24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet YÖK, 37 öğretim üyesi arıyor ANKARA (UBA) Yüksek öğretim Kurulu (YÖK) daimi statedü çalıstınlmak üzere 18 üniversiteye 37 öğretim üyesi alıyor. Başvuracak adaylann ders verebılecek ve araştırma yapabilccek düzeyde tngilizce bilmeleri gerekıyor. Yüksek ögretim Kurulu BaşkanlığYndan alınan bilgiye göre, Atatürk Üniversıtesi'nın FenEdebiyat, Ilahiyal ve Dış Hekimlığı fakültelerine 3, Anadolu Üniversitesi'nın FenEdebiyat, Mühendislik, Mımarbk ve Afyon Meslek Yüksekokulu'na 3, Boğaziçı Ünıversıtesı'nın Bıyomedikal Mühendisn'ği Enstitüsü'ne 1, Cumhuriyet Üniversitesi Tokat Ziraat Fakulıesıne 1, Çukurova UniveTsıtesi'nın Ziraat, tktisadi ve Idari Bilimler, Muhendislik ve Mimarlık, FenEdebiyat ve Tıp Fakultesi'ne 5, Dide Unıversitesi'nin FenEdebıyat ve Tip Fakultesi'ne 2, Ege Ünıversıtesı'nın Edebiyat Fakultesi'ne 1, Ercıyes Üniversitesi'nin Tıp, Mühendislik, Kayseri Meslek Yüksekokulu. Gevher Nesibe Tıp Tarihi Enstitüsü'ne 4, F\rat Üniversitcsi'nin Mühendislik Fakultesi'ne 1, Gazi Üniversitesi'nin MimarlıkMühendislik, Gazi Eğitim, tktisadi ve 1dan Bilimler, Meslek Eğıtim ve Bolu Idari Bilimler Fakulte ve Yüksekokulu'na 5, tstanbul Teknik Üniversıtesi'nın Maden ve Sakarya Mühendislik fakültelenne 2, Inönü Üniversitesi'nin Egıtim Fakultesi'ne 1, Karadeniz Teknik Üniversıtesi'nın Mühendislik ve Mimarlık Fakültesıne 1, ODTÜ'nün Fen Edebiyat Fakultesi'ne 1, Sdçuk Üniversitesi'nin Mühendislik ve Mimarlık ve Tıp Fakultesi'ne 2, Trakya Üniversitesrnin Tıp Fakultesi'ne 1, Uludağ Üniversitesı'run Mühendislik ve Ziraat Fakultesi'ne 2, Yıldız Üniversitesı'mn Kocaeli Mühendislik Fakultesi'ne de 1 ögretim üyesi olmak üzere 18 unıversitedeki fakülte ve yuksekokullarda ana bilim dallannda daımı statüde çalışunlmak uzere 37 profesör atanacak. Sahıbı Camhuri>rl Matbaacılık ve Gazetecüık Turk Anonım Şırketı adına Nadir >adl 0 Genel Yayın MOdtlrü Hasuı f t m ı l , MUessese MUdUrü' EmİM U}*klıgfl. Yaa Işlm MüdUrU Ok*> Goaeosln. • Haber Merkezı Muduru Vmlçu Bayer, Savfa DUzeıu YOnetmeiı Ali Acv, • Temsılcıler ANKARA Yılfin DojjM, tZMtR Hlkmel Çttinkaym, ADANA C«tal Başlangıç. Spor Danışmanı Abdulfcadir Yucrtma», Düzelıme Rcfik Durtaç, BılunEğıttm Ş»hio Aipay, Iş Sendıka Şukıu Kctenci. Yun Haberlen Nccdcı Doftu, Dızı Yazılaj Kemn Çaltskan. Erzurum Mthmcl Guntkin, tstanbul Haberlen E ı t u Akyüdu, Dış Haberkr Erpın B«kı, Ekonomı Osmaa 11»**}, Kullür Cttal Lster, Bursa Lncnl GnfCİU, 9 Koordınatör Ahnet Konılsu, 0 MaJı Işler Erol Eıtul, 0 Reklam Av>f TonınIdare Huscyn Gurtr, Işletme Öndtr ÇHık, Bılgılşlem Nıil tnal. Ek Yayınlaı Huiyı Akyol 0 Basan vt Yanm. Curahyrijn Malbucüık vt Gaatccüık T A Ş Turk OcaJ) Cjd 39' 34334 lst, PK 246hünbul, Tel 512 05 05 (20 hat). Teto 22246 F u (I) 526 60 T2 £ SUTO/O/ Aokan: Zıva GOkalp Blv lnkılap S No 19'4, Td 133 II 4M7, Fl» (51) 13 12 30 Tele 42344 F u (4) 133 II 41 0 Lrmlr H Zıya Blv. 1352. S 2'3. Tel 13 12 30. Telo 52359 % Inönu Cad 119 S S o ] kaı I. Td 1455019731. Ttlc* 62155 Fax (711) 28 05ı TAKVlM 16 AĞUSTOS 1987 Imsak: 4.30 Güneş: 6.07 öğle: 13.13 lkindi: 17.02 Akşam: 20.09 Yatsı: 21.40 Boncuk, mücevheri yendi önümüzdeki kış inciğin boncuğun gene deliler gibi moda olduğu bir mevsim. Yalancı taşlar, zincirler, boncuklar... Boncuk, taş, püskül karışımı modeller. Kısacası değişik, şenlikli bir moda. NECL SEYHUN "Zil, şal ve gul..." diyor şair. "Zil, şal ve gul..." Oysa modacılar "Boncuk, şal ve kamelya.' diyorlar 8788 kışında. Eh, birı Endulus, birı Paris. Arada o kadar bir fark olacak elbette. Aslında ne boncuk yeni moda dünyasında, ne şal ne de kamelya... Yüzyıllar boyu tekrar, tekrar ve tekrar kullanılmış... Ama her zaman biraz farkla, bıraz farklı bir yorumla. Boncuğun kokenı çağlann çok gerisinde. llk ınsanlar örtunmekten önce takınıp suslenmeyi öğrenmişler handiyse. Hayvan dişleri, kemik, taş parcalan derken... boncuğu bulmuş ve bir daha da geçmemişler ondan. Boyunlarına takmışlar, kollanna, ayaklarına, saçlarına... zamanla giysilerini bezemişler boncukla. Ama boncuk, bulunduğundan bu yana bir daha insanları terk etmemiş. Soylular ve zenginler kıymetli taşlan boncuğun yerine koyarak bir fark, bir ulaşılmazlık duvarı, bir ayrıcabk yaratmak istemişler zamanla. Yalnızca onlara özgu kolyeler, bilezikler yapmışlar kıymetli taşlardan... Elbiselerini, mantolarını hatta pabuçlannı pıtırak gibi incı, elmas, yakut ve zumrütlerle işlemişler. Ama... Ama moda, modanın akış hızı, modanın yeni yorumu, boncuğu gene ön plana çıkardı zamanla. Boncuk mücevheri yendi. Bugun bir prensesin, bugün bir milyarder eşinin, bugun bir ünlü yıldızın boynunda yalancı bir kolye, kuDior*un 8788 kifi için orijinal takılaru Küpe, kolye ve bikzik. laklarında yalancı kupeier görmek şaşırtıcı bir olay değil artık. Mucevher modayı izleyemiyor. Kuyumcular yeni modaya uymak riskini göze alsalar da, tempoya ayak uyduramıyorlar. Geceden sabaha değişiyor moda. Modası da geçti mi, sıradan boncuğu bile almıyor kımse. Değil ki milyonluk takılan... Kısacası moda boncuiclarla izleniyor, mucevherlerle değil. Elbette gunu gunune değilse bile, gene de havayı bir ölcude tutturarak klasik güzel takılar yaratan ve satan mucevherciler var. Satanlar da var, alanlar da var, takanlar da var... Ama şurası kesin. Boncuğun boynu bukuk değil artık. Mucevhere meydan okuyor rahathkla!.. Önumuzdekı kış inciğin boncuğun gene deliler gibi moda olduğu bir mevsim. Yalancı taşlar, zincirler, boncuklar... Boncuk, taş, puskul kanşımı modeller... Kısacası değişik, şenlikli bir moda. Mucevhercilerin ışi zor!.. Gelelim şala. Moda her zaman gelmiş şala. Donmuş dolaşmış gelmiş, tarih boyunca. Kuşkusuz olan bir şey var. Şal, kadınm en çok sevdiği, en çok tuttuğu aksesuarların başında. Modacılar da bu tutkuyu enıne boyuna işliyorlar işte. Nelerden yapılmamış ki şal. Kaşmirden, yunluden, kadifeden, flânelden, ipekliden, taftadan, tulden, dantelden... Duzu, emprimesı, orgusu, boncuklusu, payetlisi... Zamana göre, modaya göre, modele ve zevke göre... Bu kış gene bol şaJlı bir kış. Mantolan, tayyorleri tamamlayan kocaman şallar var. Elbiseleri tamamlayan emprime, trıko şallar... Ve gece kıyafetlerini tamamlayan "abiye" şallar... Givenchy, siyah tül şallar uzerine sarı metal yaprakçıklar ıliştiriyor. Bu guzelim orijinal şallan da, ustu oldum olası dekolte, omuzlar ve göğus çıplak siyah mini etekli, kadife elbiseleri ile kullanıyor. Dior'un gece şallan, daha bir Endulüsvari... Benekli tulden şallarının kenarlannı enli dantel bordürlerle çevrehyor. Yani, öyle ya da böyle, şallı bir kış. Ya kamelya?.. Kamelya yalnızca "Kamdyalı kadm"ın değil, modanın da sevgilısi. Ne sevgiyle ne özenle kullanmıştır o kamelyayı moda da. Ama kamelyanın da gerçekten soylu bir görünuşu vardır, değer. Bir kuçük beyaz yakaya siyah saten bır fiyongla iliştirildiğinde, başlıbaşına bir çekicilikle, bir zarafet kazandırır düpedüz bir kıyafete. Şapkada ayn güzel dunır, omuzda ayrı, belde ayrı. Bir siyah kadife kurdeleyle boyna takıldığında en pahalı mucevherlere taş çıkartır. Bir tayyörün, bır bluzun manşetinde bır minı kamelya ne denli çekicidir, ne denlı zarif. Kamelyasız bir kış geçirmeye yazık!.. Aman, karıştırmayalım. Slogan: "Boncuk, şal ve kamelya...", "Zil, şal ve gül..." değil. Ruzgâr Endulus'ten değil, Paris'ten esiyor!.. Ölümsüz Elvis Haber Merkezi 16 Ağustos 1987 ünlü rock sarkıcısı Elvıs Presley'in 10. ölüm yıldönümü, ama Elvıs çoktan "ölümsüzler" kervamna katıldı bile. ABD'deki Presley hayranlar bugün tam bir çügınlık yaşamaya hazırlamyorlar. 5C bin kişi Elvisçilerin Kâbesı sayılan Memphis'te toplanıp Elvis'in ilk şarkılarım söylediği "Beale Streef'te bol alkollu ve danslı bir anma şölem yapacaklar. Sonra Elvis Presley Bulvan'ndan geçilerek, şenliğin merkezi sayılan Craceland'a gidilecek. Koşular, araba yanşları, pencere süsleme yanşları ise bu büyük anma töreninin değişik renklerinden yalnızco birkaçı. 60'lı yıllarda gençliğm simgesı olan ve rock mtiziğinın dünya çapında yayılmasına imzasır. atan Elvıs, ölümünun 10. yılında hâlâ binlerce kişiye heyecan ve mutluluk dağıtıyor. Dtor'un tül şalı ve boncuklu takılan gece kı Lanvintn siyah triko volanlı birgeyafetini süslüyor. ce elbisesi. Başbakan, Denktaş'a KKTC'nin güvenliği için güvence verdi Ozal: Türk askeri Adadan ayrılmayacak YALÇIN ÇAKIR Başbakan Tnrgat Özal, KKTC'nin ve Türkıye'nın ıçınde olmadığı hiçbir konferansın netıce vermediğinı söyledi. Kıbns'ta BM Barış Gücü'nün fazla bır etkınlığı bulunmadığıru bdirten Ozal. "Şunu berkesiıı bflmesi Imzım: Orada, KKTC'nin emniyeti Um oiarak sagUnmadaıı TSK hiçbir zaoıan adadan aynlmayacaktır" dedı. Başbakan Turgut özal, dün kalmaktan olduğu Harbiye Orduevi'nde KKTC Cumhurbaskam Rauf Dcnktaf'la bır süre göniştu. özal, BM Barış Gücü'nün Kıbns'ta "hiçbir rolu" olmadığını vurgularken, "BM gociiı detUdir. Yani BM GuCB 1974'teo once de vardı ama ad»d« kan |o>d«yi götunıjordu. Hatta Makarios'u deviren de onlardı. BakUgraız zaman demek ki BM Banş Gücü'ain hiçbir rolu yoktnr. Orada sadecc bir yesil hat çizerier, o yefU hat ueriode gelip giderier" şeklinde konuştu Ada'da banşı 13 yıldır TSK'nın sağladıgını belırten özal, "Hatta Rum Urmfuun içerisiııdeki bansı bile TSK saglamışür. Buno herkesin bflmesi lazım. Orada KKTC'nin emniyeü tam oiarak saghn»a<i«n TSK hiçbir zaman aynl•ayacakür. KKTC'nin ve Türklye'•in içmde olmadıgı hiçbir banş konferansı veya miUetlerarası toptantı •etke vermez" dedi. Kıbns'ta TSK'run asker gücünün arttınldığı \e sılahlan modernize edildiği yolundakı iddialarla ılgili oiarak özal, Rum tarafının pek çok seyi kamufle etmek ıstediğim söyledi. özal, daha sonra şöyle konuştu: "Esas g«yi kamnfle etmek için yani kendi aldıklan silahlan kamune etmek içia bnyuk çapta sUah alıyorhu, berkes bülyof bunu. Gdeniere de iöyledim. Bizde o tarafın süahlannı sayın bakalım ne kadar varmış dedim. Niçin abyoriannif onu da ogrcnin dedim." KKTC Cumhurbaskam Rauf Denktas da görüşmeden önce gazetecilere Kıbrıs konusundakı son gelişmeleri anlattı. Denktaş, bu konuda uluslararası bır konferansı SSCB'nin ortaya attığını belırterek "Biz olıulararaa konferansa hangi putiuto gidebilecegfliüzi Sovyet yetkOflcriac dnynrdnk. Bizi de KKTC obnk tamyımz, «m*«*™ hak) gelMesiıı. GideUm, birflkte oturalım, •İBriararası konferansta mesekyi tartagalım dedik. Bunu >apariar mı yapmazlar mı keodüeri duşunsun. Yapoaztana bizi igflendinııez ve biz gKmezsek Türkive kaülmazsa bojk bir konferansta oetke vermez. Bu •cdcale endişemiz yoktur" dedı. Kıbns'ta son zamanlarda Türk askerinin sayısımn arttıgı yolundaki iddialarla ilgili oiarak Denktaş söyle konuştu: "Ortada ban gerçckler vardır. Bir d*fiştinıw birttgi esnaanda Türk askerlerinİB sayuuda dogal bir arüs töftimns, degiştiriDt birligi tabakkak etttkten soora nonnale Inmislir ve inmektedir. Tanklann modemizasyona Turkiye'nin hakkıdır ve yapmıştır. Burda da bir ş<> yoktnr. Onun için butun bnnlar Rumlann kaynatngı sevlerdir. Lğraşacaklardrr. ngraşsular." BM'de uluslararası konfeTans yolunda bır karar çıkması durumunda bunun Genel Sekreter'ın çalışmalarına ne şekılde etkili olacağı yolundaki sonıya Denktaş şu yanıtı verdi"Baglayıa bir karar dcgildir. Bir baglayıahğı yoktur. Bize görusme hakkı vennediklerine gore, manevi bir gucu de olma>acaktr bu karann. Hakka adalete ters duşen bir karardır. Bu karan çıkartmakla Rumlar hiçbir şey yapamazlar. Ama Genel Sekreter'in ginsimleriııi göigeieyebiBrter. " Başbakan özal, dun Bayrampaşa'da kurulacak özel ış ıdare merkezının temetinı "hayırlı olsnn" dıleğiyle attı. Bayrampaşa Stadı'nı hizmete açan Özal, buradan Zeytinburnu'na geçti \e tapu dagıttı. Turuncu kurdelayla bağlı tapulan sahiplenne verırken, hükumetın ıcraatlannı öven ve el öpturen özal, turuncu kâgıtlara yazılı "hayırda hayiTTardır, hayırlı gunlere" pankanlanyla uğurlandı. Başbakanözal, daha sonra Sıteler Karakolu'nu zıyaret etti, burada Emnıyet Mudürü Ünal Erkan'dan olavia ılgılı bügı aldı ve başsaglığı dıleginde bulundu 'Resmeri'yusamayan insaniar Doğubeyazıt ilçesimn örtulü köyü. Şu çocuk, aslında bu duvann üstünde oturmuyor. Çünkü TC kayıtlanna göre böyle bir kişi yok. Şehirde polis kimlik soruyor, kimlik yok. Kimliksiz yakalananlar ise karakolda "mülteci ve terörist" muamelesi görüyor. TARIK ERSOY Ruzgârın zırveden uçurduğu karlar olmasa belki ufak bir ıepe sanılabilırdi. Ama tepedeki buzlardan, kilometrelerce kayıp düşen ve kaburga kemiklen ile kolunu kıran Alman lurıstın anlattıklarına bakılırsa "kar jumuşak, ama kajalar sertti." Sanıldığı kadar kolay değıldı Ağn'ya tırmanmak. Adı, dağın bır yanındakilere göre "Araral", dığerlenne gore de "Glidag" ya da " A | n " ıdi Adı ne olursa olsun burada değışmeyen tek şey, yasam şartlannın guçluğüydu Dağın duzluğe çıktığı yerde, suyu olmayan bır köyde, ustelık nüfus cuzdanı olmadan yasamak ıse her şeyı biraz daha guçleştıriyordu. Burası Ağn ılırun, Dogubayazıt ılçesinin Örtülu köyu. Su, köyun yakınındaki sazlıktan lağım suyuyla karışıp geliyor. Dışler otuzuna gelmeden saranp dökülmeye başlıyor Evlerin sınırlan tezek duvarlarla belırlenmiş. Dağın eteklerindekı ıkı ufak tepenın arasına sıkışmış gibi duran bu köyde 250 hane, 1800 nufus var. DtPLOMA ALAMIYORLAR 2yaşwdaki Orhan Kotan (solda), henuz "TC vatandaşı" olup olmadığından zaten habersu, örtülü*nün dîğer "kimliksiz" sahipleri ise bunun yarattığı sorunlan çok iyi biliyorlar. Ortülii köyü muhtan Ali Temtek, köydeki kimliksizltrin ancak tasdikli ikamet belgeleriyU seyahat ettiklerini bettrtiyor ve "Bunlar ilkokulu S sene okuyup bitirseler bile dipioma alamıyorlar" diyor. Hane başına onalama 7 can düşüyor. Evlerden binnin onünde artık yuzune konan sinekleri uzaklaştırmaya bile çalışmayan 2 yaşındakı Orhan Kotan oturuyor. Küçuk Orhan, Türkıye Cumhunyetı Devletı'ne göre bu duvarın üstünde oturmuyor, çünkü nufusta Orhan Kotan adına kayıtlı bır vatandaş yok Annelen Rafia Kotan'ın çevresınde oynayan Musa Kotan gibi Mehmet, Azize, Gulizar, Hasan, Hüseyio, Naze, Şenka ve Suni Kotan da "resmen" yaşamıyor. Aile reısi Cimsit Kotan, 40 senelık bir beklemeden sonra nüfus cuzdanına kavuşmuş 1947yüındalran'dan Turkiye'ye gelen Kotan, "Bir tek benim cuzdanınn verdier, digerlerininkini vermediler" diyor. "Yaklaşık" onbir nufuslu aile babası, nufus cuzdanından anlaşüdığına göre, "bekâr" sayüıyor. Evlenme istemı "karısının emri daha gdmedig]" için reddediyor. Cimşit Kotan, 40 yıl aradan sonra nufus cüzdamnı alınca "vatani görev" yapmak ıçın askerbk şubesıne "göturuldugunu", ancak "yaşı tutmadıgı" ıçın askere alınmadığını anlatıyor. Kimliksiz vatandaşların asıl sonınu "şebire inince" başlıyor. "Şehirde polis bize kimlik soruyor. Kimlik yok. Ondan sonra 'bu mültecidır' diye yakahyor. Bir keresmd* benim oglumu yakatadılar. lçeride 56 gun kaldı. Ona hiçbir sey yapmadılar. Sılustırdılar. dovduler, 'senın niye kimlik yoktur?' dediler. Bir keresinde de bizün öbur kimliksizleri yakaladılar. 'Bunlar teröristtır' diye Doguba>azıt'a goturduler ve falakaya yatınp doduler. Sonra koylü beyeti gelip 'bu mültecidır' dedi de adamı btrâktılar. Biz ne yapalım? Hem kimlik vermiyoriar bem de dovuyorlar." Ortülu köyu muhtar vekilı Ali Temlek, köydeki kimliksizlerin ancak tasdikli ikamet belgelenyle seyahat ettiklerini belırtıyor ve "Bunlar ilkokulu 5 sene okuyup bitirseler büe dipioma alamıyorlar" diyor. Bölgede nufus cuzdansız vatandaşlar sadece örtülu köyünde bulunmuyor. örtulü köyünde yaklaşık 100 olan sayı Golyuzü köytınun Çevırme mezrasında 30, Yaygınyurt köyünde ıse 50 dolayında. 1947 yılında Iran'dan Turkiye'ye göçen bu ınsanlara nıçin nüfus cüzdanı verilmıyor? Nufus ve Vatandaşlık Işleri'nden bır yetkili bu soruyu şöyle yanıtlıyor: "Verilmemesi mümkun de|U. İran'dan göçhı isder \ataodaş deplerdir. Nufus cuzdam alabilmek için nufus kutuklerinde kayitlı Turk vatandaşı olmai. gerekir. Ancak vatandaş defillerse kayıtUn yapümaz." Aynı yetkili, nufus cüzdanı alan bır aile reısinın çocuklarının da otomatık oiarak nüfusa kaydedileceğim belirtiyor ve konuşmasını şöyle sürdürüyor: "Bunlann dosyalan, sorustunnalan vardır. Vaundasuk talepleri ya kabul va ret ediJir. Eger sakıncab iseler. bu, reddedilmeieri için bir neden olabilir. Bu taleplerinio 40 sene askıda kalmıs olması mumkun degildir. Bu tip yanhşhklan onlemek için 1933'ten bn yana 8 adet kanun çıkanldı." Bu arada konuyla ılgıb oiarak göruşlenne başvurduğumuz Ağn Valisı Şevket Ekinci şunları söyledi: "Bu kisUer yeniden vatandaşlık için başvurduklanndan kimliksizdir. Bu sadece Dogubayazıt'a ozgu bir sorun degil. Turkiye'nin ber Urafında, diger uluslan mensup kişilerden de vardır. Bunlann muracaaüan zaman zaman degertendiriliyor, bakanUga intikal ettiriliyor. V atandaşlıga aiınmalan Ue ilgili işiemler Bakanlar Karulu karan ile yapılıyor. Katıtaşhn cenaze törenine katılan kaymakam öldü •/ * %J KONYA (Cumhuriyet) Makammda öncekı gun geçırdıği beyın kanaması sonucu Olen Konya Valisi Kemal Katıtaş'm cenazesi dün kaldırıldı. Vilayet binası önünde düzenlenen törende konuşan Devlet Bakanı Abdullah Tenekecı, Katıtaş 'ın başanlı yönetıcilik özelliklenne değindi. Cenaze daha sonra toprağa verilmek üzere Ceyhan 'a gönderildi. Bu arada törenden dönen Doğanhısar Kaymakamı Samı Börekçı yolda geçirdiği kaza sonucu öldü. Kaymakamm bulunduğu Tanm ll Mudürlüğu 'ne ait otomobıl, Ilgın ilçesi yakınlannda karşı yönden gelen bir kamyonla çarpıştı, kazada kaymakam Sami Börekçı ile şöföru Selım Alyüz olay yerinde öldü. Rodos yangınında 3,5 milyarhk zarar ATtNA (AA) Yunanistan'ın Rodos adasında geçen pazar günü başlayan, 150 bin dönümden fazla orman, zeytinlik ve ekili alana hasar verdikten sonra ancak cuma gunü söndünilebilen yangının, ilk belırlemelere göre 3.5 milyar liralık zarara yol açtığı bildiriliyor. Haftalık To Vima gazetesi ıse, çıkış sebebi henuz belirlenemeyen yangının kısa siırede çok buyuk boyutlara ulaşmasınm, söndurme çalışmalanndaki bir hatadan kaynaklandığı görüşünü savundu. "Kramer Clyde'a ** "Kramer Kramer'e Karp", "Küçük Dev Adam", "VahfiKoşu"gibifUmlerden lantdığımız unlii oyuncu Dustin Hoffman, bu kez "Bonnie ve Clyde"ın "masum" gangsteri Hiırren Beatty ile karşı karşıya geliyor. Bu yaz çekilen "Iştar" filmi iki oyuncuyu ilk kez bir araya getiriyor. Yeteneksiz bir şarkı sozü yazaruu konu alan "Iştar" adh güldürüde, gerçek yafamlannda iki iyi dost olan Hoffman ve Beatty, bir kız yuzünden kozlannı paylaşmak zorunda kahyorlar. 40 milyon dolarhk bütçesiyU ftmdiye dek \ çekilen en pahalı komtdi fibnlerinden biri olan "lştar"ın bayan oyuncusu ise Isabeüe AdjanL 'Iştar'daAdjani Hoffman talipoüıyor. Ancak gerçek yaşamda Adjani Wurren Beatty üe. Gerizekâlı çocuk sayısı artıyor Prof. Dr. Memnune Yüksel, "Down sendromu" denilen vakaların arttığını belırterek, bu tür çocukların tipik bir yüz görünümü vardır. El ve ayakları da farklıdır" dedi. VURAL AHI Anne ve babaların ureme hücrelerindeki bolunme hatası sonucu oluşan ve doğan çocuğun >ekâ gelişimini engelleyen "Down sendromu"nun giderek arttığı açıklandı. Istanbul Üniversitesi Tıp Fakultesi Çocuk Hastalıkları ve Sağhğı Genetik Bolümu Başkanı Prof. Dr. Memnune Yüksel, ülkemizde her doğan 650 yeni bebekten 1 tanesinde Dovvn sendromu bulunduğu, yaklaşık 1,5 milyon bebekten yılda 2000 kadarına Dovvn sendromu tanısının konduğunu, tıbbi sorunlar nedeni ile bunların 1/3'u ilk aylarda yitirilse bile, her yıl giderek artan sayıda Down sendromlu çocuğun topluma katıldığını söyledi. ilk kez 1866'da J. Dovvn tarafmdan tanımlanan ve diğer bir adıda "mongolizm" olan Dovvn sendromu hakkmda Prof. Dr. Memnune Yüksd şu bilgileri verdi: "Down sendromlu çocuklann çogunda 0/095'i hastalık anne ve babanın iıreme hucrelerindeki bolunme hatası sonucu oluşan bir kromozon fazlalığından ortaya çıkar ve bu durum kalıtsal defildir. Geaelde yaşlı anne ve babalardan (35 yaşın üzerinde) doğan çocuklarda bu oran daha yüksektir. Ebeveyindeki herhangi bir hastalıgın ya da gebelikte alınan ilaç veya zarariı etmenlerin kromozon fazlalığına >ol açması soz konus» defildir. Kromozonlardaki sayı fazlalıgına yol açan hatalı bölünmenin nedeni ise henuz bilinmemektedir" dedı. Bebeklerın doğar doğmaz tanı konmasına yardımcı olan, fiziksel özelliklerini şöyle sıraladı Yüksel: "Tipik bir yüz görunümü vardır. Gözler küçük el ve ayaklarda farklıltklar gozlenir. Zihinsel işlevleri Uk aylarda ve Uk yılda normal bebeklerden çok belirgin bir fark göstermediği halde, daha ileri yıllarda, bazı farkulıklar betinneye başlar." Erken tanı ile işıtme, görme kusurları, kalp anomalileri gibi sorunların duzeltılebıleceğıni belirten Memnune Yüksel, bu tip çocukların (03) yaş eğitimini sağlayan bir merkezın bulunmadığına değınerek konuşmasını şoyle surdurdu: "Bugun ulkemizde erken yaşlarda (03) egitimi sağlayan bir merkez bulunmamaktadır. Okul öncesi ve okul cağı eğitimi veren merkezler ise son derece yetersizdir." Yediği iğne, hayatına mal oldu tstanbul Haber Servisi Sultanahmet'te Dilek Soltay (23) adh genç kız yediği iğneden sonra kaldınldığı hastanede öldu. Edmilen bilgiye gure yaklaşık bir aydıı çeşitli yerlerindekı ağrıdan şikâyet eden Dilek Soltay, öncekı gun "Novalgine" adh ilaçla bırlikte Sultanahmet'te bir eczaneye gitti. îğneden sonra yeniden eve dönen Dilek, daha sonra fenalaşmca Hasekı Hastanesi'ne kaldırıldı, ancak kurtarılamadı. Yetkililer, gern kızın ölüm nedeninin otopsi sonucu belirleneceğini söylediler. TürkYunan gençük değişimi Istanbul Haber Servisi Turk ve Yunnistan AFS kuruluşları, iki ülke arasında dostluğu gelıştirmek amacıyla Yunan gençlerini Turkiye'de, Turk gençlerini de Yunanistan'da konuk etmeye başladı. /kı ülke arasında Gençlik Değışim Programı'nıt ilk kez bu yıl uygulandığını belırten Turk Külttir Vakfı Program Koordınatörü Metın Gursoy, temmuz ayında 4 Yunan gencinin Turkiye'ye geldığını ve çeşitli aılelerin yanında kaldığını söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle