19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
/ NtSAN 1987 • • • CUMHURİYET/13 AIDS'e karşı posterler Son yıllarda dünyanuzı saran AIDS korkusu Japonya'da da gündemde. Japon Tıp Derneği, AIDS'in Japonya'da hızla yayılmasının önüne geçmek üzere hastalıktan nasıl korunulacağına ilişkin bilgiler içeren dev posterler hazırlattı. Barış Derneği Davası İstanbul Haber Servisi İstanbul 2 Numaralı Askeri Mahkemesi'nde görülen 71 sanıklı Barış Derneği Davası'na devam edildi. Davanın dünkü oturumunda 220 sayfalık savunmasmı okumaya devam etrnesi bekienen avukat Çetin Özek bundan sonra yazıii metni okumayacağını, gelecek oturumda mahkemeye vereceğini belirtti. Özek, "Mahkeme heyetine yazılı olarak vereceğim savunmamın titizlikle incetenecegini biliyornm" dedi. Kokteyl hazırlama rekoru Fransa'nın şaraplarıyla ünlü Bordeaux kentinde barmen Jachy Vignal, 8 saat 40 dakikada tam 2017 kokteyl hazırlayarak bir rekor kırdı. Barmenin rekorununGuinness Dünya Rekorlar Kitabı'na alınacağı bildirildi. (Fotoğraf: REUTER) İki idam dosyası daha TBMM'de ANKARA (a.a.) Necdet Sözbir ve Mehraet Ör hakkındaki ölüm cezalarının yerine getiriimesine ilişkin Başbakanlık tezkereieri TBMM BaşkanhğTna sunuidu. Böyfece Adalet Komisyonu'nda bekleyen idam hiikümlüsü sayısı I04'e yükseidi. TBMM Başkanhğı, Necdet Sözbir ve Mehmet Ör hakkındaki ölürn cezalannın yerine getirilmesi hakkındaki Başbakanlık tezkerelerini. Adakt Komisyonu'na sevketti. 9 kişi açlık grevinde tstanbul Haber Servisi Cezaevinden tahliye edildikten sonra da baskıların sürmesini protesto etmek amacıyla " 3 günlük açlık grevi" yapan 9 kişi dün Sultanahmet Parkı'nda eylemlerini sürdürdüler. Dün saat 09.00 ile 17.00 arasında açlık grevleriniSultanahmet Parkı'nda sürdüren 9 kişiyi aileleri, arkadaşları ziyaret etti. (Fotoğraf: DENÎZ TEZTEL) HABERLERİN DEVAMI Hora ve Bilim çalışmayı sürdürüyor 1HTA 'nm Hora gemisinden sonra ODTÜ'nün Bilim adlı araştırma gemisi de Çanakkale'ye geldi. Haber Merkezi MTA'nm "Hora" ve ODTÜ'nün"BUim" gemileri Ege ve Marmara'daki araştırmalannı sürdürüyor. Onceki gün kötü hava koşullan nedeniyle çalışmalanna ara veren "Hora" dün sabah yeniden denize açıldı ve Gökçeada'nın güneyinde karasulanmız içindeki sismik araştırmalanna devam etti. Izmir limanından onceki gün Ege"ye açılan "Bilim"de dün Çanakkale'ye geldi ve Boğaz'da deniz kirliliğine ilişkin araştırmalar yaptıktan sonra Marmara'ya girdi.Çanakkale'de bulunan arkadaşımız Erfaan Akyıidız'ın telsizle görüştüğü "Bilim"in kaptanı Erdinç Tezer, Ayvalık açıklannda bir Yunan muhribinin kendilerini izlediğini, ancak taciz etmediğini söyledi. Kaptan Tezer, petrol kırliliği konusundaki araştırmaların Marmara'dan sonra Karadeniz'de de yapılacağını bildirdi. Özal: SHP aşırı solu (Baştarafı 1. Sayfada) zenlenen 1 numaralı ANAP üyelik kartı kıirsüde sunuidu. özal da 1500 lira karşılığında tüm üyelere dağıtılacak kimliklerden iyi para kazanılacağını söyledi ve uye sayısının 1 milyon 200 bini geçtığini anımsattı. AMELtYAT NEDENİ Özal saat 11.00'de başlayan konuşmasında öncelikle sağlık durumunu anlattı. Ameliyat olacağını grup toplantısında bissettirdiğini ifade eden Özal göğıis kafesinin tamamen kesildiğini anlatırken tüm milletvekilleri buyiık bir sessizlik içerisinde genel başkanlarını dinlediler. özal ameliyat sonrasında doktora "üzerimden kamyon geçmiş gibi" dediğini anlattı Bunun üzerine doktor DeBakey'in yardımcısırun da söze kanşarak "Benim adım Lorry. (TIR anlamında) ben üzerinizden geçtim" diye espri yaptığını aktararak salondaki iızünlulu havayı dağıttı. Sağlık Bakaru'nın ABD'deki uygulamalan görmesi gerektiğini belirten ÖzaJ'a bir mületvekili "Haydi bakana ABD seyahali çıktı" diye seslendi. Özal konuşmasında daha sonra şu noktalara değindi: "• Ingiltere'de Ege krizinin tam ortasına düştüm. Atina bizden daha ileri bir basın merkezi. Bir de bizimkilerden daha iyi biliyorlar bu işi. Eğer Londra basın merkezi olmasaydı tansiyonu aşağı çekmek, hem de olayı lehimize çevirmek mümkün olamazdı. Ankara, tstanbul ve Izmır'de video konferans sistemini kurmak, odalar yapmak lazım. Böylece dünyanın herhangi bir yerindeki ajansa buradan beyanat verilebi"Bilim" araştırma gemisi Çanakkale Boğazı'nda. lir. Fazla para da değil bu iş. • ANAP artık yerleşmiş bir partidır. 1988 seçimlerinde daha yapacaklanmız bitmedi deyince millet bize (Baştarafı 1. Sayfada) bilemez hale geliyormuş." bir beş sene daha verecek. Hem de Oysa özal, siyasal gerginliğin lkinci önemli özveri tarihi, 16 büyük farkla verecek. 251'den daha artmasına yanlı olmadığım vurgu Haziran 1986, kimseciklere söyle fazla milletvekilı ile döneceğiz. lar durur. Ama ameliyattan sonra memiş, bu tarihte ameliyat olacak TKP VE DEVSOL ÖRNEĞ1 katıldığı ilk iktidar grubu toplan• Bazen gülmek yerine ağlamamız mış. Ama şu köhneleşmiş muhalazım. Rabıta diye bir meseleyi ortatısında muhalefeti, yurtdışındaki lefet var ya, yurt düzeyinde tutturya atıp, Cumhurbaşkanı'mn ve bekimi kampanyalarm bir uzantısı muş bir ara seçim türkusu. özal, nim istifamı isüyorlar. lngiltere'de de gibi gösıerme hastalığından neden sağlığt bir yana seçim alanlanna otelin önünde bir grup TKP, De\ Sol atıvermiş kendini, "biliyorsunuz se kendini kurtaramadı. ya da Sol Birlik mi diyorlar ne, yağağır bir çahşma" geçirmiş. AmeKö'hne olmayan metotlarsa, tiç mur altında titreyerek (Evrenözal liyatı ertelemesinın nedeni, kuşku büyük kentte dünya TV'lerine isikilisi istifa etmelidir) pankartı taşıyok, devleti ve tabıi partiyi bıraktediğı zaman çıkmasım sağlayacak yorlar. Aynı şey. Bakın nereden nemamaktan doğan ustün görev aşstudyoların kurulmasına karar reye. 85'de gittiğimizde de aynı panvermesi. Bu gereksınmeyi Londra kı. kartı taşıyorlardı. Bakıyorum muhada "Ege krizini yaşayıp lehimize Görev aşkı öylesine kökleşmiş ki lefet bunlan iyi takip ediyor, bunlarçevirdiği sırada " duymuş, öyle di Özal'da, 1988'de ulusumuza yap dan örnek alıyor. yor Saym Başbakammız Tabıi in ııklarını anlatacak, gelışmiş on ul• Meclis, Ramazan Bayramı önceke arasına girebilmemiz için "beş sanın akhna Ege krizinin birden sinde tatil edilebilir. Ama çıkanlması yıl daha " destek ısıeyecek. Ulusu gereken yasalar var. Meclise devamı nasıl mayna ettiğini araşlıran sosağlayıp hızla çahşmamız lazım. rular geliyor. Acaba haberler doğ muz bu anlatımlardan sonra "beş yıl daha" 1988'e kadar yapılanla• Örada bombardımanın dışına çıru mw Özal "büyük ağabeyinden" gelen bir mesajdan sonra mı hare n sürdurmesinı Özal'dan esirgeme kıp duşunme fırsatı buldum. Duşünkete geçti, yoksa ABD Büyukelçi yecek. si Hupe'un Yunanistan'ın altı Başbakan bu vurgulamayı da ozenle yaptı grup toplantısında. mıl içinde kalacağını, aynı özve"Bir kalbin öyküsü" bu motiflerriyı Türkiye'nin de yapmasım (Baştarafı 1. Sayfada) le sürdü gitti dakikalar boyu. içeren önerisiyle mi sonuç aldıDuruşmada ilk olarak DGM ğını bugün değilse yarın öğreKısacası Başbakan özal, iç siya Savcılığı'nca hazırlanan 60 saysa açısından sağlıksız işaretler veneceğiz. falık iddianame okundu. İddiaren bir konuşma yaptı. Başbakan özal, dün olgun ve namede, GAP ile Suriye'nin su ANAP memnun. "Köhneleşmiş dolgun bir öykü yazarı gibiydi. olanağından yoksun kalacağı, muhalefet" değilmiş, ne gam.'. "Bir kalbin öyküsünü " dakikalar Suriye'nin zaranna olan bu duYeni sloganımız: Hepimiz içiboyu bylesine guzel anlattı ki, rumun önlenmesi için Atatürk mizden birı için... ANAP grubu hayranhk duyan inBarajı, Urfa Tuneli ve Keban sanlara özgü bakışlarla Özal'ın ağBarajı gibi tesislere sabotaj yazına bakıyordu. pılmasının planlandığı one sürülDoğrusu, bir yerde yüreğimiz dü. İddianamede. "İslami sızladı. Bir insanın gö'rev aşkına, (Baştarafı 1. Sayfada) Cihad Örgütü'nün İran Ticaret devlet uğruna sağltğmı beşpara etlarda bulundu. Mümessilliği'ndeki adamları mez bir mal gibi nasıl harcadığmı marifetiyle Türkiye'de AleviÖzal'dan dinledik. Petrolîş'in "açlığa dur deSunni ayrımının yoğun olduğu 1980'den önce borç erteletir, ta mek, haksızlığa yeter demek ve şehirlerde Alevileri Siinnilere ze para ararken görev uğruna o baskılara son vermek için" Kodenlı kendını denetleyemez durukarşı giiçlendirip, Aleyilerin giicaeli, İstanbul, Adana ve İzmirma girmiş ki Özal, günün bihnde de miting ve yuruyüşlerle kapalı cünden Türkiye'de İslam devribir de bakmış 92 kilodan 107 ki salon toplantıları yapma kararı mi konusunda yararlanılmak isloya çıkıvermış. Sağlığının bozultenildiği. Sıvas, Kars, Iğdır, Eraldığını açıklayan Selvi, bu koduğunu gösteren ilk işaretieri bu zurum gibi şehirlerde bulunan nuda hazırbklann sürdüriildüğukılo artışıyla keşfettiğini söyleyen Alevilere para yardımı yapılması nu bildirdi. Cevdet Selvi, daha Özal'a gore, "İnsan böyle acıma sonra da Kemerburgaz'da kurudüşünüldüğü sanık anlatımlannsız çalışma günlerinde ne yediğini lu 36 işçinın çalıştığı Organık dan anlaşıldı" denildi. Daha sonra sanık sorgularına geçildi. Kimya AŞ'deki grevi başlattı. Amerin, emniyette kendisine 17 Kiplas Işveren Sendikası, gün süreyle işkence yapıldığını, ru olur" diye konuştu. sonunda "elektriğe yenik SHP Genel Başkanı Inönü, laik Petrolİş'in grev uygulamasına liğe aykırı davranışlar ile ilgili tartış başladığı işyerlerini de kapsamak düşerek" suçlamaları kabul etüzere grev kararı almış olduğu 67 malara ve Cumhurbaşkanı Evren'in tiğini söyledi. 4 kez ölümle yüz bu konudaki açıklamalanna da de işyeri ve 11 bin işçiyi kapsayan loyuze geldiğini, polisin doktor geğinerek, "Yunanistan ile çok önemli kavt kararını uygulamadı. Yasa tirdiğini one süren Amerin, Sabir anlaşmazlığın çozume baglanma gereği dün uygulanması gereken ti'nin öldürüldüğü gün bir Ürsının beklendigi aşamada iç polilika karar uygulamaya sokulmuş oldünlünün cenaze işleriyle uğraşda bir tartışmaya ginnek islemesa idi, grevdeki işçilerden başka diklerini" söyledi. Cumhurbaşkanı'nm laikliğin ko işverenin çalıştırdığı idari personel ya da greve katılmayacak işrunnıası konusundaki tutumu ile SHP'nin tutumunun birbirine uyma çileri de kapsamak üzere tum ça(Baştarafı I. Sayfada) bşanların iş>'erinden çıkanlmaJadığını kaydeden Inonu, "Biz de o> süren gorüşmeden sonrajconutunçıkış kaybedeceğiz diye laiklik Ukesinden rı, hiç kimsenin çalıştınlmaması kapısında gazetecilerın sorulaodün verirsek, o zaman Türkiye kave grev gözcüleri yanında lokavt rını yanıtlayan İnonü, Özal'ın ranlıga gomulür" dedi. Inonü, laikgözcülerinin görev alması gereYunanistan ile sorunların çözümü likten sapmalara ornek verirken de. kiyordu. Ayrıca Petrolİş'in heiçin aldıkları onlemleri anlatuğmı ifaAnkara Anadolu Lisesi'nde oğrencinüz grev uygulamasına geçmedide etti. Inonu, "Sayın Özal konuyu lere Darwin teorisınin mi, yaradılış ği 10 işyerinde gre\ öncesi lokavt Meclise getirmek için olgunlaşmasıteorisinin mi doğru olduğunun soruluygulaması ile üretim duracak, nı bekledigini ifade etti. Ben kaygıduğunu, yaradılış teorisi yanıtını vsişçiler dışarı çıkanlacaktı. lanmızı, kuşkulanmıa anJaltım. Yurenlerin yuksek not aldığını anlattı. nan hukumetinin dunya kamuoyunu Başbakan özal'ın dün sab )h yapıÖğleden sonra yapılan ber fırsatta yanıltıp Ege'deki haklalan grup toplantısında SHP'nin TKP toplantıda da lokavt uygulamanmızı elimizden alma politikası yiigibi örgıitlerden örnek aldığını söysından vazgeçilmesi kararı alınniltugünü soyledim. Bu defa da aylediğinin anımsatılması uzerine Inödı. Boylece işveren sendika^ımn nı oyuna gelmemek için çok dikkal nu şunlan söyledi: etmek gerektiğini soyledim" biçimınsuresi içinde uygulamadığı için "Bizi karalamaya çalışıyor. Aslınde konuştu. lokavt hakkı düşmüş oldu. Kipda ANAP'ı karalayan şey yolsuzluklas Başkanı Refik Baydı; iokavtı lar ve halkın temel sorunlanna çare Inonu, siyasi yasakların kaldınluygulamamalannı şu cumlelerle bulamamasıdır. Bunlan bir larafa bıması konusunda Başbakanda heraçıkladı: rakıp ana muhalefeı partisinin yasa hangi bir tavır değişikliği gozlemedidışı eyiem yapanlarla aynı düzeyde ğini kaydederek, "175. maddenin de"Memleketin içinde bulundugostermek yakışıkşız bir benzetmegişmesi ilirazımızı sordu, ben de tekğu şartlar, işcimizin ve personedir. Bunlar Sayın Özal'ın Turkiye'yc rar anlaltım. Geçici 4. maddenin kallin yuva dışına itilmesi bizi de dÖDdüğünu ifade ediyor. Sayın Özal dınlması gerektiğini ve 175. madde burada yokken bu suzler soylenmiüzecegi için lokavt kararından onerisinin bahane olduğunu yordu, şimdi soylenmeye başlandı." vazgeçiyoruz." anlattım" dedi. düklerimi peyderpey arkadaşlanma intikal ettireceğim. Köy hizmetlerine ağırlık vereceğiz. (milletvekilleri alkışlarken Kırşehir Milletvekili Mehmet Budak da 'O genel mudurle mi yapacaksınız?' diye sinirle bağırdı) • Bakınız Güneydoğu'da eşkıyayla uğraşıyoruz. Masum insanları öldürüyorlar. Yann oradan sıkıyönetimi kaldıracağız. Ama aynı şekilde mucadeleye devam edilecektir. Kanunlara riayet etmek lazım. TÜRKİŞ VE GREVLER • Memlekette grev olur. Hiç bir grevi de ertelemedik. Grev ertdenmesini isteyen işveren sıkışınca değil elektrikte olduğu gibi uçuncü şahıslara tesir edince başvururuz. Gübrede buyursun grev yapsınJar. Çekinmeden ithal ederim. Grev haktır. İşveren sıkıntıya düşürse oturur anlaşır, ama hiçbir şekilde meselenin zorbahkla halledilmemesi lazım. Bu memleketi düşunurek anormal isteklerde bulunmamak lazım. Başbakan Özal doktorlann önerılen uyannca nisan ayı süresince gunde dört saat çalışacağını, mayıs ayında da günde altı saat çalışabileceğini, ANAP MKYK Başbanhk Divanı ve Meclis grup toplantılanna kısa olmak kaydıyla katılabileceğini ifade etti. Başbakan Ozal ANAP Başkanlık Divanı üyelenyle görüşmesinden sonra da bir gazetecinin "SHP Genel Başkanı sizin 'SHP, TKP'den taktik alıyor' sözlerinize lepki gösterdi" sözleri üzerine ise Özal, şunlan söyledi: "Rabıta konusunda birtakım yanlışlıklar yaptüar. Duzeltemiyorlar. Rabıta için bu sefer de Uğur Mumcu peşine takılıp gittiler. Eski metotlaria muhalefet yapıyorlar." biçimınde konuştu. Özal, muhalefetin izlediğı taktiğin 194050 yıllannda geçerli olduğunu ve artık geçerliliğini yitirdiğini belirtti. ÖZAL DÜN DE ÇALIŞTI Başbakan Turgut özal, çalışmalannı dun de surdürdü. özal, TBMM Grup toplantısından sonra ANAP yöneticileriyle Mecliste görüştü, daha sonra Başbakanlık konutunda öğle yemeğı yedi ve saat 14.30'a kadar uyudu. Özal'ın uyuduğu saatlerde bankerzedelerden bir grup Özal'la görüşmek istedi, ancak bir buket bırakıp görüşemeden döndüler. Öğleden sonra SHP Genel Başkanı Erdal Inönü ile göruşen Özal'ı, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Necdet öztorun ziyaret ederek "geçmiş olsun" dedi. Başbakan özal, Pakıstan parlamento heyeti ile Suudi Arabistan Büyukelçisi'ni kabul ettikten sonra akşam üzeri partisinin başkanlık divanı üyelenyle görüştü ve çalışmalar hakkında bilgi aldı. Ecevit: AET veya ABD (Baştarafı 1. Sayfada) çıkarlarından vazgeçmesinin mümkun olmadığına değindi. Ecevit, Papandreu'nun tutumunda resmi kaynaklı herhangi bir değişiklik belirtısi bulunmadığını da bildirdi. Ecevit'e yöneltüğimiz sorular ve yarutlan şöyle: " Başbakan Özal, Türkiye'nin bugtine dek reddelmiş olduğu Lahey Adalet Divanı'na gidilmesinden 'ihtimal' olarak söz etti. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? ECEVtT Eğer Ege konusunda Yunanistan ile özlü ve anlamlı goruşmeler yapılmadan ve hakça bir çozüm olanağı uzerinde iki devletin tavn birbirine yakınlaşmadan, Türkiye, Uluslararası Adalet Divanı'na gitmeyi kabul etme eğilimi içine girerse, bu, çok önemli bir tutum değişikliğidir; ve giderilmesi olanaksız sakıncalar doğurabilir. Bir Başbakan, bu konuda Türkiye'ye dönüşünden bir gün sonra, ayağının tozuyla kendi başına karar verip politika değişikliği yapamaz. Peki efendim, naiil bir yol izlenmeli sizce? ECEVfT Konu kamuoyu önünde derinliğine tartışümalıdır; Büyük Millet Meclisi'nde görüşülmelidir; Bakanlar Kurulu'nda görüşülmelidir; Milli Guvenlik Kurulu'nda görüşülmelidir. Yasamsal bir devlet politikasında ciddi bir değişiklik ancak böyle bir süreç içinde kararlaştınlabilir. Milli Guvenlik Kurulu'nda da göriişülmeli dediniz.. ECEVtT Ben Milli Guvenlik Kurulu'nun her konuyu ele almasına karşıyım; fakat Ege sorunu, kesin olarak Milli Guvenlik Kurulu'nda aynntdan ile ele almması gereken bir konudur. Nitekim. benim Başbakan olduğum dönemlerde, Ege ile ilgili ulusal politikamızın oluşmasına Milli Guvenlik Kurulu'nun her aşamada somut katkıları olmuştur. Sizce Sayın Başbakan çok aceleci bir tutum mu sergiliyor? ECEVtT Başbakanın uzun bir aynlık sonunda, Turkiye'ye dönüşünden beri ne Bakanlar Kurulu, ne Milli Guvenlik Kurulu toplantısı yapılmıştır. Üstelik Cumhurbaşkanı da yurt dışındadır. Uluslararası Adalet Divanı konusunda bir tutum değişikhğıne bu koşullar altında gidilemez. Bu son gelişmelerde gözardı edilen nokta var mı? ECEVtT Beni kaygılandıran başka bazı olasılıklar da var. Türkiye, Ege sorununu yıllarca unutup uyuttuktan, Yunanistan'ın kendi karasuları dışında petrol aramasına ve hatta belki de bulmasına yıllarca göz yumduktan sonra, 1987 martında, birdenbire konuyu gündeme getirdi. Tam bu sırada Türkiye'nin gündemindeki iki başka sorun daha vardı: Biri, Amerikan yardımında yuzde 4O'ı bulan kısıntılar... Öburü de Türkiye'nin Avrupa Topluluğu'na tam uyelık başvurusu. Bu konudaki degerlendirmeniz nedir? ECEVtT Bu durumda şu kaygılan duyuyorum; Amerika Birleşik Devletleri, Turkiye'ye "Eğer Ege sorunu uzerinde fazla dunnazsanız, veya Yunanistan'ın dogrudan doğnıya konuyu Adalet Divanı'na göturme istegine uyarsanız, yardımı arturabiliriz' vaadinde bulunabilir. Aynı şekilde Avrupa Topluluğu Türkiye'ye, 'Eğer Ege konusunda 7 yıldır izlediğiniz pasif tutumu, zeytin dalı politikanızı sürduriıı%niz, veya Uluslararası Adalet Divam'na gitmeyi kabul ederseniz, uyelik başvurunuzu daha oiumlu bir biçimde inceleyebiliriz' umudunu verebilir. Türkiye boyle bir tuzağa duşmemelidir. Başka herhangi bir konuda Türkiye'ye verilecek odün, Türkiye'yi Ege'deki ulusal haklanndan vazgeçiremez, vazgeçirmemelidir. Hükümetin boyle bir oyuna gelmeyeceğini kamuoyu önunde açık ve kesin bir şekilde belinmesı gerekir. Avnıpa Topluluğu'nun Ege konusunda Türkiye'ye belirtliginiz şekilde bir baskıda bulunabileceği kaygınızı doğnılayıcı işaretler var mı? ECEVİT Avrupa Topluluğu yetkilisi Cheysson'un sozleri kaygımı doğruluyor. Cheysson, 'Türkiye \\nıpa Topluluğu'nda tam üyelik başvurusuna hazırlandıgı sırada, topluluk üyesi olan Yunanistan'la arasındaki gerginliğin artması işleri koiaytaşnnnayacak" demiştir. Bunun anlamı açıktır. Sayın Cheysson, bu sözleri ile, 'Türkiye, Avnıpa Topluluğu'na başvurusunun dikkate alınabilmesi için Ege sorununu rafa kaldırmaya devam etmeli' demiş olmaktadır. Papandreu'nun tutumunda sizce bir değişiklik oldu mu? ECEVTT Papandreu'nun tutumunda değişiklik olup olmadığını gösteren resmi kaynakiı herhangi bir delil yoktur veya kamuoyuna yansımamıştır. Sadece birtakım tahminler ve soylentiler ortada dolaşmaktadır. Yoksa Yunan hukumeti adına veya Papandreu adına kesin bir açıklama yapılmış değildır. Ote yandan \unaıu»ıa;rnı Ege'deki karasuları dışında petrol arama sondajlanndan vazgeçtiği yolundaki bir güvence de Yunan hukumeti veya yetkili Yunan makamlan tarafından verilmiş değildir. Böyle bir güvence sadece çokuluslu bır kon<;orM>uma bajb bir şirketin yabancı yonetimi taratından verilmiştir. Bunu Yunan hukümetinin verdiğı bir güvence gibi kabul etmek son derece sakıncalı olur. Ayrıca Papandreu'nun Yunan karasulannı aln milden 12 mile çıkarmama yolunda belirli veya belirsız bir söz vermesi de, Türkiye'yi Ege'deki kıta sahanlığı ve hava sahası haklanndan vazgeciremez. Efendim, kıta sahanlığı konusunu dogrudan dognıya Uluslararası Adalet nivnnı'na götiırvaek ne bakımdan sakıncalıdır? ECEVtT İki bakımdan sakıncalıdır. Birincisi; Ege sorunu ve bu sorunun önemli bir unsuru olan kıta sahanlığı, ancak iki devletin siyasal iradeleri ile çözulebilecek bir sonındur. Yani siyasal bir sorundur. Böyle bir sorunun çözümü bütünü ile bir uluslararası mahkemeye bırakılamaz. Bu, ulusal egemenlık haklan ile bağdaşmayan bir 'yetki devri' olur. lkincisi, kıta sahanlığı konusunu ikili muzakerelerde belirli bir aşamaya vanlmadan Uluslararası Adalet Divanı'na götünneyi kabul etmek uzlaşma yolu ile çözüme varmayı çok zorlaşunr. Ege sorunu bir bütündür. Kıta sahanlığı konusunu bu bütünden soyutlayarak tek başına ele almaya razı olmak çok sakıncalıdır. Çünkü o takdirde, dengeli bir uzlaşma olanağı ortadan kalkar. Oysa, kıta sahanlığı, hava sahası ve adaların siIahlandırılması gibi Ege sorununun bülününü oluşturan değişik fakat birbiri ile bağlantılı konular bir arada ele alınacak olursa, taraflann daha geniş bir çerçeve içinde karşılıklı ve dengeli adımlar atarak uzlaşabilmeleri kolaylaştı." DSP Meclis Grup Başkanı Cahit Karakaş, dün partisinin grup toplantısındaki konuşmasında Ege sorunu konusunda Meclis araştırması isteyeceklerini söyledi. Karakaş, DSP'nin Ege sorunu denildiğinde öncelikle adaların silahlandırılması konusunu düşündiığünü belirterek, Yunanistan'ın Lozan Anlaşması'nı delerek adaları silahlandırdığını ve buraların silahtan arındırılması gerektiğini bildirdi. öte yandan Ege sorunu için Meclis araştırması açılması istendı. DSP milletvekilleri tarafından verilen araştırma önergesinde, Yunanistan ile Türkiye arasında başlatıldığı soylenen diyalog için Türkiye'nin ne ödünler verdiği soruldu. Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkilerin uzun yıllardır gerginliğini koruduğu, ancak Yunanistan'ın tüm anlaşmaları yok sayar bır tavır içinde 12 adayı silahlandırmasına, ihtilaflı sularda petrol aramasına karşın Türkiye'nin suskun kaldığı vurgulanan önergede şu görüşlere yer verildi: "Son krizin dogmasına sebep nedir? Türkiye neden ani bir kararia bu suskunluktan sıynlıp Hora'yı pelrol aramak uzere Ege'nin ihliiaflı sulanna çıkarmava karar venniştir? Sonradan neden bu karannı değiştirmiş ve Hora'yı kendi karasalannda tutmuştur? Acaba Ege krizi, Türkiye'nin Avnıpa Toplulugu'na üyelik için karar verdigi bir sırada bu başvunıyu engellemek veya Ege'de bu sebeple tavır koparmak için bilerek mi çtkartdmıştır? Son kriz durdunılmuşa benzcmekte ve fakat Ege sorunu çöziilmemiş olarak ortada durmaktadır. Yunanistan ile Türkiye arasında başlatıldığı soylenen diyalog için acaba Türkiye tarafından ne tavizler verilmiştir? Bundan sonra Ege'deki hak ve menfaatlerimizin hiçbir şekilde taviz konusu yapılmaksızın sağhklı bir çozume ulaştınlabilmesi için konunun bugune kadarki gelişmeleri ve alınan onlemlerin araştınlması zonınlu bulunmaktadır." Türkiye ve Yunanistan karşdıkh suçladı Hava sahasını ihlal CÜNEYT ARCAYÜREK yazıyor UGUR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) gayrimüslim operatör aracılığı ile kalbine taktırmak Muslümanlıkla ne derecede bağdaşır. Bypass operasyonu yoluyta, Allahın verdiği ömrü uzatmaya çalışıp, Azrail'in hükmünü icra edeceği gün için "yürütmeyi durdurma kararı" almanın ve sonra da "Dünya dua üzerine durur" demenin Müslümanlıkta hiç yeri var mıdır? Dünya dua üzerine duruyorsa, bypass yoluyla niçin ömrünü uzatıyorsun? Bırak, kaç yıl yaşayacağına Cenabı Hak karar versin... Yok, ömrü uzatmak endişesi ile bypass ameliyatı olup, Cenabı Hakkın bacak için yarattığı damarı kalbine taktırıyorsan, o zaman, "dünya dua uzerinde durur" diye konuşma! Ekonomide "müdahaleciliğe" şiddetle karşı olan Sayın Başbakammız, kendi ömrü konusunda, Cenabı Hakkın işine "müdahale" etmektedir. Müslüman, ecele müdahale etmez; Cenabı Hakkın emrine boyun eğer. Bu emri "tevekkül" ile karşılar. Hem, gayrimüslim hekim, Sayın Başbakanımızın "manevi şahsiyeti"nde bulunan bacağından damarı alıp, kalbine takarken "besmele" çekmiş midir? Çekmemistir. Sayın Başbakanımızın muhterem kalpleri, şimdi, besmelesiz damarlardan akan kanla beslenmektedir. Bu yüzden, Sayın Başbakanımızın cehennemde cayır cayır yanacağından korkuyoruz. Bu saptamayı yaptıktan sonra, Sayın Özal'ın Ege sorunu nedeniyle, Yunan tezlerinı destekleyici nitelikteki son demeçlerı uzerinde durmak istiyoruz. Yunanlılar, bu sorun patlak verdiğinden beri, Ege sorununun "Lahey Adalet D/van/"nda görüşülmesini isterler. Atına'nın "resmi görüşü" budur. Bizler de bu öneriye "Hayır" deriz... "Hayır" deriz, çünkü Ege sorununun, uluslararası platformlara çıkanlması, "sorunların ikili görüşmeler yoluyla çözülmesi" biçiminde özetlenen Türk tezi ile bağdaşmaz. Hem bağdaşmaz, hem de Divan'dan Türk tezini destekleyici bir karar çıkmaz. Sayın Başbakan'ın bacağından alınıp kalbine takılan damarı, beynini etkilemiş, "son bağımsız Müslüman Türk Dev/ef/"ni böyle bir yanılgıya düşürmüş olabilir. Hekimler de böyle söylemiyor mu? Bypass operasyonu geçirenlerin huyundasuyunda değişiklik olurmuş; belki 'İikriyatında" da değişiklik olur, ne bileyim ben? iyisi mi, Sayın Başbakanı, bugünlerde böyle karmaşık sorunlar uzerinde hiç yormamaktır. Bakarsınız, başka konularda da böyle konuşmalar yapar. Peki kım yönetecek devleti? Turgut Özal yönetmezse, Yusuf Özal var.. Yusuf Özal yoksa, Ahmet Özal var.. Ahmet Özal yoksa, Efe Özal var.. Efe Özal yoksa, dolarmilyarderi ve İslam öncüsü Korkut Özal var. Özal ailesi, laik cumhuriyetimizin "kutsal emanetleri" dir. Aman iyi koruyalım... * GOZLEM ANKARA / ATİNA (Cumhuriyet) Türkiye ile Yunanistan dün karşılıklı olarak birbirlerini hava sahalarını ihlal etmekle suçladı. Bu arada Ankara bir Yunan hücumbotunun 27 mart gunü Turk karasuları içindeki balıkçı gemilerini taciz ettiğini bildirdi. Yunan hükümeti Türk savaş uçaklannın onceki gün 4 kez Yunan hava sahasını ihlal ettiklerini öne sürdü. Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada Türk savaş uçaklannın ihlallerinin Sisam ve Midilli Adaları arasında kalan deniz bölgesinde olduğu ve Yunan savaş uçaklannın Türk uçaklannın yolunu kestikleri, olay sırasında bir Türk savaş uçağının bir Yunan savaş uçağıyla tehlikeli şekilde karşı karşıya geldiği ifade edildi. Hükümet Sözcüsü Yannis Rubattis. yabana gazeteciler için düzenlediği brifingde, "Krizyumuşadı diyorsunuz, oysa ihlaller yapüıyor" biçimindeki sözlere "Yonım yok" yanıtını verdi. Öte yandan Ankara da Atina'yı 27 martta Çandarlı Körfezi'nde Türk karasularındaki balıkçı gemilerini bir Yunan hücum botunun taciz etmesi, 30 mart günü de Ege üzerindeki uluslararası hava sahasında bir Türk deniz karakol uçağının Yunan Hava Kuvvetleri'ne bağlı bir jet tarafından yolunun kesilmek istenmesiyle ilgili olarak uyardı. 11 ömür boyu hapis tığını belirtti. Ali Kent ise, sorgusu sırasında kendisinin hem Ebu Nidal hem de islami Cihad uyesi olmakla suçlandığını öne sürerek, işkence sonucunda aslında hiç olmayan isimler uydurduğunu iddia etti. Soz alan Avukat Emin Değer, polisin duruşma salonunda sanık sorgulamalarını videoya kaydetmesinin adalete gölge düşureceğini, çunkü sanıklan tedirgin ettiğini söyledi. Avukat Veli Devecioğlu da, bu tutumu sanıklar uzerinde baskı gösterisi olarak niteledi. Mahkeme heyeti, oy çokluğu ile aldığı kararında polisin video ile çekim yapmasının bir sakıncasının olmadığına karar verdi. Sanıklardan Necip Ersoy ise, iddia edildiği gibi vatan haini olmadığını savunarak bütün suçlamalan işkence altında kabul ettiğini, hatta iddianamede yer almayan birçok suç daha ürettiğini öne sürdu. Ersoy, işkence nedeniyle aralarında 20 yıldır görmediği çocukluk arkadaşlannın bulunduğu kişilere iftira ettiğini one surerken "İşkenceler sürseydi, bütün Türkiye'yi yakabilirdim" dedi. Sorgucuların kendisine butun bu suçların tek başırıa olamayacağını anımsatmaları uzerine "örgiit bağlantısı yalanı" uydurduğunu one süren Ersoy, "Hatta Bulgaristan hesabına casusluk yaptığunı kanıtlamak için oğretmenlik yaptığım köyiin Bulgar göçmenlerinin adlannı verdim. Bu yalanları gerçekmiş gibi anlattım" dedi. Savcı sanıklardan Muhammed Derviş Beledi, Adnan Musa Süleyman Amerin, Ali Kent, Necip Ersoy, Nail Al Nadi, Nevzat Akyurt, Erol Canbulat. Ferit Kazan, Muammer Yalçıntaş, Muzaffer Aydogdu ve Yaşar Canka için omur boyu hapis talebinde bulundu. Selirn El Ramadan için 20 \ıl hapis cezası istenen iddianamede Veli Burhan, Yahya Vefai, kasım Alizade, Dinçer Kara, Ferman Aslan, Ahmet Temur, Ali Korkut ve Ibrahim Sönmez icin de 3 ile 12 yıl arasında hapis cezası isteniyor. Duruşma diğer sanıkların sorgusu için bugün saat 09.00'a bırakıldı. 9 bin işçi (Baştarafı l. Sayfada) le konuştu: "Şimdi son bunalımın ardından bir görüşme dönemi başladığı izlenimi var. Ne göroşuldugunü bilmiyoruz. Tabii görüşulenlerin ne oldugunu bilmeden biz de goruşümuzu rahatça söyleyemeyiz. Başbakan açıklamasında, 'Bize bir süre olanak tamyın, gömşmeler devam etsin, ondan sonra ne olduğunu söyleyeceğim' diyor. Bir iki gün böyle bir fırsat verilebilir. Ama ilk fırsalta konunun TBMM'ye getirilmesi gerekir. Burada görüşlerimizi soylememiz, tartışmamız Ege'deki haklanmızııı bu defa sagiam şekilde bir anlaşma ile belgelenmesini saglar. Bunun yolu elbel TBMM'de ilk fırsatla bir genel gorüşme yapmak, durumu gözden geçirnek ve ne yapmak islediğimizi açıkca ortaya koymaktır." lnönü, Yunan hükümetinin eski tutumundan vazgeçtiğinin belli olmadı.ğsnı belirterek, "Bu püruzden yararanarak pek mümkündur ki eskid e ı oldugu gibi Ege'de haklanmızı elînizden alacak bir emrivakiyi bu defa anlaşmaya baglamaya gidebilirler. Elbel buna karşı çıkanz ve buna k»ış> çıkacak hukumeti destekleriz" deiı. Bu nedenle çok dikkatli olunnvası gerektiğini belirten ve temel ilkebrde anlaşraadan bir hakeme gıtm<ıın sakıncalı olduğunu kaydeden lr»<nu, "Onun için başlangıçta lutununuzun açıkça soylenmesi ve bun u ı kabul edilme egilimi ortaya çıkt ı k ı n soara, yardım istenmesi doğ Inönü: Karşılıklı Geçmiş olsun ALTIKULAÇ'IN AÇIKLAMASI "22.3.1987günü Cumhunyet'te yayımlanan "Kimin Fikrı?.." başlıklı yazınızın sonunda, emekliye aynlışımı bir müfettış raporu ile irtibatlandırdığınızı gördüm. Bu yorum çeşitli vesilelerle de basında açıklandığı gibıkesinlıkle yanlıştır. Emeklilik isteğimle ilgili sözlü ve yazılı başvurularım 4 yıl öncesine kadar uzanır. Hiçbir dönemde emekliye ayrılmam için herhangi bir makamdan herhangi bir telkin almadım. Aksine, konuyu her gündeme getirişimde ilgili bütün devlet kademeleri, olumsuz görüş belirtmişler, tekerrür eden ısrarlı talebim karşısında bugünün ilgili makamlan "olur" demek yolunu seçmişlerdir. (Bu konuda ilk olumsuz cevabi mektup, zamanın Devlet Bakanı Sayın Özgüneş'in ımzasını taşır). Bu açıklamamı okurlarınıza duyurmanızı rica ederim. Saygılarımla. 27.3.1987" Altıkulaç'a teşekkür eder, Sayın Başbakan'dan Diyanet îşlerı vakfı ile ilgili soruşturma sonucunun açıklanmasını rica ederim. Gerçeğı aydınlatacak olan bu rapordur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle