18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 AĞUSTOS 1987 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Silahsızlanma ve Genscher BONN (AA) Federal Almanya Dışişleri Bakanı Hans Dietrich Genscher, topraklarındaki PershingIA füzeleri dolayısıyla, süper giiçler arasmda kısa ve orta menzilli nükleer füzelerin sökülmesi konusunda bir anlaşmaya vanlmasına engel olmaya çahşmadıklanm bildirdi. Genscher, radyodan yayımlanan konuşmasında, kısa ve orta menzilli füzelerin bütün dünyadan kaldırılması konusunda anlaşmaya varılmasını hiçbir ülkenin Federal Almanya kadar isteyemeyeceğini söyledi. Gözlemciler, Genscher'in konuşmasınm ABD Başkanı Ronald Reagan 'ın silahsızlanma danışmam Kenneth Adelmann'ın önceki gün yaptığı açıklamaya cevap niteliği taşıdığmı belirtiyorlar. Adelmann, Moskova'nın Federal Almanya'nın itirazma rağmen bu ülkedeki Pershing İA füzelerini anlaşma kapsamına dahil etmekte ısrarlı olması durumunda anlaşmayı imzalamayacaklarım bildirmişü. Reagan'ın' konuşmasından sonra yapılan kamuoyu yoklamaları, Amerikalıların büyük çoğunluğunun ikna olmadığını göstehrken, Demokrat Partililer Reagan 'ı affettiklerini ilan ettiler. 'Olanları unutalım İRANGATE Reagan, Irangate konusunda ABD halkına çağrıda bulundu 9 ALt StRMEN Bu Ne Biçim Çağn? Son zamanlarda ınsan çevresıne bakınca ne dıyeceğini şaşırıyor. Her şey öylesine allakbullak olmuş, değer ölçüleri öylesine karışmış ya da kanştırılmış, öylesine çılgmlıklar, sağduyu, ahmaklıklar, zekâ, küçük hesaplar, geniş görüş, hırsızlıklar, hizmet, namussuzluklar erdem olarak sunulmaya başlanmış ki, iştn içinden çıkmak bir yana, olana akıl erdirmek bile üç Evel hemen her gün yeni ve bir başka şaşırtıcı olayia karşılaşıyorsunuz. Arkadaşımız Ufuk Güldemirin dünkü Cumhuriyet'te yayımlanan haberi de bunlardan biri. İnsan okudukça şaşırsın mı, gülsün mü, kızsın mı, bir türtü karar veremıyor. Haber Sayın Kenan Evrenin hâlâ kesinleşmeyen ABD gezisi ile ilgili. Bilindiği gibi, Beyaz Saray'ın ağırlıgını koyarak Ermeni iddialarını içeren yasa tasarısının Kongre'de görijşülmasini engellemesinden sonra, VVashington artık Saym Evren'in gezisi önünde engel kalmadtğını ve tarihin bir an önce saptanmasını istemekte. Buna karşılık, Çankaya, gerekli açıklamayı eylül ayında yapacağını belli etmiş durumda. Bu arada Türk tarafı, Sayın Evren'in Amerikan Kongresi'nde bir konuşma yapmasmı istiyor, oysa VVashington bu istege hiç mi hiç yatkın görünmüyor. Olayların bu ncktada düğümlendiği bir sırada, arkadaşımız Ufuk Güldemir, VVashington'da Amerikan Dışişleri yetkilileri ile' görüşmüş. Ufuk Güldemir, tanınmış bir gazetenin ABD baskentinde akredite degerli bir muhabiri. Bu durumda kendisiyle konuşan Dışişleri yetkilisi diplomatın da bu sozlerinin Türki; ye'de yayımlanacağını bilmesi gerekir. Bakın şimdi, bu Amerikalı diplomat neler söylüyor: ".. Ancak Amerika, Cumhurbeşkanı Kenan Evrerfi resmen davet eden tek Batı ülkesidir.. Kenan Evren bugüne kadar hiç Baöya gitmedi. Hop Üçüncü Dünya ile komünist ülkeleri ziyaret etti. Bu çerçevede, ABD'yi ziyaretinin kıymeti var mıdır? Batıya işaret vermesi açısından ABD ziyareti önemli midir? Biraz da bu , gözle ve fazla heyecanlanmadan değerfendirmekte yarar var... Bu yüzden davetin çok anlamlı olduğunu düşünüyoruz. Doğru' su ziyaret sırasında ve sonrasında bize yönelebilecek eleştJri j lere nasıl göğüs gereceğimizi de bilemiyoruz." Adını bilmediğımiz sayın diplomatın sözlerinde bir gerçek pa yı var. Sayın Evren, Batı ülkelerinde hoş karşılanan bir kişi de, ğil. Onu 12 Eylül darbesinin başı olduğu için hiçbir Batı de • mokrasisi çağırmıyor Saym Evren'in kendi girişimini yorumla ] masıyla Batılıların olaya bakışı birbirleriyle yüz seksen derece ters Hatta büyük bir gaf olarak isviçre'ye büyükelçi atanan 12 i Eylül'ün önde gelen kişilerinden Haydar Saltık'a katil denmesinin hakaret olmayacağı yolunda bir isvıçre mahkemesı kararı bile var. Demokrasinin ne olduğunu bilenlerin bu tepkileri anlamaları daha kolaydır. Demokrasiye fazla aldırmayan Üçüncü Dünya ülkeleriyle olayiara başka açıdan bakan Sosyalist Blok ülkelerinın böyle bir kaygıları olmadığı da bir başka gerçek. Ancak Amerikalı sayın diplomatın yanıldığı bir nokta var. VVashington'a yapılan bir ziyaret Batı ülkeleri kamuoyunda görüntüyü çok fazla değistirmiyor. Şimdiye kadar ABD'yi bazı, Amerikan deyişiyle "otoriter rejimler" liderleri ile diktatörler ziyaret ettiler. Ama bu ziyaretler onların Batı kamuoyundaki görüntülerini değiştirmedi. Bu bakımdan, Sayın Evren'in Amerika gezisini bir lütuf ve Batı dünyasında aklanma sürecinin başlangıcı gibı göstermek kabul edilemez. Hele hele sayın diplomatın, "Doğrusu ziyaret sırasında ve sonrasında bize yöneltılecek eleştirilere nasri göğüs gereceğimizi duşünmekten kendimizi alamıyoruz" sözlerini çok çirkin, kabanın da ötesinde, bir ima olarak gordüğümüzü belirtmek isteriz. Bir insan ya da bir devlet, birini davet etti mi çıkarını düşünmüş, hesabını yapmış demektir. Artık ondan sonra zaten biz onu çağırdık, ama gelmesi de baştmıza iş açacak gibi çirken imaJarda bulunulmaz. Yine sayın diplomatın konuşmasınm sonlarına doğru soyienmiş bir cümle var ki, burada ince bir alayı sezmemek de elde değil. Sayın Dışişleri yetkilisi diyor ki: "Ve tabii sotvnlann içersinde en önesizi olmasına karşm yine de Amerika açısından önem taşıması dolayısıyla soruyorum, Sayın Evren Kongre'ye hangi dille hitap edecektr. Bir üye soru sorduğunda hangi dilden yanıt verecektir." Her şeyden önce belirtmek gerek. Herkes İngilizce bilmek zorunda değil. Ama işin bu yönünü bırakalım bir yana. Türkiye'de 12 Eylül oluşmasında rol oynamış olan ve herkes hakkında dosyalartutan ABD'nin resmi yetkilisi, Sayın Evren'in bir konuşmasında, Türkçe yazan has yazarlarımızın dilini beğenmeyip anlamadığı için İngilizce kitaplar okuduğunu halka açıkladığını bilmiyor mu? Bir kimse kalabalıklar önünde, "Ben İngilizce okurum, bilirim" derse, bir diplomatın onun İngilızceyi anlayıp o dilden sorulan yanıtlayamayacağını ima etmesi biraz fazla ayıp olmuyor mu? Ufuk Güldemir'in Washington'dan geçtiği haberi hayret ve ibretle okuduk ve kendi kendimize sormadan edemedik: "Bu ne biçim çağn?" Sanınz, Sayın Evren'in ABD gezisi konusunda bir karara varılırken, ABD Dışişleri yetkılisinin dünkü Cumhuriyefte yayımlanan açıklamalarının değerlendirilmesinde ve "Acaba kaç kişi bu açıklamalan içine sindirip de böyle bir geziyi kabul eder?" sorusunun yanıtlandınlmasında da sayısız yararlar vardır. Soruştıırma harcamaları 4 milyon doları bulacak WASHtNGTON (AP) ABD Kongresi'nde irangate skandalı ile ilgili olarak surdurulen soruşturmalann toplam maliyetinin 4 milyon doları bulmasımn beklendiği bildirildi. İran'a gizli silah satışlan ve bu silahlardan elde edilen gelirlerin Nikaragua'daki Contralar'a aktarılmasıyla ilgili olarak, soruşturmalann surdurulduğu Terasilciler Meclisi ve Senato'da bugüne kadar 2 milyon dolar harcandığını belirten komisyon başkanlan, bu rakamın soruşturmamn sonunda yaklaşık iki katına çıkacağını kaydettiler. Boylece Contralar'a aktanlan fondan fazla bir harcama, soruşturraa için yapılmış oluyor. Komisyonlardan verilen bilgiye göre, Temsılciler Meclisi'ndeki kotnisyonda soruşturmayla ilgili olarak ocak ayından temmuz ayı sonuna kadar 959.000 dolar harcandı. Bu rniktarın içinde 1.605.000 evrakın kopyalarının çıkanlması maliyeti de bulunuyor. Komıte sözcusu Bob Havel, kopyaların çoğunun soruşturmalann ardından basına dağıtılan belgeler olduğunu söyledi. Komisyonda çalışan 43 kişinin ucretleri, seyahat ve telefon masraflan ve diğer araçgerece ödenen miktann da 959.000 dolarlık harcama kapsamında olduğu kaydedtldi. Temsilciler Meclisi Soruşturma Komisyonu, soruşturma sonuna kadar 1.95 milyon dolarlık butçesinin tumunün harcanacağına kesin gözuyle bakıyor. Senato komisyonunun harcaması ise 2 milyon dolar olarak tahmin ediliyor. Bu arada Bağımsız Konsıil Lawrence E. Walsh'ca yurutulen cezai soruşturma için haziran ayı sonuna kadar 1.8 milyon dolar harcandı. Walsh üe birlikte 35 FB1 ajanı, 29 savcı, 11 hazine görevlisi, 6 gumrük hizmelleri görevlisi ve 73 yönetim görevlisi çalışıyor. Arafat Moskovd'ya gidecek AMMAN (UBA) Filistin Kurtuluş örgütü (FKÖ) lideri Yaser Arafat'ın önümıizdeki eylül ayında Moskova'ya gideceği bildirildi. Ürdün 'deki Filistinli kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Yaser Arafat'ın beş yıllık aradan sonra Moskova'ya yapacağı ziyaret sırasında MoskovaFKÖ ve FKÖSuriye ilişkilerinin yanı sıra Ortadoğu Barış Konferansı konusu da ele almacak. Yaser Arafaı en son 1982 yılında Moskova'yı ziyaret etmişti. Dış Haberler Servisi ABD Kongresi İrangate duyurulannın sona ermesi uzerine, Amerikan kamuoyuna bir konuşma yapan Devlet Başkanı Ronald Reagan, "hata yapıldığım" söyledi ve "olanlan geride bırakıp, bir an önce önümüzdeki meselelere bakakm" dedı. Reagan, Iran'a yapılan satışlardan elde edilen fonlann Nikaragua'da rejimi devirmek isteyen Contralar'a aktarılmasından habersiz olduğunu da tekrarladı. Duyurularda karann sorumluluğunu alan dönemin Milli Güvenlik Danışmam John Poindexler'ı suçlayan Reagan, Poindexter'ın bağımsız karar aldığını öne sürerek, "Ben, kendi kararlanmı kendim alma hakkına ve zorunluluguna sahibim" dedi. Reagan aynca, Milli Güvenlik Konseyi'nin dış politika yapmasının yanhş olduğunu belirterek, ABD yönetiminin geleneksel Dı İrangate konusunda, ABD kamuoyuna üçüncü konupnasmı yapan ABD Devlet Başkanı Ronald Reagan'ın ikna çabalanna rağmen, büyük çoğunluk yalan söylediğine inanıyor. ğunluğunun onun yalan söylediğine inanması uzucu" diyerek demokratların goruşlerini ve hissettiklerini dile getirdi. Reagan konuşmasında, Sovyetler Birliği ile silahsızlanma göruşmelerini ve Orta Amerika'da barış ihtimalini ABD'nin onundeki "onemli meseleler" olarak nitelendirdi. Ancak 'Arias banş plam' konusuna doğrudan değinmekten kaçındı. Buna karşın, Nikaragua hükümeti, Reagan'a Contralar'a yardımın kesilmesi çağrısında bulundu. Küba Devlet Başkanı Fidel Castro ile Nikaragua lideri Daniel Ortega da Orta Amerika'daki tüm yabancı askeri danışmanların geri çekilmesini ve müdahalelerin sona ermesini istediler. şişleri Milli Güvenlik Konseyi çelişkisine değindi. Reagan'ın bu çıkışı üzerine Demokrat Partililer, iran'a silah satışları ve Contralar'a yardım ile ilgili ciddi hatalar yaprnış olsa da hatalarını kabul ettiği ve yenilememeye kararlı göründüğü için Reagan'ı affettiklerini açıkladılar. Yapılan kamuoyu yoklamaları, Amerikalılann büyük çoğunluğunun Reagan'a inanmadığını göstermesınejağmen, Demokrat Parti temsilcilerinden Tony Coelho, "Bütün konuşma boyunca Reagan, 'Bakın çok üzgunum, ancak duyurular amacına ulaşmıştır, bana son derece iyi bir ders vermiştir, şimdi işimize bakalım' demeye çalıştı, bence Başkan son derece tövbekâr ve bir an önce iyi niyetle bu işten sıynlmak istiyor, ancak balen Amerikalıların ço G. KORE Güney Afrika Grevler sokak çatışmasına dönüştü Başkent Seul'de 2000 kadar grevci işçi ile polis arasında çıkan çatışmada, polis göz yaşartıcı bomba kullandı. Yaklaşık 40.000 işçinin kaîıldığı grevin en fazla otomobil sanayiini etkilediği ve bu sektörde 60 milyon dolarlık zarara yol açtığı bildiriliyor. Grevden etkilenen diğer bir sektör ise maden sanayi ülkenin kömür tekitiminin büyük bir bölümünü karşılayan doğu kıyısı ve kuzeydeki madenlerin 21'i hâlâ kapalı bulunuyor. SEUL (AP) Guney Kore'de 226 şirketin 40.000 işçisinin başlattığı grev sürerken, grevci işçiler ile polis arasındaki çatışmalar da sürüyor. Greve katılan işçi sayısı konusunda çelişkili rakamlar verilirken, sendika liderleri önceki 54 grevin görüşmeler yoluyla sona erdiğini, ancak 79 yeni grevin başladığını belirttiler. Bu arada UBA'ya göre, grevcilerle polis arasındaki çatışmalarda 35 kişi yaralandı. Grevci işçiler, bazı işyerlerinde üretim tesislerini ele geçirdiler, işyerlerine giden kara ve demiryollannı tuttular. Önceki gün başkent Seul'de yaklaşık 2000 işçinin polisle çatışması sırasında polisin, işçileri dağıtmak için göz Seçimler 1992 yıhna ertelendi Dış Haberler Servisi Güney Afrika'da beyaz azınhk arasında 1989 yılında yapılması kararlaştınlan seçimler iptal edilirken, 340 bin altın ve kömür madeni işçisinin grevi güç gösterisi haline geldi. Devlet Başkanı Pieter Bolha. Cap'ta beyazların meclisinde yaptığı konuşmada, icraatını tam olarak sonuçlandırabilmek için seçimlerin 1992 yıhna ertelendiğini açıkladı. Botha, Guney Afrika'daki yabancı diplomatları, ülkenin resmi politikası olan ırk ayırımına karışmakla suçladı ve diplomatların hareketlerinin kısıtlanabileceğini bildirdi. Botha, yabancı diplomatların görevlerini kötuye kullandıklarını belirterek, ABD'nin de bazı yabancı diplomatlara kısıtlama getirdiğine dikkat çekti. Güney Afrika'da siyahların beyazlardan beş kat fazla nüfus oluşturmasına rağmen oy hakkı bulunmuyor. Bu arada greve giden 340 bin altın ve kömur maden işçisi siyahın bağlı olduğu sendikanın grev komitesinden 78 kişinin tutuklanmasıyla durum daha da gerginleşirken, eylemin geleceği de belirsizlik içine girdi. Güney Afrika Ulusal Maden İşçileri Sendikası'nın lideri Cyril Ramaphosa, bu olayın, polis ve işverenin grevi kırma planlarında ortak hareket ettiklerini ortaya koyduğunu belirtti. Ramaphosa, 10 altın, komur ve antimon madeninde daha 10 bin işçinin greve katıldığını bildirdi. Grev 5. gunünu doldururken, Maden Sahipleri Birliği ise grevci işçilerin yuzde 40'mın işbaşı yaptıklarını belirtti. Şili'de 21 yasaklıya dönüş izni SANTİAGO (AA) Şili'de diktatör Augusto Pinochet liderliğindeki cunta, sürgünde yaşayan ve aralannda unlü Şilili yazar Ariel Dorfman'ın da bulunduğu 21 kişiye ülkeye dönme izni verdi. Konuyla ilgili olarak yapılan hükümet açıklamasmda, ülkeye dönme izni verilenler arasmda 1973 darbesinden önceki sosyalist ve radikal parülerden parlamenterlerin de bulunduğu bildirildi. İnsan haklanna yönelik tutumuyla dünya çapında kınanan diktatör Pinochet yönetiminin belirli ölçüde prestij kazanmak amacıyla aldığı bir karar olarak nitelendirilen, 21 kişiye ülkeye dönüş izni verilmesinden sonra, ülkeye girişi hâlâ yasak olan, cunta karşıtı 490 kişi bulunuyor. Güney hore'de grevci işçiler, işyerlerini koruyan güvenlik görevtileriyle de çatışmaya girnorlar. Seuldeki Hyundai şirketi işçileri, şirketin merkez binası önünde, koruma görevlilerini aşarak binaya girmek istediler, ancak polis tarafından uzaklaştınldılar. yaşartıcı bomba kullandığı bildiriliyor. Katedral yakınlarında 3.S saat süren olaylar sırasında grevci işçilerin Devlet Başkanı Chun Doo Hwan ve partiden yerine aday olarak belirlenen Roh Tae Woo'nun resimlerini yaktılar. Olaylar sırasında bir kişinin başından yaralandığı ve hastaneye kaldırüdığı da kaydediliyor. Ücretlerin yükseltilmesi, daha iyi çalışma koşullan ve bağımsız sendikalar kurma hakkı isteğiyle başlatılan grev, önceleri sadece imalat sanayiinde etkili olmuştu, ancak giderek tum sektorlere yayıldı. Grevlerin öncelikle otomobil sanayiini etkilediği bildiriliyor. Ülkenin yılda 1.2 milyon otomobil üretme kapasiteli iki büyük otomobil şirketinde üretimin durmasıyla, ihracat bağlantılarını gerçekleştirememe tehlikesinin söz konusu olduğu kaydedilirken, hükümet kaynaklan, sadece otomobil sanayündeki kaybın 60 milyar dolar civarında olduğunu belirtiyorlar. Grevden etkilenen diğer bir sektör ise maden sanayii. Güney Kore'de olaylar devam ederken, .Savunma Bakanı Chnng HoYong da parlamentoda yaptığı konuşmada, "Ordu her koşulda politikadan uzak kalmalıdır ' dedi. 110 çocuk açhktan öldü YENİDELHİ (ANKA) Hindistan'ın doğu eyaleti Orissa'da şiddetli kuraklık nedeniyle ürünün kavrulması yüzünden 110 çocuk açhktan öldü. Yetkililer, Muson yağmurlarmın bu yıl zamanında yağmaması nedeniyle Koraput Dıstrla bölgesinde yaz ürünıinün yüzde 60'ının bozulduğunu ve bu nedenle son iki ay ıçinde 10 ile 15 yaşları arasındaki 110 çocuğun açhktan öldüğitnü bildirdiler. Orissa eyaleti sağlık yetkilileri, sorunu çözeçek cıddi önlemler alınmadığı takdirde Koraput bölgesinde bin kadar çocuğun açhktan ölebileceği konusunda eyalet yönetimine uyanda . bulundu lar. KIBRIS RUM BASINI 66 Türkler Maraş keııtiııi açacak" Kıbrıs sorununu BM Genel Kurulu'na götürmesi halinde Maraş'ı yerleşime açacağını duy'urduğunu ileri sürdu. Gazete, Rum yönetiminin Maraş konusunda ABD ve AET ülkeleri nezdinde temaslar yaptığını yazdı. Simerini gazetesi de, bir Rum göçmen orgütünun BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar'a bir mesaj gondererek, Maraş kentinin Turkler tarafından iskâna açılmasını önlemesini istediğini duyurdu. Gazeteyç gore mesajda, Maraş'ın iskânının adada gerginliğe yol açacağı iddia edildi. FÜJPİNLER Mahkeme kararıyla Enrile'ye senatörlük Savunma eski bakanı olan ve Aquino'ya darbe planlamakla suçlanan Enrile, mayıs ayındaki genel seçimlerde senatörlüğü az farkla kaçırmıştı. MANtLA (AP) Filipinler'de Yüksek Seçim Kurulu, mahkeme kararına uyarak savunma eski bakanı ve muhalefetin onde gelen kişilerinden Juan Ponce Enrile'yi senatör ilan etti. Juan Ponce Enrile, 11 mayısta yapılan genel seçimlere Demokrasi tçin İttifak adlı merkez sağ partiler koalisyonunun senator adayı olarak katılmış, ancak 24 ıskemleli senatoya seçilmeyi kıl payıyla kaçırmıştı. O tarihte Enrile'nin yandaşlan oy sayımı sonucuna itiraz etmişler ve oylann yanhş sayıldığını ileri surerek dava açmışlardı. Yüksek Mahkeme önceki gun davayı sonuçlandırdı. Karara göre Enrile, seçimlerde 7.064.066 oyla iktidar partisinin adayıhı 73 bin oy farkıyla geçerek senatör seçildi. Yüksek Seçim Kurulu da bu konuda mahkemenin kararyazısını aldıktan sonra yayımladığı bir bildiriyle Enrile'yi resmen senatör ilan etti. Bu gelişmeler üzerine Enrile, Yüksek Mahkemeyi "adaleti yerine getirmiş" olmasından oturu överken, Devlet Başkanı Corazon Aquino da yaptığı açıklamada, karar kendi partisine bir senatörlük kaybettirse de saygıyla karşıladığını ve itiraz etmeyeceğini söyledi. Mahkeme karanyla yenik ilan edilen ve seçimlerden bu yana taşıdığı senatör unvanı son bulan Augusto Sanchez, Aquino hükumetinin en solda tanınan bakanlarından olarak dikkatleri çekmiş ve özellikle ordu ust kademesinin baskılarıyla karşılaşmıştı. Bayan Aquino, darbe planladığı gerekçesiyle Juan Ponce Enrile'yi savunma bakanlığı görevinden aldığı sırada yapüğı hukumet değişikliğinde Sanchez'i de çalışma bakanlığından uzaklaştırmış ve hükümet dışında bırakmıştı. Sanchez, bakanlığı sırasında işçiler lehine aldığı kaıarlarla ozel sektörde ofke uyandırmıştı. PORTRE JUAN PONCE ENRİLE Dominik hükümeti istifa etti SANTA DOMtNGO (AA) Dominik Cumhuriyeti'nde hükümet, Devlet Başkanı Joaquin Balaguer'in isteği üzerine istifa etti. Balaguer, pazar günu televizyonda yaptığı konuşmada, hükümeti yeniden düzenleyebilmesi için tüm kabinenin istifa etmesini istemişti. Dominik Başkanlık Sarayı 'ndan bir yetkilı, devlet başkamnm kabinenin performansmı incelediğinı ve bu konuda gerekli önlemleri almayı düşünduğünü söyledi. Balaguer'in bu hareketi, siyasi çevrelerde, devleı başkamnm yönetim kadrolarında belirli değişiklikler yapmayı amaçladığı şeklinde değerlendiriliyor. Başbakanlıkta gözü var Filipınler'in son derece hareketli siyasal yaşamında Juan Ponce Enrile, bir kez daha dikkatleri çekmeyi başardı. Yıllarca diktatör Ferdinand Marcos'a savunma bakanı olarak hizmet ettikten sonra, muhalefet lideri Corazon Aquino'ya destek çıkarak Marcos'un ülkeden kaçısında belirleyici bir rol oynamış olan Enrile, başkanlıkta gozü olduğunu saklamadığı halde daha düne kadar sıradan bir muhalefet politikacısı konumunda idi. Çünkü Aquino yönetiminde de Savunma Bakanlığı koltuğunu korumuş, ama ABD'nin çıkarlarını ve guçler dengesinı iyi hesap edemediği için geçen aralık ayında başarısız bir darbe girişiminin ardından kendini hükümet dışında bulmuştu. Bunun uzerine, Aquıno nuu sağcı muhaliflerini ve Marcos yanlılarım ardına alıp, muhalefet liderliğine soyunmuş, ne var ki seçimlerde senatorluğu az bir farkla yitirmişti. Mahkeme karanyla yeniden Senato'ya girmeyi başaran Enrile, 1924 yılında doğdu. Ünlu Amerikan üniversitesi Harvard'da hukuk öğrenimi gormüş olan Enrile, eski bir sinema oyuncusu ile evli ve iki çocuğu var. Saf değiştirmesiyle ilgili eleştirileri şu sözlerle yanıtlıyor: "Ben işimi gunlük bir iş olarak görüyorum ve halkıma hangi tarafta daha yararlı olabileceğimi hissedersem, o tarafa geçiyorum. Bunda fazla garipsenecek bir şey de gormiıyorum." LEFKOŞA (AA) Rum basını, KKTC'nin 1974'ten beri atıl durumda bulunan turistik Maraş kentini yerleşime açmaya hazırlandığmı iddia etti. Rum gazeteleri, KKTC'nin, Maraş'ın önce sahil şeridindeki turistik tesisleri, daha sonra kademeli olarak diğer bölgeleri iskâna açacağmı öne surdüler. Apoyomatini gazetesi, Rum yönetiminin Maraş kentinin iskâna açılmasını önlemek için Birleşmiş Milletler de dahil olmak üzere çok yönlü girişımlerde bulunduğunu bildirdi. Agon gazetesi ise, Turk tarafının yabancı diplomatlara, Rumların Nahcivan Ermenileri Moskovcıya başkaldırdı MOSKOVA (AA) lranSSCB sımrında kuçuk bir ozerk cumhuriyet olan Nahcivan'ın, Sovyet Ermenistan'ma bağlanması için 75 bin Ermeni, Sovyet yetkililerine dilekçe gönderdi. Helsinki Anlaşmaları'nı Denetleme Grubu üyesi 39 yaşındaki fizikçi Robert Nazaryan, Fransız Haber Ajansı'na yaptığı açıklamada, son altı ayda toplanan imzaların SSCB Komünist Partisi Siyasi Büro üyesi ve SSCB lideri Gorbaçov'un yakın danışmam AJexandr Yakovlev'e gönderildiğini bildirdi. "Sovyet aleyhtan eylemlerde bulunduğu için" 1978'den 1984'e kadar yurttaşlık hakları elinden alınan Nazaryan, dilekçeye henüz hiçbir cevap almadıklannı ifade etti. Nahcivan, 1924'te Stalin'in emriyle özerk bir cumhuriyet olarak kuruimuş ve Azerbaycan'a bağlanmıştı. Ancak bu küçuk cumhuriyet, coğrafi olarak Azerbaycan'dan Ermenistan'la ayrılıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle