23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 MART 1987 HABERLER CUMHURİYET/9 Taşçıoğlu Türkİş yöneticilehyle A nkara (Cumhuriyet) JiL Çaîışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mükerrem Taşçıoğlu, bugün Türkİş yöneticileri ile bir araya gelerek, uzerinde değişiklik yapılacak çeşitli çaltşma yasaları konusunda kendilerine bilgi verecek. Taşçıoğlu ile Turktş yöneticileri arasında yapılacak gorüşme sırasında, bakanlığın 506 sayılı Sosyal Sigortalar, 2821 sayılı Sendikalaı, 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Crev ve Lokavt Yasası ile 1475 sayılı iş yasalannda yapılması düşünulen değişiklikler ele almacak. Türkİş Meclise 3 bin kişiyle yürüyecek önceki gün yapılan Türkİş Başkanlar Kurulu toplantısında, TürkMetal Başkanı Mustafa özbek ile Petrolîş Başkanı Cevdet Selvi, 2 saatlik işi bırakma eylemi konusunda bir kez daha ısrar ettiler. 2 saatlik eyleme Tesİş Başkanı, "elektrik kesintisi halkı karşımıza geçirir", Belediyelş Başkanı Pala da, "su boruları patlar" gerekçesiyle karşı çıktılar. ANKARA (Cumhuriyel Biirosu) Türkİş'in onceki gun yapılan Başkanlar Kurulu'nda kararlaştınlan Meclise yürüyerek, açık mektup venlmesi eylemine katılması beklenen Türkİş yöneticilerinin 3 bin dolayında olduğu belirtildi. Türkİş'in mektubu, 24 mart salı günü TBMM Genel Kurulu'nun açılış saati olan 15.00'te verilecek. Turkİş'in önceki gün yapılan Başkanlar Kurulu toplaniısında 2 saatlik direnis onerisi, TürkMetal Sendikası Genel Başkenı Mustafa Özbek ile Petrolİş Genel Başkanı Cevdet Sdvi tarafından bir kez daha ısrarla öneril Mektup eylemi 24 martta Türkİş yönetimi, 2 saatlik eylem halinde işverenlerin işçi çıkartacaklan yolunda istihbarat geldiğini kaydederken, toplantıda 2 saatlik direniş için olağanüstü genel kurula gidilmesi önerisi de ortaya atıldı. Türkîş'in, yönetim tarafmdan önerilen plana göre yapacağı kurultay sonrasında, 24 mart gü'nü TBMM'ye "açık mektubu" vermesi bekleniyor. di. Özbek veSelvi'yi, bazı kuçük sendikaların başkanları da desteklediler. 2 saatlik direniş önerisinin zararlarına değinen Teslş Genel Başkanı Faruk Barul. kendi işkollarını ilgilendiren 2 saatlik bir elektrik kesintisinin, halkta sendikalara ve Türkİş'in haklı isteklerine karşı bir ters tepki yaratacağır.ı bildirdi. Belediyeİş Sendikası Genel Başkanı Hüseyin Pala da, 2 saatlik direniş halinde su kesintilerinin, orneğin İstanbul'da birçok su borusunun patlamasına yol açacağını kaydetti. Pala, bu durumda halktan destek alamayacaklarına işaret etti. Türkİş Yönetim Kurulu üyeleri, 2 saatlik direniş konusunda ısrarlı olunduğu takdirde Türkİş'in olağanüstü genel kurula gitmesini önerdiler. Bu öneri uzerine Başkanlar Kurulu'nda bir sessizlik oldu. Cevdet Selvi, bu sırada "Şimdi zamanı değil" diyerek, öneri konusundaki görüşünü açıkladı. TürkJş Yönetim Kurulu ayrıca, 2 saatlik direniş halinde işverenlerin işçi çıkarma planları yaptıkları yolunda istihbarat edindiklerini bildirdi. Türkİş Yönetim Kurulu'nun eylem planı içinde yer alan nisan ayında bir işçi kurultayı toplayarak. TBMM'ye açık mektup verilmesi için 24 nisana değin çalışma yapılması önerisi, çok geç bulundu. Böylece Türkİş'in tüm genel merkez ve şube yöneticilerinin katılımıyla açık mektubun 24 martta TBMM'ye topluca yüründükten sonra verilmesi kararlaştınldı. Edinilen bilgiye göre, Türkİş yöneticileri 24 martta Ankara'da sabahtan bir salonda toplanacaklar ve açık mektuba son biçimini verecekler. Türkİş'in yürüyüşüne katılacak yönetici sayısının 3 bin dolaylarında olduğu bildirildi. Türkİş yetkilileri, kış koşullarında bu kadar yöneticinin Ankara'ya gelip gelemeyeceği konusunda kuşkulu olduklarını ifade ederek, Meclise yuruyuşe en az bin kişinin katılmasını beklediklerini söyiediler. DUYDUK/GOMtniJK YALÇIN PEKŞFJS Gazeteci Muhlis'in maceraları... Gazeteci Muhlis'in "Gırgır" adlı mizah dergisinin sevimli ve hayali bir karikatür tipi olduğu sanılırdı. Meğeröyle değilmiş.. "Gazeteci Muhlis" diye biri gerçekten yaşıyormuş. Türkiye gazetesi takviminin 5 Haziran 1987 tarihli yaprağından okuyalım.. "Sabah ezanı ile ayağa kalkan Muhlis, namazını kılıp gazete bayiine doğru yola çıktı. Oaha yollar bomboştu. Muhlis çoplüktekı köpeklere bakarak 'İnsan, seçilmiş mahluk' diye geçirdi içinden, 'Bunu düşünebilenlere ne mutlu, inşallah biz de onlardan oluruz' diye dua ederek yoluna devam etti. Artık güneşin epeyce yükseldiğini gören Muhlis, uykuda kimse kalmamıştır hükmüne vararak Türkiyee.. Gazetee..' diye bir defa seslendi. Balkona çıkan bir zat Gazeteci, gazeteci' diye bağırdı Muhlis Kapınıza kadar geleyim efendim, siz zahmet çekmeyin. Kapınızda gazetemiz, huzur verir Türkiye'miz' deyince balkondaki zat: 'Ben gazete falan istemiyorum kardeşim, uyuyan çocuğumu uyandırdın. Bir daha bu sokakta bağırdığını duyarsam mahalleyi rahatsız ediyor diye emniyete şikâyet ederim.' Muhlis tebessüm etti. 'Zatıalinizin hakkı var efendim.' (Devamı Yarın)' 6 haziran günkü takvim yaprağında öykü şöyle sürüyordu: 'Hakkmızı helal edin. Bilmeden oldu. İnşallah bir daha tekerrür etmez. Çocuğunuz kaç yaşmdaydı acaba?' Âdam, öfkeyle 'Beş yaşında' cevabını verdi. Muhlis, 'Hakkmızı helal edin ve şu gazeteyi çocuğunuz adına hediye olarak kabul buyurun' deyip oradan uzakiaştı. Bu gazete de neyin nesidir diyen adam, evinde dikkatle inceledi. Muhtevasını görünce, 'Allah Allah. Bu gazete benim yıllardır arayıp bulamadığım gazete.. Delikanlının tavsiye ettiği kadar varmış' diye düşündü. Ertesi gün yine gazeteciyi balkonda karşıladı. Muhlis: 'Efendim, yine mi çocuğu uyandırdık.' demeye kalmadı. Adam, 'Hayır, bu defa çocuğu değil beni uyandırdın. Allah sizden razı olsun. Bundan sonra bana her gün bir gazete bırak ve buradan gecerken gür sesinle 'Türkiye' diye bağırarak geç. Çünkü uyuyan daha nice insanlar var' dedi." • * • İnsanlar sadece gazeteci Muhlis'in sesiyle uyanmıyordu son zamanlarda. irtica. devlet dairelerine, okullara, basına ve geçenlerde yazdığım gibi kahvehanelere kadar girdikten sonra, şimdi evlere de girmeye çalışıyordu. Bostancı'da oturan ev kadını Ayşenur Güven, geçen sabah kapının ziliyle uyandı. Telaşla giyinip kapıyı açtı. Karşısında sakallı üç kişi, hepsinin ellerinde birer çanta vardı.. Ev eşyaları pazarlamaya gelen kişiler olduklarını sanarak sabah sabah uyandınldığı için öfkelenmeye hazırlanıyordu ki, işin renginin değişik olduğunu gördü. Sakallı kişiler bir şey pazarlamaya çalışmıyoriar, bazı sorular soruyorlardı... Şoyle şeyler örneğin: "İbni Sına'yı tanıyor muydu?" "Humeyni'nin hayatını biliyor muydu?", "Namaz kılıyor muydu?" "Oruç tutuyor rriuydu?" Güven ne diyeceğini bilemedi. İlk iki soruya "hayır" yanrtını vermiş, diğerlerini yanıtlamakta çekingen davranmıştı. Sonunda dayanamayıp "ne olduğunu" sordu. Bu sırada sakallılar kimliklerini açıkladılar; 'bir dini tarikatın (adını açıklamadılar) Fatih şubesinden gelıyorlardı. Kendisine bazı kitaplar bırakacaklardı. Yanm saat sonra da gelip test uygulayacaklardı. Ayşenur Hanım itiraz etmeden kitapları aldı. Hemen ardından karakola telefon edip. başına gelenleri anlattı. Her olasılığa karşın kitaplara da bir göz attığı halde bir daha gelen giden olmadı. r Karaduman'ın temasları iran (Cumhuriyet) TBMM Başkanı Necmettin Karaduman ve beraberindeki heyet, Arnavutluk 'la devlet yetkililerine Bulgaristan 'daki Türklere yapılan baskılan anlattılar. Turk ve Arnavut parlamento heyetleri arasında yapılan resmi görüşmelerde iki ülke arasmdaki ılişkiler ile bazı bölgesel sorunlar uzerinde duruldu. Tecilü hükümüiye de devlet iş bulacak 5 0 ve daha fazla sayıda işçi çalıştıran işyerlerinin, yüzde 2 oranında eski hükümlüye mesleklerine uygun iş verilmesini öngören tüzük dün Resmi Gazete'de yayımlandı. ANKARA (a.a.) 50 veya daha fazla işçi çalıştırılan işyerlerinde, yüzde 2 oranında eski hükümlüye mesleklerine uygun iş verilecek. "Eski Hükümlülerin İstihdamı Hakkındaki Tüzük" , Resmi Gazete'nin dünkü sayısmda yayımlanarak yürürlüğe girdi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nca hazırlanan tüzüğe göre, aynı il sınırları içinde birden çok işyeri bulunan işverenlerin çalıştırmakla yükümlu bulunduklan eski hükümlü sayısı, toplam işçi sayısına göre hesaplanacak. Öğrenci yurtları ile eğitim kurumlarında eski hükümlu çalıştınlamayacak. İşverenler, çalıştıracakları eski hükümluleri, işyerlerinin bulunduğu bölgedeki fş ve İşçi Bulma Kurumu'ndan isteyecekler. Kurum aracılığı olmadan eski hükümlüyü işe alan işveren de durumu en geç bir ay içinde kurutna bildirerek tescil ettirecek. Uygulamadan yararlanabilecek eski hukümiüler tuzükte, "Altı aydan daha uzun süreli hürriyeti bağlayıcı bir cezaya hüküm giymiş ve cezasını infaz kurumlannda tamamlamış veya cezası tecil edilmiş yahut şartlı salıverilme yoluyla tahliye edilmiş olanlar" şeklinde tanımlandı. Eski hukümiüler, cumhuriyet savcılıklanndan getirecekleri hukümlülük belgelerine göre ve belgelerini İş ve İşçi Bulma Kurumu'na verdikleri tarih esas alınmak üzere, meslekli ve mesleksiz olarak kaydolunacaklar. İş ve İşçi Bulma Kururnu, eski hükümlüyü işe gondermede başvuru tarihini esas alacak. Ancak sakatlar, talepte bulunan işyerinde daha önce çaiışmış olanlar, cezası tecil edilenler ile eğitimi daha yüksek veva mesleei bulunanlara öncelik tanınabilecek. Kurum, her açık iş için, koşullara uyan ve kayıtlı en az üç eski hükümlüyü 15 gün içinde işverene gönderecek. İşverenler, gönderilen' eski hükumlulerden işe alınan ve alınmayanları, alınmama nedenleriyle birlikte bir ay içinde kururîia bildirecekler. DLŞİİK ÜCRET UYGULANMAYACAK Tüzükle, işverence yapılacak seçimde eski hukümlülerin işe alınmalarını güçleştirici uygulamalar yapılamayacağı hükme bağlandı. Ancak işveren nitelik belirlemesi için yazılı, sozlü, yazılı ve sözlu ya da uygulamalı sınav yapabilecek. Tuzükte, eski hükümlü olmanın, daha düşük ucretle çalıştırılma nedeni olamayacağı da kaydedildi. Eski hükümlü işçilerin, diğer işçilere yapılan sosyal yardımlardan aynen yararlanacakları ve toplu iş sözleşmelerine eski hükümlü işçiler aleyhine hüküm konulamayacağı da hükme bağlandı. Eski hükümlülerin çalışma koşullan tüzüğü yayımlandı Açıköğretim sınavlan ertelendi T71 skişehir faMJ Mj Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi eğitim ön l'ısans programının birinci ve ikinci sınıf öğrencileri için 2829 mart tarihlerinde yapılacak ara sınavlar, yoğun kış şartları nedeniyle ertelendi. Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Dekanı Prof. Semih Büker, konuyla ilgiti olarak şunları söyledi: "Yoğun kış şartlarının hüküm sUrdüğü bu donemde, öğretmen ve öğrencilerin sınav merkezlerine ulaşmakta giiçlük çekeceklerini, Ozellikle koylerdeki öğrencilerimizin sınav merkezlerine ulaşamayacaklarını dikkate alarak, ara sınavlan 1112 nisan tarihlerine erteledik." 'Aceie etmeliyim. Esnafa verdiğim gazete, dükkân açılmadan dükkânında bulunmalı. Zaten okuyucunun en büyük istediği de bu' diye düşünüyordu Ortalık da epey ısınmıştı. Anabayi olan Ali Bey ve ekibi gazeteleri saymaya başlamışlardı. Muhlis selam verip içerı girdi. Ali Bey gözünü oguşturarak selamı aldı ve ekledi: Bugün yine erkencisin her zamanki gibi.' Muhlis, 'Vazifemiz efendim' diye cevap verdi. Gazetesinin hazır olduğu haberiyle yerinden kalktı ve koşar adım abonelerine doğru yola koyuldu. Kapalı olan dükkânların müsait bir yerinden gazeteyi içerı bırakıyor. açık olanlarına ise tebessüm ederek içeri girip selam vererek, 'İnşallah sizleri bekletmedik' dedikten sonra diğer abonelerine de bir an önce ulaşmaya çaba sarf ediyordu. Ayşenur Güyen'in öğrendiğine göre, o gün Bostancı'da birçok evin kapısı çalınmış, benzer olaylar yaşanmıştı. Ne ki,güvenlik güçlerinin önlem aldığı halde (belki de bu yüzden) sakallılar bir daha görürv memişlerdi. Ayşenur Güven bize şunu soruyordu: "Ne oluyor? İrtica artık evlere de mi giriyor?" Galiba millet "uyanıyordu..." AJ^KARATA^I SHP'li Bahriye Üçok, din sö mürüsüne karşı, TBMM'de ' amansız savaşım veren bir üye.; olarak tanınıyor. Bahriye Üçok;' son günlerde TBMM BaşkanJığı'na sunduğu sözlü soru*' önergelerine yanıt verecekl makam bulamamaktan yakınıyor. Üçok, geçen günlerde Ka • radeniz Ereğli'si Müftülüğü'nce satılan Kur'anı Kerim'lerin, 800 lira olan fiyatının önüne 1 rakamı ekleyerek 1800 liradan' satan ve kendisine bağlı, imamların 23 aylık vergi iade, lerini zorla bağışlattıran müftü hakkında ne gibi bir işlem yapılmasının düşünüldüğünü sordu. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bağlı bulunduğu Devlet Bakanlığı görevini yürüten Kazım Oksay, soru önergesini "Bu, Bakanhğımın görevi değil. Diyanet İşieri'nin görevi" biçiminde yanıtladı. 10 Mart 1987 günkü birlesimde Üçok'un Diyanet İşleri Başkanlığı'nı ilgilendiren bir sorusunu Oksay, oturduğu yerden 'Adresi yanlış seçtiniz" diye yanıtladı. Bakan bakmayan § ?. "Bir AEG fırınım olsaydı, ne sofralar donatırdım." diyen Ev HanımlarıL Bakalım siyasi iştahı da, yemeklere olan iştahı gibi olacak mı? 23 Mart'a kadar.. Sizler için Özel Satış Koşullan hazırladık... Dilediğiniz AEG Yetkili Satıcısfna hemen uğrayın, beğendiğiniz bir AEG fırını alın, mutfağınıza yerleştirin... Bütçenizi zorlamadan, 12 ayda, taksit taksit ödeyin. AEG fırınların, elektrik ocaklısı... çakmaklı/zaman ayarlısı... tam otomatik olanı var... Hepsi üç tepsili... Hepsi turbo... Hepsi birbirinden becerikli, hepsi birbirinden güzel.L AEG Fınnlar Turbo Star Turbo Star E Turbo Star S Turbo Star ST Elektrostar Erken davranın HanımlarL AEG'nin sizler için yarattığı bu imkândan yararlanın. İnönü ve alışkanlıklar SHP Genel Başkanı Erdal İnönü geçen hafta TBMM'de görevli muhabirlere oir öğle yemeği verdi. Yemekte, Genel Başkan Yardımcısı Aydın Gürkan, Barış Can, Genel Sekreter Fikri Sağlar, Genel Sekreter Yardımcısı Güler Tanyolaç, Yakup Kepenek ve Enis Tütüncü de hazır bulundu. Mönüde "peynirli su böreği, mantarlı fileminyon, zeytinyağlı enginar, mevsim salata, krem şantili hamur tatlısı. beyaz ve kırmızı şarap" vardı. İnönü yemekte gazetelerin tirajlarını sorarken, elverişsız kış koşulları nedeniyle çektikleri kağıt değindi. sıkıntısına da Yemekten önce Parlamento Muhabirleri Derneği'ni ziyaret ederek Dernek Başkanı Ercan San ve parlamento muhabirlerıyle konuşan İnönü, bir soru üzerine "DSP ile aralarında bir fark bulunmadığını" söyledi. "Kim erken kalkarsa görüşünü açıklıyor" diyen İnönü'ye bir gazeteci, "Efendim, DSP kurulduktan sonra erken kalkma gibi bir çabaya girainiz mi?" sorusuna gülerek "Hayır ben alışkanlıklarımı değiştirmedim" karşılığını verdi. AEG "önce kalite" Yakınınızda bir AEG Yetkili Sattcısı yoksa, aşagıdakı telefonlara başvurun AEG'nizi alacağınız yetkili satoyı size hemen bildırsınier: İsîanbul (1) 512 19 53, 526 2617 Ankara (41) 27 73 50 izmır (51) 25 04 69 Güney Anadolu (761) 11 178 (Tarsus) Karadenız (361) 15 626 (Samsun) Peşinat (TL) 201002100022.5002580031 000Ayhk Taksit (TL) 20.10021.0002250025.80031000Vade 12 ay 12 ay 12 ay 12 ay 12 ay Fıyatlara KDV dahildır. Kim hangi partiye giriyor? ANAP Genel Sekreteri Mustafa Taşar, grup toplantısına katılmak için salonun girişine doğru hamle yapınca birdenbire karşısmda DYP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk'u buldu. Taşar, bir an duraladıktan sonra üzerlerine çevrilmiş fotoğraf makinelerini görünce, Cindoruk'u iki yanağından öpüverdi. Cindoruk'la hararetle tokaiaşan Taşar, çevresindeki gazetecilere, "Sayın Cindoruk partimize giriyor" demekten de geri kalmadı. Cindoruk'un iddiası ise tam tersiydi. Cindoruk'a göre Taşar DYP'ye giriyordu. Inkılapçı'fakülte... Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi ikinci yarıyıla hayırlısıyla başladı. Bu mümtaz kurumumuz, "hukukçular muhafazakârdır" sözünü yaniış çıkarmak istercesine her gün bir yenilik peşinde koşuyor, bir yeni uygulama başlatıyor, diğerlerine örnek oluyor. Bu fakültenin öğrencileri iyi bılirler. öğrenci işleri bürosuna yapılan başvuruları ve bilgi sormayı kurallara bağlayan ilk fakültedir. Dekanlık, öğrencilerin "ders kaçta başlıyor?. notlar ne zaman asılacak?, hoca gelmeyecek mi?" gibi olur olmaz her soruyu öğrenci işleri bürosuna sorduğunu saptamış ve bir duyuru yaparak, bundan böyle yazılı sorulara cevap verileceğini bildirmiştı. Şimdi öğrenciler "Şu dersten kaç aldım" diye mi soruyorlar cevap hazır "Yaz bir dilekçe"... Cevabı gelir. Çok çok 8 bin öğrencisi var bu "inkılapçı fakültenin" buna benzer "yenilikleri" bulup ortaya çıkaran hukuk fakültesinin girişimıni bazılan, "Bunlar hukuk öğrencisi yarın avukat, hâkim olacaklar, dilekçe yazmakta pratik kazansınlar diye yapılıyor" biçiminde değerlendirdiler. Aynı kişitere göre, fakültenin ikinci yarıyıl başlamasına karşın daha öğrencilere kimlik dağıtmamış olmasının nedeni ise, "bu devirde öğrencilik zor iş. her türlü melanet öğrencilerden biliniyor, bu nedenle arama tarama ve operasyonlarda ceplerinden öğrenci kimliğı çıkmasın diye yapılıyor" görüşünü savunuyorlar Ancak bazılan da, "YÖK ünıversitelerinde okumaktan utanmasınlar" diyerek karşı çıkıyorlar. Hükümet ve tavuk Adalet Bakanı Oltan Sungurlu'ya göre "haber verilmez, haber kapılır". Adalet Bakanlığı ile ilgili gelişmelerde bu görüşten hareketle haber kapa: nıri elinde değil de Sungurlu ya zamanında soran gazetecinin elinde kalıyor. Sungurlu. gazetecilerle sohbet ederken. hükümetin yaptığı işlerin saklanamayacağını sık sık vurguluyor. Hükümetin basına kapalı olmadığını savunan Sungurlu, hükümeti şöyle tanımlıyor: "Hükümet tavuğa benzer, tavuk yumurtladığını saklamamakla kalmaz, üstelik yumurtladığını gıdaklayarak ilan eder. Hükümet de öyle bir iş çıkarırsa hemen bağınr bunu yaptım diye." Sungurlu'ya tavukların yumurtlamadan gıdakladığını da anımsatmak gerek herhalde.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle