Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 OCAK 1988 * * * * Avusturya HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/13 VİYANA (AP) Avusturya'da bir nükleer malzeme skandalının ortaya çıkarıldığı bildirildi. Kuçuk bir çevreci grubun kurduğu Yeşiller Partisı'negöre Viyanayakınlarındaki bir araştırma merkezi, yasak olmasına karşın, Batı Almanya'dan getirdıği nükleer malzemeyi Pakistan ve Libya'ya gonderiyor. 1978 yılmda yapılan bir halkoylaması ile Avusturya'da nukleer enerji kuUanımı, nükleer santral kurulması yada nükleer artıkların depolanması yasaklanmıştı, Seıbersdofr Araştırma Merkezi, Batı Alman Transnukleer firmasından, nukleer malzeme aldığını doğruladı, ancak sınırlı miktarlarda ahnan nukleer yakıtın tıp alanında kullanıldıgını, artıklann ise ABD'ye yollandığını bildirdı. Avusturya firması, Pakistan ve Libya'ya nükleer malzeme satışını ise \ alanlıyor. Yeşiller Partisi ise Almanya'dan getirilen nukleer malzernenin Pakistan ve Libya'ya gönderıldiğinde rsrar edi7 yor. Bu partinin uyesı sılah yapımında kullanılan nukleer maddelerin tonları bulduğunu \e söz konusu araştırma merkezinın aslında bir nakil ıstasyonu olduğunu one suruyor. Nükleer skandal iddiası Davos öncesi telkin (Baştarafı 1. Sayfada) rnnda ittifak katkısı isteyecegiz. Çiınkü 1988 butçesinde bu filonun yeniden usleddirilmesine tahsil edilmiş fon yok." Redman, yeni üssün Avrupa'da mı olacağı, yoksa uçakların ABD'ye mi doneceği sorusuna, "401'in önemi, güney kanadın savunmasına tahsisli olmasıdır" yamtım vererek yine orada kalmasının doğru olacağını dolaylı bir dille anlatırken, "401, güneyde belli savunma bedefieri olan yegâne filodur. tttifakın bu bakımdan da alternatif iis oianaklanna bakması onemlidir" dedi. Redman, "tspanya'nın bu tavnnın Yunanistan'daki us muzakerelerini etkilejip etkilemeyeceginin" sorulması uzerine de şöyle konuştu: "İspanya ile olan müzakerelerin Yunanistan için nasıl ornek teşkil edecegini anlamakta gücluk çekerim. Her ulkenin kendine özgii durumu var. Nitekim tspanya'nın karan referandum ile alınmıştır." Redman, bir gazetecinin, "Bu filonun guney kanada tahsisli olması dolayısıyla yine guney kanatta konuşlandınlınası gerekmez mi" şeklindeki ısrarlı sorusuna ise "Bu aşamada soylediklerimden daha ileriye gitmek istemiyorum" yamtım verdi. "INF Antlaşması sonrasinda bu filonun gıioe) kanat için oneminin daha da arttığı gönışune katılıp katılmadıgmı" soran bir gazeteciye, "INF veya NATO'nun genel stratejisi ile 401. Filo arasında direkt bir baglantı kurmak istemiyorum. Bu konudaki giiçlü duygulanmız, 401'in NATOnua guney kanadı için çok önemli olduğudur. Bunun ötesine geçmek istemiyorum" karşılığını \eren Redman, F16'lann Ispanya'dan çıkarılmasının "NATO'nun güney kanadının caydıncıhğını nasıl etkileyeceğinin" sorulması uzerine de şöyle konuştu: "Caydıncdık çok geniş bir terimdir. Sadece askeri yeteneklerle degil, mutlefiklerin guvenlik konulannda gönış birligi içinde olmalany la da ilgiHdir. 401. Taktik Füo açısından biz bunu kuvvetle dile getirdik." Daha sonra Cumhurıyet'ın konuya Uişkin sorularım vanıtlayan ABD Dışişleri çevrelerinde, Ispanyolların bu tutumunun us anlaşması sırada bekleyen diğer ulkelere "kötu örnek olmaması" için ABD yönetiminın 1989 dış yardım butçesinde lspanya'yı "eskisi kadar gözetmeyecefci" eğilimi hissedildi. Aynı çevreler, bu soruna ilişkin kaygılarını dile getirirken, Fılipinler'in "hangi ülkenin ABD'den daha iyi şartlarla us anlaşması yaptıgını saptamak için kurduğu komisyondan" rahatsızlıklannı da hissettirdi. Bu arada ABD Dışişleri Bakanlı| ı çevrelerinin, Başbakan Tlırgut Özal ve Yunanistan Başbakam Andreas Papandreu'nun olası Davos buluşması konusunda çok iyimser olduklan gözden kaçmadı. Konuyla ılgıli bir diplomat, olası buluşmayı "çok cesaretlendirici" olarak nitelerken, daha Ust duzeyde bir başkası da "tarihi bir adım" olarak değerlendirdi. Ancak her ıki yetkili debuluşma öncesinde meydana gelebılecek talihsiz olaylara karşı tarafların hassasıyet göstermesi önerisinde bulundu. Yetkililer, 'Turklerin tge'de Atina^ yı, Yunanistan'ın da Trakya Turkleri konusunda AnkaraŞı buluşma oncesinde zor duruma duşurecek adımlan onlemek konusunda gosterilcn özeni arttırmaya" çagırdı. UĞUR MUMCU (Baftarafı 1. Sayfada) GOZLEM yunan altın kaçakçıltğı sanığı banka genel müdürlerinin tin Altan ve bu marksist dönsğin izindeki iki oğlu ile Söz gazetesinden karikatürist Salih Memecan da "Vuralhan cephesi"ne kayıtlarını yaptırdılar. Karikatürist Salih Memecan'a "Gaz©«9 patronluğuna sodosyalannı" karıştırmasını salık veririm, bu dosyalatda karikatürlük çok malzeme bulacaktırl Gazetecilik bir araştırma işidir. Bu konularda söyleyecek sözleri olanlar, önce araştırma yaparlar, sonra da ne söyleyeceklerse onu söylerler. Ne zaman bu gibi konulara el atsak, karşımda hep böyle "cep/jeter" kurulur. Kurulur, ama sonunda ne olur? Açın mobilya yolsuzluğunu, açın kaçakçılık dosyalannı, açın Abdi İpekçi dosyasını... Sonunda, bizlerin ne kadar haklı olduğumuz ortaya çıkar. Başbakan, önceki günkü konuşmasında, sorusturmacılar, daha bugünden etki altında bırakmak çabasıyla, belgeleri incelediğini, bu belgelerde soruşturma açılacak bir kanıt bulunamadıgını ileri sürüyor ve diyor ki: Cumhurbaşkanı bana '"Ben iddialarda hiçbir ciddi taraf göremiyorum" dedi... Sayın Özal, Cumhurbaşkanımn "Basın ve Halkla tlişkiler Müşaviri" degildir. Sayın Evren gerekli görürse, açıklamasını Sayın Ali Baransel aracılığı ile yapar. ye yazılmaz. Eldeki belgeler, "Safeguard" ve "ScrJuca" şirketleri ile ilgili birtakım kuşku doğurucu ipuçları vermektedir. Yurtvçinde ve dışında "yans/z ve ciddi" araştırmalar yapılmadan bu dosya kapatılamaz. Cumhurbaşkanlığı Köşkü'ne Schuca şirketinden alman zırhlı araba niçin geri gönderilmistir? Madem, bu arabalarda hiçbir kusur yoktu da Sayın Evren'e ahnan aracın ön camı hem de kendiliğinden niçin çatlamıştı? Cumhurbaşkanı, niçin bu aracın geri gönderilmesini istemişti? Bu arabayı almaya kimler gitmişti? Kimler karar vermişti bu aracın alınmasına? Bu sorulann hepsi yanıt bekliyor. Sayın özal, ANAP grubunda yaptığı konuşmada, "eski guç odaWan"dan, bu odakların "h/zaya getiri(mes/"nden söz etmektedir. Bizlerin hiçbir odakla ikjimtz yoktur. Devlet ellerindedir. MİT emirlerindedir. Herhangi bir "odak" ile ilgimiz varsa, bunun belgelerini açıklasınlar. "Eski güç odaklan" 12 Eyiül askeri müdahalesinin arkasındaki güçlerdir. 12 Eyiül askeri müdahalesinden sonra Başbakan Yardımcılığına getirilen ve askeri yönetimin bir buyruğu ile "hizaya giren" de kendisidir. Askeri hükümetin Başbakan Yardımcısından bizlerin alacağımız hiçbir ders yoktur; tersine vereceğimız dersler vardır. Bakan Vuralhan, benim kendisine, Dışişleri Bakanlığı memurlarının evıme geldiklerini ve "Gece bende kaldıklannı", aynca, "Dışişieri dosyalannın gece bana geküğini, ertesi gün bu dosyalan geri gönderdiğimi" anlattığımı söylemektedir. Bu bir "kuyruklu ya/an"dır. Benim evim "devlet konuk evi" Hiçbir belgede "Şuna, şuna, şuna rvşvot verilmiştir" di Kazıklıyol Denizaltı (Baftarafı 1. Sayfaâa) nın kanşması Ekonomi Bakanlığının bir belgesinde Turkiye adımn geçmesi ile gerçekleşn. Bugüne kadar hükümet yetkilileri, skandalla ilgili belgeleri, "lizerinden planlann geçtigi iilke ismi karalayarak" gönderıyordu. Son olayda ise Ekonomi Bakanhğı'nın gönderdiği bir belgede, "Tiirkiye" ibaresi karalanmadan soruşturma komisyonuna geldi ve Turkiye'nin adı skandala kanştı. Türkiye'nin adının kanştığı olaylar zincirinin gelişmesi ise şöyle oldu: • Federal Almanya'nın en buyıik gemi inşa kuruluşlarından (HowaldtswerkeDeutscbe Werfl) ile ihaleleriıun hemen Umamını devlelten alan IKL (lngenieurkontor) firması nın 1984 ekim ayı ile 198S ocak ayı araanda ırkçı Gune) Afrika rejiminc denizaltı planlan satmış olduklan ortaya çıktı. Federal hukiımetm resmen ambargo uyguladığı bu ülkeye askeri plan salılmış olması muhalefet kesiminde buyiik tepki yaratn. Federal Meelis'te, 45 milyon mark tntannda gelir saglandıgı kaydedilen bu salışlan incelemek üzere ozel bir araştırma komisyonu knruldu. • Komisyona akan belgelerden birinde, HDW ve IKL temsilcilerinin 18.1.1985 tarihinde Federal Ekonomi Bakanı Bangemann'a bundan sonraki satışlan yüriıtmek için bir NATO ülkesi üzehnden harekete geçme girişimıni önerdikleri anlaşıldı. Ancak söz konusu belgede anılan NATO ülkesinin ismi sonradan kapatılmıştı. Muhalefetin ısrarlı sorulanna karşın federal hükümet yetkilileri bu ülkenin ismini açıklamadılar. • Ancak bu Urbşmanın lizerinden bir yü gecmeden Federal tktisat Bakanlığı soz konusu belgenin orjinaUni komisyon dosyaktnna aktardı ve anılan ülkenin Turkiye oldugu ortaya çıktı. Belge, HDW ve IKL temsileileri Zoglmann ve Nohse'nin 18 Haziran 1985 tarihinde Federal Iktısat Bakanı Dr. Martin Bangemann ile göruşmeleri üzerıne bilgi veriliyor. Halen aynı görevde bulunan Bakanlık Müsteşan Dr. Von Wurzen'in imzasını taşıyan belgeden, HDW ve IKUnin Guney Afrika'ya "küçük çöziim" adı taşıyan bir yöntemle "software" sattığı anlaşüıyor. 1 Temmuz 1985 tarihini taşıyan belgede Turkiye'nin adı şöyle geçiyor: "HDW ve IKL Federal Başbakannk'taki konuşmalanndan sonra "kuçuk çöziim" çercevesinde bir anlaşmaya temmu2 1984'te vardüar ve aynı yıl bu anlaşmayı kısmen uyguladılar. Ancak Federal Başbakanlık kendilerini bu ihracata iUşkin politik sorunbr çıkacagı konusunda uyanruştı. Bu nedenie anlaşmanın kalan bölumunii Turkiye lizerinden tamamlama>ı »maçüyorlardı." Alman firmaları, bir NATO ulkesi olan Turkiye'ye ihracat için izin gerekmediğini hesaba katıyorlardı. Aynca planlannın yanı sıra ve bazı parçalannın da ihracı amaçlanan söz konusu 209 sınıfı denizaltılar Alman askeri yardımı ile Gölcuk'te inşaa ediliyor. • Alman firmalannın önerisi üzerine Federal tktisat Bakanı Bangenann'ın yanıtı da ajnı belgede yer alıyor. Buna göre bakan, firma temsücilerine, "Güney Afrika'ya bu tur saUşlann izne baglı olduğunu ve izinlerin alınamayacagını ve bu ambargo nedeniyle Türki>e lizerinden yapılacak ihracata da izin verilemeyecejini" anlalmtş. Yeşiller'in konuyu Federal Meclis1 in sorulara aynlan bugünkü oturumuna getirmesi bekleniyor. Yeşil parlamenter Ursula Eid'ın, Turkiye üzerinden böyle bir ihracatın gerçekleşip gerçekleşmediğini sorması, ayrıca TurkiyeGuney Afrika arasında geçen yıl yaşanan ust düzeyde bazı ticari ziyaretlere dikkat çekeceği bildirildi. Ote yandan Sosyal Demokrat Parti (SPD) tarafından dün yapılan bir açıklamada partinin de sorunu yeniden Federal Meclis'e getireceği belirtildi. İŞTE FABRİKA Akdeniz Gübre Sanayıı Fabrikası nın havadan görunuşu. Deniz kıyısı ile fabrika arasındakı bulgede ise önceki gün patlayan havuzlar görulüyor (Fotoğraf Ergun Caflatav) (Baftarafı 1. Sayfada) gistirilmesi Uteminin Bayındııiık ve lskân Bakankgı tarafından onaytanmadıgı belirtilertk, usulüne uygun yeni bir plan yapümaksızın yolun yapımına başlanması ve devarn edilmesi, hukuka aykın oldugu kadar, davacdar yönünde giderilmesi giıç zararlar dogabilir" deniliyor. Kazıklı yolun durdurulması için tarihi yalı sahipleri tarafından 16 Ağustos 1987 tarihinde 1. Idare Mahkemesi'ne başvurulmuştu. Boğaziçi'nde sahil yolunun açılması için önce yalıların bir bölümünu istimlak etmeyi düşünen Başkan Bcdrettin Dalan'ın daha sonra yeni bir formül olarak bulduğu "kazıklı yol"un yapımına geçen haziran ayında başlanrmstı. 2960 sayılı yasaya göre yapüaşmanın yasak oldugu Boğaziçi kıyılannda, kıyı kenar çizgisinin degistinlebilmesı için, Boğaziçi tmar Yasası'nda yapılacak bir plan değişikliğinin, Bayındırlık ve tskân Bakanlıgj aracılığı ile Ankara' daki Boğaziçi tmar Yuksek Koordinasyon Kurulu'nca onaylanması gerekiyordu. Ancak Anakent Belediyesı'nin kıyı kenar çizgisini değiştirmek için, "Kıyı Yasası"na göre Baymdırlık BakaniığVndan istedigi onay, bakanlık tarafından, "Kıyı Yasası'mn ilgili maddesi, Anayasa Mabkemesi tarafından iptal edikü" gerekçesi ile onaylanmamış ve Boğaziçi Koordinasyon Kurulu'ndan da onay alınmamıştı. Yapımı yasaya aykırı olmasına karşın KtSKA fırmasına ihale edilen yolun kazık çakımı sırasında, Kuruçeşme'deki yalılarda çatlaklar oluşmuş, ancak yolun yapımı sürdürulmüstu. Arnavutköy girişinde bulunan ve Turizm Bakanlığı tarafından yurtdjşına, Türkiye'yi tanıtmak için yollanan afışlerde de yer alan tarihi yalıların önunden geçen kazıklı yolun yapımına yanlış projelendirme ile başlandığı da bir süre sonra anlaşıldı. Kazıklı yolun Kuriçeşme'deki bağlantılannın, bazı yalıların bahçesinden geçeceği son anda anlaşılınca, yalıların sahibinden bahçelerini hibe etmeleri istenmış, ancak bu istem kabul edilmeyince, büyük bir kaWs yapılarak ana yola bağlanmak istenen kazıklı yolun bir bolumu çökmuştu. Akdeniz'de büyük tehlike! (Baştarafı 1. Sayfada) rağın PH dengesini bozduğunu söylediler. Asitik ortam yaratan fosfat asit artıklarının balıklarda öldurucu gucü çok fazla olurken, çabuk yoğunlaşan bir asit turü olması nedeniyle etkisini de hemen göstereceğine işaret ettiler. Uzmanlar, çevreye yayılan artıkların sebzelerin kurumasına yol açacağmı. kirlenen alanlarda yeniden urün yetiştirilebilmesi için toprağın bozulan PH dengesinin yeniden dengelenmesi gerektiğini belirttiler. İçel tl Sağhk Mudürluğü Çevre Kurulu, dun olağanüstu toplanarak konuyla ilgili ahnacak acil önlemleri görtişürken, Akgübre açıklarında denizden ahnan su örnekleri de incelenmek üzere ODTÜ Erdemli Deniz Bilimleri Enstitüsü'ne gönderildi. İçel tl Sağhk Miidürü Yılmaz Aksoj, ODTÜ'de yapılacak inceleme sonuçlarının, bir haftadan önce alınamayacagını söyledi. tçel Vali Veküi Rahim YUdız, konuyla ilgili açıklamasında, tl Sağlık Müdurlüğu ekipleri ile tanm ve bahkçılık uzmanlanmn olay yerinde incelemelerde bulundugunu belirterek "Çevrenin kimyasal arHklarla kirienmesi uzerine ilk tedbir olarak fabrikanın kurulu oldugu Karaduvar sahillerinde 500 metre yançapındaki alanda avlanma yasagı getirdi. tkinci emrc kadar bu alanlarda avlanma yasagı sıirecek. Araştırmalanmızın sonucu umdugumuzdan fazla bir şe> çıkarsa ahnan tedbirieri genişletecegiz. Bu arada üzülerek belirteyim ki vatandaşlann sebzeleri de mabvoldu. Vatandaşlann zararian fabrika tarafından karşılanacak" dedi. Akgubre Sanayi A.Ş. Genel Mudurü Cumhur Çoramluoğlu. atık su deposunun patlamasıyla ilgili olarak dün bir basın toplantısı duzenledi. Ga^etecilere fabrikayı gezdirip. patlayan depoyu da gösteren Çorumluoğlu, kum settin zayıflaması sonucu deponun patladıgını belirterek, "Çevre sağlığı açısından tçel Valiligi gerekli tedbirleri aldı. Ekili alanlardaki zararian karşıla>acağız. Taşan atık sulann. çevreye pek zarar vermeyecegi kanısmdayız. Tekaik eldplerimiz çalışıyor. Toprağın PH dengesini saglamak için sular altında kalan ekili arazüere toprak doktıireceğiz" diye konuştu. PH dengesi nedir Akdeniz Gubre Sanavı atık su deposunun patlamasıyla gundeme gelen toprağın dengesınin bozulduğu haberi uzerine uzmanlar teknik bir kavram olan "PH dengesi"nı şoyle açıkladılar: "Herhangi bir çözettideki hidrojcn iyonu konsantrasyonudur. Bu konsantrasyonun fazla olması PH'ı diişurur, az olması ise yukseltir. Bir b*}ka deyimle düsük PH asitik ortamı. yuksek PH bazik ortamı belirtir. H3PO4, bu çok kolay iyonlaşır. Kohıy iyonlaşması ortama çabuk hidrojen verilmesini sağlar. Yani suyun ve toprağın PH'ını dusurmüş otur. PH düşünce asitik ortam dogar. PH'ın 7 olması ortamın nötr olmasını gerektirir. Bu ortamda ne asitlik vc ne de baziklik vardır. Bu artıklarla deniz su>uyla çevredeki toprağın PH'ı 7'den diışük olacakür. Bu da tanm >e denizdeki balıklar için elverişli bir ortam degildir. Bu nedenie bir an önce toprağın PH dengesi sagtanmalıdır. Toprağın PH dengesini saglayacak baska bir toprağın da buraya dökülmeden önce PH'ının ölçulmesi gerekir." İZMİR'den HİKMET ÇETİNKAYA (Baftarafı 1. Sayfada) şi. Konuşurken yaşamöyküsurve de değiniyor sık sık. Kaç kez cezaevıne girip çıktığını anlatıyor. işadamı Orhan ÇeKiç'le tanışmalarmı, Çanakkaledekı maden ocağını nasıl elde ettiğını dile getırıyor. han Özfatura'yı aradı görüşmeden sonra. Kendısıne, Kâmıl Gebeloğlu ile görüşmesi için, kimin devreye girdığini sordu. Özfatura, Mumcu'ya. "Ben Gebetoğ/u'nufcafıveıçmeye çağırdım" dedi. Konuşmada, Gebeloğlu nun pazartesi gecesı biİkide bir Uğur Mumcu'ya dönup. zimle görüştüğünü, telefonla aradı' 'Orhan Çekiç beni nasıl tanımaz?'' ğı zaman "Cumhuriyet"\e olduğudıye soruyor. Aliağa'daki yaziık vıl nu bildiğini vurguladı. lasında Çekıçi nasıl ağıdadığını anMumcu, "Sayın Özfatura. siz latmaya başlıyor. Muslümanstnız, öburdünya da var" Kâmil Gebeloğlu, Av. Erol Tedeyınce, Özfatura'nın yanıtı şöyle melkuran, Uğur Mumcu ve t»n, geoldu: ce yarısına dek sohbet edıyoruz Bize göre siz de Müslümansı~ Tum belgeler Uğur'un elınde oldunız... gu için, Gebeloğlu'ndan sadece Sonuçta, Özfatura telefonu şun"maden ocağı"r»n öyküsünü din ları söyleyerek kapadı: lıyoruz. Olayın detayı gerçekten benim Kâmıl Ağa. bir ara işyerini arayıp, ilgım ve bilgim dışında. Bizim izmır'"Ne var, ne yok" dıyor. Sonra tede partililere moral verme ve destek lefonu kapatıp, "Burhan Özfatura çıkma gorevimızdır. Bu sızınte i/gıfi benı aramış" dıyor. Saate bakıyodeğıl. Sayın Başbakan 'la da bu koruz: 00.30. Burhan Özfatura'yı arınuda görüsmemiz olmadı. yor 0 saatte, Bir süre konuşuyor. * Sabah saat 09.3Oda belediyeye Saat 16.30'da Burhan öztatura'yi geleceğıni söyiüyor. bu kez biz aradık. Aramızda geçen Kâmıl Ağa'ya "Hayrola, bu ne ış telefon görüşmesinin bir bölümü tir?" diyoruz. O bize dönüp. "Ben şöyle: zaten yanmışım beyim, biz şu pa Sayın Özfatura nasılsınız? rayı bir kurtaralım" yanrtını verip ek Şükür Allaha. Sayın bakanlarlıyor: la koşuşturuyoruz. Başkan Bey beni çağınyor, he Uğur Mumcu ile konuştunuz ie sabah olsun, bir gidek gelek. Gamu? liba önemli birilen başkanı aramış... Evet, konuştum. Acaba kim otabilir Burhan Özfa Nedir konu? tura'yı arayan önemli birileri? Şimdi bu çocuk, bizim şeyiEh, sabah olsun öğreniriz... miz, yanı partilimiz. Yani seçimler* de bizim için koşturdu. w 19 ocak salı günü saat 09.30'da Kim o çocuk... Kâmil GebeloğKâmil Gebeloğlu, Burhan Özfatulu mu? ra ile makam odasında 60 dakika Evet o... O bizim Karşıyakalı görüştü. O gün Başbakan Yardımuyelerimizden.. cısı Kaya Erdem, Tanm Orman ye Yani ANAP'lı. Sayın Başkan, Köyişleri Bakanı Hüsnü Doğan, İzbir yanlışlık olmasın, SHP'Iİ olarak mir'de olmalanna karşın, Özfatura, bıliniyor. Kâmil Gebeloglu'na 60 daklkalık bir Yok yok. Genış bir aile onlar. zaman ayırmıştı. Bızım partilimızdır. Uğur Mumcu, Istanbul'dan Bur Ne için çağırdınız Gebeloğlu'nu? Biz İzmirde hasbelkader partinin yönelicilerinden sayılıyoruz. Morale, desteğe ihtiyacı olur dıye çağırdık. En azından bu bizim görevimız. EUnde çekfer, seneder var, gördünüz mü? Henüz tahsil edilememiş. Herhalde yardımcı olacaksınız. Şimdi senetler, çekler vardı filan. İşin detayını ben konuşmadım Sadece Uğur Mumcu ile konuştuklarını anlattı. Ben onun dışında herhangi sıkıntın var mı, problemin var mı diye sordum. Bir sorunu var mıymış Kâmil Gebeloğlu'nun? Yokmuş. Çekleri, senetienn karşttığt olan parayt alacak mı? O para konusu değil kardeşim. Yani biz ancak moral destek veririz. Bana saldırdıkları zaman moral destek ararım. Sayın Özfatura, siz çeklere, seneOere, anlaşmalara baktınız mı7 Yok ben bakmadım detaya Senetler ve çekler varmış zaten Detaya girmedim. Bir maden kiralama olayı olduğunu, Almanlenn gelmedıği filan. Orhan Çekiç sizin Mülkiye'den arkadaşınız mı? Hayır değil, Onlar 65'li. Benden bir sene sonra olabilir. Sayın Özfatura, Gebeloğlu konusunda sizi Başbakan aradı mı? Yani makamına çağır, konuş diye. Hayır, kendı kendine senaryo yazma şimdi... Sadece soruyorum Sayın Özfatura. izmir'de olan olaylarla bizim ilgilenmemiz anormal mı? Hayır deği... Durduk yerde Kâmil Gebeloğlu'nun sorunlannı dın/emek nereden çıkıyor onu anlamadım. Bızım partilimiz o. Morale ihtiyacı var. Seçimlerde hizmet etti koşturdu. Siz de derdi var diye çağırdınız... Sen şimdi ne yapacaksın kardeşim? Senaryo mu yazacaksın? Biz rahat adamız, her şeyımiz açık. Kâmil Gebeloğlu yanınızdayken, Başbakam aradınız mı? Ben Başbakan'la bu konuda hiçbir şey konuşmadım. Ben Başbakan'la her gün, iki günde bir, üç günde bir konuşurum. Dün gece konuştunuz mu? Hayır konuşmadım. Bugün konuştum. Saaf kaçta? Bilemem ya. . Nıye sordun, şey yaptın ki? Sadece sordum. Ben Başbakan'1 Ege Belediyeler Birtiğı ile ilgili İzmır'e davet ettim. Davos'a gıdiyormuş. Sağolun Sayın Başkan. Teşekkür aderım bilgılendırdığınız için... Yanı bu Gebeloğlu ile ilgili olarak gerçekten Başbakanın benden bir ricası olrnadığı gibi bu konuyu da görüşmedik. Benim Başbakan'la görüşmem Ege Belediyeler Birliği'ne davet... Kâmıl Gebeloğlu sızin makam odanızdayken mi? Yok, yıne senaryo yazma, bana inan. Biz açık sözlüyüz. Yalandolan bilmeyiz. Biz de bilmeyiz. Sonra cehennemde cayır cayır yananz değil mı Başkan? Yananz elbet... Sen benim dediklerime inan. Gebeloğlu sadece partilimiz, ona destek ve moral verdik. • Acaba Burhan Özfatura, Kâmil Gebeloğlu'yla makam odasında sadece dertleşti mi? Yoksa bazı önerılerı oldu mu? midir ki Dışişleri memurlan koltukiannın altında dosyalarta gelip evimde kalsınlar? Benim bildiğim, bazı diplomatların ev yerine Büyük Ankara Oteli'nin 1006 numaralı odasında kaldıkları ve hesaplannın da özel şirketlerce jest olsun diye ödendiğidir. Vuralhan ile bir kez konuştuk. Yânımızda da Ankara Temsilcimiz Yalçın Doğan vardı. Aramızda böyle bir konuşma geçmedi. Bu "gündem dışı ya/an"dan gelelim, gündemdeki 2 numaralı yalana: Ajlan Akıncı, Bakan Vuralhan'ın en yakın dostlanndan biridir. Vuralhan ailesi ile Akıncı ailesinin geceleri ve gündüzleri beraber geçer. Orhan Çekiç, Vuralhan'ın da en yakın arkadaşıdır. Dun "Yalan1" başlıkJı yazıda Orhan Çekiç'in yalanını sergilemiştik. Bugün sergileyeceğimiz yalan Ajlan Akıncı'nın yaianıdır. Ajlan Akıncı, Orhan Çekiç ile tanışıyor mu? Yılların gazetecisi Cüneyt Arcayürek, Ajlan Akıncı'ya bu soruyu soruyor: Akıncı, Arcayürek'e "Hayır abicim" yanıtını veriyor. Arcayürek, kurt gazeteci, sorusunu yineliyor, "Yani tanımıyorsun?" "Hiç ilgim yok..." diyor. "Sen sana yalan söyfeyecek adam mıyım?" Sen bu Orhan Çekiç'i tanıyor musun? Bu ilgiyi, İstanbul Şişli icraTetkik Mercii'ndeki 887/14 sayı ile işlem gören dosyada buluyoruz. Ajlan Akıncı alacaklı; Orhan Çekiç'in şirketi borçlu. Akıncı, bu yüzden YapıKredi Bankası'na dava açmış. "tlgi" bu kadar açık. Aynı soruyu ben, Orhan Çekiç'e soruyorum. Çekiç, Akıncı'yı tanıdığını, kendisinden faizsiz olarak 10 milyon lira borç aldığını söylüyor. Pazartesi günkü Milliyet'te de Akıncı'nın şu açıklaması çıkıyor: Ben ticaret adamıyım, 10, 20, 30 hatta 40 milyon da veririm. 50 milyon da borç alırım. Bundan normal ne olabilir? Orhan Çekiç ile ticari ilişkimiz var... Hani Orhan Çekiç'i hiç tanımıyordun, hiç ilgin yoktu? Orhan Çekiç, Bakan Vuralhan'ın kardeşi ve iki Alman ortağının aldığı maden ocağı konusunda niçin yalan söyledi? Ajlan Akıncı borç alıp verdiği Orhan Çekiç'i niçin "hiç Ajlan Akıncı, eski Kara Kuvvetleri komutanlanndan Eşref Akıncı'nın oğludur. Eşref Akıncı da şu anda Milli Savunma Bakanlığı ile iş yapmaya çalışan Atilla Türkkan'ın "Overseas Devetopment Corporation" adlı şirketinde çalışmaktadır. Telefon, Ankara: 138 52 28... Akıncı Paşa ile mi konuşuyorum?.. Alo Sayın Paşam, ne ile ilgileniyor bu şirket? Ne gibi işleri olacak Milli Savunma Bakanlığı ile şirketinizin? Alo, alo?... tanımadığtm" söyledi? ANKARA (ANKA) İnsan Hakları Derneği Ankara şubesi başkanlığına yayıncı Muzaffer llhan Erdost seçildi. Muzaffer llhan Erdost, Insan Haklan Derneği Ankara Şubesi'nın insan haklan ıhlallerine karşı duyarlı ve mucadeleci olacağını soyledi IHD Ankara Şubesi'nin 16 Ocak 1988'de toplanan bırinci olağan genel Kurulunda seçilen yeni yonetim kurulu dun göre\ bölümu yaptı. Şube Yonetim Kurulu'nun ilk toplantısmda yapılan gorev bölumu sonucunda başkanhğa Muzaffer llhan Erdost, sekreterliğe Nadir Pınar, saymanlığa da Fevzi Argün getirildiler. Erdost, tHD Ankara şube Özel başkan ı seçildi (Baştarafı 14. Sayfada)belirlenmedina ücrette tavan fiyat (Baftarafı 1. Sayfada) fından hazırlanan iddianamede, 2000'e Doğru dergisinin 32. sayısmdakı "Kıirt sorununa çöziim: Kritik karar" başhklı yazı içinde yer alan Aziz Nesin ve Mehmet Ali Aybar'ın açıklamalannda, anayasanın 3. maddesinde yer alan "Tiirkiye ülkesi ve milleöyle bölünmez bir butündür" ilkesine aykırı davranıldığı ileri süruldu. Yazıdaki Azız Nesin'in "Kiiltiırel haklar verilmeli" Mehrnet Ali Aybar'ın da "Milli Kurtuluş savaşı veriyorsunuz" başlığı altında yayımlanan duşüncelerinde, "Yayın yoluyla milli duvguları zayıflatıp yokedildigi " belirtilen iddianamede, derginin yazı işleri muduru Fatma Yazıcı'nın da olaydan sorumlu tutulması gerektiği bildirildi. San:klar;n TCK'nın 142/36. maddesi gereğınce 7.515 yıl arasında hapıs cezasına çarptırılmasının istendiği savcılık iddianamesinde, Aziz Nesin'in sdz konusu yazıda "Kiirt halkımn ^arlığından. a\n bir dil ve kultürun varlığını ortaya koyarak ve bunun bilitnsel bir gerçek olarak kabulü ile yasalann bu >olda degiştirilmesini istedigi" M. Ali A>bar'ın da "Kürtlerin etnik grup olarak kabullenme zoruniuluğundan" sozettiği anlauldı. Nesin ve Menenjite erken önlem (Baftarafı 14. Sayfada) takilere bulaşması olasıhğı artar. Bakteri türii mikroplarla meydana gelen menenjit hastalığı da, grip gibi, boğazında bu mikropları taşıyan kişilerle yakın temas sonucu bulaşır ve kış aylannda bu hastalığır da sıklığı artar. İstanbul Üniversitesı Çapa Çocuk Hastanesi'nde bu kış görulen bakteriyel menenjit vakalarının sayısı geçen yülardaki sayılara yakındır. istanbul ili SSYB yetkililennden alınan bügiler de şehrin diğer sağlık kuruluşlarından bıldirilen vaka sayılannda bir artma olmadığını gostermektedir. Bu nedenie bir salgın söz konusu degildir. Çocuklarda bakteriyel menenjit etkeni olan çeşitli bakteri türleri arasında menengokok bakterileri ve hemophilus influenza bakterileri ön sırada yer alırlar ve koruyucu önlemler özellikle bu mikroplara yöneliktir. Gerek hastalığın ağır gidişini etkileme, gerekse yayümayı önleme açılarından vakaların erken tanınması çok onemlidir. tlaç ile konınma: Rifadin (Rıfampicin) adlı antibıyotik, gerek menengokok, gerekse hemophilus influenza mikroplarına etkilidir. Hasta ile aynı evde oturan tüm kişilere ve aynı sınıfta olup hasta ile yakın teması olan çocuklara bu ılacın 4 gun sure ile verilmesı ile her iki mikrobun uremesi ve hastalığın gelişmesi önlenır. Damlacık yolu enfeksiyonlan ancak >akın temas ile bulaştığından okulda diğer çocuklara ilaç uygulanmasına gerek yoktur. Hastalığın yayılması daha çok e\ ıçi bulaşma ile olmaktadır. Aşı ile konınma: Hemophilus influenza mikrobuna karşı aşı son yıllarda geliştirilmiş ve henüz sadece birkaç ülkede rutin uygulamaya girebilmiştir. Bu aşı çok pahalı olduğurıdan bugün için Türkiye'de ve birçok ülkede rutin aşılama programına alınmasına olanak yoktur. "Hib" (Hemophilus influenza b) aşısı ismini tasıyan bu aşı ABD'de ve tskandinav ulkelerinde 18 ay 6 yaş arası tüm çocuklara uygulanmaktadır. Aşının bir tek doz verilmesi ile birkaç yıl süren bir bağışıklık sağlanır. Bulaşıcı menenjitli bir hasta ile temas etmiş bir çocuk, "Hib" aşısı ile aşılanmış da olsa, koruyucu ilaç tedavisine alınır. Menengokok mikroplarına karşt da aşılar geüştirilmişrir. Menengokok mikroplarının birçok tipleri (A,B,C vb.) vardır. Bu tiplere karşı ayrı ayrı (monovalan) veya birkaç tipe bağışıklık sağlayan (polivalan) aşılar vardır. Bu aşılar 12 yıl gibi kısa süren bağışıklık sağladıklanndan ancak bir epidemi (salgın) durumunda ve iki yaşından büyük çocuklarda uygulanır. Menenjitli hasta ile yakın temas durumunda, aşılanmış kişilere de koruyucu ilaç verilir. Dtger onlemler: Çocukların kalabalık yerlere göturulmemesi, okulların kapatılması ancak salgın durumunda alınacak önlemlerdir. Menenjit hastalığı kişiden kişiye damlacık yolu ile bulaştığından, su ve yiyeceklerin, tuvaletlerin temizliği gibi önlemlerin bu hastalıktan koruyucu bir etkısi yoktur. Sonuç olarak, anne ve babalara menenjit hastalığı konusunda verilen bu bilgiler ile menenjitlibir hastanm erken tanınmasının öneminı ve böyle bir hasta üe yakın temas durumunda alınacak önlemleri açıklamaya çalışlık. CUNEYT ARCAYUREK yazıyor (Baftarafı 1. Sayfada) bilmesı ıçın komisyonların seçilmesı gerek. Meclıs açıldığından beri bır türlü komisyon seçımlerı yapılamıyor. ilk başlarda ANAP'ta komisyon başkanhkları için görülen catışmalara Özal el koydu. Iç kavgayı engelleyen bir tutum sergiledı. Kestirmeden gitti. Hükümet üyesı seçer gibi komisyon başkanlarını seçiverdi. Peki, ama bu arada muhalefet ne yaptı? Onbeş güne yakın süredir oturumlar açılıyor, gündem dışı konuşmalar bir canlılık getiriyor, sonra komisyon seçimlerine geçilemiyor. Muhalefet, nedense bir türlü komisyonlara vereceği üyeleri saptamıyor. Oturumlar, renkli, elektriklı konulann getirdiğı gerilimlerle kapanıyor. Bu arada muhalefet örneğin DYP iktidann Meclıse "konu getjremediğınden'' yakınıyor. F"arlamentolarda sadece ıktidar kanadından gelecek yasa önerilerıyle çalışma ortamı sağlanmadığı bilinen bir gerçek. Öyleyse muhalefet seçım kampanyasında öne sürdüğü ekonomiksosyal istekleri yasa önerisıne çevırıp niçın Meclise sunmuyor? Soru bir bakıma muhalefetin tembellığı ile yanıtlabılir nitelikte. Dün sabah öğleden sonraki oturumda komisyonların seçilip Meclisin tatılö gıreceğı umudu yayılıyordu Kamuoyuna mal olan Vuralhan gibi. Davos ve ülkenin savunma sorunlan gibi konular canlılığını korurken, bir yandan da iktıdar yerel seçımleri bu yıl içinde, en geç ekimde yapmayı planlıyor. Ancak alman bılgiler iktidann yine bir anayasa çıkmazına saplanacağı izlenimıni veriyor. "siyasal." Halktan kaçmadığını soylemek, ne var ki "başta TV'de eşıt koşullann sağlanmasını" ısteyerek iktidarı. genel seçimlerde kullandtğı propaganda araçlarında "asgan düzeye" indirmek Meclisten geçirdiklerini söylediklerı yasal bir numara ile yanıt veriyorlar. Daha önce anakent belediyeleriyle ilçe belediyelen büyük kentlerde ayrı oylamalarta seçılirken, yeni düzenlemeyle her birinin "tek oylamayla" seçileceğini öne sürüyorlar. Böylece örneğin Ankara'da Çankaya ilçesınde oy yitiren ANAP, Yenimahalle'den alacağı oylarla arayı kapayacak, sonuçta tek listede her belediyede seçimi alacak. Muhalefet, aylarca önce planlanan ANAP amaçlarının ne ölçüde farkında, asıl soru bu. özal'ın parti içinde karşılaştığı zorluklar böyte bir uygutamaya karşı çıkanlarla anayasaya karşın yerel seçime nasıl gidılecegini bir türlü kavrayamayanların direnmelerinden kaynaklanıyor. Bellıbaşlı önemli sorunlarla esasen kabarık olan siyasal gündeme yavaşça yerel seçim gırıyor. Beledıyelerı de alarak gücünü pekiştirmeyi amaçlayan Özal'a karşı bakalım muhalefet ne ölçüde beceri gösterecek? Ya da Özal, genel seçim kararında oldugu gibi bir oldubittiyle muhalefeti köşeye sıkıştırarak yerel seçimleri diledıği tarihte, istedigi koşullarda yapabilecek mı? Yakın günlerde sonucu göreceğiz. ğinden, adaylar kuruluşlararasında secme yapabilecekler. Bu kuruluş, B sınıfı ehliyet almak isteyen surücülerin bir ayda ızleyeceği 76 saatlik eğitım programı karşılığında Katma Değer Vergisi dahil toplam 221 bin lira ucret alacak. Bu programda bır saatlik ders ucreti 2 bin 700 lira olarak ortaya çıkıyor. Agır vasıta surücülüğu programında ise bir saatlik ders ucreti olarak adaylardan KDV dahil 3 bin lira alınıyor. Toplam 85 saat suren program için aday KDV dahil 255 bin lı ra aylık ucret ödemek /orunda Bir başka soru: Özal'ın muhalefetle anlaşmadan, anayasayı erken yerel seçim için değiştirmeden yaÖzal, gözlerde büyüttüğü yüzde pacağı hamlenin Anayasa Mahke36'lık oy gücünün getirdıği sıcaklık mesiTiden geri dönmesi olasıhğı soğumadan yerel seçimleri yapmasöz konusu. Iktidarda bu yönlü cıddi yı planlıyor. Yerel seçimleri erkene bir kaygı henüz sezilmiyor. Fakat alabilmek ıçın anayasa değişikliği Anayasa Mahkemesi çevreleri ters gerektiğini önesürenlere Başbakan yönde bır kararın "geri döneceğıni" Ozal, "anayasayla oynamadan yeni dokunduruyor. bır sorun çıkarmadan bulunacak Özal, yerel seçim için öyle bir tabaska yasal olanaklarla yerel seçimrih seçecek ki, özellikle büyük kent leri yapmayı" istiyor. Nasıl bir çare beledıyelerinin neredeyse "pplumbulacak, hangı gerekçeyle anayasal facia" haline gelen kent içi ıcrasa çizgisini aşacak, şu anda krısatını alt düzeye ındıreceklen zamanı talize olan bir olgu yok ortada. seçecek. Nitekim Özal, genel seBır yandan muhalefet partılerıyçimde yolların delik deşik oldugu, 1e görüşerek bır arayış içinde oldusuyun akmadığı, kömürün bütün ğunu duyumsatıyor Elindeki tek sı vaatlere karşın sağlanamadığı yölah, "muha/efet/n seçimden relerde ANAP'a oy çıkmadığını söykaçtığını" yıne kullanmak, kullanılemiştı. yor. Ama anayasa değişikliği konuŞimdi ANAP'a "karşı oy" sağlasunda muhaleferten pek yüz bulayan sorunları bır an önce çözerek mamış görünüyor. Buna karşı mu uygun zamanda yerel seçıme githalefette de tutarsızlık sezıliyor İnömeyı amaçlıyor. Bu arada DSP ile nü, erken yerel seçıme hemen karşı SHP oylarının, özellikle üç buyük çıkıyor Demire) ise seçime varız dikentte bir araya gelmesiyle SHP'nın ye başlıyor, ancak kimi koşullar öne beledıyelerı kazanabileceğı varsasürüyor. DYP liderinin tutumu daha yımına ANAP çevreleri, geçen yıl