19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 HAVA DURUMU 14° 4°Dıy3rt)awr HABERLERİN DEVAMI TÜRKİYE'DE BUGÜN 0°e° Mersn 4° 2° Erancan 5° 1? Muflla 4° 4° Eraırum 2° 2» Muş 2° 7° Eskişehir 7° TNiJde 2° 3° Gaaamep 4° 2°0niu 14° 6°Gfresun 14° 4°GümuşhaneK 2°5° «ze rT Hat&n K 1» 3° Samsun 8°2°teparta B 7°5° Sirt 8° 5° istanöul S 5° 2°Snoo W PSıras b : f S» Kars K 4» KPIetanhO (pf Kastanunu K 0° 5° TtataDd 2» Ifflünralî 8 ° f KırMardi S S».f Uşak 9° 2°Konya K ı°3° van 2° 3° Küutya S 7° 2° Malatya B 2°3° ZonguMak 75 OCAK 1988 DÜNYA'DA BUGÜN Y Y Aımun Mna B Y Barcelona Y Basel Belgnat Beitn Bonn 8rukseı Budapeşt Canene Y Caavir Y Ckkte A Dubayi A Frankturt 8 Gme B K B KaNrc topenhag Y B Kuln B Lnftoşa 8° 15° 12° 15° 8° Lemngrad Lonora MadreJ Milano Munifc Ne* Ybf* B 3° Y 9° 6° 3°EoTme 5 4° Manisa 6° 0°K.Maraş i GeneJ MudurtOöu nöen alh A n M f t t gftre. butun bMgeler pa/çalı çok buMu. Karateniz, Iç Anadolu tte Ooju ve Doju Anadolu yajfnurlu, dijer yerter kar yafelı otacak. Yurtun batıveiç kesimlerindesabrtsaaflerindesisgorüiecek. HAW SICAKLIĞt: önemli btr de&şıkJik rtna..)aeak RÛZGÂR. Kuzey ve doflu yönlenten orta kuvvette, yurtun kuzey ve baO kesimtemde zaman zaman kuvvedice esecek. Denızlerde, Katadeniz'de yKdc ve karayd, (SJet deriztenfc yMız ve poyrazdan 35 kuwetinde, şaatle 1021 deniz mili hda «secek DENlTKaradenz y#nuriu, M v mara ve AJatenız bulutlu jeçecek. Oene ' muMI tMgtf olup göruş uzaHıOı 10 km. Momreal Mosfcma Oslo doüyında buhjnacak. Van golünde hava karla kanşık yajmur ve kar Ç şeklmöe olacak. Rugar tacey ve doju yönlerden oria kuvvette esc Çocum cek 6M lajfuk datgalı olup. göruş uzaUıgı 13 km. dotayinda bulunacak. Denizli A ao« B bulutlu K l « t S sısk V yjjmurtu 17° 22° 23° 7° 16° 3° 18° 6° 7° 15° Paris Prag Riyad Roma Sotya Şam l A Tunus var$dv9 venedlk Vıyana y Vvashmgtocı B 5° Y 8° Zuritı Z Y 8° Y 8° Y 8° K 10° B 1° 8 6° K 4° Y 5= Y 8° B 2° A 24° B 14° B 4° Y 15° A 19° B 14° B 2° MUŞERREF HEKİMOĞLU ANKARA..,A]NKA Duygu Nereye Gider... Cumhıırbaşkanlarmın yetkilerive Başkanlık sistemleri TAHA PARLA . Bu yazıda ABD, Fransa ve Türki İ'e'nin anayasal sistemlerinin ve devlet başkanlarının yetkilerinin kimi yanlarını çok özet olarak karşılaştırmak istiyorum. , Anavasa değişiklıği bu kez de comhurbaşkanlığı kunımu vesüesiyle yine gündemin üst sıralanna geldi. (Zaten hep tek tek geliyor ve bütünsel bır ajıayasa değişiküği gereksinirai hep göz ardı oluyor.) Ve konuya yine pragraatik yorurnlar ve kavramsal karışıklıklarla girildi; ilkeler, tarumlar bir yana kondu. "Parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçiş" ve "fransa'nın yanbaşkanljk sistemine geçiş" gibi ilginç sözler edilmekte. Sanki 1982 sistemi "pariamenter"miş gibi, sanki son derece güçlü bir yürtltmeyi ve devlet baskanııu zaten öngörmüyormuş gibi. öteki olmayanlan da sayalım: MecKsi fesih yetkisi yoktur, veto hakkı yoktur, anavasa değişikliğinde işlevi yoktur. özet olarak ABD Anayasası'nda "başkanlık" yalnızca yiirütmenin güçlü (ve sorumlu) başı olmak demektir, yasaması ve yırgısjyla birlikte devtetin başı olmak demck değildir; erkler birbirini "frenler ve dengeler!' Yargı bağımsızdır, son kertede yasama en üstunüdür (özel. bkz. Md. 1/8/17 ve 18). Tabii burada baskanın yetkileri konusunda Amerikan anayasa hukukundaki "dar yorumgeniş yorum" tartışmasına deginemeyeceğiz. Ama böyle bir tartışmanın varlığı bile kendi başma baskanın yetkilerinin sınırlılığına karinedir. Üstelik, klasik örnekteki farkülık da hukuksal olmaktan çok kişiseldir: tki Roosevelt'lerden, günde 16 saat uyuyan mahmur ve "lastik stampa" Teddie ile Amerikan kapitalizminı "büyük depresyon"dan çıkaran pek kişilikli ve inisyatifli Frankie arasındaki tark, esas olarak kişilik farkıdır. Fransa'run "yarıbaşkanlık" sistemindeki "yan" sıfatı yanıltıcıdır. Cumhurbaşkanuıın yetkiJeri (yiiriitmenİB yanı sıra özeüikle yargı alanındaki yetkileri) o derecededir ki, başta Fransız M. Duverger olmak ttzere anayasa hiıkukçulan ve siyaset bilimcileri tarafmdan "yarı monarşik", "Orleaıüst", "Fransız anayasa tarihinin en kötü hazırlanmış belgesi" gibi aitelemelere hedef olmuştur. Ne var ki, Türkiye'de çok tarunmış ve kabul görmüş bir yazar olan M. Duverger'nin bu konudaki görüşleri aym ölçiide benimsenmemiştir. Anlaşılan, de Gaulle hayranlığı ve genel "şef kültürü" ağır basmıştır. Zaten 1982'ye dogru da görmüştük, bugün de görmekteyiz, 1958 Fransız Beşina Cumhuriyet Anayasası hep erdemli bir ömek olarak öne çıkarılır. Fransız Cumhurbaşkanı'nın yürütmeyle ilgili görev ve yetkilerine hızla göz atalım. Başkanı atar ve "atar" (istifası üzerine görevine son verir), başbakanın önerisi üzerine bakanlan atar ve "atar" (Md. 8). Bakanlar Kurulu'na başkanlık eder (Md. 9). Başbakan, ancak "ıstisnaı durumlarda", "açık yetki delegasyonuyla" ve "belirli bir gündem için" cumhurbaşkanına vekâlet edebüir (Md. 21/4). Zaten anayasanın en kısa bölümü olan "hükümet" bölumüne göre başbakan, cumhurbaşkanının yardımcısı bile değil, neredeyse "müsteşan" mertebesindedir. Yine de iki başlı yürütme biçimi korunduğu ve ABD'deki türden bir tekbaşü yürütme olmadığından buna "yanbaşkanlık" sistemi denegeldi, yoksa cumhurbaşkanımn yetkilerinin yanmlığından değil. Daha fazfası ise, ABD onsali bir başkanlık sistemi değil, "şeflik sistemi" olurdu. 20). Başka bir deyişie, yasama, cumhurbaşkamnın sorumsuzsorumlu başı olduğu yürütmeden daha üstündür. Başbakana ve her iki meclis başkanına damştıktan sonra millet meclisini feshedebüir olağanüstü hal dönemi hariç (Md. 12 ve 16). Cumhurbaşkanırun yasama inisiyaüfi yoktur, kanunları başbakan ve meclis üyeleri teklif edebilir (Md. 39). Cumhurbaşkanı, parlamentonun çıkardığı yasalan 15 günde ilan eder, bu süre dolmadan parlamentonun bir yasayı ya da o yasanın belli hükümlerini gözden geçirmesini isteyebilir, "bu istek reddedilemez" (Md. 10). Bu bir veto hakkı değildir. Yargıyla ilgili görev ve yetkilerine gelince: Anayasa konseyinin 9 üyesinden yalnızca 3'ünü ve başkamnı atar, öteki üçer üyeyi meclis ve senato başkanlan atar (Md. 56). Yaıgının bagımsLZİığırun koruyucusudur (Md. 64). Yüksek Hâkimler Kurulu'na başkanlık eder ve 9 üyesini atar, Yargıtay üyelerini belirler (Md. 65). özet olarak, Fransa Cumhurbaskaru'nın çok geniş yariıtmc görev ve yetkilerinin yanı sıra yargıyla ilgili çok önemli yetkileri ve aktif görevleri de vardır. Bu bakımdan ABD Başkanı'nı aşmaktadır. Yasamayla ilgili olarak vineleyelim ki, yasalan veto yetkisi yoktur. (Bakanlar Kurulu'nun kararnamelerini imzalamama hakkı ve "organik yasaları" anayasa konseyine götürebilenlerden biri olması ayrı konulardın referandumdaki rolünü ise daha önce bu sayfada yazmıştım). Ve en önemlisi, Fransız Anayasası'nda yasaına hâlâ yürütmeden üstündür; parlamenter meşruiyet, cumhurbaşkanının geniş yürütme ve yargı, görev ve yetkilerine karşın özellikle anayasanın en uzun bölümü olan "parlamentohükümet ilişkileri" bölümünde korunmaya çalışılmıştır. Demokrasilerde yalnızca yürütmenin başı olması gereken cumhurbaşkanının görev ve yetkilerini, cumhurbaşkammn "yüıütmeyle, yasamayla, yargıyla ilgili görev ve yetkileri" diye tek maddede toplayan 1982 TC Anayasası, belki de türünün tek örneğidir. Bütün sistemiyle yasamanın üstünlüğünü (parlamenter meşruiyeti) ve yargı bağımsıziığını hiçleyen, yurütmcnin üstünliigü teorisine dayanan, toplumu devlet içinde eriten 1982 Anayasası'na ilişkin "okuma" mı bu sayfada birkaç kez yazmış olduğum için burada yinelemeyeceğim. Yalnızca, aslında teknik olarak "şef sistemleri"nin devlet başkamna oldukça yaklaşan cumhurbaşkanlığı kurumuyla ilgili birkaç noktayı anımsatacağım. Her alandaki muazzam atama^etkileriyle (ABD Başkanı ve Fransa Cumhurbaşkanı'ndan çok daha geniş); "süperveto" hakkıyla (yine ABD ve Fransa devlet başkanlanndan çok daha ileride); başbakana bile danışmadan (sadece meclis başkamna danışarak) kullanabileceği fesih yetkisiyle; geniş ve yer yer beürsiz olağanüstü hal yetkileriyle; meclisin hiç değilse ex post onayını bile almadan kullanabileceği, silahlı kuvvetlere silah kullandırma yetkisiyle (Fransa Anayasası'ndaki "yurtdışmda" ve "anlık" kayıtlan da olmaksızın); devletin sivil ve askeri yüksek konseylerindeki konumuyla; emrindeki Devlet Denetleme Kurulu'yla; olağanüstü yetkilerine karşıhk sorumsuzluğuyla; yürütmenin ikinci başı başbakan ve bakanlar kurulu üstündeki (isterse) ezici konumuyla; anayasa değişikliği başta olmak üzere yasama alanındaki çeşitli yetki ve işlevlerıyle; genel olarak yasama, yargı ve seçilmiş hükümet üstündeki vesayetiyle, 1982 Anayasası'nın cumhurbaşkanı, ABD Başkam'm ve Fransız Cumhurbaşkanı'nı geride bırakmaktadır. (Ama buna yüksek dozda bir başkanlık sistemi demek de mümkün değildir, çünkü yetkileriyle oranlı biçimde sorumlu kıhnmadığı gibi seçimi de genel oyla değildir.) Ne var ki halihazır Cumhurbaşkanı, 1982 Anayasası'nın kendisine verdiği olağanüstü yetkileri sık ve kapsamlı (henüz) kullanmamış, başbakanın önde ve rahat çalışmasma olanak tammıştır. Böyle olunca da, uygulamaya bakılıp 1982'nin resmi gerçeği unutulmuştur. Yoksa bugün "parlamenter sistemden başkanlık ya da yanbaşkanlık sistemine geçiş"ten söz edilmezdi. O dozlar Türkiye'de zaten aşılnuştır ve halihazır Başbakanın cumhurbaşkanı olmak gibi bir emeli varsa, 1982 Anayasası kendisine mükemmel hizmet verebilecek bir araçtır. 1982 Anayasası'ndaki cumhurbaşkanımn, "Fransa Cumhurbaşkanı'nın vitrindeki aktif ve sureldi görevlerinden farklı olarak, zaman zaman ve isterse kullanacağı ve yalnız hükümete ve bürokrasiye değil, yasamaya, yargıya ve topluma da hükmedebileceği muazzam yetki rezervleri vardır. O konser gecesinden sonra Lxıbbock'a dönük geçti günter ve geceler Haberler iyi değil. Ama hasta Duygu Aykal olursa, umut etmekten geri kalmıyor insan. Komadan çtkar, ötüme dilini çıkanr, sevdiklerine gulümser diye beklıyor Güçlü kişiltgi, kocaman yOreğiyie kaç ksz yeniden dogmadı mı? Ya şimdi okJü mü, daha mı çok yaşıyor acaba? Etbeî saçmalıyorum. Duygu Aykal'ın yaşaması başka bir olay. Başka bir mutluluk, başka bir boyut. Ama 0 yapıda ve dokuda kişiler uzun yaşamıyor galiba. Kalp, kanser ya da başka bir nedenle dünyamızdan erken ayrılıyoıiar. Dörtnala yaşamları bir yerde duruyor. Kısa bir döneme çok olay sığdınyor, çok yorgun yaşıyoriar. 01 gibi değil. İnsan gibi, savaşarak, üreterek, sevgiyie, umutla gülümseyerek... Sevgi Soysal da böyle grtmedi mi? Ama dipdiri yaşamıyor mu hâlâ? • • * Kaç gündür telefon hiç durmuyor. Uzaktan, yakından dostlanm tanıdıklarım ya da tanımadıklarım sesleniyor, üzüntümü paylasıyorlar. Genç gazeteciler neler hissettiğimi soruyorlar. Duygu Aykal'1 birkaç sozle anlatmak mümkün mu? Vücudumdan bir parça kopmuş gibi, dünyamızdan bir güzellik eksilmiş gibi, güzel bir duygu solmuş gibi yaşıyorum kaç gündür. Duygu Aykal, beni çok duygulandıran, boyutlandıran bir kişi. Dostluğuyia dirildiğimi hissettim, sevgiyie güçiendiğimi. Sevgisini böytesine güzel, içten gosteren insan az bulunur. Sarıldığı zaman kemiklerimi kıracak sanırım. öylesine gerçek bir kucaklama... Duygu, gerçek bir insandı her şeyden önce. Dipdiri bir insan, yapmacığa, yaoaylıga hiç yer yok yasamında. Gerçek bir eş, gerçek bir ana, gerçek bir evtat, kardeş, dost, ayrıca gerçek bir sanatçı, tüm yapıtlannda insandan yana sevgiden yana, banstan yana... Çogul, oJuşum, bizsizonlar, insan... insan, Bulutlar Nereye Gider ve de fnsancıklar baleleriyte hep insanı vurguladı. Insanın mutluluğunu, mutsuzluğunu, savaşını, özlemini. Sanatı ve yaşamı birbirine karıştı giderek. Bence hastalığı da bir ölümkalım dansı, çok güzel, çok güçlü çizgileıie sürdürdü bu dansı. Güzel bir yasam savaşını vurguiayarak, geridekilere cesur bir selam bırakarak... Duygu Aykal'm balelerine yabancı ülketer de sahnesini açtı. Çok parlak öneriler aldı, araya hastalığı girince her şey geri kaldı. Acı ama gerçek, aslında biz de geri kaldık Duygu Aykat'dan! Onun kadar yetenekli, üretken, çağdaş bir sanatçıyı gerçek düzeyine oturtamadık. Bir toplumda tüm kuruluşlar düzey yitirirken, sanatçılarımızı gerçek düzeyine koymak olanağı yok elbet. Duygu Aykal'a "devlet sanatçısı" sanını neden vermedik acaba? Böytesine güçlü, çağdaş bir sanatçımızı halkımız yeteri kadar tanıyor mu? Yurtdışına bir balesi yo*landı mı? O bir yana, TV'de bir balesi gösterildi mi ya da yaprtlan hangi süre sahnede kaldı? Yaratıcı gucünden yeteri kadar yararlandığımız da söylenemez bence. Yedrveren türü bir sanatçının eli kolu bağlı oturmaya zoıianmasını Duygu Aykal'da yaşadım ben. Zorlayanlar açısından hayli duşündürücü bir olay kuşkusuz. insancıklar balesinin kimi sahnelerini unutamam. Bence sanat yaşamının guzel bir özetiydi o bale. Onca haksızlığa karjın acı bir gülümseme, onca çağdışı olaylara, kültür yozlaşmasına karşın çağdaş bir fırlama. Duygu Aykal da fırlama bir insan değil mi? "Gök etdn erken btçHdT' demiş Yunus Emre, Duygu Aykal da gök eki n kuşkusuz. • * * Duygu Aykal için en güzel yazımı yazacağım bir gün. Şu anda hüzün bastınyor? Biraz sonra havaalanına gidip onu karşılayacağız. Gök ekin biçilmiş geliyor bu kez, ama gerçekten biçildi mi acaba? Bir sanatçı yaşamını yitirse de ölür mü? Yoksa giderek ölmezliğe mi ulaşır? Kuşkusuz ölmezliğe ulaşır. Yalnız unutmayalım, Duvgu'nun soluğunu sürdürmek için gerçek bir savaş gerekiyor şimdi. lyiye, guzele, çağöaşhğa yönelik bir savaş. Daha doğrusu bir uygarlık savaşı. Onun ve tüm sanatçıların çağdaş duzeylerini belirtmek. ülkemize, dünyayatanıtmak için tüm olanakları zorlamak gerekiyor. Insancıklann ozlemi diner 0 zaman ve bulutlar güzel bir yere gider... Duygu da güzel bir yere gider; sevgiye, dostluğa, barısa, gelecek kuşaklara ulaşır danslarıyla... ABD'de "tam" başkanlık ABD Anayasası'na göre başkan, yürütme erkinin başıdır (Md. II/l). Görev ve yetkileri suurLdır, açıkça sayümıştır: Senatonun "yönlendirmesi ve onaylamasıyla" antlaşmalar yapar (Md. 11/1). Elçileri, konsoloslan, yüksek mahkeme yargıçlarıru (o da ancak senatonun onayıyla) atar; yüksek görevlileri (yasalara göre) atar; öteki görevlileri ve yargıçları (Kongre'nin yasayla yetki delege etrnesiyle) atar (Md. 11/2). Anayasayı korur ve savunur (Md. II/7). ABD Silahlı Kuvvetleri'nin ba$komutarudır; (kendiliğinden silah kullandıramaz), bu yetki Kongre'nindır (Md. II/l ve Md. 1/8/11). ABD Anayasası'ru zorladığınız zaman ki bir "tam" başkanlık sistemi anayasasıdır baskanın görev ve yetkilerine ilijkin bir iki şey daha çıkar: Zaraan zaman Kongre"ye bilgi verir ve tavsiyelerde bulunur; Senato ve Temsilcüer Meclisi'ni olağanüstü toplantıya çagınr, yabancı elçileri kabul eder; yasalann uygulanmasını gözetir (Md. II/3). Hepsi bu. 1982 TC Anayasası'nda olduğu gibi devlet başkammn yürütme görevlerinin yanı sıra "yasamaya ve yargıya ilişkin görevleri" de yoktur; tüm yasama yetkileri Kongre"dedir (Md. 1/1), yargı yetkisi Yüksek Mahkeme ve öteki mahkemelerdedir (Md. III/l.) Fransa Cumhurbaşkam'nın yürütmeyie ilgili görev ve yetkilerine devam edelim. Bakanlar Kurulu'nun çıkardığı kararnameleri imzalar (Md. 13); sivil ve askeri devlet görevlilerini atar, ama Danıştay ve Sayıştay üyeleri, elçiler, valiler, generaller, milli eğitim mUdürleri, gend müdürler, Bakanlar Kurulu'nca atanır (Md. 15). Başbakana, her iki meclis başkamna ve anayasa konseyine damştıktan sonra olağanüstü hal ilan eder, ama parlamento da kendiliğinden hemen toplamr (Md. 16). Sıkıyönetim ise, başkanı olduğu Bakanlar Kurulu'nca ilan edilir, ama bunun 12 günü geçmesi, ancak ve ancak parlamentonun onayıyla olur (Md. 36). Silahlı kuvvetlere silah kullandıramaz, bu yetki parlamentonundur (Md. 35). (1964'te çıkarılan bir kanun hükmünde kararnameyle verilen "yurtdışında" ve "anlık" silah kullandırma yetkisi, genel hükmü pek bozmuyor.) Vatana ihanet hariç sorumsuzdur; cumhurbaşkanımn kararlan, sekiz maddedeki hükümler hariç, başbakanca ve ilgili bakanlarca imzalanır (Md. 67 ve 19). Ama bir bakımdan da sorumludur, çünkü başkanı olduğu Bakanlar Kurulu, parlamentoya karşı sorumludur (Md. Sonuç Yukarıdaki gözlemlerde belli bir gerçek payı varsa, akla şu soru geliyor: Sorun yetki azlığı olmadığma göre, başbakan, cumhurbaşkanlığı kunımunda anayasa değişikliğini neden ıstesin? Var olan cumhurbaşkanlığı yetkileri zaten çok geniş. Başbakan olarak da güvenilir bir adamını atasın ve Bakanlar Kurulu'na "gerek gördükçe" başkanlık edeceği durumlann sayısını da fiilen arttırsın. Bu da yetmiyorsa, geriye başhca bir olasılık kalıyor: Partihükümetinin gerçek başı olarak Bakanlar Kurulu'na aktif başkanlık etmek, aynı zamanda partili (dolayısıyla taraflı) devlet ve cumhurbaşkanı olmak, bunun için de cumhurbaşkanımn çoğunluk partisinin başkanı olarak kalabilmesi için gerekli anayasal değişikliği sağlamak. Bu modelin adı da, Fransa'nın yanbaşkanlık sistemi olmaz. Güçler birliğine dayalı tam "şef sistemi" ve partidevlet özdeşliği olur. Faşist rejimlerden başka rejimlerde de örneği yoktur. Gebze'de (Boştorafı 1. Sayfada) rinde sürdürülen operasyona katılan çelik yelekli timler, evleri teker teker aryorlar. lstanbul Zeytinburnu'nda dün akşam 34 FE 433 plakalı taksiye müşteri olarak binen üç kişi silah tehdidiyle şoförden kendilerini Baksrköy'e götürmesini istedi. Bakırköy Çarşı mahallesinde aracı terkeden üç kişi kayıplara karıştı. Yetkililer, olayın alay baskını ile ilgisi olup olmadığımn araştınldığını söylediler. (Baştarafı I. Sayfada) idare 'hâkim, savcı benım' derse önümiizdeki günlerde sadece yalan haber lartışılmaz, demokralik ortamı da sarsar" şeklinde konuştu. Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Mehmet Yazar da yaptığı konuşmada. gazetecilerle poütikacıların onak kadere sahip olduklarını belirterek "Her ikisi de zamanla yanşıriar. Onlann taşlamalan bana gül atar gibi geliyor" dedi. Ödül töretıinde gazetemizden güncel yazılar dalında Uğur Mumcu, güncel spor yazılannda Abdülkadir Yücelman ile Hıncal Uluç, röportaj dalında Deniz Som, seri röporıajda Celal Başlangıç ve Füsun Özbilgen, inceleme dalında Cüneyt Arcayürek, karikatürde Ali Ulvi ve sayfa düzeni dalında Ali Acar, ödülierini aldılar. Ödül kazanan arkadaşlanmızdan Hıncal Uluç ve Deniz Som, şu anda Demirkent: Bakanın Shanet' başka gazetelerde çalışıyorlar. Ödüle değer görülen gazeteciler şunlar: Haber Turhan Aytul (Güneş) "TKP de Gorbaçov çizgisinde", Uğur Dündar (Hürriyet) "Olay adam, kara sesle konuştu", Selma Tükel (Hürriyet) "Özal, imzasını çabuk unuttuî' GüDcel yazılar: İsmail Cem (Güneş) ABD Kongresi'ne öneri: "May Lai katliamı soykırım günü olsun", Oktay Ekşi (Hürriyet) "Jessica neden şanslı?", Uğuı Mumcu (Cumhuriyet) "Münafukun' Güncel spoı >azılan: Ali Sami Alkış (Güneş) " vyağınız kınlsın", Hıncal Uluç (Cumhuriyet) "Olimpiyat uykusu", Abdülkadir Yücelman (Cumhuriyet) "Bu çocuklara kim sahip çıkacak?" Röportaj: Emin Çölaşan (Hürriyet) "Eski CHP'li milletvekili Mikai! Elçin'in suçlaması", Doğan Katırcıoğlu (Milliyet) "Bir babanın dramı". KAMBIYO UZMAN YARDMOSI ALINACAKHR Bankamızın İstanbul teşkilatının Dış İşlemler bölümlerinde çalıştırılmak ve Kambiyo Uzmanı olarak yetiştirilmek üzere; En az (4) yıllık lisans eğitimi veren üniversite ve yüksekokulların ekonomi, işletme, bankacıhk ve İngiliz dili ve edebiyatı dalları ile bunlara eşitliği onaylanmış yabancı ülkelerdeki benzerlerinden mezun adaylar arasıhdan sınavla iyi derecede İngilizce bilen, KAMBİYO UZMAN YARDIMCISI Ahnacaktır. 1. 1. 1988 tarihi itibariyle (30) yaşını aşmamış, erkeklerde fiili askerlik görevini yapmış adayların özgeçmişlerini belirten resimli bir dilekçe ile aşağıda belirtilen adrese, 22 Ocak 1988 günü saat 18.00'e kadar muracaatları gerekmektedir. Sınavlar; a) 25. 1. 1988 tarihinde İngilizce'den yazılı, b) Yazılı sınav sonuçlarına göre, daha sonra belirtilecek bir tarihte, Genel Ekonomi ve Bankacıhk konularında sözlü,olarak İstanbul ve Civarı Şubeleri Bölge Müdürlüğü'nde yapılacaktır. îlgilenen adayların, Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. İstanbul ve Civarı Şubeleri Bölge Müdürlüğü İstiklal Cad. No: 168 Kat: 3 Beyoğlu İstanbul adresine müracaatları. Deniz Som (Cumhuriyet) "Kumsal' sız kaplumbağalar!' Seri röportaj: Celal Başlangıç (Cumhuriyet) "Tel boyu insanJarı", Tülay Bilginer (Hürriyet) "Yaşayan yalılarımız", Füsun Özbilgen (Cumhuriyet) "Türkiye hapishanelerınden" tnceleme: Cüneyt Arcayürek (Cumhuriyet) "ABD belgeleriyle Turkiye", Dinçer Güner (Milliyet) "TürkAmerikan ilişkileri", Hulusi TurgutHasan Yılmaer (Hürriyet) "Yassıada belgeseü;' Folograf: Aykut Fırat (Hürriyet) "Liseli Arzu için her şey iki dakikada bitti" Atılay Kayaoğlu (Hürriyet) "Saha arenaya dönüyor", Hüseyin Tek (Anadolu Ajansı) "Yedi yıl sonra" Karikatün Semih Balcıoğlu (Tercüman) "Atla atla", Ali Ulvi Ersoy (Cumhuriyet) "Yazısız", Bedri Koraman (Milliyet) "Yazısız!' Sayfa düzeoi: Ali Acar (Cumhuriyet) "1. sayfa", Aytekin Ceylan (Güneş) "Spor sayfası", Akm Kamacıoğlu (Bulvar) "1. sayfa!' TV haber program yaymlan: Cengiz Erdil "Kedinin ölümü", Ertuğrul Karshoğlu "Boğaziçi", Kerime Şanyücel "Sanatımızla Anadolu" Incirlik, ABDSovyet masasında (Boştorafı 1. Sayfada) da olduğunu, bu zayıflığın coğrafi koşulların olumsuzluğu nedeniyle daha da belirginleştiğini kaydeden Ledogar, ittifakı kanatlara ilgi göstermeye çağırdı. Ledogar, aynca Türkiye'nin özel şartlan nedeniyle Türkiye'nin hangi bölgelerinde ne kadar kuvvetin indirime tabi olacağımn özel bir anlaşmayla belirleneceğini söyledi. Ledogar bu aynmın "Avrupa'da" ve "kısmen Avnıpa'da" diye tammlanabilecek ülkeler için yapılacağuu sözlerine ekledi. ABD heyetinin başkanı Ledogar, "Sovyetler'in son günlerde Dogu Anadolu nun silah indiriminin dışında tutulmasının kabul edildiği" yolundaki "Vijana kaynakb haberierin dogru olup olmadıgını" soran bir gazeteciye şöyle yanıt verdi: "Hayır, dogru olamaz, çnnkü daha herhangi bir karar almadık. Henüz aktif müzakerc halindeyiz ve bu çok canlı bir konu. ama bir sonuca daha vanlmadı. Avrupa'da yaşayıp da indirim uygnlanacak bölgelerin Atlantik'ten Urallar'a uzanması gerektigini söylemek çok kolay. Oysa her üyenin konvansiyonel güçlerinin kendi kara cografyası üe direkt baglanoa var. Tabii bu çercevede Türkiye ve Asya'daki kuvvetlerin özel dunımu akla geliyor. Bir başka akla gelen de, Kafkaslardaki askeri bdlgeler ve buradaki Sovyet güçlerinin ne olacagı? Yani Türkiye sadece NATO üyesi olduğu için indirim bölgesine girerse, Sovyetler'in Asya'daki kurveüeri, sırf Avrupa dışındalar diye ginnesin mi? Burada bulunan berkes, özellikle Guney ve Güneydogu'da Türkiye'nin pek de dostane sayılmayan komşularla çevrili olduğunu takdir eder. Zaten Türk yetkilUer de silahlı kuvvetlerinin bir bölümünii mntlaka Dogu Avrupa'dan gdmesi gerekmeyen tehditler için mahafaza ettiklerini soylüyor. Tüm bu nedenler yüziinden Türkiye ve Asya'nın ne kadannın Sovyetler'in Asya'daki birttklerine karşıhk indirim bölgesi içinde tutulacagını özel bir anlaşma Ue belirleyecegiz. Tabii görüşmeler devam ediyor ve pazariık sünıyor. Her iki taraf da karşı tarafta daba fazla indirim saglayıp, buna karşüık kendi tarafında Dogu Baü ilişkilerinin kapsamına girmeyecek tehditler dolayısıyla daha az indirim uygulanmasını istiyor. Bu soylediklerimden öteye gidemem, ama çok fazla şey de saklamıyonım." Büyükelçi Ledogar, Doğu Anadolu'daki Amerikan üslerinin bu pazarlığm kapsamına girip ginnediği sorusuna da şöyle yanıt verdi: "Amerikan üslerinin de içinde oldngu bölgeler pazarlıga dahil." Bir başka soru üzerine NATO'nun hem konvansiyonel hem de nükleer yeteneğe sahip silahları "konvansiyonel snıfta" kabul ettiğini ve çifte yetenekliler için "özel bir anlaşma" yapmaya yanaşmayacağuu açıklayan Ledogar, son zamanlarda Varşova Paktı'nın "giderek daha ciddi biçimde" anlaşma eğüimi gösterdiğini kaydetti. nün özellikle "pazariık konusn olarak masaya gelip gelmediğinin" sorulması üzerine de, şöyle yanıt verdi: "Jncirük konusunda benüz bir karar yok. O noktaya gelmedik, ama bu sorular karşüıklı olarak değis toknş ediliyor. Cografya üzerinde müzakere etmiyonız. Belirli bir cofrafyada kouuşlandınlmış konvansiyonel silahlar üzerine müzakere ediyoruz. Hatıriatmak isterim ki, tnciriik'teki mevcut silahlaria, bir kriz sıraasda oraya gelecek silahlar arasında fark vardır. Bu silahlar nereden gelecek? Avrupa'da güç indirimi kapsamına giren bölgelerden. Bu unsunı göz önüne aldıklan zaman lncirlik'i fazla sorun yapmalanna gerek yok. Hava kuvvetlerinin büyük bir bolünıü ttalya ve t$panya'dan gelecek. Yani bu uçaklann ana üssü tnciriik degil. Yani tnciriik'in variıgını müzakere etmiyonız, oradaki tesisleri, malzemeleri müzakere etmiyonız. Belli bir coğrafya içinde konuşlandınlmış güçleri müzakere edi(SNF), çift yetenekli uçaklann ve deniz kuvvetlerinin müzakarelere dahil edilmesini isterken, Batı lehine olan giobal dengesizliğin göz önüne almmasım istiyor. NATO ise, SNF'lerin altımn ayrıca çizilmesine karşı çıkıyor. • NATO, Adantik adaları da dahil olmak üzere, UraJ dağlanna kadar giden bölgenin ve Kafkasların görüşmelerin kapsamına girmesinden yana. Ancak Güneydoğu Anadolu'nun Doğu Batı ilişkileri kapsamına girmeyen bölgesel tehditler nedeniyle indirim dısı bırakılması isteniyor. Varşova Paktı 'nın görüşü ise, NATO üyesi olması dolayısıyla, Türkiye'nin tamamının indirim bölgesine dahil edilmesi. • NATO'nun Ankara'mn istediği doğrultuda Viyana'da Varşova Partı'na sunduğu öneride, bütün Karadeniz ve Akdeniz sahilleriyle Türkiye'nin, Sovyet arunnı takip eden 250 km.'u'k hat içinde kalan bölgesi indirim yapılacak alan içinde yer alıyor. Buna karşıhk, Orta Anadolu'daki çok dar bir saha ile Güneydoğu Anadolu'nun önemli bir kısmı güç indirimi yapılacak bölgeye girmiyor. Batı, bu öneriyi yaparken, indirim dışı tutulması arzulanan bölge ve ona komşu topraklarda istikrar bulunmadığım, bu özel nedenler dolayısıyla kendi güvenliğini sağlamak için Türkiye'nin burada bulundurduğu kuvveteihtiyaçduyduğunu vurguluyor. Ancak İncirlik Üssü müzakarelerde bir çıbanbaşı olmaya devam ediyor. yonz." Dnrum nedir? "Dengeli silah indirimi göriişmelerinde" Türkiye açısından durum şöyle: • Doğu ve Batı bloklan konferansın genel çerçevesini belirlemek için karşılıklı önerilerini sundular. Varşova Paktı öncesi tutumundan farklı olarak konvansiyonel silahlarda dengesizlik bulunduğunu kabul ediyor, ancak taktik nükleer silahların Mansiyonlar Röportaj: Füreya Ersoy (Yeni Gündem) "PKK'yı Iran banndınyor", Seri röportaj: Seyfullah Türksoy (Türkiye) "Çiçekler solmasın", lnceieme: Esra Alpgüven (Tercüman) "Sağlık mı dediniz", Fotograf: Hayri Köklu (Milliyet) "Kelepçeli yemek", Sayfa düzeni: Sunay Toparlak (Tercüman) "Spor sayfası." İncirlik Büyükelçi Ledogar, İncirlik Üssü' Uçan tabııt (Baştarafı 14. Sayfada) APC kompütürü için 1986 yılının temmuz ayında Aeritalia Avionic System ve Equipment Group tarafmdan Türk Hava Kuvvetleri Komutanhğı'nda bir brifing verildi. Daha sonra şubat 1987'de de ikinci bir tanıtıcı brifing verildi. Geçen yıl mayıs ayında ise, Milli Savunma Bakaniığı ve Hava Kuvvetleri KomutanlığVnın izni üzerine Eskisehir'deki jet üssünde de denenen APC kompütürü, olumlu bir hava yarattı. Yapılan denemede, revizyondan yeni çıkmış bir F104 uçağına takılan APC kompütüriinün hemen sinyal vermesi üzerine, ilk başta "ise yaramaz" olarak düşünülen kompütür, daha sonra uçağın belirli bölümlerinde anzalann beürlenmesi üzerine beğenildi. Türk Hava Kuvvetleri'nin bünyesinde yaklasık 6 F104 filosu bulunuyor. TÜRKİYE'NİN IİSTESİNDEKJ SİLAHLAR MurdochAirospace online dergisi kayıtlanna göre Türkiye'nin alışverif tistesinde bulunan bav malzemelerin fiyat listesi dolar olarak şöyle: 160 Adet F16 savaş uçağı 4 milyar 300 milyon 36 M198 155 How tanksavar fuzesi 70 milyon Stinger fuzesi 45 milyon 788 bin Tow 11 sistemi 7 milyon 097 bin MK 46 torpjdolan 6 milyon 500 bin Gbu12 lazerli bomba 2 mtlyon 668 bin 32 adet Harpoon gemisavar fuzesi (tanesi) 1 milyon 470 bin 15 adet F4 Fantom uçak 70 milyon 750 adet AIM9P3 Sidewinner füze 36 milyon 481 bin Fuze destek malzemesi 5 milyon 925 bin Füze destek malzemesi 10 milyon 198 bin Hava ve deniz malzemesi 8 milyon 770 bin MK 83 gp bombalan :. 1 milyon 654 bin MK 84 gp bombalan 2 milyon 779 bin Rokeye Cluster bombalan 2 milyon 932 bin Gbu 12 A/B bombalan 3 mtlyon 613 bin 432 adet gelişmiş Ftapier karadan havaya fuze 225 milyon dolar Pentagon raporu soğiık (Baştarafı 1. Sayfada) jinin orta menzilli nükleer füzelerin kaldınlmasından sonra da geçerliliğini konıyacağmı" vurguladı. Başkan Reagan'a sunulan yeni savunma önerilerinin içeriği Federal Almanlan iki yönden rahatsız ediyor: 1) Agırtıgın kanatlara kayması: Amerikan savunma uzmanlan "Topyekun nükleer bir sav'aşa yol açacak Sovyet tebdidinin merkezden kanat ülkelere dogru kaydığı" görüşündeler. Bu analizin NATO politikalarına yansıması, Orta Avrupa ülkesi Federal Almanya'run orta menziUi füzeler anlaşmasmdan bu yana dile getirdiği endişeleri haklı çıkaracak. Alman savunma uzmanlan orta menzilli füzeler anlaşması ile Amerikamn Orta Avrupa'yı "kendi haline bıraktığı" görüşündeler. Nitekim Washington'dan Bonn'a iletilen son mesajlar, Amerika'nın Federal Almanya ve Japonya'dan savunma alanında "daha fazla fedakârük" beklediğini ortaya koyuyor. NATO Askeri Komisyonu'nun Alman Başkanı General Vi'olfgang Altenburg, SPD tarafmdan düzenlenen bir seminerde konuşurken konuya şöyle değindi: "NATO'nun esnek mukabele stratejisi hâlâ gecerlidir ve mutlefiklerin ortak kararian Ue gecerliliğini konımalıdır. Bu strateji Askeri Komisyon'da ovbirligi ile alınan bir karar uyannca orta menzilli füzeler anlaşmasmdan sonra da uygulanacakür." 2. Konvansiyonel sUahsızlanma: .<\meriKan ;^porunun Almanlan telaşlandıran diğer bır bölümü de "Yeni konvansiyonel süahianma önerileri tasıması." Ezici bir konvansiyonel silah tehdidi aJtında yaşayan Almanya, Doğu Bloku ile yapılan pazarhklarda önceliğin konvansiyonel silahsızlanmaya veriünesi için çaba harcıyor. Bonn'da çıkan "Geaeral Anzeiger" gazetesinde yayımlanan bir habere göre, "Hükümet çevreleri, stratejisinin son Amerikan savunma raporu dogrultusunda degiştirilmesi eğUinüne karşı çıkular." .ABD'nin Federal Almanya Büyükelçisi Burt de düzenlediği bir basın toplantısmda sözü edilen raporun Washington'un resmi görüşünü oluşturmadığını büdirdi. AA'nın haberine göre Pentagonun uzun vadeli strateji raporu başta ABD olmak üzere diğer ülkelerde tepkiyle karşılandı. "New York Tunes" gazetesi Washington kaynaklı haberinde 1.6 milyon dolar harcanarak bir yılda hazırlanan raporun uygulanma şansımn az olduğunu ve muhtemelen "rafa kaldınlacağım" bildirdi. ABD Dışişleri Bakanlığı uzmanlan da Dışişleri BakanlığYnın bu çalışmada "devre dışı" bırakjlmasını eleştirirken, "Raporun toplu nükleer mukabele seklindeki mevcut stratejisi ile çeliştigini ve Amerikan nükleer şemsiyesinin ortadan kalkmak üzere olduğunu hisseden bazı Avnıpalı miittefiklerden bu nedenle tepki gelebilecegini" söylediler. Paris'te de kimliğini acıklamayan bir Fransız uzman, raporda yeni bir unsur bulunmadığı ve raporun Batı ittifakı içindeki evrim ve nükleer caydıncıhk düşüncesiyle çeliştigini ifade etti. Bu uzmana göre orta menzilli, füzelerin sökülmesi, raporda öngörülen "esnek mukabelenin genişletilmesi" ne ters düşüyor. Öte yandan Federal Alman radyosu WDR, önceki geceki bir haber bülteninde Condor şirketinir. Menderes Havaalaru güvenliği üzerine "olumlu" açıklamalarına ilişkin ilginç bir yorum yaptı. Radyo, Condor'un Türk egemenliği sahasında meydana gelen kaza konusunda Türk yetkilileri kızdırmak istemediğini, aynca Türkiye'nin "karakutu"yu Almanlara devretmeyebileceğini vurguladı. 5 milyar dolarlık yeni silah (Baştamft 1. Sayfada) adet orta menzilli Honest John füzesi kaldırılacaktı. îngiltere'de yayımlanan, Üçüncü Dünya ülkelerinin görüşlerine ağırlıkh olarak yer veren Soulh adh haftalık haber dergisi, Türkiye'den kaldırılması gereken 40 km menzilli Honest John füzelerinin yerine 110 km menzilli Lance2 füzelerinin yerleştirilmesinin planlandığını hatırlatıyor. Ancak dergiye göre, daha sonra Lance2'ler, TürkSovyet ilişkilerini tehdit eden bir unsur olarak değerlendirildi. Dergi, Honest John ve Hercule1 lar dahil olmak üzere ABD'nin halen Türkiye'de 500 dolayında nükleer başlığı bulunduğunu bildiriyor. Bu başlıklann Ortaköy, tzmit, Balıkesir, Lüleburgaz, Kesıtköy, Mürted, İncirlik, Erhac ve Erzurum olmak üzere toplam dokuz depoda saklandığı belirtiliyor. Londra'da bulunan Uluslararası Stratejik AnştınnaJar Enstilüsü'nden edinilen bilgiye göre, Türkiye'de, Montobello kararlarına girmeyen, ancak NATO ile bağlantılı olarak, menzilleri 16.8 ile 18 km arasında de$şen 48 adet 203 MM SP How ve 72 adet M109 155 MM SP füzeleri bulunuyor. Aynca nükleer kapasiteli B28 bombalannı taşıyan 60 adet F104 ile B6I bombalanm taşıyan 60 adet F4 savaş uçakları, hazır güçler arasında tutuluyor. Türkiye ile ABD arasında onak yapımı süren F16 savaş uçakları ise uçaktan uçağa atılan AIM91 füzelerinin yanı sıra, B61 bombalannı da taşıyabilecekler. ' Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü'nün yayımladığı Military Balance adlı dergi, Türkiye'nin dışardan aldığı malzemenin özellikle iç savunmaya yönelik olduğuna dikkal çekiyor. Dergide, nükleer top ve helikopter ahrnlannın modernizasyon uygulamasında başı çektiği vurgulanıyor. Sahibinden komple ev eşyası satılık Tel: 152 34 00/287 (5 hat) Bostancı'da vitray atölyesine eleman 361 61 67 Flamenko gitar dersleri evinizde ALİ FUAT 158 44 22 Sakarya ilinden aldığım 11.2.1982 tarihli ehliyetimi kaybettim. Hükümsüzdür. SELİM A. DERİNGlL TÖRKİYE VAKFLAR BANKASI Nüfus cüzdanımı, SSK kartımı kaybettim. Hükümsüzdür. BUKET SERMET
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle