19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 HAVA DURUMU TÜRKİYE'DE BUGÜN 3 2° Mamsa 4° 1° K Maraş f 3 ° Meran 8° 12° Mugb 3°3° Mu? 4° 1°l*fl* 5" 2°0rttu 0°4° Fte 0° 3° Samsun 6° 0°S»rt 4° 2O&D0P 10° 3°Snas 9° 15°TekinlaQ 2°3°TratHnn 3° ?>lıncel 4° r>uşak 2°2° Van 1° 5° ZonguMak B B 8 B K K K K K K K K S K K 8° 1° 8° 3" 13° 6° 10° 1° 1° 5° 4» 2° 5° 3° 4° 2° 4°1° 4° 2° 2°3° 4° 1° 5° 3° • ° 5° 1 4° 2° B 14° 4° Oıyartakır B 6° 3°Edırtw B 6° 1° Erancan ı Genel Mudürtüjü'nden ahj S 3° 4° Erzurum u Mloelerımız p M tıan bütnc göre, bütun M o e e ıan par r ^~Xf K 8° 13° Estaşehır çalıyeryerçokbulullu.Kafaderiz. I ç A n çalıyeryerçokbululluKafaderiz IçAna a ^ ' ^ K 2° 3° Gaaantep B 12" «"Gıresun dph Mlgeten ile DoQu Anadolu BOgesf 6 14° S°GumuşhaneK nh kuzey ve doju lesmleri yer ycr kar yaK 4° 2°Hakkan felı. Marmara üe yuriun bafitesımlefisaB 10° î° Isparta bah saaBerinde yer yer yoğun oımak ÜZBS 4°1° Istanbul re sıslı geçecek HAA SICAKLIĞI Bıraz S 3° 0°tnmr B aalacaic RÛZGÂR. Kuzey ytatenfcn hafif. K 0°4° Kars arasua orta kuvvene yurduı kuzey kesimK r>5° Kasöraonu BiMs tniHto zaman 23/ndn kuvwtli olank es©K Bolu K f f Kaperi «tc. Denctertte rtcgir yıldız ve poyrazdan Burea S 5° 35. Karadenız'de zaman zaman 6 leuvve cak Van gotünde hava cok buluilu ve kar ya^şh geçecek. Rtagâr kuOıakkaie *B 4° tinde saatte 1021. Karadenizde zaman za zey yönlerden orta kuvvette esecek Gol kuçuk dalgalı olacak. Göruş ÇOfum K 3°1° Kütâhya man 28 denız mıjı hızla esecek OENIZ uzaklığı 10 km. ya^tş anında 13 km. dolaymda butunacak < Oenıd B 7> K Mutedıl dalgalt, göruş uzaklığı *D <m. yaJış ve sıs anında 1 km'nm altırala buluna A açrf> B buuOu k «an S w < HABERLERİN DEVAMI DUNYA'DA BUGÜN Amsterclam Amman Atina Bajdat Y 6 B B V 14° 12° 15" 15° 9° Lenıngrad s «° V 8° Londra Y 11° Madnd IMano Moıtteal B I f Moskova K 0» B 6° Munh NmYorfc K 3° K 1° Oslo Pans K e° Prag S 2° Rıyad A 18° Roma ¥ 13° S 5° Sofya y 150 Şam A 16° Tel *nv Hjnus B 14° Varşma S 5° B 8° Vened* Viyana ¥ 5° W WastungtonB Zunh S 14 OCAK 1988 Barcetona MUSTAFA EKMEKd ANKARA N0TLAR1 o°«° 2°2° 4° 1° Basel Betgıat Berin Bonn Bruksel Budapeşte Cenevre Cszayır Gdde Dubayı y Fkf Frankfurt Gıme Kafore Kopeı.'ıag KOn Leftoşı Kahln. Y 11° A 17° A 15° B 5" B 16° K 4° B 18° Y 6° B 7° B 15° NikaraguaUa Köy Enstitüleri... Haydar Kutlu'y\a Nihat Sargın, Ankara Emniyeti'nde sorgulandıkları on dokuz gün içinde, her akşam doktordan rapor alınmış. Doktor, raporu vermiş: Sağhklan iyidir; yaraian, bemleh yokl Bununla, Işkence mişkence yok, devam! mı demek istemişler?.. On dokuz gün bu, dile kolay! Bu on dokuz gün içinde, gözler bağlı; gozler, çok az aralıklarla açılıyor; biri, videoya çekılirlerken, ötekiler de yemek yerken. Yemek sırasında, önlerindeki yemeği görsünler diye şöyle bir kaldırıp baktırmışlar. Gözleri bağlı sorgu yapmaya, "beyaz ışkence" diyorlar. Hiçbir yerde bir iz kalmıyor. Adam sapasağlam. Filistin askılarından, fışkırtılan soğuk sulardan da bir iz yok zaten. Elektrik işkencesinden ne kalır ki? Gözleri bağlı sorgulama ışkence mi değii :ni diye tartışıyor çok kisi. Savunmanlar arasında bile tartışanlar var bunu... Canm, gözlen bağlı sorgu yapmak da işkance saytlmaz arbk. Başka bir sey yapılmtyorsa... Oysa gerçekte işkencenin büyüğü gozler bağlanarak yapılıyor. Gözler bağlı sorgu yapılırken metalik bir ses de yayılıyor sorgu odasına, "mmmmmm" diye bir ses. Bu ses, sorgulananın dış dünyasındaki sesleri gizliyor; örneğin, dışarıdan geçen arabanın gürültüsünü duymaz oluyor Dış dunya ile bağı kopuyor. Çevreye karşı duyahılığı yitiyor. Gözler de bağlı olduğu için nerede olduğunu, saatin kaç olduğunu bilmiyor, bijemiyor. Böyle, sorgu odasına yayılan "mmmmmm" biçimindeki sese, İngilizler "white noise" (beyaz ses) diyorlar. Bu biçim bir sorgulama 2030 gün sürerse, sorgulananın kişiliği de zayıfsa, kişi kimliğıni unutmaya başlıyor. Böyle sorgularda çıldıranlar da oluyor. Bir başkası da, uyutmama. sürekli olarak uyandırma; işkenceciler bunu da ıyı biliyorlar. Uykuya dalmış bir kişiyi yarım saatte bir uyandırırsamz, ona iz bırakmayan en büyük ışkencelerden birini yapmışolursunuz Psikanalistlerin belirttiklerine göre, ılk yarım saatlik derin uyku sonunda oluyor ne oluyorsa. Düş de o sırada görülüyor. işte bu aralarda uyandırmalar işkencenin en büyüğü oluyor. Bunları işkencecilere yol göstermek için yazmadım! Yalnız, Haydar Kutlu da, Nihat Sargın da, günlerce uyutulmadıklannı anlatmışlardı savunmanlarına... Kendi ayağıyla gelmiş kişilere, bu davranış biçimi ışkence olduğu gibi, insanları yurtdışında, yurt özlemiyle yakıp kavurmak da bir başka çeşit işkencedir. Demir Oz/ü'nün babası Öldü. Turkiye'de. Gelemedi ölüsüne. Aydın Engin'ın babası öldü, katılamadı cenaze törenine. Oya Saydar'la, Aydın Engin'le yıllarca bir gazetede, "Vbf>/ Ortam"da çalıştık Çocukları Ekim Turkiye'de doğmuştu. Şimdi sekizini bitirdi. Geçenlerde Ekim'in anneannesı Behice Hanım Ankara'ya gelmişti. Telefonla aradı, konuştuk: Ençok EUm için uzülüyoruml dedi. Çocuk, "Bir kere göroylm TOrkiy&yi no otur ann&annel" diyormuş. Peki, bu sekiz yaşındakı Ekim'in suçu ne ki, yurt özlemi içinde yaşatılıyor? Oya'nın da, Aydının da anneleri yetmişlerini aşmış kadınlar. Onlar da, bir yandan dışarıdaki çocuklarının, torunlarının özlemini çekerken, bir yandan da Turkiye'de "sürünmeye" terk edilmişler. Oya da, Aydın da birer gazeteci yazardılar. Birlikte çalıştık yıllarca. 12 Eylül olunca yurtdışına gittiler. Gitmeseler miydi? Işkence de görseler, kalsalar mıydı? Bunu okurlara bırakıyorum. Turgut Bey, "Aysel'i kurtardık!" diye gösteri yapıyor. Ekim ne oiacak? Böyle işkencelere, Avrupa Konseyi'nde imza atmak yetmez. Bunun için, önce kişi onuruna saygı duymak gerekir. Bakınız, 12 Eylül'ün üzerinden sekiz yıl gecti, hiç Köy Enstitüleri'nden söz eden yetkili, yonetici gordünüz mü? Her şeyin başı eğitimdi oysa, insanlara kişilik veren, kişiliği koruyan eğitim. Bu, Köy Enstitüleri'nde vardı. Köy Enstitüleri dünyanın birçok ülkesinde uygulandı; kimi bizden aldı; örneğin Tayland aldı. Raufinan, bir gezisinde iran'daki uygulamayı gördü; belli ki iran'a Amerikalılar önermişlerdi. überya'da vardı. Rauf inan bir konuşmamızda şöyle dedi: Bizim çoğu aydınlanmızda bir vurdumduymazlık vardır. Bu vurdumduymazlık, bir kadınlarımızda, bir de Köy Enstrtülülerde yoktur. Yıllardır K&y Enstrtülülenn basına gelenler pişmiş tavuğun basına gelmedi. Ama hiçbiri karşılaştıklanndan yılmadılar Tepkilehni her zaman gösterdiler. Bu, onlann gördukleh, kişilik eğitiminin sonucudur... Stuttgart'ta görüp tamdığım, Dil Doktoru Mustafa Sans'tan mektup aldım. "Sevgili şpvgi ustası Mustafa Ekmekçi" diye başlamış, şöyle diyor özetle: "Yüreğim yanık. Yürekler yanık. Sargm'la Kutlu'nun hâli, siyasal duşuncelehnden dolayı ışkence görüp çağ atlatılmamalan yalnız yurekleri sızlatmıyor, kafatası attmdakı esenlik bahçeterini caytr cayır yakryori.. SHP zam toplantıları yapıyoımuş. Sayın inönü zam toplantıları yerine, iskenceye karşı bir yürüyuş başlatmalı! Banş, ışkence ve özgüriukler zamdan ve ekonomiden daha önemli Özgür kafalar zamma ve ekonomiye çareler bulabilir; işkence korkusu içinde yaşayan bir topium çağ değii, ip bile atiayamaz. Sayın Baykal, Sayın Topuz, Sayın Anadol, Sayın Baştürk gibi dosttar ne yapıyorlar? Neden Mecliste komisyon yok. 'Mustafa Kemal Türkiyesinde işkence yoktur' djvemiyorsak, Sayın Cumhurbaşkanı Evren ve Sayın Başbakan Turgut Özal, olaylan niçin yerinde izlemiyoriar? Muhalefet nerede? Demeçle demokrasi yürütülemez. Bilmem yanılıyor muyum? işkence yapanlar sünesiz cınayet isleyenlerdir... Nasılsınız? Bir kuyrukluyıldız gibi gelıp gidiverdiniz. Yanaklarından öptürdüğün amcayı niye yemeğe getirmedin?' diye cocuklardan vehanımdan epeyi kötü not aldım. Gelecek sefer yüzde yüz misafirimizsiniz. Araştırmalar nedeniyle bütün aralık ayını çeşitlı ulkelerde geçirdim. Tıbet, Moğolistan, Çin VB Nikaragua'da Almanlann eğitimsel çaiışmalarına danışmanlık yaptım. Nikaragua, Köy Enstitulehmize benzer bir uygulama içinde. Vfen/ yılın, yeni yılınız kutlu olsun. Savaş yıllannı banş yıllan yapmaya çalışan bütün gazetecilerin yeni yılı kutlu olsun..." UĞUK MUMCU GOZLEM (Baştarafı 1. Sayfada) Konu, gazelemizde ortaya atıldıktan sonra SHP Balıkesir Miltetvekili Ûnder Kırlı ve DYP Hatay Milletvekıli Murat Sökmenoğlu, Meclis Başkanlığı'na iki ayn önerge vererek konuya ilişkin somut sorular sormuşlardı. Kıriı'nın "Sc/ıuca" ve "Sa^oguard" şirketlerinden alınan zırtilı araç ve gereçler ile ilgili sorulan on dört noktada toplanmıştı. Bu on dört sorunun herbiri somut bilgi ve belgeler içermekteydi. DYP Hatay Milletvekili Murat Sökmenoğlu'nun yazılı soru önergesi, Sovyetler Birltği Büyükelçiliği'nin Ankara'daki lojman inşaatı ile ilgiliydi. Sökmenoğlu, lojman ihale bedelinin iki milyon isviçre Frankı'ndan 7 milyon 250 bin İsviçre Frankı'na çıkartılıp çıkartılmadığını soruyordu. önergede, ihaleyi alan şirket ile Dışişleri Bakanlığı İdari İşler Başkanlığı'nın herhangi bir ilişkisinin olup olmadığı da sorulmak.taydı. ; Bakan Vuralhan'ın bu sorulara açtk ve seçik yanrtlar ver: mesi gerekmekteydi. Yeni bakan tam tersi bir yol izledi. "Ermeni teröristlere yol göstermek" gibi çok ucuz bir demagojiye başvurdu. Bununla da yetinmedi. Basına gözdağı da vermeye kalkıştı. Belgelerin basına ulaşmasını "suç" olarak gordüğünu söyiedi, bir adım daha atarak "ihanef sozcüğünü de kullandı. Bakanın bu konuşması "yalan haber yasası" diye adlandırılan yeni düzenlemenin niçin getirildiğini de yeterince ortaya koydu. Işin daha da ikjinç yanı, Bakan Vuralhan'ın konuşma metninde "bakan" olarak konuştuğunun belli olmasına karşın Meclis Başkan Vekilinin kendisine "milletvekili" olarak söz vermesiydi. Bu yüzden, muhalefet gruplarına Vuralhan'ın konuşmasını yanıtlamak için söz hakkı verilmeyecekti. Gerçekten de böyle oldu. Vuralhan, hiçbir soruya yanıt vermediği gibi muhalefet partilerini de "Ermeni teröristiere yol göstermek" ile suçladı. Seçim kampanyalan sırasında Ankara Oteli'nin 1006 numaralı odasında kalan eski Riyad Büyükelçisi Vuralhan, oteldeki harcamalarının Suudi Arabistan'da işleri olan "Soyak İnşaat Grubuna bağlı Trakya Döküm" adlı şirketçe niçin karşılandığı yolundaki yayınları da yanıtladı. Vuralhan, bu yardımları yapan "değerli kişiler"e teşekkür ettikten sonra muhalefet partilerinin de "harcadıklan milyarlann tek tek kaynaklannı mertçe açıklamalarını" istedi. SHP ve DYP sözcüleri, Bakan Vuralhan'ın bu sözlerini yanıtlamak istediler. ANAP'lı Başkan Vekili, içtüzüğün 70'inci maddesini çiğneyerek, muhalefete söz hakkı vermedi. Bu konuda izlenmesi gereken yol neydi? Yol, bu sorulara açık ve net yanıtlar vermekti. Yol yine, gerekirse, "gizli oturum" yapmak ve bu somut sorulan böyle bir oturumda yanıtlamak olmalıydı. Milıelin vekillerinden saklanacak hiçbir konunun olmaması gerekirdi. Bu konular, TBMM'de görüşülmeyecek de nerede görüşülecektir? Basın, bu konuları ele almayacak da ülke sorunlan konusunda "papatya falı" mı açacaktı? Peki, bundan sonra ne yapılabilir? Bakan Vuralhan ve ANAP, eğer verilecek bir soruşturma önergesine "Evet, bu konunun araştınlmasını ve soruşturulmasını bizler de istiyoruz" derlerse, doğan bu bunalımın çözümü koiaytaşır. Yoksa, bunalım, Bakan Vuralhan'ın boyunu hemen aşar. Konunun elden geldiğince, "öncelik ve ivedilikle" sonuçlandınlması gerekir. Yoksa, Vuralhan'ın böylesine duyarlı bir bakanlıkta bakanlık yapması gün gectikçe güçleşir. Bu konunun Mediste araştınlması ve soruşturulmasınin önleneceği anlaşılmıştır. : O zaman söz ve yetki Sayın Cumhurbaşkanı'nındır. Cumhurbaşkanı emrindeki "Devtet Denetleme Kurulu"nun olaya el koymasını sağlayabilir. Yoksa, olay, çok kısa sürede, devletin duyarlı kurum ve .kişilerini de kapsayacak bir derin bunalım halini alır. Vuralhan'ın basına verdiği gözdağını da kısaca yanıtlamak isteriz. Bu gibi "aba altı sopalan" bizleri tuttuğumuz yoldan bugüne dek hiç döndürmedi. Bir degil, bin Vuralhan da gel.se, bizler, doğru bildiğimiz yolda yürürüz. Demokrasi budur beyler. Biraz zaman alacak, ama alışacaksınızl AÇIKLAMA: . 11 ocak günü bu köşede yer alan yazıda üç uyuşturucu mad de kaçakçısının isviçre'deki banka hesaplannda adlarına rastlananlaf ile ilgili sorular sormuştuk. Bu sorularla ilgili ilk yanıt "ENKA"dan gelmişti. Bu yanıtı hemen yayımladık. ikinci yanıt, Yuksel İnşaat A.Ş. sahiplerinden Sayın Yılmaz Sazak'tan geldi. Sayın Sazak, mektubunda, 1 ocak günü beni telefonla aradığını, ancak bulamadığını kaydettikten sonra, "10.000dolar havalesinin doğru" olduğu. yurtdışında okuyan cocuklara gönderilmek üzere Turkiye'de eski ortağının bir arkadaşına Türk parası odediğini yazıyor. Sazak, 1980 yılında teröristlerce öldürülen kardeşi Gün Sazak'ın 1978 yılında lenf kanseri olduğunu, birlikte ingiltere'ye gittiklerini, gerekli ameliyat parasını ortak iş yaptıkları Avusturyalı bir işadamından aldıklarını, bu paranın Barclays Bank'ta açılan bir hesaba yatırıldığını belirtiyor. 1984 yılında kendisinin de Londra'da bir ameliyat geçirdiğini anlatan Sazak, ameliyat parası için eski ortağına Türk parası ödediğini, paranın bu para olabileceğini yazıyor. Sayın Sazak'a, konuya getirdiği bu açıklık nedeniyle teşekkür ediyorum. 2 Anadolu Bankası'nın "riskleri 500 milyon lira"nm üzerindeki l"donuk krediler" ile ilgili yazımızda adı geçjn Süzer Holding'in sahibi Mustafa Süzer telefon ile arayarak, "bankaya donuk kredi 'borcu" olmadığını söyledi. • Banka kayıtlarında "riskleri 500 milyon üstunde bulunan firma' lann isimleri" listesinde Süzer Dış Ticaret A.Ş.'nin "H.Ger.Mek" bu karşısındaki rakam 3.616.533.000 liradır. Bu nedenle konu, banka ile Sayın Suzer arasındadır. Sayın Süzer'e bu açıklaması nedeniyle teşekkür ederim. SHP İçel'de 'depolandı' MERSİN (Cumhuriyet) SHP Parti Meclisi'nin, İçel İl örgütüne yönelik karanndan sonra başlayan gelişmeler süriiyor. Parti meclisinin eski yönetimi göreve döndürme karanna karşıhk, olağanüstü genel kurul kararı alan yönetım kurulu dün de parti binasıru boşaltarak eşyalan bir depoya kilitledi. Parti meclisinin karanndan sonra Sağlar yanlısı Ali Osman Cihan başkanlığındaki yönetim kurulu olağanüstü toplanarak 30 ocak günü "otaganüstü kongrt" yapılmasım kararlaştı rdı. Binarun tümüyle boşaltıldığım gören bazı partililer, bu durumu eleştirerek "Pariiyi teslim etmemek için kaçınyoriar. Her carrye başvuruyorlar" diye yorumladılar. Parti binasının boşaltılması ile ilgili olarak herhangi bir yorum yapmaktan kaçınan Ahmel Şevki Cöklercnt, "Göreve başlamamız hakkında genel merkezden yazi)i aldıktan sonra aktif bir tavır kovacağız. Tüm eşyalarla tabeianın bir depoya kilitlendigini ogrendik. Önce gerekli yazıyı alalım, sonra eşyalan bulup cıkartınz" dedi. Devtet Bakanı Mehmet Yazar, dun de Anakent Belediye Başkanı Bedrsttin Dalan'ı ziyaret ettj. Başkan Dalan'ı eski Kayseri Beledrye BaşkanlanmJan Osman Kavuncu'ya benzeten Yazar, "Sayın Dalan da Osman Kavuncu gibi bilhassa istimlak faaliyetleri ile beled'ıyeciikte bir semtol oldu" dedi. Başkan Dalan da Mehmet Yazar'la iş yaşamtnda tanı$öjını ve Yazar'ın Ankara'da bir pompa fabrikası bulunduğunu belirterek, "Benim de esktden bir tetett makmesi fabrikam vardı, ben politikaya atılınca onu satmak zorunda kaldım, inşallah Sayın Yazar satmaz" dedi. Dalan, belediye başkarlığından önce, en çok parayı Kayserililerden kazandıjjını belirterek, "Kayseri'ye ipl*. halı ve teksil makinesi satardım, Kayserililer söytenilenin aksine çok namuslu tüccariardır" dedi. Yazar1 m bakanlık görevinin çok güç olacağını da belirten Dalan, "Basınla Hişkiter epey zordur. Basın görevini yaparken, iyilen belirtrken, daha çok kötulen belirtiyor, bizi daha diri ve ayakta tutmak için, ama sizin yumuşak tavnnızla başanlı olacaOtmza inanıyorum" diye konuştu. Dalan: En çok parayı Kayserililerden kazandım Dışişleri Sözcüsü Batu'nun açıklaması Hükümete (Baftara/ı 1. Sayfada) Başbakan Özal'ın tasan ile getirilen iki Başbakan Yardımcılığı'ndan birini kongreye kadar boş tutmiyı yeğlediği belirtildi. ANAP üst duzey yöneticileri, ikinci Özal hükümetinde yer almasına Cumhurbaşkanlığı tarafından karşı çıkılan ANAP Genel Başkan Başyardımcısı.Mehmet Keçeciler'e kongre sonrası bakanlık yolu açılacağım ifade ediyorlar. özal'ın düşünüldüğü ifade ediliyor. Yusuf Bozkurı Özal, ekonomik işlerden sorumlu diğer Başbakan Yardımcılığı'na da Mehmet Kcceciler'in geıirilmesine "büyük olasılık" gözüyle bakılıyor. CUNEYT ARCAYUREK yazıyor (Baştarafı 1. Sayfada) rü bir gerekçeyte bakanlıktan alındığı öne sürülen Yavuztürk'ün, Gazi Çiftliği Orduevi'nde Vuralhan'ın verdiği veda yemeğinde yaptığı konuşma anımsanıyor. İnce dokundurmayla Yavuztürk, "Tam konuşmayı öğreniyordum ki bakanlıktan alındım" diyor. Görev değişiminde anlamlı bir vurgulama yaptığı söyleniyor: "Yeni bakanımızın da benim gibi bakanlıktan ayrılmasını dilerim". Bu konuşmaların yapıldığı sırada tüm basına Vuralhan'la ilgili belgeli olaylar, Uğur Mumcu'nun köşesinden yaygınlaşıyordu. Başkan Halim Aras, Vuralhan'ı, ganpsenen bir tutumla milletvekili sıfatıyla çağırıyor. Bir dalgalanma. Basın. acaba "beklenen son" daha önce mı geldi gibi duraksamalar geçiriyor Yok, hayır. Bu da tıpkı Vuralhan'a dün gündem dışı konuşmayı salık vererek olayın daha alevlenmesine yol açan iktıdar büyüklerinin akılları sıra son parlamento taktiği. Vuralhan bakan olarak kürsüye çıksa, muhalefete söz hakkı dogacak Oysa Halim Aras üstün bir beceriyle Vuralhan'ın muhalefete de yönelttiği suçlamaları cevaplamak ıçın her iki partiye söz hakkı tanımıyor. Çünkü bu aşamada Vuralhan'ın tek yanlı suçlamaları yanrtsız kalmalı, istenir görünüp aslında özenle dışlanmak istenen muhalefet sesi boğulmalı. Duyarlı bir konuda işte tüzüksel b u tür oyunlar tezgâhianıyor. Suçlamalaria uzak yakın ilgisi olmayan, aslında incir çekirdeğini doldurmayacak içerikli bir konuşmayı Vuralhan kürsüde "kıraat etmeye" başlıyor. Basit, basit olduğu kadar sınırı aşan başka tür suçlamalaria dolu bir konuşma. Güya gözleri. akılları. hakkındakı belgeleri başka yöne çekecek bir davranış. Ortada olanlar. bir gazetenın yaratmaya çalıştığı çalkantılarsa. Cumhurbaşkanı, Mumcu'yu çağırıp belgelerin dosyasını niçin istiyor? Vuralhan'ın mantığı doğruysa, Çankayada amaçlı birçalkantının ıçıne mi giriyor? Duyguları kışkırtmaya çalışan sacmasapan saldırılar... Nedense hiç gereği yokken Vuralhan, muhalefeti, kurşun geçiren zırhlı araç ve gereçlerin üzerine eğildi diye Ermeni teröristiere yardımcı olmakla suçluyor ve tabii sıra kapaklarının şiddetli gürültüleri sararmış benizli Vuralhan'ın başında patlıyor. Oysa vıcdanımı tanık gosterıyorum, ağustos ayından beri Mumcu, teröristlerin kursun geçiren gereçler, araçlar alındığını öğrenıp harekete geçmemesi için yazılarına ayrı bir özenle eğiliyordu. Yazıyor, ılgilileri sözlü uyarılarla gerçeğin üzerine eğilmeye çalışıyordu. Çıkıp ne demesi gerekirdi Vuralhan'ın? Bu denli duyarlı hale gelen kamuoyu karşısında istifa ettığini, soruşturma açılması istediğini söylemeliydi. Yapabilseydi, "ellehnde ne gibi belge ve bilgiler varsa bunları usulü dairesinde ılgililere ibraz etmesini" herkesten istemek hakkına sahip olabilirdi. Soruşturma istemeyen bir insan, elinde bir müfteri, bir hıyanet sözcüğü: soruna çare olabilecek tek bilgı, tek savunu belgesi olmadan "bir avuç laf kalabalığı" ile hedef saptırmaya yöneliyor. Oysa, "bir yerlerde" olayın üstüne eğılenler var. Ötelerde yükseklerde Çankaya'ya bağlı Devlet Denetleme Kurulu'nun soruna eğilmesine yatkın eğüimler belirıyor Hatta bu eğilimler saat başı olası olmaktan çıkıyor. Erdal inönü basın toplarrtısında. hakktndaki suçlamalan cevaplayacağı yerde muhalefete saldırmayı beceri sayan bir bakana söyleyecek söz bulamadığını. acz duyduğunu vurguluyordu. Muhalefetin seçimde harcadıklan paraların kaynaklarını mertçe açıklamasını isteyen Vuralhan'ın bu tutumunu belki de aklınıza gelecek atasözleriyle anımsatmamak kibarlığını gosteriyordu. Koridor dalgalı Başbakan yukarıda odasında. Gidişe ve görünüşe bakarak Vuralhan'ın ıstifasını ısteyecek mi. yoksa sonuna kadar savunma yolunu mu yeğleyecek? Ya da Vuralhan siyasal görgü gereği bunca kargaşaya hükümeti bulaştırmaktan kaçınacak mı, bütün bakanların rahatsızlık duyduğu bu gıdişi önlemek için çekılme özverisinde bulunacak mı? Yoksa bütün bu gelışmelere karşın yarın öbürgün Semra Hanım, Bayan Vuralhan'ı yanına alıp bir yerlerde yine görünecek mi?. Kesin olan şu: Koşk. Devlet Denetleme Kuruluna görev verırse, Vuralhan cumhuriyet tarıhınde koltuktan "en kısa sürede ayrılma mazhariyetine erişen" tek bakan olacak. Rekorlar kitabına layık bir son değil mi? 'Fransa ile Kıbrısiçin görüş ayrılığı azahyor' ANKARA (AA) Kıbrıs konusunda Turkıye ile Fransa arasında görüş aynhğmın daralma sürecine girdiği bildirildi. Kıbrıs konusunda Türkiye ile Fransa arasındaki göruş ayrılığının yeni olmadığını söyleyen Dışişleri Bakaıüıgı Sözcüsü İnal Batu, Fransa Dışişleri Bakanı Jean Bernard Raimond'un Ankara ziyareti sırasında Kıbrıs'la ilgili olarak iki noktada görüş birliği bulunduğunun ortaya çıktığını beiirtti. Batu, bu konuda şöyle konuştu: "Fransa Dışişleri Bakam'nın Türkiye ziyareti sırasında Kıbns konusunda hiç olmazsa iki konuda görüş birliği içinde oldugumuz ortaya çıkmışar. Bunlardan biri, BM Genel Sekreteri'nin girişimi her iki ülke tarafından da desteklenmektedir. İkincisi ise uluslararası konferans fikrine Türkiye ve Fransa karşıdır. " Kıbns'a satılan Fransız silahlarının oradaki dengeyi bozmadığı, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin gücünün çok daha fazla olduğu görüşüne Ankara'nın katılmadığını belirten Batu, Fransız Bakan'a Türk Silahlı Kuvvetleri'nin adaya hangi anlaşmalar ve koşullara bağlı olarak gönderildiğini hatırlattıklannı, Türk askerlerinin Kıbns'ta hiçbir "tecaviizi emelleri bulunmadığını" sözlerine ekledi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Büyukelçi İnal Batu, Sovyet Karma Ekonomik Komisyonu (KEK) toplantısı için Türkiye'ye gelen Sovyet heyetinden bir veya iki kişinin Türk makamlarından iltica talebinde bulunduklanna ilişkin haberlerin doğru olmadığını söyledi. Dolaylı yardımcı bakanlar Özal'ın "yardıma bakaa" formülünün Cumhurbaşkanlığı tarafından anayasaya aykırı bulunması üzerine, devlet bakanlıklarının sayısını arttıran tasarıyla hizmet ağirlıklı bakanlıklara "yardıma bakan" gibi çalışacak devlet bakanları getirdiği belirtiliyor. Edinilen bilgiye göre, adları yardıma bakan olmasa bile yeni oluşturulacak devlet bakanlarının, Milli Eğitim Gençlik ve Spor, Kültür ve Turizm, Ulaştırma, Bayındırlık Imar ve lskân, Tarım Orman ve Köyişleri Bakanhklanna destek olacakları ifade edildi. Özal, yeni devlet bakanları arasındaki görev bölüşümünü de daha sonra yapacak. Başbakan Özal'ın, birleştirilen bakanlıklan şimdilik bölmeyi düşunmediği öğrenildi. Ancak bu bakanlıklara bağlı bazı kuruluşlar ile birimleri devlet bakanhklanna bağlanacak. Devlet Bakanlıklan hizmet ağırlıklı bu bakanlıklara yardımcı gibi calışacaklar. De\let Bakanlıkları sayısını arttıran tasannın önümüzdeki hafta Meclis Genel Kurulu'nda görüşülmesi bekleniyor. Hacizli ekonomi (Baştarafı I. Sayfada) lan da milyon sınırlannı a$tı ve hacizler yasandı. Istanbul Ticaret Mahkemele»; de geçen yıl haciz davalanyla doldu taştı. tstanbul'da ihtiyati haciz istemlerini inceleyen beş Asliye Ticaret Mahkemesi'ne geçen yıl her ay ortaiama 250 dolaymda ihtiyati haciz istemi başvurusu yapıldı. 1986 yılında 11 bine yakın ihtiyati haciz istemini karara bağlayan ticaret mahkemeleri, geçen yıl yüzde 5O"ye yaklaşan bir artışla 15 bin 161 ihtiyati haciz istemi inceledi. tstanbul Ticaret Mahkemeleri kayıtlanna göre, ocak 1986'da 780 olan toplam ihtiyati haciz istemi geçen yılın aynı ayında 1101'e yükseldi. Haciz istemleri nisan ayından itibaren artmaya başlayarak mayıs ayında 1244'e, haziranda 1329'a, temmuzda 1398'e. ağustosta ise 14O0'e ulaştı. İhtiyati haciz istemleri eylül ayında kredi alacak lan nedeniyle bankalann devreye girmesiyle 1510'a yijkseldi. Ekim 1987'de 14O3'e duşen haciz istemleri, kasım 1987'de 1395, aralık 1987'de de 1498 oldu. Ticaret mahkemeleri yetkilileri, geçen yıl ihtiyati haciz istemlerinin bir önçeki yıla oranla önemli ölçüde arttığına dikkat çekerek, 15 bini aşan ihtiyati haciz kararının 500 bin liranın üstündeki alacaklan kapsadığını, daha aj alacakların ise icra yoluyla tahsiJine gidildiğini belirttiler. Geçen yıl Türk iş dünyasının içinde bulunduğu ödeme güçlüğunden etkilenen orta ve küçük işletmeler, hacizlerle karşı karşıya kalırken, şirketler grubundan banka kredileriyle kurulan holdinglere kadar büyük işletmelerle ünlü işadamlan da hacizler yaşadı. Başta Anadolu Bankası olmak uzere pek çok özel ve kamu bankası, vadesinde ödenmeyen milyarlık kredi alacakları nedeniyle holdinglere, büytık firmalarla ünlü işadamlarına haciz kararlan çıkarttılar. Yahlar, katlar, bürolar haczedildi; gemiler, TIR'lar, otomobiller, telefonlar, teleksler bağlandı. Daha önce de aynı şekilde hacizlerle karşı karşıya kalan ve battı batacak söylentüeri uzun zamandır süren Erdoğan Demirören, bankalardan aldığı kredilerle gemi filosu oluşturan Sönmez Holding sahibi Hilmi Sönmez gibi ünlü işadamlarına uygulanan hacizler, geçen dönemin milletvekili Sabil Batumln'dan, sinema sanatçısı Hülya Avşar'a Hazet Holding ve Aslan Nakliyat'tan Okumuş Holding'e kadar uzandı. Bu arada bankalann devreye girmesiyle. birlikte haciz miktarlan da rekor düzeye ulaştı. Bankalar 2030 milyar gibi kredi alacaklannı vadesinde ödemeyen hcldingler hakkında ihtiyati haciz kararlan alırken, zor duruma duşen holdinglerle yapılan görüşmeler sonucunda bu krediler belirli bir ödeme planına bağlandı. Borçlarını ödeyemeyen orta ve küçük işletmeler de kapanmak zorunda kaldı, hacizle karşı karşıya kalan küçük esnaf ise iflas etti. Ekonominin bir parçası durumuna gelen hacizler giderek bir artış gösterirken, dar gelirli yuntaşlar da hacizle karşı karşıya kaldı. Ticaret mahkemesi yetkilileri 500 bin liranın altındaki alacaklar için uygulanan icra takiplerinin çok daha yüksek düzeyde olduğunu belirterek, karşıhksız çek ve ödenmeyen senetlerden dolayı 30 bin dolaymda kişive icra takibi yapıldığını belirttiler. Sakarya ilinden aldığım 11.2.1982 tarihli ehliyetimi kaybettim. Hükümsüzdür. SELtM A. DERİNGİL T.M.M.O.B. MAKİNA MÜHENDtSLERİ ODASI tSTANBUL ŞUBESt GENEL KURUL TOPLANTI DUYURUSU Şubemizin 18. Olağan Genel Kurulu aşağıda belirtilen günlerde, gündemindeki konuları görüşmek üzere toplanacaktır. Genel Kurul toplantısının daha etkin ve güçlü bir döneme başlangıç olması umuduyla tüm üyelerimizin katılmasını önemle rica ederiz. Saygılanmızla, 17. DÖNEM YÖNETİM KURULU GÜNDEM I. GÜN Görüşmeler (Saat: 9.0017.00) 1. Açılış 2. Başkanhk divanı seçimi 3. Saygı duruşu 4. Yönetim kurulu başkanının konuşması 5. Konuklann konuşması 6. Çalışma raporunun okunması ve değerlendirilmesi 7. Oda genel kuruluna götürülecek önerilerin görüşülmesi 8. Adayların belirlenmesi a) Şube yönetim kurulu adayları b) Oda genel kurulu delege adaylan 9. Adayların tutanağa bağlı olarak ilanı 10. Dilekler II. GÜN Seçimler (Saat: 9.0017.00) 11. Seçimler ÇOGUNLUK ARANMAK KOŞULUYLA YAP1LACAK GENEL KURUL TOPLANTISI BROŞÜR İSTEYIN Kjrslafntz Bntish Counctt tarafından onanmıştır AretsFelco jyesrö" 8TA TEŞEKKÜR Kıymetli esim ve annemiz NİLÜFER KANATın uzun zamandan beri devam eden hastalığıru teşhis eden Medika teşhis grubunun sayın doktorlanndan GastroEntroloji Uzmanı TEKtN DtNÇER'e, Jinekoloji Uznuuu tursem İNGİÜZÜSANOKULLARI DANIŞMAMERKEZİ Cumhuriyet Cad 173/1B Elmadağ 80230 Istanbul Hılton Otelı Karşısı Tel ( 1 ) 1 4 8 3 9 7 7 148 79 4313296 84 Tlx: 27498 TUSMTR Fax (1)132 97 29 1. GÜN : 23 Ocak 1988 saat: 9.0017.00 2. GÜN : 24 Ocak 1988 saat: 9.0017.00 YERİ: MMO İST. ŞUBESt Istiklal Cad. No: 99 Kat: 4 Beyoğlu / tstanbul 23 Ocak 1988 günü çoğunluk sağlanamazsa Genel Kurul Toplantısı aşağıda belirtilen tarih ve yerde yapılacaktır. ÇOGUNLUK ARANMAKSIZ1N YAPILACAK GENEL KURUL TOPLANTISI 1. GÜN: 30 Ocak 1988 saat 9.0017.00 YERİ: Bayındırlık ve lskân Müdürlüğü Konferans Salonu Darphane Durağı. Balmumcu/lstanbul 2. GÜN: 31 Ocak 1988 Saat: 9.0017.00 YERİ: MMO İST. ŞB. Istiklal Cad. No: 99 Kat: 4 Beyoğlu/lstanbul NOT Üyelerimizin ODA KİMLİK BELGELERİNİ ya da NÜFUS HÜVİYE1 CÜZDANLAR1NI yanlarında b'jlundurmaiarını, önemle hatırlatırız. Op. Dr. ÜMİT BEYATU'ya, Can Hastanesi'nde ameliyatı yapan kıymetii Jinekoloji Uzmanı Op. Dr. FtlİZ AK'a ve Anestezi Uzmanı Dr. SAİM YAZAlVa, Can Hasunesi Salübi Jn. Op. Dr. CAIS DAVER'e ve emeği geçen Can Hastanesi'tıin tüm hemşire ve personeline sonsuz minnet ve teşekkUrierimizi sunarız. Prof. Kazım Ismaıl Gurkan Cad. Hüdaverdı Ap CağalogluİST Tel 511 63 98 EŞt: Y. ZİYA KANAT KLZI ve DAMADI: BEYZA ve Dr. FUAT TÜRKMEN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle