Katalog

21 OCAK 1988 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 ABD: Kuzey Kore terörist WASHINGTON (AA) ABD, Kuzey Kore'yi "terörizmi destekleyen ülkeler" listesine alarak bu ülkeye karşı çeşitli yaptınmlar uygulayacağını açıkladı. ABD Dışişleri Bakanhğt Sözcüsü Charles Redman, kararın Güney Kore Havayollan'na bağlı bir uçağın geçen kasım ayında düşürülmesinde "Kozey Kore"nin suçluluğunu gösteren" deliller bulunması üzerine alındığım bildirdi Redman, öteki iilkelere de bu olay dolayısıyla Kuzey Kore'yi kınamaları çağrısında bulundu Ekonomi *parçalı bulutlu' STELYO BERBERAKİS ATİNA Yunanistan'da Başbakan Andreas Papaııdreo'nun PASOK hükumeti, ekonorr.i alanında turizm ve deniz ticaretinde "suufı geçti", ancak dış ticarette kınk not aldı. Enflasyon konusunda ise hedefine ulaşamamasına rağmen fiyat artışlanm az da olsa aşağı çekmeyi başardı. Açıklaaan islatistiklere göre 1987 yılında Yunanistan, en önemli atılımını turizmde gerçekleştirdi. 1986 yılında ülkeyı ziyaret eden 7.5 railyon yabancı turist 2.5 milyar dolar bıraknuştı. Geçen yü ise turist sayısı 8 milyona, turizm gelirleri de 3.2 milyar dolara çıktı. Yunanistan'ın en önemli ikinci gelir kaynağı olan deniz ticareti ise 1987 yıh içinde 947 milyon dolar bıraktı. Böylece, 1986'ya oranla deniz ticaretinden ^ 1 3 daha fazla döviz geliri sağlandı. Ancak dış ticaret konusunda Papandreu hükümeti tam anlamıyla "sımıfU kaldı." Ithalat, Yunan ekonomisinin "kanayan yarası" olmaya devam ediyor. Halk, ithal malına düşkünlüğünden bir türlü vazgeçraiyor. Yunanistan Yunanistan'ın turizm geliri 3.2 milyar dolar, ticaret açığı ise 6.5 milyar dolar POLTriKADA SORUNLAR ERGUN BALO İki Amerikalı Moskova'ya sığındı MOSKOVA (A A) Amerikalı iki kişinin, turist olarak gittikleri Moskova'da, Sovyet makamlartndan siyasi sığınma hakkı istedikleri bildiriliyor. Sovyet Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Gennady Gerasimov, bu kişilerin, kitle iletişimi uzmanları Theodore Branch (43) ile Cherly Branch (40) olduklarını açıkladı. Gerasimov, geçen yılın sonunda Moskova'ya gelen iki Amerikalınm, Sovyet makamlarma başvurarak, ülkelerine dönmek istemediklerini ve Sovyetler Birliği'ne yerleşmeyi amaçladıklannı bildirdiklerini kaydetti. Papandreu Sorunlar suruyor. 1987 yüının ocakkasım aylan arasında 11,34 milyar dolarlık mal ithal ederken, tütn teşvik önlemlerine ve primlere rağmen ihracatı 4,78 milyar dolarda kaldı. 6,56 milyar dolarlık dış ticaret açığı, 1986 yılının açığına oranla %22'lik artış anlamına geliyor. 1986 yılının dış ticaret açığı 4,77 milyar dolardı. Ülkenin dış borçları ise 15 milyar dolar dolayında. Yunanistan 'ın 1987yılında ocakkasım arasında ithalatı 11 milyar doları aşarken, ihracatı 4,78 milyar dolarda kaldı. Dış ticaretteki açık 1986'ya oranla % 22 büyüdü. 19H69da 2,5 milyar dolar olan turizm gelirleri ise 1987'de 3,2 milyar dolara çıktı. Enflasyon oranı 1986'da % 22'den geçen yıl % 15,7'ye düştü. Ulusal Ekonomi Bakanlığı 1985 yılı sonunda ilan ettiği iki yıl süreli 'kemer sıkma' siyasetinin yanı sıra, Yunan Drahmi'sinin ABD Dolankarşısındaki değerini de yüzde 15 oranında düşürmüştü. Ne var ki, bu devalüasyona rağmen ihracat sektöründe beklenilen sonuç alınamadı. Ayrıca ithal mallanna düşkünlüğü ile tanınan Yunan tüketicisı, 1986 yılında olduğu gibi, fiyat artışlanna bakmadan 1987 yılında da ithal mallannı tercih etti. Enflasyon Ulusal Ekonomi Bakanbğı'nın 1985 yılından bu yana uyguladığı gelir siyaseti şimdi yeniden düzenkniyor. Atina'daki ekonomik çevrelere göre, 1985 önlemlerinin beklenen so nucu vermeyişine neden olan hatalann şimdi düzeltilmeleri yoluna gidiliyor. 1985 önlemleri, enflasyonu düşümeyi ve ithal mallannı kısıtlamayı sağJamak amacıyla işçi ve memur maaşlannın iki yıl dondurulmasım öngörüyordu. Ancak bu kez Ulusal Ekonomi Bakanlığı, işçi ve memurlann gelırlerini kısıüamak yerine devlet harcamalarını kısıtlamaya karar verdi. Bir yanda da son zamanlarda fıyat artışlarından şikâyet etmeye başlayan çalışan sımfı memnun etmeyi amaçladı. Gerçekten de iki yıllık bir aradan sonra işçi ve memurlann maaşlanna enflasyon oranından yüzde 2 fazla zam yapmaya karar verdi. Yunanistan'ın enflasyon hızı ekonomik önlemler alınmadan önce, yani 1985'e kadar yüzde 22 düzeyinde bulunuyordu. İki yıl içinde bu oranın yüzde 10'a indirilmesi hedeflenmişti. Ne var ki, 1987 yılında enflasyon ancak yüzde 15.7'ye düşürülebildi. Yunan ekonomisinde 1988 yılında enflasyon hedefi yüzde 12 olarak saptandı. Sosyalist PASOK hükümeti, 1988 yıh içinde uygulayacağı gelir siyasetini açıkladıktan sonra işçi ve memur sınıfına daha "sempatik" görünmeye başladı. Maaşlara yapılacak zamlann yaıu sıra, bir de vergi indirimleri getirilecek. Bu vergi indirimleri daha çok evli işçi ve memurlann yararına olacak. Yıl içinde başlayacak vergj muafıyetleri ise 1989 yılında sonuç vermeye başlayacak. özetle PASOK hükümetinin yeni gelir siyasetinin, en azından 1988 yılı içinde çalışan sımfı memnun etmesi bekleniyor. Ancak ekonomik çevrelere göre, 1987 yıh içinde ATden toplam 660 milyon dolar alan Yunan hükümeti, savurganlığa yöneldiği takdirde 1989'da daha sert ekonomik önlemler almak zorunda kalacak. Düşündürücü Gelişmeler Israil, Gazze'ye giyecek maddesi taşıyan kamyonların girişini engelledi Fîlîstinliler aç bırakılıyor Haiti seçiminde Amerikancı aday önde Lübnan'ın kuzeyinden tsrail'e girmeye çalışan üç gerilla öldürüldü. KUDÜS (AAAP) Gazze'de açlık tehlikesiyle karşı karşıya olan FiHstin mülteci kamplanna yiyecek maddeleri götüren 4 kamyon, Gazze şeridinin kuzey girisinde tsrail birlikleri tarafmdan durduruldu. Kudüs'teki askeri kaynakjardan öğrenildiğine göre, krail'deki Arap Belediye Encümenler Birliği tarafmdan yollanan erzakı taşıyan kamyonlar, Erez kontrol noktasında lsrail askerlerince alıkonuldu. Konvoya, Arap ve Yahudilerden oluşan yaklaşık 20 kişinin de eşlik ettiği bildiriliyor. Konvoy, Erez noktasına geldiğinde, bir tsrail subayı, konvoydakilere ilerlemelerinin yasak olduğunu ve ileılemeleri halinde, "Kanşıklık çıkması tehükesi bulundugunu" söyledi. Kamyon ve otomobillerdekilerin, bunun üzerine, durumu protesto etmek için "otunna eytemi" yaptıklan haber veriüyoı. Ote yandan, lsrail askerleri, dün sabah erken saatlerde, Lübnan'dan, tsrail'in kuzeyine girmeye çalışan üç gerillayı öldürdü. Ordu sözcüsü, öldürülen gerillalann, yanlannda patlayıcı maddeler bulunduğunu ve amaclannın lsrail'de "stratejik bir noktaya" saldırmak olduğunu bildirdi. Olayda bir tsrail askerinin de yaralandığını belirten sözcü, öldürülen üç gerillanın, geçen kasım ayında Füistinli genllalann motorlu kanatlar takarak Îsrail'e saldı I: PORTAUPRINCE (AP) Haiti'de pazar günü yapılan genel seçimlerden sonra oy sayımı devam ederken, Amerikan yanlısı ve askeri yönetime yakınlığı ile tanınan Kıbrıs De Cuellar, görüşmeleri hızlandırmak istiyor BtRLEŞMİŞ MtLI.tTLER (AA) Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Javier Perez de Coellar, Kıbrıs Rum kesimindeki başkanlık seçimlerinden sonra, Kıbrıs konusundaki görüşmelere hız kazandırmayı umduğunu söyledi. Perez de Cuellar, Reuter Ajansına verdiği demeçte, Rum kesimindeki başkanlık seçiminde kazanacak olan kişiyle, KKTC Cumhurbaşkanı Raaf Denktaş'ı görüşturmek için New York'a davet etmekten memnunluk duyacağını kaydetti. Kıbrıs sorunu konusundaki banş görüşmelerinde, halen yaşanan durgunluk döneminden "nefret ettjgini" söyleyen de Cuellar, en kısa zamanda geliştne kaydedilmesi arzusunda olduğunu dile getirdi. BM Genel Sekreterı. "Rnm kesimindeki seçimler goz onune alınırsa, seçimi kazanan, simdiki lider Spiros Kipriyanu da olsa, kurulacak olan yeni hükumetin, soruna yeni bir raklaşım getirmesi mümkündiir. Bu aşamada, adada, temsilcim olarak deneyimli bir diplomatın bnhınmaanı önemli gönı>orum" şeklinde konuştu. Leslie Manigat'ın önde gittiği bildirildi. Askeri yönetimin atadığı seçim konseyi tarafmdan yapılan açıklamada, 22317 oyun sayıldığı ve Manigat'ın 11.579 oy aldığı bildirildi Açıklamada diğer iki aday, Gregoire Eugene'in 4.811 oy, Gerard PhilippeAuguste'nin 1.698 oy aldığı belirtildi. Verilen bilgiye göre sayılan oylar, kullamlan oylann sadece yüzde l'ini oluştvruyor. TtTECat M A H O H r i K M C f M Israı! ışgali altındakj bpnUanla bukman murteci kamplarında yiyecek sıtantışı giderek artıyor Gazze'deki El Buraij mülteci kampında sokağa çıkma yasağının kısa bir sure için kakJınlmasından yararlanan FriistinH kadınlar, yiyecek maddesi alabilmek için koşuyorlar. (Fotoflraf: AP) n düzenlediği bölgenin yakınlannda, KibbuU Manera karma yerleşim bölgesi dolayından Îsrail'e sızmaya çahştıklannı kaydetti. tsrail Savunma Bakanı tzak Rabin, Silahlı Kuvvetler Radyosu'na verdiği demecte, söz konusu gerillalann Füistin Kurtuluş Örgütü üyesi olduklannı öne sürdü. tşgal altındaki topraklarda süren huzursuzluğun tsrail hükumetinde yol açtığı bunalım ise büyüyor. Dışişleri Bakanı Şimon Peres'in, hükümetin Batı Şeria ve Gazze'deki şiddet olaylannı önleyemediğini ve Araplarla banş sağlayacak güçte olmadığını öne sürerek erken seçimlere gidilmesini istemesi gerginliği arttırdı. kuşatma altında tuauğu Beyrut'un güneyindeki Şatila ve Burj Barajneh Filistin Kamplan çevresinden tümuyle çekildi. Bölgedeki gazetecilerin bıldirdiğine göre, Emel railisleri Şatila çevresindeki 7 mevzi ile Burj Barajneh çevresindeki 10 mevziyi tümüyle boşalttılar. Emel mevzilerinden boşalan mevzilere ve bunlann karşısındaki Filistin mevzilerine Suriye askerleri yerleşmeye başladı. Tiınus'ta seçim TUNUS (AP) Tunus'ta Habib Burgiba'nm görevden alınmasmdan sonra başa gelen Zin El Abidin Ben Ali yöneümi ilk kez seçime gidiyor. Pazar günü yapılacak ara seçimde, halk ulusal parlamentonun 5 üyesini belirleyecek. Kuşatma sona erdi Öte yandan Lübnan'daki Şü Emel örgütü, 1985 mayısından bu yana Son günlerde ABD'den düşündürücü haberler gelmektedir. ABD Savunma Bakanlığı'nın, aralannda Dr. Henri Kissingergibi ünlü dış politika ve strateji uzmanlannı kapsayan bir heyete hazırlattığı ve 12 ocakta Başkan Reagan'a sunulan rapor Türkiye açısından kaygı verici unsurtarı içeriyor. Raporun Savunma Bakan Yardtmcısı Fred Ikle ve ABD'nin en ünlü stratejistlerinden Prof. Albert VVohlstetter tarafmdan desteklenmesi, olayın düşündürücü yanını daha da arttırıyor. Raporda gerçi Türkıye açısından olumlu karşılanabilecek noktalar var. Örnegin NATO ülkelerinin dikkatlerini, Orta Avrupa'ya yoğunlaştırarak, Norveç ve Türkiye gibi kanat ülkelerin önemini gözden kaçırdıkları belirtiliyor. Türkiye'nin öteki müttefikler tarafmdan da desteklenmesi isteniyor. Prof. Wohlstetter'in Türkiye'ye yapılacak bir saldırının, "NATO'nun topyekün bir nükleer imhaya yol açacak şekilde karşılık vermesini gersktirmediği" yolundaki sözleri ise aslında değişik bir görüş olmayıp ittrfakın "esnek karşılık" doktrinine uygundur. NATO'da 1967 yılına kadar kabul edilen "topyekün karşılık" doktrinine göre, bir Sovyet saldırısı karşısında ABD, nükleer füzelerini kullanacaktı. Ancak Sovyetler Birliği'nin de nükleer füzelerini geliştirerek ABD'yi vurma yeteneğini kazanması üzerine, "topyekün karşılık" ilkesi terk edilerek, 1967 yılında "esnek karşılık" doktrin'ı kabul edildi. Yani bir Sovyet saldırısında, NATD saldırıyı önce konvansiyonel silahlarla durdurmaya çalışacak, bunu başaramazsa kısa menzilli (taktik) nükleer silahları deneyecek, bu da etkili olmazsa, son çare olarak topyekün nükleer saldırıya gececektir. Bu bakımdan Prof. VVohlstetter, ortaya atıldığı günden beri ABD'nin müttefiklerinde bir ölçüde tedirginlik yaratan "esnek karşılık" doktrinini tekrarlamanın ötesinde yeni bir şey söyiememiştir. Müttefikler, Washington'un bu doktrinle, Amerikan topraklannı bir nükleer savaşın yıkımından kurtarabilmek için Avrupa'yı konvansiyonel ve taktik nükleer silahların kullanıldığı bir savaş alanına dönüştürmeyı göze aldığından kuşkulanmaktadır. Raporun asıl kaygı verici yanı, Türkiye bir saldırıya uğradığı takdirde, ittifakın bazı üyelerinin Türkiye'nin yardımına koşmakta ne derece istekli olacaklarına ilişkin bazı kuşkular içermesindedir. Oysa NATO antlaşmasının 5. maddesine göre, ittifakın bir üyesine yapılan saldın, tüm üyelere yapılmış sayılır ve diğer üyeler saldırıya uğrayan ülkeye yardım etmekle yükümlüdürler. Prof. VVohlstetter, Madrid hükümetinin, Doğu Akdeniz ve Türkiye'nin savunması ile görevlendirilmiş olan F16 uçaklannın İspanya'dan çekilmesini istemesini, rapordaki kuşkulan haklı kılan bir gelişme olarak görüyor. Raporun düşündürücü diğer bir yanı, ABD'nin Körfez stratejisinde Türkiye'nin öneminin vıırgulanmasıdır. Oysa ABD'nin Körfez stratejisinin, Türkiye'nin çıkarları ile bir bağlantısı olmayabilir. Hatta iki ülkenin çıkarları ters orantılı olabilir. Örneğin Körfez'deki ABD gemilerinin İran'ın stratejik hedeflerini bombalamalan, ABD'nin stratejik ve askeri çıkarlarına uygun gelebilir, ama boyle bir gelişmenin Türkiye'nin çıkariarına ters düşeceği açıktır. Prof. VVohlstetter, geçen hafta arkadaşımız Ufuk Güldemir^ le, Hürriyet gazetesinden Sedat Ergin'in katıldığı bir yemekte yaptığı sohbette, ABD'nin Körfez stratejisinde Türkiye'nin kazandığı önemi açıkça vurgulamış ve "Körfez'e bir Sovyet müdabalesi olduğu takdirde, ABD'nin Hint Okyanusu'ndaki Diego Garc/a üssü bolgeden 3200 kilometre uzaklıktadır, oysa Türkiye çok daha yakındır" demiştir. Özetle, Türkiye'ye bir saldın yapıldığı takdirde, diğer NATO ülkelerinin onun yardımına geleceğine ilişkin kuşkular General Rogers'tan sonra bir kez daha dile getırılmekte, Türkiye1 nin ABD'nin Körfez stratejisi açısından önemi giderek daha belirgin biçimde vurgulanmaktadır. Ankara'nın bu gelişmeleri alışılmış açıklama ve tepkilerin dışında, herhalde ciddi biçimde değertendirmesi gerekmektedir. ARJANTİN İki ülkenin dışişleri bakanları birçok konuda görüş birliğine vardı Şevardnadze, Bonn'dan ayrılmadan önce düzenlediği basın toplantısında üç anlaşma imzaladıklarını, Alman meslektaşıyla yılda en az bir kez buluşacaklarını açıkladı. BONN (Ajanslar) Sovyetler Birliği Dışişleri Bakanı Eduard Şcvardnadze'nin Federal Almanya'ya yaptığı resmi gezi üç anlaşmanın imzalanmasıyla sona erdi. İki ülke liderŞnardnacUe lerinin buluşmasının ise bu yıhn ilk yarısı içinde gerçekleşemeyeceği anlaşıldı. Sovyet Dışişleri Bakanı Şevardnadze, göruşmeler sonunda düzenlediği basın toplantısında, Federal Almanya Dışişleri Bakanı Hans Dietrich Genscber ile kimyasal silahlaşimdiye kadar üç belge üzerinde anlaşma sağlandığım açıklayarak, "kesinlik kazanması gereken tek şey, bizim çekilme larihimiz" dedi. Taraflann birbirlerinin içişlerine kanşmaması, mühecüerin Afganistan'a dönmesi ve Afganistan'a öteki ülkelerin karışmaması konularındaki belgelerin yanı sıra kontrol mekanizmasının da hazır olduğunu kaydeden Şevardnadze bu konuyla ilgili sözlerini "Afganbun'dan 12 ay, belki daha da erken çekileceğiz. Her şey doiaylı gönişmelerin sonucuna bağlı" diyerek tamamladı. Polonya'daSSCB aleyhhıde gösteri Boıııı la Moskova arasında bahar rın tüm dünyadan kaldınlması konusunda ortak girişimde bulunmak üzere karar aldıklannı duyurdu. Şevardnadze, yeni tip bir kimyas?l silah yapma girişimi içinde olduğunu belirttigi ABD ile, kendi kimyasal silah stoğunu muhafaza etmekte kararlı olan Fransa'yı kınadı. Bilindiği gibi, Federal Almanya Başbakanı Kohl, AT'deki dönem başkanlığı bitmeden bu yıbn ilk yansında Gorbaçov'la görüşmek istediğini daha önce birçok kez ifade etmişti. Basın toplantısında Afganistan konusuna da değinen Şevardnadze, Cenevre'de Pakistan ile Afganistan arasında geçen dolaylı göruşmelerde VARŞOVA Polonya'nın Krakow kentinde bir grup rejim aleyhtarının Sovyetler Birliği'nin Afganistan'daki askeri varlığını protesto amacıyla gösteri düzenlediği büdirildi. Muhalefet kaynakları, rejim aleyhtarı özgürlük ve Banş Grubu üyesi 11 kişinin Krakow'daki Sovyetler Birliği Konsolosluğuna bir yürüyüş düzenleyerek Afganistan 'daki Sovyet birliklerinin çekilmesi yönünde sloganlar attıklanm belirttiler. Göstericileri Sovyet Konsolosluğuna ulaşmadan durduran polisin altı kişiyi gözaltına aldığı bildirildi. nunun daha sonra yeniden ele alınacağmı bildirdi. Bu arada iki ülke arasında ikili işbirliğinin geliştirilmesini öngören üç anlaşma imzalandı. Imzalanan "Danışma Protokolü" uyannca iki ülkenin dışişleri bakanlan yılda en az bir kez buluşacaklar. Dışişleri bakanlannın imzaladığı öteki iki anlaşma gereğince de Münih ve Kiev'de karşılıklı olarak konsblosluk açılacak ve 1978 yılında imzalanmış olan Ekonomik tşbirliği Anlaşması 5 yıl daha yürürlükte kalacak. önceki akşam Federal Almanya ziyaretini tamamlayan Şevardnadze, geç saatlerde tspanya'ya geldi. Şevardnadze, dün tspanya Başbakanı Felipe Gonzales'le iki saat süren bir görüşma yaptı. Moncloa Sarayı'ndaki görüşmede, DoğuBatı ilişkileri ile silahsızlanma konularına ağırlık verildi. Reagan: Iran bölgedeki ABD tislerîni tehdit ediyor UFUK GÜLDEMİR WASHIGNTON ABD Başkanı Ronaid Reagan, Amerika'nın 1988 Ulusal Güvenlik Stratejisi'ne ilişkin raporunda Iran'ın bölgedeki Amerikan üs ve tesislerini tehdit ettiğini açıkladı. Reagan, dün Kongre'ye sunduğu 41 sayfalık raporunu "güc polilika ve strateji", "güç unsurlannı gu>enlik stnıtejisi ile bütünleslirmek", "stratejiyi vüriilmek" başlıkları altında ayırdıktan sonra Iran'ın bölge ülkelerini tehdit iddialanna büyük ağırlık verdi. tran'ın bölgedeki Amerikan dost ve müttefîki olan komşulannı "askeri güç, terorizm ve isyana teşvikle tehdit" ettiğini ileri süren Reagan, îran'ın aynı zamanda bölgedeki Amerikan us tesis ve Amerikan personeline karşı terörist hareketlere eğilimi olmakla suçladı. Reagan raporda, Amerikan askeri strateji plancılannın erken birnükleer savaşa yol açmasını önlemek amacıyla NATO stratejisi ve bu çerçevede merkez cephe ve kanatlann kompozisyon, yetenek ve arazi koşullannı gözden geçirdiğini açıkladı. AP ajansımn haberine göre SSCB Dışişleri Bakanı, Federal Almanya Başbakanı Helmut Kohl ile Sovyet lideri Mihail Gorbaçov'un çok yüklıİ45rogramları yüzünden yılın ilk yansında bir araya gelemeyeceklerini, ancak zirve toplantısının yılın ikinci yansında gerçekleşebilmesi için ko Raııl Alf onsin eleştiriliyor BUENOS ADtES (AA) Arjantin'i 3 gün "diken üstünde tutan" Yarbay Aldo Rico isyanından sonra, siyasi partiler, Cumhurbaşkanı Raul AHonsin'in orduya karşı izlediği "yumuşak tavn" eleştirdiler. Cumhurbaşkaru%AIfonsin, ayaklanmanın kan dökülmeden sona ermesini "Dtmokrasiyi güveace altına alabileceğimizi gösierdik" şeklinde yorumlarken, sol eğilimli partiler ve insan haklan gruplannca, kongre binası önünde protesto gösterileri yapıldı. Göstericiler, askeri diktatörlük sırasında insan haklanm ihlal eden silahlı kuvvetler üyelerine daha sert davranılması durumunda. Rico olayiBin" önlenebileeeğinı ileri sürdüler. tlk kez geçen yılın nisan ayında ayaklanan Yarbay Rico, Alfonsin'i, 197683 dönemindeki diktatörlük sırasında barbarhk yapmakla suçlanan askeri yetkililer hakkında soruşturma açılmamasıru öngören bir yasayı onaylamaya zorlamıştı. Sol eğilimli partiler tarafmdan önceki gün gazetelere verilen ilanlarda da söz konusu yasanın iptal edilmesi çağrısında bulunuldu. Gösterilerde de bu yasa sonucu yüzlerce işkenceci ve subayın cezasız kalacağı belirtildi. Peronist ana muhalefet partisi de ayaklanmayla ilgili "genis caplı" bir sonışturmamn başlatılmasını istedi. Bu arada. isyancı Yarbay Aldo Rico, 197683 yılları arasındaki askeri diktatör Jorge Videla'nın bulunduğu, Buenos Aires'in 100 km güneyindeki Magdalena Askeri Cezaevi'ne konuldu. İŞTETÜRKİYE'NİN İLK VE TEK, LİKİT KRİSTAL UZAKTAN KUMANDALI...DİJİTAL, "FULL AUTOMATİC UZAKTAN PROGRAMLANABİLEN VİDEOSU: Yeni Vestel Video mekanik kullanıma gerek bırakmaz, videonuzun ömrünü uzatır. VESTEL FullAutomatic Video'yu, uzaktan kumandayia programlar... istediğiniz kaydın yapılmasını sağlar, uzaktan kumandayia izlersiniz... Canlı, pırıl pırıl VESTEL renkleriyle, VESTEL FullAutomatic Video keyfini yaşarsınız! • Verdığınız bOtun komutları dijıtal göstergel "lıkıt kristal ekran"da izleyıp kontrol edebilırsıniz! • Anında kayıt ımkanı! Programlama ışlemıne gerek kalmaksızın, istediğiniz programı ıstedığınız süre kadarve tek düğmeyle kaydedebılırsınız Dünyanın en gelişmiş, "multifunctional/çokişlevli" uzaktan kumanda cihazı! • 12 ayn kanaleian,14 gun içinde 8 ayn programı dilediğiniz yerden hafızaya yükleyebilırsmız1 • Vıdeonuzu oturduğunuz yefden programlayabılir. bütun foksıyonlarına kumanda edebılırsınız1 Körfez savaşı VHS ustası VESTEL, videoda "dijital çağf'nı başlatıyor...Türkiye'nin ilk tamotomatik videosunu sunuyor: VESTEL FutlAutomatic! Yeni VESTEL Video'nuzu dilediğiniz zaman, dilediğiniz yerden programlayabilirsiniz! Yalnızca VESTEL FullAutomatic, çok işlevli uzaktan kumanda cihazına sahiptir. Bu üstün uzaktan kumanda cihazı, verdiğiniz tüm komutları "likit kristal ekran"ında gösterir... 1leri teknotojlden üstün ürunler" Vestel bıc IİPolly Peck Inlenatıonal PLC kuruiuşudur RAĞDAT (AAAP) Irak, savaş uçaklannın dün öğleden sonra Basra Körfezi'nin güneyindeki Iran'a ait Lavan adasında bulunan petrol terminalini bombaladığını bildirdi. Irak'ın gerçekleştirdiği saldın için uçaklanna havada ikmal yaptığı bildiriliyor. Irak askeri sözcüsü konuyla ilgili yaptığı açıklamada saldın sonucu adadaki petrol terminalinde yangın çıktığını bildirirken, İran saldın ile ilgili bir açıklama yapmadı. Lavan adası, Irak hava üssünden 800 km. uzaklıkta olduğu için savaş uçaklannın havada yakıt ikmali yapmaları gerekiyor. Irak, geçen kasım ayı içinde de yine Lavan adası yakınlanndaki Larak adasına bir hava saldırısı dOzenlemişti. Imk, en güneydeki petrol adasını vurdu AFGANISTAN Savaşta 1,3 milyon insan yaşanunı yitirdi çe zorlandı, yuzde H'i ise ülke içinde saklanıyor. Slivvinski söz konusu rakamlann, 24.000 Afgan göçmen ailesi arasında yapılan bir araştırmaya dayandığım belirtti. Bir basın toplantısı duzenleyen Prof.Sliwınski, "Amacımız, savasın Afganistan nufusu iizerindeki etkisini ortaya koymaklır" dedi. Afgan savaşında olum oranının "yakın larihin en yuksek" rakamlarmdan biri olduğunu belirten Prof. Sliwınski, olenlerin yuzde 50'sinin kadınlar, 15 yaşın altındaki çocuklar ve yaşlı erkekler olduğunu, bunlann çoğunun bombardımanlarda öldügünu söyledi. RAPORU STRASBOLRG (AP) Sovyet ler Birliği'nin I979'da Afganistan'ı işgalinden bu yana ölen Afganlı sayısının, II. Dünya Savaşı'ndaki Sovyet kayıplanndan nispi olarak daha fazla olduğu belirlendi. Cenevre Universitesi profesorlerinden Marek Sliwinski tarafmdan hazırlanan bir araştırma>a göre, 8 yıllık savaşta 1,3 milyon kişi, başka bir ifadeyle Afgan nüfusunun yüzde 9'u öldü. Oysa II. Dünya Savaşı'nda Sovyet nüfusunun yuzde 8.6'sı ölmuştu. Prof. Sliwinski'nin calışmasına göre Afgan nüfusunun yüzde 33'U gö