. maddesı geregince duruşmayla ilgili yazı ve fotoğraflann yayunlanmasmı yasakladı. Soyadı Sevindi idi ama, polis O'nu yakalayıp, kendi anlatımına göre, dayakla suçu kabullendirdiğinde pek sevindiği söylenemezdi. Heîe suç tarihinde 15 yaşından iki aya yakın gün alması ayn bir şansızlıktı Ali Sevindi için. Ali Sevindi, İstanbul Adliyesi'ne getirildiğinde bilekJerindeki zincir ve kelepçe çözülüp yargıcin önüne çıkanldığında, "Efendim, ben sigara çalmadım. Polis beni alıp goturdü ve kendi yazdıgı bir "Itagıdı imzalamamı söyledi. Zorla ımzalattı da. Imzayı dayakla alördriar. Ben suçsuznm" diye kendini savundu. tstanbul 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nin dört ayn hırsızhk dosyasının sanığıydı Ali Sevindi. Dosyaiarda kendinden bir yaş büyük arkadaşı Ahrnet Uran'la birlikte, Metin Kuşkenar adlı bakkalın dDkkânındart beş paket Marlboro sigarası çalmakla suçlanıyordu. Ayrıca bir ayakkabıcıdan ayakkabı, tuhafıyeciden saç tokasj ve lokantadan 20 kilo et çaldıklan savıyla yakalanmışlardı. Ali Sevindi ve Ahmet Uran, kelepçeyle getirildikleri duruşmada suçlamalan reddedeceklerdi. Anlattıklanna bakılırsa polis iki arkadaşı almış, şubeye götürüp kendi hazırladığı zabıtlan dayakla imzalatrruş, sonrada hırsızlık yapılan dukkânlara göturüp nasıl hırsızbk ÖzaTa tazminat davası yargıcı çeküdi tstanbul Haber Servisi Turgut Özal'ın, Tercuman gazetesinde yayımlanan demecınde yer alan "Babtali'nin Pravdası" şeklindeki sözleri üzerine gazetemizin açtıiı tazminat davasına bakan tstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesi yargıcı Mesut Fahir, avukatlarımızın "reddi bâkim" isteği üzerine davaya bakmaktan çekildi. Söz konusu dava dosyası bugün tstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesı'nce görülmeye devam edecek. VEF AT VE TEŞEKKUR SevgiK oğlum H. SADRİ YETMİŞBİR'in Cenaze törenine katılan, çelenk gönderen, hayır kurumlarına bağışta bulunan, bizzat gelerek veya telefon, mektup, telgraf, telex ile başsağlığı dileyen, çok bü)âik acımızı paylaşan akrabalarımıza, dostlanmıza, yakınlanmıza, O'nun ve bizim arkadaşlarımıza içten teşekkür ederim. SELAHATTİN YETMİŞBÎR