19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 OCAK 1988 KÜLTÜRYAŞAM CUMhL.^YFT'5 YAYIN DÜNYASINDA İNCELEME ARAŞTffiMA YÖNETEN ŞAHİN ALPAY HAYVANLAR tsmlh GÜLGEÇ Geçmiften Geleceğe Kalktnma Araytşlart, Kenan MortanCemil Çakmaklı, Altırt Kıtaplar, tstanbul 1987, 393 s. GULTEN KAZGAN Türk ekonomi tarihinin yaramğı cazibe hem yazar hem okuyucu katında süniyor. Olaylann içinde yaşarken gozleyemediğimiz ozellikler, tarih perspektifinde berraklık kazandıgı içın en yakın ekonomi larihimiz de bu ügi çemberi içine girmekte. Kenan Mortstn ve Cemil Çakmaklı 196070 arasındaki on yıllık döneme dikkatlerimizi yoğunlaştırıyor; ama temelde, Ikinci Dunya Savaşı sonrası dönemi butünüyle ele aldıkları gibi geleceğe dönuk beklentiler ve arayışlan da sergüiyorlar. Kitabın ilginç yanı, incelediklen döneme ilişkin belgeleri de eklemiş olmaları. Böylece, "arayışTann bdgelerde somutlaşmasını görraek mümkun oluyor; kolayca ulaşamayacağımız belgelcr elimizin aJtında bulunabiliyor. Ekonomide hareket alanımız amacıyla dinamik ilişkilere giriliyor Sovvet Rusya ile 196570 arasında. ren kalkınma planları dönemi başlıyor. 1970Tİ yıllann özellikle ikinci yansında hava yine değişiyor, aynı merkezlere egeraen olan piyasa ekonomisi ve özel girişımın ustünlüğü anlayışı, bizim kalkınma planlı ve karma ekonomili düzenin yerine 24 Ocak kararlan ile birlikle geliyor. Bu tavsiyeler çemberinde Türkiye1 nin hiç hareket alaru yok mu? Türkiye kendisine uygun görduğü imkânları sağlavacak yeni merkezler de an Küba krizi INF Antlaşması Zaman bazı olaylann nasıl temcit pilavına döndüğunu hafızadan silse de kitabı okurken, bugün yine aynı olayı yaşamıyor muyuz diye hafıza berraklaşıyor. Küba krizinde, füzelerin iki askeri blok tarafından karşılıklı sökülmesi konusunda anlaşmaya vanlıyor; Türkiye*den sökülen füzekr Türkive'nin NATO içinde öneminı azaltınca, birinci plana yapılan kon getirecek diye düşünmemek elde değil. Kıtap bize Türkiye'nin içine duş(üğü açmazlar yanında, bulduğu çıkış noktalan i!e bunlardan nasıl kurtulmaya çalıştığını gösteriyor; acmazlann yarattığı karamsarlığa karşı çıkışlann aydınlığım arayışlaı ı sergiliyor. l%0'lı yıllann başında ABDTürkiye ilişkilerinde berraklaşan olumsuzluklar (Kıbns ile ilgili Johnson mektubu başta) Türkiye'yi bölgesel anlaşmalara doğru itiyor. AT ile ve RCD ile yapılan anlaşmalar bu bağlamda gündeme geliyor. 1987 nisamnda AT'ye tam uyelik başvurusu da acaba aynı olumsuzlukiara.tepki mi diye düşünmemek elde değil. KÎM KÎME DUM DUMA BKHİÇ AK .ne kcrkcr â,mf{ Ctnltnn f f r k "Baker Raporu" Kalkınma arayışlan içinde Turkiye'nin bir yandan diğer yana nasıl savnılduğunu, olayları yaşarken algılamayanianmız için çok anlamlı dersleT var bu kilapta. tkinci Dünya Savaşı sonrasının sıkınulan içinde dış kredi odaklanmn eîine düşen ekonomi politıkası nerelerden nerelere gidfiyor? önce, bir özel şirketin (ABD) genel müdüni olan i. Baker'in düzenlediği ünlü "Baker Raporu": Türkiye, ağır sanayiden kaçınacak, ancak çırçırlama, makıne tamiri gibi hafif sanayüeri kuracak, pıyasa ekonomisi devletçiliğin yerini alacak. Savaş sonrası dönemin ılk politika demeti bu; 1950'lerin başından itibaren kesin yürürlükte. Sonra aynı merkezlerin bir başka kanadında hava değişmeye başhyor ve "yatırım planlaması" tavsiye kararlan arasında yer alıyor; 19601ı yıtlardan itiba "Ekonomi tarihini aydmlatan kitaplann her biri yeni bir açı getirerek konunun değişik yönlerini bize göstermekte. Bu lcitabın "sürekli arayış içinde geçen kalkınma süreci" biçiminde koyduğu açı, var olan açılarımızı zenginleştirmeye katkı yapmakta." Düşündüren bir kitap Kitabın Uk ve son bölumleri. gövdesinden bir bakıma ayrı bir yaklaşımla bizı bir başka acıdan duşunmeye sevkediyor. Türk ekonomisinin tarihini ve o çerçeveden günü değerlendirmek yerine perspektif bu kez dünyadaki degişim; bu değişime göre yapılması gereken nedir ve nasıl olmaİı? Birbiri ardına önümüze sıralanan duşunceler ve somut degişim örnekleri başka bir bağlamda insanı kafasını yormaya zorluyor. Kısacası kitap, insanı düşündüren bir uslupla yazılmış. Kesin ve değişmez doğrulan önümüze koyduğu savında değil, fakat düşündüniyor; b:lgilerimizi yeniden değerlendirmemiz gerekebileceğini algılıyoruz. Akıcı ve rahat anlaşılır bir dille yazılmış olması, düşünürken dil dolayısıyla hiç zorlanmamamız demek. Ekonomi tarihini aydmlatan kitaplann her biri yeni bir açı getirerek konunun değişik yönlerini bize göstermekte. Bu kitabın "sürekli arayış içinde geçen kalkınma sureci" biçiminde koyduğu açı, var olan açılanmızı zenginleştirmeye katkı yapmakta. • Prof. Dr. Giilten Kazgan, tstanbul Ünivrrsiıesı tktisal Fakültesı Ogrelim Byesidir. ^7 nekadorçck eHırrn&nı N>ycr kadar yor; değişik kaynaklardan alternatifler yaratmaya da çaltşıyor. Ağır sanayii kurabibnek için "dost ve müttefık" devletler djşından olanaklar sağlıyor. Kitap bize bunlann yaratılma sürecini anlatarak istenirse hareket alanının bulunabileceğini gösteriyor. Bir yandan OECD kanalından tavsiye Ue Birinci Kalkınma Plaru uygulamaya girerken, bir yandan da temel sanayileri kurabilmek sorsiyum yardımının azalması olasılığı ortaya çıktığı gibi, ABD Kongresi 1963'ıe, 237 milyon dolar olan askeri yardımı 148 milyon dolar olarak onaylıyor, ustelik de Türkiye'den krom alımı yerine Sovyet Rusya'dan alıma gıdiyor. Bunları okuyunca, "Acaba Sysyph efsanesini yasayan o değil de biz miyiz" sorusu uyanıyor zihinde. Çeyrek yüzyıl sonra devreye gıren INF antlaşması acaba neier PİKNİK PhAl.K M.4UR4 ylLLAB P İ AVRl GİnİĞİMİZDE Bİ BİBÜKTE İODİĞ BU GÜNLEfil Şevket Pamuk'un yeni kitabı çıktı [ V O GUNU ÇOK ÖZLEDIM. Tarih, kuramsız yazılamaz' Osmanlı iktisadi tarihi üzerine şimdiye kadar çok kitap yazıldı. Bu falışmaya niçin giriştiniz? Sizcc \utabınızın katkılan neler? PAMUK Şimdıye kadar Türkiye'nin iktisadi tarihini inceleyen çauşmalann pek çoğu, 16. yüzyıl ya da 19. yüzyıl gibi sınırlı bir dönemi ele aldılar. Eldeki malzemenin yetersizliğinin de etkisiyle, belirli bir dönemi incelemekle, o dönemin foto|ra . fuu vermekle yetindiler. Ben de bu kitapta 16. yüzyıl Osmanlı ekonomisinin yapılannı inceleyerek, aynnnb bir fotoğrafuıı çekerek başlıyorum. Ancak daha sonra, bu fotoğrafa zaman boyutunu katarak, Birinci Dünya Savaşı'na kadarki donemde bu yapıların gecırdiği donüşumu ele alıyorum. Deyim yerindeyse fotoğraflardan oluşturduğum bir fılmı inceByor ve yorumluyorum. Bunu yaparken temel kaygım, eldeki tarihsel malzemeyi belirli bir kuramsal bütünlük içinde yonımlayabilmek vç bu kuramsal butünlük içinde hem iç hem de dış etkenlere ağırlık vermek oldu. Fernand Braudel'e atıfta bulunarak "bir kuram obnadan tarih >aalaınayacağını", ote yandan "bir tarihçinin hiçbir zaman kuramlann tutsağı olmaması gerektiğini" söyluyorsunuz. Bu, Osmanlı iktisadi larikini yonımlarken farklı teorilerden yarariaadıgınız anlamına mı gelhor? PAMUK Osmanlı iktisadi tarihiıri tarihsel maddecilikten kaynaklanan belirli bir kuramsal çerçeve içinde yorumladım ve bu çerçeveyi bulün kitap boyunca sürdürmeye çalıştım. Ancak, evrenselliği olan bir kuramsal çerçeveyi kullanan her tarihçi, incelediği toplumun diğerleriyle ortak boyutlannı vurgulayıp özgul boyutlannı göz ardı etme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Oysa tarihte var olmuş toplumlar büyük zenginKMer ve çeşitlilikler gösteriyoriar. Bu durumda, örnegın Osmanlı toplumunu anlayabilmek için, hem bu toplumun diğerleriyle ortak boyutlannı hem de diğerlerinden ayrılan özgül boyutlannı yakalamak gerekiyor. Kuramlann tutsağı olmamaktan söz ederken bunu kastediyorum. Analizinizde tarihsel maddeci bir kuramsal çerçeve kullandığınızı söyluyorsunuz. Öte yandan. '•Ekonomi Ue diğer yapılar arasındaki nedensonuç ilişkilerinin lek >önlü oldngu söylenemez. Tarihin akışı içinde ekononuk gelişmeler toplumsaJ ve siyasal gelişmderi etkilediği gibi, toplnmsal, si>asal ve kleolojik >aptlar da ekonomi uzerinde etkili, tıatta beihieyici olabilirier," dijorsunuz. Kitap boyunca da siyasi, askeri, demografik, vd. unsurtan acıklayıcı etkenler olarak kullaıuyorsunnz. Bu dnrnmda, leonnizin yeıerince açık olmadığı söylenemez mi? PAMUK Ben tarihsel maddecilıği, ekonominin her zaman her şeyi belirlediğini öngören bir tarih kuramı olarak görmüyorum. Bu tür dar bir yorumun tarihsel maddeciliğin zenginliğini yeterince yansıtamadığım döşünüyorum. Bir toplumun veya ekonominin dört yuzyılı aşan tarihini incelerken, ekonomik etkenlere en ön sırada yer vermekle birlikte, elbette diğer etkenleri de dikkate almak gerekecektir. Osmanlı toplumunun, örneğin Batı Avrupa'dan aynlan boyutlannı belirlemeye çalışırken de dar anlamda tanımlanan iktisadi yapıların yanı sıra mülkiyet iüşkilerini, örneğin toprakta devlet mulkiyetini ve daha genel olarak devletin toplumsal ve iktisadi konumunu dikkate almak kaçınılmaz oluyor. İS. yüzyıldan 19. yüzyılın başlanna kadarki Osmanlı Imparatorlujto'nu, Mısırlı kuramcı Samir Amin'den esinlenerek kullandı^ım/ bir ka%ramla. "vergistl uretim tarzı"niD egemcn oldugu bir "toplumsal kuruluş" olarak Unımlıyorsunuz. Çok lartışılan ve sorgulanan, Osmanlı İmparatorluğu'nun neden kapitalizmr gecemediği sonısunun >a Yeni kıtaplar arasında en dikkate değer olanlardan biri, Doç. Dr. Şevket Pamuk'un OsmanlıTürkiye îktisadi Tarihi (Gerçek Yaymevi, 1988) başlıkh çalışması. 1972 yılmda ABD'nin Yale Üniversitesi'nden mezun olan Pamuk, doktorasını Berkeley Üniversitesi'nde yaptı. 1978'de S.B.F.'de öğretim üyesi oldu. Üniversitelerimize çöken YÖK kâbusu nedeniyle 1983'te istifa ederek ABD'ye göçtü. Halen Villanova, Üniversitesi'nde ders veriyor. şeyket P m k a u nıtı burada mıdır? Öyieyse, bu üretim tarzının hangi ozelliği kapitalistleşmeji engeUemiştir? PAMUK Sorunuzu biraz daha farklı biçimde sorayım: 19. yüzyılda Avrupa kapitalizminin ginşinden önceki dönemlerde, Osmanlı toplumunda kapitalizm niçin kök salmamıştır'? Bence bu sorunun yaratı için dış etkenlere değil, Osmanlı toplumunun iç yapısına bakmak gerekiyor. Öte yandan, yalnızca Batı Avrupa ve Japonya kendi baslanna kapitalizme geçebilen toplumlar olduğuna göre, sorunuzun yanıtı bu toplumlarla Osmanlı toplumunun karşılaşlırılmasını da gündeme getiriyor ister istemez. Bu noktada vergisel üretım tarzının en önemli özellikleri, bence, toprakta devlet mulkiyetinin ağırhğını koruması, köylülerin mülksüzleşerek topraktan kopmamalan ve tanmdışı üretim faaliyetleri üzerindeki devlet denetimidir. Gerçi Osmanlı toplumu toprakta özel mülkiyet gibi kapitalizme geçiş doğrultusunda eğilirnlerı de kendi içinde taşıyordu, ama devlet gücünu koruduğu için bu eğilimleı denetim altında tutulmuştur. Osmanlı iktisadi tarihini açıklamaya çalışırken ekonomik. siyasal, demografik. vb. etkenlere baş vnruyorsunuz, ama bazı araştırmacılann hakh olarak onem verdikleri din, iktisadi ahlak ve zihniyet gibi clkenlerin uzerinde hemen hiç durmuyorsunuz. Bence bu calışmanın önetnli bir eksiği. Sizce degil mi? PAMUK Her kuram etkenler arasmda belirli Uişkiler kurar ve her kuram çeşitli etkenleri önem ve öncelik sırasına göre belirli bir hiyerarşi içine yerleşürir. Bu, benim kullandığım tarih kuramı için de geçerli. iktisadi yapılan ve bu yapıların niçin ve nasıl dönüştuğünu acıklamaya çalışırken, sözünü ettiğiniz bu etkenlerin birinci deîeceden önem taştdıklan görüşünde değilim. Osmanlı tarihinde Batı tarihinden farklı olarak koylii ayaklanmalanna pek rastlanmıyor. Sosyal ve ekonomik laribimizi yakından ioceleyen bir kişi olarak bunu nasıl acıklıyorsunm? PAMUK önemli bir soru bu. Anadolu tarihinde köylülerin vurucu gücünü oluşturduğu toplumsal hareketlerin köylü ayaklanmalanna dönuşemeyişlerinin pek çok nedeni var ve galiba bu konuda yeni yeni düşünmeye başhyoruz. Bu nedenler arasında Anadolu'da kırsal alanlarda toprak mülkiyetinin tekelini elinde tutan bir derebeyleri ya da toprak agaJarı sınıfının ortaya çıkmayışı var. Topraksızlığın dönem dönem ve yer yer kendisini duyurmakla birlikte, Anadolu'da hiçbir zaman yaygın bir eğüim durumuna gelmeyişi bir diğer önemli neden. Ayrıca, baskılar arttığında, köylülerin göçebelığe dönmek, yaylalara kaçmak veya kentlere göç etmek gibi başka seçenekler bulabilmelerini de dikkate almak gerekiyor. Bu konunun daha aynntılı incelenmesinin, Türkiye tarihinin ve toplumunun özgül boyutlanndan birini daha iyi anlamamızı sağlayacağmı düşünüyorum. HIZLI GAZETECİ \M.UK ÇİZGtLtK KÂMtL MASARACI PORTRE ~x" ı.0^^*^ KISAKISA DEMOKRITOS ARlSTOTELES: ÎLKÇAĞ'DA DOĞA FEL SEFELERİ, Arda Denkel / Kalamış Yayuıcıhk, lstanbul 1987, 318 s. Arda Denkel'in yeni kitabı, "konusunu kimı varlıkbilim sorunlan çevTesinde sırurlayan bir ilkçağ felsefesi tarihi." Doğada degişim tartışmasını "l.Ö. 5. yüzyılın son yansında Demokritosça ortaya atılan Atomculuk" ve "ondan yaklaşık bir yüzyıl sonra geliştirilen Aristoteles Felsefesi" ekseninde ele alıyor ve daha yakın çağlar duşüncesiyle ilişkisini kuruyor. 1940'lan ve 1950'leri konu alacak. Kuruç'un kitabı üzerine bir yazıyı önümüzdeki haftalarda yayımlayaca|ız. AĞAÇ YAŞKEN EĞtÜR ö % £Le 5 t \ ) KEMAL GÖKHAN SERBEST CUMHURİYET FIR KASI NASIL DOĞDU, NASIL FESHEDİLDİ?, Ali Fethi Okyar / İstanbul 1987, 237 s. Serbest Cumhuriyet Fırkası'nın (1930) kurucusu ve başkanı Fethi Okyar'uı, partiyle ilgili anıları kitap halinde yayımlandı. Kitabı yayımlayan kızı Nermin Kırdar yazdığı onsözde şöyle diyor: "Babam bu hatıralann ancak elli senelik bir ara geçtikten sonra yayımlanabilecefini düşünmüştü. Bu arzusuna uyarak... elimizdeki serbest fırka evrakıru, babamın bir biyografisini hazırlamakta olan değerli tarih yazan Cemal Kutay'a verdik. Bu eser 'Üç Devirde Bir Adam' baslığı altında evvela tefrika, sonra kitap olarak 1980'de çıktı. Bu kitabın otobiyografi şekltnde yazılması yanlış aniamalara sebep olmuştur. Bu gibi anlamalan önlemek bakımmdan, açıkça belinmeliyım ki, Serbest Fırka olayı dışında, kitabın diğer kısımlan Fethi Okyar'm kaleminden değildir. Serbest fırka hatıratını yeniden neşretmekteki maksadım. bunlann ayrı bir kitap halinde ve aslına tara uygun bir şekilde çıkmasıdır." A N A D O L U İNANÇLAR1A N A D O L U MİTOLOJİSİ / îsmet Zeki Eyüboğlu, Geçit Kitabevi, İstanbul 1987, S75 s. İsmet Zeki Eyuboğlu'nun yeni kitabı, Anadolu inany ve sovlenceleri üzerine. Daha önce Anadolu İnançlan başlığıyla bağımsız olarak yayımlanan birinci bölümü Anadolu Mitolojisi başhğı altında toplanan söylcncelerle ilgili boiunı izliyor. Eyüboğlu kitabını sunarken, "Okuyucu bu çalışroada, Anadolu ınsamnın gecmişten gununıüze akan bir yaşam ırmagında bütünlüğe kavuştuğunu, geçmişiyle bugünü arasında kopmayan, yalnız boyası değişen bir bağın hııl)inrlud<ınıı uArf»rpkrir " Hîvrır MUSTAFA tNAN: Konferanslan, Makaleleri ve Konuşmaları, İTÜ Yayını, aralık 1987, 68 s. ve ekler. 19571959 arasında ITÜ rektörlüğü yapan, ölümünden bir sure once TÜBİTAK Başkanlığı'na getirilen değerli bilim adamı Prof. Dr. Mustafa tnan'm (19111987) anısınayayımlanan kitapta, Inan'ın makale ve konuşmalanndan seçmeler yer alıyor. İTÜ Merkez Kitaplığı'na bir süre önce "Mustafa İnan Kitaplığı" adı verilmişti. Mustafa tnan'm hayatı, öğrencisi Oğuz Atay'ın Bir Bilim Adamının Romanı adlı kitabına konu olmuştu. MUSTAFA KEMAL DÖNEMİNDE EKONOMİ / Bilsay Kuruç, Bilgi Yayınevi, Aralık 1987, 238 s. Bilsay Kuruç'un, kuruluştan 1960'a kadar Cumhuriyet dönemi Türkiye ekonomisi üzerine hazırladığı bir dizinin ilk kitabı yayımlandı. Kuruç'un "Ekonomiyi ekonomi olarak görmek için ön plana insanları, daha arka plana para arzı, butçe, dış ticaret, enflasyon gibi kategorileri koyan denemeler" olarak tanımladığı ilk cilt. 19231939 arasını kapsıyor. tkinci ve üçüncü kıtaplar. TARİHTE BUGÜ1V MLMTAZ ARIKA* 21 Ocak SINEMANIN tLK BUYUCUSU'/. 1338 oe SUÇUM', StMEMA SAMAT/M/H ONCUL£. RlNDEfJ 6EG&6ES MİUBS (MELY£S~\ ?? YAŞINDA ÖLOü. DAHA ÖNCEL£fZir SAUA/ELBJ2. t>E İLLÜZyOMİSTLIK YAPMASl, SİMEAAA İÇİN YEPYEUl HiL£LERİ Uy&ULAM/İDA OA/A ILHAM VERMİfTİ. MİLIES, S/A/EMAMA/ İCA• PtMPAU HEMEM SOfJ/SA BİR KAMEISA ALMIÇ l/E S//? F/UA STtJPYOSU fOJRMüŞTU. EDfSON'UM "BlACKL MAg!A*SrNIN A&&/A/ DAM İKİMCİ SrÛD>G SAY/LAfJ 8u 8/fJADA 3/gço/t: İLJG/MÇ F/LM vAPM/şn. "KLEO CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ'NDEN HABERLER AYIN EN ÇOK SATAN KİTAPLARI 21.12.1987 19.1.1988 KHafcı MMTnan: Kad PAT&A " '/MAl/ı SA&U. ", "DRSYFUS DAl/ASf* "£(ND£&ELIA" YE "AXA SeyAMAT" BUMLARDAN f BAZHARL&TR., MILıES, SON YıLLARıNı '' " " • 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet 21 Ocak 1938 SUO.UK Sn 2 3 4 5 6 7 8 9 10 1 19381988 027.072 011.031 191.001 087021 087036 004049 152.414 067.069 294 203 152 418 Zrverbey Köşkü / İlhan Selçuk Kadımn Adı Vbk / Duygu Asena Nasıl Bir Oemokrasi Isdyoruz / Server Tanillı İlkel Toplum, Köleci Toplum, Feodal Toplum / Mıtropolski • Zubntskı Kerov Ailertm, uzel MJIkıyetın ve Oevletm Kökenı / F Engeis ŞafaK Turkusu / Nevzat ÇeM Bir Hazin Hurriyet / Nâzım Hıkmet Emperyalızm / V İ . Lenin Che'nın Ardından / Derieme Sonuna Kadar Kavga / Nâzım İmar Plânına Göre... İstanbutun imar plânı Dahilfye Vekâieiı tarafından henüz tetkik olunmaktadır. Bu plana nazaran Eminönü meydanı genişletilerek Yenicamınin etrafı açılacak ve Saravburnunu takiben camiin sağ yanmdan yirmi metroluk bir yol Kumkapıya, sol yanmdan otuz metroluk bir yol tramvay yolunu takiben Sultanuhmede, Eminönü meydamndan üçuncu bir yol da Sarayburnuna kadar uzanacaktır. Sultanahmede kadar olan saha, asari atika mıntakası addedilecek ve Sultanahmed meydanma da 140 metro yuksekiığinde bir tnkıîâb nbıdesi dıkikcektır. Sulıanahtneü Beyuzıd caddesinin genişktilınesi, caddenin denize nazır kısmmın anfıteatr şekline koiint'ı.ıası mukarrerdıı. Kapalı çarşı lamir olunarak ',, muhafaza edilecek, Beyazıd • mıntakası ilım sitesi, Sıileymoniye ciheti de Sinan sitesi haline konularak yeni inşaatı yapdacakıır. EminonüEyub, KaraköyAzabkapı rolları genişletilerek Karaköy ır Azabkapıda geniş bin>r ntprdtir j^ılacaktır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle