Katalog

CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER de) ve kullanıcıda (kışisel korunma yoluyla) getirilebılecek bır dizi onlemle gerçekleştırılebılmektedir. Amaç, gürultüyu yok etmek değil çeşitli tekniklerle kabul edilebilir duzevlere indirgemek, etkı suresinı azaltmak veya hoşa gıden başka bir sesie maskelemektir. Gurultu denetimi, ekonomik ve ışlevsel duşuncelerle tutarlı ve kabul edilebilir bır ses çevresı elde etme teknolojisi olarak tanımlanabihr. Bu nedenle onlemlenn desibel / maliyet hesaplamalan, karar aşamasında onem taşımaktadır. tSTANBUL'DA GÜRÜLTÜ KİRLİLİĞİ Ülkemiz gunluk >aşamda en yaygın kırlilik turu olmasına karşın çeşitli çevre sorunlan arasında bu konuya yeni eğılmektedır. Bilimsel çalışmalar yeterli miktarda değildır. Gurultu standartlan mevcut değıldir. Yeni teknolojilerin uygulanmasında karşılaşılan gurultu sorunlarına karşı teknısyen ve muhendısler hazırlıklı değildır. Mımarlar ve şehır plancıları, konuyu bır tasarlama etkenı olarak henuz ele almamışlardır. Ote yandan ozellıkle Istanbul'da gurultu kirliliğıni yaratan sayısız etken mevcuttur. Örneğın trafik, gurultuyü arttıran gelışıguzel dur kalklarla doludur. Bazı yollarda hız limıtlerıne uyulmaksızın araba kullanımı olağandır. Yoğun trafıkli çevre yollan, bazı kesimlerde (orneğın Mecıdiyekoy'de) konutlara 510 m. uzaklıktan geçmektedir. Beledıye otobuslerinin "'o 27'si 10 yıllık olup, yeniler bıle son derece bakımsızdır. Şantıyeler için çalışma saatleri sınırı bulunmamakta, yapım ışleri gece günduz çevreyı rahatsız edebilmektedir. Fabrika ve atölyelerde sıkı bır kulak duyarhğı denetimi acı gerçekleri gosterecektir, çunku ışyerleri bakımsız, eski, bol gurultu ve titreşim yapan makinelerle doludur. Yenilerın montajında da yeterli onlem alınmamıştır. Okullar için kent ıçınde en gurultulu olanlar seçilıp, sonra da oğrencilerden ılgi \e başarı beklenmektedır. Kentın, sakın dınlenme yerlerınin korunmasına özen gostenlmemektedir Yaz aylarında gazıno ve diskoteklerın hoparlörlerı yuzunden uyumak olanaksızdır Konuyla ilgili olarak Istanbul'da yapılan gurultu olçme çahşmaları; ozellıkle trafık gurultusu duzeylerinin uluslararası standartların 1015 dBA uzerinde olduğunu gostermıştir (2) Yapılan anketler ise çeşitli semtlerde yol kenarında yaşayan kişılerm % 50.3%98.9'unun, demiryoluna yakın oturanların "'o 74.1'inin ve Yeşilkoy Havaalanı yakınındakı kişılenn ortalama °7o 86'sının (Yeşilkoy « o 76.32, ^ Sefakoy °7o 95.78) gurultuden şıkâyetçı olduklarını ortaya koymaktadır (3). Kişilerin en az ""o 50'sini rahatsız eden gurultu duzeyi ıse 62 dBA olarak bulunmuştur kı bu değer çeşitli uluslarca öngorulen gurultu lımitlerine yakındır. Bu sonuç, gurultu rahatsızhğının ulkelere göre fazla değışmedığını gostermekte ve sorunun çozumunun ulkemiz için luks olduğu savını çurutmektedir. GÜRÜLTÜ DENETİM VÖNETMELİĞİ Yayımlanan Gurultu Denetim Yönetmeliğı, bazı eksikliklerine karşın konuyu; gurultu kaynakları, işyerleri, yerleşme, yapı ve ses yalıtımı, ımar planlamaları ve gurultu yasakları gibi çeşitli ölçeklerde ve çeşitli yönlerıyle ele alması, gürültü sınırlarını getirmesi, önlemler için yol gostencı ve zorlayıcı olması ve bazı hukukı davaların çozumu içın temel oluşturması açılanndan onemlı bir adımdır. Bu arada Çevre Genel Mudurluğu'nun çabaları Çevre Yasasını hazırlayanlar ıie bırlikte takdırle anılmalıdır. Bundan sonra yapılacak şey, yönetmeliğin uygulanmasının gerek mahalli idareler ve gerekse ilgili diğer kuruluşlar ve vatandaşlar tarafından titizlikle kontrolüdür. Aynca dış ülkelerdcki gibi araç, makine ve donatımlarda gürültü azaltıcı önlemler ve bazı yapılarda ses yalıtımı uygulamalan için teşvik kredileri, vergi indirimleri ve önlenemeyen durumlar içın (örneğin mevcut havaalanlan yakınındakı yerleşmeleri) tazminat ödemeleri konusunda mevcut çalışmalar yapılmahdır. Yasal yonden ozel yaşama ve kişi sağlığına saldırı anlamında olan gurultunun denetimi, hukuk, tıp, muhendıslık mimarlık, kent planlaması ve ekonomı gibi çeşitli yonlerı ıle devlet kuruluşlarının yanı sıra tum toplum bireylerinin sorumluluğunda gerçekleştirilmesi gerekli bır olgudur. Ozellikle yerel yönetımler konuya artık onemle eğilmelidirler. Orneğin Istanbul kent içi trafik karmaşasının ve gurultüluluğun kesin çozumu olan yeraltı metrosu bır turlu uygulanamamaktadır. Insan sağlığı ve huzuruna en az değer verilen ulkemizde, orneğın yeni otoyollar için yer seçilirken ya da alçaktan uçuş ve atış yapılacak bir havaalanı planlanırken, geniş bir çevreyi olumsuz etkileyeceği kesin olmasına karşın, daha önemli olduğu ıleri surülen "ulusal menfaatler" bır kez daha gozden geçırılmelidir. Çunku herhangi bır sistemde sonradan yapılacak gurultu denetıminin hem yetersiz hem de çok pahalı olacağı bir gerçektır Kısacası, getinlen Guruhu Denetimi Yonetmeliğı, kamuoyuna açıklandığı kadarıyla yalnızca bır susturucu zorunluluğunu veya yukseltilmiş muzik ve seyyar satıcı seslerinin yasaklanmasını kapsamamaktadır. Sorunların bu kadar basit olmadığını aslında sade vatandaş; anayola bakan bır evde penceresinı açamayan ya da tren sinyallerı ıle yataktan fırlayan kişi, uçağın tam ustunden kalktığı okuldaki öğretmen, butun gun kulağı uğuldayan ışçi, altında işyerı olan, evi bir gazinoya bitışık veya komşu sesinden bezgın bir evsahıbı, otel odasında gurultuden uyuyanıayan turist farkındadır ve çaresizdır. Yönetmeliğin tum bu sorunlara çözum getırmedeki yeterlıliğı bundan sonra yapılacak uygulamalar ıle anlaşılacaktır 1 Anon "Noıse. Envıronment Com mıııee, Group on the State of the Envıronmem, AdHoc Group on Noıse Abatement Polıcıes, Organızatıon for Economn. Cooperaııon and Dcvelopment (OECD) Reporl, Aprıl 19, 1984 2 Kurra, S , Aksugur, N v e A n k . A , 'Istanbul'da Çe\rc Gurultusu Koşullannın Saptanması ve Gurultu Denetimi Olçütlennın Belırlenmesı" TÜBtTAK, M0hendıslık. Araştirma Grubu, Proje No 524'A. Şubat 1981 3 Kurra S , UnaJ Y , "lstanbuPda Yapılan Gurultu Kırhlığı Analızlerı ve Gurultu Kontrolü Vönetmelık Taslağı", İTÜ Döner Serma\e İşletmelen Araştırma Ra poru, Ocak 1985 18 MART 1987 Yayımlanan Gürültü Denetim Yönetmeliğı, bazı eksikliklerine karşın konuyu; gürültü kaynakları, işyerleri, yerleşme, yapı ve ses yalıtımı, imar planlamaları ve gürültü yasakları gibi çeşitli ölçeklerde ve çeşitli yönlehyle ele alması, gürültü sınırlarını getirmesi, önlemler için yol gösterici ve zorlayıcı olması ve bazı hukuki davaların çözümü için temel oluşturması açılanndan önemli bir adımdır. Gürültü Denetiminde Olumlu Adım / PENCERE İkinci Dünya Savaşı'nda 38 milyon insan öldü; bunun 300 bini Amerıkalıdır, 18 milyonu Sovyet yurttaşı... 1945'te Avrupa'da sıcak savaş brttı; "Soğuk Savaş" BatıOoğu blokları arasında, kimı zaman yoğunlaşarak, kimi zaman hafif leyerek sürüyor Ne var kı "Uçüncü Dünya"da savaş hiç durmadı; 1945'ten bu yana ölenler 25 milyon kişiye ulaşryor. * İkinci Dünya Savaşı, Batı'da sona erdikten sonra Çin'de, Kore'de, Çinhindi'nde yükselen devrim dalgası savaşla yürüdü. 1953'te Kore'de, 1954'te Vietnam'da ateş kesildı. 1959'da Küba devrimı, 1962'de Cezayır'ın bağımsızlığı kanla sağlandı. Üçüncü Dünya ülkeleri başkaldırıyorlardı. Güney Vietnam Ulusal Kurtuluş Cephesi 1960'ta kuruldu. Aynı yıl Pretorıa rejimine karşı Güney Afrika'da direniş dönemi açılıyordu. Belçika Kongosu'nda Lumumba'nın eylemi uç verdi. 1958'de Irak'ta Haşimi hanedanı devrilmişti. Ancak, dünya kaprtalizminin doruğu Vaşington harekete geçmişti. Latin Amerıka'da, Afrika'da, Asya'da uç veren Üçüncü Dünya devrımlerıne sert karşılıklar verildi. 1965'te Dominik Cumhuriyeti'nde iktidarı ele geçiren sol kanat, Amerikan müdahalesryie ezildi 1961'de Lumumba katledildi; Kongo'da (şimdiki Zaire) iktidar CIA'nın destekledıği Mobutu'ya geçti. 1969'da Güney Yemen ve Libya, sürekli kalabilecek atılımları gerçekteştirdiier; ama kimı ülkelerde iç hesaplaşmalar dış köruklemelerle katliama dönüştü. Endonezya'da 1965'te 3 milyon üyeli Komünist Partisı yandaşı 300 bın kişi öldürüldü, bu sayı İkinci Dünya Savaşı'ndaki toplam Amerikan kaybına eşittı. 1962'den 1974'e kadar on iki yıl boyunca antiemperyalist başkaldırmaların çoğu ezildi. 1970'lerin başında, Batılı stratejler, Çınhindi dışındakı Üçüncü Dünya'da ilerici eyiemlerın denetim altına alınabıleceği kanısına ulaştılar. İnsanlar ölüyor, katliam sürüyor, bölgesel savaşlar, darbeler, devrimci ve karşıdevrimcı eylemler yaşanıyordu. Vaşıngton'un kaygısı şuydu: Dönen dünyayı nasıl durdurabılirim? * Vaşington, faşıst Portekız yönetıminin Afrika'da, lan Smtth'in Rodezya'da, Şah'ın Ortadoğu'da dayanabilecegine inanıyordu. Ne var ki 1974'te duvar yıkıldı, altı yıl içinde 14 ülke savruldu. Afrika'nın en kalabalık üçüncü devleti ve Aşağı Sahra'ya 1945'ten ben yapılan ABD askerı yardımının üçte ikisini alan Etıyopya patladı, 1974'te Haıle Selasıye tahttan ındirildi, 1977'de Amenka ıle bağlar koparıldı. Somurge duzenının metropol halklarından en önemli bırısı olan Portekız'de, demokratık devrim bir askerı darbeyie başladı Lızbon'da faşızmın yıkılışı, altı Afrika ülkesınde duvarları da yıkmıştı. Angola ve Mozambik bunların başında gelıyordu. Zimbabve devrimi de Portekiz sömürgelerınde görülen sarsıntı kadar derindi. Vaşıngton'un öngörülerı tutmamıştı; kımıkjamaz sanılan Afrika başkaldırıyor, devrimci rüzgârlar durmuyordu. Güney Afrika'dakı sıyahbeyaz kavgası, önem açısından belki en derin etkilerı yaratacak içerık taşıyordu. Çinhindi Yanmadası'nda olan bitenler; Vietnam, Laos, Kampuçya savaşları 1975'te doruğuna erışmışti. Amenka askeri birlıklerı, 1973'te Vıetnam'dan dramatik bır biçımde çekilirken, zaten her şey bıtmıştı. 1979'da Nikaragua'da Sandinistlerin zaferi, Vaşington'un "arka bahçesi" ne kadar "istikrarsızJık" girdiğini vurguluyordu. Ortadoğu ise durulmak bilmez bJçimde kaynıyordu. * Yukarıdakı eksık ozetlemeler Fred Hollyday m Belge Yayın/an"nda çıkan "Yeni Soğuk Savaş"\ndar\ kısaltılarak alınmıştır Bu kitap, sıyasal sorunlarla derınlığıne ılgılenenler içın ılgınç bir kaynak nıteliğı taşıyor; 12 Eylül 1980'den ben dondurulmuş ve budanmış göruş açılarımızı da zorluyor. Ulusal Bağımsızlık Savaşı'mızda "mazlum uluslar"m uyanışı "uftrun ağanşı"na benzetılmıştı. Uçüncü Dünya'da 1945'ten bu yana 25 milyon kişi ne için öldü? Üçüncü Dünya Savaşı sürüyor. • Üçüncii Dünya'da Savaş... Doç.Dr. SELMA KURRA İTÜ Mimarlık Fakültesi 2872 sayılı Çevre Yasası'nın ongörduğu Guniltu Kiriiligi'nın önlenmesine ilişkin yoneımelik uzun bir süre sonunda yayımlanmış bulunmaktadır. Böylelikle kentlerde giderek buyuk boyutlara varan, kişi ve toplum sağlığında önemli sakıncalar yaratan ve hemen tüm dunyada yıllardan beri tartışılan, araştınlan bir çevre kirliliği konusu artık ulkemiz gündemine de girmiş bulunmaktadır. GÜRÜLTÜ VE ETKİLERİ Genış anlamda çevre kirliliği, insan etkınliklerı sonucu çevrenin doğal dengesınin bozulması ve koku alma, görme, işitme ve dokunma duyuları yönunden kişiler uzerinde ortaya çıkan olumsuz etkilenmelerdir. Karmaşık yapüı ses dalgalanrun oluşturduğu gürültü de ışitme ve algılamayı engelleyen, fızyolojik ve psikolojik sağJığı bozucu, iş performansını azaltıcı, çevrenin hoşluğunu, sakinliğini yok edia sakıncalı bir teknoloji artığı olarak önemli bır çevre kirliliği kaynağıdır. Daha yaygın bır kirlilıic turu olarak, kLşisel ve toplumsal yaşam kalitesinde genel bir duşüklüğun göstergesıdir. Endustrileşme surecinde, makineleşme ve donatımın yaygınlaşması, ulaşım ağlarının gelışmesi, hızlanması, yoğunlukların artması, plansız ve duzensiz kentleşme, yapılarda ses gecışıni arttıran hafıf prefabrike eleman uygulamaları gibi nedenlerin yanı sıra, gurultü ureten kaynaklann bilinçsiz kullanımı, gerekli bakımın önemsenmemesı, eğitim eksiklığı, yeterli altyapıya sahıp olmayan teknolojik uygulamalar, temel hızmetlerdeki yetersizlikler, önlem alınraasını engelleyen ekonomik sorunlar, teknik guçluklerden kaçınma kaygısı ve bu konuda zorunlulukların bulunmaması, toplumsal ilişkilerin zayıflaması gibi etkenler, gurultu sorununa katkıda bulunmaktadırlar. Gunumuzde bır bölum ınsanın yıpratıa çalışmalarla bozulan sınır sıstemlen yuzunden gurultuye hoşgoruleri azalmıştır. Kaynağını bılememe veya engelleyememe ınancı, psikolojik yıpranmayı arttırmaktadır. Bır başka yonden, yaşamın birincil somnları arasında gurultu sorununa önem verilmemesi veya alışkanlık faktörü ile açıklanan hoşgöru uzun vadede ortaya çıkacak fizyolojik ve psikolojik rahatsızlıkları azaltmamaktadır Son 20 yılda ABD ve Avrupa'da "Gurultu Denetimi Muhendislıği" adı altında yapılan uygulamalar, hazırlanan ve her yıl yenılenen guniltu standartlan ve yasal onlemlere karşın, gurultu kaynaklannın sayılarının ve çeşitlerınin arttığı gozlenmektedır. OECD raporlarında, OECD ülkelerinde 65 dBA'nm uzerinde gurultuye maruz 100 milyon ınsanın var olduğu behrtılmıştı (1). Bu gerçek, gürültü kontrolü konusundaki çabaları desteklemektedır. Gurultu kirlıiiğı, yapıların ıçınde yer alan yasamsal etkinlikler ve mekanik sistemlerden doğan hava ve katı ortam sesleri ıle dış çevrede yer alan karayolu, demiryolu ve havaalanı ulaşım sistemlerının, endustri kuruluşlannın, yol ve bina şantıyelerindeki yapım işlerinın gürultuleri ve eğlence, ticarı ve reklam amaçlı sesler tarafından yaratılmaktadır. Bu kaynaklardan, en surekh ve yaygınının, çok sayıda kişiyi etkileyen yol trafik gurultusu olduğu bır gerçektır. Bir çevrede ulaşım, endustri ve şantiye gurultulerine ilişkin mevcut ve gelecektekı ses duzeylennin akustik ölçmeler ve hesap yöntemleri ile saptanması ve çevrede yaşayan kişilerin gurultuden olan etkilenme derecelerinın araştınlması, ekonomik ve uygulanabilır çozumlerın getirilebilmesi için zorunlu olmaktadır. Gurultuden olabılecek etkilenmeler; fıziksel yönden (işitme hasarları), fizyolojik yonden (kalp atışının duzensızleşmesı, solunum yetersizliği, baş ağrılan, uyku bozukluğu gibi), psikolojik yönden (sınir sistemının bozulması, sosyal davranışlann etkilenmesi, genel hoşnutsuzluk, bezgınlik) ve performans yonunden (iş veriminin azalması, dinleme anlama guçluğu, konuşmanın engellenmesi, yorgunluk, dikkatın dağılması ve bazı ış kazaları), ayrıntılı olarak incelenmiş ve tum bu olumsuzluklara neden olan gurultu turlerı ve akustik özellikleri (ses basınç duzeyi, frekansı, dalga biçimi vb.) araştırmalarla ortaya konulmuştur. Kişilerin, gurultulere karşı tepkileri ise çeşitli etmenlere (faktörlere) gore değışmektedır: Gurultuye maruz olunan sure, etkilenme sırasında yapılan ış, kişınin gurultu kaynaklarına ekonomik bağımlılığı, sosyo ekonomik durum, kultur duzeyi gibi, ancak toplumun belırli yuzdesinin tepkisini çeken gurultu duzeyı saptanarak guruitu sınırı olarak onerilebilmektedır. Gurultunun denetim altına ahnması; ses kaynağında (kaynağın yapısında alınan onlemlerle ve işletilme ve bakım sureçlerinde) sesin yayıldığı çevrede (kaynağın bulunduğu mekân, yapı, yapı elemara ve dış çevre OKTAY AKBAL EVET/HAYIR OKURLARDAN Öğretim elemanları arasında ayrıcahk Devlet Başkanı Sayın Kenan Evrentn "ulkemızın kan damarları" diye nitelediği 28 üniversitemizde bugün derslerin ve smavlarm önemli bir bölümu, adına "öğretim görevlılerı" dediğimiz universitelerimizdeki öğretim elemanları tarafından yapılmaktadır. Universitelerimizdeki öğretim gorevlilerinin bir bölumu ise kendi alanlannda ya da dallarında uzmanlaşmış kişilerdir. Kan damarlannm, ozellikle YOK döneminde tıkanması bu cefakâr öğretim elemanlannca önknebihniştir. Oysa, bu öğretim gorevlilerinin bazılarına profesörluk unvanları dağıtılırken, bazı uzmanlık dallan unutulmustur. Öğretim elemanları arasmdaki bir başka ayrıcalık da tazminatlar konusudur. Üniversitelerdeki kariyerden gelen öğretim üyelerine % 95 tazminat verilirken, öğretim gorevlilerinin % 80 olan tazminatları % 75 e indirilmiştir. Okutmanlann % 60 olan tazminatları ise % 75e yukseltilmiştir. Ashnda, üniversite ve yuksekokullarımızda gorev yapan tum öğretim elemanlannın (Prof., Doç., Yrd. Doç, öğretim görevlisi, okutman, arastırma görevlisi) karşılastıkları risk ve yıpranma birbirlerinden farklı değildır. ö. E. Rotaya dikkat! Kurban edilecek develer hazııiandı mı? Kaç tane kesilecek? İstanbut'da mı. Ankara'da mı? Yoksa ıkı yerde birden mO Seller gibi kan akrtılacak. Kurbanların kanı alınlara sürülecek Hoşgeldin, iyı ki geldin, sağltğına kavuşup da yurduna döndün, sensiz bız ne oluruz, bir sen varsın bızı kurtaracak, yaşa, var ol, nur ol seslerı gökteri inletecek. 17 Şubat 1959'da Londra'ya gtden bir uçak Gatvick Havaalanı'nda düşüp parcalanmıştı. Uçakta bulunan bir bakan, milletvekUleri, genel müdürier, başka görevliler ölmüştü.Başbakan Menderes hafif bir yaralanmayla kurtulmustu. Ertesi gün TBMM'de muhalefet temsilcıleri duydukları üzüntülen belırttıler. 23 şubat günü Menderes istanbul'a geldı, büyük törenle karşılandı. Ertesi gün de Ankara'ya gitti, orda kendısıne CHP Genel Başkanı Inönü ve Genel Sekreter Gülek'in de yer aldığı büyük bır kalabalık 'geçmiş o/surfa geldi. Ulusal birlık havası doğmuş gıbıydı Oysa bırkaç ay sonra durum degisti. Gazetecilere baskı, hapıs cezalan, Puliam davası birbirini izledı. 25 kasımda İnönü'nün başına Uşak'ta taş atldı. 1960 Vatan' Yıllığı'nda son satırtar şoyledir "1959 Yılı Türk Basm için en zoriu yıl olarak kapandı." Bir ay kapatmışlardı 'Vatan'ı. Bizler de bir yıllık düzenlemiştık! Geçmiş ytlın olaytannı, yazılarını kapsayan.. Aradan 27 yıl geçmiş! Bakıyorum da, ne değişti, hangı yönde ıleriedik, ne gibi düzeltmeler yaptık dıye! Bu yıllıkta 1959'da yayımlanmış yazılarımı okuyorum. Bunlardan birıni bu sütuna almak ısterdim. Yeni yazılmış sanacaktınız! Her şey o kadar değişmezlik ıçınde ki! Isterseniz bir iki parça sunayım size! Bır yazımda Napolyon dönemı Dışişleri Bakanı Talleyrand'dan söz etmışım. Her devrın adamı olarak tanınan bu kışı Napolyon'dan sonra krallığa da hızmet etmiştir. Daha önce d6 Fransız ihtılalinde Robespierre'e, sonra onu devirenlerel Yani her devrin adamı... Bu örneği anlarbktan sonra şöyle yazmışım: "TaUeyrand örneği, fırsatçı polıtıkacıların daıma ış başında kaldh ğmt göstoriyor. öyledır, ışlenni uydurmasını bilenler her zaman ıktidardan yana olmayı beceririer. Ne yapar yapariar bunu başanriar. Ama tçlerinden kaçt Talleyrand gibi fırsatçılık yolunda tepe taklak otmadan sonuna kadar yürür, orası şüpheli' Fırsatçılann pek çoğu HdncMçüncü hamiede süinir gtder. Her ftrsatçının ıkOdardakılere yaranarak işini yürütmesı olanaksızdır. Ama karakterterı uygun olanlar TaHeyrand'nm yolunda yurüyeceklerdır. Her zaman 'Ben ıktıdar partisindenm' diyeceklerdir. Bu çeşüten fırsatçılan bugun yalnız iktkiar saflannda gömüyoruz. CHP içinde de ış başında bulunanlara yaranmaya çahşan, kendilenne imkân ve fırsat kapılannı açmak isteyenJerte sık Sik karşılaşmaktayız." O,1959 yılı ilginç bır donemdı. DP iktidarı bir ıflasa doğru yürüyordu. 1957 seçimlenni türiü yasadışı yollara basvurarak kazanmıştı. Ama Meclistekı 180 kadar muhalefet mılletvekılinin karşısında günden gune güçsüz kalıyordu. işı zora, baskıya bındırmıştı. Gazeteciler hapse mahkum edilıyor, gazeteler kapatılıyordu, muhalefet IkJerinin gezilerinde türlü güçlük çıkartılıyordu. Bu yılın en ilginç olaylanndan biri, Amerikalı gazeteci Pulliam'ın yazdığı bir yazının Türk basınında çıkması ve bu yüzden açılan davalar, verilen mahkumluklardır. Ahmet Emin Yalman, Naim Tiralı, Selâmı Akpınar ve Şahap Balcıoglu olmak üzere bircok tanınmış gazeteci birer buçuk yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Gazetecilerin mahkum oluşları kamuoyunda büyük tepkiler yarattı. O günlerde Çetin Altan bakın ne yazmış: . "Amerika'da çıkan bir yazının iktibası ve karşılığında yedi gazerednin doksan beş ayiık hapsi... Böyie bır demokrası ve kanun anlaytşt bize ne kazandtracaktır. Kenditennı Eisenhcwer kadar hür hissedenler bizlerin de Puliam kadar hür olmamıza lütfen artık müsaade buyursuniar. Memlekeb bu kötü çıkmazdan kurtarmanm şerefi birkaç tenkid yazısına tahammül edememenin üzüntusünden daha buyük o/urf Gun o)a harman ola! Dön dotaş aynı yere gelmek mi bizim yazgımız? Menderes'ler, Demirel'ler, Ozal'lar.. Hiç mi geçmiş olaylardan bir şey öğrenmezler? Hele şimdı hükümette yer alan yaşlan kırk çizgisindeki Guzel'ler, Yılmazlar şunlarbunlar'Özgüriükteri yalnız kendin için ıste, çıkarları yalnız kendi çevrendekılere, yandaşlanna sagla, böyiece her zaman ışbaşında kalacağını hayal ederek yaşa gitl.. 9 Aralık 1959'da Başyazarımız Nadır Nadı de 'Cumhuriyet'te önemli bir uyan yapmış. Ama anlayan kım? Bu tür dostça uyarılardan ders almasını bilen kim? Dün de boyle. Bugün del.. Korkum, yarın da boyle olacağı!.. "Her zaman styterim: Demokrasi bir ölçü, bir denklik refimidir. Bu rejkni yaşatmak için ölçuyu kaçırmamak, dengeyi bozmamak as/ttK Demokrasi gemisinin dümenıni elde tutanlar rotaya çok dikkat etmoHdirier. Sancak veya isketeye doğru kayma hareketleh başgfeterdi mi, derhal dümene hâkım olmalıdırlar. Bunu yapamayan\ar, ye s/'n/rierinı kontrol edemiyor, ya da nereye gıtttklennı bitemiyor gibi ortaltkta bır hava uyanmasına meydan venrier Böyle bir hava Ise en çok diktatör adaylannı ve buianık suda balık avlamak isteyenlerin iştne yaraıf' Özgürlük ve maceranın tadı Çok VEFAT VE TEŞEKKUR kıymetli, faziletli ve mümtaz aile büyügümuz, çok sevgili muşfik babamız, Istanbul kereste tüccarlanndan ALİÇOPUR 28 Şubat 1987 Cumartesi günü Mekkei Mükerreme'de Hakka vuslat etmiş ve 3 Mart 1987 Salı günü ikindi namazını müteakip Cennetül Muallâ'da defnedilmiştir. öncelikle, yakın ilgilerini sürdüren Dahiliye Mütehassısı Doktor Sayın Ahmet Kadri Kambur'a ve kederli günlerimizde hizmet ve yardımlannı esrrgemeyen, bilhassa Mukaddes Topraklar'da bizi yalnız bırakmayan, başta, Sayın Muhammed Naci Hoca ile eşi Nimet Hanımefendi'ye ve ailesine, Sayın Muhammed Rıza Han ve ailesine, değerli Selim Bostan ile diğer din kardeşlerimize; telefon, telgraf ve mektupla veya bizzat gelerek büyılk acımızı paylaşan ve bize destek olan tüm akraba, dost ve hemşerilerimize minnet ve şükranlanmızı sunarız. AİLESt BAŞSAĞUĞI Sevgili ablam EMEL SONYÜREK'i kaybettik. Sevenler sağolsun LEMAN İŞCEN İNGİLTERE'deki eğitiminiz boyunca aarantimiz altındasınız YöneticJ ve işadamlarına ticari İNGİÜZCE. Rnans ve Bankacılık. Bilgisayar eğitimi. (Her düzeyde) Sekreterlık eğitimi. (Üst düzeyde) Kısa ve uzun dönemlerde İNGİLIZCE. TATİL kurslan. ÖĞRETMENLİK eğitimi. (Üst düzeyde) Özej isteğe göre kurslar. INGİLTERE'YE GIRIŞ belgesı. (Acceptance) Uygun fiyatla uçak bıletı. Seçkin aileler yanında konaklama. Tüm organlzasyon tarafımızca yaptlacaktır. Detaytı bilgi için gelln görusetlm veya çagınn gelellm. BAŞARINIZ BAŞARIMIZDIR TEK Dış Tıcaret ve Mümessillik 7e/.: 362 39 59 362 40 96 Teleks: 29072 Mdf TR 1979 YILIICRA PL 467 TEDBIR UYARINCA SIGARA SAGLIGA ZARARLIDIR