Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/6 HABERLER 4 AĞUSTOS 1987 Ttitüncüye 'dıımarf tazminatı Samsunlu 2 bin kadar tütün üreticisi, fabrikalardan çıkan yanıcı ve zehirli yar lirayı buldu. 500 bin liraya kadar olan davalagazlar tütünlerine zarar verdiği gerekçesiyle, Karadeniz Bakır Işletmesi ve ra sulh hukuk, 500 bin liradan yukan olan davalara da asliye hukuk mahkemeleri baktı. ÜreticiTürkiye Gübre Sanayii Genel Müdürlükleri aleyhine tazminat davası lerin uğradgı zarar konusunda tespitler, gaz ka. çakçılannın etkisi konusunda uzman olan fitapaaçtılar. Davalann büyük bir bölümü sonuçlandı ve her iki işletme, üreticilere toplam 3 milyarı bulan tazminatı ödeme cezasına çarptırıldılar. tologlar tarafından yapıldı. Zarar miktannın tesCEMtL CİĞERİM deki iki fabrikanın bacalanndan çıkan SO2, monoksit, azotdioksit, hidrojen gibi zehirli ve yakıcı gazlann yöredeki başta tütün olmak üzere birçok tarım ürününe zarar vermesi üzerine tütün üreticileri zarar gören ve satılması mümkün olmayan ürünlerini Tekel'e satamadığından sulh hukuk ve asliye hukuk mahkemelerine tazminat alacağı davalan açarak uğradıklan zarann kendilerine ödenmesini istediler. Nahayan ülkesine döndü Istanbul Haber Servisi Başbakan Turgut Özal'ın resmi konuğu olarak Türkiye'ye yapttğı ziyareti tamamlayan Birleşik Arap Emirlikleri Başbakan Vekili Şeyh Hamdan Bin Muhammed El Nahayan, dün özel bir uçakla Türkiye'den aynldı. Konuk Başbakan Vekili Nahayan, Atatürk Havalimanı'ndan Sanayi ve Ticaret Bakanı Cahit Aral, tstanbul Valisi Nevzat Ayaz, Belediye Başkan Vekili Hikmet Bozanoğlu, 3. Kolordu ve Batı Garnizon Komutam Korgeneral Fikret Küpeli ve Oteki ilgililer tarafından uğurlandı. SAMSUN Samsun Tekkeköy'de bulunan 2 bin kadar tütün üreticisi, yetiştirdikleri ürünlerin bedelini Tekel işletmesinden değil, yakıcı ve zehirli gazlar çıkartarak ürünlerine zarar veren iki kuruluştan mahkeme karan ile alabiliyorlar. Samsun'daki sulh hukuk ve asliye hukuk mahkemelerine açılan, hukukçular arasında da "Duman davası" diye adlandınlan 2 bin dolayındaki davanın büyük bir bölümü sonuçlandı. Karadeniz Bakır Işletmeleri Genel Müdürlüp ile Türkiye Gübre Sanayii A.Ş. Genel Müdürlüğü 3 milyar lira tazminat ödeme cezasına çarptınldı. Karadeniz Bakır îşletmeleri ile Türkiye Gübre Sanayii A.Ş. Genel Müdürlüklerine ait Tekkeköy Milyarlık tazminat Fabrikaların kurulduğu 1974 yılından bu yana açılan davalarda, bacalardan çıkan zehirli ve yakıcı gazlar nedeniyle her yıl üreticilere tazminat ödeyen Karadeniz Bakır Îşletmeleri ile Türkiye Gübre Sanayi'nin bu yıl ödeyeceği tazminat 3 mil zan Anlaşması hükümkri ile Ynnanistaıı'dan TorkiyCye müdahale suretryle iskaa edilen «Oclerin bizzat kendileri veya çocuklan, bir ktsnu da titün tanmını bu aiklerden ögrenenlerdlr. tkame edilmesi gereken ürünlerl, ncsUler boyn tflttn ziraatı ik ugraşaalar deffl, 1974 yıbadaa bn yana zarar pitinde de tütün ekkilerinin Tekel Basmüdürlüğüödeyen danOdardaa dotagn, devtetm do^inmesi gene verdiği beyannameler dikkate alındı. Mahkeme rekmektedir. Yoksa, üretfcryi nrfin degisikligine Karadeniz Bakır Îşletmeleri ile Türkiye Gübre Sazorlamak, hokuk derleti ükesl Ue batdasmamaknayi'nin gaz kaçağı konusunda ne miktarda kutadır. KaMı U ödenen, bele hele darahlar iddiasısurlu olduklarını belirlemeye daha önceki yıllar • na göre Mtrianttrünlersebebi De mnkerreren ödeda birbirleri aleyhine Ankara mahkemelerinde açnen meblaglar nedeniyle, Murgul'da oldngu gibi, tıklan davalarda birbirlerine karşı yüzde 4852 oraüretimin dardmrulmasuıa yöaetik kammlaştırmanında kusurlu olduklan belirlendiğinden gerek nın davacüara yapılması gerekir. Ancak, b« işlerduymadı. Davalı kuruluşlann vekilleri, 1974 yılınden sonndv, üretidnin hmlen mçinttretimedevam dan bu yana bacalanndan gaz kaçırma işlemi deettigi sorasa sorulabilir." vam ettiğinden üreticilerin tütün ekmemesi gerekMahkeme, Karadeniz Bakır Îşletmeleri ile Türtiğini savununca mahkeme bu görüşü de benimkiye Gübre Sanayii'ne ait fabrikaların bacalannsemedi. Gerekçeli kararda bu konuda şöyle denildi: dan SO2, monoksit, azotdioksit ve hidrojen gibi "Davacı, zarar görüyor olmasına ragmen, 1974 zehirli ve yakıcı gazlar kaçırarak tütünlere zarar yıkndan bu yana türün ekmekte ısraıiı otablür. Bu, verdiğini, fitapatologlann raporlanna göre belirsamimiyetsizHk örnefi degfldk. Tntttn aflc tanmını leyerek her iki kurumun 30.1.1987 tarihinden itigerekürdiği gibi, nesflkre baglı tecriibevi de gerekbaren yüzde 30 yasal faizi ile birlikte tazminat alatirir. Bu grup dosyalardaki davaalanıı çogu, Lo cağı ödemesini kararlaştırdı. Toplu başvuru yasağı ANKARA (ANKA) Sosyal Sigortalar Kurumu 'nda çalışan personelin kurum içinde herhangi bir konu üzerine toplu müracaatlan v.» şikâyetleri yasaklandı. SSK personeline aynca, toplu eylem ve hareketlerde bulunma yasağı da getirildi. SSK'de çalışan personelin hak ve yükümlüluklerini belirleyen esaslar Resmi Gazete'nin dünkü sayısmda yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yönetmeliğe göre, SSK personeli, yOnetmelikçe belirlenen kıyafet dışında herhangi bir şey giyemeyecek. Yönetmenliğin "yasaklar" bölümünde, personelin toplu eylem ve hareketlerde bulunmalan yasaklanırken, birden fazia kurum personelinin toplu müracaat ve şikâyetleri yazılt veya sözlü olarak yasaklandı. Kurum personelinin hizmetleri aksatacak şekilde memurluktan kasıtlı olarak birlikte çekilmeleri veya görevlerine gelmemeleri, kurum hizmetlerinin ve işiemlerinin yavaşlatılması veya aksatüması sonucu doğacak eylem ve hareketlerde bulunmalan da yasak. SSK personeli aynca, grev karan alamayacak, çalışanlan greve teşvik edemeyecekler. Denüryolu işçisi zammı yetersız buldu Servisi 40 bin tşSendika 23 yıttık coğrafya öğretmenine güvenük soruşturması engeü oğretmen Yücel Bulgur'un müdür olamamasına, Kahramanmaraş olaylarım protesto için yapılan ders boykotuna katılması engel oldu. TURAN YILMAZ ANKARA 23 yıllık emekli öğretmen Yucet Bulgur, emekli ikramiyesiyle kurdugu özel dershaneye müdur olmak isteyince "guvenlik soruşturması" engeline takıldı. Meslek yaşamının 7 yılını lise yöneticilığinde geçiren oğretmen Bulgur'un mudür olamayışına, çok sayıda yurttaşın ölumüyle sonuçlanan Kahramanmaraş olaylarıyla ilgili ders boykotuna katılması gerekçe oldu. oğretmen Yücel Bulgur, Burdur ö z d Gol Dershanesi'ne müdür olarak atanmasıyla ilgili başvurusunu reddeden Mıllı Eğitim Gençlık ve Spor Bakanlığı hakkında Ankara ldare Mahkemesi'nde dava açtı. Bulgur'un avukatı Emel Boyacıo^lu tarafından hazırlanan dava dılekçesinde, sakıncalı bulunarak yönetici olması uygun görulmeyen müvekkılinin neden sakınealı gorulduğunun açıklanmadığı, halbuki ıdarı ışlemlerın neden, konu ve yetki unsurlan yönunden yasaya uygunluğunun denetlenebilmesı için her şeyden önce gerekçesinin açıklanmasının zorunlu olduğu belirtıldi. Avukat Boyacıoğlu, mtivekkilınin aynı okulda 7 yılı yöneticilikte olmak üzere 23 yıl hizmet verdikten sonra nisan 1986'da emekli olduğuna işaret ederek, bu sure içerisinde olumsuz herhangi bir soruşturma geçirmediğini dc savundu ve "Davsh bakanlık, 23 ydiık oiretmen ve idareci olarak çalıştırdığı ve emekli ettiği bir mensubuna özel bir dershanenin idarecüigini uygun görmemekjedir" dedi. Davanın görUlduğu Ankara S. ldare Mahkemesi'ne Milli Eğitim Gençlik «e Spor Bakanlığı Hukuk Muşavirligi'nece gönderilen 1987 / 200.01 / 4S7 sayüı savunma yansmda, oğretmen Bulgur'la ilgili olarak "Ögretoıenler boykotuna fıilen iştirak ettiğinden il makamımn onayı Ue idarecilik gorevinden alındıgı belirtilmiş otdngnndaB bakkında guvenlik soruştunnası >apünlmıştır.B«kanlıgımız Lnformasjon Muşatirliğinin 3 Kasım 1986 tarih ve 20572 sayılı vazısı ekinde alınan Burdur Emniyet Mudurtugu yazısıııda da aynı ifadenin >er aldıgı. ajnca Vucel Bulgur'un çeşitli zamanlarda ögrencileri tahrik ederek olaylara sebebiyet verdiği belirtilmekledir" denildi. Bakanhğın savunmasında, oğretmen Bulgur'un Burdur Lisesi Müdür Yardımcısı iken il makamımn 2 Şubat 1970 tarih ve 410/1420 sayılı onayı ile yöneticiUk görevınden almdığına da dikkat çekılerek, "Aynı sahsın özel bir öğretim kunımu da olsa aynı iide mudur olarak gomiendirümesi >ukanda zikredilen vsüilik karan ile çeBşectJinden mudur olarak atanması bakanlıgımuca uygun gorulmemiştir. Adı gecenin cografra dersi o|retmeni olarak teklif edilmesi balinde bir karara vanlabilecegi 14 Ocak 1987 tarih ve 884 sayılı yaziraız ile Burdur VaJiligi'ne bildirilmiştir" denildi. Savunmada, özel öğretim kurumlannın da bakanhğın denetim ve gözetimı altında bulunduğuna işaret edıldı. Kendi dershanesine müdür olamadı DMO grevine destek tsSendika Servisi Basın lş Sendikası'mn Devlet Malzeme Ofisi Basım Müessesesi Müdürlüğü'nde başlattığı grev süruyor. Grevci işçileri dün Türklş Genel Eğitim Sekreteri Mustafa Başoğlu ve TGS Genel Sekreteri Ziya Sonay ziyaret etti. Başoğlu ziyaret sırasında yaptığı açıklamada, "siyasal iktidann işçileri köle yaptığım" öne sürdü. "Basınlş Sendikammn bu haklı grevi sonuna kadar gerek maddi, gerekse manevi şekilde desteklenecektir" dedi. Türklş toplamyor ANKARA (a.a.) Türklş Başkanlar Kurulu 16 ağustos pazar gtinü Izmir'de olağanüstü toplanacak. Toplantıda referandum, grev ve lokavtlar değerlendirilecek. Türklş Genel Eğitim Sekreteri Mustafa Başoğlu, yaptığı açıklamada, 16 ağustos pazar günü Başkanlar Kurulu toplantısından Once saat 10.00'da, Ülkü Sineması'nda Türklş'm başlattığı "Demokrasi ve Hur Sendikacılık" konferansları tzmir toplantısının yapılacağını söyledi. Dört TSİP'li tutuklandı tZMtR (Cumhuriytt Ege Bürosu) 12 Eylül sonrası kapatılan Türkiye Sosyalıst Işçı Partisi'ni fTSİP) yeniden kurmaya çalıştıklan gerekçesiyle gözaltına alman 3'ü Oğretmen 6 kişiden 4'ü dün tutuklandı. Izmir, Kuşadası Bornava ve Karşıyaka'da düzenlenen bir dizi operasyonda yasaklanmış yayın ve dokumanlarla yakalanan 6 kişi dün DGM'ne gönderildi. Savcılıktaki sorgulamadan sonra tutuklama istemiyle mahkemeye çıkanlan samklardan Oğretmen Mehmet Çömez ile Murat Demirkapı, Nevzat Gür ve Kaya Subaşı adlı memurlar tutuklandı. Sakın Gıiner ve Eyiip Kocabakan adlı iki oğretmen ise tutuksuz yargılanmak üzere salıverildi. Samklar TStP'i tüztiğünde bazı değişiklikler yaparak yeniden kurmaya çalışmak, tzmir ve ilçelerinde • faaliyetlerine işlerlik kazandırmak amacıyla işçi, Oğrenci komiteleri oluşturmakla suçlanıyorlar. demiryolu işçisinin bayram sonrası greve gitmesi karannı ortadan kaldıran anlaşma sendika yönetimi içinde sorunlar yarattı, işçiler arasında ise tepki ile karşı landı. Agırhkh büyük kemlerde çalışan demiryolu işçileri anlaşma protokolü ile sağlanan ücret artışını çok yetersiz bulduklannı, Türkiye ortalamasının altında ücret almaya devam edeceklerini açıklayarak, anlaşma yapan sendika yönetimini eleştirdüer. Bu arada toplusözleşme gorüşmelerine katılan bir kısım sendika yönetim kurulu üyesi ile şube baskanının, yapılan anlaşmaya karşı olduğu öğrenildi. Sendikanın, sözleşmenin kabul edilmesini öngören başkanlar toplantısmda çok sayıda sendika yöneticisinin yapılan anlaşmaya karşt oy kullandıkları belirlendi. Sendika yönetimi, tabandan ve yönetimin içinden karşı çıkışlara rağmen sözleşme protokolünü imzaladı. Ancak yeni zam oranlarmın işçilerin ücretlerine yansıtılmasına ilişkin çalı^malar bayram sonrası yapılacak. Ortalama 92 bin lira çıplak ücretin bulunduğu demiryolu çalışanlan için, çalışanlann ucret aftışı ortalaması olarak kamuoyuna ilan edilen %56 zammın gerceği yansıtmaktan uzak kaldığı bildirildi. Ücretlere 6'şar aylık dönemler için sırasıyla, yüzde 25221817 olarak belirlenen artışlann, ücret ortalamasının duşük olduğu çalışanlar için, enfİasyon karşısında bir anlam taşımadığı vurgulandı. Ceylanpınar'da sağlık 'Allah'a emanet' Sağükevi ahır oldu HÜSEYİN D E N İ Z CEYLANPINAR Yirmi köyü ve 26 mezrasıyla 55 bin nufusa sahip Şanlıurfa'run Ceylanpınar ilçesinde sağlık kunıluşlannın yetersiz olduğu ve yurttaşların en kuçük hastalıklannda bile Şanlıurfa Devlet Hastanesine gitmek zorunda kaldıklan bildirildi. den yakındılar. 15 yıl önce yapılan Yalçınkaya ve Yukandoruklu sağhk evlerinin ise şimdiye kadar sağhk görevlilerinin atanmaması vüzünden kapalı olduğu ve binaların kullanılamaz dunıma geldiği bildirildi. Çökme dunımuna gelen sağhk evlerini köylüJer ahır olarak kullanırken, en yakın Murath köyündeki sağhk ocağuıda ise sadece bir hemşireyle bir ebe görev yapıyor. Personel ve übbi araçgereç yokluğundan Murath sağlık ocağına başvuran köylülerin herhangi bir müdahale göremeden ilçe sağhk ocağına gönderildiği bildirildi. Murath sağhk ocağmın 15 bin köylünün yararlanması amacıyla yapıldığını söyleyen köylüler, sağlık ocağına bir an önce doktor atanmasını ve araçgereç eksikliğinin giderilmesini istediler. Grevci işçiyeyardım ^ çisi ile dayanışma için Türklş'e bağü Denizciler Sendikası ile Bağunsız Otomobüts Sendikası üyesi işçilerden toplanan yardımlar geldL Denizciler Sendikası'ndan 500 bin lira karşıhğı erzak, Otomobülş işçilerinden ise 500 bin lira para yardımı geldiği ve bayramın ikinci günü grevdeki işçilere dağıtılacağı açıklandu Türklş Genel Sekreteri ve Denizciler Sendikası Başkanı Emin Kul ile yönetim kurulu üyelerinin ve Otomobillş Sendikası Genel Sekreteri Celal Özdoğan yönetim kurulu üyelerinin katüdıklan grevcüeri ziyaret, işçilerin aralannda topladıklun para ve erzak bağtşım getirme işlemi sırasında yapılan konuşmalarda, grevlerde dayanısmanın önemi ve güçlendirilmesi gcreği üzerinde duruldu. Grevci işçiler Türktşten tstanbul'da miting istediler. (Fotoğraf: UĞUR GÜNYÜZ) • Ceylanpınar'da 46 yerleşim biriminden sadece ikisinde sağlık evi, birinde de sağhk ocağı bulunduğunu, geriye kalan 43 yerleşim biriminde ise sağhk hizmetlerinin verilebileceği hiçbir kuruluşun olmadığıru beUrten ve adının açıklanmasını istemeyen yetkililer, mevcut sağlık ocaklanna da atamalann yapılmamasından ve personel yetersizliğin 'Hıristiyanlık propagandası yapılır' gerekçesiyle DPT'de takıldı Prof. Tuna toprağa verildi İSTANBUL tstanbul'da önceki gun vefat eden l.Ü. Öğretim üyelerinden Prof. Dr Orhan Tuna, dün Edirnekapı Şehitliği'nde toprağa verildi. Prof. Dr. Orhan Tuna için l.Ü. merkez binasmda bir tören düzenlendi. Tuna'nın ailesi, yakmlan, öğretim üyeleri ve öğrencilerinin katıldığı torende konuşan tktisat Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Erdoğan Alkin, "tktisat Fakültesi olarak aamız sonsuzdur. Orhan Tuna disiplinli, çok çalışan, ilkelerınden hiç vazgeçmeyen bir ınsandı'' dedi. SOS çocuk köyü beklemede Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı Başkanı Timur Erk, SOS Kinderdorf International örgütü'nün Türkiye'de korunmaya muhtaç çocuk köyleri kurulması amacıyla sağladığı 8 milyar liralık kredinin, Lions ve Liones kulüplerinin de işin içinde bulunduğu ve böylece Hıristiyanlık propagandası yapılabileceği kaygısıyla, 2 aydır DPT'de bekletildiğini söyledi. YALÇIN ÇAK1R Uluslararası bir sosyal yardımlaşma örgutu olan S.O.S Kinderdorf International'ın sağladığı 8 milyar liralık krediyle Türkiye'de kurulması planlanan "Korunmaya Muhtaç Çocuk Kö>leri" projesi "Hıristiyaıılık propagandası" yapılır gerekçesiyle DPT'de takıldı. Çeşitli ülkelerde çocuk köyleri kuran "S.O.S Kinderdorf Interaational" örgütünün Türkiye'deki temsilcisi konumunda olan Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı yetkilileri, DPT'deki engel nedeniyle kredinin alınamadığını belirterek, Başbakanhk Başdamşmanı Adnan Kahved'nin de kararın olumlu çıkması için aracı olduğunu söylüyorlar. DPT Musteşarı Yusuf Bozkurt Özal ise konuyla ilgili olarak, "Neymiş? Kimlermiş? Ben Um olarak bilemiyorum" yanıtını veriyor. İkinci Dünya Savaşı sonrası kimsesiz kalan ve korunmaya muhtaç çocuklar için kurulan S.O.S Kinderdorf International" örgütü ile Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı'mn ortaklaşa gerçekleştirecekleri "çocuk köyü" uygulamaya geçirilemiyor. Vakıf yetküilerinin verdiği bilgilere göre, Sağhk ve Sosyal Yardım Bakanhğı'nca görüş alınmak üzere DPT'ye gönderilen "çocuk köyü" dosyası "Hıristiyanlık propagandası" yapılır gerekçesiyle incelemeye alındı. Uk kez eski Sağhk ve Sosyal Yardım Bakanı Mehmet Aydın döneminde gündeme gelen projeyle ilgili olarak vakıf başkanı Timur Erk, DPT'den olumlu bir karar çıkmaması sonucu 8 milyar liralık kredinin de alınamadığını belirtti. Erk, olumlu karar çıkması durumunda hazırlanacak anlaşmada da misyonerlik yapümamasıru sağlayacak önlemleri içeren bazı maddeler konulmasımn istendiğini belirterek, "Ben mason degilim. Uluslararası örgüt de yalnızca finans saglıyor. Çocuklann bakım ve egitimini tamamen devlet üstlenecek. Devleün vatınm imkânlan yetersiz. Proje gerçekleşirse Uk etapta 200 kimsesiz çocuk çagdaş bir yuva sahibi olacak. Neden böyle bir zihnivete girdiier anlamıyorum" biçiminde konuştu. tstanbul'un Bolluca köyünde bağış yoluyla alınan bir arazi Üzerine kurulacak olan ve Göztepe1 de de ikincisi yapılması duşünüıen "çocuk koyü" için hazırlanan ön proje raporunda; "Türkiye'de korunmaya muhtaç 750 bin çocugun bulunduğu ve bunlardan ancak 28 binine devlet imkânlanyla bakılabildigi" görüşü yer alıyor. Çocuklann bakımında ise anne şefkatinden yoksun kalınmaması için hiç çocuğu olmamış, çocuğu ölmüş, evlenmemiş anne ve anne adaylarından yararlanması düşünülüyor. Köyun işletmesi 2828 sayılı yasa gereği mülkiyet vakfa ait olmak üzere, Sağhk ve Sosyal Yardım Bakanlığı'na devrediliyor. Köyun geliri, kurulacak seralardan elde edilecek gelirle oluşturulacak döner sermayeden sağlanıyor. Raporda verilen bilgilere göre, S.O.S örgutu yalnızca finans temininde aracı oluyor. Lion ve Liones kuruluşlan da maddi katkıda bulunuyor. Anlaşmaya göre S.O.S'den alınacak kredilerle Türkiye'nin çeşitli yörelerinde benzeri köylerden kurulması planlamyor. Projenin bürokrasi içindeki öyküsünü de özetle>en Timur Erk, "S.O.S'den bir kişi, ben ve proje miman Ankara'ya gittik. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Mustafa Kalemli, Başbakanhk Başdanışmanı Adnan Kahveci ve Bakanhk Müsteşan Tandoğan Tokgöz ile göruştük. Yaklaşımlar müspet oldu. Kahveci'nin önerisi ile S.O.S'nin Türkiye temsilciliğini aldık. Kahveci'yle daha sonra göruştük, müspet mütalaayı DPTden cıkartmak üzere olduğunu öğrendik. Ancak bazı şartlar konulmak isteniyormuş. Bakanlık görüş almak üzere projeyi DPT KUltür lşleri'ne göndermişti, yaklaşık 2 aydır orada" şeklinde konuşuyor. "Çocuk köyü" olayıyla ilgili olarak görüştüğümüz DPT Müsteşan Yusuf Bozkurt Özal, konudan tam anlarmyla bilgisi olmadığını belirtiyor. Özal, "Neymiş? Kimiermiş? Ben Um olarak bilemiyorum. Kaç çocuk kalacakmış? Bizimle ne ilgisi var bunun? Bir bakayım yine de" yanıtı verdi. Başbakanhk Başdamşmanı Adnan Kahveci, "aracüık" yaptığı projeyle ilgili olarak, "tki tarafı uzlaştırmaya çalışıyorum" diyor. Kahveci, konuyu tam olarak bilmediğini belirterek, "Saglık Bakanlığı olumlu tavır koydu. DPT olumsuz bakıyordu. DPT, bizim bu konularda yardıma ihtiyacımız yok, diyor. tki tarafı uzlaştırmaya çalışıyorum. Yani tam olarak bilemiyorum. Benimle dognıdan ilgisi yok. Hem onlann almak istedikleri arsa çok kıymetliymiş. Bilmiyorum" yanıtım veriyor. Kendisi de bir vakıf başkanı olan, Başbakan Turgut Özal'ın eşi Semra Özal, köy kurmak isteyen vakıf konusunda, "Önüne gelen vakıf kuruyor. Kimlermiş? Necilermiş? tyi araştırmak lazım. Olabilir, misyonerlik yapabilirler. Araştırmak gerekli. Ben Avrupada bu köylerden gördüm. Çocuklar kapaülıyor. Yani dış dünya ile ilgileri kopuyor. Pek olumlu değil gibi geldi bana" şeklinde konuşuyor. 1986 yılında başlayan ve bugüne kadar uzayarak gelen "çocuk köyü" projesinin DPT'de takılması konusunda vakıf başkanı Timur Erk, sonuç olarak, "tyi güzel de bu sokakta kalan binlerce çocuk ne olacak. Bunlar topluma nasıl kazandınlacak? Her şeyi devlete bırakmamak lazım. Biz buna inanıyoruz" şeklinde konuşuyor. 'tktidar halkı aldatmıştır* ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DYP Genel Başkan Yardımcısı Baki Tuğ, gecekondu sorununun "bir facia ve cinayettenjbaret" olduğunu belirterek, "Bu facia ve cinayet tablosu dahi gecekonduda yaşayan insanlarımız için mutluluktur" dedi. Tuğ, DYP Genel Merkezi'nde dün düzenlediği basın toplantısmda gecekondu sorununa değindi ve "Sayın özal ve iktidarı, hanımefendısi de dahil 3.5 yıldan beri siyasi amaçlı göstermelik tapu tahs'ıs belgelen ile bu insanlan aldatmışlardır" diye konuştu. Adaiet Bakanı Sungurlu, Imrah Cezaevi'ndeki incelemeleri sırasında mahkumlarla da sohbet etti. Adalet Bakanı'nın tmrah gezisinden bjenimler Bergeri'e bıçaklı saUkrı ADANA (Cumhuriyet Güney tüeri Bürosu) Kamuoyunda "Aalann Kadını" kasetiyle tanınan Bergen dün gece Adana'da uğradığı saldın sonucu ağır yaralandı. Saldırgan olaydan sonra yakalandı. 100. yıl Gazinosu'ndaki programı sırasında bir kişinin bıçaklı saldınsına uğrayan Bergen daha sonra hastaneye kaldmldı. Adana SSK Hastanesi'nde ameliyata alınan Bergen 'in göğsünden ve bacağından bıçaklandığı bildirildi. Olaydan sonra saldırgandan başka olayla ilgisi olduğu sanılan 4 kişi daha gözaltına alındı. Bergen, yıllar önce, yüzune kezzap atılması sonucu estetik ameliyatı olmuştu. Atölyeler iyi de, ya koğuşlar? Adalet Bakanı Oltan Sungurlu, tmralı Yarıaçık Cezaevi koğuşlarmın bakımsızlığını görünce 'Her şey para ile olmaz. ödenek yokluğu arkasına sığtnmaym' dedi. LEVENT GENÇELLİ İMRALI / MUDANYA Genç savcı anlatıyordu: "Burası infaz sisteminin yuzala. Yanaçık cezaevimiz ile iftihar ediyonız." Adalet Bakanı Ollan Sungurlu sinirli sinirli soru üstüne soru soruyordu. Savcı anlattıkça başını kaldınp, "Buralara bakmamışsınız, daha diizenli yapılabilir"dıyordu. Yıllar sonra bir grup gazeteci, partili, burokrat, Bakan Sungurlu'nun gezısinden yararlanarak Imralı'ya doğru yola çıkmıştı. 50 kişilik gruptan pek azı daha önce lmrah'yı görmüştü, diğerleri merak edıyorlardı. Cezaevinin iskelesinde ada savcısı, cezaevi mudüru, gardiyanlar tek sıra olmuşlar bekliyorlardı. Daha sonra içeri doğru yunımeye başladık. Belli ki yollarda denetim temizliği yapılmıştı. Her taraf pırü pınldı. tlk durak olarak son derece luks duzenlenmiş ve muthiş bakımlı yönetim binasını geride bırakarak yürumeye koyulduk. Görevliler saymaya başladılar, "burası demir atölyesi, marangoz atölyesi, kaynak ve kalav atolyelerimiz" diye. Bakan bir ara başını kaldırdı, sağındaki yuksek binayı sordu: "Burası neresi?" Görevliler yolun solundaki binaları ısrarla yine göstermek istediler. Kimse, "koguşlan da gezelim efendim" demiyordu. Bakan, "Koğuşlara da bir bakalım" dediği an yonetıcilerin rengi değıştı. Koğuşlara gırildiğinde gerçek, su >uzüne çıkmıştı. Önce pis bir koku burunlanmızı rahatsız etti. Duvarların sıvaları nıtubetten dökülmüş, ranzalar son derece pisti. Bakan girer girmez sordu: "Nedir bu hal?" Kısık sesli bir yarut: "Efendim odenek istedik, gdmedi. Ödenek bekliyonız, gelince onaraeagız." Sinirlerine hâkim olmaya çalışan Sungurlu mahkumlarla sohbet etmeyi tercih etti. Yanındakiler de yollarda görulen temizliği koğuşlarda goremeyince epey şaşırmışlardı. Koğuş zemini bir oto tamirhanesinin zemirunden daha yağhydı. Bakan bir ara cezaevi yöneticilerine dönerek, "Her şey paravla olmaz. Ödenek >oklugu arkasına sığınmayın" dedi. Artık koğuşlardan çıkıyorduk. Tuvaletlere doğru yöneldiğimizde yoğun bir koku bumumuzu sızlattı. Bıldiğimiz genel tuvalet gorunumden çok farklı, kendisınin tuvalet olduğunu içindeki kokudan anlayabildiğinuz garip bir yerdeydik. Bıraz önce espriler yaparak çevresindekılerle söyleşen Bakan Sungurlu'nun yuzu değişmiş, sinirlenmişti. tmralı Yanaçı Cezaevi'ndeki gezimizin bundan sonra "kibus" olacağı belli olmuştu. Koğuşlardan çıktık. Yine üretim yapılan yerlere yönlendirildik. Cezaevi yetkilileri anlatıyordu. "Sabun yapıyonız, balık tutuyoruz. ag >apı>onız, ustelik para da kazanıyonız." Marangoz atölyelenne geldik. Yine genç savcı atüdı: "Burada her türlu marangoz işi >apılıyor. istenirse dışan btte iş \apabUiriz" Bakan bir ara duraklayarak sordu: "Sizin odalannızdaki mobilyalar burada mı japıldı?" "E>et efendim" yanıtını verdiler. Gazeteciler lmralı'va eelirken Menderes, Zorin ve Poiatkan'ın mezarları başında hatıra fotoğrafı çekmek istiyorlardı. Topluca mezarlann yanına gidildi. Grupta bulunan ANAP'hlar, mezarlann başında çömelerek dua ettiler. Bakan ancak 25 metre yaklaştı Bakanın mezar başında fotoğrafını çekemedik. Daha sonra hep birlikte aşağı doğru yöneldik. Iskeleye geldiğimizde varlığından daha once haberdar olduğumuz adliye mensuplarına dınlenme kampını dolaşmayı önerdik. Bakan bu önerilerı geri çevirdi. Bota binerek dönüş için yola cıktı. Dinlenme tesislerinin neden gezilmediğinı raerak ediyorduk. Geriye dönerken kimsenin ağzını bıçak açmıyordu. Bursa Cumhuriyet Savası Aydemir Turhan, Imralı'nın bir yıl önce Bursa Cumhuriyet Savcüığına bağlandığını, düzenlemeler için bakanhğa rapor üzerine rapor yazdıklarım söyledi. Sungurlu ise yolda, Imrah'yı bakımsız ve pis bulduğunu, bölgeye müfettiş göndereceğini açıklamak zorunda kaldı. Mudanya'yayaklaşmıştık. llgiUl<rin verdikleri bilgjlerden derlediğin, notlan gözden geçirmeye başladık. Adadaki cezaevi 8 Mayıs 1935'te açılmış. Şimdiye değin 280 mahkum çeşitli yollarla fırar etmış. Kadrosunda 2 doktor var. Biri asker, diğeri raporlu, 3 aydır adaya uğramamıs. 494 mahkum 10 bin 10 dönumluk arazide yeteneklerine göre çalısünlıyorlar. Adada 200'u büyükbaş olmak üzere, 830 kapasiteh bir hayvan çiftliği var. Koğuşlarmın kapasitesi 1000. 5 bin tavukluk yenı çıftlik bınalarının yapımı için açılan ihale sonuçlanmıs. lnşaatlara yakında başlanacak. Notlarımızı tekrar karıştırıyoruz. lnsana yönelik bir yatırım var mı diye Yok Bulamıvoru7 150 milyonluk eroin jtanbul Haber Servisi tstanbul'dan yurtdışma uyuşturucu kaçıran üç kişilik bir şebeke örtaya çıkarıldı. Ihbar ve <erileri deferlendiren tstanbul Emniyet Narkotik Şube 4üdürlüğü ekipleri Cemal Nayır'ı (22) izlemeye başladı. Vayır, geçen hafta düzenlenen bir operasyonda Huseyin lCüzeldere adına çıkartılmış sahte kimlik, pasaport ve 5 milyon lira ile birlikte imam nikâhlı karısının evine düzenlenen bir baskmda yakalandı. Operasyon sonucu dış oiyasa değeri yaklaşık 250 milyon lirc olan 6 kilo eroin ele tgeçirildi. Sanık, yapılan sorgulaması sonunda eroini doğu tUlerinden sağlayarak, yurtdışma çalışan Türk işçileri feracılığıyla Avrupa eroin piyasasına sürdüğünü itiraf etti. Sanığın itiraflan doğrultusunda Muhittin Yuceyurt ve Rıza Ürek de suç ortakları olarak yakalandı.