22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
/ EYLÜL 1987 • * • * CUMHURİYET/13 Suriye'ye elektrik veriyoruz lesuuujı l j NLSAYBİN (Cumhurivet) İlçe yakınlarından geçen Çağçağ ırmağı uzerinde kurulu termik santraldan Suriye'ye elektrik enerjisi verilmeye dünden itibaren başlandığı bildirildi. Başbakan Turgul Ozal'ın Suriye gezisi sırasında yapılan görüşmelerden sonra Turkıye'nin Suriye'ye elektrik enerjisi vermesi konusunda anlaşmaya varılmış ve bu konuda gerekli çalışmalara başlanmıştı. TEK Genel Mudür Yardımcısı Muhittin Babalıoğlu ile Suriye Ulusal Elektrik Genel Mudürlüğü yetkilileri arasında onceki gun yapılan protokol çerçevesinde elektrik enerjisi verileceğini belirten Nusaybin Kaymakamı Adnan Yılmaz, elektrik nakil hatlarının tamamlandığını söyledi Barış için koşu Açüğa karşı mücadele kampanyası çerçevesinde Moskova'da düzenlenen bir koşuda, koşucular ABD ve SSCB bayraklan taşıyorlar. (Fotoğraf: AP) Uçak denize düştü: 83 ölü BANGKOK (AA) Tayland Havayollan'na bağlı Boeing 737 tipındeki bir yolcu uçağı. yakınından geçen bir başka uçakla çarpışmamak için manevra \aparken, denize çakıldı. Tayland Radyosu'nun haberine gore, Gorem Phuket Adası açıklarında Andaman Denizi'ne düşen uçakta, 74'ü yolcu, 83 kişi bulunuyordu. Radyo, şimdiye kadar 12 ceset çıkanldığını, 71 kişmin de yaşamından umut kesildiğini bildırdı. Bangkok'a gıtmekte olan yolcu uçağının, kaza meydana geldiği sırada, yakıt ikmali için Phuket'e inmeye hazırlandığı belirtiliyor. Taylan'da 1985 yılında da yine Boeing 737 tıpindeki bir yolcu uçağı, Phuket'e giderken bir tepeye çarpmış, olavda 11 kişi ölmüştu. tarafından girişindeki işaret tabelalannın tümü, turuncu bayraklarla donatümış. Yenimahaüe Belediyt Başkanhğt binasının önündeki "tlan tahtası"nda "sosyal faaliyetler" yazılı bafhğın attmda turuncu "hayır" büdirdüer. Yenimahalk BekfUyeBaşkaru Mustafa Vuran, mahaUelerde "turuncu" propagandasma çıkmış. özel Kakm Mudüru Sinan Gönenç 'in bordo kahverengikanşmu taktm elbisesinin tdtmda "turuncu" gömleğisıntıyor. Odacılann dagömkkkri "turuncu". Belediyt Başkan Yardımcısı Cengiz Atak'm odasmagiriyoruz. 7ışörtü turuncu, "Siz de Yenimahalle gibi turuncuya çahştyorsunuz"diyoruı, Atak'm yanıtı şöyle oluyor: Şimdilerde çok moda. Avrupa'da da modaymış. Turuncu bayrakUtrm Yenimahalk 'ye bekdiye araçlan tarafından asıldığını söylüyorui. Atak, bunu bir "tesadüf olarak nitelendiriyor. fola y , kentin Denizci teğmenler Okulu ı mezunlan Istanbul'da törenle diplomalannı aldı. Deniz Harp Okulu Komutanı Tuğamira! Ekmel Totrakan, törende yaptığı konuşmada, gittikçe karmaşıklıklaşan ve hızla geüşen teknolojiyle utak ülkeler arasında da savaş çıkabikcefini anımsattı. Törene Cumhurbaşkanı Kenan Evren, TBMM Başkanı Necmettin Karaduman, Başbakan Turgut özal ve Genelkurmay Başkanı Necip Torumtay katıldı. HABERLERÎN DEVAMI Roma'da doğan dev (Baştarafı 14. Sayfada birinin akbna, gidip onu bulmak gelmemişti. Kostadinova 1987'nin tarihiydi belki, ama Johnson, 2 bin yılına ait bir bilimkurgu koşusu koşmuştu.. Yuksek atlama, izlemekten en zevk aldığım yarışmalardan biridir. Bu yüzden tribünde önünde duran kapalı devre televizyonu yüksek atlama kanalına ayarlayıp, yanşmayı başından sonuna hem sahadan hem ekrandan izledim. Ekran size, yarışmacının yüzünü getiriyor. Tüm duygulanru okuyabiliyorsunuz.. 1983'ün şampiyonu Tamara Bykava ile, 2 metrenin üzerine 40 kez cıkan Stefka Kostadinova inanılmaz bir yarış yaptılar. Diınya şampiyonu olduktan sonra uzun bir sakathk geçiren ve bu yıl en fazla 1.98 atlayabilen Tamara Bykova, Roma'ya bu yıl iki kez 2.05 ve bir defa da 2.06 atlayarak gelen Kostadinova ile "biiyüklük"ünü yarıştırdı.. tlk atlayışı o yapıyor, ardından Kostadinova geliyordu. 2.02'ye kadar ikisi de neşeliydi.. Sonra Tamara, büyuk Tamara geldi, 2.04'ü, on parmak yukardan geçti. Ekranda o sırada Kostadinova'nın yüzünü gördüm. Belki de ilk kez kaybedebileceğini düşündü.. Sarardı.. Sonra sinirle yerinde zıplamaya başladı. Geldi ve indirj±i... Bykova öne geçmişti.. Çıta z.04'ün uzerinde iken avantajı kaçırmanın ne demek olduğunu Stefka büiyordu... Yıküdı. Bu yıkılmışlık içinde ikinci kez koştu çıtaya.. Geneindirdi. Yerineoturur oturmaz havluya sarıldı. da, dünya rekorunu da getıren bu atlayıştı aslında.. Çıtaya öfke ve nefretle bakıyordu ekranda.. "Geçecegim, ezeceğim seni" diyordu adeta.. "Kaderimle aramda dursmazsın.." Hem de oyle bir geçti ki.. 2.04 değil, 2.10 olsa gene geçecekti.. İşte o anda ekranda Tamara'nın titrediğirü gördüm. Bir minik an kalmıştı dünya şampiyonluğu için, Stefka takılacak, Tamara kazanacaktı... Ama Stefka geçmişti. Şimdi çıta 2.06'ya cıkacaktı. Tamara hayatında en fazla 2.05 atlamıştı. Şimdi korkma sırası Tamara'ya gelmişti ve yüksek atlamada en büyük engel, karşıdaki çıta değil, insanın içindeki korkuydu.. Tamara'mn korkusunu gözlerinden okuyordum. öylesine gitti 2.06'ya ve takıldı. O anda ekranda Stefka belirdi.. "İşte bekledigim mucize buydu" diyordu adeta.. Tamaramn 2.06'yı geçemeyeceğini anlamıştı.. Bu yüzden kendisi de çıtayı indirince aldırmadı bile. Tamara bir kez daha çok farklı duşürdü çıtayı.. Artık gün Stefka'nındı... Çok rahat geldi ve geçti. Tamara son kez çırpındı. Üçüncü hakkını 2.06 da değil, 2.08 de kullanarak.. Bodoslama bindirdi ve gitti şimdi meydan Stefkadaydı ve çıtanın artık 2.08 de kalması için anlam yoktu. Bir santım daha istedi. Bir santim daha ve dünya rekoru, 2.09.. Aslında ilk hakkında geçti Steflca.. Çıta belki de geliş rüzgârı ile düştü.. Ama mağlubiyete bir saniye kala kaderini değiştiren Stefka şimdi coşmuştu. Altın madalya ona yetmeyecekti. Rekor da istiyordu artık.. Dahasını istiyordu.. Daha.. Daha.. İkinci kez gelip, 2.09'u geçtiğinde, yerden en az 2 metre 15 santim yukardaydı.. Bu formla niye devam etmedi, niye dünya rekorunu daha ulaşılmaz yüksekliklere götürmedi bümiyoruz.. Orda bıraktı.. Gelecek yarışlara da birşey kalsın istiyordu, belki.. Atletizm'in logosu da öyle değil miydi zaten.. "Çitius, altius, fortius." 12 G.Sarayh Vitrinler dolu, halkta para yok (Baştarafı Spor'da) Ama tngiltere maçına kadar durumlannı duzeltirierse takımda yerleri hazır" dedi. Denizli, amaçlannın Ingiltere karşısında başarı kazanmak olduğunu vurgularken konuşmasını şöyle sürdürdu: "Ingilizler >eni bir kadro oluşturuyor. Ama beni bu değil oyun düzenlerinde yapacaklan değişiklikler ilgilendiri>or. Bu nedenle 9 eylulde yapılacak Federal Almanyaİngiltere arasındaki özel maçı izleyeceğim. Bu maçı gördükten sonra taktik çalışmalarına başla\acağız." A millı futbol takımı aday kadrosu bu gece kampa girecek. Ancak Buyük Sürmeli otelde açılacak olan kampa sadece diğer kentlerden gelen futbolcular katılacak. İstanbul kulüplerinden alınan futbolcular ise sadece antrenmanlarda hazır bulunacak. Çalışmalar cuma gunü sona erecek. Milli takım hazırjık çalışmaları sırasında gunde iki antrenman yapacak. Bu çalışmalardan ilki sabah 10.30, diğeri ise 16.30'da başlayacak. Milli takım bu ay içinde 22 ekim tarihinde bir kez daha toplanacak. Bu arada Hayrettin, Muhammed, Sinan, Gokhan (G.Birüği), ilk kez A milli takım aday kadrosuna davet edildi. Beşiktaşlı Metin ise sınavları nedeniyle milli takımdan affını isteyeceğini açıkladı. (Baştarafı 1. Sayfada) maya surükleme ıhtımalı taşırken, kuşkusuz, Sovyetler'in nasıl davranacağı hcsabmı ^pıyor. Dışişleri Bakanı Ali Ekber Veİayeti. bize, "lran Sovyel yakınlaşmasının taktik degil. Sovyetler'in tran'ın komşulanndan biri oldugu için stratejik atnaçlı olduğunu" söylemişti. Dışişlen Sözcüsü Mnrtaza Sermedi'ye Tahran ile Moskova arasında lran petrolunu Karadeniz'e akıtma konusunda ilke mutabakatına mı, yoksa somut bir anlaşmaya mı varıldığını sordum. Sermedı, "İlke muUbakatının çok ötesine geçti. Bu konuda hayli ilerleme var" karşılığını verdi. Ancak, uzmanlar lran ile So\yetler'in Karadeniz kıyılan arasında bulunan ve Devrim'den sonra ihtilaflar yüzünden ışletilmeyen doğal gaz hattından petrol akıtılması için teknik nedenlerle altı aya ihtiyaç olduğunu belirtiyorlar. Sovyetler'ın lran için önemi, Hürmuz Boğazı'ndan petrol ihraa önlendiği takdirde bunu gerçekleştirebıleceği bir alternatif olmaktan öte>e hem kendisi hem de Bağdat ile yakın ilişkilere sahıp [ek süperde\let olmasından ileri geliyor. Ayrıca, Moskova, Tahran için ABD'ye bir karşı agırlık olarak kullanabıleceğı tek guç. lran So\yet yakınlaşmastnın faturasını ödeyebılecek ülkeler arasında başta Pakistan yer alıyor. Diplomatik çevrelerden sızan bilgılere gore, Sovyetler, şu aşamada Iran'a "siyasi destek" vaat eımiş durumda. Bu •si>asi deslegin" bo>utları. lran Afganıstan sonmuna ilişkin olarak Sovyet tutumuna daha uygun davrandığı olçude artacak. Bunun anlamı, tran'ın, Pakistan ve Sovyet destekli Kabil hükümeti ve Afgan direnişinin lemsllcileri ile barış masasına, dörtlu göruşmelere oturmayı kabul etmesi. Böylece, Pakistan uzerinde ve Korfez'in yanı başındaki ABD çıkarlarına yönelik agır baskılar doğacak. Çunku, Sovyeı Pakistan ilişkileri çok bozuk halde ve Iran'ın da Sovyet diplomasisinin rotasına girmesi, Pakistan'ı iyice yalnız bırakacak. Tahran'daki diplomatik gözlemciler, şu sıralarda Afganistan'ın adının Iran'da hiç anılmamasının anlamlı olduğuna dikkati çekiyorlar. Gerçi. cuma namazlannda âdet olduğu uzere uç kez "Merg Ber Amerika". "Merg Ber İsrail" ve "Merg Ber Şarevi" yani "Amerika'ya Olum", "Israil'e Ölüm" ve "So>>etler'e Ölum" diye bağırılıyor, ama yetkililer ile göruşulduğünde Sovyetler Birhği'ne karşı duşmanca bir tıııum hiç dile getırilmıyor. bolluk sergilediği bir ülkenin, savaşı sona erdirmeye kendisini zorlayacak iktisadi sıkıntılar içinde bunaldığına inanmak çok guç. Bu hiç de gerekli gorunmeyen bol ve çeşitli tüketim maddelerini elde edebilmek, biraz Turkiye*deki durumu andırıyor. Yok yok ama paran varsa alırsın. Para ise gendlikle yok. Toplumun altorta ve alt gelir gruplan genellikle ayda 30004000 tuman yani 30 bin 40 bin riyal kazanıyorlar. Dolar resmi kurda 7.2 tuman yani 72 riyal. Ama karaborsada ki hangi hediyelik eşya satan dukkâna girseniz, dukkân sahibi gönullü bir karaborsacıdoların tanesini 1000 riyalden bozuyorlar. Yoksulluğun yaygınlığma rağmen mal sıkıntısının olmaması ve temel ihtiyaç maddelerinde sübvansiyon, savaş koşullanna rağmen ülkeyi bir iktisadi çökuntu eşiğine getirmekten ve hoşnutsuzluğu beslemekten çok uzak. Yine de, rejimin belirli bir ekonomı politikasının bulunması rejimin içinde öteden beri inceden inceye var olan ıktidar kanatlan arasındaki mücadele cephelerinden bin. Cumhurbaşkanı Hameney ve hukümet içindeki birkaç bakan en başta Dışişleri Bakanı Velayetı pazar ekonomısine uygun liberal bır ekonomı politikası yanlısı olarak biliniyorlar. Bu kanadın Tahran'ın guçlu pazar (kapalıçarşı) esnafı tarafından desteklendiği ilerı suruluyor. Söz konusu kesim, Islam Devrimi'nde buyuk rol oynamıştı ve Şii uiemasımn önemli bir bölumuyle yakın ilişkiler içinde, Buna karşıhk, Başbakan Musavi, daha sosyalizan bir goruşun temsılcisi olarak tanınıyor. Musavi'den bir sonraki Cumhurbaşkanlığf nın en guçlu adayı olarak da soz ediliyor. Musavi, gücunun kaynağını rejimin en etkili ve guçlu adamı Meclis Başkanı Huccetuhslam Haşemi Rafsancani'den alıyor. Rafsancanı, ayrıca Imam Hume>ni'nin resmi halefi durumundaki Ayetullah Montazeri ile de sıkı ilişkiler içinde. Montazari'nin de kendi iktidar odağı var. Rejimin, gerek savaş gerekse silahlı guce hukmetmeleri nedeniyle en etkili figürleri arasında bulunan Devrım Muhafızları Bakanı Muhsin Refikdost ve Devrim Muhafızlan Komutanı Muhsin Rızai, esas bağlılıkları Ayetullah Montazeri olan kişiler olarak farkediliyorlar. Şu dönemde, ağır basan unsur Rafsancanı. Gunluk politikaya ilişkin farklı çıkarlar çevîesindeki gmplaşmalar, ideolojik farklılaşmadan kaynaklanan değişik kanatlar iç savaşa gelince onak hareket etmeye mecburlar. Çunku, savaşın Saddam duşene kadar sürdurulmesi uzerinde asla tartışılamayacak bir konu. Çunku bu bir fetva. Imam'ın, yanı Şii toplumunun tartışılmaz otoritesinın, kılavuzunun fetvası. İmam Humeyni'nin fetvası. Bu fetvanın aksini bır başka fetva ile ancak İmam Humeyni •verebüir. Imam Humeyni'nin farklı bir fetva vermesi bir hayal. Dolavısıyla, şu sırada Iran'ın karşısındaki konjonkturel guçlukler ne olursa olsun, tranm onunde tek yol var: Saddam duşene kadar savaşa devam etmek. Iraırdan misilleme (Baştarafı 1. Sayfada) hücum botunun saldırısına uğradı. Hucumbotun, Iran'ın Abu Musa adasından geldiği tahmin ediliyor. Gözlemciler, Iran'ın daha önce de, kıyıdan 65 kilometre uzaklıkta bulunan bu adadan saldırılar duzenlediğini beliruiler. İran saldırısında hafif yara alan Kuveyt gemisinin onarım için Dubai'ye doğru yol aldığı bildirildi. Iran'ın dun sabah erken saatlerde gerçekleştirdiği saldın, Irak'ın Körfez'de iki gemiyi daha vurduğunu açıkladığı sıraya rastladı. Irak, böylece geçen hafta cumartesiden bu yana beş gemiyi vurmuş oluyor. 45 günlük bir aradan sonra geçen hafta gemilere karşı saldırıları tekrar başlatan Irak, Tahran BM'nin ateşkes karannı kabul edinceye kadar saldırıları surdureceğini açıklamıştı. İran ise Irak sıldırılanna karşı misilleme yapacağını bildirmişti. Iran'ın Körfez'de bir Kuveyt şilebine saldırmasından önce pazar gecesi açıklama yapan Devrim Muhafızları Bakanı Muhsin Refik Dost, Irak saldırıları surdüğu takdirde Bağdat'ı fuzelerle yerie bir edeceklerini söyledi. Refık Dost, bir grup askere yaptığı konuşmada, İran'ın gucunun her zamankinden fazla olduğunu savunarak, Irak başkentine günde iki kez oldurucu darbe vurabıleceklerıru söyledi. Bakan "Saldırganı, Irak'ın içlerinde Saddam Hüseyin devrilene dek izleyecefciz" dedi. Ote yandan. lran liderlerinin mesajlarını Uetmek için bir haftadır yurtdışında bulunan ve bu arada, Türkiye'ye de gelen Başbakan Yardımcısı Ali Rıza Moayyeri onceki gün İran'a döndü. AA'nın haberine göre, Moay yeri, Tahran'da yaptığı açıklamada, ziyaret ettiğı Türkiye, Çekoslovakya ve Bulgaristan'ın, Basra körfezinde yabancı güçler bulunmasına karşı olduklarını ve krizin sona ermesi için tüm yabancı guçlerin bölgeden çekilmesi yolundaki İran görüşunü paylaştıklarını söyledi. Tehlike artıyor Körfez'deki son gelişmelerle, ABD'nin İran'la bir çatışmaya girme olasılığının arttığı belirtiliyor. ' ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Michael Armacost, bir Amerikan televizyonuna verdiği demeçte, "risklerin tartışılmaz şekilde arttığım" söyledi. Irak'ın hava saldınlarına yeniden başlamak konusundaki zamanlamasını hataiı bulduğunu kaydeden Armacost, ancak Tahran'ın BM'nin ateşkes çağrısına cevap vermemesi nedeniyle, Irak'ın sabrıran taşmak üzere olduğunu söyledi. İktisadi durum Irak'ın, Iran'ın iktisadi hedeflenne vurması ve petrol ıhracatına darbeler ındirmesinin de, ulkeyi buyük iktisadi sıkıntılar ıçine sokarak banşa zorlayacağmı duşunmek fazla safdıllik olur. Petrol, özellıkle lran savaş makinesi için gerekli bir finansraan kaynağı. Tahran'vn petrol ihracatının alternatif çıkış noktalan (muhtemelen Sovyet Karadeniz limanları) bulunana dek tumuyle durması yine de mümkun değil. Üstelik, Iran'ın dış borcu yok. Ödemeler dengesi açık vermıyor. Buna karşıhk, Irak'ın dış borçlannın 100 milyar dolara tırmandığından söz ediliyor. Bu bakımdan, Iran'ın büyuk iktisadi sıkıntılar içinde bulunduğuna ilişkin kımı zaman bazı Batılı yayın organlannda yayımlanan haberler buyuk olçude abartmah. Iran'da sıkıntısı çekilen başlıca maddeler et \e tavuk. Bu iki birim gıda maddesi karneyle veriliyor. Ancak, gerek otellerde, gerekse çoğu kez dolu olan lokantalarda hem et hem de tavuğun bulunrnadığma rastlanmıyor. Hayır, terlerini değil, göz yaşlannı siliyordu. Geçen yıl boykot yüzünden olimpiyatlara katılamamıştı. Gelecek yıl belki gene boykot olabilirdi. Bir dünya derecesi için tek şansı elinden kaçıyordu işte.. 40 kez dünyanın damında gezecek, ama "gerçek anı" geldiğinde cıtayı düşüreceksin, olacak şey miydi bu?.. Ya peki, bu yıl bir kez bile 2 metre geçemeyen Tamara nasıl oluyor şimdi böyle rahat havalarda uçuyordu?. Kostadinova, uçuncü ve son atlayışından önce, adeta meditasDaha hızlı.. Daha yüksek ve yon yaptı... Yarışa devam edebidaha giiçlü.. İirse, Tamara hata yapabilir, ibDünya 12 dakika içinde, daha re ona dönebilirdi.. Ve hayatının hızlı ve daha yükseği vaşamıştı. en güzel atlayışını 2.04'te yaptı Sponın güzelliği de bu değil miyKostadinova.. Altın madalyayı Zanıan tünelinde (Baştarafı 14 Sayfada) maması için elinden gelenı yaptı. Johnson, tum 100 metreyı, azgın bir boğanın boynuzlarından kaçan bir matador gibi koştu. Lewis'in herkesi korkuntan son 50 metredeki finişi, burada maalesef, işe yaramadı. Ara, bir metreye indi. ama Jonson altın madalya ile birlikte dunya rekorunu da göturdü. Bu yarıştan e\vel, 100 metrenin 9.83'te koşulacağını söyleyecek kişiye mutlaka gülerdik. Ama şimdi Johnson, yarıştan sonra yaptığı bir konuşmada, bu rekorun başkası tarafından 50 yılda kınlamayacağını, ama sadece ve sadece kendisi tarafından yenileneceğini soylediği zaman, bu siyahi kabiliyete inanmamak kabil değil. Hatırlarsınız, Beamon 1968'de 8.90 metre atladıktan sonra, girdiği yarışmalarda 8.35 dahi zor atladı. Onun için, kendi kırdığı rekor, adeta kendisine de bir engel oldu. Acaba, Johnson için de aynı şey mi olacak? Yoksa, kendinin dediği gibi, bu masum yüzlü, çekingen ve konuşurken sıkıldığını belli edercesine kekeme konuşan Johnson, kendi rekorunu yenileyebilecek mi? Burada, şunu da belirtmek istiyorum. Roma'da bir şeyier oluyor. Johnson, o müthiş rekoru nu kırdıktan sonra kadınlar yüksek atlamada, yarışmayı kaybederken kazanan Bulgar Kostadinova, altını kazandıktan sonra çıtayı 2.09 metreye çıkarttı ve atlayışında kendi rekorunu 1 cm ile kırdı. Fransız Filolojisi öğrencisinden ortaokul öğrencilerine ders verilir. Tel: 579 51 36 Dikkatinizi çeknıek istiyorum. Burada, yanşmalarda mücadele ve başarıyı gormek. kazanan kadar kaybedeni de alkışlamak için bulunan bızler. artık tıangı yanşmalarda dunya rekoru kınlacak diye birbırımize soruyoruz. Erkekler 400 engellide meşhur Moses, bu yıl çok iyi durumda olan Batı Alman Schmidt ve kendi takımından zenci arkadaşı Danny Harris'in önunde, kendi rekorunu yenilemek mecburiyetini duyacak mı? Yoksa, Moses'den 10 yaş küçuk olmasına rağmen. bu yıl Moses'in 10 yıllık geçilmezliğine son veren Harris mi kazanır? Ben, gene sonunun ne olacağını bilemediğim bir tahmin yapmak ısterim. Bu yanşta, sanırım Moses birinci gelir. Ama birinci gelmek için de bu mesafeyi 47 saniyenin alnnda koşması gerekir. Bu da yeni bir dünya rekoru olur. Gordunüz mu. insan nasıl bir rekor psikozuna giriyor burada? Diğer taraftan, dunya rekorunu egale etmesine rağmen, 100 metrede yenilen Carl Levvis, zedelenen prestijini, uzun atlamada Beamon'ın rekorunu kırmakla tamir etmek isteyecektir. Yanında yanşacak bir Rus Emmiyan 1 la çarpışacak olan Levvis, deniz seviyesinde de 9 metrenin üstünde atlandığını göstermesi gerek. Diğer taraftan, gene Mexico'dan kalma 43.86'lık dünya erkekler 400 metre rekorunu kırabilecek iki kişi \ar burada. Amerikalı Reynolds ve Nijeryalı Egbunike, hiç olmazsa, fınalde 44 saniyenin altında koşacaklar. Eski rekortmen Amerikalı Lee Evans, Egbunike'yi çalıştınyor ve oğrencisinin kendi rekorunu kırmasını istiyor. Bakalım, Roma'da daha neler göreceğiz. Bir zaman makinesine atlamış, zaman tuneli içinde yolculuk yapıyoruz. Aman, geleceği gormek ne de guzelmiş. (Baştarafı Spor'da) olmazsa Eindhoven maçına kadar durumu bu şekilde idare edeceğim. Hem takıma aldığım futbolculara kimsenin itiraz edeceğini sanmıyorum. Örneğin Hayrettin. Bana gore şu anda Turkiye'nin en iyi kalecilerinden birisi. Ben onun antrenörüyüm. Benden iyi de kimse bilemez. Arif son haftalarda gösterdiği başarılarla milli takım formasını h a k etti. Muhammed'i elimde olsa geçen sezon yapılan Ingiltere maçından sonra kadroya alacaktım. Çünku kendisinin form grafiği sürekli yukseliyor. Cuneyt ise bugüne kadar defalarca milli formayı giydi. Zaten diğer 8 futbolcu geçen yıl da milli takımdaydı. Savaş Koç'u da Olimpik Milli Takımda olduğu için almadım. Mustafa (Baştarafı 1. Sayfada) durdurma kararına uymuştu. Resmi tatil suresinin sona ermesi üzerine dün sabah Hâkim Albay Kudret Eroğlu, Hâkim Mahir Esen Ö k u ve Hâkim Fikret Uiuç'tan oluşan DGM heyeti, savanın istemine uyarak, derginin 30 ağustos5 eylül tarihli 35. sayısının toplatılmasına ve dosyamn Cumhuriyet Savcılığı'na iade edilmesine karar verdi. DGM Kuyruk yok Başkent Tahran'da 10 gun içinde hiçbir mağazanın önünde kuyruğa rastlamadık. Bır garıplik varsa, o da vitrinlerin ve dukkânların tıkabasa gereksiz tüketım maddelerıyle dolu olması. Şehri güneyden kuzeye boydanboya kateden Veli Asr (eski Pehlevi \e eski Musaddık) Caddesi'nin şehir merkezine denk gelen bölumlerinde erkek giyim mağazalarının vıtrinleri, Lanvin ya da Pierre Cardin markalı gomleklerden ve kostümlerden geçilmiyor. Hele kozmetik eşya satan dükkânlar, Christian Dior, Guy Laroche, Yves Saint Laurent'ın \e daha bir dizi fırmanm çeşit çeşıt urunlerini vıirınlerinde sergiliyorlar Vitrinlerin önu öbek obek çadorlan, (çarşaflan) kapalı giysüeri içindekı kadınlarla doluyor. Dükkânlara gıren çıkanın haddi hesabı yok. Marantz marka elektronik setler, Japon fotoğraf sanayiinin son ürünlerı, mobılya \e dekorasyon malzemesi satan dükkânlar hiçbir yerde eksilmiyor. Başkentinin vitrinlerinin boylesine Herkes (Baştarafı Spor'da) "Yüksel toplara çok iyi vurdu, oysa bizim çocukların Yüksel'e engel olmalan gerekirdi. Fakat hiçbiri bir şey yapamadılar. Ben de kalemde caresiz kaldım. " şekhnde konuştu. Öte yandan, Beşiktaş'ın kaptanı Samet Aybaba da, "Kalemize iki top geldi ikisi de gol oldu. Takım olarak çok kötü oynadık. Ama yenilgiyi hiç düşünmemiştik. Daha önumüzde uzun bir maraton var. Beşiktaş, her yıl olduğu gibi bu yıl da şampiyonluk peşinde koşuyor. Bir yenilgiyle hiçbir şey olmaz. Karşıyaka yenilgisini onümuzdeki haftalarda oynayacağımız maçlarda telafi ederiz" dedı. BURSA (Cumhuri>et) Film yönetmeni Remzi Cöntürk (51), trafık kazası sonucu oldu. Cöntürk'ün içinde bulunduğu 35 NR 547 plakalı otomobil Bursa'ya giderker Karacabey yakınlanndaki Yenikaraağaç rampasında önünde seyreden Enver Kara yonetimindeki 28 AH 953 plakalı kum yüklü kamyona çarptı. Olayda yönetmen Remzi Cöntürk ile otomobili kullanan Halit Şenol ve takma adı Fatma Cam olan bir oyuncu oldü. Halit Şenol'un bir video firmasmın sahibi ve yapımcı olduğu belirtildi. Yönetmen Cöntürk Öİdü « « " * " * • Altılı ganyan 212 bin lira verdi Pazar günu koşulan tstanbul At Yarışı neticesinde 6'lı ganyarv (134655) kombinesinı bilenler: 212.190.85. 3'lu ganyarv (465) kombinesini bilenler 9.757.40. 3'lü bahıs: 5810 nolu atları sırasıyla bilenler: 57.420.10 lira kazanm ışlardır. MWKÎM*Y4 BROŞUR ISTEYIN Kjrs snm ı Bntısft Councti tara(tnQan cnanfmşttr ve YAVUZ nişanlandıklarını tüm dostlanna duyururlar İNGİÜZÜSANOKULLARI DANIŞMAMERKEZİ Cumhuriyet Cad 173/1 Elmadağ 80230 İstanbul H'lton Otelı Karşısı Tel (11 148 39 77148 79 43 Tlx 27498 TUSM TB Fax |1) 140 97 29 tursem AreisFeıco uyes'dT BTA TELOĞLU Emiri Şeyh Zayed Bin Sultan Al Nahayan, dinlenmek amacıyla özel bir uçakla dün İstanbul'ageldi. Atatürk Havalimam'nda Cumhurbaşkanı Kenan Evren tarafından karşılanan Birleşik Arap Emiri Al Nahayan, "Onur Salonu"nda Cumhurbaşkam Evren ile bir süre görüştü. Karşılaşmada Başbakan Turgut Özal da bulundu. Emir Al Nahayan 'ın beraberindeki 80 kişilik mahiyeti de iki ayrı uçakla İstanbul'a geldi. Birleşik Arap Emiri Al Nahayan 'ın geçen yıl Bayramoğlu 'nda sattn aldığı arazinin imarı ve inşası ile ilgili çalışmalar yaptıracağı bildirildi. İstanbuVda 10 gün kalacak olan konuk Emir Al Nahayan ve beraberindeki mahiyefi kentin tarihi ve turistik yerlerini de gezecekler. Şeyh Zayed, İstanbuVda i^^^mmmm « '• • • • ^ H • « • • • • • (Baştarafı 1. Sayfada) "Son dakika konuşmalan" her zaman önemlidir. Anımsayacaksınız, 1977 seçimlerinde Ecevit'in yaptığı "son dakika açıklaması" seçimlerde çok etkili olmuştu. O günlerin Başbakanı Demirel, MİT tarafından kendisine sunulan bir gizli bilgiyi CHP Genel Başkanı Ecevit'e bir mektup yazarak aktarmıştı, söz konusu gizli bilgiye göre, Ecevit'e, CHP'nin İstanbul Taksim Alanı'ndakı mitinginde, tam miting sırasında bir suikast düzenlenecekti. Başbakan Demirel, bu bilgiyi Ecevit'e aktarma gereği duymuştu. Devietin görevi, suç işlenmesine engel olmak ve eğer kanıt varsa, sanıkları yakalamaktı. O günlerde "deviet, devlet olmaktan" çoktan çıkmıştı. Başbakan, ana muhaleîfet partisi liderine "Sizi ökHJrecekler, önlem alın, ben kanşmam" demek istiyordu. Ecevit, bu konuyu doğrusu bu ya çok iyi kullandı. Mektubu açıkladı ve "eşi ile birlikte" Taksim Alanı'nda olacağını duyurdu. Taksim Alanı o gün hıncahınç dolmuştu. Gerçekten böyle bir suikast girişimi var mıvdı? Varsa kanıtlar nelerdi? Kimlerdi Ecevit'i miting alanında öldürmeyi planlayanlar? Bu sorular hep karanlıkta kaldı. Ecevit Başbakan oldu, ancak bu konunun üzerine gitmedi. Neydi Demirel'in mektubundaki "komunist, terörist örgutierin yanı sıra memleketimizi iç meselelerie uğraştırmak isteyen yabancı kuruluşlar ve tedhiş teşekkülleri" ve ne demekti "1 Mayıs olayından cesaret alan, iç banşı geniş ölçüde sarsabilecek, kanlı tertiplerB karar veren, ayrtca seçimlerden bir fayda ummayan, seçimlerin yapılrnasını arzulamayan veya seçimlere gölge düşürmek isteyen" örgütler? Bu konular, o gün bugün açıklığa kavuşmadı. Ama sonradan da Türkiye'ye olanlar oldu. Ecevit'e o gun suikast yaptlmadı. Ancak Ecevit, aynı günjerde daha önce bir başka suikast girişimi ile karşılaşmıştı. Izmir Çiğli Havaalanı'ndaki suikast girişimi olayı da nedense hemen örtbas edildi. 1977 yılından 1980 yılına kadarki olayları bugün serinkanlı biçimde değerlendirirsek, birtakım guçlerin terörü tırmandırmak için seferber oldukları sonucuna kolaylıkla ulaşırız. Önce terör tırmandırılır, sonra da "rejim değişikliği" sağlanır. Yapılan buydu. Ecevit'e o gün düzenlenmesi planlanan suikast da herhalde bu amaçlaydı. Bir başka 'son dakika konuşması" da 6 Kasım seçimlerini etkilememiş miydi? 12 Eylül askeri yönetimi 6 Kasım seçimleri için üç partiyi yarışa sokmuştu. Bunlardan biri, başında emekli Orgeneral Turgut Sunalp'in bulunduğu Milliyetçi Demokrasi Partisi'ydi. Devlet Başkanı Evren bu partiyi destekliyordu. Yönetime egemen olan "12 Eylül pasa/a/7"nın bir kısmı da ANAP'a iktidar yolunu açmak için "mınbka temizliğine"bzşlamışlardı. ANAP, 12 Eylül'ün Başbakan Yardımcısı özal tarafından kurulmuştu. 12 Eylül'ün Başbakanı Ulusu, MDP listesinden milletvekili adayı olmuştu. 12 Eylül'ün Başbakanlık Müsteşarı Necdet Calp de Halkçı Parti'yi kurmuştu. Böylece başbakanlık binasından üç parti çıkmıştı. Devlet Başkanı Evren, seçimlere iki gün kala yaptığı bir radyotelevizyon konuşması ile özal'a güvensizliğini belirtmiş ve ANAP Genel Başkanı'nı "hilafi hakikat beyanda bulunmak" ile suçlamıştı. Bu "son dakika konuşması" birçok seçmenin "askerierin istemediği adam özaTdır" diyerek ANAP'a yönelmesine yetmişti. Başbakan Özal da "son dakika konuşması" ile evet oylarını hayırlara mı dönüştürmek istiyor? Ne diyecek? "Ordu beni istiyor, başkasını istemiyor" mu diyecek? "Ben olmazsam askerier bir daha oelir" mi divecek? Bu "son dakika konuşmalan" iki türlü etki yapar. Birinci etki, Ecevit örneğinde görüldüğü gibi konuşmacı yararınadır. Ikincisi de Evren örneğinde tanık olunduğu gibi, konuşmanın yapacağı ters tepkilerdır. Özal "Çok önemli açıklamalar yapabilirim" diyor, "yapacağım" demiyor. Birilerine kamuoyu aracılığı ile "gizli mesaj" mi veriyor? Ne yapıyor? UGUR MUMCU GOZLEM
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle