19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/10 HABFRLER 5 ŞUBA T 1987 Temel görev yine işçinin ŞÜKRAN KETENCİ DtSK Oenel Başkanı Abdullah Baştürk, sermaye sınıfının, tarihinin en etkin dönemini yaşadığını söyledi. lşçi sınıfı ve diğer emekçilerin ise örgülsüz olduklarına işaret ederek, kendilerini demokrat kabul eden ve sorumluluk duyanların her planda örgütlenerek, demokrasi ve özgürlükler için her düzeyde mücadele sürdürmeleri gerektiğini behrtti. BaştUrk, "Eski MESS Başkanı Ozal'ın TürUye Işçilerine, emekçUerine daha az ekmek ve daha az özgüriüklen başka verebUecegi bir şey yoklur. Ülkemizde demokrasinin yeniden insasında temd yttk yinc nasıriı elleri ve yüreklerindeki insan sevgislyle, işçilerde, emekçilerdedir" dedi. OUncel tartışma konuları ve sendikal birlik konusundaki sorularımızı yanıtlayan DtSK Genel Başkanı, Türktş'in köylü kurnazlığı ile Batı Avrupa sendikal hareketinin, işçi sınıfının politik, ekonomik ve sosyal hedeflerini, demokrasi anlayışını anlamazlıkıan geldiğini bildirdi. Sendikal birliğin kişisel beklentilere, subjektif temelli siyasi tercihlerimize göre değil, ülkenin somut koşullarına göre gerçekleşecegirü vurguladı. Bir Ulkede sendikal çeşitliliğin olmasının bir zaaf göstcrgesi ya da UrkütücU bir durum olamayacagını savundu. DtSK'in kuruluşunun 20. yıldönümtl 13 şubatta uluslararası platformda bir kokteyl ile kutlanacak. Bir gün sonra SHP'nin yine uluslararası nitelikte "sendikal haklar ve demokrasi" konusunda paneli var. Bu toplantılara Türkiye'nin yakın ilişkisi olan tUm uluslararası sendikal kuruluşlar katılarak destek veriyorlar. DtSK'in 6 yıl süren ilk asama yargılanması sonunda verilen kapatma ve yöneticileri ile ilgili mahkumiyet kararına uluslararası sendikal kurulusların tepkileri sürüyor. lstanbul 2 Noiu Sıkıyönetim Mahkemesi kararının Askeri Yargıtay'da temyiz edilebilmesi için gerekçesinin açıklanması bekleniyor. Edinilen bilgilere göre mahkumiyet kararlannın gerekçesi yaklaşık bir yıl sonra 7 bin sayfayı bulabilecek kitapçık haline gelecek, ancak bu gerekçenin açıklanmasından sonra, yargılamanın ikinci asaması işlemeye başlayacak. Daha yıllar alacağı izlenimi veren yargılama sonuçlanıncaya kadar da DİSK'in fiilen kapalı, hukuksal olarak açık ve kayyımlar elindeki konumu sürecek. YARGIYA MÜDAHALE EDİLDİ DtSK Genel Başkanı Abdullah BaştUrk, önce DİSK ve yöneticileri hakkında verilen kararın değerlendirilmesine ilişkin sorumuzu şöyle yanıtladı: "Daha önce de blrkaç kez belirtllm. DİSK davaaı karan siyasi bir karar DİSK GenelBaşkanı Abdullah Baştürk, Cumhuriyet'e değerlendirdv MUSTAFA EKMEKÇt AJNKARA NOTLARI Düziçi Köy Enstitüsü'nde. • • demokrasi varsa, demokratik hak ve özgürlükler sonuna kadar kullamlabilmelidir. Demokratik hak ve özgürlüklerin basında ise sendikal hak ve özgürlükler gelmektedir. Sendika özgürlüğü ve sosyal hakların en geniş anlamda varlığı, bir demokrasinin var/ığınm gerçek ölçüsüdür. ciddice kavranmadıgını gösteriyor. Bu gezim sımsında, sendikacı dostlanmız DİSK'in 20. kurulu; gününde Turkiye'de olmak istediklerini de belirttiler. Ve sanınm ASK'a baglı tüm kurulusların genel sekreterleıi ya da lemsilcileri 13 subatta istanbul'da olacaklar. ICFTU ve DİK genel sekreterleriyle birlikte." DİSK KAÇIN1LMAZ BİR OLGUDUR Abdullah BaştUrk, son günlerde özellikle bir kısım dergilerde sıkça yer almaya başlayan DtSK'in kuruluşuna yönelik tartışmalann değerlendirmesini şöyle yaptı: "Blllndigi gibi ben DİSK'in kuruculan arasında degilim. DtSK'i kuranlan bugün eleştirmek, sınıfımızdan olmayanlann sandıgı gibi kolay degildlr. DİSK kaçuulmaz bir olgudur. Geçenlerde bir dergide 'DISK'i TUrklş'ten kendisini ihraç ettiren sendikacılar kurdu' biçiminde bir degeriendirme oku DemokraNİnin ölçnsü: Bir ülkede hareketine benzeyecek dlye bir kural yok. Sendikal birlik, kisisel beklentilerimize göre degil. subjeklif temelli slyasal tercihlerimize göre degil, bir ülkenin somut kosullanna göre gerçeklesir. Bu nedenle, bir ulkede sendikal çeşitlUik olması bir zaaf göstergesi ya da urkütücü bir durum degUdlr. önemli olan sendikal durumun gerçeginin saptanmasıdır. Sendikal bölünmüşlük, tekrar edlyorum, geçici bir dunımdur. Sendikal birlik ise bu alanda lemel bir hedeftir. Ben inanıyorum ki, bugün bazı sahte mecralarda sahte sendikal blriigi amaçlayan yapılanmalar degil, sendikal blriigin ancak mücadele ile gerçeklesebUecegine inananlar bu blriigi gerçekleştireceklerdir. Sendikal biriigin saglam yolu, tepeden inmecl kongrede delege tavlama yoluyla lisle kazanıcı yapılaria gerçekleşmez. DİSK ilkelerinin geniş işçi kitlesi arasında yaygınlaşması, bunun sonucu olarak TUrkİş'in Uye sayısı azahrken DİSK'in üye sayısının yanm milyonu aşması Türkiş yöneticileri için yeterli Ikazdı. Ama ne çare kendllerine çeki düzen vermek, evrensel sendikal Ukeleri sahlplenmek yerine siyasi iktidarın, işveren kunıluşlannın daha fazla dümen suyuna girdller. Bu teslimiyet, DİSK'in karşısında gerileme, onlan daha da hırçın, daha mufteri, daha saldırgan yaptı. Bu durum onlan hızla sonun başlangıç noktasına dogru süniklemeye başladı. İşle tarihin bu noktasında 12 Eylul müdahalesl hızır gibi imdallanna yetişli. 12 Eylül sonrasında gerek anayasa, gerekse sendikalar ve loplu sözleşme yasalanna yaklaşımlanyla ne menem bir sendikal anlayışa sahip olduklan kamuoyumuz ve dünya kamuoyu önünde tesplt ve lescil edildi. Gerisini Türkiye İsçi sınıfı belirleyecektir. S1N1F MÜCADELESİ ZORDUR En gerici, en sagcı, en uzlaşmacı sendikalarda bile bir şeyler vapmak mUmkündür ve gerektiginde gorevdir. Ancak Türkiye'nin somut kosullannda (daha demokratik bir I Urklş ve TUrklş'te birlik) sloganlanyla bazı kişilerin ve sermaye sınıfının ekmegine yag sürmek, tehlikeli bir oyundur. lşçi sınıfının ekonomik, sendikal mücadelesi öyle sanıldıgı gibi kolay yol almıyor. Yıllarca ugraşıyorsunuz, bakıyorsunuz bir arpa boyu yol gilmişsiniz. Sınıf mücadelesi bu nedenle zor ve kahıriı. DİSK her laman 'ilkclcrde birlik, tabanda birlik' ilkesini şiar edlnmiştlr. DİSK'in ilkelerinin sendikal ilkeler olarak tartışılmadıgı yerierde sendUıal blrilk so/leri yalnızca kandırmaca olur. tşçiler ise sürekli kandınlamazlar. Daha önce de belirttim. DİSK kapaülsa bUe, yeni DİSK'ler kurulur. Bizim İçin önemli olan ilkelerdlr. Demokratik sınıf ve kitle sendikaahgımn ilkelerinin savunulmasıdır. IşçUerin bir sınıf olarak siyaset yapma hakkının savunulmasıdır. Tabanın söz ve karar sahibi olması ilkesinln uygulaltınlmasıdır." Y a r g ı y a nıttdahale: DtSK davası açılmadan önce ve sürerken, zamanın Milli Güvenlik Konseyi Başkanı, Cumhurbaşkanı ve başbakantar dava konusunda. sürekli konuşmuş, DİSK ve üye sendikaları suçlamışlardır, Bu açıklamalar bağımsız yargıya müdahaledir. Anayasamn 138. maddesinin açıkça ihlalidir. dır. Dava açılmadan önce ve dava sürerken, zamanın Milli Güvenlik Konseyi Başkanı, Cumhurbaşkanı ve naşbakanlar DİSK dava» konusunda sürekli konuşmuşlar, DİSK ve üye sendlkalan suçlamışlardır. DİSK davası devam ederken eskl MESS Başkanı, Başbakan Turgut özal (DtSK'i komünistler finanse etmiştir) diyebilmlslir. Perşembe Pazan'nın demir tüccarlanndan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mükerrem Taşçıoglu (TUrkiye'yi 12 Eylül'e DtSK ve o kafası kopasıca sendikacılar getirdi) diyebilmiştlr. Bu açıklamalar bağımsız yargıya müdahaledir. Anayasamn 138. maddesinin açıkça İhlalidir. Bu müdahaleler nedeniyle, dava hakkındakl karar üzerine idarece gölge dttşürülmüstür. Ancak müdahale burada kalmamıştır. Taşçıoglu DİSK için haJfl 'Fakat onların mahkOmiyet kararları var bende 1 emyizden de geçtikten sonra katileşecektir' sözleriyle Askeri Yargıtay'ı yalnızca bir imza mercU olarak gördügünü, idarenln her seyi belirledlgini açıkça llan ediyor. ' Işte bu ve diger pekçok nedenlerle DİSK davası siyasi bir davadır. DİSK hakkında mahalli askeri mahkeme karar verdi. Bu karan temyiz ettik. Gerekçeli hüküm, U yazdması 6 ay ile bir yıl arasında gerçekleşir deniliyor, tarafımıza ileliUr Uetllmez gerekçeli temyiz düekçelerimizi de verecegiz. Askeri Vargıtay'ın Tasçıoglu'nun nlyetleriyle davranmayacagını ummak Isliyoruz. Bu nedenle Askeri Yargıtay'da gerçekleri, DİSK'e ve Tiırkiye'ye ilişkin gerçekleri sergilemeye devam edecegiz. Adaletin gerçekleşmesi için yurtlaşlara tanınan tüm hak arama yollannı son noktasına kadar kullanacagız. Tüm sonuçlar olumsuz olursa ve basında yer aldıgı biçimi ile Avrupa İnsan Hakh n komisyonu'na kişisel basvunı hakkı lanınırsa bu hakkı da kullamnz. Ancak şu anda hukuken DİSK kapatılmıs ve yonelicileri de cezalandınlmış degildlr. ' AVRUPALILAR NE DİYOR? DtSK Genel Başkanı Abdullah Baştürk, kulislerde çeşitli değerlendirmelere konu olan, Avrupa'ya yaptığı gezi ve izlenimlerini özetle şöyle anlatıyor: '• "T.C. bükümeti Ugill yasaya uyarak bana bir kereye mahsus olmak üzere 3 ay silreyle pasaport verdi. Basında da açıkça yazıldıgı gibi, bu pasaport .Avrupalı sendikacı mesleklaslanmın ve Avrupa Konseyi 'nin girislmleri ile .verilmistir. Bazı yetkililer telefon ederek, göruşerek bu pasaportun verilmeslni ve sonucunu izlediler. 7 Mart 1987 tarihinden itibaren yine yurtdışına çıkışı yasakldar arasındayım. Avnıpa gezim, baştan sona Uyesi oldugumuz Avrupa Sendikalar Konfederasyonu ASK Urafından duzenlendi. DİSK, 1974 yüında uyelik için ASK'a başvurmustu. 1979 yılında bu basvunıyu bir kez daha yineledik. Ve yargılandıgımız bir sırada, ana tuzügünün 2. maddesine göre, yalmzca demokı ratlk kuruluslan bünyesine üye kabul edebUen ASK Ocak 1985te, oybirllgi | Ue DİSK'İ UyeUge kabul etli. Bu karar 1985 mayısında yapüan 5. Genel Kunıl'da onaylandı ve yine o kurulda ben ASK Yönetim Kurulu üyeligine seçUdlm. ASK, şu anda 21 Bab Avrupa ülkesinden 35 sendikal merkeze üye 44 milyon Işçlyi temsil ediyor. Gerek ASK lclndeki sendikacı dostlanmız, gerekse Geneltş Sendikası'nın üyesl oldugu uluslararası federasyon PSI'deki dosUanmız ve gerekse 12 Eylül'ün hemen ertesinde 'Biz nerede olursa olsun her türlu askeri rejime karşıyız' diyerek blldiri yayımlayan ve Uyesl olmamasına ragmen tüm dava boyunca DİSK'İ maddi ve manevi olarak destekleyen ICFTU yönelicileri Ue tek tek göriismek istedim. Bu görüşmelerde çeşitli konulan tartışmanın yanı sıra, onlara göstermiş olduklan dayamşma nedeniyle DİSK'in tesekkttrierini Uellim. Avrupa'daki meslektaslanm, TUrkiye'dekl siyasi iktidan, Avrupa Toplulugu Uyeligi konusunda samimi olraamakla suçluyoriar. Onlara göre tam üyelik için başvurunun düşUnuldügU günlerde, bâla bazı davalarda direnilmesl, hâla, bazı hak ve özgUriüklerin Uzerindeki kısıtlamalann kaldınlmaması Avrupa Toplulugu'nun hangi ortak amaçlar etrafında oluşlugunun özal'ın, Türkiye işçilerine daha az ekmek ve daha az özgürlükten başka verebileceği bir şey yoktur. Ülkemizde demokrasinin yeniden inşasında temel yük, yine nasırlı elleri ve yüreklerindeki insan sevgisiyle işçiler de, emekçilerdedir. Demokraslnln Inşası: Eski MESS Başkanı BaştUrk günUmüzdeki siyasal gelişmelere ilişkin sonıyu yanıtlarken ise şöyle dıyor: "Ülkemizdeki demokrasi ve demokratik hak ve özgürlükler Uzerindeki tarlışmalar yeterii olmasa da umut verici. Bu alanda en clddi sorun çifte ölçüleri ortadan kaldırmak. Bir bakıyoruz hiç ummadıgımız bir klşi "anti militari/m" üzerine konuşabillyor. Ancak bir başka gün bakıyonunuz, aynı kişi en önemli yasaklarda agzını açmıyor. 'Beni ilgilendirmeyen yasakları, yasak kabul etmiyorum' biçimindeki mantık, çifte ölçü, şu anda 'demokrat' olmaya özenen kisller arasında en büyük zaaf. DEMOKRASİNİN TEMEL ÖLÇÜTLERİ Demokrasinin evrensel boyullan vardır. Bunlan burada uzun uzun anlatmak islemlyorum. Bir ulkede demokrasi varsa, demokratik hak ve özgürlükler sonuna kadar kullanılabllmelidlr. Demokratik hak ve ÖzgUriüklerin basında ise sendikal hak ve özgürlükler gelmekledir. Bi/e gore sendika özgUrlügü ve sosyal hakların en geniş anlamda varlıgı, bir demokresinin varlıgının gerçek olçusudür. Çünkü sendikal haklar sınıf içerikll haklardır. Bu haklan tanıyanlann diger haklan lanımaması mumkün degildlr. Bu nedenle Türklye'de şu andaki demokra.si mucadelesinde, demokrasi tartısmalannda sendikal haklan, örnegin bir gcAel grev hakkını savunmayı lemel olçu kabul ediyorum. Bu nedenle de işçi taklan konusunda net tavıriar görmek Istlyoruz. Zlra iddia ediyorum ki, ülkemizdeki demokrasi tartışmalannda, demokrasi mucadelesinde yine en agır yükü isçi sınıfı omuzlayacaktır. Çünkü işçi sınıfı demokrasi ile ekmegi arasındaki ilişkiyi en iyi fark eden sınıf olma durumundadır. Sosyal demokratlar işçi smıfıyla blrükte örgütlenerek ülkemizin gdeceginde önemli bir siyasi elkinlige sahip olabilirler. Bunun İçin öncelikle sosyal demokrasinin tarihsel ve güncel temellerini, gelişmesini, gerçekçi bir yaklaşımla ortaya koymalan gerekir. Sosyal demokrasiyi amaç kabul eden bir partlnin de gerekli örgüt biçimine sahip olması zorunludur. Böyle bir parti örgütsel yapısının yanı sıra, politik, ekonomik, toplumsal, külturel açılardan hedeflerini Türkiye gerçeklerine uygun belirlemell, bagımsızlıgı temel alan, anti mllitarist bir yapılanmayı siyasal alanda nasıl gerçekleştirecegini belirtmelidlr." Baştürk'Un demokrasiye yönelik ugraşıları değerlendirmesi şöyle: "Türk halkının siyasal yaşam biçimi olarak seçmiş bulunduğu demokrasinin dogup geliştigi Batı Avrupa'ya baktıgımızda demokrasiyi omuzlayan, bugünkü yerine laşıyan ve yaşatıp gelişlirenlerin İsçUer ve emekçUer oldugunu göniyoruz. Sosyalist ya da sosyal demokrat partilerin piramidini oluşturan İsçUer ve emekçUer, kendi yönetim ve denetimlerindeki sendikalar, kooperatifler ve diger meslek kuruluşlanyla sermaye sımfına karşı ekonomik, demokratik mücaddderinl sürdünirler. Sermaye sınıfı için ise temel hedef devleti mııllak planda ellerinde bulundurmak ve ele geçirdikleri devlet Ue emekçUerin ekonomik, siyasal, toplumsal gelişmelerini, düfünsel, örgülsel faaliyetlerini baskı altında lutmak, onlan denetlemek, hatta yönlendinnekUr. Sorunun temeli de burdadır. 12 Eylül sonrasında uygulanan politikalann lemellerinde de bu yatmakladır. CESUR POLİTİKALAR GEREK 24 Ocak + 12 Eylül operasyonu sırasında isbiliricUUde, köşe dönmede ve döndürmede uslalaşanlann depolitizasyon teorileri ve uygulamalan devleti ele geçirenlerin kavuştuklan imktnlarla mümkündür. İşle bu noklada Turkiye'de ciddi ve cesur politikalar gereklidir. Bu politikalar halkın oyuyla başa gelen hükümetlerin gerçek anlamda siyasi iküdar olmasım da içermek zonındadır. Türkiye'nin geçmişine baktıgımızda, özeUikle 1964 sonrasında kurulan hükümetlerin genelde siyasi iktidar olamadıklannı göniyoruz. Sebebiyet verdikleri bunalımlar nedeniyle ülkemizin zaman zaman geçirdigi siyasi ve ekonomik kriz dönemlerinde anayasal ve yasal duzeni koruyamamışlar, kurumlar arasındaki hiyerarşlyi ve işleyişi yonlendirememişlerdlr. En önemlisi, kaçınılmaz noktaya gelinmesine ragmen, halkımızın demokratik hakemligine başvuracak cesaret ve siyasi olgunlugu göslerememişlerdir. Bu nedenle askeri müdahalelere neden olmuşlardır. Kiml 'sermaye sınıfı hançeri sırtıma dayadı' derken, kimi de şapkasını alıp gilli. Kısacası ne İktidar olabUdller ne de muhalefet. Bugünkü Iktidann durumu yakın geçmislekilerinden daha da kölü, irtica sempatizanlıgı ile Atalürk devrimlerini savunma görüntüsü arasındaki gelgillerin sonu daha da kölu bitecege benzemektedir. Bir ulkede, blrtakım insanlar, siyasal ve ideolojik olarak Allah ile kul arasına girmeye basladı mı, bu işln nerede biteceglni gormek isteyenlere komşumuz Iran yeterli ornek olacaktır. 'Ben uygar insanım' dlyebilmenin önkoşulu kin, irtica ve sömürüden uzak duımakla başlar, buna göre de insanlar düşünce ve davranışlannda, bunlan yaşama geçirmede, yani orgutlenmede özgür olmalıdırlar. Ancak bu, loplumun bir kesimi için degil, lum kesimleri için geçerli olmalıdır. Ben demokrasiyi bir yaşam biçimi olarak seçmede daha anlamlı davranmaya başlayan halkımızın Irtlcayı aşabilecegine İnanıyorum. Sonuç olarak şunu soyleyebUirim, eski MESS Başkanı özal'ın Türkiye isçilerine, emekçUerine daha az ekmek ve daha az özgürlükten başka verebUecefii bir şey yoktur. Ülkemizde demokrasinin yeniden inşasında lemel yük, yine nasıriı elleri ve yüreklerindeki insan sevgisiyle işçUerde, emekçilerdedir." Baştürk, işçi sınıfı ve emekçiler için gelecek günlerde yönelik gelişmelerin degerlendirilmesini yaparken şunları söylüyor: "Sonınuzu şöyle özetleyebilirim. GörebUdigim kadan Ue Türklş Balı Avrupa sendikal harrketini, işçi sınıfının politik, ekonomik ve siyasal hedeflerini, demokrasi anlayışını koylu kurnazlığı Ue anlamazlıktan ve görmezlikten geliyor. Türklş'in üyesi sendikalann çogunlugunu oluşturan üsl yönetimlerce ele geçlrilmlş sendikalarla işbiriigi içinde sagcı siyasal ve ekonomik tercihleri, işçi sınıfının gelecegi açısından heplmlzln clddl clddl düşünmesi gerekmektedir. İŞÇİ SINIFI S1FIRA İTİLDİ Yasal ve siyasal baskılaria ekonomik demokratik mücadelede sıfır noktasına kadar geri ililmiş, ekonomik gücunü yan yanya kaybetmlş, onur kınlmış emekçi halkımız ve işçi sınıfımızın kendini yenUemede DİSK'in beliriedigi sendikal, sımfsal ve toplumsal Ukeleri yol göstericidir. Aynca bu Ukelerin evrenselligi yanında, geçerlilikleri de her gUn birez daha kendini hissettirmekledir. Hukuk devleti ve demokrasilerde her çıkar grubu, her planda örgülsel mücadeleyi esas alır. Siyasi partileri ile, ekonomik güçleri Ue ve iletişim araçlan Ue tarihinin en etkin dönemini yaşamakla olan sermaye sınıfı ve yandaşlannın karşısında işçi sınıfı ve diger emekçUer kabul etmeliylz kl, bugun orgütsuzdürler. Kendisini demokral, ilerici, aydın sayanlaria işçi sımfına ve diger emekçUere karşı sorumluluk duyan sendikacı, polilikacı, yönetici, lemsllci ve işçilerin bu vahlm durum karşısında yeniden bir durum degeriendirmesi yapmalannı gerekli görüyorum. Zaman kaybelmeden, yanlışlardan kaçarak, akılcı ve gerçekçi yol yontem izleyerek, sermaye sınıfının karşısında her planda orgüllenerek demokrasi ve özgürlükler mücadelesini surdürmeliyiz." BAŞTÜRK "DİSK kapatılsa btle yeni DÎSK'ler kurulur" dum. Bu lürden degeriendirmeler hangi amaçla, kunlerc ve neye yarayacakür? Kuruldugundan bu yana Genellş'in genel baskanlıgını yapıyonım. Uzun yıllar I urklş Yönelim Kurulu'nda bulundum. Ancak biz de 1975'te GenclIş olarak 1 urkl>'len aynldık. Buna karar vermek elbette kolay olmadı. Yıllanmızı vermiştik. PartilerüslU sendikacdık anlayışına son vcrilertk, Isçi sıruhnın evrensd UkeJeri etrafında, anıf sendikaahgımn gerektirdlgi ekonomik, demokratik sendikal mücadelede sendikal blriigi Türkts içinde gerçeklesliremedlk. Bu alanda umut verici adımlar atamadık. Ya orada kalıp onlann, sagcı siyasi iktldariann uydusu durumundaki teslimiyelçiliklerini ve günümüzdeki depolitizasyon uygulamasında oldugu gibi, işçi ve diger emekçi kesimleri politikadan dıslayan sendikal anlayışlannı onaylayacak ve giderek onlara benzeyeceklik ya da ekonomik, demokratik mücadelemizi Turkiş dısında sürdürecektik. Biz Ikincisini yaptık. DİSK'İ yalnızca kunıluşu açısından ele almak yanlıstır. DİSK'İ isçi sınıfı Erdal Bey'in, Adana SHP ikinci bölge toplantısını izlerken, ilginç söylentilere de tanık oluyordum. SHP kulislerinde, Aydın Güven Qürkan'm, birkaç arkadaşıyla MKYK üyeliğınden çekıleceği, MKYK dışından, parti içi savaşımı surdüreceği söyleniyordu. Otobüste, böyle bir olasılığı Erdal Bey'e sordum: Bilmiyorum, duymadım dedı. Aydınfley'learamızda bir şey yok. lllşkllerlmlz iyl... Ama, söylentiler; Ateş olmayan yerden duman çıkmaz' atasözü. En iyisi beklemek. Adana'yı çoktandır görmemiştım. Nasıl da büyümüş, ancak o ölçüde yaşayanlar arasında uçurumlar açılmış. Erdal Bey, yalnız dert dlnlodi Çumitaş'da, 260 işçi ağustostan beri ücretlerini alamıyorlardı. Burada DİSK dağıtılmış, işçiler Türk Metal'e kaydırılmışlardı. TürkMetal ise, ücretlerini alamayan ışçilerle ilgilenmiyordu Beşaydır aylık alamayanlar, kaymakama başvurmuşlar, Tarsus Kaymakarm'ndan, FakFukFon'dan yardım istemlşlerdi. Kaymakam: Slzln sandlkantz var, sendlkanıza başvurun, FakFukFon'dan slze yardımda bulunamayızl demiş, dilekçelerıni güvenlige göndermlşti. Güvenlikteki komiser, bu dilekçeye ne işlem yapacağını şaşırmıştı: Slz, ne eylem yaptınız kı, kaymakam bey dilekçenizi bize yollamış? diye sordu. İşçilerin öncüsü: Açızl yanıtını verdi. Güvenlikte, açlar için bir masa yoktu kil Firma seçımlerde, ANAP'a para yardımında bulunmuş muydu? Kaç milyondu bu? Yerel gazeteler, "50milyon"diye mi yazmışlardı? İşçiler, "ANAP'a yardım edinceye dek, İşçilerin blrikmla ücretleri 6d&nemez mlydl?" diye soruyorlardı Erdal Bey, Tarsus Gazetesi'nde de çıkan, yalanlanmayan bu olayları, Adana bölge toplantısında, SHP'lilere açıkladı. Çumitaş, traktör üretiyordu. Ancak, plansızlık yüzünden, yılda 40005000 traktör üretllirken, bu 250 ye dek düşmüştü. İşçiler, gerçekçiydiler, "Bu düşuşün nedenleri var, traktörierin satıldığı Iran'la Irak savaş İçinde. Ama, blzlm durumumuz ne olacak?" diye soruyorlardı. Üretim yapmayacak fabrikaya, niye para bağlamışlardı? "Güney Sanayl" önünden geçerken, Sevgi Soysafı neden anımsadım? Sevgi Soysal, bir Adana sürgün röportajında: Güney Senaylll, Ulan enayiii! Demlyor muydu? Soysal gerçekte reklarnı dinleyenleri mi eleştiriyordu? Adana'da Erciyes Sineması'nda, SHP Genel Sekreteri Flkri Sağlar, şunları soylüyordu: Esnaf ve sanatkârlann elinden tutan yoktur. Esnafın türlü derdl dinlenmemektedir. Sanatk&r horlanmaktadır. Ama, ağa ve büyük sanaylci mümtaz yer tutmaktadır. Ülke, ağalann, beylerin cennetl olmuştur.. Çöp bldonlannda sebze, meyve arayan yurttaşları görmekteyiz. Her köşe basında İş bekleyen Insanları bulmaktayız. Açlık, sefalet almış başını gldlyor. Bugün İnsanlar en değer verdikleri namuslarını satmaktalar, yine de kannlannı doyuramamaktalar. Artık en yüce değerler, değerslz özal zihniyetlyle yok olmuştur... Adana'dan Oüziçi'ne giderken, Cumhuriyet'in arabasını kullanan şoför Ali gösterdi yolda: Bak abl, yol kıyısında ağaçlar arasındaki kadınları gördunüz mü? Ben görememiştim, o anlatmayı sürdürüyordu: Bunlara "Gece Yosması" derler. Hava karannca, böyle yol kıyısına çıkarlar, gelip geçen "TIR'Van durdurarak, atlarlar. TIR şoförü, onunla seviştlkten sonra, bırakır... Pekl, kadın nereye glder? TIR şoförü bıraktıktan sonra... Bir başka TIR'la geri döner. Bu böyle sürer, glder. Traflk pollstori bazı akşamlar, operasyon düzenleyerek onlan toplahar. Bir de gunduz yosmalan vardır, onlar gündüz çalışıriar. Yalnız TIR'ları değil, arabalan da durdururiar. Yalnız arabanın " 0 1 " yani Adana plakalı olmaması gerekir. Adana plakalı arabayı dunyada durdurmazlar.. Adana'dan Düziçi'ne giderken, Osmanlye'den geçiyorduk. Osmaniye'de, Meslek Yüksek Okulu'nda olup bitenlere de deginmeliyim: Bu Meslek Okulu'nda cumaları toplu namazlara mı gidiliyordu? Buraya atanan, alınan ögretlm elemanlarının çogunun Humeynici olduklan mı söyleniyordu? Bunlar ölseler, bayanların ellerlni sıkmazlardı. Biryüksekokula atanacak kışıde aranması gereken nltelikler, özellikle uzmanhk aranmıyor, dört yıllık okulu bitırmış olmaları yeter görülüyordu. öğrenci yurdu, biteli bir yıl olduğu halde bir türlü açılmıyordu. Yurt, okula 7 km uzakhktaki Fakuşağı Köyü'ndeydi. ögrencller, kızerkek karışık olacaklar, kızlar evlenmeden doğuracaklar diye açılmadıgı söyleniyordu yurdun! Okul kantininde, cogu gazete. özellikle Cumhuriyet satılmıyordu. TercOman'da zaman zaman manzumeleri çıkan Kız Meslek Lisesl Türkçe ögretmeni 6. Y. konuşurken Türkçe sözcükleri kullananları' 'komünlst"likle mi suçluyordu? Yüksekokula müdürler, emaneten atanmış gibi miydıler? Kadroları merkezdeydi, haftada iki gün geliyorlar, yolluklarını alıp, özel makam arabalarında dolaşı' yorlardı Osmaniye'den sonra, Düziçi'ne vardık. Düziçi, beni heyecanlandırırdı. Orada 194O'lı yılların başlarında kurulmuş Köy Enstitüsü vardı. Hiç görmemiştim ama, ününü duyardım. Ömer Lütfü Dağlar, enstitünün ilk müdürlerlndendi. Ismall Safa Guner, burada eğitim başıydı. Okul binalarmı ögrenciler, öğretmenler yapmışlardı. Adana'da Erdal Bey'e, bu eskl Köy Enstitüsü'ne uğrayıp, uğrayamayacağını sordum. O, FlkrlSağlar'a sordu. Safllar, "Uğranz" dedi. Düzlçi'nde, beledlyeyi son seçimlerde SHP kazanmıştı. Vell Türkoğlu, belediye başkanı seçilmişti. Düziçi'nde gerçekten görkemli bir karşılama yapıldı. Osmaniyelller de, Düziçi karşılamasındaydılar Erdal Inönü, belediye balkonundan konuşurken, kadınların kızların, evlerin balkonlarından alkışlamaları görülecek şeydi. Gençler: lşçi, köylü gençltk, SHP'de blrleştlkl diye sloganlar atıyordu. Erdal Bey, onlara: lşçi, köylü, gençllk SHP'de blrieştik, diyorsunuz. Esnafı da unutmayın! dedi. Esnaf da güç durumda... Esnaf da birleştıl diye bağrışıyorlardı gençler. Erdal bey, konuşmasında, "Biz dine saygılıyız, tüm dinlere saygılıyız. Bir aynm yapılmasını Istemlyoruz. 0nun Içln Anayasa Mahkemesl'ne glttlk" dedi. Ekledi: Semavi dinlere küfredenler cezalansınl diyorlardı, biz tüm dinlere saygılı olunmasını Istedik. Bir madde ile de şeriat düzeninl getlrmek istlyoriardı, buna karşı çıktık. Vatandaş şeriat düzenine dönmek Istemiyor... Erdal Bey, konuşmasını yaptıktan sonra, karşılaştığımızda: Dlnden söz ettim diye kaşlarm çatıldı gallbal dedi... Düziçi Beledıyesi'nde, Belediye Başkanı Veli Tün\oğlu, Erdal Inönü'ye, Cumhurbaşkanlığı sırasında Ismet Inönü'nün Düziçi Köy Enstitüsü'ne gelışi nedeniyle, okul defterıne yazıp ımzaladıgı yazının fotokopisini verdi. Ismet Inönü, bunda şöyle diyordu. "Düziçi Köy Enstttüsü'nü zlyaret, eyi gün, eyi hatıra. Teşekkür. 6.10.18431. Inönü" Buradan dogruca, eski Köy Enstitüsü'ne gidlldi. Burası şimdi oğretmen lisesi olarak kullanılıyordu. Bir ara, Eğitim Enstitüsü olmuş, 1978'de. faşistler binalardan birıni yakmışlardı. Yanık yapı onarılmamış. öylece duruyordu. Kaç bin dönümlük alan çamlıktı, eski enstltü yok edilememiş, uygulama bahçeleri, tarım çalışmaları aksayarak da olsa döner sermaye biçiminde sürdürülmüştü. Suyu şakır şakır akan, "Irfan Çeşmesı"nı, 1940 lı yıllarda ögrenciler mı yapmışlardı? Bu okulu bıtırmiş, bir emekli ögretmen, Erdal Bey'e Enstitü İle ilgili geniş bilgi verdi... için sendikal birlik esastır. Çünkü tüm işçilerin Çikarları ortaktır. Turkiye'de işçiler 12 Eylül öncesinde çeşitli kuruluşlara bölünmüş durumdaydı. Bugün de öyle. Ancak ben durumu, 12 Eylül öncesinde de belirttiğim gibi geçici görüyorum. Bölttnmiişlük tfeçlcl: tşçiler, sendikacılar ve emekçi katmanlara, Türklye'ye ve dunyaya bakısı açısından bir bulün olarak ele almak gerekir. DİSK bir gerçekçi çıkıslır. 197080 döneminin siyasal, ideolojik, çıkarsal, düşsel serüvenlerinde çeşitli gruplan ve bireyleri görebilirslniz. Zoriasanu bile DİSK'İ göremezsini/. Çünkü ayaklanmız yerde, gözümüz isçUer üzerindeydi." BaştUrk, güncel tartışma konusu sendikal birlik ile ilgili düşüncelerini ise şöyle açıklıyor: "İsçUer için, sendikaolar için 'sendikaJ birlik' esastır. Çünkü temelde yarallıklan artı degere benzeri biçimde el konan, işgüçlerinden başka satacak bir şeyleri olmayan tüm işçilerin çıkarlan orlaktır. lşçi sınıfının mucadelesinde sendikal biriigin saglanması onemli yer lutar. Turkiye'de İsçUer 12 Eylül öncesinde çeşitli kuruluşlara bölünmüş durumdaydı. Bugun de böyle. Ancak bu durumu 12 Eylül öncesinde de belirttiğim gibi, geçici olarak görüyorum. Sendikacüıkta (tek yol)lar yoktur. Ülkemiz »endikacılık hareketi bugün bazılannca Ueri sürüldügü gibi mutlaka bir İngiliz TUC, ya da Alman DGB dikalar isci cıkarı TezKoopîş'te 12, Teslş'te 4 çalışanın işine son verildi. tşten çıkarılanlar, Şevket Yılmaz ile göruşerek karardan dönülmesini istediler. r IşSendika Servisi Tez L Kooplş Sendikası 12, Teslş Sendikası 4 çalışanının görevlerine son verdi. ANKA'nın haberine göre TezKooptş Sendikası Yönetim Kurulu'nun aralannda daha önce DlSK'te uzman olarak görev yapmış olan 3 kişinin de bulunduğu 12 görevliyi işten çıkarması, sendika Uyelerinin tepkisine yol açtı. TezKoopIş üyeleri, işten çıkarılanların yeniden görevlerine döndürülmeleri için imza kampanyası başlattılar. Imzaya açıJan dilekçede TezKooplş Genel Başkanı Kenan Curbıiz ile Genel Eğitim Sekreteri Hikmet Aksoy ieleştirilerek, "K*endi çalışanlarını işten atan bir yönetim bizleri nasü savunacak. Sendikalar işvefen mantığı ile yönetilemez" de)ıildi. İşten çıkanlanlann bir kısmı da Türklş Genel Başkanı Şevket Yılmaz ile göruşerek haklarındaki karardan dönülmesi Jçin çaba sarfetmesini istediler. 1 ö t e yandan yine Türklş'e bağlı Teslş Sendikası'nda da 4 uzmanın görevlerine son verildi. Aralannda eğitim ve araştırnıa uzmanlarının bulunduğu görevJilerc gerekçe olarak "çalısmalanna Ihtiyaç kalmadıgı" bildirildi. İŞE DÖNME UMUDU Tekel'de son bir yıl içinde 7 bin dolayında mevsimlik işçinin işine son verilirken bunlardan bir kısmının "yeniden iş verilebilir" umuduyla kıdem ve ihbar tazminatlarını almadıkları bildirildi. Cumhuriyet Ege Bürosu'nun haberine göre Tekel'in yeniden işçi alması olasılığını göz önünde bulundurarak 150 bin ile bir milyon lira arasında değişen tazminatlarını almayan 600 kadar işçiye işçi alımında öncelik tanınacağı açıklandı. Tek Gıdalş yöneticileri ve Tekel Merkez Müdürü bunun yasal bir zorunluluk oldugu nu söylediler. EIİBANK'TA 10 BİN İŞÇİ İÇİN GÖRÜŞME Etibank Genel Müdürlüğu ile Genel Müdürlüğe bağlı 18 işyerinde çalışan Türkiye MadenIş Sendikası'na üye yaklaşık 10 bin işçiyi kap>ayan toplusözleşme görüşmeleri başladı. l'ürkiye MadenIş Sendikası'nın, ücretlere birinci ve ikinci yıllar için ayrı ayrı yüzde 60 zam talep ettiği, sosyal yardımlarda da yüzde 50 ile yüzde 100 arasında artış isteminde bulunduğu ö&renildi. KÜMAŞ'TA SÖZLEŞME Kütahya Manyezit Işletmeleri1 nde (KÜMAŞ) çalışan 475 işçiyi kapsayan toplu iş sozleşmesi, bugün Ankara'da irnzalandı. Sö/leşmeyle, işçilerin ücretlerine ortalama yüzde 35 oranında zam yapıldı. PANEL "SAĞLIK HİZMETLERİ TEMEL KANÜNÜ TASARISI ÜZERİNE GÖRÜŞLER" Yöneticl: Av. TEOMAN EVREN Konuşmacılar: Prof.Dr. NÜSRET FİŞEK, Prof.Dr. MEKİN TANKER, Doç.Dr. YÜCEL AKINCI, Dt. YILMAZ BİLGİN, SSYB TEMSİLCİSİ YER: Türk Eczacılan Blrllğl Konferans Salonu Farabi Sok. /Vo. 35 Kavakhdere • ANKARA TARİH: 7 Şubat 1987 Basisen sozleşmesi barajı aştı Banco di Romalılar YHK'yi atlattı Uluslararası Banka Işçileri Federasyonu'nun devreye girmesiyle sağtanan anlaşma sonucu işçilere 1. yıl yüzde 35, 2. yıl yüzde 25 oranında zam yapıldı. SAAT: 74.00 YAVUZ ŞİMŞElT Banco di Roma'nın lstanbul ve Izmir şubelerindeki 114 çalışanını Yüksek Hakem Kurulu (YHK) toplusözleşmesinden uluslararası sendikal dayanışma kurtardı. Türklş'e bağlı Basisen'in Bonco di Roma'da üyeleri adına sürdürdüğü toplusözleşme görüşmelerinde parasal konularda anlaşma sağlanamadı. Işkolundan grev yasağı kapsamında bulun ması ve bu yüzden toplusözlcşmcnin YHK'ce bağıtlannıası yasal zorunluluğu karşısında Basisen, çareyi üyesi oldugu Uluslararası Banka ve Sigorta tşçileri Federasyonu'na (F1ET) başvurmakta buldu. Merkezi Cenevrede bulunan FIET de Italya'da bu işkolunda örgütlü üyesi sendikaya bir teleks göndererek konu hakkında bilgi verdi ve mümkün olan girişimlerin yapılmasını istedi. Ftalya'daki işçi sendikasınm Banco di Roma Genel Müdürlü ğü nezdinde yaptığı "girişimler" ise çok kısa sürede sonuç verdi. Genel Müdürlüğün lstanbul'daki şubesine 16 ocakla bir teleks göndernıesinden sonra da toplusözleşme imzalandı. 21 ocakta imzalanan sözleşme ile Banco di Roma çalışanları, "YHK'nin devreye girmesi dıırumunda hayal bile edemeyecekleri" haklar aldılar. Sözleşmede ucret zammı birinci yıl yüzde 35 artı 15 bin, ikinci yıl yüzde 25 artı 15 bin lira olarak belirlenirken, işçiler kıdem zammı ve unvan tazminatına da hak kazandüar. Ayrıca diğer sosyal yardımlarda da artışlar sağlandı. AMBASSADE DE BELGİQUE Cherche un lıcentıci en sicences economiques ou porleur d'un diplöme equıvalent pour section commerciale ambassade. hmpluı reqçıert connaissance parlaıte du français, une bonne notıon de l'anglaıs et la volonte de reussir. La connaissance du nderlandais constıtuerait un aıout supplimantaire considerable. Le candidat doit avoir accompli son service militaire. Priere introduıre candidature avec curriculum vitae complet, eventuelles rtfe^ences et photographe â adresser sous pli fernı^ â Monsieur A. Calteeuw Nenehatun Caddesi 109 Gaziosmanpaşa Ankara
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle