18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 AĞUSTOS 1987 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURÎYET/5 de çocukhr tok l &vrvfw 4 1 . AMGNON ŞENLtĞİ'NDEN NOTLAR KtM KÎME DUM DUMA BEHİÇ AK işteh iaktz nkabetcrlamı* cJk îıktuor a buni Pedıkcdular >r7 L J ' ^n vhnhsı da a /ıuor Mâmân ka&lat 7 aumaya basbyur En sağlam yatırım,, külttir Papalar Sarayı'nm yan avlulanndan birindeki banklann karşısına konulan masaya oturan, önlerinde bir bardak su, bir mikrofon ve kendi seçtikleri bir metin olan ünlü oyuncular ummadıklan bir ilgi gördüler. Michel Piccoli, Hanna Schygulla gibi sinema oyuncuları Flaubert, Hölderlin, Proust, Diderot gibi yazarlardan metinler okudular. MEHMET BASUTÇU AVIGNON Papalar Sarayı'nın, her yaz bin yedi yüz kişilik bir tiyatro salonuna dönüşen avlusunun girişinden oluk oluk insan akıyor. Buyuk kapının hemen yanında ıki genç kız ellerindeki kâğıt yelpazelen sallayarak, neşeli, muzip bir sesle tatlı tatb bağınyorlar: "Bir saat sonra muthiş, boğucu bir sıcak bastıracak, onlemini şimdiden alın!.." Yanlanndan geçen renkli kaJabalıktan içtenliği kuşku göturmeyen kahkahalar yüksehyor. Saat gecenin onu... tkı hafta öncesinin yağmurla karışık fırtınalan yok artık ve gökyuzu yıldızlarla yüklü, ama mistral rüzgârı harmanlayıp duruyor avlunun içini. Herkes yun hırkalarına sarılmış... Evet, Avignon'da boğucu sıcakların yaşanması çok daha olasıydı. Yelpazeler kaşla göz arasında satılabilir, gösteriler sırasında izleyici kalabalığını hep birlikte kanat çırpan beyaz kelebeklere benzetebihrdı. Yelpazeler elde kalacak ama ne onemı var? Bu tür maddi sorunların insanlann yüzlerinı ekşitmediğini, yaşam sevınçlerinı kıramadığını görmek, ne kadar da rahatlatıcı bir duygu dıye duşuneceğız. lyi niyetlerin beslediğı doğal saflığın öyle kolay kolay yitirilmemesi gerektiğine ınanmışız bir kere... Aynı genç kızların, diğer arkadaşlarıyla birlikte, bir saat sonra verilecek ara sırasında, yapıtları Avignon'da sunulan yazarların kitaplarını sattıklarını gözlemleyince, neşelenni neden yıtirmedıklerını daha iyi anlayacağız. En sağlam yatırım kultur urunlenne yonelik yatınm çünkü burada. İşte, tam dört hafta suren Avignon Şenliği'nden bir yaşam kesitı daha... "Eğer Comedie Française'ın vaşajan yazarların oyunlarını sannelemesi gerekiyorsa, bu aslında. kurumun bir sanat politikası gereği olarak bu >olu seçmesi nedeniyle değil, çağdaş bir yazarın cumleleri, oyunculann nefes almaiannı sagladıgı içindir..." Ozellıkle JeanPaul Roussillon ile Michel Aumont'un rahat ve ınandırıcı yorumlarının olağaniıstu sıcaklığına tanık olduktan sonra bu gönişe katılmamak elde değil. Oyuncuların klasik oyunların, guzel ama artık yaşamayan dilleriyle sınırh kalmalan, tıim yeteneklerının sereserpe gelişmesini kuşkusuz engelliyor Tiyatroyu yazar ya da yönetmen kadar, belki de onlardan daha fazla oyuncular omuzlarında taşıyorlar. İşte, Avignon'da izlediğimız Pinget'nin "La Manivelle" (Manivela) ve "Abei Ue Bela" adlı yapıtlan: Kısa birer vodvıl denemesini andıran içerikleri, sıra dışı oyuncuların yorumlarıyla beslenmese, belki de bu kadar ilgi görmeyecek, yeni ve farklı bir ışık altında algılanmayacaktı. "Manivela" bir müzik dolabının manivelasından almış adım. Kullanıla kullanıla bozulmuş, her zaman beklenen ezgilerı vermeyen bu eski müzik dolabının kolunu çeviren yaşlı adam (JeanPaul Roussillon) eski tanışı başka bir yaşlıyla havadan sudan konusarak geçmişi anımsamaya, yaşatmaya ya da gunun zor koşullarını unutmaya çabalıyor ama nafile... "Abel ile Bela"da ise, bir oyun yazmaya çabalayan iki yazarın "yaratıcılık" çabalan sergılenmekte. Derin olabilmeyi aradıkça sığlıklara doğru kulaç atan iki "yazar"ın boş çabalan... PÎKNtK PtYALE MADRA SERAP MUSUN X 1X0. ) ERKEĞİM/ NE OLMU$ ERKEKSEN I I PINTER'IN "BAŞKA UFUKLAR"! Birkaçyılonce Amerikalı yazar Arthur Miller'le birlikte ulkemize de gelen tngiliz yazar Harold Pinter 'ı/ı uç oyunundan gerçeklestirilen ' 'Başka Ufuklar' 'ı A vignon 'da Comidie Française sanatçdan sahneledi. Oyunu sahneyt Jean Le Poulain koydu. Gelelim tiyatro olaylarına: Antoine Vitez'in sahnelediği "Atlas KundunTdan sonra, tum dikkatler bir oyuna değil de, unlu bir tiyatro topluluğunun sergilediği çalısmalann aydınlattığı değişiklik ve yenilik uzerıne yönelıyordu. Fransız kültur yaşamının vazgeçilmez kurumlarından birisi olan "Comedie Française" yepyeni bir kişilikle karşımıza çıkıverdi: Carmes Manastın'nın (Cloitre des Carmes) bahçesinde sahnelenen iki oyunun, başarıh olmanın dtesinde en onemli ortak yanı, çağdaş ıkı yazarın imzalarını taşımalarıydı. Daha once kısaca değindiğımiz, Harold Pinter'in uç metninden oluşan "Başka Ufuklar", bu "ciddi ve klasik" topluluğun Genel Mudurü Jean Le Poulain tarafından sahneye konmuştu. Hemen ardından, yine yaşayan çağdaş bir yazann, Robert Pinget'nin bu kez bir Fransızın ıki küçük oyununu, topluluğun tanınmış, yetenekli oyuncularından JeanPaul RoussÛlon hem sahneye koyuyor hem de yorumluyor... Bu olumlu ve yaşarılı iki orneğe bakarak "Comedie Française"in ıçine kapandığı sırça köşkun kapısını bir daha kapamamak uzere açtığı söylenebılir mı acaba? Yanıtı zaman verecek kuşkusuz. Önceki yıllarda da bu yolda öncu adımların atıldığı, ancak alışkanlıklarla geleneklerin kolayca kırılamadığı anımsanmalı. Yine de ortada gerçek bir açılnıa isteğı var. Genel Mudur Le Paulaın'e göre, on sekizincı yuzyıldan bu yana ateşli tartışmalara konu olan bu sorunun artık çozulmesi gerekli. Çunku bir tiyatro oyuncusunun çağının diliyle oynamaya buyuk gereksinimı var. ÇİZGİLİK KÂMtL MASAK4C1 Çıplak metin Bir tiyatro metninin ya da herhangi bir edebiyat parçasının aslında çıplak olduğunu ve onu iyi kötu giysilerle önumuze getiren oyuncuların katkılarının önemini çok iyi bılen senaryo yazarı JeanClaude Carriere, bu yaz Avignon'da "Çıplak Metin" (Texte Nu) adı altında beş altı "Lecture" sunuyordu. Papalar Sarayı'nm yan avlulanndan birine dizilen banklann karşısında' ki masaya oturan, önunde bir bardak su, bir mikrofon ve kendi seçtiği bir metin olan unlu oyuncular, beklemediklen, daha doğrusu umut edemediklerı bir ilgi gördüler. Michel Piccoli, Hanna Schygulla, Jean Carmet, Marie Christine Barrault gibi sinema oyuncuları, ıstediklerı temayı istediklerı yazarın kalemınden seçerek bir saat boyunca okudular... Aslında, bir metnin çıplaklığı kitabın sayfalart arasındaki yalnızlığında somutlaşıyor. O metne şöyle bir goz atmak bile bu çıplaklığı gjydırerek o satırlara yeni bir ruh yeni bir yaşam kazandınvermıyor mu? Ve bu ilk bakışın içerdiği tazeliği, heyecanı yitirmemek için seçılen metinler ezberlenmemiş. Hazırlık çalışmalarından ozenle kaçınılmış. Önemli olan, okuyucu/oyuncunun o anda, kendisıni dinlemeye/izlemeye gelenlerle kuracağı iletışım... Flaubert, Hölderlin (Almanca olarak), Diderot, Proust gibi yazarlardan sonra, aşk temasını seçen Marıe Christine Barrault, Giono, Colette ve Cohen'den aldığı uç kuçük aşk öyküsünu seslendiriyor. Avluda çıt yok. ilgi, zevk, hayranlık ve saygı kanşımı bir sessizlik hukum süruyor. Zaman zaman bir köşeden dığerine uçan güvercinlenn kanat çırpmalarıyla havalanıveren hafif bir sessızlik bu. Bir ara, ıkı guvercin, taş duvarlann kuytuluğunda başlıyorlar gurk gurk kendi aşklarını şakımaya... AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAJS TARtHTE BUGÜN MIMTAZ ARIKAN 9 Ağustos 1328 'O£ SUGUU, GAZı MUSTAtA tCEMAL, ISTAN8UL ' SARAYBUKMU PARK/'HM YENİ ALFASEYE İU'ÇKlN gr£ KONUfMA YAPT7. 13 6UN OfJCB TVPLAfiMN gİR LTZMANLAR KlieULU, LÂTİN HARFÜEKJNDEH UYAKLAUMIŞ ALFABEYl SAPTIYA&AK MUSTT^FA KEAAAL'E SUNMUŞIV. AGAP ALFARESINOEKI K4&IŞIK YA2IUÇ VE OM2JA/C/f BlÇlMlME KAeŞ/LIK yEfii ALFASEDE y/ILAIIZCA 23 HARP BULÜNMAKTAYPI. 6AZI, YEA/t HA&FLERLE YAZILMtŞ KÛÇÛK A/OTLARtNf, YAN/NMKJ MIUETl/EKİLİ F&UH R.lPKtÛimr) B£Y'E , NE fCAOAK KOLAY OIOJUDUGUA1U 6ÖSISTEMIŞTİ. O PA &UHLA/S/ HALKA OkUlMUŞ7U.. Sotda, &*fâjreh»en Aictshifa Kemal 'tn t>ır h>p(an+<cla yent harplen halk* gösrtrmesini izl YENI TURK ALFABES/.. Şube Müdurluğu 'nce yeni açılan sanat galerisinde Maltepe Ressamiarı bir sergi duzenledi. Maltepe Belediye Sanat Galerisi'ndeki Maltepe Ressamiarı sergisi 20 ağustosa kadar izlenebilecek. Sergide Kasım Koçak 'ı/ı yapıtlan da yer aiıyor. Koçak'ın "Uyuyan Çobanlar"i£s£%X 50 YIL ÖNCE Cumhurivet Kıbrısta Türkiye beslenen sevgi için 9 Ağustos 1937 ehemmiyetı gunden gune artmakta ve mevkıı her gun daha ziyade yukselmektedir. Asırlarca Avrupa sulhunu tehdit eden ve şarkta bir barut fıçısı dıye tavsıf olunan Balkanlarda, Türkıyenin onderlığile teşkil edilen Balkan Antantı, bugun yalnız Avrupa ışlerınde değil, butun dunya işlennde buyuk bir nufuzüe 19371987 kendi varlığını tamtmakta, sözunu dinletmekte ve sulhün metin bir rukmu olmaktadır. Bu antantın mahıyetıne dikkat edilecek olunursa gorulur ki asırlarca Turk duşmanlığı guden ve onun felaketını hedef edinen mületler, bugun kendi varlıklarım onun varhğına bağlamışlardır. Yahnhgın peşinde bir şair GÜL IŞIK Önumuzdekı aralık ayında Sevılde 20. yuzyıl yazınının onemli ola>larından birınin 60 ynldönumü kutlanacak: Aralannda F.G.Lorca ve R. Alberti de bulunan unlu "27 Kuşagı" şaırlen bu kentte toplanarak, ulkelerinin şiırıne yepyeni bir soluk getırecek, Avrupa'nın çağcıl sanat anlayışım ulusal değerlerle uzlaşlıracak olan atılımı başlatmışlardı Bu hareketm başlatıcısı Gerardo Diego, şıire ve yazın öğretimıne adadığı ömrunu geçen temmuz a>ımn 8'mde Madnd'de tamamladı Yaşamın her olayını ruhunda damııarak dizelere dönuşturen bu buyük yazar, ulkesının şünnde varlığını her zaman surdurecek, duygulanyla aradığı sonsuzluğu yapıtlarıyla enşecek kuşkusuz. Şairin olumu bir başka turlü sarar ınsanı: Bir anlamda ölume alışKindır o. bir ömru dlumle soyleşerek geçırir, sonunda kendi gıder, soyleşisı ölumsuzleşır: "Sevda ve olum Hayır. Sevda / ölum ya da Aynı kımlik, / hep bir gerçeğin tersıyuzu" İspanyol yazın tanhindekı işlev ını dünya şiirınin öncu akımlanyla ulusal şıir geleneklerinı bir potada erıterek gerçekleştıren Gerardo Diego, yuzyılımızın tum onemli sıyasai ve sanatsal gelişımlerine tanık oldu, tumunu ınanç dolu bir şairin duşlu gözlerıyle ızledı. 1896'da lber Yarımadası'nın kuzeyinde, Santander'de, Katolık geleneklenne sımsıkı sanlmvş bir ortamda, çetin bir çağaa doğdu. Toplumsal değışım ve sarsıntılar Gerardo Diego, Lorca ve Alberti'nin şair kuşağındandı Aralannda Federico Garcia Lorca ve Rafael Alberti'nin de yer aldığı "27 Kuşağı" şairlerinden Gerardo Diego temmuz ayında öldu. İspanyol yazm tarihindeki işlevini dunya şiırinin öncu akımlanyla ulusal şiir geleneklerini bir potada eriterek gerçekleştıren Diego, yuzyılımızın butun önemli siyaS&l ve sanatsal Gerardo Diego gelişimlerine tanık olmuş, bunları ınanç dolu bir şairin duşlu gozlerıyıe ızlemıstı. Avrupa'da gıderek sanata yansıdı 19O9'da Itaiyan KT. Marinetti Parıs'te Gelecekçilik (Futurısmo) bıldırısını yayımladı, onu 1916'da TrisCân Tzara'nın Dadaist bıldınsı, 1924'ten baslayarak Andre Brelon'un Gerçekusluculugu ızledı. Ispanya'da boylesı devnmler gercekleşmedı, yazarlar beğenı ve sanat anlayışında koklu değışiklıklere yönelirken bıle ulusal köklerınden kopmayıp uzlaşma yolunu tultular. o Dıego nun kesıntısız surecek şıır coşkusu daha 1918"de "Iniciales" (İlk Şıırler) ve "El romancero de !a Novia" (Nışanlıya Romancero) ile kendını duvurdu Ozellıkle Şılilı 5 aır V. Huidobro'nun Madrid'e ileııığı Creacionismo (Yaratıcılık) akımını bemmsemiştı: Şairin gorevı yaraııcılıkla doğa ile yanşmak olmalıyd., ~ıır bir ağaçmışçasına doğal gelışmelıvdı, eğretıleme baştaa edılmelı, betımleme hrık şurden ko\aılmalıydı Arture del Villar, "Boylesine sall bir anlatım ozgurluğu çagının tarihte diktalar donemine denk getmesini" çelışkılı buluyor (1) Aslında daha oncekı atılımların suregelmesı bir yana, başka bir açıdan bakınca sıyasai yaşamda bulunamayan ozgurluğun sanat dılı düzlemınde aranması pek şaşınıcı değil Ispanya'da 192J30 yıllarını kapsayan ilk dıkta donemınde genç şaırlenn salt şııre yönelmelerı de rastlantı değıldı kuşkusuz Başlıcalan P. Salinas, J. Larrea, V. Aleuandre, D. Alonso. F.G. Lorca, J. Guıllen, M. Allolaguirre, R. Alberli, L. Cernuda olan "27 Kuşağı" şaırlerı, lemellerı bir yandan Fransız Gerçekustuculuğune, öte yandan Ispanvol klasıklerme ozellıkle de 19. yuzyıl eleştınsınce lanetlenen 17 vuz yıl yazarı Göngora'ya dayanan yeni bir estetık anlayışı çerçevesınde buluştular G. Diego bu yenilenmede başı çektı. 1931'de Gerardo Dıego, Cumhurıyet ıçın çalıştı. Ama umutlarla kurulan yeni rejımın omru uzun sürmedi Sonrası Iç savaş ve yine dikta. Dıego ulkesınden uzaklaşabılecek, yundışında yaşayabılecek bırı değıldi, eski oğretıcı ve şair yaşamını yeni koşullarda surdurdu Ancak 1941'den sonra yaratıcılığını yeni atılımlara donuşturemedı eibette, dıl ustalığını başladığı çızgıde kusursuzluğa ılettı: Araların "Biografia Incompleıa" (Bıtmemış Yaşam Oykusu) de bulunan çeşıtlı yapıüannda sevdayı, dostluğu, muzığı, boğa gureşlennı anlatıı 1962'de " E Cerezo v la Palmera" (Kiraz Ağacı Ue Palmıve) adlı ovunu Madnd'de Marıa Guerrero Tıyatrosu'nda sahneye konuldu 1974'te Fransız Şairieri Dernegi uluslararası odulunu kazandı. 1977 yılında kuşağın elhncı yıl kuılamalan sırasında araştırmalarda, konferanslarda, derslerde, dergılenn ozel sayılarında kendısınden yine uzun uzadışa soz edildı (Aynı yıl surgundekı Rafael Alberti ve Juan Larrea Ispanva'ya gerı dönduler, V icenle Aleivandre Nobel Edebiyat Odulu'nu aldı). Gerardo Dıego 1980'de Ispanya kultur Bakanlığı'nın Miguel de Cervantes odulunu Jorge Luis Borges ile paylaşu Odulunu Ispanya kralf n,n elınden aldıktan sonra yaptığı konuşmada "Yazılanmda" dedı, "bir lek şe>c ulaşmaja çalıştıtn: Yalınlıga." (I) I illar (A. del), Gerardo Dıego, Mad Kıbrıs (Hususı muhabınmızden) Son mektublarımdan bınnde, "Kıbrıs Turklennm anavatanla olan sıkı bağlılıklanm ve bu alakamn ehemmıyetme bınaen gerek Turkiyatçılara ve gerekse tarihçılere mukemmel bir etiıd tnevzuu teşkil edebileceğini" belirtmiştim. Mahallı Turk gazetelerı de bu mıllı şuura tercüman olmakta kusur etmiyorlar. Bu cumleden olarak son çıkan "Ses" gazetesi "Türkıyenin ehemmıyetı" başlığı altında şu mühım yazıyı neşretmıştır: " Turkiye Cumhuhyetmin dunya siyasetindeki EN ZENCIN100 TURK'87 listeye yeni girenler, liste dışı kalanlar, küme düşenler... Ve ilk trilyonerlerimiz • Zenginlerimiz ne kadar liberal? • Sosyalist kapitalistler kim? • Referanauma ne oy verecekler? • Türkiye Komünist Partisi'ne evet diyorlar mı? • Gorbaçov'a inanıyoriar mı? • Ne kadar dindarlar? Klamaz kılıyorlar mı? • Ne okuyor, ne seyrediyorlar? İdolleri kim? • Bekârete önem veriyorlar mı? • Feminizme nasıl bakıyorkır? • Evlilik dışı ilişkiler için ne diyoriar? % DGM'ter yargtçsız kaldı. Duruşmalann yapılamaması nedeniyle sanıklar tahliye edilemiyor. # Çetin Altan'dan referanduma "HAYIR": "Safdiller, aözlerine hic yumruk yememisler, özgüriük havarisi kesildiler." ' % Evde müzik dinlemenin cezası: Karakolda dayak 0 Tiryakiler ig'n zor günler. Sigara içenleri tecrit kampanyası yaygınlaşıyor. Beymen'in sahibi Boyner: "Artık sigara içenleri işe almayacağız." # Deniz üstünde can pazarlığı. Deniz Nakliyat firmasına ait gemi, batmak üzere olan yatı kurtarmak ian nasıl pazariık yaptı? rid mt, j. 29.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle