19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
75 OCAK 1988 • • • • CUMHURİYET/13 Devlet parasız yatılı sınavı ANKARA (AA ) Devlet parasız yatılı ilkokul sonu sınavı ile fen liseleri için 4 ocak tarihinde başlayan başvurular bugün sona erecek. Devlet parasız yatılı ilkokul sonu sınavı 7 mayıs tarihinde 67 ü merkezinde gerçekleştirilecek. Adaylar, aday bıldınm formu ve kılavuz ucreti olarak bin lira ödeyecekler. Iki basamak halinde gerçekleştiriiecek fen üseleri sınavı için de adaylar da, ortaokul son sınıf öğrencisi olmak, sıruf tekrar etmemiş obnak, ortaokul ikinci sınıfta Türkçe, matematik ve fen bilgisi derslerinin her birinden yıl sonu notu olarak en az (5) almak koşuluyla bu üç dersin ortalamasının en az (7) olması şanı aranacak. Adaylar sınav harcı olarak 5 bin lira yatıracaklar. Fen üseleri l'inci basamak smavı 16 nisanda 67 il merkezi ve Lefkoşa'da 2'nci basamak sınavı da 11 haziranda 33 il merkezi ve Lefkoşa'da yapılacak. 19S7Dünya 19670ünyaGüze!seqten Avusturyalı Ulla Weigerstorier Istanbul'a geMi B*r şirketin davetlısi olarak TurMye'ye geien Wekjerstorter, Hilton Oteti'nde düzenlenen bir toplantda basmla tanıştınklı. Wetgerstorfer, İstanbula ilk tez gekSöini belirterek. "IstenbuTu beöeneceğimi sanıyorum" dedi. 20 yaştndaki dünya guzeti, "evlenmeyi düşünup düşünmedijji" yotondaki birsoruya, "Okadarçok meşgulüm ki, evlenecek zamanı nasıl buiacağım' karşılıflını verdi Bir yün firması için çetdtecek reklamSrrinderolatacak Ulla VVeJoerstorfer'in pazar günü TOrkiye'den aynlacafjı ö f l i l d i Şubat celbinde silah altına alınacaklar ANKARA (ANKA) 200'üncü dönem olarak şubat I988'de silah altına ahnacak tıp doktoru askerlik yukümlülerinin yabancı askerlik şubelerine başvurulan yann akşam mesai saati bitiminde sona eriyor. 87/1, 87/2, 87/3, 87/4, 87/5 ve 87/6'ncı grup olarak askerliğine karar alınan tıp doktorları, 87/12 ve daha önceki gruplardan 1954 ve daha yaşlı doğumlu tıp doktorlan ile daha önceki celplerde sevke tabi iken, bakayadan mahkemeye verildiklerinden dolayı veya yasal gerekçeleri nedeniyle sevk edilemeyenler, 15 Ocak 1988 günu de dahil, mahkemesi sonuçlanan ve yasal gerekçeteri sona eren tıp doktorlan, bu celp dönetninde sevk edilecek. Silah altına ahnacak tıp doktorlan, 20 Ocak 1988 29 Ocak 1988 günü mesai saati bitimine kadar, kayıth bulunduklan yerli askerlik şubelerine başvuracaklar. Rolling Stone dergisi Fransa'da Amerika'da, 1968 yılından beri yayımlanmakta olan "Rolling Stone" deroisı, yayın hayatına başladıktan 20 yıl sonra Fransa'da da yayımlanmaya başladı Ancak Fransa'da yayımlanan derçinin yatncca yüzde 4Cı ABD'den gelen kaynakiarta haarlanacak, geriye kalan yuzrJe 60'lık bölüm ıse Fransa'da haartanacak. Resimde, dergmın afişinin yanında dergiyi otaımaya dalmış bir Fransız görulüyor (yaHaşık 26 mjtyon lira) fiyat biçiyor /tynalı piyano, nisan ayında Los Angeles'ta aç* arthrmaya çıkardlacak 15 bin değişik eşyadan yalnısa bin y p y y p y y y HABERLERIN DEVAMI Iktidann Fotoğrafı (Baştarafı 1. Sayfada) ketmiş ve kendi iç dayanışması zayrflamaya yüz tutmuş bir partinin hükümettdir. Birçok soru tartışılmakta, birçok soru işareti zihinlere çengelini asmaktadır. Bu havanın nerelerden kaynaklandığı satır başlarıyla şöyle özetlenebilir: 1) Parti lideri ve Başbakan özal'ın, cumhurbaşkanlığına ve Türk anayasaJ sistemine ilişkin düşünce ve niyetleri, ANAP'ı ister istemez şimdiden çalkalamaya başlamıştır. Bu konuda atılabilecek adımların, siyasal yaşamt nasıl etkileyeceği, olaym yalnız bir boyutudur. ikinci tedirginlik kaynağı ise partide "ikinci adamhk" sorunudur. Yani Turgut özal cumhurbaşkanı olursa, ANAP'ın başına kim gelecektir? Bu olasılığa göre herkes kendince bir denge hesabı içindedir. En geç nisan ya da haziran ayında yapılacak ANAP büyük kongresi yaklaştıkça, bu hesapların daha da kızışması ve parti içi kavganın iyice su yüzüne vurması beklenmektedir. 2) Milli Savunma Bakanı Ercan Vuralhan bir başka tedirginlik kaynağıdır. Başbakan uzal bu konuda yuzüne karşı otmasa bile, kulislerde açık açık eleştirilmektadir. Duyarlı bir bakanlığa hakkındaki iddialara karşın atanması, partide ve hükümette rahatsızlık yaratmtştır. Vuralhan'ın önceki gün Meclisteki performansı ise bu durumu daha da ciddileştirmiştir. Konulara ışık tutmak, iddialan nesnel biçimde yanıtlamak yerine, günlük deyişle gerçekten cılkı çıkmış, etkisizliği kaç kez kanrtlanmış bir suçlama yöntemine başvurmuş olması, durumunu ve bakanlığını daha da zorlaştırmıştır. Gazetemizin bu konudaki araştırmalan devam etmektedir! 3) Sayın özal'ın saglık durumuyla çalışma temposu ve cumhurbaşkanlığı arasında kurulan bağlantılar da parti ve hükümet kulislerinin altı çizilmesi gereken bir başka konusudur. 4) Ekonomik sorunlar bir başka tedirginlik kaynağıdır. Ekonominin yeni yönetimi henüz bir geçlş aşamasındadır. Yusuf Özal'la ekibinin daha yerterine ısınmaya çalıştıkları söylenebilir. Şimdilik bu alanda şu tespitler dikkati çekiyor: Enflasyonla nasıl başa çıkılacağı, hangi düzeye indirilip indirilmeyeceği konularında net bir yanıt almak olanağı yoktur. Büyüme hızından ne ölçüde vazgeçilecektir? Bu sorunun karşılığı henüz kesinleşmlş degildir Butçe açığı, geçici bütçe ve hazırlanmakta olan bütçe ile iç ve dış borçların durumu, enflasyonla mücadele konusunda iyimser öngörülere yer bırakmamaktadır. Bunun gibi 1988'de ödenecek 6 milyar 700 milyon dolar dış borç ve bunun için gerekli 4.1 milyar dolarlık yeni dış kredi, belli edilmek istenmese de bir başka gerilim kaynağıdır. 2 milyar dolannın, Dünya Bankası kredisiyle bulunduğu, geriye kalan 2 milyarın da piyasadan sağlanacağı belirtilmekle birlikte, bu alanda bir rahatsızlık dikkati çekmektedir. Daha başlangıçtır, bu hava zamanla dağılır, düşüncesini öne sürenler var. Olabilir. Biz şimdilik iktidar kanadının bu günlerdeki fotoğratını çekmekle yetinıyoruz. Ama "8u hükümetin, birincisine göre işi daha kolay" d\yenlere katılamıyoruz. Seçim pazarlığı (Baştarafı 1. Sayfada) O vakit yanlış olur. Yani anlaşabildigimiz maddderi getirelira. onlan degjşlirelim. Bazı aDİaşabileceğimiz maddeler var. Meclisin 1 evlülde toplanması gibi basit, degiştirilmesi icap eden maddeier." Sigara yasağı özal, Cumhurbaşkanlığı Köşkü'ndeki basın odasına girer girmez, "Bnrada sigara içmeyi yasak edecegiz" dedi. özal, "Cigerieriııize yazık" diyerek gazetecUerin sigara içmemelerini istedi. özal, görüşmede ekonomik tedbirlerin, kararnamelerin ele alındığını bildirerek, bunun yani sıra Türkiye'nin ödemeler dengesine de değindiklerini söyledi. ödemeler dengesine ilişkin yanlış anlamalann olduğunu kaydeden Başbakan Özal, "Bu konuyu bilmesi gerekli uzmanlann bir kısmı. biraz mesekyi iyi incelemedikleri için veya politika \apma beveslerinden dolayı yanlış izienimler ortaya koyuyorlar" dedi. Başbakan Özal, bu ay sonu Davos'a, şubat ayı başında Mısır'a, sonunda ıse İran, daha sonra da İtalya'ya gideceğini söyledi. Başbakan Özal'a yöneltilen sorular ve yanıtlan şöyle: Tnrkiyenin dövu dcngesrai iyi inceiemediklcrini söylediginiz uzmanlar, Cumburbaşkanlıgı danışmanlan mı? ÖZAL Hayır, dışardan uzmanlar. Bu konu genellikle basımmızda çıkıyor. Sizin, yeni kabineye tavır gösterdigı için Cumhurbaşkanı Evren'e U>ır aldıgınız yolundaki goruşler için bir degerlendirnıe yapar mısınız? ÖZAL Ben ne yapayım? Komplo teorileri. Her gün yazı yazmak tnecburiyetinde olanlar herhalde mevzu bulmakta zorluk çekiyorlar. Ben bunlara komplo teorileri diyorum. Bugün baktım basına gene gerçek dışı haber var. Üzülüyorum, bir kısmı imal edilmiş. O haberleri, o senaryolan koymak mecburiyetinde değılsirüz gibi geliyor bana Hepsini tekzip etmek de yanlış olur Onun için kendiniz halledin. Ben yalnız cumhurbaşkanırun seçimle gelmesi gerektiğini söyledim, ama bir başyazarımız, kendisi bizim görüşmemizin senaryosunu tespit ediyor veya biraz hava yapıyor, onun görüşmemizi tespit etmek yetkisi yok. Ö vakit hava yaptığı meydana çıkıyor. Gerçek dışı babcri 'kendiniz hallediniz' dediniz. Yeni Basın Yasası geri mi çekilecek? ÖZAL Öyle bir şey yok. Oturup münakaşa edecegiz. Devlet bakanlıklanna atama yapılacak mı? ÖZAL Onu da yazmışlar, stepne diye. Yanlış yorumlar. Belki hiçbiri kullanılmaz. Zaman içensinde değeriendirilir birtakım sebepleri var tabii. Şimdi ihtiyaç duyayor musunuz? ÖZAL O kadar sormayın. Şu anda ihtiyaç yoksa kullanmayız. Kültür vc Torizm Bakanhgı'nın bölünmesi konusunda çabşmalar devam ediyor mu? ÖZAL Daha inceleme yapmamız lazıra. tnceleme tamam değil. Bittikten sonra ona göre kanun teklifi sevk edilir. Eyttp Âjık'ın, "Nakşibendiyim" biçimindeki açıklamalanna ne diyorsunnz? ÖZAL Açıklama yapar. Bu arada 1989 yılında yapılması gereken genel belediye seçimlerinin de erkene alınarak bu yıl yapılması konusundaki incelemeler de sürüyor. Anayasada yerel seçimler için " 5 yılda bir yapdır" ifadesi kullanıldığından seçimlerin dernekler ve sendikalar genel kurullannda uygulandığı gibi, 4,5 yılın dolmasından sonra yapılıp yapılamayacağı araştınlıyor. Eğer 4,5 yıhn dolmasından sonra seçim yapılabileceği karanna varılırsa bu yıl 2 ya da 9 ekimde tum belediye başkanlıklan seçimlerinin yapılması üzerinde duruluyor. Ancak 4,5 yılın dolmasından sonra seçim yapılamayacağı üzerinde göriış birliği sağlarursa bu kez öbür partilerle görüşmeler yapılarak anayasa değişikliği yoluna gidilecek. Anayasa değışikliğinin de nisan ayında TBMM gündemine getirilmesi duşunüluyor. Bu değişiklikle belediye seçimlerinin, milletvekili seçimlerinin evkene ahnması konusunda milletvekili genel seçiminde olduğu gibi TBMM'ye yetkı verilecek ve TBMM'de alınacak bir kararla seçim tarihi belirlenecek. Bu değişiklik yapıhrken aynca genel seçimlerin yerel seçimlerle birlikte yapılacağı hükmü de getirilecek. Böylece bundan sonraki yerel seçimin 1992'de yapılacak milletvekili genel seçimleri ile birleştirilmesi gundeme gelecek. gerektiğini belirterek, böyle bir anayasa değişikliği için de neden görmediğini söyledi. Inönü, özal'ın önensinı değerlendirirken, "Anayasa degişikliklerini partilerin kazanma şanslannı düşünerek yapmak yanlışör" dedi. Başbakarun erken yerel seçim konusundaki tutumunda tutarsızlıklar olduğunu da bildiren tnönu şöyle konuştu: "Genel seçimleri erkene alırken, söykdüderi basbca şey ekonomik durumun dana fazb beklemeye Uhammülü obnadıgı kli. Ekonomik ve enfbsyonu yeniden kontrol alüna almak için seçim gerektiğini söylu>oriardı. Ama bu seçimin ertesinde başka bir seçim için anayasayı degiştirerek girişimlere gitmesi, enflasyonu kontrol etmenin imkSnsulıgını kendileriDin de kabul ettigini gösteriyor. Ekonomik durumu duzeltmekten dc umullannı kestiler. Başbakan açıklamasında dış borçlar konusundaki açıklamalanyla da durumun vahim olduğunu gosteriyor. Özal, enflasyonu kontrol etmekten umidini kestigi gibi dış borçlan duzeltmekten de nmidini kesmiş gorünüyor. Onun için şimdi bir yerel seçim ortaya çıkanyor. Arkadan belki cumhurbaşkanlıiı icin yeni bir seçim ve anayasa degişikligi gelecek. tience buniar halkın bugünkü sonndanna cevap verecek şeyler dejil." UĞUR MUMCU GOZLEM (Baftarafı 1. Sayfada) dilerini pek güvendikleri Amerikan silahlı kuvvetieri de kurtaramayacaktır. Nitekim vaktiyle Vahdettin'i yabancı emperyalist ordulan kurtarmadıiar... Bu satırlar, iki oğlu ile birlikte şu arabesk kapitalizmin dönme dolaplarırtdan aile boyu dönekliklerinin sarhoşluğu içinde onabuna nanik yapan Altan ailesinin en büyüğünün imzasını taşıyor. Tarihi: 6 Eylul 1965. Gazete: Akşam. 12 Ocak 1971 günlü Akşam gazetesini okuyoruz: ... H6lâ daha sermayeci yoldan kalkınma iddiasında olanlann bir kez daha hangi geçit vermez duvara gelip dayanmış olduklarını görmemek için herhalde ancak sorumsuzca bir sirk politikacısı olmak gerekmektedir... İmza: Çetin Altan... Bugün arabesk liberalizmi savunan dönek Marksistin o gün savunduğu görüşün adı "kapitalist olmayan yo/'dur. Ancak bir tek kurtuluş yolu vardır. O da önce fthalatta büyük kent tuketimini disiplin altına alacak olan kapitalist olmayan yol... Şu satırlar da Çetin Altan'ın: ...Ve bugün yazdığımızı da yann tarih aynen yazacaktır. Genç ölülerin kanlanyla doymaya çalışan, doymak bilmeyen umacı ihtiraslar, bir hortlak gibi gelecek kuşaklann lanetli cehennemlehnde yaşayacaklardır Ve Atatürk daha büyüyecek, daha büyüyecek, daha büyüyecektir... Tarih 7 Mart 1971... Gazete; yine Akşam. Ne demiş şair. Akşam, yine akşam, yine akşam... Evet, sosyalizmde Akşam, arabesk kapitalizmde GüneşL Ne demiş 9 Mart 1971'de Akşam'da?.. Devleti kapkaççı azınlık çıkarına şekillendirme olanağı yoktur Turkiye'de... Demek ki devletin, iki ana temele oturması için bir başka sınıfın çıkaharına uygun olarak yeniden biçimlenmesi gerekiyor... Neymiş "rejim düşmanlığı" siyasetçilere göre?.. Şuymuş: Polibkacllara göre Şelletyan soygunu rejim düşmanlığı demek degildir. Bu soyguna karşı çıkmak rejim düşmanlığıdır... Neymiş bu politikanın adı? Suçluların suçlama politikası... Sonra ne olmuş? 12 Mart muhtırası ile Silahlı Kuvvetler yönetime el koymuş. Ne yapmış Çetin Altan? 21 mart günü şunları yazmış: "Bizim" demiş: Adlanmız tatlısu devrimcileri arasında değil... Ya nerdeymiş? Çok daha ötelerde... Çok daha öteferdeki adresin, arabesk kapitalizmin Suudili, Faysallı, Nakşibendi tarikatlı, dönek Marksistli, hacıyağı ve gülsuyu kokulu kapılarında olduğu çok sonra anlaşılacaktı. Biz pratik politikacı değiliz, onun için kulislerin etkisinde kalmıyoruz. Olayları daha aydınlık, daha yukandan görüyoruz... Olayları, daha yukandan gördüğü için bir de güvence veriyor: ... Ve inandığımız fikiherden hiçbir zaman sapmadan daima devrimci çizgide olabilenden yana ve olması gerekene dönük duruyoruz... Eskiden Çetin Altan, yolsuzlukları yazdığı için kendisine ve ailesine anaavrat sovülürdü. Şimdi, yolsuzlukları ve pislikleri, her türlü karanlık ve gizli ilişkiyi sergileyenlere karşı sövme görevi Çetin Altan ve iki oğluna düşuyor! 28 Mart 1971 günü yazdığı gibi "Yazaritğı ödemek, siyasetçiliği ödemekten çok daha zor" dur. Hele "iflas masası"nda!.. Özdemir ANAP Seçim Işleri Başkanı tbrahim özdemir, Cumhuriyet muhabirinin sorusuna, "Hariran ayındaki seçimleri öbür belediye seçimleri ile birieştirmek niyetindeyiz. Çünkü 127 belediyede seçim yaptlması Türkiye genelinde seçim yapılması anlamına gelir" dedi. Demirel DYP Genel Başkanı Suleyman Demirel ise "Eşit şartlar altında yapılacak bir seçime ber zaman hannz" dedi. Demirel, yerel seçimlerin ekim 1988'e alınması konusunda muhalefetin itirazı olmayacağım belirterek, 29 kasım seçimlerinde devlet olanaklannın iktidar tarafından kullamldığını da söyledi. Demirel, "Eşit şartlar alünda yapdacak bir seçime ber zaman hazınz. Ancak devletin imkânlan kultanılacak bir seçimde yokuz" diye konuştu. AMKARA'dan YALÇIN DOĞÂN (Baştarafı 1. Sayfada) MecUste kerKiısint savunmasınctan yaklaşık bir saat sonra Cumhurbaşkanı'na bir rapor sunuyor. "Devlet Denetleme Kvrulu harekete geçmeli ve Ercan Vuralhan olayı ile ilgili soruşturma açılmalıdır" doğrultusunda verilen raporda, ayrıca "soruşturmanın en geç uç ay ıçınde sonuçlanrnası gerektiğı" belırtıliyor. Şimdi, iş, Cumhurbaşkanı'nın düğmeye basarak Devlet Denetleme Kurulu'nu harekete geçırmesıne kalıyor. Bununla birlikte, yine Çankaya'dakı danışmanlar "soruşturma açılsa bıle bundan acaba ne çıkar, çıktığında yönetım nasıl davranır" gibi kuşkuları dile getirmekten kaçınmıyor. Oysa, soruşturma sonucfJnda Vuralhan'ın sorumluluğu kesinleşirse bunun "hasırattı edilme$i", herhalde o kadar kolay clmasa gerek Devle< Denetleme Kurulu'nun harekete geçirılmesı yönünde verilen rapor, kokteylin bir köşesınde tartışılırken, diğer köşede SHP milletvekili Turan Bayezıt ile Başbakan Turgut Öza/'ın aynı konudaki tartışması dikkat çekiyor. Turan Bayezıt Vuralhan'ın Meclıstekı konuşmasını kastederek, "Talıhsız bir konuşmaydı" sözüne, Özal önce tepkı gösterıyor ve "Ne demek, elbette her ıstedığini söyler" diyor Ancak, Bayezii ısrar ederek "Sizin izninız o/madangrupta sınek bıle uçmaz" 6eyince, Özal bu kez ilgınç bir yorum getirıyor "Olur mu öyle şey, her koyun kendi bacağından asılır". Özal'ın bu yorumu acaba bakanların tutumuna da yansıyor m u ' . Çünkü, bizim görduğümüz, Vuralhan'ın "kendi grubunda ve kendi hukümetınde gıderek bir yalnızlığa" itildiğı. Bakanlar kendisıne "pekyakın davranmıyor". Vuralhan'a karşı "bir mesafe koyduklan" açıkca görüluyor. Belki "ikili ilişkılene" kendine yer etmeye çalışan Milli Savunma Bakanı, bu girişımlerinde başarısız kalıyor Bakanlaı "Ercan Vuralhan acaba nasıl bakan oldu, kertdisiyle ilgili yayınlar kabine açıktanmadan önce ortada iken, nasıl oldu da bakanlığa atandı" sorularını bırbirlerine rından "alınmış olacakki", özellıkle soruyor. bızlerle sohbet ederken. "1989 yılında Marmariste yerleseceği evi naVuralhan'a yönelik "hükumet içi sıl yaptıracağım" anlatıyor. Evın heyabancılaşma" gıderek "parti ıçı nuz projesının yapılmadığını, kenyabancılaşmaya" donuşüyor Millı di bacanağının inşaat mühendisi olSavunma Bakanı kendisinı yalnız duğunu ve belki onun yardımını ishissediyor ve her geçen gün daha teyeceğıni belirtiyor. çok yalnızlığa gömülüyor Kendisinı savunmak için Mecliste yaptığı Belli kı, Evren basına şu mesajı konuşma kendi partisi tarafından vermek istıyor: "hiçbır onay görmüyor" Tersine. "1989'da Cumhurbaşkanlığı heANAP grubu Mılli Savunma Bakasapları ıçınde ben yokum" nı'ndan "dahş fazla uzaklaşıyor" O zaman, Başbakan Özal'ın "Yılbaşı kokteylinde" SHPTıler de Cumhurbaşkanı'yla yaptığı görüşmeden çıkar çıkmaz Çankaya Köşaynı konuyu işliyor. Genel Başkan kü kapısında "Cumhurbaşkanlığı seErdal Inönü birkaç saat önce dınleçimı tartışmasını neden başlattığı" dıği konuşmayı değeriendırıyor. "Suçlu olmasa böyle konuşmaz sorusu akla geliyor. Yoksa, ıkili görüşmede böyle bir konu açılmadığı dı.. Ne kötü konuşma o öyle, ilk kez kürsüye çıkıyor ve yolsuzluklarla ıl halde, Özal "kendine göre bir poligili iddialan yanıtlayacağı yerde. baş tika oluşturmak için o/ava Evren'ı de kalannı suçlamaya kalkıyor. Tıpık birdahil mi etnek" istiyor?.. Evren'le bu .konuda tek satır tonuşmadan1... suçlu psıkolojisi.." Özal son zamanlarda arka arkaKokteylin bir başka köşesınde ya "politık manevra" peşinde koşuCumhurbaşkanı Evren, ANAP Geyor. Ve bu arada "her duzeydekı nel Başkan Yardımcısı Mehmet Kegörevliyi" kullanarak kendi kafasınçeciler ile sohbet edıyor. "Konya dakı poütikayı oluşturmaya çalışıyor. üzenne".. Daha sonra gazetecılerle sohbet başlıyor Evren belki de Ama. canı sıkkın, neşesi de hiç yerinde degıl... son Cumhurbaşkanlığı tartışmala İnönü karşı SHP Genel Başkanı Inönu, erken yerel seçim için anayasa değişikliği Davos öncesi Ege'ye (Baştarafı 1. Sayfada) mart ayında Ege bolgesinde doğan \e Turkiye ile Yunanistan'ı savaşın eşiğine getiren krizin, Türkiye ile Yu. nanıstan'ın Ege'deki kıta sahanlıkları konusundaki anlaşmazlıklarından kaynaklandığını söyledi. Pepponis o zamanın kriterlerine dayanarak konuşurken, "Türkiye'nin Ege'deki Yunan adalanmn kıta sahanlıklannın varlıgını kabul etmemesini. buna karşılık Yunanistan'ın bu adalann l luslararası Deniz Hukuku ve Cenevre Anlaşması uvannca kıta sahanlıklannın var olması gerektiğini desteklemesi, iki ülke arasındaki Ege ihlilafını doğurmuştur" şeklinde konuştu. Pepponis aynca, 1981'den iktidara gelen sosyalist PASOK partisinin, Turkiye ile Yunanıstan'ın Ege'deki ihtilaflı sularda herhangi bir işlem yapılmaktan kaçınılmasını ongoren Bern Sözleşmesi'ni, kendisinden önceki hukumet tarafından imzalandığı ve Yunan egemenlik haklarına ters duştuğu gerekçesiyle hoş karşılamadığıru anımsattı. PASOK hükumetinin Bern Anlaşması'nı 'tanımadıgınf defalarca açıklamış olması, bilindiği gibi Turkiye'de sert tepkilerle karşılanmıştı. Ancak Yunanistan Başbakanı Andreas Papandreu, mart krizinin sona ermesinden iki gun sonra yeni bir açıklama yapmış ve "PASOK hareketi ber ne kadar Bern Sozleşmesi'nin. Yunan egemenlik haklanna aykın diıştüğüne inanıyorsa da, bu bir devletlerarası sözlesmc olduğu için, saygı gosterilmesi gerekir" demişti. Pepponis de, dünku basın toplantısından sonra, sözleşmenin PASOK hukümetince kabul edilmediği yolundaki sözlerini, o dönemin durum ve kriterlerine göre değerlendirdiğini, Papandreu'nun Bern sözleşmesiyle ılgüi sozlerinin dışınaçıkmadığmı belirtmek zorunda kaldı. Bu arada bakanlık bir açıklama yaparak, Bern protokolunun 'işlerliginin kalmadığı' yolundaki Yunan hükumetinin tutumunu anımsattı. Ancak, Yunan hukumeti fiiliyatta, Bern Anlaşmasını hiç bir durumda ihlal etmedi. Papandreu'nun mart krizinden sonra yaptığı açıklaması, Bern protokolunun kendi hukümetince işlerliliği kalmadığından söz etmiyorsa da bunun hukuki yanlarırun tanınmadığı anlamına da gelemeyeceğini vurgulamıştı. Dolayısıyla Bakan Pepponis'in dunkü açıklamasının, bir yandan PASOK hükumetinin Bern ile ilgili göruşlerini anımsatırken, diğer yandan, Papandreu'nun mart krizinden sonra yaptığı açıklamasına da aykın olmadığı ve açıklamada ihtilaflı sularda petrol araştırmalarının başlatılacağına ilişkin hiç bir belirti olmadığı gözlendi. Yunan hukumeti, bilindiği gibi, Ege krizinden hemen sonra, çok uluslu Kuzey Ege Petrol Şırketi (NAPC) ile müzakerelere başlamıştı. Bu muzakerelerden sonra, Yur..m Devlet Petrolleri Şirketi'nin, Ege'de petrol araştırmaları konusunda soz sahibi olmasında göruş birliği sağlantnıştı. Müzakereler sonuç vermeseydi, Yunan hukumeti anayasanın ilgili maddeleri gereğince, NAPC'nin yuzde 5l'ini satın alma zorunda kaİacaktı. Öte yandan, Yunan hukumeti, Turkiye'nin arama ve kurtarma işlemleri için Ege'de ne gibi faaliyetler gösterebileceğiyle ilgili Uluslararası Denizcüik Örgutü'ne (1MO) sunduğu haritanın, 'kabul edilemez' nitelikte olduğunu açıkladı. Yunan hukümet sözcusu Yannis Rubattis'in açıklamasına göre, Türkiye'nin I.MO'ya sunduğu haritamn arama ve kurtarma bölgeleri olarak Yunanistan'ın, Uluslararası Havaalık Örgutü'nun (ICAO) Yunan denetimi için gösterdiğı bazı bölgeleri içermesı, Yunanistan'ın Londra buyukelçisinin IMO'ya, bu haritanın 'kabul edflemeyecegmi' bildirmesine yol açtı. Hukümet sözcusü, Türkiye'nin bu türde bir haritayı hazırlamakla 'siyasi çıkarlar' peşinde olduğunu one sürdu ve bu bolgelerin kimin denetimi altında olduğunun 1979'da Turkiye'nin imzaladığı Hamburg Deniz Arama ve Kurtarma sozleşmesinde belli olduğunu sözlerine ekledi. Yunanistan hükumet sözcüsü Yannis Rubatis, dün duzenlediği basın toplantısında, bir soru üzerine Batı Trakya'da Türk azınlığın bulunmadığını, Müslüman Yunan vatandaşlarının yaşadığını belirterek her zamanki Yunan görüşunu yineledi. Haftalık Ç a ğ d a ş H a b e r D e r g i s i Türkİş (Baştarafı 1. Sayfada) Ankara'da toplanan sendika başkanları, Türklş yönetimini eleştirseler de izlediği politikaya zaman tanıma eğilimindeler, Yönetimin tezi kamuoyuna, anlaşmadan yana, olumlu sendikacılık imajını vermek için bekledikleri yolunda. Bekleme için kulislerde veri4en süre de en az bir ay. Hükümetten 1 ay sonra hâlâ bir ses çıkmazsa, daha önce alınmış kararlar doğrultusunda eylem programlanrun uygulanmasına geçilecek. Özal hükümetine soluk aldıran ve rahatlıkla yeni programların gerçekleştirme ortamını yaratan bu bekleme, iyice eylemsiz bir sendikacıhkla özdeş noktaya varırsa ne olacak? Yasa tasarısı hazırlanıyor Bu arada Anavatan Parasi'nin haziran ayında 127 belediyede yapılacak "ara seçiınlerin" ertelenmesi için bir yasa önerisi hazırladığı ögrenildi. Ara seçimlerin ertelenmesinden sonra tüm belediyelerde seçimlerin anayasa değişikliği gerekse bile 2 ya da 9 ekimde yapüması duşunüluyor. Ayrıca anayasada bir değişiklik yapılarak daha sonraki yerel seçimlerin 1992'de milletvekili genel seçimleri ile birleştirilmesi amaçlanıyor. ANAP'tan edinilen bilgiye göre parti yöneticileri, haziran ayında boş bulunan ve yeni kurulan belediyelerde başkanlık seçimlerinin Türkiye'yi yeniden bir seçim atmosferine sokacağmı düşünerek bu nedenle ara seçimlerin tum belediyelerdeki seçimlerle birlestirümesi gerektiğini kaydediyorlar. Bu nedenle öncelikle haziran ayında 127 belediyede yapılacak seçimlerin ertelenmesi için bir yasa önerisi hazırlığına başlandı. ANAP Genel Başkan Başyardımcısı Mehmet Keçeciler ve ANAP Seçim Işleri Başkanı tbrahim Özdemir'in birlikte hazırladıklan yasa önerisi, ara seçimlerin ertelenerek genel belediye seçimleri ile birlikte yapılması hükmünü içerecek. Bu yasa onerısinin, önümüzdeki günlerde ivedilikle TBMM başkanhgına sunularak seçim döneminin başlayacağı. mart ayından önce TBMM'den geçerek yasalaşması sağlanacak. ABD dışişleri sözcüsü Özal'ın müşavirleri artıyor ANKARA (ANKA) Başbakan müşavirlerine ilişkin 10 olan kadro adedi 20'ye çıkanldı. Resmi Gazete'de yayımlanan kanun hükmünde kararnameye göre, Başbakan, 7'si başmuşavir olmak uzere toplam 20 müşavir atayabilecek. Basbakanlık ve devlet bakanlıklannda görevlendirilebilecek muşavirlerin sayısı da aynı kararname ile 30'dan 40'a yükseltildi. Bu arada, Basbakanhk bunyesinde 2'si Başbakan Başmüşaviri, 3'u Başbakan Müşaviri, 10'u Basbakanhk Muşaviri ve 9'u Özel Kalem Müduru için olmak uzere 24 yeni kadro oluşturuldu. Resmi Gazete'de yayımlanan aynı kararname ile Maliye ve Gümriık Bakanlığı bünyesindeki Ana Hizmet Birimleri bölümüne Tasfıye Işleri Döner Sermaye Işletmeleri Genel Mudürluğü eklendi. Kongre hesaplan sözleşmesine bağlıyız' WASHINGTON (Cumhuriyet) ABD Dışişleri Bakanhğf Sozcüsu Charies Redman, Amerika'nın NATO kunıluş anlaşmasının 5. maddesine olan taahhütunde bir değişiklik olmadığını söyledi. Sözkonusu madde, hafta başında yayımlanan "uzun vadeli strateji" başhklı Pentagon raporunun bu konuda soru işaretleri uyandırması üzerine gündeme gelmişti. 5. madde "birimize yapılan saldın hepimize yöndtilmiş savılır " diye özetlenebilir. Redman, konuya ilişkin bir soru uzerine şunları söyledi: "Rapor uygulanmakta olan politikayi değil, tavsiyeleri içennektedir. NATO'nun savunması ve topyekun güvenliğimize gayet sıkı olarak bağlıyız. Bu bağlılık A>rupa'nın savunulmasında başlıca unsurdur. Uygulanmakta olan poliUka ve straleji budur. Sözkonusu rapor ise gelecekle ilgilidir. " Her cumartesi 52 sayfa nefîs boskı 400 TL * Aynlon çift çooklan torunlı 'Sigara bırakna kanpanyosı. 'Bakan BülentAkarcalı""nınsava;ı. 'iran Türkiye için uyvftvnıcu merkeıi. 'Diyanet i^leri Yetkisine ne olgyor? • int «nlar neden sigara içiyor? «Hindistan'daSeksTopınaklan •Csndor B737 neden düştö ? * Futbol nasıl kurtanlacak? • Veytel Atatoy açıklıyor. * Her hafta 5060 ilginç olayla ••raıiİYiiflaseıiğinde. ilgili renkli yaıı. • Arjantin'de oni» honmrdnyor. Sağdaki ve soldaki sendikacıların hesabı işte o noktalarda, bu yönetimi götürmek. Yasa değişikliği olmazsa hepsi de görevden gidecek bugunkü sendika başkanlarından, ancak Türklş yönetimine seçilecekler, yasalardaki yasaklar barajını aşarak kunulabilecekler. Bu nedenle yasalarda umulan değişiklikler olmazsa, Türklş'te yoneticilik çok daha çekici ve çıkar kavgası çok daha acımasızca olacak. Konuya biraz daha sorumlu bakanlar, "ANAP iktidanna böyltsine kacak açüdıktan sonra, ANAP bir şeyler vermezse, lürktş parçalanır görüşündder." tzlenen bugünkü poh'tikadan vazgeçilmesi uyanlan ise çok cılız kaldı. Gündemsiz, programsız, yönetimden herhangi bir öneri getirilmeksjzin çalışmalarına başlayan Başkanlar Kunılu tam bir laf karmaşası içinde süriip geçti. Bir sendikacıdan somut tavır olabilecek bir öneri geldi ve olumlu bir hava mı esti? Arka arkaya destek görebilir ve kaçınılmaz karara dönüşebilir mi? Araya hemen "sahibinin sesieri" giriyor. Daha doğrusu söz ahp ilgisiz bir başka konuyu tartışmaya getiriyor. Konular, tartışmalar arap saçına giriyor. Zaten ister sağ, ister sol olsun muhalefet toplantıya hazırhksız, önerisiz gelmiş. Sadece eleştiriler ile izlenen iktidarla uzlaşma politikasınm sorumluluğunu üstlenmiş olmuyorlar. Olur ya yönetimin izlediği politika bir sonuç verirse, bundan herkes yararlanacak. Herkesin koltuğu kurtutauş olacak. Bir de yönetimin sendika başkanlarına ulaştırdığı önemli bir mesaj daha var. Türklş'in eski geleneğinde gerçek konfederasyon işlevinden çok Ankara'da iş bitirme işlevi vardı. DİSK karşısında her dönemin iktidarımn yandaşı Türklş yönetimi, üyesi sendikalann iktidarla olan günlük sorunlarını çözerdi. " Aakara'da Törktş vardı" sözu çok farkh anlamda kullanılsa da pek çok sendikacı için, iş çözme anlamına geliyordu. Yönetim vaat etmiyor, ancak sendikacılar da işte yeniden bu umudu yaratıyor. Bu da iktidarla denetimler, yetki sorunlan, hatta yasa yorumları nedeni ile bugünden görevden alınma sorunları olan sendikacılara çok çekici geliyor. İşte bu havada geçip giden Türklş'in Baskanlar Kurulu'ndan, işçi sınıfırun belki de dünyada örneği olmayan biçimde ağır haklar yitirdiği bir iktidar uygulaması döncminde, iktidara çiçek sunuluyor. OLAYI VE KUBÎLAY Kemal Üstün 3 bası 7 00 lira (KDV içmde) Çağdaş Yaymları Turkocağı Cad. 3941 CağaloğluIstanbul 1727 yaşlarında bayanlar İngiltere'de çocuğa bak, karşılığında Ingilizce oğren. 158 53 42 . RAKIS HAFTAYA ÇAĞDAŞ HABER DERCİSİ y Turkokuruna Bati'mn haberdergiciliğini getirdi. İ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle