Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29 EYLÜL 1987 HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/17 Nikos Sampson Paris'te "Size bir atlatma haber ko "Biliyorsunuz, siyasi mülte(Baftarafı 18. Sayfada) ci, kendisinden iki kez demeç al nusu vereceğim. İsterseniz birlikVize bu yüzden konuyor" diye yan şaka yan ciddi konuştuktan son maya çalıştını. Geri çevirdi. Ko te çalışalım. Hangimiz önce yakara ciddileşerek; Lavriyon Mülteci nuşmaz. Konuşursa yok ederler. larsa.. Siz Müslüman dünyası laKampı'nda Türklerle Kürtlerin Zamanını bekliyor. Amerikalılar rafında oldugunuz için bende olbirbirlerini öldürdüklerini, kampdan korkar. Siz en iyisi Bay Ece maya n bilgtlere ulaşabilirsiniz. ta durmadan olay çıktığını ve Yu vifle görüşün. Olaylann içyüzünü Humeyni'nin oglunun son zamaıılarda Cenevre'ye sürekli para kananistan hükümetinin bundan çe en iyi o bilir." kindiğini ifade ediyor. MuhabatıS.V. "Tiirkiye'de Kıbrıs ha çırdıgını işitiyonız. Nedenlerini birlikte araştırabiliriz. mız bu arada ayağa kalkarak murekâtı konusunda cilllerle kitup habirliğini yaptığını söylediği ga çıktı. Beni Sampson'un bakış açıS.V. "Ahmed Humeyni Tahzetenin bir nüshasından ömek geran'da mücadele eden hiziplerden sı ilgilendiriyor. Aynca Yunan tiriyor. Spor sayfasında A.E.K birinin önde gelenleri arasmda yer parlamentosunda Kıbrıs'la ilgili harflerini görüyorum. "Istanbul alıyor. Belki de İran'ın serbest pieski dosyalar açıldı. Kendini saRumlannın talumı" diyerek bir yasadan satın aldığı silahların pavunma isleği duyması gerektiğini kez daha bilgiçlik tashyorum. Ni ,düşünüyorum. rası ödeniyordur. Türk basınında kos kendini bu kulübün yandaşı ve Kipriyanu'nun Fransa'dan yüksek "Son olarak karamanlis'in üyesi olarak tanımlıyor ve bir sü sorumlulugu üzerine duruluyor. miktarda silah aldığı yazıldı. Bir re spor yazarljğı yaptığını anlattıkzamanlar bana bu silahların gertşgalden bir iki yıl önce sürgünde tan sonra, "Lefter diye Rum asılyaşadığı Paris'te, Bulent Ecevit' çekte Ortadoğu'ya devredildiği lı bir futbolcıunuz vardı, tanırsıİe gizlice biraraya geldiği söyleni söylenmişti. Sizin bir Kıbrıslı olanız mutlaka" diye aynı tempoda yor. tşleri birlikte planlamış ola rak bundan haberiniz vardır mutgidiyorum. laka?" bilirier. ' S.V. "İki yıl önce Ecevit başBizlerin de yardımıyla, ikinci şi"Lefteris Andoyadis" ile röporbakan olmadığı gibi Karamanüs'le şe yarılanmak üzereydi ki, Nikos taj yaptığını keyiflenerek anlatıKıbrıs'ı aralarında paylaşmadan ya da Aleksandr: yor. Üstün futbolcu yeteneklerini başka sorunları vardı." "Spiros Kipriyanu topu tosayıyor, "ttalya'da bir takımda "Ama bir yıl öncesi başba pu iki adet helikopter aldı Franoynamak üzere teklif alrruşü. Türk kandı." sa'dan. Bu iki zavallı helikopter 28 hükümeti o zaman izin vermidi" S.V. "Ya Karamanlis? Çı ekimde geçit resminde halka gösdiyor. Oysa Lefter ttalya'da oykartma sırasında o da Yunanis terilecek. Bir şeyler yapıyormuş ginamıştı. tan'ın başında değildi ki sorumlu bi gözükmek için. 31 ocakta cum "Bir de Sofyanidis var.. Yusu olsun? hurbaşkanlığı seçimi var. Ona hanaoistan Milli Takıraının "İkinci Alilla'da vardı. İki zırlanıyor. Bunun dışındaki silahantrenörii" diyerek futbol bahsisi birlikte düşünmüşler deniyor." lar Kıbrıs'tan transit geçiyor. Bini sürdürüyorum. "Antrenöryarzimkiler de bu işten komisyon alıSampson kimliği netleşiyor. dımcısı, o da Fenerbahçe'de oynayor. Alım satım diye bir sey yok. S.V. "Peki Sampson neden mıştı degil mi?" diye hem yanlışıolup bitenleri kendi açısından yan Bir yandan da Kıbrıs Rumlarına mı düzeltiyor hem de Türk futbol silah ahyorum diye seçim amacıyla sıtmıyor." takımlarının adını, benim Yuna "Belki de bu işlerde önemli yutturmaca yapılıyor" şeklinde nistan takımlarını bildiğim kadar rolü olmadı. Konuşacak durumda Kipriyanu'ya öfkesıni dile gebildiğini göstermeye çabalıyor. tiriyor. "Hayır Beşiktaş'ta" diyerek ttalya'da tran'a silah satışı bu kez ben onun hatasını düzelskandalının patlak verdiği ve tiyorum. Fransa'nın da bu işe bulaşmasının "Haa tabii, Beşiklaş'tı degil sınırında dolaştığımız bu günlerde mi? Sofyanidis'le çok göriişmüşEcevit, Londrada gerçekten de araştırılmaya değer riığüm var, Lefter'i ise yalnızca bir \Vilsonla göriişt bir konu. Olabildiğince de tehlikeli iki kez gördürn." olduğu şüphesiz. .Ama buna rağBen Nikos'la futbol üzerine sohmen yelkenleri suya indirmiyorum beti iyice koytılaştırırken eşimle S.V. "Başka türlü olduğuna Oya aralarında Türkçe konuşarak ben de ihtimal vermiyorum, ama adını sormamı öneriyorlar. Dalyazmak için belgelemek şart." dan dala atlaruyor. Ortodoks ki "Size yardımcı olurum. ama lisesinden, New York Metropoliti Kıbns'a gitmeniz gerekli. Orada Yakovos'un Türk pasaportu taşıhem iyi karşılarlar hem de bir çok dığından, hatta Ankara ile Atina kişiyle görüşürsünüz. Muhalefet liarasmda arabuluculuk yaptığınderleri, teknisyenler, bakanlar, ördan konuşuyor. Yunanistan'da kineğin Savunma Bakanı.. Use ile hükümet aıasındaki bunalımın iktidar mücadelesi olduğunu "Kim, Benyamin mi?" ,ifade ediyor: "Hayır. o gideli epey oldu. Ama bu gerçeğin bilinmesi Denk "Papandreu seçimi kaybe18 Tkmmuz 1974 tarihli Cumhutaş'ın da işine gelmez." derse bu nedenle kaybedecek. Yuriyet tn birinci sayfası. Nikos veya .Aleksandr gözlerini nanistan'da küise çok kuvvetli. 45 karşı duvara dikerek: yaşının üstündekiler kiliseyi. gençolanlar ağızlarını açmaktan korler hükümeti destekliyorlar" diyor "Kıbnslıların en akıllısı ve "Sizler hangi dindensinu?" dikuyor." Denktaş'tır" dedi. ye soruyor. Sampson'la üçüncü şahısta diS.V. "Kıbrıslı Türklerin arayalog hızla ilerlediğinden provoke sında mı? Herbirimizin başka başka etme gereği duyuyorum: "Hayır hepimizin en akıllıinançlarda olduğunu görünce sı. Zaten Kıbrıslı Turkler de aslıııS.V. "Zamanın Türk Dışiş"Ben Orlodoksum, ama önemi leri Bakanı Turan Güneş geçen yıl da Müslüman olmuş Rumdur. Esyok, asıl olan Allah'a inanmak" kiden domuz eti de yerlerdi. Onlarda öldü. Bunu biliyor muyduşeklınde bizi "rahallatmak" lar kadar içkicisini de az gördüm. nuz?" istiyor.. Denktaş en akıllımızdır. Ama şu "Şüpheli bir ölürn rau?" Sohbetin akışından konuştuğum nu unutmayın ki, Türkiye'yi diiS.V. " Onu demek istemekişinin Sampson olduğu fikri naşünmez.sadece kendine oynar. Aysılşa yayaş yavaş yeniden kafamdim. Olayın içyüzünü bilenlerden rıca tngiliz gizli servisi ile de tedan siliniyor. Bu nedenle daha ra biri kayboldu, artık bir şey söylemasladır. Yani Intelligence Servihat tartışıyorum. tşte bu sıralarda, yemez..." ce'ın adamı. Kipriyanu, Denktaş'lokanta sahibi bir tabak, bir şişe Konudan sıkılmaya başlayan ın yanında kim ki?" su, tuz ve karabiberden oluşan Nikos yahut da Aleksandr ikinci malzemesiyle yanımıza geliyor ve şişe viskiyi ısmarlıyor. Oya'ya hi "Makarios'un yerini doldurufak bir numara gösteriyor. Nutap ederek. "Sizde Türk tipi yok" madı yani?" mara kısaca şöyle: şeklinde konuyu değiştirmek "Makarios'ta da bir şey yokistiyor. tu..." Önce şişedeki suyun bir kısmıBütün bu görüşlerin tamamını "Bende Türkmenlikten başnı bardağa boşaltarak üzerine tuz Sampson'dan başka kim savunaekiyor ve, "Bu gördüğünüz su, de ka Çerkezlik, Boşnaklık, Rumluk bilirdi. Daha sonra başta Lefkoniz.. llk elde plajdaki lüm beyaz vardır" diye yamüıyor Oya.. şalı olduğunu söylemesine rağmen Artık Sampson'dan başkası olalar denize giriyor. Ardmdan zenMagosalı olduğunu, kızkardeşinin maz diye emin olmaya başladığım ciler.." Bu arada da karabiberlekarşımdaki "meslektaşım", "Ta onbeş gün önce yerleştiği evini sari tabağa boşaltıyor ve ekliyor, vaş yüzünden bırakıp gittiğini rihe bakarsanız dört uygarlık var. "Tam bu anda Le Pen* mayosuanlattı. Yunanlılar, Yahudiler, Fenikeliler nu giymek üzere kilotunu çıkanyor. Tüm zenciler korkudan ken ve Mısıriılar. Tabii bir de Çin var. "Bu işlerin nasıl düzelebileceğidilerini açık denize dogru fırlatı ama orası uzak. Geri kalanlar ni sandıgım" sordum. barbardır" demek suretiyle biraz yorlar." Parmağıru hafifçe suya "Türk Ordusu çekilirse dükarikatürlere benzemeye başlıyor. batırmasıyla beraber tüm karabizelir. Yoksa düzelmez" dedi. Tekber tanelerinin tabağın karşı istiEtnik bileşimini tekrarlayan rar benim Kıbns'a gitmem konukametinde yay şeklinde toplantıOya. "Türk dediğimiz, zaten birsunu açarak; "Kıbns'a gitmeyi kağını görüyoruz. çok halkın biraraya gelmesi" bul ederseniz ben Aleksandr Mihailidis olarak söz veriyorum. siNumarayı hep birlikte alkışlıyo diyor. ze büyük bir mesleki başan olanaMihailidis ya da Sampson'un ruz. Karım çantadan çıkardığı fogı açabilirim. Ben sözünu tutan bir yanıtı "Ben çekik gözlü Asyalılatoğraf makinesiyle ufak gösteriyi adamımdır. Herkese sorabilirsiniz. n kastediyonım" şeklinde oluyor. çekiyor gibi yapıp hepimizin foBüyük İskender değilim. Ama KüGelen ikinci viski şişesi "Black toğrafını çekiyor. llk ftaşta gülümçiik İskender diyebilirsiniz." BirLabel" markası taşıyor. Oya'nın seyen Nikos'un, ikincisinde ciddilikte iş yapma teklifine dayanarak, kocası Olivier bu arada, "Sampleştiğini, üçüncüsünde ise kendiui teklifsizce Aleksandr Mihailidis'son"un viskisini getirin gibisinden yana atarak objektifin alanı dışıin masasına taşındım. Biraz sonna çıktığını görünce, bu Nikos'un bir şeyler duyduğunu bize sonrara lokanta sahibinin eşi çıkageldi. dan nakletti. aradığım Nikos olduğu fikri yeniKadının bîr pot kırmasından çeden zihnimi kurcalıyor. "On iki yıllık.. Dünyanın en iyi viskisidir. Biraz alır mıydınız?" kindiği için olmalı bizim meslekPatron aynı numarayı salonun taşın tekrar iyiliği tuttu: "Türk gadiyor. Bizlerin de bardağı doluyor. öbür ucundaki masada yenilerken zelecisi olan bu bey Nikos SampKadehler tekrar kalkıyor ve mesNikos, "Bakın foloğraf son'la görüsmeyi arzu ediyor. Onu lektasımız bir kez daha dikkatini çekebilirsiniz" diyerek karımı aybulamayız değil mi?" toparlayarak: nı konudaki fotoğrafı bir daha çekmeye teşvik ediyor. Fotoğraf makinesinin işlevini alkol etkisiyle zayıflayan reflesklere rağmen kavramak üzere olduğu sonucuna (Baftarafı 18. Sayfada) varıyorum. Geleneksel numarası iyi nişancısı ünvanını da almıştı. nı tamamlayan patron tekrar ya 1956 yılında bir tngiliz polisini öldürdüğü gerekçesiyle nımıza gelerek, 1974 öncesi Kıb yargılanan Sampson, beraat etmesine karşın, daha sonra bir rıs'tan Fransa'ya geldiğini, Güney Ingiliz mahkemesi Urafından otomatik silahlar taşıma suçundan Kıbns'ın bir köyünden olduğunu, yakın arkadaşı olan Türk kökenli ölüm cezasına çarptırılmaktan kurtulamadı. Ancak şans bir köylüsünü artık göremediği Sampson'dan yanaydı ve 1959'da, Londra'da Kıbns'ın için çok üzgün olduğunu anlatı bağımsızlığı konusunda Türkiye, Yunanistan ve tngiltere yor. İki halkın gerçekte birbirlerini yetkilileri arasında varılan anlaşma ardından, EOKA tedhişçisi çok sevdiğini, tüm suçun Türklerle özgürlüğüne kavuştu. tngiltere'de cezaevinden çıkıp Kıbns'a Rumları karşıhklı kırdıran Ame döndüğünde, ülkesinde bir "kahraman" gibi karşılanıyordu. 1%1 rikalılarda olduğunu ifade ediyor. yılında ise Sampson'a EOKA örgütüne hizmetlerinden dolayı, Yunanistan'ın en büyük AltınŞeref madalyası ödülü verildi. Konu nihayet siyasetten açılmış 1960 yılında Kıbns'm bağımsızlığını kazanmasından sonra, ken fırsatı değerlendirmek istiyo Sampson bir EOKA tedhişçisi olarak, şiddet eylemlerini bu kez rum, "Nikos Sampson'la bir görüşme yapmayı arzuluyorum. adadaki Türklere çevirdi. Kıbrıs Türk toplumu içinde "kötü bir Acaba yardım edebilir misiniz?" ismi" olan Sampson, 1963'deki Kanh Noel de, eski çeteci şeklinde her iki Kıbnslıya birden Türklere karşı katliamlar düzenledi ve Lefkoşa'nın Küçük soru yöneltiyorum. Karşılıklı ba Kaymaklı semtinde birçok Türk'ün öldürülmesinde başrol kışarak, Sampson'un nerede oldu oynadı. Sampson'un amacı Türkleri yıldınp, ENOStS'i (adanın ğu hakkında hiçbir fikirleri olma Yunanistan tarafından ilhakı) gerçekleştirmekti. 1950'li yılların dığını söylüyorlar. Bir kaç dakika başında Londra'da gazetecilik öğrenimi gören Sampson, önce TürkYunan dostluğu şerefi bağımsızlıktan sonra Kıbns'ta sağ eğilimli Mahi gazetesinin ne kadeh kaldırmış, biz "yasu' de başına geçerek, silahlı muhafızlarıyla gazetesini yönetti ve miştik, onlarsa 'şerefe.' Sohbetin Makarios'a karşı ENOSlS davasını savundu. 'ikiyüzlii" bir diyaloğa dönüştüğü Yaşamayı seven, bulunduğu yerdeki bar ve restoranlan herkesten nü düşünüyordum. Bir an önce önce öğrenen, giyimine özen gösteren, spor arabayla sürat her şeyi açıklığa kavuşturma gereği yapmaya meraklı olan Sampson, 1968 yılında, eskiden muhabir duyduğumdan, Sampson'un adı olarak grev yaptığı "TIME Out of Cypnıs" gazetesinin yazıişleri nı telaffuz edebilmiş olmamdan müdürü Charles Foley'e verdiği temmuz 1974'te "Bir Caninin ötürii rahatlamışüm. Kanlan ma Anatomisi" başlığı altında yayımlanan röportajda acımasızca saya serme zamanı geldiğine iyice kan döktüğünü ve öldürmekten korkmadığını itiraf ediyordu. inanarak, "Sizi bir yerden tanır Sampson'un bu röportajı, dünya basınında ilk kez, Kıbns'ta gibiyim" dedim. meydana gelen olaylar ardından temmuz 1974'te, tngiliz "Gazeteciyim. Adım Alek Observer gazetesinde yayımlandı ve büyük yankıya yol açtı. sandr Mihailidis" şeklinde ya Nikos Sampson, Türkiye'nin Kıbrıs'a müdahalesi ardından, Rum nıtladı. kesiminde bir mahkeme tarafından 20 yıla mahkum oldu. S.V. "Peki o halde Samp Tutuklu olduğu, Lefkoşa'nın Rum kesiminde ki bir cezaevini, son "u bulmama yardım edemez tedavi gerekçesiyle terk ederek Paris'e giden Nikos Sampson, misiniz?" Fransa hükümetinden siyasi iltica talebinde bulundu. Türk subaylar benî etkiledî Kadın, "Konuşmayı kabul edecegini sanmıyorum" diyerek mesajı alıyor. Adam ise bu kez bize hitap ederek, "Görüşmek isteginizi iletebilirsem, nasıl sorular sormak istediginizi bilmem lazım" diyor. Bu soruya yanıtım şöyle: "Hem Rum hem Türk, Kıbrıslı liderler hakkındaki görüşlerini, 1974'te olup bitenlerin içyüzünü.. Kaldı ki iki larafın da suçladıgı adara durumunda. Pişman nıı. kullanıldıgına mı inanıyor, yoksa doğru bir iş yaptığı kanısında mı, gibisinden sorular." Muhatabım, bu cümle içinde 'kullanılma' sözcüğüne takılıyor. Fransızca olarak söylediğim 'utilise' sözcüğünü yanındaki bayana İngizceye çevirtiyor. 'Used' şeklinde İngilizce karşılık üzerine 'Anladım' dercesine başını sallıyor. Sanki dolaylı bir sinyal çakıyor bize. "O halde bana yardımcı olacaksınız?" diye bir kez daha ısrar ediyorum. "Ben sansasyon gazetecisi değilim. Sampson bana 'Türkleri öldürmekten zevk ahyorum' dedi gibisinden şeyler yazmam.. Merak elmesin." Kafası iyice dumanlanan Kıbrıslı Rum gazeteci, "Size bir şey soracagım. Sampson Türkiye'de Türklere düşman bir adam olarak tanınıyor degil mi?" şeklinde bir soru yöneltiyor bize.. S.V. "Tabii, Türk katili olarak tanınıyor." "Şimdi size bir şey itiraf edeyum. Nikos Sampson'u iyi tanıyorum, hiç de tanındığı gibi bir adam olmadığına inanmanızı iscerim." Bu cümleden sonra aynı şeyleri tekrarlama aşamasına gelen adam, bu kez kendinden bahsetmeye koyuldu. Türk düşmanı olmadığını vurguladı. Türlerle çok iyi arkadaş olduğunu, Türk kadınlarının dünyanın en temiz kadınlar olduğunu söyledi. Bunun yetişme tarzından kaynaklandığını belirtti. O zamana kadar konuşmalara çok az katılan ve Nikos'u sakinleştirmeye çalışmakla yetinen yanındaki bayan, "En temiz nasıl dersin!" diye kıskançlık gösterisi yaptı. Sampson olduğuna arıık en ufak şüphemizin de dağılmak üzere olduğu kişi, "En temizlerinden diyelim" diye düzeltti ve "onları çok iyi tanınm, tam 22 tanesiyle yattım" diye dc ekledi.. Konuşmalar kâh siyaset, kâh gazetecimizin gönül fütuhatı düzeyinde seyrederken, lokanta sahibi arka arkaya iki tabak kırdı Hellen geleneklerine uygun olarak.. Vakit çok ilerlemişti. "Gitmemiz gerektigi anlamına da mı geliyor bu tabak kırma faslı?" diye sordum. Hiç de öyle bir anlamı yokmuş, ama saat gerçekten oldukça geç olmuştu. El sıkışarak ayrıldık. Mutlaka telefonla bizi arayacağını söyledi. Ertesi gün elimizdeki fotoğraflarla, arşiv fotoğraflarını yan yana getirerek yapılan bir karşılaştırma, son şüphe kırıntılarını da yok ediyordu. Bu adam Nikos Sampson'un ta kendisiydi. * Le Pen (JeanMarie): Fransız Aşırı Sağ l lusal Cephe lideri. (Bastarafı 18. Soyfada) iyi bilir. General öztorun ve General Ürug, çok degetü subaylardır. Çok çahşkandırlar. General Yamak ile üç yıl birlikte çalışüm. General Çulha ile yakın ilişkideydim. Bunlann hepsi mütevazı insanlardır, zaten Türkiye'de subay. çok mütevazi bir yaşam sürer. Generalin aylık kazancı 400 dolar civarındadır. Ne malikânelerde yaşarlar ne de sosyetede görunürler. Daha doğrusu görünemezler." Türkiye'de subay o'mak bu kadar avantajsız mı? Hiç cazip tarafı yok mu? PENDLATON Bazı yan avantajları var, ama bunlann önemi yok. Eğer bu yan avantajlar Türk subayını toplum içinde sınıfsal açıdan Ust düzeye çıkarabilseydi, o zaman bu hoşa gitmeyebilirdi. Fakat siz sivillerin dışardan bakınca "Subaylar bedava yaşıyor" sandıgınız olgu, bedava ayakkabı boyatmak, bcş liraya çay içmek gibi küçük faktörlerden ibaret. Bu konuda katıldıgım tek arguman, dinlenme kamplannın biraz göze battıgı, o da sizin devletinizin politikası sonucu. Yani diğer devlet kurumlan, sivil daireler için de dinlenme kampları var. Sümerbank'ın da yazlık kampı var, askerlerin de. Tıpkı Sovyet sistemi gibi. Ve tabii devletin bu sübvansiyonu, bir denge unsuru. Siz bu dengeyi âniden bozarsanız meydana gelen dengesizlik de sizi bozar. Onun için "Türkiye'de bedava kamp sorunu var" diye bakmak lazım, "Bedava askeri karhp sorunu var" diye değil. Türkiye'de görev yaptığınız süre içinde gündeminizde neler vardı? PENDLATON JUSSMAT komutanı olarak öncelikle modernizasyon. Fakat ben, Türkiye'de aynı zamanda en yüksek rütbeli Amerikan subayı oldugum için SELVyı yürütecek bazı anlaşmalann müzakeresi sırasında ikili ilişkiler de gündemimizdeydi. SEIA'nın askeri yönlerinin icrasından ben sonımluydum. Ayrıca Amerikan birliklerinin güvenliginden ve Türkiye1 yi rencide etmemderini sağlayacak önlemleri takipten sorumluydum. Aynca Türk meslektaşlanmla ne zaman bir araya gelsek, tüm askerlerin yaptığı gibi, doktrin, taktik ve kavramlardan da bahsediyorduk. Ajrıca Türkiye'den ve Türkiye'nin dahil olduğu bölgeden konuşuyorduk. Tabii ben, onlann tahlillerini ilgiyle izliyordum. Türkiye1 yi nasıl değerlendiriyorlar, komşulannı nasıl değerlendiriyorlar, komşularının faaliyetlerini Türkiye açısından nasıl degerkndiriyorlar, NATO çerçevesinde nasıl değerlendiriyorlar? Türs yüksek rütbeli Türk subayları NATO'da bir süre çalışmıştır. Bölgesel sorunlara bakışlan ve bu sorunların nasıl çözüleceği konusunda kararlı görüşleri vardır. Benim işlerimden birisi, görüşleri kavramaya çalışmaktı. Her zaman onlarla aynı kanıda olmasam da Türk Silahlı Kuvvetleri'nin belirli konulardaki göriişünü. bazı sonınlan nasıl çözmeyi düşündüklerini. her askerin görevleri arasında olduğu gibi ben de komutanlarıma aktarmakla görevliydim. Tabii en derin göriişler SEIA görüşmeleri sırasında ortaya çıkıyordu. SEIAyı azunsamayın, bizim ana anlaşmamızdır. tran devriminden sonra Türkiye'de terör aniden fırlayınca, istrkran tekrar sağlamak SEIA'nın imzalanması ve eylüldeki yönetim değişikligine rasllar. Bu bakımdan SEIA, Türkiye'nin sadece Amerika ile askeri ilişkilerini düzenleyen değil, içeriye uyum ve akord işaretleri veren bir deklarasyondur da. Türk meslektaşlarıruzla ilişkide en çok hoşunuza giden neydi? PENDLATON En çok hoşlandığım şey, Turkiye'nin çok aktif bir ülke olmasıydı, yani aynı anda birçok şey olmasıydı. Örneğin F16 programı 1983 aralıgında imzalandı. tlk uçak 88 ocağına kadar bitecek. Türkiye ve Amerika, bu program üzerinde anlaştı, Mürted'de fabrika kuruldu, makineler geldi, parcalar geldi. Bülun bunlann dört senelik bir programa sıgdınlması olaganüstu yüklü geçen bir müzakere ve çalışma doneminin sonunda gercekleşti. Benim bu dönemdeki başlıca işlerimden birisi, Türklerin bunun altından kalkabileceğine üstlerimi ikna etrneye çalışmam oldu. Kuşkuları mı vardı? PENDLATON Her nedense bazı Ust düzey yetkilüer, Türklerin bu işi beceremeyeceğini düşünüyordu. Bu bakımdan onlan ikna, hızla ikna etmeye çalışraak, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bazı iç sorunları çözmekteki k»rariılığını benirn iyi tahlil edebilmemden geçiyordu. Peki, ilişkilerde "Şn unsur olmasa hayat ne kadar iyi olurdu" dediğiniz anlar oldu mu? PENDLATON Karşüıklı anlayışın, daha iyi olmasını dilerdim. Bu dileğiniz, askerlerle ilişkileriniz için de mi söz konusuydu? PENDLATON Hayır hayır, genel ilişkilerden söz ediyorum. Silahlı Kuvvetler bizi lamamen anlıyordu. Çünkü düşünce yöntemlerimiz, sonuç farklı çıksa dahi, aynıydı. Avrupa, NATO, Amerika'da bulunduklan için özellikle üst rütbedekiler ile aynı dili konuşmak imkânı vardı. Fakat ben, karşıhklı anlayışın daha iyi olmasını dilerken, daha ziyade potitika uzcrinde dunıyonım. Orneğin Ermeni karar tasanlarının yarattığı anlayışsızhk ortamı gibi. Türkiye'ye gelen üst düzey Amerikalılar çogu zaman ya negatif ya da Türkiye'ye karşı kayıtsız bir hava ile gelirter. Biz onlan üst düzey askeri ve sivil yetkililerle görüştürerek Türkiye'yi daha iyi anlamalan için gayret sarf ederiz. Ve çogu Türkiye'yi olumlu duygularla bırakırlar. Türk Silahlı Kuvvetleriyle ilişkilerimizdeki sorunlar ise daha ziyade amaçlardaki f arklılıktan çıkıyordu. Örneğin? PENDLATON Örneğin, Amerikan kanadı anlaşmayı bir an önce yüriirlüge koymak ister, bunda acelecidir. Oysa Türk tarafı, bu süreç içinde bazı gelişmeleri gözler ve bazı şeyler olmasını bekler. Askerler arası ilikilerde biz birbırimizi anlanz, fakat hükümetler arası ilişkilerde beklentiler genişler ve bazı şeylerin gerçekleşmesi de zaman alır. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin verilen yardımı daha verimli kullanması sorunu hiç o dönemdeki ilişkilerimizde madde başlığı oldu mu? PENDLATON Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, bence, ihtiyacımız var dedikleri malzemelerden çok daha fazlasına ihtiyacı var. Bu bakımdan verilen yardımın az verimli kullanıldığı yolunda işaret yok. Örneğin topçudaki problem şudun Tork topçnsu düşman topçusunun menzilinin kendisinden fazla olduğunu bilmektedir. Bu durumda Türk topçusunu motive elmek çok güçtür. Aynca muhimmatı çok eskidir. Türkiye'ye gelen Amerikalılar, Türklerin cesaretinden, savaşçılığindan söz eder. Ben de bu gönişteyim, fakat diyorum ki, biz Türklerin bir elini bağlaytp son ra iyi savaşçı olmasını bekliyoruz. Modern cephelerde elbette cesaret önemlidir, fakat cesaretle savaş kazanmak çok güçtür. Eğer siz de başka bir coğrafyada olsaydınız işiniz çok kolaylaşırdı. Türkiye'nin savunma ihtiyaçları, şimdi uzaktan bakıldığında, o dönem içerden bakıldığından daha farklı bir manzara arz ediyor mu? PENDLATON Türkiye'nin gerçek bir modernizasyon yapabilmesi için yılda en az bir milyar dolara ihtiyacı var. 2000 parca topçusunun hepsi düşmanın güçlü topçusunun menzili içinde. Buna karşılık düşman topçusu Türk topçusunun menzili dışında. Askeri zırhlı araç iktryaci büyük, radar iletişim. konmta kontrol teçhizatı açıgı büyük. Bnna karşılık Turkler ihtiyaçrannı karşılamakta giderek bagırnsızlık kazanmak istiyor. Gerçi Savunma Fonu ile yüksek leknoloji gerektirmeyen alanlarda başanlı olunabflir, ama bunun dışındakiler de bâlâ Amerika'ya muhtaç. Amerika da Türkiye'ye muhtaç, yerine konulamayacak istihbarat, iletişim ve destek faaliyetleri sağlıyor Türkiye. Bu bakımdan Türkiye'deki varlığımız her iki ülkenin menfaatinedir. Sadece Amerika'nın değil. Buna karşılık bazı müttefiklerimiz üsler konusunda bize güçlükler çıkarmaktadır. Cephe hattında yer alan Turkler ise. değil kendilerini savunmamızı. modernize etmemiz gibi cüzi bir şey istiyortar. Baştan Başa UZAKDOĞU (24 GÜN) | Hareket: 8 Ekım5 Kasım 895 000. TL. + 1150 USD SıngapurBangkokPattaya TokyoOsakaKyotoSeulManilaHongkong Turlarımız ALITALIA iledır Lüks oteller. transferler. açık büfe kahvaltı rehberlik hizmetleri dahıl MODIT VENDEMODA MİLANO HAZIR GİYİM FUARI Hareket: 1 Ekim (4 gün) 4 yıldızlı Leonardo Da Vinci Oteli 420.000. TL. + 350 USD Eylul ayındaki Uzakdoğu ve Amerika turlarına gösterilen ilgiye teşekkur ederiz. Adım Adım AMERİKA (21 GÜN) New YorkOrlandoMiamı San FrancıscoLas VegasLos Angeles Lüks oteller. açık büfe veya Amerikan tipi kahvaltı Hareket tarıhleri: 9 Ekim24 Aralık 980 000 TL. + 950 USD istenildiği takdirde Honolulu programa ilave ediiir. Cüjdr aquarius Alanya tatıl köyü için rezervasyonlanmız devam etmektedir Cumhunyet Cau. No: 259/1 Harbıyeıstanbul Tel 133 07 62 • 141 30 77 141 00 56 • 130 08 95 (4 Hat) Antalya Tel 23624 UGUR MUMCU GOZLEM (Bastarafı 1. Sayfada) Daha sonra sevimli başbakanımız, ANAP'tan bir iki milletvekili aynlınca gözdağı vermişti: 84'üncü maddeyi işletirim ha!.. 84'üncü madde bir açık kapı bırakmış.. Parti değiştiren milletvekilinin "üyeliğinin düşmesine üye tam sayısının salt çoğunluğu" kararına bağlanmış olması, iktidar partisine bu otanağı veriyor, ne yapalım? "Aldıkaçtı anayasası"ö\r bu.. Milletvekillerinin parti değiştirmeierinin önlenmesi için iki yaptınm getirmiş madde. Birinci yaptınm, üyelik sıfatının düşmesidir. Üyelik sıfatının düşmesi, TBMM'nin üye tam sayısının salt çoğunluk kararına bağlanmış.. Bu durumda, iktidar partisine giden milletvekillerine bu yaptınm uygulanmaz. Bu madde uygulansa uygulansa, iktidar partisinden ayrılıp, muhalefet partilerine katılanlara uygulanır. İşe bakın siz! İkinci yaptınm, birinci yaptınm gibi koşula bağlı değildir. Madde kesin.. Diyor ki: Partisinden istifa eden milletvekili bir sonraki seçimde, istifa tarihinde mevcut herhangi bir partinin genel merkez organlarınca aday gösterilemez. ANAP'a transfer olan saygıdeğer milletvekilleri bu maddenin kapsamına girmezler mi? Bazıları girer, bazıları girmez. Bu açıklık karşısında anayasanın bu maddesi "teğet" geçilmez. Yüksek Seçim Kurulu, bu gibi milletvekillerinin adaylıklarını kabul edemez. 84'üncü maddeyle ilgili anayasa görüşmeleri, yalnızca partisi feshedilen milletvekillerinin parti değiştirmelerine yeşil ışık yakıyor. Örneğin Halkçı Parti feshedilmiştir; milletvekillerinin bir kısmı SHP'ye, bir kısmı da DSP'ye geçmişlerdir. Bu milletvekilteri için bir sorun yoktur. Bunlar bu seçimde aday olabilirler. Milliyetçi Demokrasi Partisi kendisini feshetmiştir. Bu milletvekillerinden bir kısmı DYP'ye geçmişlerdir. Bunlar için de herhangi bir sorun yoktur. Ancak bir kısım milletvekili, bu "fes/ri/er"den sonra da "dama taşları gibi" parti değiştirmişlerdir. Kimi ANAP'a, kimi DYP'ye, kimi de DSP'ye geçmiştir. İşte madde kapı gibi önümüzde duruyor: Partisinden istifa eden milletvekili bir sonraki seçimde, istifa tarihinde mevcut herhangi bir partinin genel merkez organlarınca aday gösterilemez.. ANARİın çıkardığı son "gece yarısı yasası", önseçim yasasını bir yana atıp örgüt yerine, parti genel merkez organlarını geçirmedi mi? Geçirdi... Erken Seçim Yasası'na "adaylar siyasi partilerin tüzüklerindeki hükümlere veya merkez karar organlarınca belirlenecek usullere göre tespit ediiir" diye bir hüküm getirip anayasadaki bu yasaktan kurtulmanın olanağı var mı? Yok... Erken Seçim Yasası, hukuk fakültesi ikinci smıfına geçmiş olanların bile kolayca fark edebilecekleri hukuksal sakathklar taşımaktadır. Anayasanın geçici 16'ncı maddesine göre oy kullanmamaları gereken yurttaşlar bu seçimde oy kullanacaklardır. Seçmen kütükleri de "seçim hileleri''ne yol açacak ölçüde sağlıksızdır. Bir de 84'üncü maddenin yasakladığı milletvekilleri yeniden aday olurlarsa tablo tamamlanacaktır. Ne denir? Böyle başa böyle traş!.. 1 E K İ M D E Sekîz günsüren Madde bu kadar açık ve bu kadar kesindir. TÖTÜN, TÜTÜN MAMULLERİ TUZ VE ALKOL İŞLETMELERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TEKEL BÜYÜK RESİM YARIŞMASI ÜÜ Kurumumuz, Cumhuriyetimizin 64. yılını kutlamak ve Türk sanatına özgün eserler kazandırmak amacı iie Türk sanatçıları arasmda ödüllü bir resim yarışması düzenlemiştir. Konu: Türk tütünü Ödül: 5 adet 750.000 TL 10 adet 250.000 TL Seçici Kurul: Prof. Dinçer ErimezBaşkan Prof. Sabri Berkel Prof. Kemal Bilensoy Prbf. Dr. İsmail Junalı Ressam Remzi İren • Sanatçılar kullanacakları malzeme ve teknikler konusunda özgürdürler. • Her sanatçı yarışmaya en çok iki eserle katılabilir. • Resimler daha önce sergilenmerniş olmalıdır. • Ödül kazanan eserler Tekeiin koleksiyonunda kalacaktır. • Resimlerin kısa kenarı 70 cm.den küçük, uzun kenarı 150 cm.den büyük olmayacaktır. 0 Yarışmaya katılan eserlerin arkasma sanatçmın adı, soyadı, özgeçmişi, adresi, eserin adı, boyutları, tekniği ve fiyatı yazılmalıdır. 9 Eserler "Tekel Genel Müdürlüğü Unkapanıistanbul"adresine2 Kasım 1987 tarihlerinde 10.0017.00 saatleri arasında teslim edilmelidir. % Eserler teslim edildiğinden itibaren sergi süresince sigortalanacaktır. TÜM SANATÇILARIMIZA BAŞARILAR DİLERİZ