25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 OCAK 1988 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 İSMAÎL GÜLGEÇ T&YIN DÜNYASENDA y SANAT EDEBİY&T HAYVANLAR Tek Başına Bir Adam\ Isherwood un dilimize çevrilen ilk romanı Bir yalnızhk senfoııisi TeU Baştna Bir AdamJ Christopher Ishervvood / Çevirerv Fatih özgüven / Metis Yaymları / 162 sayfa. AHMET CEMAL lngiliz asılh Amerikah yazar Christopber Ishenvood'un adı, Turkiyedekı geniş okur çevresinde ilk kez Amerikalı yönetmen Bob Fosse'un Cabaret adlı muzikal filmiyle duyulmuştu. Füm, Ishenvood'un 1939'da yayımlanan Berlin'e Elreda (Goodbye lo Berlin) romanının sinemaya uyarlanışıdır. Tek Bapaa Bir Adam (A Single Man) ise ishenvood'un dilimize çevrilen ilk romanı. 1904 yüında îngiltere'de doğan roman ve oyun yazan Christopher V U V tiam Bnuishaw lsnenvood, Cambridge ve Londra ünıversiıelerinde önce tıp, sonra da tarih öğrenimi gördü. Anden'la birlikte 19301933 yıllan arasında Berlın'de kaldı ve dil öğretmenliği yapü. 1937 yılına değin çeşitli Avrupa ulkelerini dolaştı. Bu arada gazetecüik yaptı. 1938'de Çin'e, bir yıl sonra da Amerika Birleşık Devlellen'negitti. 1946'da Amerikan vatandaşlığına geçti. Bir süre Metro GoldvvynMayer şirketi için senaryo yazarhgı yaptı. 1949 yüında ABD Ulusal Sanat ve Edebiyat Kurumuna seçildi. Meditasyon ve Uzakdoğu dınleri uzerinde çalısan bir dernek olan "Vedaala Soriety"ye girdı; A. Hıodey ve daha birkaç kişiyle birlikte Veda'lara ait bir seçki yayımladı. Auden'la birlikte dışavurumcu biçemde üç oyun kaleme alan Ishervvood, yazın çakşmalannda "bir kamera gibi", görüntulerı saptayan, ama onlardan ahlaki sonuçlar çıkarmaksızın yansıtan bir gözlemci kimliğine burünür. Bu yansıtma eylemini zaman zaman güçlü bir mizah yeteneginden de yararlanarak gerçekleştirir. Forsun bir sabah uyanışıyla birlikte, uyanmak olgusu da dahil olmak üzere ("Uyanmak, vanm ve şu anda demekle başlar. Uyanan şey, bir sure gözlerini tavana dikip bakar, sonra bakışlarını kaydınr, ta kı beni tanıyıncaya, buradan da ben benim ve şu anda vanm'ı çıkarsayıncaya kadar..!') uzunca bir kendi kişiliğının bılincine varma süreci başlar. Çeşıtli açılardan bir toplumdışı'dır George; ders vermekte olduğu Amerikan ünıver Isherv/ood, yazın çalışmalarında "bir kamera gibi" görüntüleri saptayan, ama onlardan ahlaki sonuçlar çıkarmaksızın yansıtan bir gözlemci kimliğine bürünür. Ishenvood'un "Tek Başına BirAdam'% "ileri" bir toplumu tüm aksaklıkları ve yapaylıklanyla sorgulayan, bir anlamda bireyin yok edilişini belgeleyen bir roman. ter, Virginia VV'oolf, Freud ve Groddcck'in etkilenni taşıyan Ishenvood'un 1964'te yayımlanan romanı Tek Basına Bir Adam, bazı çizgileriyle, özellikle de her şeyin 1962 kasımında Küba bunalımından bir ay sortratek bir gunde odaklaşmasıyla, Joyce*un Ulysses'inı arumsatır. Romanın başkahramanı Georgesitesinde bir İngOizdir, aile yaşamlanyla öriılü bir toplumun ortasında eşdnseldir. Aynı evi paylaştığı arkadaşı Jim'in bir kazada ölmesinden bu yana ise tek başınahk, George ıçin artık başka türlusunu düşünemeyeceği bir yaşam biçimı olup cıkmıştır. Bir yandan bu tek başınalık konumu, öte yandan zekâsı, George'u "Amerikan diişıfnün ürünu olan bir toplumun parlak sahnesinin kulislerini tum açıklığıyla görebilme konusunda yetenekli kılar. "Her hafta sonu partiler verilir. Ev odevlerini bitinnemiş de olsalar, yeni jelmelerin gidip daos etmelerine, birbirlerijle oynaşmalanna izin verirlcr; çunkü büyüUer ne olursa obun gevşemek. çocuklann gözJerinden uzak kalmak isterier. tki ya da uç saat sonra, kokteyllerden, iri iri kabkabalardan, insanı şaşırtacak kadar açık saçık fıkralardan, erkeklerin birbirierinin kanlannın luçına az buçuk gizlice attıklan çimdiklerden, bifteklerden, meyveli pastadan sonra"; George, tekbaşınalığını ustlenmiştir, seçmiştir ve artık korkusu yoktur. Ama içinde, daha doğrusu sımrlannda yaşadığı toplum, görünuşte eğlencelerine varana değin, tüm kurumlanyla duzene sokutmuş toplum, gerçekte korku içersindedir. "KorklukUnm bBirier mi? Hayır. Ama nuthiş korkartar. Nedir korktuklan? Çevrderrai saran karanlığın içine gidenmlş btr şeyden korkarlar, her an el fenerlerinin yadsınmaz ışığında beliriverecek o şeyin, artık gormezlikten getinemeyecek, bir kulp uydurulamayacak bir şe> olmaaodan korkarlar... Turiıi turhı canavar varken, diyor George, bir zavalh benden korkuyorlar..." "Deri" bir toplumu tüm aksaklıkları ve yapaybklanyla sorgulayan, bir anlamda bireyin yok edilişini belgeleyen Tek Başına Bir Adam, Fatih Özgiiven'ın nefis çevirisiyle daha da değer kazanmış. KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇ AK ! tKiMadıniz dım\ bocm? ZoZ poMM! Hanı Hahrkffloz dur muuum? Hanı, 0yuzdto iaq bacatymo YflYfi'Sımclı biiHrkıdım Neruda'yla tanışmanın öyküsü Ateşll Sabtr I Antonio Skârmeta / Çeviren: Tülin Şenruh /Afa Yaymları /144s. SELÇUK BARAN AttşB Sabır bir bakuna, yazar Antonio Skârmeta Ue Neruda'run taruşmaianmn, dostluklantun öyküsüdur. Yazar, ozamn yerleştiğı Kara Ada'da, ona, mektuplanm taşımaktan başka görevi olmayan genç postacı Mario Jimenez'in kimliğine bürünerek anlatır Neruda'yı. Çoşkulu, büyük yürekli, alabildiğine duygulu, gene de çok şakacı ozanla, tıpkı "Yaaadıgımı İtiraf Ediyorum"daki gibi, O2an olmaktan çok, büyük bir insan olan Neruda'yla bir kez daha karşıla$manın mutluhığunu yaşarsınız. Şili'nin yazgısının acüarım da... Gene de böyle bir ozana sahip olmaktan gururlanan, okuma yazma bile bilmedikleri, yan aç, yan tok gezdikleri topraklarda, ozanlanyla karşılaşınca, ondan şiirlcr dinlemek isteyen köylülerin yaşadığı Şili'ye gıpta eder PtKNİK PİYALE MADRA MUJ64N ABLA v söyleme yöntemleridir (...) Gökyuziı ağlıyor dediğin zaman gerçekte ne demek istersin?" "Şu şiire bak: Burada, adada, deniz, ne çok deniz. Her an kendinden doğuyor. Diyor ki evet, diyor ki hayır, hayır. Evet, diyor maviler içinde, hızlı hızlı. Diyor ki hayır, hayır. Sakin duramıyor hiçbir zaman. Sürekli çarparak bir kayaya, ama başaramayarak onu ınandırmayı, bemm adım deniz diyor. Boylece..." Böylece başım dönmeye başladı. Bir başka evren açılıyordu önumde: Neruda'run şiirlerinin evreni... Kendi şiirlerinin çevirilerinde bulamadığım o evren... Vakit geceyarısını çoktan geçmişti ve yaşadığım dünya değişmiştı. Az sonra M.Jimenez de benim duygulanmı başka biçimde dıle getirecekti: "...Sallanan bir gemidegibi duydum kendimi." "Ne yaptığını biliyor musun Mario? (...) Bir metafor." Ama değen yok, çünkü farkına varmadan yaptım, kendiliğinden oldu." "Kendiliğinden olmayan imge yoktur, oğulcuğum." Daha sonra elıme bir zamanlar tadına varamadığım Neruda çevirilerini aldırn. O başımı dönduren cümleleri, bir fon müziği gibi duyarak okudum Neruda'nın şürlerini. Fon müziğinin eşliğinde, gerçek dillerinde olduklan gibi güzel ve muhteşemdiler. Nenıda'dan çevrümiş şiirler Atesli Sabv'da da var. Böylesine yüce bir erotizm (ayıu erotizm Mario Jimenez'le sevgılisi Beatriz Gonzales'in sevişme sahnelennde de vardı) ancak Tevrat'daki Neşideler Neşidesi'nde ya da tslam öncesi Kâbe muallâkalarında rastlanabilir. Kitaba Ateşli Sabır adı Neruda'run Nobel ödülu'nu aldığı günkü konuşmasında, Rimbaud'ya yaptığı göndermeden ya da Skameta'nın bu kitabı yazmak için beklediği on dört yıldan öturü verilmiş olmalı. Bence kitabın adı Metaforlar olabilirdi. Tüm kitabın, birden çok metafor içerdiği, hatta tek başına bir metafor olduğu duşunulurse... WIC SE.Nl 6£N AV'A Tügufc r 6EM YALMI^Z GİDİYORUM Antonio Skârmeta siniz. "Yafadıgımı İtiraf Ediyorum"u okurken sevmiştim bu koca, koskoca adamı. "PosUcdıgı siirdürracn daha Uginç"der Neruda şiir yazmak isteyen postacı Mario Jimenez'e. "Hiç degiise çok yol yiirür, şişmanlamazsın. Şili'deki nim ozanlar davul gibi." Evet, ona nerdeyse â$ık olmuştum, ama şürlerini okuyamıyordum. Ülkiı Tamer'in, Lorca çevıri leri dışında hıçbir çeviri şüri okuyamamak gibi kottt bir huyura var. Pablo Neruda Ama Neruda (ya da belki Skârmeta, çünkü bilemiyorum, böylesine bir dostlukla her şey kanşünlabilir), bana kendi şiirlerinin çeyirilerini okuyup tat almayı öğretti. Nasıl mı? Metafor'u anlatarak... "Metaforlar diyonım, yavrucuğum." "Oniar da neyin nesi?" "Az çok belirgin bir biçimde açıklamak gerekirse, bunlar, herhangi bir şeyi bir başkasıyla karşılaşurarak HIZLI GAZETECt \ECDET ŞE\ Ayduılığın dar kapılarında Ocole Kattrt Alag&z I Rıfat Ilgaz /Çınar Yaymları/'80 s. REFİK DURBAŞ Ocak Kaün Alagöz, Rıfat ın onuncu şiir kitabı. Kulagınuz Kirçte 1983 yıbnda çıkügına göre, Ocak Katın Alagöz son beş yılın ürünlerini kapsıyor. Buna karşın geniş oylumlu bir kitap degil Ocak Kaün Alagöz. Hepsi hepsi on beş şiir. Ama Rıfat llgaz'm şiir çizgısinde önemlı bir yeri var. önemi de şuradan geliyor: Rıfat IIgaz'ın şimdiye kadar yazdıklarının bir bileşkesi. Varenlikten Kalagımız Kirişte'ye uzanan egnde onun şiirinin birçok temel taşını barındınyor. Şoyle de soylenebılir: Ocak Katın Alagöz, Rıfat llgaz'm hem toplurnsal çelişkileri vurgulamasının hem de yaşarru çevresinde oluşan duyarhkların aktığı iki kanahn bir yerde birleşmesinin göstergesi. Toplumsal olaylar karşısında bir şairin öfkesini dizginleyememesinin şürleri. Kimi yerde yalın söyleyışlere duşse de: "A» nzak göriışlu yetkilUer, / Bıraksanız da büyük soranlan bir yana, / Biraz da ulusunuz için... / Halkmız için konuşsana." "Bir ata ogiidü" de kendisi verse de... Dircncın, kavganın türküsUnü soylese de: "Direnin sonuna kadar!" Ocak Katın Alagöz'ün en "has" şiirleri Rıfat llgaz'm kendi yaşamı çevresinde oluşan duyarhklan işledikleri. Dört Mevsim gibı, Dnrmak Yok, Okutnak Üzerine, Ögünsek mi, SalUnat gibi. "SINIFın ozamyıın mimli, / HABABAM SIMHnın yazan>ım unlu. / Kim ne derse desin, / Çoculdar için yazdım hep." Gerçekten de direnci de, kavgası da çocuklar üzerine hep Ilgaz'ın. ömür boyu iki iş tutmuş: Biri çocukları okutmak, ikincisi yazdıklannı çocuklara okutmak. En yalın görünen şiirinde bile Türkçe sevgisinin öne çıkması "Sev Türkçeni, çocuğum, / Dilini sevenleri se\" deme bilinanden olsa gerek. "Ozanca, insanca, uygarca" da olsa ağlamak yok şiirinde. Karamsarlık da, umutsuziuk da. Güle oynaya geçilmese de aydınlıguı dar kapılanndan. Acılarla içli dıslı olunsa da... Yenilmişlik de yok. "Saltanat" şiin "son sözunn henüz söylememiş'" bir şairin bir anlamda "röiyet"i. Dünya yüzünde yazdıklanndan başka hiçbir maddi varlığı olmayan bir şairin... Altında bir kuru tabut, bütun tacı ve tahtı sözcükler ve sözcükler olan bir şairin... Hüzün, hep Rıfat llgaz'm şiirinin dışında kalmıştır. Ama bu şiirde hüzün egemen. Ve "vskyH" yalnızca oğluna değil, bütün bir topluma, ülkeye, hepimize... Karlı tipili kışlara değil. Yemyeşil bir bahara, bir de sevme, çahşma, duşünme adına. ölü dalgalann unuttugu... Ç İ Z G İ L İ K KÂMİL MASARACl 9 H R M 1 TEMEL VIŞUMI "Ocak Katn Alagöz". Rıfat llgaz'm şimdiye kadar yazdıkJanmn bir bileşkesi "Yareniy<"ten "KulaOımız Kirişte'ye uzanan ej)nde onun şiirinin birçok temel taşını banndınyor YAYIN RAPORU DÜNYA DEĞtŞÎRKEN / Zülfü Livaneli / Can Yaymları / 176 sayfa Zülfü Livaneli "Dünya Değişirken" adım verdiği kitabını uç ana bolüm halinde hazırlamtş. tlk bölümde Livaneli'nin Yaşar Kemal'le birlikte katıldığı Kırgızistan'da yapılan ve dünyamn tanınmış y^zar ve sanatçılannın katıldığı "Isık Göl Forumu" Ustüne. "Dunya 21. yüzyıla girerken, dunyamızın geleceğı hakkında acaba yazarlar ve sanatçılar ne düşünuyor?" sorusunu yanıtlamayı amaçlayan toplantı hakkındaki ızlenimlerini aktarmış Livaneli. 2. bölum "Devrimsiz Devrimciler" başhğmı taşıyor. 3. bölüm ise "Dönemeyenler" adını taşıyor ve Ulusoy ailesinın öykusu çerçevesinde yurtdışına gidip de dönemeyenlerin sorunlannı, özlemlerini, anlatıyor. da 1950'Ierden gunümüze kadar gelen Türk resmini dönemleri, eğilimleri, diğer sanat dallarındaki etkileşimleriyle verıyor. Kitapta yer alan değerlendirmeler, her biri kendi dalında uzman olan Filiz Ali, Ayşe Şasa, î'rof. Cevdet Çapan, Hilrni Yavuz, Ece Ayhan ve Sungu Çapan'a ait. Kitapta yirmi beşi renkli, ellisi siyah beyaz olmak üzere çeşitii dönemlerin ve eğilimlerin özelliklerini açığa çıkaran resimler yer alıyor. Bu resımler, Bedrı Rahmi Eyılboğlu, Adnan Çoker, Kuzgun Acar, Sabri Berkel, Omer Uluç, Sarkis, Nuri lyem, Burhan Uygur, Gülsüm Karamustafa, Balkan Naci İslimyeli, Neşat Gunal gibi unlu ressamlarımızın. lıklar altında toplanmış edebiyatçıları ve onlara ait değerlendirmelen bir düzen içinde okura sunmayı arkaçlıyor. AĞAÇ YAŞKEN EĞİLtR KEMAL GÖKHAN ÇAĞDAŞ RUS ŞİİRÎ ANTOLOJİSİ / Ataol Behramoğlu / Adam Yaymları / 1. hamur / 250 sayfa Behramoğlu antolojideki şiirlerin tamamını kendisi çevirmiş. Kitabına yazdığı önsözde Behramoğlu "Burada kullandığımız 'Çağdaş Rus Şüri' deyimi, Rus şiirinin geçen yuzyıl sonlarından 1917 Devrimine kadar ki dönemiyle, devrim yıllanndan gunumuze kadar uzanan Sovyet Rus şüri dönemını kapsıyor. Sovyet edebiyat araştırmacılarınca, '20. jüzyıl Rus edebiyatı' deyimiyle, geçen yüzyıl sonlanndan 1920'İere kadar uzanan bir dönemin edebiyatı nitelenmektedir. 'Çağdaş Rus Şiıri' deyiminın, gerek 'Rus şüri' gerek 'Sovyet Rus şiıri' olarak, sadece Rus şiirini kapsadığı; Sovyetler Bırliği'ni oluşturan öteki cumhuriyetlerin ve halklann şiirlerinin bu kavramın sımrlannın dışında kaldığını da belirtmek gerek" diyor. Behramoğlu, "Çağdaş Rus Şüri Antolojisi"nde Ahmatova, Pasternak, Mandelştam, Tsvetayeva, Mayakovski ve Yesenin gjbi ustalarla birlikte Yevtuşenko, Voznesenski gibi daha genç temsilcilerin ürunlerıne de yer vererek tanıtmayı amaçhyor. SÜREKLÎ BtR ÎLKBAHAR / Nurer Uğurlu / Broy Yaymları / 176 sayfa . Nurer Uğurlu "Sürekli Bir llkbahar" sözlerini Aragon'un bir yazısından ahnış ve Shakespeare'e ait. Shakespeare'in "Bir Sürekli tlkbahar" sözlerinin dönüşmüş bir halde kitabına ad olmasıra Uğurlu "Benim için önemli olan ilkbahann sürekli olmasıdır. Çünkü ilkbahar, sevmek, sevilmek denen o güzel insancıl duygudur" diyor. Uğurlu'nun kitabı bu duygusal duşuncelerin yaşanmışhğıru sergüeyen bir denemeler toplamı. Kitapta, Aragon, Nazım, Neruda, Mayakovskı, Yahya Kemal, Fuzuli ve Karacaoğlan gibi şiir ustalarmın yaşamalan, aşk anlayışlan. dunya göruşleri ve felsefeleri roman havası kurgusu içinde yansıtılıyor. 20. YÜZYJL~füRK EDEBİYAT1 / Mahir Ünlü ömer özcan / tnkılap Kitabevi / Büyük boy / 344 sayfa Mahir Ünlü ve ömer özcan daha önce, bugüne değiıı liselerimizde de okutulan "Türk Dili ve Edebiyatı1, 2, 3" adlı ders kitaplannı hazırlaıruşlardı. özcan ve Ünlü bu kez orta ve yüksek öğrenimdeki gençlerin yararlanabileceği tamamı 3 kitap olan "20. Yüzyıl Edebıyatı"nı yayıma hazırlamışlar. Elimizdeki 1. cilt, 19001923 dönemini kapsıyor. 20. yuzyıl başlannda genel durumun bir panoramasını vererek başlayan kitap, belli baş TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKA\ 14 Ocak 19S?'PE BU6UK1, UNLU AME&IKALI SlNE/LAA OYUMCUSU HUMPHP£Y BOGflGT, KAfJSEeOEfJ OLDU. 19SO 'LAR.PA SİMBMADA ÇAUŞKAAYA BAÇLAYAN BOGAeT ''r4ŞMf/V7/f OISMAN "(rt/£ pereiF/EP Foeesr') F/LMIYLE DIIOCATI ÇEKM'ŞTI. SERT BEIceK TıPıYLE K/SA SuREDE GANGSTEIZ fZOLLE£.<NIN BAÇTA GEtEM OYUMCUSU OLAM SOGAZT'tN BAŞARfStK'A , AYNI D>E GOZUUSN TAMES CA6MEY, GECS.GE /SAFT GlBİ AKTÖ£.L£fZ £ LAMCA " DAKJ RICK BOGART, "Af=Rt)C4 K/eAL>ÇE£/ " (THE E } FtM GOLU CYUU, EM CLJ SINEMANIN SERT ERKEĞ//. CUMHURtYET KİTAP KULÜBÜ^NDEN HABERLER AY1N EN ÇOK SATAN K1TAPLARI ŞttR 15.12.1987.12.1.1988 Sn 3 4 6 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet 14 Ocak 1938 sırma ışlemeli sofra takıını ıkınal edılıniştir. Bıından başka buyük bir masa ortiısıı ile gene sırma işleınelı peçete takımları ve uzun eteklikler de vardır. lşlenen sofra ınodellerı ıniızeden alınınışiır. Bıınlür uç dori yüz sene evvelki Turk eserU'rinin nuınunelerine uygundıır. 19381988 TÜRK RESMİNDE YENİ DÖNEM / Sezer Tansuğ / Remzi Kitabevi / Buyük boy / 1. hamur / 146 sayfa Sezer Tansuğ, özellikle resim ve sanat tarihiyle ilgili deneme ve ıncelemeleriyle tanıruyor. Tansuğ, "Turk Resmınde Yeni Donem" adlı yapıtın 2 5 7 1 8 9 10 152.410 004.049 022.273 299.007 032 023 002 028 152.375 032.077 152.026 002.241 K* KJtataı Mı/Yazan Bu Memleket Bızım/Nazım Hıkmet Şafak Türkusu/Nevzat Çeltk İlk Şiirter/N Hikmet Reşo Talan İklımi/Yılmaz Odabaşı Rubaıler/N Hikmet Şıirier/Ataol Behramoflhi Kuvayı Mıllıye/N Hikmet Kızıma Mektuplar/Ataol Behramojlu Kızıhrmak/Hasan Huseyin Çağdaş Turk $ıır Antoto|isı/Haz Memet Fuat Flyatı 1800.126010508006002300210075011004000 Atatürkün Mısır Kralına hediyeleri ekspresile Kahıreye harekei edeceği haber verilmektedir. Dığer laraftan şehnnnzde bulunan bazı Mısırlı Prenses ve Prensler de bu rnuhleşenı duğünde hazır bulunmak uzere Kahireye gıdeceklerdir. Mısır Kralı Majeste Farukun Prens Abbas Halim ızdivaa dolaytsile Atatürkün hediyelerint goturıneğe memur tarafından Beyoğlu Kız Sanai mekiebıne sipariş edilen ıkı edılen Bolu mebusu Cevad bın lira değerindeki altın Abbasın bugün Toros
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle