18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/8 USTOS 1987 Elazığ'da sıkıntısı ELAZ1Ğ (Cumhuriyet) Kentte, son 15 yılın en büyük su sıkıntısı sıcaklığın da etkisi ile yurttaşlann sağlığını olumsuz yönde etkilemeye başladı. Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Ifemizer, kentin su gereksinimini karşılayan kuyulardaki suyun kuraklık nedeniyle azalmasının su sıkıntısına neden olduğunu belirtirken, uzmanlar, susuzluğun başta bağırsak enfeksiyonlan olmak üzere birçok hastalığa neden olduğunu söylediler. Nüfusu 200 bin olan Elazığ'da 33 mahallede içme ve kullanma suyu sıkıntısı çekiliyor. Yetkililer, kente normaJ olarak saniyede 850 litre su verilmesi gerektiğini, ancak bunun son zamanlarda 200 litreye kadar düştüğünü söylediler. Celep: Fındıktan alınan fon kalksın TRABZON (Cumhuriyel) Trabzon SHP İl Başkanı Hüseyin Celep, hükümetin fındığa kilo başına verdiği 1200 liranın stopaj, kapital ve savunma kesintileri ile 900 liraya düştüğünü öne sürdü. Geçen yıl radyasyon bahanesiyle üreticinin elinden ürününün yarı Hyatına alındığını söyleyen Celep, fındık üreticisinin bu yü da sıkıntı içinde olacağını savundu. SHP İl Başkanı Celep, yaptığı yazılı açıklamada, "İhracatta fındıktan alınan fon kaldınlmalıdır. Fon kaldınldığı takdirde üreticiye kabuklu fındıkta kilo başına 450 lira daha ödeme yapdnusı mümkündür." dedi. MUSTAFA EKMEKÇt ANKARA NOTLABI Bayramlık... Interpol kaçakçısı kan koca, Cemalettin Çakmak ve Alman uyruklu esi Eritta Mosel Türkiye'de yakalandı. Federal Alman mahkemeleri tarafmdan haklannda tutuklama karan alman Çakmak ve MostlYn iki ay önce geldikleri Türkiye'de evlendikleri öğrenildi. (Fotoğraf: NİHAT HALICI) Bedrettin Dalan, 13 yıldan bu yana verüemeyen sosyal konutlann tapulannı törenle hak sahiplerine dağıttı. 1974 yümda Istanbul Belediyesi'nce tçerenköy'de dar geUrtt ve evi olmayan yurttaslar için yapnnlan 144 adet ikişer kath sosyal konutun tapulan bugüne değin çeşitli engeüer nedeniyle verilememistl 79 hak sahibi yurttaşa tapulannı törenle veren Dalan, "Vermek bir gönül meselesidir. tnsanlan seversen verirsin, Bugüne değin tapulan veriyoruz, vereceğiı diye oyalamışlar, aradan 13 yü geçmis" dedi Fotoğrafta Dalan tapulan dağıtırken görütüyor. 13 yıllık özlem HABERLERİN DEVAMI Ibrizm... Bir başka kâynağı oluşturan işçi dövizleri, son üç yıldır heıtıangi bir artış kaydetmemiştir; yılda 1.7 milyar dolar civannda takılıp kalmıştır. Bir başka dış kaynak olarak umut bağlanan yabancı sermaye girişi, bugün için gürvlük deyişle devede kulaktır: 1986'te 99 milyon, 1986da 150 milyon, 1987'de ise 250 mityon dolarda kalmıştır. Dış borçlanmaya gelince... özal hükümeti, bu alanda, "borç yiğidin kamçıSKJır" özdeyişine fazlasıyia sadık bir politika izlemiştir şimdiye kadar. Gelecekte de borçlanabilmesi için, her şeyden önce borcunu muntazam odeyebileceğini dış finans odaklarına göstermek durumundadır. İşte bu noktada, yakın geleceğe dönük olarak turizm geliıieri devreye girmektedir. özal hükümetinin, dış borç öderne performansını düşürmemek için önümüzdeki dönemde turizm sektörüne büyük umut bağladığı soylenebilir. Üç dört yıl içinde bu sektörde gerçekleştirilecek patlamayla, yıllık turizm gelirinin 45 milyar dolara zıplatılabileceğine ilişkin hesaplar yapılmaktadır. Bu denli kısa dönemde 45 milyar dolara ulaşmak belki biraz fazla iyimser bir öngörü ise de turizm açısından ülkemizin sahip olduğu potansiyel hiç şüphesiz yabana atılamaz. Kaldı ki bu potansiyelin son yıllarda gittikçe daha ciddiye alındığını gösteren iyi işaretler vardır. Gerek konaklama gerek taşıma potitikalarında olumlu gelişmeler dikkati çekiyor Daha 1985te 68 bin olan turistik yatak sayısı bu yıl 120 bine ulaşmıştır; 1988'de 150 bine, 1989'da 200 bine çıkması beklenmektedir. Yatak kapasitesi açısından hızlı bir gelişme yaşanmakla birlikte, henüz işin başında olduğumuz goz ardı edılmemelidir. Bir kere, uluslararası standartlar açısından Türkiye1 deki yatakların "turistik" özelliğini geliştirmek gerekiyor. İkinci olarak, şu anda sahip olduğumuz 120 bin yatak, yeterli olmaktan çok (Bastarafı 1. Sayfada) Kral Fahd'a uzaktır. örnegin Yugoslavya, ülkemizden üçte bir daha kısa sahil şeridine sahip olmasına karşın, yatak kapasitesi Türkiye'nin on katıdır... Turizm Bankası'nın yatırım kredilerinin de yıllara göre olumlu bir seyir izlediği soylenebilir; yedi yılda 10 katına çıkarak 1987de 45 milyara ulaşmıştır. Buna karşılık, turistik altyapılar için devletin 1987'de ayırmış olduğu kaynak yalnızca 15 milyar liradır. Kültür ve Turizm Bakanı Mesut Yılmaz'ın deyişiyle "Bu miktar, genel butçenin sadece binöe biridir" ve çok yetersizdir. Altyapı yatırımlarını yeterli düzeye çıkarmaksızın, istenen turistik gelişmenin sağlanması olanaksızdır. Su, elektrik, telefon, yol, kanalizasyon gibi altyapının yanı sıra eğitim de turizm sektöründe olmazsa olmaz bir başka koşuldur. Bu alanda da bazı adımlar atılmakla birlikte, henüz arzulanan noktadan uzak kalındığı açıktır. Türkiye'nin, her geçen yıl Batı Avrupalı turistin ilgisini daha çok çektiği bir olgudur. Ülkemiz hem fiyatlar hem de doğa ve tarih güzellikleri açısından çekicidir. Bunda kuşku yok! Sahil yağmasına set çekebildiğimiz ve yatırımiarı doğanın güzelliklerini bozmaksızın, onunla uyum içinde yapabildığimiz ölçüde daha da mesafe alınacaktır bu sektörde. Resmi çevreler, bu yıl turizmden 2 milyar dolar bekliyorlar. Turizm geliri 1984'te 839 milyon dolardı. Gelecek yıllara dönük öngörüler ise, 1988 için 2.4 milyar, 1989 için 2.9 milyar, 1990 yılı için de 35 milyar dolardır. Bu beklentilerin gerçekleşmesini temenni ederiz. Çünkü turizm geliri, "sıfır faizli kredi" demektir. Türkiye'nin dış kaynak gereğinin hafifletilmesinde bir zamanlar, önce pamuk ihracatının, sonra işçi dövizinin oynamış olduğu olumlu role, bu kez, öyle anlaşılıyor ki turizm sektörü adaylığını koymuştur. Ciddiyetle ve planlı biçimde ele alınırsa, neden olmasın... (Bastarafı 1. Sayfada) de hükümetinin ABD'nin kuklası olarak davrandığı görüşü savunuldu. r. v ^ tsiami CihatTın daktiloyla yazılmış bildirisine Lubnan'da kaçınlan Amerikalı gazeteci Teny Anderson'un siyahbeyaz bir fotoğrafının da ekii olduğu kaydediliyor. öte yandan, lran hükümeti, BM'ye ve tslam Konferansı örgütü'ne (İKÖ) birer mesaj göndererck "Iranh haalann katledilmesinin kınanmasını" istedi. tran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Vdayeti, BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar'a gönderdiği mesajda, "Suudi Arabistan polisi ve güvenlik güçkrinin cinayetlerini kına>ınız ve Mekke'ye soruşturma komisyonu gönderiniz" dedi. Velayeti mesajında, soruşturma komisyonu üyelerinin Müslüman ülkelerin uzmarrlanndan oluşması ve olayları "kılı kırk yarmasına" incelemesi gerektiğini de ekledi. lran Dışişleri Bakanı, İKÖ Genel Sekreteri Şerafettin Firzadeye gönderdiği mesajda da "Mekke'deki kutsal yerlerin korunmasının uluslararası örgütlerce sağlanması" istendi. "Hacılann güvenliklerini sağlamak İKÖnün görevlerindendir" dedi. kampanya Mekke olayları için diplomatik Iraıldan EvrerCe bUgiheyeu İran Büyükelçisi Mottaki, "Mekke'deki olay imansıztara duyulan nefretin dile getirilmesidir" dedi. Bugün Istanbul'a gelecek olan lran heyeli, Mekke'de meydana gelen kanlı olaylarla ilgili olarak Cumhurbaşkam Kenan • Evren'e bilgi verecek. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hac ziyareti sırasında Mekke'de meydana gelen kanlı olaylarla ilgili olarak bir tran heyeti bugün tstanbul'a gelerek Cumhurbaşkam Kenan Evren'e bilgi verecek. Bu konuda lran'ın Ankara Büyükelçisi Manucehr Mottaki dün düzenlediği basın toplantısında Suudi Arabistan'ı sert bir dille eleştirerek, tranlı haalann Mekke'deki gösterilerini "miişriklere karşı duyulan nefretin dile getirilmesi olarak" niteledi. Mottaki bu tür gösterilerin "bir görev olduğunu" ve hac sırasında 7 yıldır yapıldığını söyledi. Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı BUyükelçi Nüzhet Kandemir'in geçen hafta Tahran'a yaptığı ziyarette Türkiye'nin hac sırasında olaylar meydana gelebileceğine dair kaygılarını iletmesi konusunda Mottaki, "Herkes ber alanda bir ihtimal öne sürebilir. Her ihtimal gerçekleşmez. Olaylann meydana geiebikcegine dair onceden bir belirti yoktu" dedi. Büyukelçi, olaylarla ilgili olarak çeşitli ülkelere heyetler gönderdiklerini, bu arada bugün Pakistan'dan Hamaney'in müsavirlerinden Mir Selim başkanlığında bir heyetin tstanbul'a gelerek Cumhurbaşkanı Evren tarafmdan kabul edileceğini söyledi. Dışişleri sözcüsü lnal Batu heyetin ziyaretini doğruladı. Suudirejiminingösterilerin bilincinde olduğunu sözlerine ekleyen Büyukelçi, düzenlenen yürüyüşün önceden Suudi makamlarına bildirildiğini, ancak tranlı haalann yürüyuşlerine başlamak üzere toplandıklan Mekke1 deki tmam Humeyni'nin temsilciliği önünde sopalar taşıyan kamyonlar ve binalann üzerlerine yerleştirilmiş taş ve kerpiçler gördüklerini bildirdi. lran Büyükelçisi, tsrail devletinin kurulması aşamasında Yahudilerce Filistinlilere karşı girişilen katliama atıfta bulunarak Suudi Arabistan'da meydana gelen olaylar için, "Bu ondan dakorkunc. Hacılar, Suudi Arabistan'ın ismini dile almamışlardı. ABD'ye ölüm. İsrail'e öliim diye haykınyorlardı. Bu cinayetin sorumluları açıkça ABD ve ABD'nin yerieştirdigi Suud ogullannın gerici başkanlandır. Suudi Arabistan bu olayla iki şerif mütevellisi olma selahiyetini kaybetmiştir" dedi. Mottaki şunlan da ekledi: "Hac, dinsel ve ibadete yönelik olduğu kadar, siyasi bir olaydır. Nasıl olur da bu kadar büyük bir dinsel toplantıda tslam dunyasına musallat olan, başta büyük şeytan Amerika olmak üzere büyük şeytanlara ve Siyonizme düşmanhk ifade edilmez!' Kandemir'in Tahran ziyareti lran Büyükelçisi, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Büyukelçi Nüzhet Kandemir'in Tahran ziyareti ile ilgili olarak şunlan belirtti: "Sayın Kandemir'in görüşmelerinde ikili iliskiler ağırlıklıydı. Ancak iki dost ülke göriışmelerinde bölge ve dünya sorunlan da ele alındı. Fars Körfezi konusu ele alındı. Bizirn görüşlerimiz açıktır. Se>nisefer serbestliğinden yanayız. Bölge ülkeler ve Fars Körfezi'nde çıkarlan olan ülkeler buea vakıf. Biz Fars Körfezi sorununu savaştan ayn görmiiyonız. Irak, körfezde salduilanna son verirse güvenlik sağlanır. Saldınlan sttrdiirürse gnvensizlik sürer." Mottaki, Türkiye'rün bölgedeki gerginliğin diyalog kopukluğundan kaynaklandığı doğrultusundaki görüşü ile ilgili olarak da, "Ne için diyalog olmalıydı? Savaş içinse daha önce muzakere ettik" dedi. lran Büyükelçisi, Libya'nın Mekke ve Medine'nin uluslararası statüye kavuşturulması önerisine ilişkin bir soruya verdiği yanıtta, bu öneriyi desteklediklerini, bu iki kentin herhangı bir ülkeye ait mülk olmadığını, bütün tslam dunyasına ait olduğunu belinti. Uzun süre var ki, domuz beslenmesiyie, domuz eti uzerinde duramamıştım, elim değmemişti Izmit'te camide hoca, uzun süre yazılanmın uzerinde durmuş, veryansın etmişti. Son sıralarcta, yine bu tonu gündeme getirilip, hocaya soru yöneltilİDce, şu yanrtı verdi' Bu konu, derin bir konudur. Hemen yanıtianatHtecök (o, böyle demiyor elbette, cevaplanabılecek diyor) bir konu değtidir. Başka bir zaman sorunuzu yanıtiayayıml Hoca, buna benzer sözlerte geçiştirmişti soruyu... Ankara'da avolar anlattı, bir gün. Biri şöyle dedi: Mustafâ abi, senin domuz yazılan uyte etkili oldu ki, önceieri domuz avtadığtmtz zaman, el surmeyen höytutor, bu kez başmvza bhHĞyorlar. Valtahi, biz aç kalıyoruz! Izrnit'ten Orelp Basım'a, Robert Kolej'in eski ögretim uyelerinden 85 yasındaki Ermeni asıllı Çamurcıyan anlatmış; her yıl Robert Kolejin arkasındakı çiftlikten Mustafa Kemal'e, Ankara'ya bir domuz kesilip Oönderilmiş. Atatürk doneminde, çiflliklerde domuz beslenmiş, çeşitli ülkelere, altın para ile domuz yağı salmtşız! Yine Oralp Basım anlattı: Izmrt'ie domuz çiftlığinde çalışan bir kan Koca, komşu çiftlikte çalışan altı çocuklu bir aileye akşam üstü oturmaya giderter. Yemeklerini de yememişlerdir. "Ailenin cocuManyte birUkte yeriz" diye biraz domuz ciğeri gotürürler. Orada pişireceklerdir. Onlar ise, yemeklerini yemisler, ancak domuz ciğeri pişirilirken, iştahlan yeniden kabaran çocuklar, yemeğin başına çokerter. Gidenler, ekmeklerim bile banamazlar! Oralp Basım. şöyle dedi: Ciğer pryasada 25004000 TL, kryma btte 3300 71. Asgari ucretie çahşanlar, e( alıp yiyobilryoriar mı? 17 temmuz cuma günkü Cumhuriyet'te, son sayfada Prof. Fikret 6iyal'ın demeci de beslenmeyte ilgilıydi. Prof. Biyal, "Kdrü beslenme, zeka geriliğine neden oluyor. 'tetersiz ve dengesiz bestenmentn kurbanı en çok çocuklar oluyor. Bebek ve çocuk ölüm hızmm yuksekHğl, buyume ve gelişme geriliği, beslenme hastaltklan, zekâ donukluğu, enfekaiyonlara dlrençsizlik, hep yetersiz beslenme sonucu gelişiyor" diyordu. Ozan Tahsin Saraç anlatmıştı, başından geçen bir olayı: Mardin'in bir koyunde, bir ağanın evine konuk olan Saraç, şöyle diyordu: Akşam yemekte, kussutunden başka her şey vardı; sofra kalabahkt. Et sinileri ortahktaydı. Çevrede de, sofraya hizmet edenler, eUerinl kavuşturmuşlar, ayakta baMeşlyorlardı. Sofradan kalkshnca, kalan yemeUeri bekteşen hizmetçüer yiyeceklerdi. Aga, kalkarken: $u etieri, itlere vehnl buyurdu. Ben şaşırmıştım. Etler, köpeklere verilirse, orada hizmet edenlere, sadece pilav, borek gibi şeyier kalıyordu. Dayanamadım: Ağa, dedim, burada hizmet edenler dururken, etieri neden köpeklere veriyorsun? Ağa, karşılık verdi: Onlar et yerlerse otmazl Ağa, bu sozleriyie satır arasında, 'ef yemeye alışırtarsa, sonra bizt de yerteri" mi demek ıstlyordu? Muzaffer ilhan Erdost'un "Şemdinli R6portajı"m okuyorum. Güneydoğu'da, insanlann nasıl yaşadıklarını anlatıyor. 132. sayfastnda şöyle diyor "Can«n yongaa mal, yongatann yongast koyun... Fakyan kOyünde bağdaş kurmuş konuşuyorduk. Biri diyor kı: "Bizde adam kesilir lakin koyun kesilmez ölmüştür o başka..." Bu sozun içinde çetin gerçekler vardır ...Bir dişi koyun kazancının birimidir. Bu dişi koyun doğuracak, bu dişi koyun süt verecek. Kuzu büyüyecek, sutten yağ, peynir yapılacak, yünler kırkılacak. Sonbahar geldiği zaman hepsi satılmaya hazır olacak... Koyun nedir? Bu soruya kim cevap veremez ki? Memelilerden... Hayır, koyun, yeşil dalı ve kuru yaprağı, solmuş çiçegi ete, süte, yapağıya çeviren canlı makine. Koylü yazın bu makinenın arkasında dolaşır. Kış gelip de kar koyleri, dereleri örttüğü zaman bu makineyi yasatmak için yeni bir çile devri başlar. Fakyan'da Goçer Mustafa "Bizde adam kesilir, lakin koyun kesilmez" diyor Önce bir farrtezi gibi geJir bu soz. Oysa kaskatı bir gerçeği anlatır..." Okuyun Şemdinli Röportajı'nı. i960'lı yıllarda, yıllar önce yazılmasına karşın. günumüzde de yepvem Gerçekler kolay eskimiyor ki. Anlatıyor, Muzaffer İlhan Erdost: "...Hasso hastalanmış. Komşular "geçmiş olsun"a geliyorlarmış. Bir kadın da iki olma, iki ayva almış, zıyaretine gelmiş Hasso'nun ana», eknayt, ayvayı görünce başlamış ağlamaya: "Hasso pivaze nahot" diyor ağhyormuş, "Hasso sogan yemiyor teyzesi" diyormuş, "soğan yemiyor, değil ki, elma yesin, ayva yesin..." Ve hıçkınyormuş. "Hasso olecek" dermiş kadın, "çünkü soğan bile yemiyor." Ben de alısmtstım. "Pivaze pivaze bidgmlrf diyordum Yani, "Bma soğan VBT." "Pivaze bine", "soğan getır. ." Ama çok evde soğan bulunmuyordu. Hatta bir keresirtde arattılar, koyde (Bezeli koyu) bir baş soğan bulamadılar..." Doğu, güneydoğu öyle de, Orta Anadolu ayn mı? Orada da aynı yokluk. Halk arasında soylerler, adam karısına demiş ki: Acı acrya, şu sancıya; kes kan bir soğan daha! Anam, "Kuru yavan, acı soğan!" derdi. Yiyecekler bunlardı demek. Kurban bayramları geldi mi, beslenme konusu gelir gündeme. Et yiyemeyenler gelir uslara. Hacca gidenlerin kurbanlannı Suudi Arabistan'da değil, Türkiye'de kendı ülkelerinde kesmeleri gelir. Geçen yıl öldü, Diyanet Işleri, Din Işleri Yüksek Kurulu eski üyeterinde Hamdi Kasapoğlu. Sağlığında az mı uğraşmıştı, hacılann kurbanlannı Türkiye'de tesmeteri tçın. Türfoyetie acfer varton, Suud Arabistan'da kurban kesilmesi yanhşbr" derdi. Diyanet işleri'nde luiucular, Kasapoğlu'na karşı çıkarlardı. Gerçek bir Atatürkçü'ydü ölümünden önce, kendisine gelmek isteyen, Diyanet işleri'nden kimseyı kabul etmedi. Bu yıl hacta, daha varmadan yüze yakın yurttaşımız öldü. Sıcaktan, bir de yaşlılıktan.. dediler. Demek, bu yurttaşların giderken, sağlık denetimleri yeterince sağlıklı yapılmamış. Onlara, "Siz Suudi Arabistan'ın sıcağına dayanamazsınız!" denmemış. "Siz çok yaşlısmız" denmemış. "ölen 6IQr, kalan sağlar bizimdir" denmış. Hacı adaylarn nın başlarından daha neler geçti, donüşlerinde öğreneceğız. Borçlu ülkenin, yoksul ülkenin hacıları, kurbanlannı Suudi Arabistan çöllerinde kesip gelenler. herhalde gerçeklerı görünce ayılmış olmaltdırlar. Kurban kesecegiz derken, kendilen kurban oldular! İranlı hacılann çıkardıkları ölümlü olaylar, haccın artık tuzlu olduğunu da göstermedi mi? Yarın bayram, tum okurların bayramları kutlu olsun! Suudi televizyonunun iddiası Bu arada, Suudi Arabistan televizyonu, geçen yıl Cidde Havaalam'nda lranlı hacılara ait 95 çantada toplam 51 kilo patlayıcı ele geçirildiğini bildirdi. Televizyon, Isfahan'dan gelen bir uçaktaki lranlı hacılârın bavullanndaki patlayıcılann ele geçirilişinin görüntülerini de yayımladı ve bir grup lranlı hacının geçen yıl da Mekke'de saldınlar düzenlerneyi planlamış olduğunu öne sürdü. Televizyon, bu grubun lideri olduğunu belirttiği Muhammed Hasan Ali Muhammed'in bu konudaki "itirafını" da verdi. Muhammedi, "tranlı vöneticilerin emirieri üzerine davrandıklannı" itiraf etti. Televizyon, bu olayın geçen yıl, "Riyad'ın açıklamakta beis gördüğü için" kamuoyuna açıklanmamış olduğunu belirtti. EsadFahd görüşmesi gerginliğMn yanı sıra Mekke'de meydana g e l e n s o n k a n b o l a y l a r ü z e r i n e A n k a r a ' d a k i 1,02, b ü . yükelçiliklerin çevresindeki Onlemler arttınldı. ABD, Suudi Arabistan, Kuveyt ve tran buyükelçiliklerinin bulunduğu bölgelerde devriye ve ekip sayılan arttmlırken, ilgililer alman önlemlerin küçuk çaplı bir alarm oiduğunu belirtiyorlar. tran 'da 3 gunlük yas ilan edilmesi nedeniyle bu ülkenin Istanbul Ca ğaloğlu'ndaki konsolosluğuna da siyah bir bez afiş asıldı. (Fotoğraf: CUMHURİYET) Öte yandan, Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad, önceki akşam, Suudi Arabistan Kralı Jahd'la bir telefon görüşmesi yapü. SANA ajansına göre, Esad Fahd'a Mekke olaylarından duyduğu üzüntüyü belirtti. Beyruftaki Şii kaynaklara göre de Esad, Tahran ve Riyad'la temasa geçerek, bu olaylann ülkesiyle Arabistan arasındaki ilişkileri etkilemesini önleme>'e çahşıyor. EjTnenî (Bastarafı 1^ Sayfada) Tasarımn görüşülmesi sırasında genel kurulda değişiklik önergelerinin müzakereleri için 2 saatlik kısıtlama süresi kondu, oylamada basit çoğunluk yöntemi izlenecek. Şu ana kadar 160 milletvekili sözde Ermeni karar tasansını desteklediklerini imzalanyla belirtmiş bulunuyorlar. Temsilciler Meclisi'nde 218 oy aldığı takdirde Ermeni iddiaları kabul edilmiş sayılacak. Göriişmelerin bugün başlaması bekleniyor. Iran'ın Sovyet kartı (Bastarafı 1. Sayfada) Ve dikkatlerden kaçan ya da belkı gerefınce dikkat çekmeyen bir önemli diplomatik gelişme, Sovyetler Birliği Dışişleri Bakan Yardımcısı Yuli Vorontsov, lran Dışişleri Bakanı Ali Ekber VelnyetKnm konuğu olarak Tahran'da. lran Dışişleri Bakan Yardımcısı Hüse>in Şe>inilislam apar t o par Şam'a gitti. Hafız Esad ile görüştü. Sunye'mn tran'a karşı tutumunun değişmediği güvencesini elde etti. îranlılar, ABD ile Körfez'de sıcak bir kapışmanın eşiğindeler mi? Gas Prince^e Silkworm füzeleri fırlatılacak mı? Tahran'da esen ve "intikam" haykırışları ile beslenen tansiyon, Iranlı liderlerin ABD'ye, S. Arabistan'a ve Kuveyt'e yönelik son derece sert son tehditleriyle de birleşince Körfez'de bir süahlı çatışma için 12'ye 5 var diyebilir miyiz? Vorontsov'un Tahran ziyareti tam bu çerçeve içine oturuyor. Araplar, ABD'ye kaışı nasıl Sovyet kartını kullanabileceklerini gösterdilerse, tran da aynı manevrayı yapıyor. Vorontsov, haziran ayı başlannda, lran Başbakanı Musavi'nin Ankara ziyaretinden heraen önce yine Tahran'daydı. O tarihte, Iran'a karşı bir ortak AmerikanSovyet girişiminden bahsediliyordu. Gerçi, Vorontsov'un o seferki Tahran temaslannda tran yöneticilerine Moskova'da lran ve Irak'ı bir masada buluşturmak önerisini Uettiği ve bunun Tahran'da kabul görmedigi daha sonra başına sızdı ama yine de Vorontsov, o günlerde tranlı liderlere Sovyetler'in dünyanın hiçbir köşesinde ABD ile ortak davranmasının beklenmeyeceğini de bildirmişti. den birkaç saat önce TahranRiyad ve Kuveyt'teki temaslannı henüz tamatnlamıştı. Bu durumda, tran'ın son tırmanmayla, yani Mekke olayının ertesinde bir yandan müttefikleri ile ilişkisini denediği, bir yandan ülke içini seferber ettiği ve bir yandan da Sovyet diplomasisi kartına yöneldiği anlaşılıyor. SORULARI/SORUNLAR1 YILMAZŞtPAL "Sigortah bir işe girsem" SORU: 1940 doğumluyum. 1982 yılında ve özel sektörde 82 giinlük bir sigortalı çalışmam var. Aynca da 19651986 yılları arasında ve bir kamu kuruluşunda da 558 giinle birlikte toptan 640 giinlük sigortalı hizmetim var. 1968 yılından bu yana ise memur olarak çalışmaktayım ve emekli olmak da istiyorum. 1 Memurluktan ayrılıp sigortalı bir işe girsem emekli olabilir miyim? 2 Bu durumda SSK'den mi. Emekli Sandığı'ndan mı emekli olabilirim? 3 Nasıl emekli olabilirim? M. S. RİZE YANIT: 1 Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan bir erkek sigortalının emekli olabilme koşullan şöyledir: ÇAL1ŞANLAR1N NE NEDİR? Sovyet faktörü Sovyetler ne istiyor? Bu soruya yanıt verebilmek çok zor. Moskova'run, ABD'nin burnunun sürtülmesini istediğini duşunmek için kâhin olmaya gerek yok. Ancak Sovyetler, Arap dunyasına yeni yollar açtığı bir esnada tumuyle tran'la saf tutmaz da. Ayrıca, orta menzilli nükleer silahlann Avrupa'dan kaldınlması önerileri gündemdeyken ABD ile bu önerileri askıda tutacak bir gerginliği de arzulamaz. Sovyetler Birliği de, diplomaside optimai noktayı bulabilmek açısından ustalığı bilinen bir devlet. Üstelik bir süper devlet. Körfez'de Mekke'deki kanlı çatışma ile yeni bir ivme kazanan gelişmelerin, bundan böyle nasıl seyredeceği zorlu bir satranç oyununu izlemeye benziyor. Bir lran Amerikan silahlı çatışmasına taruk olmak sürpriz sayümaz, ama yine de her şeye rağmen en guçlu ihtimal olarak gözükmuyor. Bir kere lran, Libya değil. tkincisi, ABD'de bu konuda karar verme mekanizması ki, bunun kimlerden oluştuğu, ne durumda bulunduğu bile tartışılabüir görüş bırliğine vanruş değil. Üçüncüsü ABD, bu konuda Batılı müttefiklerinden yeterli ve gereklı desteğı elde etmiş değil. Aynca îranlılar, bugüne kadar bir gerilimi neredert başlatıp, nereye kadar tırmandınp, nerede duracaklanru iyi bildiklenni gösterdiler. ABD ile bir askeri çatışmaya hevesli değiller. Ve Körfez'de artık dığer süper kuvvet Sovyetler Birliği de var. tran politikası Biz, tum yanılma ihliraalini peşinen kabul ederek, yine de hayır diyeceğiz. Iranlıtar, bugüne kadar kartlannı ustalıkla ve çok uygun bir zamanlama ile oynadılar. Görüntü ne olursa olsun, he>ecan, lran politikasını gütmedi. Tersine, tran politikasım biçimleyen, 2500 yıllık bir devlet ve diploması geleneğinden suzulüp gelen, kılı kırk yaran ınce hesaplar oldu. tran, ABD ile Körfez'de bir askeri çatışmaya girmek istemiyor. Ancak, Körfez'de ABD askeri varlığı da istemiyor. Aynca, bir askeri çatışmaya girmek 'stememesine rağmen, ABD önünde geri adım aıması da mümkun degil. Bu durumda, en optimai poliu'kayı oluşturmaya çalışıyorlar. Bu, bırkaç yolla yapılıyor: 1. Kitlesel seferberliği ve heyecanı doruğa çıkartarak, ABD'ye ve muttefiklerine gözdağı vermek ve caydırmak; 2. Diplomatik manevralarla ABD'yi geriletmek. Böylece Îranlılar, Körfez'de bir AmerikanSo\7et girişiminin mumkün olamayacagını sezdiler. Şimdi de, bu kanıdan kalkarak Körfez'de ABD ile çekişmelerini ABDSovyet çekişmesinin genel çerçevesine yerleştirdikleri izlenimini veriyor olabilirler. tranhların, Mekke"deki kanlı olayın ardından ABD'ye ve yerel müttefiklerine açtıkları bir başka cephe, Lubnan. Mekke catışması derhal Lubnan'a yansıdı. Şeyhülislam'ın Şam'da Hafız Esad ile yaptığı görıişmede, basında yer almamakla birlikte, lran'ın kendi yandaşları için şu kertede Lubnan'da hareket serbestisi istemiş ve bunu elde etmiş olabileceği izlenimi akla geliyor. Hafız Esad'ın, lran Dışişleri Bakan Yardımcısı'na Suriye'nin tavnnı değiştirmediğiru bildirmesi de, Tahran'ı rahatlatacak bir unsurdur. Zaten yakın geçmişte, Turgut Ozal'ın Şam ziyareti esnasında Suriye Dışişleri Bakanı Faruk elŞara, Türk meslektaşı Vahil Halefoglu ile görüşürken, Korfez'deki son durum uzerine göruşlerini belirttiğinde, neredeyse tıimüyle tran ile aynı yaklaşımda bulunduklanru ortaya koymuştu. Faruk elŞara, Turk tarafıyla görüşmesin tsiami Cibad örgütüyle ilgili olarak hemen hemen tek bilinen şey, Lubnan'da faaliyet gösterdiği ve Tahran yönetiminin çizgisinde olduğu. Bunun dışında örgütü kimlerin fiilen yönettiği, örgütsel bağları, Hizbullah adlı bir başka İran yanlısı terör örgütü ile ilişkisi gibi konular oldukça karanlık. Bazı çevrelere göre Hizbullah rTannnın Partisi), Şü davasının manevi önderi niteliğinde ve İslami Cihad da onun "silahlı kolu" işlevini görüyor. Ancak başka çevreler de zaman zaman Hizbullah'ın da adam kaçırma ve bombalama eylemlerini üstlenmiş olduğunu anımsatarak, bu'ayrımın yapay olduğunu, gerçekte emirlerini doğrudan Tahran'dan alan tek bir örgüt bulunduğunu ileri sürüyorlar. Bu çevrelerce iki ayn ad kullanılması, şaşırtmaca vermeye yönelik. Söz konusu istihbarat kaynakları, eylem kararlarının tran'da Devrim • Konseyi'nce alındığını söy luyorlar. Islami Cihad Tahran9! Hac olayı (Bastarafı 1. Sayfada) den duyduğu kaygıyı dile getirdiği bildirildi. Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamayla, Kandemir'in basında çeşitli yorumlara neden olan ziyaretinin amaanın önemli bir unsuru açıklığa kavuşmuş oldu. Bu arada Türkiye'nin, Mekke'de meydana gelen son olaylar ile Kuveyt tankeri Gas Prince'in ABD korumasında Hürmüz Boğazı'ndan geçmesiyle yeni boyuta erişen bölgedeki gerginliğin giderilmesi için ilgili ülkeler arasında sürekli bir diyalog mekanizması kurulmasıru istediği belirtildi. Iraktran savaşındaki tarafsızlığuu korumak şartıyla Türkiye'nin banşa yönelik aktif politikasını sürdüreceği ve gerek Körfez'de son zamanlarda görülen tırmanışın giderilmesi, gerek savaşın sona erdirilmesi için her hususta yardımcı olmaya hazır olduğu da açıklandı. Dışişleri Bakanlığı'nın taraflar arasındaki diyalog ve Mekke'deki olaylar ile ilgili açıklaması şöyle: Türkiye, bölge ülkeleri arasında devamlı bir diyalog \e istişare mekanizmasının işlemesini ve böylece zaman zaman hasıl olabilecek yanhş anlama ve değerlendirmelerin anında bertaraf edilmesini arzulamaktadır. Zira, birtakım endişe verici durumlann bu diyalog eksikliği ve irtibat kopukluğundan doğduğu da kuşkusuzdur. Nitekim hac dolayısıyla Suudi Arabistan'da bazı müessif olaylann meydana gelebileceği hususunda endişelerimiz mevcut idi. Biz bu endişelerimizi Müsteşar Kandemir'in Tahran ziyareti vesilesiyle de dile getirdik ve taraflann büyük bir teenni ile hareket etmeleri lüzumunu belirttik. Vuku bulan son olaylann ilgili ülkeler arasındaki yakınlaşma ve diyaloğa menfı yönde tesir etmemesini ümit ediyoruz." a) 55 yaşını doldurması bunun yanı sıra da en az 15 yıldan beri sigortalı bulunması ve bu 15 yıllık sigortalıhk süresi içinde de en az 3.600 gün (10 tam yıl) prim ödemiş olması gerekmektedir. b) 55 yaşını doldurmamış olup 25 yıllık sigortalıhk süresi içinde 5.000 gün prim ödeyenlere de aylık bağlanır. Ancak, SSK dışındaki diğer sosyal güvenlik kurumlanna bağlı çalışmalan olanlara emekli aylığının SSK'ce bağlanabilmesi için sigortahlann emeklilik tarihinden önce son yedi yılhk sürenin en az üç buçuk yılının primlerinin SSK'ye ödenmiş olması koşuldur. T.C. Emekli Sandığı'na bağlı çahşmanızdan ayrılıp en az 3 yıl 6 ay Sosyal Sigortalar Kurumu kapsamında bir işte çalışırsanız size yaşlılık aylığı bağlanmasına yasal bir engel bulunmamaktadır. 2 T.C. Emekli Sandığı'ndan emekli olabilmek için öncelikle 25 tam yıl kesenek ödemiş durumda olmak gerekmektedir. Aynca 25 yıl kesenek ödemiş olmak da yeterli olmayıp belirli bir yaşı da doldurmuş bulunmaları koşulu da aranmaktadır. 1987 yılı için erkek iştirakçilerde aranan yaş sınırı 47, 1988'de bu sınır 48 yaşa ve 1989'dan sonra ise 50'ye ulaşmaktadır. 25 yıldan az ve 10 ve daha fazla kesenıv tyiemiş durumda olan erkek iştirakçilere ise 60 yaşını doldurduklarında emekli aylığı bağlanabilmektedir. 3 T.C. Emekli Sandığı'ndan ayrılıp, SSK kapsamında bir işte çalışmanız durumunda bu çalışmaya başlamanızdan 3 yıl 6 aym dolumunda SSK'den, Emekli Sandığı'na bağlı çahşmanızı sürdurdüğünüzde ise 640 günluk sigortau çalışmalarınızla 25 fiili hizmet yılını dolduracağınız 1992 yılında Emekli Sandığı'ndan emekli olabilirsiniz. İLAN BEYOĞLU 4. SULH HUKUK HÂKİMLİĞt'NDEN Dosya No: 1987/861 Mahkememizin 1987/861 esas sayılı vasi tayini davasında Şişli, Şişli Mahallesi cilt: 023/02, sayfa: 93, kutuk no: 272'de nüfusta kayıtlı Hasan Hilmi ve Habibeden doğma 28.10.1335 D.lu hasta Cahıde Şen'e aynı nüfusta kayıtlı olup Taksim Guraüşsuyu Bağodaları Sokak Çelik Apt. 4/2 nolu yerde ikamet eden oğlu Halidun Şen vasi tayin ediimiş olup ilan olunur. 28.7.1987 Basın: 8275
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle