Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
JMHURİYET/4 TELEVİZYON 19.00 Açüış Haberler 19.15 Yıldızlar Hâkimi Dnga tarafutdan kaçınlan Pttpo'yu Jason ve Nıcole kurtanr. Ama Petpo aktdmiyt dönerken, Dragos omı yeniden etkisi altına alır Bu arada bafka bir ttnm dihmMe sıkifmif olan Yazbap Mat Pnntice'nin de kurtanlması getkmektedir. KÜLTÜRYAŞAM KOMEDİUSTALARI 1. KANAL / 8 yıl sonra Cem Karaea Cem Karaea 8 yıl sonra Gülhane Parkı'nda yine halkın, kendisini sevenlerin karşısındaydı. Cem'in arkasında çalanlar da 70'li yıllardan nostalji rüzgârları estirecek isimlerdi. Cem, "Hasret bitti" anonsuyla, bir yanıp bir sönen kırmızımavi ışıklar ve çevreye yayılan dumanlar arasında çıktı sahneye. 27ÂGÜSTOİ AST tstanbuVda ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Sanat Tiyatrosu perdelehni ilk kez bu yıl Ankara dışında açacak. AST 19871988 tiyatro mevsiminin ilk temsilini trlandalı yazar Sean O'casey'nin "Silahşörün Gölgesi" adlı oyununu 18 eylülde tstanbul'da sergileyerek verecek. AST, ekim ayının ikinci yanşında Ankara'ya dönerek aynı oyunu sergilemeyi sürdurecek. Rutkay Aziz'in yönettiği oyunu Türkçeye Ülker tnce çevirdi. Oyunda Rutkay Aziz, Cezmı Baskın, Yaşar Akın, Jale Aylanç, Erol Demiröz, Şebnem Erkekli, Nurhan özenen, Koray Ergun, Altan Gördüm ve Hakan Akın rol alıyor. Türkiye'de ilk kez sergilenecek olan "Silahşörün Gölgesi"nin, 1920 yılında yazdmış olmasına krşın günumuz Turkiye'sini çok ammsatnğı için seçildiği belirtildi. AST ekim ayında Ankara'ya dönduğünde geçen yıl da sergilenen Emmanuel Robles'in "özgurlüğün Bedeli" adlı oyunu sahnelemeyi de sürdurecek. 19.40 Yaz Oknlu: Compater Profrmuk makıne robotlan atüauUyor. Bunlar bügısayar tarajından pnprnnlauyor ve robotlan farklı dmktifler göndererek ifkrinı yapmasmı Hthjnr. Boyltct birkaç robot ve onlann bilgısayar aracıiığıyla nercterde kıdl&aldtiı anlatüıyor. 20.00 tnanç Dönyası Profrmnda, Kıınmı Kerim ve TUrkçe açtklamasından sonra "Vatan Savunması" tarint bir komifma yer aüyor. 20.30 Haberler ve Hava Duramu 21.15 tcraaün tçinoen 21.50 Perihan Abla 22.40 Komedi Ustalan: Toto Ue Peppino Nr Kadına Karşı (Ayratıh bUgi yandaki stUunlarda) Bütün mimikleriyle Toto 00.20 Dtinya Serfaest Güreş Şampiyonası (Özet yayın) 00.50 Haberler ve Kapamş İKtVCİ KANAL 19.50 Açıhş Mttzik Babçesi Yümez Çoğuht'mın Hazıriadığı programda, piyarust Güniz Akçom ve Kemancı Ytbma Ozer fu parçalan stskndıriyoriar. Belkı bir gün sabah geiectksin. Geçsin Iftıfcr heftaiar, Yine bır gülnihal, Şarkunı senın ıçın yazdığımı büseydin, Ajka ÇittkJi yoUardan tererek gtL Çek kureğı ve Şımdı baham crdı. Tmto ile Peppino Bir Kadıua Karşt (Toto, Peppino e la Femmina)/ Yönetmen: Camillo Mastrocingue / Oyuncular: Toto, Peppino de Filippo, Nino Manfredi, Dorian Gray / ttalyan yapımı / Siyahbeyaz. Kültür Servisi Antonio ve Peppino kardeşlerin bir çiftliği vardır. Kız kardeşlerinin oğlu tıp öğrenimi görmektedir. Ancak biıırme sınavı için gittiği Napoli kentinde bir kadına âşık olur ve kadınla birlikte Milano'ya kaçar. Aile altüst olmuştur. Antonio ile Peppino, yeğenlerini geri getirmek amacıyla Milano'ya giderler... Antonio de Curtis Gagliardi Dncas Commeno di Bizansia.. Beyazperdedeki adıyla da Toto.» TRT Televizyonu, yaz aylarında başlattığı "Komedi Ustalan" dizisini Charlie Chaplin, Buster Keaton, Lanrel ve Hardy'den sonra bir dönem Italyan sinemasının ünlü komiği Toto'nun bir filmiyle sürdürüyor. Filmleri özellikle 1950'lerde Türkiye'de de büyük ilgi gören Toto, aslen Napolili bir aileden. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra uzun yıllar müzikhollerde sahneye çıkan Toto, 1930'ların sonlarına doğru sinemaya geçti ve çok kısa zamanda ünlendi. Inarulmaz biçimlere giren yuzü, kendine özgü mimikleri ve taklit yeteneğiyle yıllar boyu en popüler ttalyan komiği oldu. Sanatçının "Napoii Milyoneri", "Toto Tarzan", "Jandannalar ve Hırsular", "Toto Kaldınm Yosması", "Haremdeki tki Lejyoner", "Napoli Alünı", "Toto Gangster" ve Toto Kumandan" adlı filmleri ulkemizde de gösterildi. Toto, 1967 yılında bir kalp krizi sonucu öldü. SİNA KOLOĞLU/ ESAT PALA Fitaş Sineması 70'li yıllarda gençlik konserlerinin merkezi konumundaydı... Cem Karaea sahneye çıktığında konserine gur sesiyle "Merhaba gençler ve de her zaman genç kalanlar" diye başlar, sonra şarkılarına geçerdi... O zaman saçları uzundu Cem'in... Beyaz çerçeveli, güneş gozlüğunden bozma numaralı gözlukler takardı... "Emrah" Cem'in ilk çıkışımn bir belgesiydi sanki.. Sonra oğluna da Emrah adını koymuştu. Guzel şarkıları birbirini izledi. "Namus Belası", "Ay Dost", "Kavga", "Parka", "Tamirci Çırağı" ve şimdi hemen akhmıza gelmeyen birbirinden güzel bir dolu şarkı... Bu şarkılar bir ba MERHABA GENÇLER Cem Karaca'nm gur sesinden "Merhaba gençler ve de her zaman genç kalanlar" selamlaması, ardmdan da "Kalktı Cöç Eyledi Avşar EUeri"nin güzel ezgileri kapladt onalığh Sonra Almanya öyküsunü özetledi Cem Karaea. kıma Turkiye'nin de 10 yıllık öyküsunü anlatıyordu. Sonra film koptu ve araya koskocaman 8 yıl girdı... 8 yıl sonra Cem önceki gece Gulhane Parkı'nda yine halkın, kendisini sevenlerin karşısındaydı. Cem'in arkasında çalanlar da 70'li yıllardan nostalji rüzgârları estirecek isimlerdi... Moğollar 'dan Cahit Berkay ve Sefa Ulaştır Kardaşlar'dan Feyman, belki biraz saçlan beyazlaşmış, alınlanndaki kırışıklıklar artmıştı, ama yine dinamik, yine ateş gibiydiler enstrümanlarının başında.. Cem, "Hasret bitti" anonsuyla, bir yanıp bir sonen kırmızı mavi ışıklar ve çevreye yayılan dumanlar arasında çıktı sahneye... Cem'in gür sesinden "Merhaba gençler ve de her zaman genç kalanlar" selamlaması, ardından da "Kalktı Göç Eyledi Avşar EUeri" şarkısının guzel ezgileri kapladı ortahğı... Sonra Almanya oykusünü özetledi Cem... "Başı eğik bir sanatçı olarak yaşamadığını. Türkiye'ye para akıtmak için çabalayan insanların acısım yaşadığım" sovledi. Sonra yurtdışındayken hazırladığı parçalarını söyledi: "Bidanem", "Alamancı", "Bir Avuç Aydınlık" ve diğerleri... Ama seyirci sabırsızdı, Cem sabırsızdı... Dayanamadı sonunda... "Namus belasına gardaş. verdiğimiz can bizim...", "İşçisin sen işçi kal, giy dedi tulumlan..." Sonra "Adiloş Bebe"ye geldi sıra ve Cem, şarkının tam ortasında şarkıyı kesip "yoruma açık" bir açıklama yaptı: "Şarkımın bundan sonrasını Güneydogu Anadolu'da öldurulen, amaçlarını hiçbir zaman gerçekleştiremeyecek olanlar tarafından oldurulenler için söylüyorum" dedi... 20.15 Haftanın Dizisi: SUas Marner Kevehn'a j/eriejen SUas, buroda kendi halmde yafarken evine hırsu girer. Hırsa, Siias'm onbtş yüdır kazanıp bınktırdığı bütün peraam çalmifiır SUas bu olaym tstaffiffl içmteyktn beklenmedık bir fey otur. 21.00 SanatFestival Erol Alaçam'm Hazıriadılı programda, îaanbut Ftsthvli'nden çtşttlı gOrOMOIer yer »byor. 21.15 lcraatın tçjnden 21.50 Haberier 22.15 Sohbet 22.45 Aşk Gemisi Misyon çaltsmaian yapan bir grup gezıyt kutüır. Kaplamn eski dostUmndan oiufm bir grup da gemidedir. Gezuıin en Onemlı kumı Ortaçafa ait kıyafel balosudur. Gopher, larih ögretmenı olan kız arkadasmı etkıtemek için bir arh ahr ve denemek için giyer. Bajma tOlunç olaylar gelir. SANAT KULİSİ Lengüistik Necla öykü yazarımız Nedim Gürsel yıllardır Paris'te yaşar. Ama Gürsel'in Paris'te yaşayan öteki sanatçılarımızdan aynlan özelliği, Istanbul'a onlardan daha sık gelip gitmesidir. Ne var ki, bazı yakın dostlanna bakılırsa, Gürsel'in îstanbul'a gelişleri ashnda "bilimsel" amaçlar taşımaktadır. örneğin, yazarımız geçen yaz Îstanbul'a "dDbilimsel" bir amaçla gelmiş, geceleri Ziya Bar'da düzenlenen "dilbilim" sempozyumuna katılmış ve "Necla mı, Yoksa Nejla m ı " başhklı oturumda bir bildiri sunmuştur. Nedim Gürsel'in bu yaz Îstanbul'a 2330 Kapamş RADYO T R T I 9SM Açüıj, program ve lusa haberler. 05.05 Ez» Itnaııı 05J0 Şarlcılar ve oyun havalan. tfcM Köye haberler. 06.1» Günaydın. 01M Haberier. 07.40 GOnOn içmden. mM Arkan yann. İ M » Kısa haberter. 1MS Rdüamlar. 11J0 Kua haberier. İ I J S TOrküler jeçidi. 11J0 Solistterden »eçmeler. 12.00 Kısa haberler. 1X05 RekUmlar. 12.10 ö f k Ozeri. 1X55 Reklamlar ve radyo programlan. 13.00 Haberier. 13.15 M0rik. 13J0 Botftsd yayın ve reklanJar. 1445 TOrküler. 15J0 Kısa baberler. 15J5 öğleden tonra. 1İ00 Kısa haberier. 14*5 Çejitli müzik. 1«JO Solistlerden birer şarkı. 17.00 Kı«a haberler. 17^5 KöyümOz kdylOmOz. 17J5 Saz eserleri. 17J0 Din ve ahlak. 1».M Çocuk babçesL 1S.15 Haftanın çocuk $arb$ı. 1L20 BOlgesel yıyın. 1SJ5 Reklamlar. UM Haberler ve oiayiann jçuuten. 28.00 Gençhk korolan. 20.15 Şarkılar. 2OJ0 Yuntan Ktler. 21J0 Haberler. 2L05 Saz eaerkri. 21.15 TOrk ve lslam dOnyasındaıı. 21J0 TDrk halk mOziti kadınlar topluhıju 2X00 KüçOk koojer. 22J0 Beraber ve aolo şaıkjkr. 23J0 Haberler. 23.15 Gecenin içinden. OOJS GOnün haberlerinden Ozetkr. 014» Pıofrmm ve kapanif. 01*505.0» Gece vayını. T R T 1 3 07JO Aoh| ve pnıtnm. 07JU Solistlerden seçmeler 0730 Haberler. 07.40 TBrtOkr ve oyun havalan.0U0tkisolunenjarkilar.0SJ0 Sabah konseri M.OOTürkOler. 0».15 Çocuk bahçen. 09J0 Bread topluluju. 10.00 Musiki dOnyamızdaıı seçmcfcr.»JOTOrküler. 10^0»TUrkiye'aençizgiler. 1L00Berabervesoloşarkılar llJOÇeşitlı mOzik. 1240 TurkOler «eçkü. 12J0 TSM toplu program]. 13.00 Haberler. 13.15 HaHf mOzik. 13J0 Caz müa«i. 1440 Amator topluhıklar. 14J0 Yabana dfl dersi. 15.15 Bır albOm. M J 0 Şarkılar. 1120 Arfcan yann. 1«Ü40 TOrkuler »eçi<ü. 17J0 TSM kaduıUr topUuiu. 17J0 Çepth mOzik. U J 0 TOrkfller. 1S.15 HOzzam faılı. U J 0 Haberler ve oiayiann içinden. KOO Şarkılar. 20.15TOrkçe»öriü hafıf murik. 20» Kabana dıl dersL 2 U S TDrkuier. 21J0 HaTıf mOzik. 2L45 Beraber ve lolo sarkılar. 22.15 Hafıf müzık. 22J0 Bir roman / bir yazardan hikiyeler. 2X45 TDrkOler. 2340 Haberler 23.15 Sohstlcr «eçidi 2140 Hafıf müzık 23.55 Perjembe kooseri. 00J5 Program ve kapanış. T R T I Ü 0 7 J 0 Aplıj ve program. 0742 Hafıf morik. 07J0 Sabah konseri. 00.00 Sabah için mOak 0940 Haberler. 09.15 Marikli dakikalar. 1*40 MOzik munk müzik. 1140 Oftleye dogru. 1X00 Haberler. 1X12 Günttn konıeri. 1340 Iki ioiutten jarkılar. 13J0 Tttrküler feçidi. 14.00 Konser saati. 15 J 5 Solisder geçidi. 15^5 tki solutten türkfller. İCJS Haftanın çocuk şartısı 16J0 Caz dünyası. 17.00 Haberler. 17.15 Gcçmıştcn funOmüzt 1140 Plak albümlenndcn. 19.00 Haberler. 19.15 Ayu bestccısı. 20.00 Hafıf müzik. 2030 Bir konıer. 2X00 Haberler. 2X15 Gecenin getirdikleri. 2340 Opera sanab. 2440 Gece ve mttzik. 0140 Program ve kapanif. gelişiyse, "lengüistik" değil, "antropolojik" bir amaç taşıyor. Ziya Bar'da bu kez ikili "antropoloji" kongresine katılan öykücümuzün, çalışmaları iyi izleyebilmek için yalnızca "buzlu s u " içtiği gözlemleniyor. Bu arada, Gürsel, antropoloji terimleri "hazne"sini hızla genişletiyor. Herkes küs mü? Istanbul'un önde gelen galeri sahiplerinden Yahşi Baraz, geçenlerde Kurtuluş'taki evinde bir parti verdi. Son olarak Atattirk Kültür Merkezi'nde modernleşme sürecinde Türk Resmi başlıklı geniş kapsamlı bir sergi düzenleyen Baraz'ın partisine katüanlar arasında Istanbul KUltür ve Sanat Vakfı Genel Müdürü Aydın Gün, Bedri Baykam, Adnan Çoker ve Mehmet Gün gibi ressamlarımız, eleştirmen Sezer Tansuğ da göze çarpıyordu. Bu arada davet sahibi Baraz, çağnlılan birbirleriyle tanıştırmak için büyük çaba harcıyor, ama birçoğunun birbirine epey soğuk davrandığı görulüyordu. Sonunda davettekilerden biri, "Yahşi Bey tanıştırdıklarının çoğunun ashnda birbirine dargın olduğunu bilmiyor galiba" demekten kendini alamadı. Tam iki saat boyunca söyledi Cem... "Ve konsere Nâzım Hikmet'in şiirinden bestelediğim parça ile son veriyornm" dediğinde Gülhane Parkı frekansın üst sınırlarını zorluyordu: "Ben bir ceviz agacı>ım/Gülhane parkmda/ Ne sen farkında / Ne polis farkında" Şarkı biterken Cem'in yine gur sesi duyuldu... "Vatanından zoria uzaklaştınlmış ve vatanına hasret ölmüş şairimiz Nâzım Hikmet..." Cem Karaea ile konser oncesinde kuliste de sohbet ettik. Duygularını sorduk... Katıksız, abartmasız anlattı: "Olaganiistiı heyecanlıyım... Sanki 1967'de Altın Mikrofon Yanşması'na çıktığım giindeki gibi be>ecanlıyım.. Çok özlemişim Turki>e'yi. Benim zamanımda benim şarkılarımla buyumuş insanlar, çoluk çocuk sahibi olmuşiar. Belki onlar da gelmişlerdir şimdi. Ve çocuklanna bak Cem bizim zamanımızın şarkıcısıdır diye gosteriyorlardı. Korkunç bir sorumluluk var sırtımda. Eski günlerde degişik bir orta m vardı. Belli sınıflaşmalar vardı. Ve ben bir safın şarkıcısıydıın. Şimdi de belki birtakım kamplar var, ama kamplar arasındaki mücadelenin yöntemleri değişmiş, Tanrıya şukiır. tnsanlann benden keskin şarkı beklentileri var, sevgi dolu şarkı beklentileri var. Halkın bana olan ozlemini etimde, butun hucrelerimde hissediyonım." Kültür Servisi Milletlerarası Modern Bilim ve lslam Dünyası Sempozyumu 2 eylülde lslam Tarih Sanat ve Kültürü Araştırma Merkezi IRCICA 'nın Yıldız Sarayı içindeki Çit Kasn binasında başlayacak. IRCICA ile Istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Bilim Tarihi Ana Bilim Dalı tarafından ortaklaşa düzenlenen sempozyuma 17 ülkeden 80 araştırmacı katılacak. 3 gün sürecek sempozyum nedeniyle Kandilli Rasathanesi'nde 2 eylül çarşamba günü "Yeni ve Eski Astronomi Aletleri Sergisi", Topkapı Sarayı Müzesi Hazine Dairesi'nde ise 3 eylülde "Osmanlı Padişahları'nın Batı'dan Gelen Kitapları" adlı iki sergi açılacak. IRCICA'da setnpozyum Kartal Sanat Işliği TiyatTosu Kültür Servisi Kartal Sanat Işliği Tiyatrosu 6. yılına Orhan Kemal'in "72. Koğuş" adlı oyunuyla giriyor. 24 eylülde Muğla Festivali'ne cağnlı olan Kartal Sanat Işuği, "72. Koğuş"u ilk olarak 19 eylül cumartesi günü saat 18.30 ve 21.00'de ~ * Kartal Belediye Sineması'nda sahneleyecek. Topluluk bu sezon aynca, "Vur Bir Mastika" adlı kabare ile "Seytan Üçgeni" adlı oyunu da sergileyecek. öte yandan topluluğun geçen sezon 50 kez sahnelediği, Ismet Küntay'ın , "403. Kilometre" adlı oyunu da sezon boyunca dönüşümlü olarak oynanacak. MODERN SANAT TARİHİNİN ZAMAN TÜNELİNDE BEDRÎBAYKAM Diııozorlarm zorunlu arkadası olmak Türkiye gibi bir ülkenin Batı dünyasına çağdaş benliğini kabul ettirmesinin yolu, ABD'de Kanuni Sultan Süleyman sergileri açmak değildir. Politik olarak kabul ettirilebilseydi, Kanuni sergisinin yanı sıra önemli bir müzede açılabilecek bir çağdaş Türk sanatı sergisi, bize dışarıda gerçek bir saygınlık getirebilirdi. 10 Bütün bu yazı dizisinde sözünü ettiğimiz sanatçıların neredeyse tümü neden Batı ülkelerindendi? Bugün yaşanan çağdaş sanat ortamındaki bütün uluslararası sergilere neden yalnızca Batdı sanatçılar davet edilir? Batı toplumlanna çok hayran olan kişiler bu sorulann cevabını ararken, Batı uygarhğımn üstünlüklerinin ve Batılı insanın yaratıcıhğının hemen gündeme gelmesini bekleyebilirler. Olayların gerçek yüzünde ise, Batılı olmayan sanatçıyı içeride v dışanda "gündem dışı" bırakmak için bir dizi zorluğun, hiçbir alanda olamayacak kadar bir araya geldiği ve bir çeşit "aşılmaz kale" oluşturduğu görülür. Sanat bugün 56 zengin Batı ülkesi arasında gelişen büyük bir ticaret haline gelmiştir. Bu büyük saygınlık ve yatırım yarışında öne geçmenin bilincinde olan devlet ve kültür adamlarının yanı sıra büyük bir ekonomik güce de sahip olan bu ülkeler, sanat tarihinin önemli "tapu'Marını kendilerine mal etmeye çalışmaktadır. Batılı galericiler yakın ilişkide oldukları genç sanatçılarla kontrath ve sistemli bir şekilde bilinçli bir işbirliğine giderken, köklü müzeler ve dergiler önem taşıyan ve bir döneme damgasını vurması beklenen sergilere hep "Yeni Almanlar" "Yeni ttalyan Ressamlar" gibi adlar takıp, tarihi diğer ülkelere en başından kapamış oldular. "Enternasyonal" olduğu iddia edilen sergiler ise yalnız "Baü ülkeleri" anlamında enternasyonaldir. Paranın egemen olduğu bu ortamda modern sanat tarihi sürekli olarak "Batılı ülkelerin bir oldu bittisi" (1) şeklinde gelişmekte, büyük sergilerde adı öne çıkan Batılı ressamlann eserlerini, koleksiyoncular ve galericiler spekülatif amaçlarla satın alıp, daha sonra bugün 10 bin dolar, yann bir milyon dolar edebilecek olan bu resimlerin hızla değer kazanması için ellerinden geleni yapmaktadırlar. Bu ortamda sanatçıların sanatlarıyla değil, pasaportlarıyla ve ulkelerinin mali durumlarıyla değerlendirilmelerini önleyecek bir uluslararası organizasyon yoktur. Politikada, gazetecilikte, futbolda, tüm spor dallannda, her ulusun asgari katılma ve kendini savunma hakları burada mevcut değildir. Batılı olmayan sanatçıların Batı'nın ürettiği modern sanat tarihine girmemeleri, biraz ilgisiz bir örnek olarak görülse de, Fenerbahçe'nin oynamadığı Alman liginde hiç puan alamabul ettirmemiz imkânsızdır. Büyük şirketlerin de aynen devlet gibi, yaşayan çağdaş sanatçının dışarıda duyuracağı sesin kendilerinin politik ve ekonomik saygınlığına getireceği katkıyı göremiyor olmaları, ülke yoneticilerini ve işadamlarım yaşayan sanatçıya ancak "sembolik" katkılar yapmaya itmektedir. Türkiye gibi bir ülkenin çağdaş benliğini Batı dünyasına kabul ettirmesi ise, Amerika'da "Kanuni Sultan Süleyman" sergileri açmakla gerçekleştirilmez. Politik olarak kabul ettirilebilseydi, bu serginin yanı sıra önemli bir muzede açılabilecek bir çağdaş Türk sanatı sergisi, bize dışarıda gerçek bir saygınhk getirebilirdi. Türk zengininin "kendini gösterme yanşında" hâlâ maddiyat dünyasında yüzüyor olması ve kendini "Jaguar", "Cannes'da villa" gibi değerlerle kanıtlamaya çalışması, çağdaş sanata verilmeyen değerin ana sebeplerindendir. Türk burjuvasının kendini "kitapresimdiişöncekiiltürel def erler" gibi verilerle ispat etmeye çalışması için geçmesi gereken yıllar, bugunün yaşayan sanatçısına bir "fatura" oluşturmaktadır. Sanat dergilerinin toplam 20 bin civannda sattığı bir ülkede kitlelere sanatı yaymak görevini üstlenmesi gereken günlük basının 12 tanesi hariç, kültürel hayata neredeyse hiç yer vermemesi, sanathalk ikilisi arasındaki kopukluğun daha da büyümesine yol açmaktadır. Akademik çevrelerden bazı kesimlerin aşırı tutuculuğunun yanı sıra, resmin bu dizide dökümünü yaptığımız tarihsel ve düşünsel gelişme sürecinde değil de, "emek iceren, göze hoş gelen bir dekorasyon ögesi" olarak görülmesi ve değerlendirilmesi, çağdaş akımlann tamamen yanlış algılanmasına sebep olmak tadır. Genç Turk sanatçısının hedefı, böylesine yalnız bırakıldığı bir ortamda, gerekirse, sanat dışında bir gelir kaynağı veya iş sahibi olmak pahasına, çizgisinden ödun vermeden ve "kolay beğeni" tuzağına düşmeden özgun yapıtlar üretmektedir. Bunu gerçekleştirirken, Modern Sanat ve Çağdaş Sanat anlayışlarınm salt Batılılara ait bir hak olduğunu düşunmesi ve bir "teorik aşağüık kompleksine" girmesi için bir neden yoktur. Türk sanatı ve genel olarak Batılı olmayan ülkelerin sanatları, Batı'nın önyargılı ve vurdumduymaz tavırlarma boyun eğmeden, kendi tarihçelerini kendileri yazıp yaşayan çağdaş sanatlannı evrensel boyutlara taşımalıdırlar. Bunu Batı'nın onaylamaması ya da MOMA'da simgeleşen şekilde tek yanlı olarak diyaloğa kapalı tavnnı sürdürmesi, tamamen ikinci planda kalan bir sorundur. Yurtdışında sanat olayımn "BatTmn bir oldu bittisi" şeklinde gelişmesine seyirci kalan Türk sanatçısı, yalnızhğa itildiği yurtiçi ortamda ise, ödun vermeden savaşabilmek için, dinozorlann zorunlu arkadaşı olmak durumunda... 1) Bedri Ba>kam. Ve» An Enaminer. Ejlul 1986 Sanat Ota\ı, Kısım 1986 BULMACA ~ SOLDAN SAĞA: 1/ Bir şey üzerindeki fiili tasarruf. 2/ Bir göz rengi... Deniz kuşlannın gubre olarak kullarulan pisliği. 3/ Bir teknenin ruzgâr gucüyle hareket etmesini sağlayan geniş yüzeyli kumaş... lnce urgan. 4/ 1949'da keşfedilraiş küçük bir gezegen... Bir nota. 5/ Romanya'da bir bölge. 6/ Orta Afrika'da büyukbaş hayvanlarda görülen uyku hastalığı... Endonezya'nın plaka işareti. 7/ Cet... asya'da bir başkent. 8/ Bir nota... Anadolu'nun bir çok yöresinde çuvala verilen ad. 9/ Giysi ya da perdelerin kenanna geçirilen keten şerit. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Sigorta sözleşmesi üzerinde yapılan değişikliklerin bulunduğu ek belge. 2/ Yabanıl incir ağacı ve bu ağaçlarda döllenmeyi sağlayan sinek... Çevik. 3/ Yağda kızartılarak uzerine şerbet dökülen bir çeşit hamur tatlısı. 4/ Kriptonun simgesi... Kıta sözcuğünun kısa yazılışı. 5/ Yurdumuzu çevreleyen denizlerden biri... Buyük çivi. 6/ Kutuplara yakın bölgelerin bitki Örtüsü... Bir nota. 7/ Lantan elementinin simgesi... Ateş... Önder. 8/ Kayınbirader... Yunan mitolojisinde güzel sanatların dokuz perisinden biri. 9/ Doymamış bileşiklerin kanşımı ile elde edilen madde. TürkAmerikan Derneği tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) TürkAmerikan Derneği 198788 yılmdan başlayarak, ABD'de yüksek öğrenim ya da ihtisas yapmak isteyenlerin katılması gereken "TOEFL" sınavlannın test merkezi oldu. Bu sınavlar, yılda üç kez, 24 Ekim 1987, 9 Ocak 1988 ve 12 Mart 1988'de yapılacak. Dernek aynca bu dönemde, G.S.P. Tiyatro Bölümü öğretim görevlilerinden Dr. A. Murat Tuncay başkanlığında"TA.D. Tiyatro Kulübü" kurma çalışmalanna başladı. Tiyatro Kulübü etkinlikleri olarak oyun sahneleme, oyun çevirisi, konuyla ilgili konferans ve söyleşiler gerçekleştirilecek. Buna göre Türkçe, Ingilizce ve Ingilizceden çevrilecek yeni bir oyun olmak üzere üç oyun sahnelenecek. Haftanın belli günlerinde ilgi duyan herkese açık olarak oyun çevirisi yapılacak. Çeviri seminerlerinde yeni bir Amerikan oyununun Türkçe çevirisi yapılacak ve oyun o dönem sonunda sahnelenecek. Aynca Türk ve Amerikan tiyatrosu üzerine çeşitli konularda söyleşiler ve konferanslar düzenlenecek ve bu etkinlikler her ay düzenli olarak yinelenecek. MOMA 'DAKİTÜRKLER New York 'taki Modern Sanat Müzesi MOMA 'nın koUksiyonun da (üstte soldan sağa) Burhan Doğançay, Zühtu Muritoğlu, Erol Akyavaş, (altta soldan sağa), Bedri Rahmi ve tlhan Koman 'm yapıtlan da yer alıyor. ması kadar doğal bir olaydır. Batı sanat sistemlerinin başka hiçbir yerde araştırma yapmaksızın kendi aralarında bir ticaret olarak geliştirdikleri çağdaş ortamda, yazılan tarih "dünya çağdaş sanat tarihi" değil, yalnız "Baü modern sanat tarihi"dir. New York'taki Modern Sanat Müzesi (MOMA)'de, aldığı büyük sorumluluk bakımından, Batı sanat tarihini dahiyane bir şekilde toplayıp belgelemesine karşın, bu haksızlığın ana karar organı görünumünü alabilmektedir. MOMA'nın koleksiyonundaki sanatçıların yüzde 95 kadarı Batılı ülkelerden olurken, müzenin sürekli sergisinde yer alan ve sanat tarihinin ana basamaklannı oluşturan isimler, birkaçı hariç (Malevich, Soutine) tamamen Batılıdır. Böylece "öncii" meşaleleri hep "emin ellerde", yani Batılı larda olur. MOMA'nın koleksiyonunda Türkiye'den de, sürekli sergilerinde yer verilmeyen Sabahın 1870 tarihli bir fotoğrafı, Pavel Tchelitchev'in 1921 tarihli bir deseni, tlhan Koman ve Ziihtii MiiritogİD'nun birer heykeU (1956, 1957), Bedri Rahmi ve Erol Akyavaş'm 2 tuvali (1959, 1962) ve Burhan Doğançay'ın (1969) bazı baskıları var. Bir başka genel yarulgı noktası ise, kökenleri bakımından modern sanatın bir Batı olgusu oluşu yolundaki iddia. Burada öncelikle belirtilmesi gereken nokta, modern sanat yaklaşımlarının Batılı sanatçılara "tepeden inme" gelmediği ve modern sanat anlayışlannın tüm tohumlarınm Batılı olmayan ülkelerden kaynak aidığıdır. 19. yıizyıl sonunda erotik minyaturler ve Japon Baskıları Empresyonistleri, Tahiti Gauguin'i, Afrika Picasso'yu doğrudan etkile>ip yonlendirirken, 20. yüzyılda da birçok Batılı sanatçı kaligrafi veya primitif sanatları ana çıkış noktaları olarak değerlendirir. Batılı sanatçının Doğu kulturlerinden aldıklan hep büyuk bir yaratıcı zekâ belirtisi olarak görülurken, gelişen modern sanat tarihinde Batılı olmayan sanatçı, kökenleri Batı sanat tarihinde olan bir akıma değen bir çalışma yaparsa, buna hemen "türeme" sanat denir. Bundan daha da ötede, Batılı olmayan bir sanatçı kendi etnik, folklorik, dini öğelerini kullanmadan, evrensel açıdan insanı ele alan bir eser uretirse, buna, birçok. eleştirmen hemen "Batı sanatı" damgasını vurur. Evrensel yaklaşımın adına artık çekinmeden "Batı" yaklaşımı denir. Yurtdışında önyargı, sağır duvarlar ve uydurma teorik sorunlarla önüne set çekilen Türk sanatçısı, yurtiçinde de çağdaş sanat yapmasmı ve yenilikçi olmasını engelleyen bambaşka bir zorluklar dizisi ile karşı karşıya. Trilyarlann konuşulduğu bir Türkiye'de, hiçbir devlet adamının Modern Sanat Müzesi kurulmasına önayak olmaması ve bu konuda hiçbir girişimde bulunmaması, sanat ortamını bir kavram kargaşasına götürmekte, sanatseverin bilinçlenmesini engeliemektedir. Devlet adamlarının, çağdaş sanatı hiç gündeme getirmemelerinin yanı sıra, yılda bir fırsat bulduklarında çağdaş sanatla "alay etmeleri" dramatik bir tablo çizmektedir. Türk p>olitikatrı ve devlet adamının kendi kültür düzeyini arttırabilmesi için geçmesi gereken yıllar ve belki asırlar, bu boşluğun ana sebebidir. Işadamlarımızın son 15 yılda resim toplamaya başlamalanna rağmen, hâlâ "kola> anlayabildikleri" klasik ve empresyonist resim toplamalan, çağdaş Türk sanatçısını yine bir geçim zorluğuna itmektedir. Yalnız kendi yerel tarihimiz açısından bir önemi olan bu resimlerle kendimizi dünyaya tanıtmamız ve kulturel olarak ka HAVA DURUMU M"flan Mytnai Mn Atat^ıa t 32*«*Ml» ı > l l t An* Mu tn MQM ÇmMola J«a A 28* 14* Enfcct/ı Y 31* 1«* Enaim Y 28*10° [•)<•** B 33*25* &"JİM*P A 34*28*GIM>rlan• Y 18* 15* ItfVti A 31* 12* İIMM4 A A 25* 8 * b * ı 29* 15* Kaı Y B 30* 16* Klyat/1 A 1 B 32"18*Kn"Mr SrirKrNBU 2413* Knya 20" 10* MMy* 28* 10* Ml*)l* 32*17* MC* 22* 10* StJPMn 31* 12* Strt 28* 19" Snop 34" 17° & m 17* 9° ŞUril 29*1(rTtlM4 29* 9 Tntaın 2S°12*Ycq« A A A A A Y A B B A A Y •> & 4 M 1 Knrt S m Y n a m i u e 29° 12° 2«*10" 34* 15" 31" 18° 25" 12* 21*17* 35*20° 23*18° 24° 8° 38*18° 27° 17° 22*15° 28*12* Ammanı Aku Btddtf BtJom Soin Boın BruOBl CeMvn CUM FntOuri K*m Ok a™ Y A A Y Y Y Y S A Y A A B 19° 32° 38° 22* 21* 23" 20" 19" 43" 22" 35* 38* 23" Lonura U M UOntı NnrYork Otto Pırk Y A B Y Y A A B A A S 18° 27° 23" e Y 30° 18* Pan Soty. THAvk 5»T 2M 35* 30° 31" 37° 38° 18° 6»m H*VA Ootu bt IBk t a o L Ooâu Kndtrtı ı 0MZ SUYU^MUOAn OU 2« I M uıgM m D # tnuu w u* ot UlgtMrifiÂımâuRÛZGAfl K M , « Cıunah'nuı "Derya Gülü" tZMÎR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Oyun yazan, şair ve yazarlanmızdan Necati Cumalı, "Derya Gulü" adlı oyununu izinsiz oynayan tiyatro topluluğunu savcılığa veriyor. Cumalı, Oral Yenci adındaki bir aktörün kurduğu toplulukla 78 aydır Ege yöresinde "Derya Gülü"nü oynadıklarını yeni öğrendiğini belirterek, izin almamalarından yakındu Necati Cumalı, yeni Telif Hakları Kanunu hükümleri yürürlüğe girdiği halde, yetkililerin tiyatrodan, telif hakkı ile ilgili izin betgesi sormamalarını, bu makamlarm görevlerini yerine getirmemeleri olarak yorumladı. » 101» (Mvrdi » 1 « ı 23. S«tı. Tn 34. M > 10J1 dMı CENGİZ ÇANDAR COİGC ÇH«DA8 GtJNESM YH>I HEHGS GÜNEŞİN YEDİ RENGI EnöulusYollar'nda Ben Bella le Ege nnı Karşı kıyısı HumeynıArafat Kjtsal topraklarda kan davas Fıiısımlsran KDV dahil: 2100 TL. Guney Kıons BtTTt