18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER kurul üyesi tarafından kaleme alındıktan sonra başkana sunulur ve karara son yazılış biçimi vermek başkana aittir", denilmektedir. Ancak, son yıllarda çıkan ve "hukuk"la ilgili olan "Yargıtay Îçtihadı Birleştirme Kararlarf'nın, söz konusu "ilke" karanna uyularak kaleme ahndığı asla ileri sürülemez. Çünkü, "ilke kararı"nda "Yargıtay İçtihadı Birleştirme" müzakerelerinin "elektromanyetik" aletlerle, yani bu müzakerelerde söz alarüann konuşmalanmn "teyple" bantlara kaydedilmesi ve daha sonra da bu bantların çözülerek daktilo edilip raportör üye ile konuşmacıya imza ettirilmesi öngörüldüğü halde, maalesef, "Yargıtay Başkanlar Kurulu tlke Karan"run ahndığı ve "Resmi Gazete" ile yayımlandığı 1975 yılından bugüne kadar aradan geçen 12 yıl içerisinde, bir defa olsun uygulandığı görülmemiştir. "Arsa (daire) karşılığı inşaat yapma" sözleşmeleri ile ilgili 25.1.1984 tarih ve E. 1983/3, K. 1984/1 sayılı (Yargıtay tçtihadı Birleştirme Büytik Genel Kurulu Kararı) müzakereleri esnasındaki konuşmamda da, toplantıyı yöneten o zamanın toplantı başkanının yüzüne karşı açıkça söylemiş ve daha sonra da, gerekçe ve karar yazıhşı yönünden kaleme aJdığım "muhalefet şerhi"nde de, keza, bu yönü belirtmiş idim (1). Söz konusu bu "tçtihadı Birleştirme Kararı" kaleme alınırken, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 6.10.1982 gün ve 356/817 sayılı kararı ile özel daire (15 HD'si) kararları arasındaki aykınlığın hukuki nedenleri ve özellikle kararlar arasındaki aykmlığın "arsa karşılığı inşaat yapımı (BK. m. 360)" sözleşmesinden kaynaklandığına ilişkin bir tek kelimeyle bile olsa hiç bahsedilmemiş ve maddi vakıaya hiç değinilmemiş olması nedeniyle, sanki bu içtihadı birleştirme, soyut (mücerret) "istisna akdi" uyuzmaşlığından çıkmış gibi büyük bir yanılgıya neden olduğu yönü, o kararın ahndığı tarihten bugüne kadar aradan geçen üç yıl içerisinde, bu içtihadın hangi benzer olaylarda uygulanacağı bakımından, uygulamada, çok büyük yanılgı ve tereddütlere neden olduğu ortaya çıkmış bulunmaktadır. Bundan üç ay kadar önce çıkan ve fakat 5 Şubat 1987 tarihli Resmi Gazete 'de yayımlanmış olan ve kamu kuruluşları ile iktisadi devlet teşebbüsleri ve mahalli idarelere karşı eser sözleşrnesi (istisna akdi) ile taahhütte bulunan müteahhitlerin, enflasyon nedeniyle gerek malzeme ve gerekse işçilik ücretlerindeki aşırı artış sonucu uğradıkları zararlarını karşılamak amacıyla yıllardan beri sık sık çıkarılan "Bakanlar Kurulu Karaınameleri"nin (8/505 ve 8/2574 sayılı ve benzerlerinin) müteahhitler lehine idarece uygulanmalarının zorunlu olup olmadığına ilişkin 24.11.1986 gün ve E. 1986/2, K. 1986/2 sayılı "Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı", yukarda söz konusu ettiğimiz 1984 tarihli karar gibi gerek gerekçe yazıhşı bakımından ve gerekse yekdiğerine aykırı olan kararların ve özellikle Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 23.2.1983 gün ve 1042/173 sayılı karan ile imzamın taşıyan 'muhalefet şerhinde ve öbür kararlarda yer alan Borçlar Kanunu'nun 365/f. 2 ve 371. maddeleri koşullarının o olaylarda gerçekleşmesi halinde dahi yine davaya bakan hâkim, Bakanlar Kurulu Kararnamelerini uygulayıpuygulamamakta kendi ' takdir hakkına" dayanarak. müteahhidin, taahhüt ettiği inşaatı "götürü ücretle" tamamlamayı üstlenmiş olduğu nedeniyle, müteahhidin "bedel artırımı" isteğini reddebilecek mi? Yazılan kararda bu tür soruları yanıtlayan tek sözcüğe rastlamak mümkün değil ve karar "yuvarlak" deyimlerle kaleme ahnmış bir karar olduğundan bu yöne ilişkin muhalefet şerhinin yerinde olduğu kanısındayız. 4 AĞUSTOS 1987 Yargıtay İçtihadı BJrJeştirme Kararları Çıkan îçtihadı Birieştirme Karan'na "son yazılış şekli"ni vermek görevi, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na başkanlık yapan birinci başkanvekiline aittir. Bu yaztmızın başlangıç kısmında da değindiğimiz üzere, "bağlayıcıltk" yönünden îçtihadı Birieştirme Kararı ile "yasa hükmü" arasında hiçbir "değer farkı" olmaması nedeniyle, tçtihadı Birieştirme Karan'nın, her yasa hükmü gibi hiçbir tereddüde ve karışıklığa yer vermeyecek bir açıklık ve kesinlikle yazılmış olması şarttır. PENCERE .. Çok değerli bir hekim dostumdan aldığım mektubu, köşemin elverdiği ölçüde yayımlıyorum. • "Sevgili Selçuk, 26 Tommuz 1987 günlü Cumhuriyefte "Doktorun Suçu" başlıktı yazınızı her zamanki gibi ze/kie ve düşünerek okudum. Rahmetli örsan öymen'in cenazesine gönderHen çetentderden birindeki 'ihmalin kurbanı mı oidun" yazısı toplumsal bir psikotojfnin, bir isyanın ifadesi olup hedef olarak hekimi seçmektedir. Tabii bu tür suçlamalar ne ilk ne son dacaktır. Haklıltk veya haksatk tartjşmasnr bir yana bırakarak şunu beürtmekte yarar var ki, teplum, hekimden gücünün çok üstünde bir başan bekliyor. Esasında bir övünç kaynağı olması gereken bu beklentide, teknotojideki büyük atılım ve tıp alanındaki büyük başanların 6n&mli rolü vardır. Bu başanlann biraz da abartılarak yansrtılması elbette beklentide de umuttarı çok arttınyor. Bu durumda sevilen birinin kaybı, hele beklenmedik bir kayıp olunca, sevenleri isyan duygusuna itiyor ve bir sorumlu aranıyor. Bu şartlarda da en kolay bulunan sorumlu hekim oluyor. Esasında bu sorumluluk kompieksi, hekimi her zaman rahatsız eden bir duygudur. Ve hayatmız boyunca bu duygu yakanızı bırakmaz. Bir tedavi yuntemi uygularsınız veya bir müdahale yaparsınız iş biter; ama işin kafanızdaki gölgesi hep devam eder: Acaba uyguladığım yöntem en iyi yol muydu? Eksik kalan bir nokta kaidı mı? Yaterii inceleme yapıldı mı? Tanıda tam isabet var mıydı? vb. vb.. Bir sürü sorular birbirini kovalar durur. Oysa arbk iş bitmiştir ve yapacağmız bir şey yoktur. Aynca çok zaman alacağınız kararda, düşunmeniz için fazJa vaktiniz de yoktur ve siz en iyi yöntemi uygulamak durumundasınızdır. Bunlann çoğunu bildiğinlzden eminim. Şimdi bir de madalyonun öteki yüzü var. Bildiğiniz gibi kalp damar okanması dedigimiz infarktüsterde ötüm oranı ük birkaç saatte % 30 hatta daha yüksek oranlarda olup butun dünyada bir sorun olarak tıbbın karşısında bulunmaktadır. Bu nedenle bütün ileri ulkelerde ambulans dedigimiz seyyar taşıtlar, adeta küçük çapta bir koroner yoğun bakım ünitesi gibi donatılarak her türiü acil mudahalenin yapılabildiği laboratuvartar haline getirilmiştir. Bu cihazlanma erken kalp öiümlerinde oMukça peşanlı olmuştur." Ülkemizdeki cankurtaranlann ne kadar yetersiz otduğunu ve hizmetin eksik kaldığını örneklerte anlatan hekim dostum, mektubunu şöyle sürdürüyor: "Yoğun bakım ünitelerine gelince; son zamanlarda Turkiyef de bir moda oluştu; bir hastaneye iki monitör alınıyor, bir odanın kapısına "yoğun bakım ünitesi" tabelası asılıyor, ertesi gün TVde boş yataklar ve duvara monte edilmiş monitön'er gösterildi mi sorun halledilmiş oluyor. Oysa esas sorun ondan sonra başlıyor. Başta şüphesiz eğitilmiş personel sorunu geliyor. Hekim dahil olmak üzere hemşire, teknisyen gibi yoğun bakımın temel elemanlannın Türifiye'de kaç muessesede yeterli ve mükemmel performans gösterdiği söylenebilir? Ibğun bakım tıbbı, ivedi karar vermeyi gerektiren, ivedi hareket ve beceriyi isteyen, sıkı bir ekip çalışması gerektiren bir yerdir. Aynca ne eksik ne de hatayı katiyen affetmeyen bir ünitedir. Bugün Türkiye'de en mükemmelim diyen üniteler bile modem ve çağdaş bbbin kullandığı bütün hayat kurtarıcı ilaçlann yüzde kaçına sahiptir? Kaldı ki bunlann sağlanması öyle büyük yatınmlar da istemez. Bugün komşu ulkelerde bile rahatça bulunan antiaritmik denen ilaçlann çoğu Türitiye'de yok. Damar içine verilen trinithni bile Türkiye'de bulmak mümkün değil. Gittigimiz yabancı kongrehrde, oralardaki sergilerdenricaminnet alıp hastaneierimizde kutlanıyoruz. Yine yoğun bakım ünitelerinln temel apareyterinden intraaortik balon kaç ünitede var? Kaçı faal? Hadi faal olsun balon nasıl sağlanacak? Sorun çelenklerde suçlu arayan cumlelerte halledilecek kadar basit değil. Trombolitik ajan denen ve son zamanlarda erken dönemlerde (ilk 6 saat) kullanıldığt takdirde damardaki pıhtıyı eriten ilaç, Türkiye'de nerede var? Hayat kurtarıcı bu ilacın Ithaline bildiğim kadarı ile izin ahnmış değil. Görüyorsunuz, daha doğrusu siz çok iyi biliyorsunuz, Türkiye'de hiç kimse çağdaş tıbbın insanlara getirdlği nimeOerden yeteri kadar faydalanamıyor. O zaman ne diyelim; Tann hepimizi hastahktan, görünür görünmez kazadan korusun. Selam ve sevgilerimle" * Mesleğinde yetkili bir uzman olan hekim dostun söyledlklerine eklenecek ne olabilir ki? Doktorun Mektubu. İSMAİL DOĞANAY Emekli Yargıtay Daire Başkanlarından Bütün hukukçular tarafından bilindiği ve "Yargıtay Kanunu'nun 45/f. 5 hükmünde de açıkça yer aldığı üzere, "îçtihadı Birieştirme Kararlan" benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurullannı, dairelerini ve adliye mahkemelerini bağlar. Başka bir deyişle "Yargıtay tçtihadı Birleştirme Kararlan" tıpkı bir "yasa hükmü" gibi ilgilileri "bağlayıcı" ve aynı "eşdeğer" özelliği taşıyan bir karar türüdür. Bu nedenle, bir "Yargıtay îçtihadı Birleştirme Kararı" yasama erki tarafından, belirli usul ve şekillere uyularak düzenlenip kabul edilen ve daha sonra yine o yoldaki yasa hükümleri içerisinde "Resmi Gazete" ile yayımlanarak, ya o yayın tarihinde ya da o yasada belirtilen başka bir tarihten itibaren yürürlüğe girmesi sağlanarak gerçek ve tüzel kişiler tarafından uyulması zorunlu olan genel kuralları bünyesinde toplayan bir "yasa" kadar benzer olaylarda uygulanıp uyulması zorunlu bir karardır. Tıpkı bir "yasa" gibi, Yargıtay Îçtihadı Birleştirme Kararlan da Resmi Gazete gibi yayımlarur fakat Anayasa Mahkemesi kararlarının tersine yayımlandıkları tarihten sonra değil karann ahndığı tarihten hemen sonra uygulanması zorunlu bir karardır. Hatta o kadar ki, alınan kararın niteliğini belirten "özeti" karann alınmasını izleyen en kısa bir süre içinde Adalet Bakanlığı kanalı ile ve telgrafla bütün adliye mahkemelerine ve Cumhuriyet Savcılıklarına gecikmeksizin duyurulur ve kararın yayını daha sonra yapılır. Yukarda da değinildiği üzere "yasa hükmü" ile "eşdeğer"de olan Yargıtay Îçtihadı Birleştirme Kararlan'nın yazıhşında çok dikkatli olmak ve yapılan müzakereler sonunda alınan karar a dayanak yapılan "hukuki görüş" ve ilkelerin açık ve seçik bir dille yazılıp kararda belirtilmiş olması zorunludur. O Îçtihadı Birleştirme Kararını uygulamak suretiyle yeni bir karar vermek durumunda bulunan adliye mahkemesi hâkimi ile o Îçtihadı Birleştirme Karanmn, benzer bir olay nedeniyle kendileri hakkında da uygulanmasını mahkemeden isteyen davacı ya da davalı ile onların vekillerini tereddüde sevk eden açık ve seçiklikten yoksun, şu ya da bu anlamda da yorumlanmaya olanak veren deyimlerle kaleme alınan Îçtihadı Birleştirme Kararı, hak ve adaletin ortaya çıkmasına yardım etmesi şöyle dursun, tersine, büyük haksızlıkların ve huzursuzluklann ebedi kaynağı olur. Çünkü, bir Yargıtay Îçtihadı Birleştirme Kararı, ya bir yasa hükmü ile ya da yeni bir Îçtihadı Birleştirme Kararı ile ancak ortadan kaldınlabilinir, o yola gidilmediği sürece, o kararın uygulanması zorunîuğu devam eder gider. 4.2.1983 tarih ve 279"? sayılı 'Yargıtay Kanunu'nun 45/f.3 ve ayrıca bu kanunun uygulanması ile ilgili "Yargıtay lç Yönetmeliği"nin 16. maddeleri hükümlerine göre, tçtihadı Birleştirme görüşmeleri "Yargıtay Başkanlar Kurulu" tarafından alınmış olan "ilke" kararlan çerçevesinde yürütülür ve yine o "ilke" kararlarına göre yazılır. Aynı hüküm eski 1730 sayılı "Yargıtay Kanunu"nda da aynen mevcut idi. Eski Yargıtay Kanunu zamanında alınan ve halen geçerliliğini koruyan ve "Resmi Gazete"nin 13.7.1975 günlü nüshasında yayımlanmış bulunan "Yargıtay Başkanlar Kurulu"nun ilke kararının 18. maddesi hükmünde aynen: Açıklık ve kesinlikle yazılmak gerekir. Yukarda değinilen "ilke karan"nda da açıklandığı üzere, çıkan İçtihadı Birleştirme Karan'na "son yazılış şekli"ni vermek görevi, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na başkanlık yapan birinci başkanvekiline aittir. Bu yazımızın başlangıç kısmında da değindiğimiz üzere, "bağlayıcılık" yönünden İçtihadı Birleştirme Kararı ile "yasa hükmü" arasında hiçbir "değer farkı" olmaması nedeniyle, İçtihadı Birleştirme Karan'nın, her yasa hükmü gibi hiçbir tereddüde ve karışıklığa yer vermeyecek bir açıklık ve kesinlikle yazılmış olması şarttır. Ayrıca, "Yargıtay Başkanlar Kurulu İlke Kararı" gereği müzakerelere katılan üyelerin konuşmalanmn da yayımlanması suretiyle, çıkan kararın hangi hukuki görüş doğrultusunda oluştuğunun bilinmesi, tıpkı bir yasanın "gerekçesi" kadar uygulamaya ışık tutar ve bütün yanlış uygulamalan daha önceden önler. İşte bunun içindir ki, 19281954 yıllan arasında çıkan, ceza ve hukukla ilgili bütün tçtihadı Birleştirme Kararlan'nda, müzakerelere katılıp konuşan kışılerın bu konuşmaları, tıpkı 1975 tarihli Yargıtay Başkanlar Kurulu Karan'nda öngörüldüğü biçimde ve kararla birlikte yayımlanmakta idi. O eski yılların bütün teknik olanaksızlıkları içerisinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi, "steno" memurlarından yararlanmak suretiyle İçtihadı Birleştirme müzakere tutanaklarının yayımlanmasını sağlayan o zamanların Yargıtay yöneticilerinin bu "görev" anlayışları karşısında kendilerini takdir etmemek ve aziz anılarını rahmet ve saygı ile anmamak acaba mümkün mü? Hepsinin aziz ruhları şâd olsun!.. Teknolojinin akıllara durgunluk verecek derecede geliştiği günümüzde "Yargıtay tçtihadı Birleştirme" müzakerelerinin elektromanyetik aletlerle tespit edilerek daha sonra da bu yolda ahnmış olan ve Resmi Gazete ile de yayımlanmış bulunan "ilke kararı" veçhile, yayımlanmamakta direnilmeyeceğini umuyor ve bekliyoruz. (1) Yargıtai Kararları 506511 . Cilt. X. Sa>ı: 4. Nisan 1984. s. İlke karanna uyulmuyor "tçtihadı Birleştirme görüşmelerinde söz alanların konuşmaları elektromanyetik aletlerle tespit ve sonradan daktilo edilir. Daktilo edilen metin raportör üye ve konuşmacı tarafından imzalanır. Bantlar birinci başkanlıkça saklanır" denildiği gibi, "Karann yazılmasında göz önünde tutulacak esaslar" başlıklı kısmında da "Îçtihadı Birleştirme Karan'na neden olan kararların dayandıklan hukuki esaslar ve bu kararlar arasında ki çelişkiler ile müzakereler sırasında ortaya çıkan başlıca hukuki görüşler ve gerekçesi ve ayrıca oylama sonucu içtihatlann birleştirilmesi yönünde benimsenen hukuki görüş ve bu görüşün gerekçesi Îçtihadı Birleştirme Kararı yazım işi ile görevlendirilen HESAPLAŞMA BURHAN ARPAD ORTA DOÇU TEKNİK ÜNİVERSÎTESİ LİSANÜSTÜ PROGRAMLARA ÖGRENCİ ALINACAKTIR 1) 198788 etitimöfcrttım yüı birinci yan yılında Ogrenimc başlamak uzeıt FEN BİLİMLER1, SOSYAL BİLİMLER VE DENtZ BİLİMLERİ ENSTİTÜLERt urafından yürütülmtkte olan lısansOstü programlara sınavla yüksek lisans ve doktora ögrencileri ahnacaktır. 2) öğrrncı alınacak programlaıın adtan a^ajıdadır. FEN BtLİMLERİ E.NSTtTÜSÜ'NE BAĞLl PROGRAMLAR ANKARA KAMPUSUNDAKt PROGRAMLAR: Bılgisayar Mühtndısliğı Y.LisansDokıora Çfvre Mühendisliji Y.LisansDoktora ElektrikEkktronik Mühcndıslıjı Y.LİjansDokıora Bıyomedikal Muhendisligi Y.LisansDokıora EndUstri Mühracüslijı Y.LisansDoktora Yöneylem Arastırması Y.LisansDoktora Gıda Mühendisliği Y.LisansDoktora Havacıbk Mühendisliji Y.LisansDoktora İnşaat Mllhendisligi Y.LisansDoktora Jeoloji Mühendislıfc Y.LisansDoktora Kimya Mühendisliji Y.LisansDoktora Maden Mahendisliji Y.LisansDoktora Makine Mtthendisliji Y.LisansDoktora Nukleer Muhendisligi Y.LisansDoktora Metalurji MühendisliJİ Y LisansDoktora MUhendislik Bilimleri Y.LisansDoktora Petrol Mahendisliji Y.LisansDoktora Biyoloji Y.LisansDoktora Biyokimya Y.LisansDoktora Fen Bilimleri EJitimi Y.LisansDoktora Fiak Y.LisansDoktora Istatıstik Y.LisansDoktora Kimya Y.LisansDoktora Matematik Y.LisansDoktora Mimarlık Y.LisansDoktora Bina Bilgisi Y.LisansDoktora Yapı Bilgisi Y.LisansDoktora Renorasyon Y.LisansDoktora Şehir Planlama Y.Lisans Bölge Planlama Y.Lisans Şehir ve Bölge Planlama Doktora GAZİANTEP KAMPUSUNDAK1 PROGRAMLAR: ElektrikElektronik Mühendisliji Y.LisansDoktora Gıda Mühendisliji Y.LisansDoktora Makina Mühendisliji Y.LisansDoktora SOSYAL BlLtMLER ENSTİTÜSÜ Beden EJitimi ve Spor Y.Lisans EJitim Bilimleri Y.LisansDoktora Felsefe Y.LisansDoktora Iktisat Y.LisansDoktora lngüiz DUi ÖJretimi Y.Lisans Ingılız Edebiyatı Y.LisansDoktora Uygulamalı Psikoloji Y.Lisans Kamu YOnetimi Y.LisansDoktora Sosyoloji Y.LisansDoktora Isletme YLisans DENİZ BİLİMLERİ ENSTİTÜSO (ERDE.MLİİÇEL) Fiziksel Osinogran Y.LisansDoktora Kimyasal Oşinografi Y.LisansDoktora Deniz Jeolojisi ve Jeofmji Y.LisansDoktora Denk Biyolojisi ve Babkçılık Y.LisansDoktora 3) Yüksek Lisans programlarına başvuracak adaylann lisans mezuniyet not ortalamalanrun tarn notun en az *ffı60, doktora programlarına başvuracak adaylann yüksek lisans mezuniyet not onalamalannın tam notun en az r »80'ı olması gerekir. 4) Mezuniyet not ortalamalanna ilişkin yukanda belirtilen koşullan sajlayan adaylann mezuniyet not ortalamalannı gösteren çıkıj ve mezuniyet belgelerinin, transkriptlerinin (ash veya noterden onayb) kcpyası ile birlikte 29 Haziran1 Eylül 1987 larihleri arasında Ankara'da Orta Dogu Teknik Universitesi ÖJrenci Işleri Dairesi Başkanhgı'na bizzat ba;vurarak aday kaydj yaptırmalan ve ek bügileri almalan gereklidir. Mimarlık, bina bilgisi, yapı bilgisi, restorasyon programlarına başvuracak ojrenciler, ön kayıt başvuru belgelerine ek olarak protfolioproje dosyalannı ve hocalarından alacaklan iki adet referans mektubunu beraberierinde getireceklerdir. 5) Biürn suuvı lngıluce ve Türkçe olarak yapılacaktır. BUim sınavı ve Ingılizce yeterlik sınavı larihleri asajıdadır. BiUmnıuvı 14 Eylül 1987 Saat 10.00 Sosyal Bılimler EnstitüsU16 Eylül 1987 Saat 10.00 Deniz Bilimleri Ensıitilsü 16 Eylül 1987 (IçelErdemlı) Saat 10.00 Fen Bilimleri EnstitOsü ytlcriik » u v ı 23 Eylül 1987 Saat 14.30 25 Eylul 1987 Saat 14.00 16 Eylül 1987 Saat 14.00 Mülakaı 22 Eylül 1987 Saat 9.30 SINIRLI ŞORUMLU UŞAK BİR EYLÜL KÜÇÜK SANAYİ StTESİ YAPI KOOPERATİFİ BAŞKANLIĞI'NDAN Sanayi ve Ticaret Bakanhğı'run kısmi krcdi desteği ile kooperatifımizjn sorumluluğu altında yapılacak olan 419 işyeri, çıraklık okulu ve sosyal tesislerden mütejekkil küçük sanayi sitesi inşaatı, Bayındırlık ve Iskân Bakanlığı birim nyatlan ve 8/2374 sayılı kararnameye tabi olmak kaydıyla kapah zarf usulü ile ihaleye çıkarılmıştır. 1 thale 1.9.1987 günü saat 10.30'da Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nda yapılacaktır. 2 Söz konusu işin 1987 yıh birim fıyatlarına göre birinci keşif b«deli 5.037.161.795. TL. olup, adj geçen iş için ilgili kooperatife hitaben alınacak limit içi geçici teminatı 175.114.853. TL.'sıdır. 3 thaleye kaulmak isteyen iştirakçiler ihale dosyasını kooperaünraizjn Kurtuluş Mah. özek Ulu Yolu Azizlerli Işhanı No: 5/13 Usak veya T. Halk Bankası A.Ş. Gend Müdürlüğü Salınalma ve Satma Komisyonu Raportörlüğü Sıhhiye/ANKARA adresinden 200.000. TL. bedel mukabili makbuz karşılğında temin edebilirler. 4 tştirakçilerin ihale dosyasında belirtilen sartların yani sıra en az işin keşif bedeli kader (A) gnıbu müteahhitlik karnesi ile keşif bedelinin yansı kadar benzer ve resmi bir i$i müteahhit sıfaııyla bitirdigine daır iş bitirme belgesinin ash ile bu belgeyi teşvik edici hakediş ve kabul tutanaklarını asıllan ile beraber suretini ibraz etmeleri gerekmektedir. 5 a) thaleye katümak isteyen iştirakçilerin yeterlik belgesi başvuru dosyalannı içindeki evraklan belirtilen dizi pusulasını da ihtiva edecek şekilde en geç 25.8.1987 günü saat 17.00'ye kadar firmarun temsile yetkili şahısça imzalı dilekçe ile kapalı zarf içinde, b) Yeterli görülen rırmalardan ihaleye katılacaklann sözleşme ve özel idari şartnamede mevcut açıklamaya göre hazırlayacakları teküf mektuplarını 1.9.1987 günü saat 10.00'a kadar firmayı temsüe yetkili şahısça, c) Sanayi ve Ticaret Bakanlığı A Blok 4. Kat 421 nolu odasında toplanacak thale Komisyonu Başkanlığına dosya alındı belgesi karşılığında teslim etmi; olmaJarı gerekmektedir. 6 Yeterlik belgeleri 28.8.1987 gününden itibaren kooperatif başkanlıgımız tarafından verilecektir. 7 Kooperatinmiz ihale kanununa tabi olmadıgından komisyon yeterlik belgesi verip vermemekte ve ihaleyi yapıp yapmamakta, ertelemekte veya diledjgine vermekte serbesttir. 8 Postadaki vaki gecikmeler ve telgrafla yapılan başvurular kabul edilmez. Keyfiyet ilan olunur. NOT: Yeterlik belgeleri ve ihale dosyası ile ilgili olarak Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'na hiçbir başvuruda bulunulmayacaktır. "Tiksinti Çağı" Yirminci yüzyıl sona yaklaşıyor. Yirmi birinci yüzyılın ilk çizgileri belirmeye başladı. İnsanlar uzayda cirrt atıyor Ay kapı komşu uğrak yeri. Sesten hızlı uçaklar Uzakdoğu'ya, Güney Amerika'ya, Afrika'ya yolcu taşıyorlar; göz açıp kapayıncaya kadar kısa sürede. Bütün bu teknik hız, insanları daha'mutlu edebiliyor mu? İlk gördüğü trenin, bir aylık yotculuğu bir güne kısalttığını öğrenen Çinlinin: "Kalan yirmi dokuz günde ben ne yapacağım?" demesi gibi. Ünlü Fransız şairi Philippe Souppault'nun "Inanın bana, insan çamaşır makinesi kullanmadan da mutlu olabilir" demesi gibi! Atmosferde ya da okyanuslarm derinliklerinde atom denemeleri yirmi birinci yüzyıl eşiğinde dünyamızı yaşanmazlaştırıyor. Dünya acıkiı güldürüler dönemı yaşıyor. Sovyetler Birliği ve Birleşik Amerika başkanlarının Avrupa1 daki füzeleri kaldırma görüşmelerıne. burjuva kültür dünyasının öncüsü Avrupa'nın kimi önderleri karşı çıkıyor. Oysa yurttaş çoğunluğu ve özellikle gençler bütün güçleriyle onlara karşı çıkıyorlar. Atom bombalarını yok edin, savaş istemiyoruz, barış istiyoruz, diye protesto gösterileri yapıyorlar. Ne var ki, dünya savaş endüstrisinin üç beş parababası, çuvallar dolusu vurgunu yeteıii bulmuyor, daha çok daha çok para diyoriar. Uğur Kökten'in 'Tiksinti Çağı" kitabı, yaşadığımız günlerin çirkin kesitlerini sergiliyor: "Bugün gerçekten 7 ağustos mu? Oysa daha yirmi dört saat öncesi Hiroşima'nın yok ediliş yıkjönümüydü. Anlamdan yoksun bir rastlantı. Gerçekten, yürekteki diriliğine Hiroşima'dan nasıl bir gözle düşebilir? Üstelik Hiroşimalar, Asya'da çoktan olağan sayılan alışkanhklar kazandırmadı mı? Heyecan yaratmaktan uzak, kamksanmış ve biraz çabayla her günün olayı alışkanlıklar! Fakat günlük olupbittileri, yani Hiroşima'yı unutmak gerek. Çünkü şu anda tek bir şey var: Berlin, Berlin über alles!.. işte herhalde burası olmalı! Birinciden daha dar bir yol ile sola sapılryor. O yana yöneldim. Şimdi içinde ilerlediğim şu daracık aralığın bir yakasında, fabrika yapısını andıran yüksek bir tuğla duvar yükseliyor göğe doğru. Garip! Burada turuncunun her zaman yaydığı bir iyimserlik bile ortada yok. Belki hiç ol mamıştı. Çehresi külrengi duvar, yolun ucunda, gözler önüne üzgün ye çaresiz bir görüntü seriyor; küçük küçücük bir alan, alanda iri kakjırım taşları döşeli. Sonra, varla yok arası bir çayırlık. Alanın sınırlarından birini. yüksek sayılamayacak taştan bir anıt duvar kaplıyor. Üstünde üç kısa satır: "193345 yilları Hitler diktatoryası kurbanlanna." Ve geride tek katlı, iik bakışta gözlerden saklanan bir yapı. O da tuğla. Binanın giriş bolümünün önünde büyük baklalı madeni bir zincir gerili. Buna karşılık, kapı bölmeleri kasasız ve bomboş. Kara yazgının ince bir alayı gibi, kapılar sökülmüş.. Yok.. Berlin'in öteki yakasında da faşist dönemin kurbanları için, önünde iki askerin nöbet tuttuğu modern bir kapalı salon ve sürekli yanan bir meşale var. Unter den LJnden üstünde. MarxEngels Alam'ndan hemen önce. Meşalenin başında aynı dilek yazılr. "Fasizm ve militarizm kurbanlan anısına." Tek katlı kapıdan içeri girmeyi denedim. Hiçbir umuda, sığınağa ya da hayale ysr vermeyen bir haeim şu dört duvar. Kahverengi gömleklilere özgü bir çalışma köşesi; parmaklıklı pencerelerde, kararmış çatıda, bir bölümü beyaz kaplı solmuş iç duvarlarda, açıklığı enine geçen soğuk çelik putrelde, yorgun ve kirli çengellerde, tüm çevrede, serin ve ürpertici faşizm barışı: Pax svvasticana! Uzakta çalmırcasına alçalıp yükselen bir müzik; kaz adımlarının koca kıtayı Stalingrad'tan Batı Pirenelere kadar bütün Avrupa'yı boğan gürültüsü gibi akşamı dolduruyor. Bir çeşit hayalet senfoni; belki bir kader orkestrası Tanrıların Günbatımı'rn çalmakta! Kim bilir!" Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarının kanlı boğazlaşmaları 2ı. yüzyılda olacak mı? Evet ve hayır! Sömürülenler bilinçlenince, aydınlar önce kendi kafalarının içini aydınlatmca, 'Tiksinti Çağı' son bulunca! TEŞEKKÜR Biricik varlığımız ŞARA BALEKÇIOĞLU'nun aramızdan aynlışı nedeniyle sayın SID1KA1LGIN SU'ya DOSTLAR KOROSU'na SELENLER'e EZGİNİN GÜNLÜCÜ'nelCEYLAN GÖNLÜ'ye KARABEY AYDOGAN'a ayrıca, bağış, çelenk, telgraf, telefon ve şahsen gelerek acımızı, paylaşan tüm dosilara içten teşekkür ederiz. AİLESİ Nubar Şeta, Vasken, Zvart Levon Balıkçıoğlu eşi Sevgi Balıkçıoğlu (Tamgiiç) BAYRAM'DA Liıı Ş?r, SELDA BAGCAN "*• Söylüyor OKUNUR! Adıcs: YÜRÜYORUM DİKENLERİN ÜSTÜNDE Bu Kaseti Aldınız mı? stüdyo: oeğişim / Sezer Bağcan Tonmeisterler Yılmaz Karayalım, Mete Akkuş Gazeteciler Cemiyen/Cağaloğluİstanbul Ttel: 522 12 22 • 522 54 08 526 80 46 Tteleks 23S08 yeri tr Tel: 230 70 64230 79 51 UZMAN Kadroyla Kütüphane, BelgeBilgi Merkezi, Arşiv düzenlenir. Bilgi Düzenleme ve Yayım Merkezi. 334 98 62333 2301 EHLİYET ve kimliğimi kaybettim. Hükümsüzdür. ŞEFİKA AKIN 6) Sınav yerleri aday kayıtları sona erdikten sonra ilgili birimlerde ilan edilecektir. Basın: 24610 210. yıi 427. bayram nice mutlu nice tatlı bayramlara... BAYRAMINIZJ EN İYİ DİLEKLERİMİZLE KUTLAR, SAĞLIK VE MUTLULUKLAR DİLERİZ. EREĞLİDEMİR VE ÇELİK FABRIKALARI T.A. Ş. DEMIR Dost ve hastalarımın bayramını kutlar saygılar sunanm Dr. BAHA ÇELİK Fizik Tedavi Mnt. ve Akapunktiir M. Kemalpaîa Cad. Bulvar Pasajı K.3/D.55 AKSARAY Tel: 166 18 14 (15,1019.30) 585 52 81 (9.3015.00) ALI MUHIDDIN HACI BEKIR ŞEKERCILIKT.A.Ş. ISTANBUL EREĞÜ ÇEÜK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle