19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/16 20 EYLÜL 1987 Evren'den RAE'ye hediye ANKARA (ANKA) Cumhurbaşkam kenan Evren, Birleşik Arap Emirlikleri'ne bir çift keklik ile bir çift sülün gönderdi. Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı yetkililerinden edindiği bilgiye göre, coğrafi konumu itibariyle bu tur kuşların yaşamadığı Birleşik Arap Emirlikleri'ne gönderilen keklik ve sulunler Orman Genel Müdurluğü'ne bağlı "av hayvanı üretme" istasyonlannda yetiştirildi. Gönderilen bir çift sulunün SamsunGelemen uretme istasyonundan, kekliklerin de, KızılcahamamPırnak üretme istasyonundan sağlandığı oğrenıldi. Türkiye'nin yeni AT temsilcisi BRÜKSEL (AA) Türkiye'nin AT nezdindeki yeni temsilcisi büyukelçi Özdem Sanberk, 22 eylülde gorevine başlayacak. Sanberk, güven mektubunu ekim ayında yapılacak olan AT konseyi sırasında dönem başkanı Danimarka Dışişleri Bakanı Uffe Elleman Jensen'e sunacak îngiltere Başbakanı Margaret Thatcher, öncekigün Londra'daki Finchley Karakolu'nda açılan '"Trafık Polisliğinin 50 Ytlı" adlı sergiyi gezdi. Thatcher 50yıl öncesinin polis üniformalanm giymiş olan trafık memurlan ile el sıkıştı. (Fotoğraf: REUTER) Thatcher, trafık sergisinde 276 kişi vatandaşlığa alındı Amerikalı pop şarkıcıst Michael Jackson, Osaka kenündeki konserinin öncesinde Japon çocuklarla fotoğı af çektirdi. Michael Jackson 'ın, şempanzesi Bubbles'/ yanmdan ayırmadığı gözlendi. (Fotoğraf: REUTER) ANKARA (ANKA) Toplam 276 kişi Türk vatandaşlığına alındı. Bakanlar kurulunun 276 kişinin Türk vatandaşlığına alınmalarına ilişkin kararı Resmi Gazete'de yayımlandı. Monoca Prensesi Caroline, geçen 5 eylulde doğan oğlu Pierre'i Prens Rainer'nin yatına bindiriyor. Prens ailesi, Monaco kıyılarında yatla tatil yapıyorlar (Folograf: REUTER) Monaco'nun bebek prensi HABERLERİN DEVAMI Tarihsel Bir Gelişme... rarlı görüyoruz. ABD ile Sovyetler Bırliği arasında ilk kez bu denli kapsamlı ve radıkal önlemleri içeren bir nükleer anlaşma yapılmaktadır. İki süper güç arasında daha önce yapılan nükleer anlaşmaların hiçbirı bu kadar kapsamlı ve kesin değildi. ABD ile Sovyetler'in orta menzilli füzeler konusunda bu türden bütün silahları ortadan kaldırmayı kabul edecek kadar ileri gidebılmeleri, en azından gelecekte diğer silahsızlanma konularında da ilerteme kaydedebileceklerine dönük umutların doğmasına yol açmıştır. Ayrıca unutmamalı ki, iki süper güç arasındaki yumuşama sadece orta menzilli füzelerin kaldınlması ile sınıriı kalmayabilir. Bugün füzeler konusunda işbirlığı yapan iki süper güç, yarın Körfez Savaşı ya da Arap israil kavgası konusunda işbirlığine gidebilir. Önemli olan, diyaloğun başlamasıdır ve Washington'da önceki gün ABD Dışişleri Bakanı George Shultz'la Sovyet meslektaşı Eduard Şevardnadze arasında varılan antaşma bu diyaloğun somut örnegini oluşturmaktadır * Batı Avrupa lıderteri yaptıkları açıklamalarda, anlaşmayı olumlu karşıladıklannı belirtmişlerdir. Ancak resmi arıklamalarla kulislerde konuşulanlar arasında fark olduğu anlaşılıyor. Paris muhabirımiz Sabetay Varol. anlaşmanın Fransız basmında kaygı ile karşılandtğını bildiriyor. Brüksel muhabirimiz Hadi Uluengın de, NATO ülkelerinin yaptıkları olumlu açıklamalara rağmen kulıslerde anlaşmanın kaygıyla karşılandığını bildiriyor. Avrupa'nın en büyük kaygısı, ABD füzeleri kalktığı takdirde yaşlı kıtanın Sovyetter'in üstün konvansiyonel güçleri karşısında savunmasız kalacağıdır. Bu noktada şu soru akla gelebilir: Batı Avrupa hükümetlefi başlangtçta, yaşlı kıtadan orta menzilli füzelerin kalkmasını ateşli bıçimde destekliyordu. Hatta Amerikan Cruise ve Pershing 2 füzelerini bile isteksiz biçimde kabul etmişlerdı Şimdi neden değiştiler? Aslında Batı Avrupa değişmedi. Yaşlı kıta her zaman sırtını ABD'nin nükleer şemsiyesine dayamayı tercih etmiştir. Sadece sanırız Batılı liderler bir hesap hatası yaptılar. Moskova'nın orta menzilli füzeleri kaldırmayı kabul edeceğini tahmin etmediler. Kremlin, füzelerin kaldırılmasını nasıl olsa kabul etmeyecekti. Bu bakımdan, füzeiere karşı çıkmanın bir sakıncası yoktu. Üstelik böyle bir tutum, içeride füze aleyhtarlarına da hoş (Baştarafı 1. Sayfada) gelirdi. Ama Mihail Gorbaçov, Batının tüm koşullarına "evef" diyerek füzelerin kaldırılmasını kabul edince, Batı Avrupa'da kaygılar başladı. Konvansiyonel silahlar, nükleer silahlara göre çok daha pahalı idi. Batı Avrupa'nın, Sovyetler'in konvansiyonel gücüne erişebilmesi için büyük masraflar yapması, kaynak. lardan önemli bir bölümünü savunma sana ' yiine kaydırması gerekirdi. Sanırız, bazı Batı Avrupalı liderlenn kaygılannın altında yatan temel neden budur. Ancak hemen belirtmelı ki, orta menzilli füze anlaşmasından sonra konvansiyonel güçlerin de indirimine ilişkin bir anlaşma ımzalanması, barış yolunda yeni ve önemli bir adım atılması anlamına gelecektır. * Türkiye'ye gelince.. Anlaşmaya görg, dünyadaki tüm orta menzilli füzeler kalkacaktır. Yani Sovyetler'in füzelerini Avrupa'dan Asya'ya çekme tehlikesı yoktur. Bu da kuşkusuz ülkemız açısından olumlu bir gelişmedir. Ancak orta menzilli füzelerin kalkmasından sonra 500 kilometreden kısa menzilli taktik nükleer füzelerin modernizasyonu gündeme gelmektedir kı, Ankara'nın bu konuda haklı kaygıları vardır Topraklanna, bu çerçevede yeni nükleer silahların yerleştirilmesine dönük bir olasılıktan Ankara .ahatsızlık duymaktadır Türkiye'nin "yeni bir nükleer yükümlülük almak istemediği", vvashıngton ve NATO'ya daha önce belli edilmiştir. Türkiye'nin konumunda olan bir ülkenin, biri dost ve müttefikimiz de olsa, iki süper güç arasındaki uzlaşmayı dikkatle izlemesı şarttır. Dışişleri Bakanı Vahit Halefoğlu haklı olarak şöyle demiştir: "Türkiye, Küba ihtilafının çözümunde iki taraf arasında pazarlık yaptlan bir ülke olmanın tecrübesıni yaşamıştır. Bu konuda fevkalade dıkkatiiyiz. Muzakereleri yakından takip ediyor ve müttefıklenmizi gerekli ortamlarda uyarıyoruz. Kısacası, bu defa Birleşik Amerika ile Sovyetler Birliği arasında vanlacak bir anlaşmanın faturasını biz ödemek istemıyoruz." (İstanbul, Bayram Gazetesi; 31.5.1987; S.12) * Evet, Vvashington'la Moskova arasında varılan uzlaşmayla, dünyada yeni bir yumuşama döneminin eşiğine gelindiği söylenebilır Bu adımın, dünva banşına katkıda bulunmasını dileriz GOZLEM Erken yerel seçim havası UĞUR MUMCU FARUK BİLDİRİCİ ANKARA ANAP'ın "ada> adavı kuyruğunda" ter dökenlerin derdi listeye girebilmek, milletvekillerinin çabası ise listeyi görüp rakiplerinr tanımak. Milletvekilleri, listelerdeki belediye başkanlannın adlannı gorünce başlarını sinirle sallıyorlar: "Hani belediye başkanlan ada> olmayacaktı. Hani ulkenin her }il seçim havasına sokulması doğnı değildi? Bu işin sonu erken mahalli seçime gidiyor." Belediye başkanlığı koltuğu milletvekili koltuğuna göre daha mı avantajlı acaba? Garip ama, ANAP'lı belediye başkanlarından önemli bir bölümu bu soruya olumlu yanıt veriyor. Yine de belediye başkanlannın önemli bir bölumünün milletvekili adayı olma çabası Turgut Özal'a çarptı. Özal'ın "bir iki istisna" diye sozunü ettiği belediye başkanlannın adaylık baş\ urularının şimdilik yedı ıl ve yedi ilçe başkanını kapsadığı anlaşıldı. Aday olan belediye başkanlan, Okan Merzeci (îçel), Cemil Çicek (Yozgat), Mahmut Çalapkulu (Siirt), Ali Kose (Kastamonu), Nurettin Dilek (Diyarbakır), Yener Ulusoy (Antalya), Muzaffer Atılgan (AnkaraÂltındağ), Cabir Oztiırk (llgaz), Cengiz Allınkava (AydınYenipazar), Mehmet Yüzügiiler (AydınNazilli), Abdurrahim Karasu (SiirtBaykan), Kemal Kaplan (BurdurBucak) ve Ali Talip Özdemir (KonyaEreğli)'nin aday olma nedenleri değişik. Örneğin, Muzaffer Atılgan'ın gonlunde hem ANAP kuruculuğu hem de milletvekili adaylığının veto edilmesinden sonra açılan yara halen sızlıyor, tedavisi ise Meclis. Kimi belediye başkanı bir daha aynı göreve seçilemeyeceğinin bilincinde, kiminin gözü daha yükseklerde. nuşulan konufardan birisi de yerel seçimler. ANAP'ın 1 Kasım seçimlerinden iktidar olarak çıkması durumunda yerel seçimlerin erkene alınması ANAP'lılar için sürpriz olmayacağa benziyor. Parti örgütü ile belediye başkanlannın uyumsuzluklan da ciddi anlaşmazlıklara yol açıyor. ANAP'lı yöneticilere göre, özal, beş yıl seçimsiz bir ülke istiyorsa anayasanın "Mahalli idarelerin seçimleri beş yılda bir vapılır" hükmünu değiştirerek yerel seçimleri erkene alabilir. Seçim sonrasına ilişkin bu hesaplar, ANAP'ın iktidar olacağı tahminine dayanıyor. ANAP'ın iktidar olacağına inananların sayısının yüksek olduğunu gösteren bir örnek de başvuran aday adaylarının çokluğu. ANAP Genel Merkezi bugünlerde toz duman, açılan pencerelerden bulutlar halinde sigara dumanlan çıkıyor. (Baştarafı 1. Sayfada) mağı kimi gösterirse o aday olur. İlk adaya "1. inönü", ikincisine de "İkinci Inönü" adı takılır. Seçilemeyenlere "7950" sayısı verilir. Bu tekerleme fazla ideolojik sayılırsa seçim şu çocuk tekerlemesi yardımıyla yapılabilir: Ooo, çıtıpıtı... karamela sepeti... Terazi lastik, jimnastik... Bütün aday adayları bir geniş alanda toplanır, illere göre aynlırlar, sayın genel başkan, bu tekerlemeyi yüksek sesle söyleyip, adayları teker teker sayar ve "terazi lastik... jimnastik" dediği anda işaret parmağı kimi gösterirse, o, aday olur. Güneydoğu illerimiz için bir başka yöntem de geliştirilebilir. örneğin, hangi aday daha lezzetli "ç/ğ köfte" yaparsa bu adayın durumu kesinleşir. SHP'de "bıyıklı ve g<3z/uWü'ler daha şanslı olabilirler. "Monşer sakallılar" için Marksist partiler daha uygundur. Kim "eğer aday olmazsa örgütün dağılacağını" yüksek sesle söylerse, o adayın şansı yükselir. DYP için böyle güçlükler söz konusu değildir. Adaylar için ^u koşuilar göz önünde tutulur: 1960 yılından önce Başbakan Adnan Menderes'e karşı muhalefet eden Hürriyet Partisi kurucusu olmak; 7960 ihtilalinde görev almak; Eski başbakanlardan merhum Adnan Menderes'in yargılanması sırasında bilirkişilik yapmak Yassıada'da yüksek adalet divanınca ölüm cezasına çarptınlan DP'liler ile ilgili kararlann bir an önce infazı için kurulan "albaylar cuntası"na üye olmak; 1961 yılında açılan parlamentoyu kapatmak için yapılan cunta toplantılanna katılmak; düzenlenen protokollere imza koymak; Süleyman Demirel ve ailesinin yolsuzluk olaylarına kanştığı savıyla AP'den ayrılıp, Demokratik Parti'yi kurmak. . 12 Mart 1971 tarihinde silahlı kuvvetler tarafından Demirel hükümetine verilen muhtırayı TRTye tebliğ etme görevini yerine getirmek; r~ 12 Mart döneminde görevli askeh savcı olarak, havada yem arayan kuşlariçin "komünizm propagandası yapma" savıyla iddianameler düzenlemek, düzenlenen bu iddianamelerde Demirel hükümeti ile ilgili ağır suçlamalara yer vermek; 12 Eylül yönetimiyle anlaşıp, general Turgut başkanlığındaki Milliyetçi Demokrasi Partisi'ne kurucu olmak; bu "devlet partisi"nden milletvekili seçilmek; Tabii bu arada, Yassıada'da Adnan Menderes'in infazında görev alan cellatlann da DYP listelennde büyük şansları vardır Aman bu "çekilişi" kaçırmasınlar. DSP için koşuilar çok daha elverişlidir: Tabandan getmek; Tabandan örgütlenmek; 6 Kasım seçimlerinde beş generalin onayından geçmeyi içlerine sindirmek. 12 Eylül askeri yönetiminde belediye başkanı olarak görev yapmak; Kayıtsızkoşulsuz olarak Bulent Ecevit'in sözlerini yerine getirmek; Tek tek konuşmalarda Ecevife ağza gelmedik sözler söyleyip, iki veya daha çok kişinin yanında Ecevifi övmek; Bakışları ile "aşırı solcu" oldukları anlaşılmayanlar; • Bıyıklarının kesilme biçimi ile aşırı solcu oldukları belli olmayanlar; ANAP için başka ölçüler kullanılır. 12 Eylül yönetiminde sıkıyönetim komutanı olarak görev yapmak; Ecevifin yanında danışman olarak çalışmak; MHP davası sanığı olmak; 12 Eylül öncesindeki Konya mitingini düzenlemek; Bekir Çelenk'in arkadaşı olmak; Deniz Gezmiş'in eylem arkadaşı olarak hapis yatmak; Marksizmden kesin dönüş yaptığını holdinglerden aldığı "iyi hal kâğıdı" ile kanıtlamak; Diyeceksiniz ki: Bu koşulları yerine getirenler seçilebilirler mi? Yok hayır. Bu seçim barajı birçok adayı eleyecek... Boşuna mı Özal halkoylaması propagandalarında ingilizce "Barajlar kralı" pankartları ile karşılandı? Bu barajlar hidroelektrik üretecek barajlar değil, bu gibi adayları eleyecek seçim barajlarıydı. Ya efendim işte öyle... ANAP kulislerinde milletvekili adaylanndan sonra en çok ko ANKARA'dan YALÇIN DOĞAN Adaylarda Sıra Sancısı ANKARA "Bakan gerginliği ile hizipler yarışı" ANAP'ın başını ağntırken, "eskileryenilerörgüt" uçgenınde SHP 'nin yakası bir o yana, bir bu yana çekiliyor. DYP'de "eskiler" Demirel'in fiili genel başkanlığım beklerken, DSP "aday saytsındaki azlık " nedenıyle pek sıkıntıya düşmuyor. ' 'Mevcut milletvekillerinden aday olmayahlara ben ayrıca 'neden aday olmuyorsunuz' demem. Ya da adaylık için kendilerine bir çağrıda bulunmam''. Başbakan Özal'ın bu sozune rağmen, şu ana dek Dışişleri Bakanı Halefoğlu dışında adaylık başvurusunda bulunmayan, Devlet Bakanı Y'ehbi Dinçerler ile Millı Eğitım Bakanı Metin Emiroğlu var. Bu sozlerden sonra Özal'ın Dinçerler ile Emiroğlu 'na bugun akşama dek "herhangi bir özel çağrıda bulunması" beklenmıyor. Son anda sürpriz bir gelişme olmazsa, Dinçerler ile Emıroğlu'nun da Halefoğlu'ndan sonra "devre dışı kalmaları" mumkun. Başvuruda bulunan aday adaylarına baküdığında, ANAP'ta "etkin bir ismin" on plana çıktığı göru'luyor: Başbakan Özal'ın kardeşı MSP'li Korkut Özal... Özellıkle sıyasal yasaklann kalkmasmdan sonra, Korkut Özal "MSP kökenlileri aday adaylığı için ANAP'ta sıraya sokuyor". Milliyetçi Çalışma Partisi'nden artık umutlarını kesmiş "eski MHP'lilerin ANAP'a kayıt yaptırdıkları'' gözleniyor. Alpaslan Türkeş'in yıllardır en yakınındayer alanların ANAP'a adcylık için başvuruda bulunmaları, "Hareketçi kanadın ANAP içindeki ağırlığmı güçlendirmek istemesine" bağlanabilır. Eski MHP ile eski MSP takımını ANAP'taki baş\ uru açısından değerlendirirsek, ' 'eski MSP'lilerin daha sanslı olduğunu" belirtebiliriz. Bunun içindirkı, "Korkut Özal daha etkin ^bir konumda'' diyebilivoruz. ANAP'ta MSP'liler ile birlikte İiberal kanadın da "etkinliği" yabana atılamaz. Bedrettin Dalan Istanbul'dan "iiberalkanat" için bastırıyor. "Liberal atak" bazen öylesine surprizler hazırlıyor ki, örneğin "Bulent Ecevit 'in yıüar yıh yanmdan ayırmadığı damşmanı" Işın Çelebi'nin ayakları suyaeriyor ve ANAP'tan aday olabiliyor. Yılların insanları nasıl değiştirdiğine ilişkin en çarpıcı örneklerden bıridır Çelebi'nin ANAP adaylığı. Benzer çarpıcılığı solda Hayrettin L'ysal sergiliyor. Gerçi o, "sağdan sola kamp değiştirmis değil". Amayıllaryılı Ecevit'in "en yakınında duran CHP'lilerden" birı olarak Uysal, "solun kendi içinde bir bafka kampa" geçıyor. Son anda herkesm şaşkmlığı içinde at değiştiriyor. DSP'de umut gormeyince, soluğu SHP'de alabiliyor. "tlkelerin politikada kendi kişisel geleceğinden daha geride geldiğini" bir kez daha kanıtlıyor. SHP'deki olayın karmaşıklığı "şeytan üçgeninden"kaynaklanıyor. Bir yanda "eski CHP milletvekilleri" var. Onlardan hangisine sorsanız, "Eğer ben lisie bası olmazsam, SHP orada kazanamaz"yargısını hemenyapıştınyorlar. Üçgenm son köşesi, bugün için en etkin konumu laşıyanlar. Yanı "şimdiki parti meclisi üyeleri" ile milletvekilleri. Onlardan da, "önce biz 1 varız" avazeleri duyuluyor. Çok guçfizik problemleri çözmeye alışkın Erdal tnönü'nun önünde şimdi basit gibi görunen karmaşık bir matematik problemi var. "Üçgenin dengesini nasıl sağlayacak" Erdal tnönü?.. DYP'de "eski APkökenEler" çok daha sabırlı. 1980'deki 27.. kişilik AP Genel tdare Kurulu üyeleri 24 eylulde Süleyman Demirel'in fıilen genel başkan seçilmesini bekliyor. Dolayısıyla "eski AP genel idare kurulundan hiç kimse DYP'ye henüz başvuruda bulunmuş değil". Buna karşı, DYP'de Demirel'in "yeni bir hazırlığı var". Demırel buyük bir olasılıkla ' 'kadro gençleştirmesine ve yenilemesine" gıdecek. Örneğin Hazine'nin yıüar yıh "en acar elemanlanndan", ama son birkaç yıl içinde Özal tarafından kızağa çekilen Tunç Bifet'm "mutlaka Meclise girecek biryere konulmasına" kesin gözuyle bakılıyor. Demırel şu sıralarda Bılgeı tipınde "teknisyenler kadrosuna dahil etmek" peşinde. DSP'de ise "sular durgun akıyor". Adaylık için başvuruda bulunanlar "en az DSP'yi tercih ediyor". Başvuru formu alanların siyısı henüz 240'larda dolaşıyor. Fiili başvuru sayısı ise, daha elliyi bile aşmıyor. Bulent Ecevit ise genel başkan seçildiklen sonra, "kendiâni ve partisini televizyonda ve basmda taze tutabilmenin yolunu" her gün yeni birfaaliyet yaratmakta görüyor. Bir gün Çankaya, diğer gun Cindoruk 'la buluşma, sonra •iadei ziyaret ve benzeri... Bazı partilerde adaylık başvurusu bitmiş olsa bile, diğerlerinde devam etse bile kesin zarların atılacağı 28 eylüle dek, yani kesin aday lis'telerinin Yüksek Seçim Kurulu'na bildirilmesine dek, politik yaşam daha çoook "metcezir hareketlerine açık" gorünuyor. DSP üe SHFde söz düeUosu ANKARA (Cumhuri>et Burosu) Seçim öncesi iki sosyal demokrat parti SHP ile DSP arasındaki söz düellosu sertleşmeye başladı. DSP Grup Baskanı Cahit Karakaş dün düzenlediği basm toplantısında SHP'yi \e SHP lideri Erdal İnönü'yu ağır bir biçimde eleştirerek, "Erdal İnönii babasının ismiyle milletvekili secilmiştir" dedi. Karakaş'ın basın toplantısının ardından biı basın toplantısı düzenleyen SHP Genel Sekreteri Fikri Sağlar da Karakaş'ı yanıtladı ve " D S P açık adıyla dönii AnayasaMahkemesi Başkanı: Seçim iptali isteği ekimde sonuçlanaeak Anayasa Mahkemesi Başkanı Orhan Onar, SHP'nin Seçim Yasası'nm iptaline ilişkin başvurusunun bir an önce görüşülmesi için önlem alındığını söyledi. ANKARA (AA) Anayasa Mahkemesi Başkanı Orhan Onar, SHP'nin Erken Seçim Yasası'nın iptali istemine ilişkin kararı, ekim ayı ortasında açıklayacaklarını bildirdi. AA muhabirinin sorularını cevaplandıran Anayasa Mahkemesi Başkanı Orhan Onar, mahkemenin başvuruları karara bağlama süresini gerek başkanın gerekse mahkemenin, iç tüzük gereği kısaltma yetkisi olduğunu bildirdi. Onar, "Erken Seçim Yasası ile ilgili başvunınun da bu şekilde bir ay önce görüşülmesi için tedbir alındı" dedi. Onar, başvuruda usül yonunden bir eksiklik olmadığını ve esastan incelenmeye alındığını hatırlatarak, dosyanın raportore sevkedildiğini ve olabildiğince çabuk rapor hazırlaması için kendisine talimat verildiğini belirtti. Onar, bu çalışmalan sonucu, Anayasa Mahkemesi'nin konuyla ilgili karannı ekim ayı ortasında açtklanıaya k<jıajlı olduğunu. gerekçeii kararın da seçim tarihinden once yayımlanacağını bildirdi. SHP'nin başvurusu Sosyal Demokrat Halkçı Partı. seçim yasalannda değişiklik öngören ve erken seçimlerin 1 Kasım'da yapılmasını öngören yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurmuştu. SHP, yasanın iptali için gerekçe olarak şunları göstermişti: Yasada propaganda suresinin kısaltılması, Seçimlerin, karar verilmesinden 3 ay sonraki ilk pazar günü yapılmasına ilişkin hukmün kaldınlması, Seçim çevresi barajının yükseltilmesi, Birleşik oy pusulalarında mılletvekili adayı isimlerinin yazılmaması, Seçim kararının Mecliste alınması gerekirken, bu konuda yasa çıkarılması. şiimlü sağ parti haline gelmiştir" dedi. Sağlar, Karakaş için de, "Mazisi kendisi gösteriyor" dıye konuştu. Karakaş dün duzenlediği basın toplantısında, " S H P yöneticilerinden zaman zaman basın yoluyla kamuovuna duvurulmaya çalışılan sözde birleşme çağnlannın bir aldatmaca ve gerçek içyiizlerinin halkı kandırmadan ibarel olduğu, sosyal demokratlann biitiinleşmesi konusunda samimi bir düşünce taşımadıklan artık ortaya çıkmıştır" diye konuştu. Karakaş, sözlerini şoyle sürdurdu: "Nitekim, Bulent Ecevit'in siyasi yasakları daha uzerindeyken ve halkoylamasının ne sonuç vereceği belli degilken, alelacele Ecevit'e yapılan birleşme çağrısı bir nevi süreli ııltimatoma donuştürülmüş, Ecevit'in yasaklannın kalkması ve genel başkan secilmesi beklenmeden SHP >oneticileri parti meclisinde DSP ile görüşmerae kararı almışlardır. SHP Parti Meclisi'ne egemen olan. geçmişle CHP'yi giıçsiiz durumda bırakan kişiler ve düşünce sahipleri gerçek sosyal demokratlann güçbirliği yapmalan halinde parti içinde kendi hegemon>alannın ><>k olacağından korkarak o>unlar sergilemişlerdir. Artık SHP voneticilerinin maskeleri diişmüştür." Sağlar'dan Karakaş'a veryansın SHP Genel Sekreteri Fikri Sağlar, DSP'nin altıncı sağ parti olduğunu bildirerek, " D S P , açık adıyla dönüşümlii sağ parti haline gelnıişlir" dedi. Fikri Sağlar, DSP TBMM Grup Başkanı Cahil Karakaş'ın SHP ile ilgili eleştirilerini >ert bir dille yanıtladı ve SHP'nin istediği an DSP'yi gruptan düşurme gücünde olmasına karşın, "böyle şeylere tenezziıl etmeyeceklerini" sövledi. Sağlar, Bulent Ecevit'in Cumhurbaşkanı'jla gorüşmesinden sonra açıklamalarının ve DSP'nin öteki partılerle temaslarının kimin samimi olduğunu ortaya koyduğunu da bildirdi. Kendisınden daha uygun milletvekili adayı olabilir mi? Cebine yarım milyonu ya da bir mılyonu koydu mu, soluğu başkentte alır. Aday adayıdır artık Bakarsın aday da olabilir. Millı Piyango'nun ünlü bir sloganı var ya, "Sıze de çıkabılir"... Bu da öyle, aday adaylığı yüzlerce milletvekilliği heveslisı için bir piyango biletı almak gibi! . Tutar mı tutar! Bir de bakmışsınız adam listeye gırivermiş. (Baştarafı 2. Sayfada) Baş tarafa değil sonlara da girse yine de önemlidir. Artık yıllarca hesabın dışındadır. Cuma akşamına kadar parti merkezlenne aday Ben falanca partinin milletvekili adayı idirri diye böbürlenip duraolmak için başvurmayan değerli ve "vazgeçılmez" nitelikteki kişi cak! Hele partisi de iktidara geldi mi, o partinin adayı olarak her ler 28 eylüle kadar aday olabılmek şansına sahiptirler. Bunlar kım işinı kolaylıkla çözümleyecek.. ter? Adaylık yarışına katılmak istemeyen deneyimli politıkacılar, ünlü Graham Greene'in bir romanında Haiti'ye gelen ABD başkan kişiler. gazetecıler, yazarlar, bilım adamları.. Bu kişiler parti merkezlerince özellikle aranmayı beklerler. Aranırlar mı? Orası kuş adaylanndan biri vardır. Dikta polisleri onu da eşiyle birlikte yakakulu! Bu hızlı seçımde sanatçıydı. bılim adamıydı. yazardı, şaır larlar Adamcağız başkanlık seçimine bağımsız aday olmuştur, kaç dı, parlamentoda böyle kişiler de bulunmalı diye düşünen var mı, bin oy aldığı ya da almadığı önemli değildir, ABD başkan adayı olmuştur ya bunu her yerde satar, Haiti'de de etkili olur doğrusu düşünecek zaman var mı? bu eski adaylık.. Başını dertlerden kurtarır böylece... Her genel seçim öncesinde anımsatırım. Bir görevmış gibi! 1977 Genel seçimler bir şenliktir Bınlerce ınsan bir iki hafta hayaller seçiminde de 83'te de adaylar arasında bir tek yazar, sanatçı yokiçinde yüzer. Umutlardan bir şato yapar kendine... Birkaç yüz bin tu. ancak bir iki gazeteci o kadar! Oysa bir ülkenin, parlamentoda liraya değmez mi bunca güzel düş, tatlı umut! Ankara'ya gelineyer alabılecek sanatçısı, yazarı, şairi olmamalı mı? Böyle kişiler o ıtış kakışlı önseçımlere ya da şimdiki gibi tepeden yapılan yok cek, otellerde, ıçkıli gazınolarda, kulüplerde öbek öbek toplanıp lamalara katılmazlar Onları özellikle arayıp göreve getirmek ge tartışılacak, parti lıderlenne atılıp tutulacak ya da göklere yüceltirekır Korkarım kı 1987 genel seçımi sonucunda da TBMM'ye helecek. Milletvekili seçilince neler yapılacağı, mahallesinde. sokamen her meslekten adam girecek, ama bir duşünür bir felsefecı ğında nasıl cakalı cakalı dolaşılacağı düşlenecek! Meclis lokantabir ressam bir heykelci bir yazar bir şaır giremeyecek. Ülkemizın sında hemşerilere ziyafetler, toplantılarda söylevler, lacivert elbidüzeyini bundan daha iyi ne gösterebilir? seler içinde Meclis kapısmdan gırip çıkmalar!.. Bunlar kaç kişi için Birkaç gündür Ankara'dayım ANAP, SHP, DYP gibi partilerin ge gerçekleşecektir? Orasını düşünmez o aday adayı, birkaç hafta nel merkezlerinın bulunduğu sokaklarda birkaç kez gidip geldim. boyunca süreceği düşler dünyası ona yeter de artar bile... Kapı önlerı, kaldırımlar aday adaylarıyla tıklım tıklım doluydu. HaŞunun şurasında yedi sekiz gün kaldı parti adaylarının açıklanni at yarışı kuponlarının doldurulduğu yerler vardır, belli günlerde masına . Bir de o zaman görün listenin sonuna bile giremeyen büyük kalabalık toplanır, heyecan içinde sonuçların açıklanması aday adayının yıkılışını. "Parti lıderine ağza alınmaz sözcüklerle nı beklerler Parti kapılarında bekleşen aday adaylarını o ortak ba seslenerek gerisin geriye dönmesini!.. Hep gördük bu tür durumhısçilere benzettim. Aynı heyecan, telaş, hırs. ları, şimdi bir kez daha tanık olacağız böyle olaylara, bu tür kişilere . Adam kalkıp Anadolunun uzak yakın bir yerinden Ankara'ya koşuyor. Partısınin ya ilçe kurulundadır ya ilinde sözü geçen biridir. Hepsıne şanslar dilemek bızden. EVET/HAYIR OKT4Y AKBAL YAŞAYAN KOST\ Atena Dcponte ; ; 0 lıra (KDV ı«ındc) Çagda} Yayınları Turkocagı . Cad 3941 Cafaloglu htanbut İLAN KARTAL 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1987/455 Esas 1987,',%1 Karar Kaslamonun .\raç Koklüvurt 077/02 cilt. 65 sayfa, 133 kütükde nufusa kayılb bulunan Hasan Nuri ile L'lviye Müruvet'den olma 1950 doğumlu Umit Buyukçolpan'ın MK. 369. mad. gereğınce hacir alıına alındığı ve; Ağrı, Doğu Beyazıt Abdigor Mah. 70 hane. 1 cilı 121 sayfada nüfusa kayıtlı bulunan Kemal Alıye'den olma 1950 doğumlu ve Karıal Uzunkaya pasajında a\ukaı Suphı Tanrıverdi'nın vası olarak tayın edildıği ilan olunur. Nüfuz cilzdanımı kaybettim. Geçersizdir. TUNCAY DOĞRU
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle