23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
tLER CUMHURİYET/9 ıkunya, bütün ANAP'ın takunyasıymış' : ANÂPta demokrasi yok görevi "askıya ahomış" bir belediye başkanı sıfatıyla sorularınuzı yanıtladı. Baykal önce bu "askı"yla ilgili bir espri yaptı: Bu palto askısı gibi uzun degil. Mini elek askısı. Uzun sünnez. Mini etek askısııun süresi çabuk dolacak ve zü takıp oynayanlann lepesiDC inccegim. Takım elbiselerini giyip, kapı kapı dolaşarak "Ataturkçuluk mucadelesf'ni anlatan ve muhalefet partilerinden toplantüannda komışmak için teklif bekleyen Baykal, sorulanmıza şu yanıtları verdi: 25 Mart seçimlerinden önce Özfatura fle "el ele, yanak yanağa" pozlar veriyordunuz. O zamandan bu yana ne degişli? BAYKAL Kişiliklerinıiz uymuyor. En başta Başbakan'a da söylemiştim. Ben çağdaş, Ataturkçü, aydınlık kafalı, Batı'ya dönük bir insarum. İnsan sevgisiyle doluyum. Onun gibi Fetullah Hoca'ları öven, fuara cami dikmeye kalkışan bir zihniyetin adamı değilim, hayatı seviyorum. Kadınlara olan Oginiz, çapkınlıldannız da parti içinde sık a k giindeme getirildi... BAYKAL Ben insamm, butün insanJan seviyorum. Zaten kadın sevmeyen, içki içmeyen adam belediye başkanı olacağına gitsin Hısar Camisi'ne imam olsun. Bizim her şeyimiz meydanda, gızlimiz saklımız yok. Avrupa'nın en doğusundaki, Tttrkiye'nin en batısındaki it olan tzmir'i yakında üye olmak için başvuruda bulunduğumuz Avrupa Topluluğu'nun benzer illeri seviyesine yükseltecek zihniyet, herhalde Uluslararası Izmir Fuar Müdurlüğu'nü eline bira bardağı bile almayan, kansına erkek eli sıktırmayan bir kişiye teslim eden zihniyet olmamalıdır. Herhalde lzmir'in teslim edileceği zihniyet, adı "cennet" olduğu için kapatılmaya layık görulen . bir içkili lokantanın seviyesine kadar inen bir zihniyet olmamalıdır. Kordon gibi turistik bir yerde, bir kadeh içki içilecek diye, yol kenanna masa konulmasına karşı çıkan zihniyetle benim ortak bir noklam olamaz. Benimle uğraşacaklarına, B. Efes Oteli önünde arabamın bulunduğu saatlen saptamaya çalışacaklanna, ayyuka çıkan rüşvet söylentilerine, fiyaskoya dönüşen buyük kanal projesine, temizleme projelerine baksmlar. Önceleri şikâyetlerinizi bep Başbakan Özal "a aktanyordunuz. Ne zaman ondan umudunuzu kestiniz? BAYKAL ANAP gibi dön eğilimi birleştiren bir partide ikinci adamın Mebrael Keçeciler olduğunu soylediği gün, istifaya karar verdim. Bu zihniyetin ülkeyi nereye götüreceğini görmek için kahin olmaya gerek yok. Başbakan gözlerini açsın. Izmir'i çalışmalanmızla ANAP'ın kaiesi yapmıştık. Başbakan özal bu kaleyi Keçeciler Özfatura ekibine teslim ettiği gibi, partiyi de Keçecüer'e teslim etti. Hayırlı olsun. Ama hayırb olmayacağı ortadadır. Ne referandum onlar için "bayır"h olacaktır ne de sonraa... ANAP'ta demokrasi yok, demokrasiye inanmıyorlar. Referandumda ne yapacaksınız? BAYKAL Çağdaş bir ınsan olarak elbette yasaklara karşıyım. Bu yasaklann kaldınlması için mucadele edeceğim. Bu sadece SHP'nin, DYP'nin meselesi değil, hepimizin meselesi. Hangi parti çağınrsa çağırsın, gider meydanlarda yasaklara karşı konuşurum Egcr Dançtay karanyia geri dönerscniz, Izmir'de yinc hJzmcÜere yansıdıgı için yurttaşlan da tedirgin eden kavga başlayacak mı? BAYKAL Elbette geri döneceğim ve bugün zil takıp oynayanlardan hesap soracağım. Şimdi onlan uyanyorum, yasalan fazla çiğnemesinler. Kavgayı biz başlatmadık. Ama bu Fetullah Hocalan öven zihniyetle uzlaşmamız elbette mümkün olmadı. Hizmetlerimizi hep engellemeye çalıştîlar, hep mahkeme kararlanyla hizmet yaptık. özfatura gibi birinin Izmir'e belediye başkanı olması büyük şanssızlıktır. Kenti mahvettiler. Şirndi fazla sevinmesinler, bu iş bitmedi. Bu arada, ben devre dısı bırakılınca, Tatariler'in arsasına, belediye meclisimizin ruhsat vermedigi Hilton Oteli'ne ruhsat verecekler mi? GtMLERİN KÖPİĞİJ AHMET TAJV ORTABÎREGÎNGCClTADmtLMFSr Türktye özei!.4<.'e 1373 yıiırrdan irt^rft': 3ta:' cjtya petro! f!yatj iar;, üikeroizde'k: siyasal ist'krars;?!^!» :tuzuı ve oüvprv.n bozuimasi. anarştnın tıımar>mas[ gfcbi sebeplcln "> 60'lardan ba.slavar. I97f>"dı i % 100ün üzerine çıkan, 1981'de frsnlen^rek •> "37" r'o2&h2'Va IflMar indirilen. daha soiTa tekrar artdrak I9â3'dc "o 6fJ ^san enfigvtopJacetfnblr savaş h.a!inded;r. . ~ "~^1 Anavatan Partisi Iktidarı lcraatı Kıtabı (1987) sayfa 6. REY KÖSE ZMtR ANAP'tan istifasmdan hemen son;örevden alınan Merkez İlçe Belediye BaşkaSüha Baykal, Başbakan Turgot Özal'ın da kunyılı olduğuaun ortaya çıknguu" belirte. "Artık İzmir'deki takunyaoın, bütun AP'ın takanyası oldugu ortaya çıktı. Özfaı, 'Özal da takunyalıdır' deyince, biz 'terbiızlik etme' demiştik. Haklıymış" dedi. Başan Turgut Ozal'ı, "Takouyalıritaniyetiseçz, sizin için bayırtı olsun, ı n ı 'hayır'lı ıayacak" diye uyaran Baykal, belediyedeki evini "zil takarak" devralan Höseyin Özdie de "Yasalan fazla çiğneme. Gelip tepene .•egim" diye seslendi. zmir'de Anakent Belediye Başkanı Burhan atura ile Merkez Ilçe Belediye Başkanı Suha kal arasındaki kavga, Baykal'ın görevden ması ile Özfatura lehine çözümlenmiş oldu. AP'ta Baykal'ın deyişiyle herkes, "şıkır r" oynarken, Bavkal da gayet neşeli bir bide "tek kişlik" bır mucadele başlattı. "Yuoteli genelev yapıp, körfeze getirecegim", mir'e imam defcil. çağdaş bir Medhe başkanı m", " f akunvalılarla biz gerçek Atalurkçuionuna kadar mucadele edecegjz" benzen de:leriyle Ozfatura'yı çileden çıkaran Bavkal, TUU 13 TofUi ttn flntlari hktıi (Illlit »rUİMa »rtlf Irtıiırl) nuii 11Î3 uım n IR ».s ».» M.l K.t ».I t.ı.ı. ım İTO ı»n İZMlB'Men Türkiye'de Ohır Böyle Jfakalar... bır eylem olarak değerlendiriyor. Nedenlerini şöyle sıralıyor Baykal: Gelişen olaylara baktığımızda özal da gerçek demokrasiurde olması gereken hoşgoruden zerre kadar kabnadığını anlanz. Tüm bunlara karşt özal, demokrasi adına halkoylamasma çıkıyor. Sen, hakkmda kesinleşen hiçbir idari karar olmayan birinin, arf birilerinin tekerleğine çomak soktuğu için iktidarda kalabibnek için göz yumacaksuı, sonra da demokrasi adına halktan oy isteyectksin. Bu insanın kendi sonunu hazırlamasmdan başka bir sey değildir. Süha Baykal, "birilerinin tekerine çomak soktuğu" için yasalar çiğnenerek görevden ahndığını açıklıyor. Doğru söze ne denir. Gerçekten binlennm ANAPörgulünü "tesbuısakırdatarak" ele geçirdikleri, kürsülerden, "Ben takunyahyım, var mı diyeceğiniz?" dedığini uçan kuşlar bile biliyordu. Sabah akşam teiefonla Mehmel Keçeciler'i arayan Burhan özfatura, o konusmalarda ne diyordu: Mehmet abl, Izmir tamam, hepsinin köküne kibrit suyu... IçişleriBakanı Yıldınm Akbulul'un, SühaBaykal'ıgörevden alan "ohır"imzasmı atarken, Başbakan özal'a haber verilmemış miydi? Elbet veriimiştı... Çünkü tutanak alelacele hazırlanmış, ' 'keçeli kalem'' kendısinı göstermiş, faksla Merkez İlçe Başkanlığı'na geçilmişti. Bunlar öyle aceleye gelmişti ki, TV'nin 20.30 haberlerine bile yetiştirilememisti. Kararda Süha Baykal'ın basm yoluyla Burhan özfatura'ya çattığı başta yer alıyor, ardından yolsuzhtk yaptığı belırtiliyordu. Süha Baykal'a "AIDS'li" diyen ASAP'hlar hâlâ görev başmdaydu Özfatura ile 1984 yılı basmda beri kanlı bıçakhydılar. Eğer Baykal, is makineUri ihaiesinde yolsuzluk yaptıysa bu yeni bir olay değildi. Sonra... özfatura 'mn, Süha Baykal 'la ilgili söyUdiği şeyler yenir yutulur cinsten miydi? Baykal konuşurken özfatura, koUannı açmıs, "Bu adamdan beni kurtann" diye Tanrı'ya mıyakarmıştı? O da atıp tutmuş, neler söylememışti. Süha Baykal olayı ANAP hükumetinin demokrasi anlayışına en tıpik bir ömektir. Eğer Baykal, istifa etmeseydi 6 Eylül'e dek görevde kalacaku. Görevden el çektirme bundan sonra olacaktı. İstifa edince işlem aceleye getirildi. Böylece Baykal, özellikle basından büyük destek görmeye başladı, ANAP'ın beüi bir kanadı, "yanındaytz" haber i gönderdi. Süha Baykal'ı savunmuyoruz. Daha biryıl önce "Demokratifatihi Turgut özal" dedığı genel başkamna bugun, "Demokrasiden korkuyor" diyorsa, "Bu işte bir tuhaflık vardır" gerçekten. tşte bu tuhaflık Baykal'ın oldu bittiye getirilip görevden almmasıdır. Şimdı Baykal, meydanlarda demokrasi nutuklan atarsa hiç şaşmaym. Türkiye'de olur böyle vakalar... ÇETIHKAY* ım ım mı ım ım m 11TI a.f ».I tZSftR ANAP'lan isti/a eden Süha Baykal, "içaiğini bilmediğim bir karar bu ashnda" diyor. tçışlen Bakant Yıkbrun Akbuhıt'un, Baykal'ı Merkez Ilçe Belediye Başkanlığı 'ndan el çektirilmesmi onayladığı gerekçeli karann, gerçekten "içerik" açısından kanştk olduğu okunduğunda hemen anlaşılıyor. Mehmtt Keçeciler ve Burhan özfatura 'dan sonra Başbakan Ozal'ı açıktan hedefalıyor Suha Baykal. Gecmisin olaylanm, ilişkilerini ANAP'ın ıçyüzünü sergilemekten kaçmmıyor. Bu arada sık sık "Alnunaçık, şu anda yasal belediye başkanıym"diyor ve ekliyor: Daha isin basmdayız. YoUtmuz uzun, ben kısa mesafelerin adamı değil, maratoncuyum. Sayuı Başbakan bunu çok iyi •tilirUr... Baykal anlatıyor: ANAP için için kaynamaktadır. ANAP kaynayan bir kazan. Parti dtncllerin eline geçmistir. Benim yerime atanan Hüseyin özdüek, Nisar Camlsi'nde Iranlı turistlerle birlikte euma namazı kılarken gazetecilere resim çektiriyor. Hayattnda camiytgitmeyen özdilek, Keçeciler İU özfatura'ya mesaj gönderiyor. Bunlar kutsal dinimize politika kanşnran kisiurdir. Baykal, dün tüm gününü gazetecilerle beraber geçırdi. Kendısine göstenlen ılgıden hoşnut olduğu her davranışından belli oluyordu. Ozal'ı "hoşgörüden uzak bir klşi" olarak nitelendiren Süha Baykal, "GendBaşkan şu anda kendisonunu haztrhyor"diyor. ANAP içinde gelişen olaylan, "demokrasinin geüsmesine" karşı ım a.t M.» Tahrifat tahribat,at at at Başbakan, "hayır" propagandası yapıyorsam, namerdim anlamına açıklamalar yapadursun, hafta içinde turuncu bir icraat kitabı yayımladı. Özal, bu kitapta 1983 yılı enflasyon oranını yüzde 60 gösteriyor. Oysa ki, bu yılın enflasyon rakamı 28 Ekim 1986 tarihli Resmi Gazete'nin 105. sayfasındaki DPT'nin çizelgesine (Hazine'ye göre) yüzde 30.6, (DİE'ye göre ise) 30.5'dir. OÇONCU FASIL EVRAKTA SAHTEKÂRLIK 339. B'r memur memur'yetîni icrado tcveyo k»şrnen sahte b'r vorcka tanzlm eder veya )OkIKÎ bir varckoyı to§yir ve tohrlf eyter v© bunrfon <iolayı umürr.c ve hasusi b's nnozcrrat teveliüt e<J«bi!irsf? üç on seneye kodcr oğır hapis (*) 338 ve 337 maddelfirti* cnılon oöi'r vara cozaları 2248 sovılı vcsayla otuz katıno çıkonlmıstır. Enflasyon rakamları; Resmi Gazete 28 Ekim 1986, Sayfa 105 "Hesap adamı yetiştirmesi"] Özal'ın hesabı açık. 1983 entıasyonunu yüksek gösterip iktidar yılı olan 1984'ün yüzde 50'yi aşan enflasyonunu düştü göstermek. Bunun için de Resmi Gazete'deki resmi rakamları turuncu kitabına geçirirken, "TCK'nın 339. maddesindeki "evrakta sahtecilik" suçu işlemiş oluyor. Bir devlet memuru böyle bir tahrifatı bir çıkar amacıyla yapsa, "Cim savcılan" bu memurun anasını yedi bayram ağlatırlar. Ama Başbakan yapınca iş değişiyor. Ne demişler "ananızı okşayan kadı, kimi kime şikâyet?" Evet mi hayır mı Rahari P e M l v u * g l a (Ressam) Ben referandumda "hayır" oyu kullanacağım. özal'Ia birlikteyiz. Kendisi memleketi süratle değiştirme gayreti içinde. Bu de&işiklikler tamamen yapılmadan Türkiye"yi tespit etmeye çalışıyorum. Yani biliyorsunuz, ben 67 vilayeti ve ilçeleri dolaşarak tüm Türkiye'nin resimlerini yapıyorum. Mostafa Orhaa (Türkiye MadenIş Sendikası Genel Baçkaru) Biz "evet" diyenler takımındanız. Önemli olan Ahmet Mehmet meselesi değildir. Raei B a y a l k e (BASS Genel Başkanı) Elbette evet. Demokrasiler yasaksız olmalı. •ikMe< K m a r (SanayiciBUSİAD Yönetim Kurulu üyesi) Türkiye eğer demokratik bir ülke olduğunu iddia ediyor ve TC devletinin bireyleri devletine sahip çıkıyor iseler, demokratik düzen kurallannı korumak zorundadırlar. Bunun sonucu olarak da 'evet' demeleri gerekir. Moral K a ç a r (Doktoreski milli atiet) oyum 'evet'. Yasaksız, demokratik ve özgürlükçü bir Türkiye'den yana olduğum için oyum 'evet'tir. Ancak oyumun, "evet' olması hiçbir zaman eski siyasilerin, tekrar siyaset arenasında, 'biz iktidar olduk' diye gezmelerine 'evet' anlamı taşımaz. Cavft Çaglar (Bursaspor eski başkanı) Adalet önünde yargılanmadan kişilerin hürriyetlerinin kısıtlanmasına karşıyım. Bu nedenle 'evet' oyu kullanacağım. ^ehu'vanoğlu. Türkiye İş Bankası Müfettiş Yardımcılığı Giriş Sınavfna Çağrı Yabancı dil ve meslek konularını kapsayan Bankamız Teftiş Kuaılu Giriş Sınavı 10 11 Ekim 1987 tarihlerinde yapılacaktır. A) Sınava katılacak adaylarda aranacak koşullar: • TC vatandaşı olmak, • Hukuk ve Siyasal Bilgiler Fakülteleri ile İktisat ya da Iktisadi ve İdari Bilimler Fakültelerinin İktisat, İşletme, tş tdaresi, Maliye, Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri, Kamu Yönetimi, Uluslararası İlişkiler Bölümleri; Fen ve Edebiyat Fakültelerinin İstatistikBölümü; Mühendislik ve Mimarlık Fakültelerinin Endüstri Mühendisliği Bölümü; İstanbul Teknik Üniversitesi Işletme Fakültesi'nin tşletme Mühendisliği Bölümü ile bunlann yetkili makamlarca tanınmış Türkiye ve yabancı ülkelerdeki eşitlerinden birini 1 Aralık 1987 tarihi itibariyle bitirmiş olmak ve mezuniyetini en geç bu tarihe kadar belgelendirmek, • Sınav günü 30 yaşını doldurmamış olmak, • Askerlik görevini yapmış ya da erteletmiş olmak, • tngiliz, Alman, Fransız dillerinden birini iyi derecede bilmek, • Daha önce, gerek Müfettiş Yardımcılığı sınavına, gerekse özel sınavla eleman alan diğer birimlerimizin açtığı sınavlara katılmış olup da, görüşmede başansız sayılmamak, • Vücut yapısında belirgin bir özrü bulunmamak. B) Sınavlar Yabancı Dil ve Mesleki Bilgi konulannda yazılı ve sözlü olmak üzere iki bölümdür •Yazılı sınavlar 10 Ekim 1987 Cumartesi ve 11 Ekim 1987 Pazar günleri yapılacaktır. •Yazılı sınavlarda başan gösteren adaylara sözlü sınav ve görüşme tarihleri ayrıca bildirilecektir. • Sınava başvuru, aday formu doldurmak suretiyle yapılır. En son basvuru tarihi 1 Ekim'l987'dir. • Açıklayıcı kitapçık ve aday formlan aşağıdaki birimlerimizden sağlanabilir. Ankara'da, Genel Müdürlük ana yapısında Teftiş Kurulu Başkanlığı (1281140/2394) İstanbul'da, Beyoğlu Şubemiz yapısında Teftiş Kurulu Başkan Yardımcılığı (149 44 06) İzmir'de, İzmir Şubemiz yapısında Teftiş Kurulu Başkan Yardımcılığı (14 9977) Adana, Bursa, Denizli, Diyarbakır, ErzurumveTrabzonillerinde Bölge Müdürlüklerimiz. Sınavla ilgili her türlü ek bilgi mektupla, teiefonla ya da doğrudan baş\ojrarak Teftiş Kurulu Başkanlığf ndan sağlanabilir. Türk Türk Ceza Yasası, madde 339 145 3ayütte, Evet. bakan, Fuar'da konferans verdi: gireni çarpar bakan, lzmirlilere "özal'a MSP'den aday olduğu nan biraz daha fazla oy verseydiniz, milli görüş için tşacaktı. Böyle, holdinglerin arasına düşmeyecekti"dedi. ÎMİR (Cumhuriyet) Kapatılan MSP'nin Genel Başkanı Necmetti» EriHÜuuı, da gazinolardan gelen "çiftetelli" ve "oy oy Eminem" sesleri arasında verdiği konulu Umi konferans'ta lzmirlilere, "Özal, MSP'den aday oldagu zaman bilaha fazla oy verseydiniz, milli görüs için çalışacaktı, böyle holdinglerin arasına neytctkti" diye seslendi. Erbakan, kendisini dinlemeye gelenlere, "milli göriizaferi için çalışacaklanna" ant içtirirken, "Milli göröş en azından 7080 oıilletüyle pariamentoya glrecektir. Bn da Fatih'in, SulUn Alpaslan'ın, SulUn Seiim^ elip pariamentoya oturması demekür" dedi. nceki gece fuar Ekici över Gazinosu'na "Ferfcaugi Ş«yler"i izlemeye gelenler, ıdan geri dondü. Kendilerine Prof.Dr. Necmettin Erbakan'ın "Ortak Pazar ve kiye^ konulu bir konferans vereceği, bu nedenle oyunun sahnelenmeyecegi söy•ken, kapıda tiyatro afışlerinin yırtılması dikkati çekti. Konferansa gelenlerin lan fuarın asırlık ağaçları altında, çimenler üzerinde namaz kıldı. Erbakan ga'ya girerken, "Mücahit Erbakan" sloganlan ile karşılandı. rof.Dr. Necmettin Erbakan, "Umi" bir konferans verecegini, Ortak Pazar koinun son derece önemli olduğunu belirterek konuşmasına başlarken, çevredeki nolardan gelen sesler, salondakileri tedirgin ettı. Erbakan cümlelerinin son sözerinin, son hecelerini vurgulayarak yaptığı kendine özgü konuşmasında ATnin isöriinün Yahudiler" olduğunu, girenin "çarpüdıgını", "Türkiye'nin Avrupa'ya bir vilayet" yapılmak istendığini söyledi. Erbakan, konuşmasımn sonunda kend dinleyenlere "Haydi bakanm, şimdi eflerimizi kaldınum, kılıçUnmızı büeyetim" seslendi. Salondakiler hep birlikte ayağa kalkıp, sağ ellerini havaya kaldırarak, Ui göriişün zaferi için bütün gücümüzle yt^a»~afnmTn söz veriyoruz" diye ant :r. Erbakan, şunlan söyledi: Hep beraber çalışacagız. Referenduroda "evtt' diyecegiz. tki faüci, iki solcu parmaz. Bunlar bire inecek ve milli görüş en aşagı 7080 milletvekiliyle pariamengirecek. Ondan sonra AUah'ın izniyle kapüar açdacak. Milli görüşün partamengirmesi demek Sultaa Fatih'in, Sultan Selim'in, Snltan Alpaslan'ın gelip pariatoya oturması demektir." ikan, daha sonra gazinonun kulisinde gazetecilerin sorularıru yanıtladı. Er., halkoylamasından "tunıacu" çıkması olasılığı üzerine bir soruyu "Ştfi ule•n nazari şeyler üzerine fetva vennezlenniş" diye yanıtladı. Erbakan, özal için 'özal bizim milletveküi adayınuzdı, milli görüşü savunuyordu. Maalesef tzmirie büyük kabahat var. Özal'a biraz daha fazla oy verseydiniz, MSP'den milletU oiacaktı. Hayıriı hizmetler yapaca^b. Ufak bir farkla kaybetti. Holdinglerin ına düştii, hoklingçi Ozal oldu" dedi. Erbakan aynca referandumdan sonra Özal1 Ainunun bozulacağını, "elleri kollan bagü insanlann elierinin çöziilecegini" ve J "eşit şartlarda güreş" baslayacağmı söyledi. u arada Edremıt, Altınoluk'taki Necmettin Erbakan'ın evinin önünde havaya eden bir genç yakalandı. Olay önceki gun saat 02.00 sıralarında kapatılan es4SP Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın yazlık evinin önünde meydana gelierdar Varol, içinde iki kız arkadaşının da bulunduğu otomobiliyle gezerken, asının ruhsatlı av tüfeğiyle havaya ateş etmeye başladı. Bu sırada Izmır'deki .oplamıdan dönen Erbakan ve beraberindekiler, tüfek sesıni duyarak korktuDaha sonra durumun jandarmaya bildirilmesı üzerine harekete geçen güven;uwetleri, Serdar Varol ve beraberindeki arkadaşını yakalayarak gözaltına alx. Sanık daha sonra serbest bırakıldı. No'lu fanila sahibi ile sohbet Güneş Taner, son aylarda ANAP'ın "yükselen yıldızları"ndan biri. Taner'in "resmi görevi" Başbakanın danışmanlığı. Ama kendisi bu danışmanlık hizmetini çok geniş bir alanda sunuyor: "6 Eylül şeyi" için "No'lu" fanila giymekten, konuk devlet adamlan ile görüşmelere katılmaya, yatı ile Başbakana boğaz turu attırmaktan, plajlarda megafonla "Hayır'lı akşamlar" dilemeye kadar... Taner, Başbakanın "sağ kolu" Birçok bakanm itibarı, etkinliği, onunkinin yanında solda sıfır. Ama Taner'in ne makam arabası, ne maaşı, ne de bir makam odası var Kendisi ile bankacı Erol Aksoy'un makam Elinde megafon işbaşında Elinde kalem masa başında odasında, Erol Aksoy'un masasında görüşîük: Hükümete danışmanlık yapan birisinin, özel bir bankanın sahibinin odasını çalışma yeri olarak kullanmasının nedeni ne? Güneş Taner, mütevazı bir polis copunu andıran purosundan derin bir nefes alıyor Gülerek, "Burası" diyor "çok serin oluyor. Görüyorsunuz havalandırması çok güçlü. Bir de Meclise yakın. Ayrıca Erol Bey arkadaşım. Ayrıca kendisi partimizin kurucularından.." Danışmanlık işleviniz nasıl yürüyor. Neler yapıyorsunuz? (Arkosı 13. Sayfada) TÜRKİYE İŞ BAIMKASI Gorbaçov bir görüşmeye İlhan Selçuk'un "Vermişler Eline" yazısı aşırı ilgi ve beğeni topladı. acilen yetişecekti. Makam arabasına koştu, En heyecanlı bölümünü Melih Aşık Milliyet'te Açık Penceresine yerleştirdi. şoförüne: Yazıda ANAP'ın reklam zengertennden, zuhuri Danışmanlann Haydi dedi, hızlı sür gidiyoruz... dan söz ediliyordu. Şoför bir türlü Gorbaçov'unl Başbakanımızın "teknik danışmanı" (her ne demek ise) istediği sürate ulaşamıyordu' Samsun gezisinde yanımıza geldi: Gorbaçov sonunda Sayın Selçuk'un "reklam zengerleri" sözünü tekzip edidayanamadı arabayı yorum dedi. ANAP'ta reklamcı çok ama benden başka Zendurdurdu. ger yok. Direksiyona kendisi geçti. Peki zuhuri danışman... Trafik ışığı kuralı dinlemeden Gözlerime ve çevrenize bakın ne demek istediğimi anlarsınız... cadde sokak vınlayıp gidiyordu. Vatandaşlardan Reklamcı çok dediniz... biri, bir kavşakta trafik Evet reklamcı çok, Zenger yok. Eline mikrofonu, megapolisine haykırdı: fonu alan her geri zekulının hatası benden soruluyor.. Neden durdurmadınız ANAP'ta geri zekâlı var mı? adam kaza yapıp birisini Zenger istemediğin kadar anlamında avucu ile havayı kepçeliyor. çiğneyecek... Trafik polisi iki elini yana Bilindiği gibi "ANAP" ve "zekâ" konusunu ilk kez ortaya açtı: DYP lideri Cindoruk bayram arifesinde Cumhuriyet araahğı Haklısınız, ama dedi, ile gündeme getirmişti. herhalde adam çok önemli^ Hadi Cindoruk muhalif ve Özal'ın hasmı. bir bürokrat görmedıniz mi Peki Zenger'e ne demeli? O hem "partili" hem Özal'ın adaşoförü bile Gorbaçov'du. mı. Danışmandan al haberi FIKRA VIP trafiği
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle