18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER toplam ders saatlerinin azalış ya da artışına bağlı olarak sosyolojiye ayrılan süre de bu dönemde Vo 6.7'den % 5.5'e düşmüstür. 1947'de Ticaret Liseleri ve 1952'de Köy Enstitüleri programlarından çıkarılan sosyoloji dersinin, 195256 arasındaki lise ders dağıtım çizelgelerinde adı geçmemektedir. Bu çizelgelerde, son sınıf felsefe dersinde iki saat sosyolojiye aynlacağı bir dipnotla geçiştirilmektedir. Bu tür gelişimlerin amaç, ders kitabı ve içerik değişimlerine koşut siyasa aynlıklarını yansıttığı akla geimektedir. Nitekim, 1950'lerin başında değişen iktidar, 1939 1940 ders yılından 195051 ders yılına kadar ortaöğretimdeki tek ders kitabı olan Necmettin Sadak'ın Toplumbilim adlı kitabını kaldırmakta, kendini olmasa da adını ders cetvellerinden silmektedir. 50'li yılların ikinci yarısından başlayarak ortaöğretim ders cetvellerinde dersimizin adına yeniden kavuşması (felsefemantıksosyoioji tanımlaması) bu dönemde toplumbilimsel irdelemelerin dünyada kazandığı önemle ilgili olsa gerekir. Geçen ders yılının çizelgelerindeki felsefe grubu betimlemesi ise acaba sosyolojinin "felsefe benzeri bir öğreti" olarak algılandığının göstergesi midir? "Gençler... (Toplumsal) ilimlerin bir nazariyeler yığını ve havada sözler olmadığını öğrenmelidirler. Bu sağlanamadığı için insan ilimlerinde yurttaşlık bilgisi ve ideolojik telkinlerle bu ilimlerin müsbet kazançlannı karıştırıyor veya bulandınyorlar. Bu bir yandan onlara insan ilimlerinde araştırma yapmak alışkanhğı vermiyor, yani onları bu mesleklere hazırlamıyor, öte yandan değerlere ait inançları olgulann gözlem ve tahlili ile karıştırdığı için bu inançları da bozuyor" (5). 13 AĞUSTOS 1987 Ortaöğrorinıiıııizde Soşyoloji Dersi Eğer toplumbilim, hele de fen ve matematik kollarında, sırffen ve matematik derslerine daha çok zaman ayırabilmek için seçmeli hale getiriliyorsa, geleceğin yönetici ve seçkinlerini oluşturacak gençlerin insan ve toplum sorunlan üzerinde düşünmeleri gerekmediği ya da bu sorunları gelişigüzel edinilmiş bilgiler ve çözümlerle göğüsleyebilecekleri varsayılıyor dcmektir. PENCERE Vermişler Eline... Tırlatmak, yeni bir argodur; sözlüklerde bulamazsınız, ama günlük yaşamda çok kullanılıyor; kafayı üşütmek demektir; çeşitli dışavurumlan vardır. Kimi zaman insan tırlatır, kimi zaman toplum tırlatır; Hitler döneminde Alman toplumu toptan tıriatmadı mı? Hegel'in, Karrt'ın, VVagner'in Beethoven'in, Şiller'in sarışın torunları birden üşüttüler, dünyanın altını üstüne getirdiler. Şimdilerde komşumuz İran'ın durumunu iyi gormüyorum. Bize gelince... Toplumun bir kesiminde tırlatma göstergeleri kırmızıya dogru sarkmaya başladı. Gecenlerde Başbakan özal, Malatya'ya gitmişti. Karşılayan kalabalığın içinde bazı yurttaşlar ellerindeki sopaların ucuna İngilizce yaftalar iliştirmişler: VMcome to Malatyal.. Great özaJI... Gerçi yaz sıcağında çoğu kişinin başına geçim sıkıntısı vurmuş; süper emeklilik, süper çekiliş, süper vali, süper çamaşır tozu, süper star, süper çiklet, süper gazete üzerine gün geçtikçe süperteşen Türkiye'de artık poirtikanın da "süper devfet" Amerika'nın güdümünde olduğu açık seçik anlaşıldı. Ama bir halk, kendi dilini bir yana bırakıp, Başbakanını Amerikanca övebilir mi? Tırlatma işareti değil mi bu? Derken aradan birkaç hafta geçti geçmedi, Van'da Başbakan Özal yine Amerikanca karşılanıyor: "The king of the dams özal!.. (Barajlar KraJı özal) Tuh tuh tuh; üstümüze iyilik sağlık, kurşun mu doktürelim, tütsü mü yapalım, pabucu büyüğe stğınıp, türbesinde mum mu yakalım? Bize bir şeyler oluyor dostiar!.. Bu millet eskiden böyle miydi? Ülkenin başbakanını "süper devfefin diliyte karşılamak kafalarda sömürgeleşmenin göstergesi değil midir? ANAP'ın propaganda zıngırdaklan, zuhuri danışmanlan, reklam zengerierinin kafası ne btçim çalışıyor? Bilemeyiz, ama gördüğümüz o ki ufukları da kısır. Bu durumda biz bir akıl verelim; Anadolu'da özal'ı "Great özal" diye karşılamasınlar, ele güne ayıp oluyor; "The king of the dams özal" dediler mi Süleyman Beye ayıp oluyor. En iyisi şöyle: Süper Başbakan özall.. Süper star, süper otomobil, süper çiklet, süper çamaşır tozu, süper çekiliş, süper emeklilik, süper vali, süper devtetin geçerli olduğu ülkede Başbakan neden süper olmasın? 12 Eyiül'den sonra sıkıyonetim güdümünde yapılan süper seçimle süperieşmedi mi özal? • Eskiler demişler ki: "Dünyada Van, ahrette imanl.." van'da Özal'ı karşılayan kalabalık arasında Amerikanca pankartı gören arkadaşımız Yalçın Doğan, "The king of the dams Özal" yazılı yaftanın sopasını tutan karayağız ve gür bıyıklı yurttaşa sokulup sormuş Bu tuttuğun pankartın anlamı ne? vallah bilmirem.. Kimden aldın? vermişterdir elime, bilmirem ben.. Bilmediğin seyi neden tutuyorsun? vallah bana söyliyler, ben tutirim... Cahil yurttaş değil mi? Haydi canım sen de!.. Van'ı bırak, Ankara'ya git, bu ülkenin ekonomisini yöneten koca kafalılardan birisiyle konuş, üç kadehten sonra sigortası attı mı itiraf edecektir: Vaşington'dan vermişlerdir elime, tutirim; vallah bana söyliyter, ben tutirim... Vermişler eline, tut bakalım. Sonuç Ancak bu yönsemedeki aksaklık her halde sosyoloji dersinin ortaöğretim programlarından sökîilüşünü başlatabilecek uygulamalan haklı gösteremez. Eğer toplumbilim, hele de fen ve matematik kollarında, sırf fen ve matematik derslerine daha çok zaman ayırabilmek için seçmeli hale getiriliyorsa, geleceğin yönetici ve seçkinlerini oluşturacak gençlerin insan ve toplum sorunlan üzerinde düşünmeleri gerekmediği ya da bu sorunları gelişigüzel edinilmiş bilgiler ve çözümlerle göğüsleyebilecekleri varsayıhyor demektir. Yok eğer, bu elemede sosyoloji dersi bilgilerinin öteki derslerde zaten azbuçuk verildiği düşüncesine dayanılıyorsa, o takdirde bu dersin kaldmlmasına değil, tersine yeni ve çağdaş bir düzenlemeye gereksinimi var demektir. Eğitim sistemimiz giderek tümüyle fen alanlanna uzman yetiştirmeye yönelmiştir. Siyasal sistemimiz ise, giderek kadrolarını bu alanların uzmanlanyla oluşturmaya. Özellikle hoşgörüsüz, tek boyutlu görüşlerin ağırlığının arttığı toplumsal bağlamlarda genç zihinleri fen ve matematik kalıplannın egemenliğine terk edebilecek uygulamalar, toplumun da seçkinlerinin de geleceği açısından herhalde dikkatle değerlendirilmesi gereken bir sorumluluktur. (1) Bu yazı 1315 Mayıs 1987 larihlerindeki TED V. Ögrctim Toplantısına sunulan "Ortaöğretim kurumlannda Sosyoloji Ögretimi" konulu bildiriden ozetlenmiştir. (2) Z.F. Fındıkoglu, "Bizdeki Sosyoloji Ögrelimi ve Ecnebi bim Adamlan", 196768 Ders Yılı Sosyoloji Konferanslan. s. 94. (3) N. Beries, Felsefe ve Toplumbilim Yazılan. Adam Yay., 1986, s. 140. (4) Bkz. 16.1.1986 gün ve 1 sayılı Talim Terbiye Kurulu karanyla kabul edilmis olan son sosyoloji ders programı. (5) H.Z. Ülken. Egicim Felsefesi. Milli Eğitim Basımevi, 1967, s. 232. Doç. Dr. MİNE TAN Ankara Üniversitesi Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu'nca geçen haziran ayında Gebze'de düzenlenen "Ders Programlan Semineri", ele aldığı çeşitli konular nedeniyle kamuoyunda geniş yankılar uyandırdı. Basından öğrendiğimize göre, Gebze toplantısı kararlan Talim Terbiye Kurulu'nca olgunlaştınlarak Bakan onayına sunulmaya haar hale getirilmiştir. Bunlar arasında sosyolojinin, liselerin fen ve matematik kollannda zorunlu ders olmaktan çıkarılması önerisinin de bulunduğunu duyuyoruz. Böylesi bir değişiklik olasılığı, "ortaöğretimi.mizde sosyoloji dersinin yeri ve anlamı nedir?" sorusunu gündeme getirmektedir. Çünkü beğensek de beğenmesek de sosyoloji dersi tıpkı karma eğitim gibi, tıpkı laik eğitim gibi cumhuriyetimizin eğitim geleneğinin özelliğidir. Ve gene cumhuriyet toplumunun dönüşümlerine koşut değişimler gösterir (1). 1924'te toplumbilimin ortaöğretim programlarına alınışınuı gerekçesi Lise Müfredat Programı Esbabı Mucibe Layihası'nda şöyle ifade edilmekteydi: "Programı düzenleyen kurul ikinci devre öğrencisinin toplumsal sorunlar üzerirde düşünmesini, onların birey üzerindeki etkilerinin bilinmesini ve evrim hakkında fıkir edinilmesini gerekli görmüştür. Daha önce dersler ayn ayrı okutularak hukuksal ve ekonomik sorunlann birbirleriyle ilişkisi gösterilmezken şimdi bunlann birer toplumsal kurum olmaları nedeniyle birbirlerine olan etkileri, özellikle gelişme evreleri, öğrenciye öğretilecek ve toplumun gelişimiyle birlikte bunlann da değişimi hakkında yeterli bilgi veriiecektir.'" 1935 lise programında ise dersin adı sosyoloji olmuş, amaçlarına ise "gençleri Türk devriminin amaç bildiği ideallerin fikri temellerini kavrayacak hale getirmek ve böylece Türk sosyetesinin gelişmesine yarayacak işler yapacak yurttaşlar yetiştirmek" de eklenmiştir. Bu program devletin dayandığı ilkeleri anlatmak ve benimsetmek açısından öğretmene etkin bir görev, aynı zamanda siyasal, tarihsel bilinçlendirme ve yurttaşlık bilgisi kazandırma görevi yüklemektedir. Ortaöğretimdeki sosyoloji derslerimizin 1930'ların ortasında kazandığı bu özellik değışen ölçü ve vurgulamalarla günümüze ulasmış bulunmaktadır (4). Dersin amacı İki yüz kadar yıl önce toplumbilimin ortaya çıkışı, toplumsal sorunlara geleneksel yaklaşımların yetersizleşmesi, nedensonuç ilişkilerine görgül pekiştirmelere dayanan, ama yanlışlanabilir önermelerle yaklaşılması sonucunda olmuştur. Şaşırtıcı bir birikime ulaşan ve daha da şaşırtıcı bir hızla ilerleyen toplumbilim alamnda geride kaldığımız doğrudur. Zaten bir lise dersinin amacı da olanakları da bu birikimi yansıtmaya yetmez. Bu dersin amacı olsa olsa öğrencide toplumsal olaylara bilimsel gözle bakabilmek, toplumbilimin öteki bakış açılarından farkh olduğunu somutlaştırabilmektir. Öğrenci bir kez buna alışırsa, daha sonraki yaşantısında ya da çalışmalannda kullanabileceği değerli bir araca kavuşmuş demektir. Ve toplumbilim, herhalde ahlaki telkinlerden, tercihlerden, değerlerden ayrı bir şeydir. Bütün bunlar toplumbilimsel araştırmalara konu edilebilir. Ama toplumbilimsel gerçekler olarak sunulamaz. Bugün, ortaöğretimdeki sosyoloji dersinin içeriği de yaklaşımı da öğrencinin tarih, T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük, din kültürü ve ahlak bilgisi, vatandaşlık bilgisi gibi derslerde ahştığı yaklaşıma ve yine bu derslerdeki ezbercilik ve bilgi aktarımına büyük benzerlik gösterir. Gökalp ve İçtimaiyat (Toplumbilim) 19101911 yülannda "Ziya Gökalp Selanik'teki İttihat ve Terakki Idadi'sinde İçtimaiyat Dersleri vermiş, Balkan Harbi sırasında lstanbul'a geldikten sonra Suitan Selim'de ıslah edilmiş bir medresede, arkası sıra da Edebiyat Fakültesi'nde İçtimaiyat tedrisatı yapmıştır" (2). 1924'te ise toplumbilimin gene Ziya Gökalp'in etkisiyle (3) ilk kez ve İçtimaiyat adıyla liselerle Muallim Mektep'leri programına alındığını görüyoruz. Yine bu etkinin biçimlendirdiği Durkheim'cı yönelişler toplumbilim öğretiminde uzun yıllar gücünü korumuştur. Programlardaki yeri Sosyoloji, 192486 arasındaki altmış iki yılda gerek fen, gerekse edebiyat kollarımn son sınıflannda kesintisiz ve hep iki saat okutulmuştur. Ancak, EVET/HAYIR OKT4Y AKBAL Anglof n ontinental FOR ENGLISH IN ENGLAND T.C. ANKARA 10. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ ESAS NO: 1986/535 KARAR NO: 1986/1007 Sanık: Rüştü Koçyiğit / YusufZeliha oğlu / 1948 D.lu / Ankara ili Keçiören ilçesi nüfusuna kayıtlı olup / halen Ulus Şehir Çarşısı N: 75 adresinde mukim. Suç: Gıda maddeleri nizamnamesine muhalefet. Suç tarihi: 20.1.1986 Sanığın Gıda Maddeleri Nizamnamesine muhalefet suçundan dolayı T.C.K'nın 395.402 /12 396 Mad. gereğince 1 yıl cürme vasıta kıldığı meslek ve sanatın tatiline ve takdiren YEDt GÜN iş yerinın kapatıhnasına hüküm özetinin kapatma süresi kadar göze çarpan bir yere asılmasına, karann kesinleşmesini muteakip hüküm özetinin Ankara'da tirajı 100.000 üzerinde bulunan bir gazetede derhal ilan ettirilnıesine 1.880 TL. mahkeme masraflanmn sanıktan tahsiline sanığın yüzüne karşı talebe uygun olarak Yargıtay yolu açık olmak üzere karar verildi. 29.12.1986. Basın: 26432 Ölümün Kıyısında Yaşarken... "Beni yaşamımla sorgula iki gözüm beni yüreğimle beni özümle bilimie anla beni felsefeyle anla beni tarihle anla beni ve iyıe ytugıla." ölümün eşiğindeki genç bir insan böyle seslenir işte! 'Beni yaşamırr sorgula' der. idam mahkumluğunu almıştır, Yargıtay bozmuştur, dava sürmektedir. Her an kötü bir haber gelebilir, her an cellatlar göreve çağnlabilir, 1957'de Adapazarı'nda başlamış bir yaşam her an sona erebilir. Otuz yaşında bir genç adam, son altı yılını türlü acılar içinde çırpınarak geçirmiş bir insan idam sehpasmda can verebilir... Hapislikle şairlik birbirine yakın mıdır? Kapatılmış kişi duyguyla, düşle, inançla düşüncelerini, hayallerini dizelerine döker. Çok şair, yazar yetişmiştir hapishanelerde, çok filozof, düşünür... Bir çeşit okuldur hapıshaneler, belki de üniversite. Ersin Ergün 1981 'de 'içeri düşmüş'. Ortadoğu'da, Siyo'da öğrenciymiş. 24 yaşında tanımış ilk kez cezaevterini. İlk gençliğin başlarında şiir severmiş, sonra şair olmuş 1984'ten sonra... 12 Eylül mahkumlanndan, tutuklulanndan, yani 12 Eytül'de yirmi yaş çizgisinde bulunanlardan şairler, yazariar çıkacaktı elbet. Yoğun yaşanan olayların ta içinde bulunanlar belirli bir zaman sonra bu yaşantıyı yazına aktaracaklardı. Ergün'ün Yeni Sesler Yayını'nda çıkan "Bir Avuç Şiir" adlı kitabının önsözünde de şöyle denilmekte: "Çatışmalı bir dönemin "suçlu'su olarak ilan edilen insanlar kendilerini şiirie savundular. Oidukça naif, belki çocukça, ama arınmış bütün aşağtlama ve iftiralar ve pişmanlık kampanyasına şiirie yanıt verdiler. Yann kendi romanlarryfa, Ğykü, oyun ve filmleriyle yanıtiayacaktar... Tarihin oluşumuna katkıda bulunanlaryazımına da katkıda bulunmak zorunda." Ersin gibi nice genç var cezaevlerinde... İdam istemiyle yargılananlar, kesin kararın Yargıtay'dan gelmesini bekleyenler... Yıllar geçer, insan değişir, yirmi yaşın delikanlısı bugün başka bir insandır. Ya degişmiştir görüşleri düşünceleri ya da daha derinleşmiş, yoğunlaşmıştır. Kimileri rastlantı ile bu işlere kanşmışlardır kimileri bir coşku sonucudur suçlu sayılmışlardır kimileri de gerçek bir demokratik ortamda düşünce savaşı veremedikleri için ters yollara sapmışlardır. Ama ortak nitelikleri on sekizle yirmi yaş arasında oluşlarıdır ya lise son sınıfta ya da yüksek öğrenimin birinci ikinci yıllannda... Bir yaşam kestik ömrümüzden • pusulara • darağaçlanna kanlı dağbaşlanna kurşunlar bekJedi yolumuzu sokaklarda duvar diplerinde sinsi kaç dağda kaç yayla kışında • kaç dere kuytusunda yaylım ateşi bir ölüm kaç kez en derin uykuların saatinde yaşamaya aç ve korkusuz darağaçlarında onurumuzla ökiük ve kaç kez yangından kaçırılır gibi • götürülüp sessizce mezara gömüldük." Ersin Ergün'ün şiir yazmaya hapiste başJadığını sanmıyorum. Şiir nasıl söylenir biliyor, şiiri seyiyor. Nazım Hikmet'i seviyor. Hasan Hüseyin'i, Ahmet Arif'i... içerdeyken vakit bulmuş yazmaya... Belli ki 'dışarda' epey coşkulu olayların içinde yaşamış. Belki de küçümsemiştir dizelerle duygularını anlatmayı... Ama genç bir insan altı yıl kapatılınca, üstelik bir idam hükmü de yerse, kendine, çevresıne, geleceğe seslenmek, kendi evreninden bir şeyler bırakmak özlemini duyar Şimdi hapishaneleri dolduran nice genç insan var. Zaman zaman mektuplar gönderirler, yazdıkları şiirleri, düzyazılan. Hepsini yanıtlamak ya da yazdıklarından söz etmek olası değildir. Üstelik çoğu bir sesli çığlıktır, bir acının büyütülmesi s o mutlastırılmasıdır... Her duygusal sesleniş, şiir olmaz. Kendine, çevresine bir mektuptur ancak!.. Ne var ki Ersin Ergün'ün şiirleri öylelerinden değil. Şiirini sürdüreceğini sanırım. "ölümün kıyısında yaşamak bana tabut bana mezar bana toprak bana hoca dua istemez biraz şafak getirin bana" diyen Ersin Ergün'ün en kısa sürede özgürlüğüne kavuşmasını dileyerek... THE ANGLOCONTINENTAL SCHOOLS Dünyanın bir numaralı Bağımsız İngiliz Dili Okulları Birliği LONDRA ve BOURNEMOUTH OKULLARINDA ' ' ' ! Onbeş yaşından büyükler için; yıl boyunca. her iki haftada bir başlayan. istege bağlı olarak 250 hafta süreli, haftada 20, 25 veya 30 saatlik YOĞUN INTENSIVE COURSES ingiliz dilini kısa sürede öğrenmek durumunda olan iş adamlan ve meslek sahipleri için, tek kişilik veya firma grubu olarak kendi konularında (bir ay önceden haber vermek koşuluyla) 4 haftalık ÖZEL SPECIALISED COURSES Kısıtlı zamanları olanlar için. bir ögrencıyebir ilâ üç öğretmenin tahsis edildiği 25 hafta, haftada 3040 saatlik ÖZEL DERSLER INDMDUAL PROGRAMMES Amenkan üniversiteleri ingilizce yeterlilık sınavları (TOEFL) ile Cambrıdge ve Oxford Üniversitelerine hazırlama kursları PROFICIENCY COURSES Yetişkinler için, dil öğrenimini spor ve tatille bir arada sunan 26 hafta, haftada 15 saatlik VACATION PROGRAMMES 812, 1315, 1518 yaş grupları için, haftada 20 saatlik ders programı ile 26 haftalık HOLIDAY COURSES Anglo Continental Okullar Birliği'ne bağlı İngiliz aileler yanında, tam pansiyon konaklama Londra'nın Heathrow Havalimanından karşılama BAŞSAĞLIĞI Uzun yıllar birlikte çahştığımız arkadaşımız ANKARA 9. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİCİNDEN Dosya No: 1985/697 Karar No: 1987/49 Teblig olunacak: NEDİME AYDOGAN, îçaydınlık Evler Çetin Sokak No: 46 Ankara. Davacı Erşahin Otomotiv Sanayi ve Tic Vekili Av. Simih Güner tarafından Nihat Erşahin ve Nedime Aydoğan aleyhine mahkememize açılan muarazamn men'i ve satış işleminin iptali davası sonunda mahkememizden tesis edilen 17.2.1987 günlü karar uyannca 06 HF 038 plaka sayılı davacı şirkete ait kamyon üzerindeki davalılann yaratmış olduklan muarazamn önlenmesine, 6.5.1985 tarih 38250 yövmiye numaralı Ankara 12. Noterliği'nce düzenlenen satış senedinin iptaline, anılan satış sözleşmesinin feshine, 60.000 TL harcın, 140.000 TL ücreti vekaleti, 44.310 TL yargılama giderinin davalılardan alınmasına karar verilmekle. İş bu ilanın yayımından itibaren geçecek 15 günlük süre sonunda işleyecek 15 gün içersinde davalı Nedime Aydoğan 'ın karar hakkında yasal yollara başvurmasına, verilen süre içersinde yasal yollara başvurmadığı takdirde karann davacı yaranna kesinleşeceği tebligat yerine geçerli olmak üzere ilanen duyurulur. Basın :26421 NURTEN BİLBAY'ı yitirdik. Kederli ailesine başsağlığı diler acılannı paylaşınz. ARSOY VE YİĞİT AİLELERİ , SELDA BAGCAN Söylüyor Bilgi ve kayıt için başvuru adres ve teletonlan ACEG Türkiye Danışma Bürosu, Koca Mansur Sok. llter Apt. 45/2 Ş/ş/ı Istanbul. Telefon: U1 56 95 131 24 93 THE ANGLOCONTINENTAL SCHOOLS, British Council, Association of Recognized Englısh Language Schools, (ARELS) ve Federation of English Language Course Organizations (FELCO) tarafından tanınmıştır. YÜRÜYORLJM DİKENLERİN ÜSTÜNDE Bu Kaseti Aldınız mı? Studyo: Değişim ' Sezer Bağcan Tonmeisterler: Yılmaz Karayalım, Mete Akkuş HAM CEVHER ÜRETİMİ YAPTIRILACAKTIR 1. Şirketimizin Kütahya ili hudutlan dahilinde bulunan Beşçam açık manyezit işletmesinde + "/o 30 töleranslı 55.000 m' dekapaj, 30.000 ton ham cevher üretimi ve üretilen ham cevherin fabrika stok sahamıza nakli işi, şartnamelerimizde belirtilen hükümler dahilinde kapalı zarf usulü teklif alınmak suretiyle ihale edilecektir. 2. Konuya ilişkin şartnameler, Eskişehir Karayolu 9. Km. (Tel: 1297512976 Tlx: 35261 myztr. P.K. 134/KÜTAHYA) adresindeki Genel Müdürlüğümüz Satınalma Servisi'nden 10.000.TL. bedelle temin edilebilir. 3. İsteklilerin istenen belge ve teklif mektuplannı en geç 19.8.1987 günü saat 14.00'e kadar yukarıdaki adreste bulanan Genel Müdürlüğümüzün Muhaberat Servisi'nde bulundurmalan şart olup, postada vaki olacak gecikmeler nazarı dikkate alınmayacaktır. 4. Şirketimiz bir İktisadi Devlet Teşekkülü olan Türkiye Çimento ve Toprak Sanayii T.A.Ş.'nin bağlı ortaklığı olup, 2886 sayılı kanuna tabi olmadığından ihaleyi yapıp yapmamakta veya işi dilediğine vermekte serbesttir. ÇtTOSAN KÜMAŞ KÜTAHYA MANYEZİT tŞLETMELERİ A.Ş. GENEL MÜDLRLÜCÜ Basın: 26845 Keban Barajı Gelir Onaklıgı Senetleri ve KebanOymapmar Barajlan Gelir Ortaklığı Senetlerinin gelir payı ödemelerinin başlayacağına dair ilan metni; 2983 Sayılı Tasarruflann Teşviki ve Kamu Yatınmlannın Hızlandınlması Hakkında Kanunun verdiği yetkiye istinaden Başbakanlık Toplu Konut ve Kamu Ortakügı ldaresi Başkanlığı tarafından ihraç edilen Keban Barajı Gelir Ortaklığı Senetlerinin besinri dönem, Keban ve Oymapınar Barajlan Gelir Ortaklığı Senetlerinin dördüncü dönem gelir payı öderaelerine 13 Ağustos 1987 Perşembe gününden itibaren başlanacak. KebaN Barajı A ve B tertibi Gelir Ortaklığı Senetlerinin beşinci altı aylık gelir paylarının ödenmesine 13 Ağustos 1987 tarihinden itibaren Türkiye İş Bankası'nın bütün şubelerinde başlanacak olup, A tertibi senet hamillerine 8.640.150.00a lira, B tertibi senet hamillerine 7.888.816.OO0 lira olmak uzere toplam I6.528.966.000rlira gelir payı ödenecektir. Buna göre "a" tertibi senet hamilleri net yüzde 43.201, "B" tertibi senet hamilleri ise net yüzde 39.444 oranında gelir payı almakta olup, bir önceki altı aylık dönemde dağıtılan gelir paylan ile birlikte Keban Barajı Gelir Ortaklığı Senetlerine ödenen net gelir payları "A" tertibi senetler için yüzde 82.67'e "B" tertibi senetler için yüzde 75.48'e ulaşmaktadır. Keban Barajı Gelir Ortaklığı Senetlerinin beşinci altı aylık döneme ait gelir paylarımn senet tertip ve kupürlerine göre miktarları aşağıdaki gibidir. Ödenecek Gelir Payı Kupürii A Tertibi B Tertibi Miktan «Vsi Miktmn 50.000^ 43.201 39.444 21.600 19.722 100.000^ 43.201 43.201 39.444 39.444 500.000^ 43.201 216.005 39.444 197.221 1.000.000^43.201 432.010 39.444 394.444 Keban ve Oymapınar Barajlan Gelir Ortakhğı Senetlerinin seri numaralannın son rakamı tek olanlann gelir payı ödemesine Türkiye İş Bankası'nın bütün şubelerinde ve seri numaralannın sonrakamıçift olanlann ödemesine ise T.C. Ziraat Bankası'nın bütün şubelerinde 13 Ağustos 1987 tarihinden itibaren başlanacak olup, A tertibi senet hamillerine 19.956.000.000 lira, B tertibi senet hamillerine 5.424.812.000; lira, C tertibi senet hamillerine de 5.134.175.000 lira olmak üzere toplam 30.514.987.0O& lira gelir payı ödenecektir. Buna göre A tertibi senet hamilleri net yüzde 33.260, B tertibi senet hamilleri net yüzde 27.124 ve C tertibi senet hamilleri ise net yüzde 25.671 oranında gelir payı almakta olup, bir önceki altı aylık dönemde dağıtılan gelir payları ile birlikte KebanOymapınar Barajı Gelir Ortaklığı Senetlerine ödenen net gelir paylan "A" tertibi senetler için yüzde 59.84'e "B" tertibi senetler için yüzde 48.80'e , "C" tertibi senetler için yüzde 46.19*a ulaşmaktadır. Keban ve Oymapınar Barajlan Gelir Ortaklığı Senetlerinin dördüncü altı aylık döneme ait gelir paylarının senet tertip ve kupürlerine göre miktarları aşağıdaki gibidir. Ödenecek Gelir Payı Kupürii A Tertibi B Tertibi C Tertibi % Miktan Vsi MlkUn •Vsi Miktan 50.000^ 33.26 16.630 27.124 13.562 25.671 12.835 lOO.OOOr33.26 33.260 27.124 27.124 25.671 25.671 500.000 33.26 166.300 27.124 135.620 25.671 128.357 1.000.000^ 33.26 332.600 27.124 271.246 25.671 256.715 llgililere duyurulur. TOPLU KONUT VE KAMU ORTAKLIĞI İDARESİ BAŞKANLIĞINDAN club ALANYA İncekum'da tatil ayrıcalıktır. hotel incekum MİMAR Çevresel ölçekten detay ölçeğine değişik proje konularında üstün tasarım yeteneği ve belirli büro deneyimi olan, projenin şantiye düzeyinde kontrolünü yapacak, imaiat bilgisi olan mimarlar aranıyor Tel: 140 64 60 141 59 25 Bayanlar çocuk bakarak ingilizce öğrenmeyi, ancak AuPairlik yaparak gerçekleştirebilirsiniz. 158 53 42 îngiltere'de AuPairlik organizasyonu bizim işimizdir. Derin Limited Şirketi/lstanbul 158 53 42 1727 yaşlarında bayanlar Îngiltere'de çocuğa bak karşılığında İngilizce öğren. 158 53 42 MF.RKRZ BÜRO: Ziya Cötelp Blv. Soysal Sitesi Işhuıı, Kat 4, No. 4O44O9, Kızıla>ANK AR A, Tel:' I3I18I91316969, Tlx: 46945 tia tr. i R h V i r ü R 143 30 *WI43 3(1 >JI 145 18 26 149 35 62 149 49 06 İŞLETME: Club Hotel İncekum. Avsallar KöyüALANYA Tel: 3217/H49IDO7, J\% 56(.()S ınkm t r . Jsıanbııl Irıibaı Burosıı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle