19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
UBAT 1987 DIŞ HABERLER CUMHURTYET/3 Tcoşa (a.a.) lsveç ikumeti, Kıbrıs'taki niş Milletler Barış nde görev yapan 395 birliğini çekmeyi düğünü dün KKTC'Ye 7 bildirdi. Ülkesini nezdinde de temsil tsveç'in TelAviv celçisi Hirdman, KKTC lurbaşkanı Rauf 'aş'la dün akşam •ı göruşmeden sonra fcilerin sorularım adı. Büyükelçi, BM Gücü'nün mali nunun düzeltilmemesi brıs sorununda ilerleme '.dilmemesi halmde, 'in Barış Gücü'ne asker mını gözden geçireceği ıdakı karunnı Raıtf taş'a resmen rduğunu söyledi. ç'ten ıktaş'a mesaj Suriye müdahaleye hazır Suriye istihbarat yetkilisi Gazi Kenan bütün tarafların nihai bir ateşkes konusunda söz verdiklerini, ateşkese uymayanlann cezalandırılacağını söyledi. Lübnan BAAS Partisi lideri Asım Kanso, hükümetin, Suriye'nin çatışmalan durdurmak için müdahale etmesini sağlamasını istedi. , BEYRUT (a.a.) Lübnan' V Açıklamada, "ateşkese uyın başkenti Beyrut'un, Müslü fnayanlann cezalandırılacakman nüfusun yoğun olduğu ba fcn" büdirildi. £ » l i s yetkilileri, Şii ve Dürzi tı kesiminde beş gündür devam eden çarpışmalar sonucu, Dür milislerle Suriye askerlerinden ziler, Şii milisleri Hamra bölge devriyeler oluşturulacağını ve bu devriyelere, ateşkesi ihlal edensinden çıkardılar. Adının açıklanmasmı isteme ler için"vur emri" verileceğini yen bir güvenlik görevlisi çar bildirdiler. Devriyelerin, çatışmaların pışmalann başlamasından önce Batı Beyrut'un ytlzde 60'ının Şi odak noktası olan bölgelerde mevziler oluşturacakları ve ateşUerin, yüzde 40'ının Dürzilerin kes Dılalıni onlemeyi amaçladıkdenetiminde olduğunu, ancak çarpışmalar sonucunda Dürzile ları belirtiliyor. Ancak bu ptana fağmen, Barin Batı Beyrut'un yiizde 75'ini kendi kontrollerine aldığını tı Bey " ' n sabah çarpışmalary.. am etti. söyledi. Bv Lübnan BAAS Yaklaşık 200 kişinin ölümüne, Parr :n Asım Kanso, 400 kişinin de yaralanmasına yol ^agrıda bulunarak, açan çatışmalar, önceki gece in çatışmalan durdurönemli ölçüde yavaşlarken, çarpışmalan durdurmak için yoğun mak içüı müdahale* etmesinin temaslarda bulunan Suriye As sa£!anmasını" isîe lerinin keri İstihbarat Şefî Tuğgeneral dağhk Gazi Kenan, bütiin tar; "nihai bir ateşkese" uyacakl yolunda söz verdiklerini bilı Pariamenio Başkanı U u » ; in Gazi Kenan'ın bu açıkl: Httseyin'in caîrnsmı bekkdikleBeyrut'taki bütün radyo rini söylc yonlanndan yayımlandı. TETtKTE Beyrut'taki şiddetli çatışmalann durması için girişimlerde bulunan Suriye, birüklerini Batı Beyrut caddelerinde ve baskentin doğusundaki dağlık bölgede hazır durumda bekletiyor. (Fotoğraf: REUTER) Dürziler, Batı Beyrufun dörtte üçünü ele geçirdi DIMYADA BUGUN ALİ StRMEJN Çarşamba günkü "İnsanlık Suçu" adlı yazımızda adı geçen Rıza Tevfik Demiray ile ilgili olarak İstanbul Valisi Sayın Nevzat Ayaz'ın Genel Yayın Müdürü Hasan Cemal aracılığıyla gönderdiği bir açıklama, önceki gün elimize geçti. Hemen belirtmek isteriz, herkesin her şeye karşı duyarlılığtnı yitirdiği, delilleriyle birlikte ileri sürülen görüşlere karşı hemen "Ülkenin itibarını zedelemek istiyorlar" savının ileri sürüldüğü ortamda, İstanbul Valisi Sayın Ayaz'ın duyarlılığı karşısında sevinmemek elde değıl. İşkence ya da yasadışı davranış suçlamaları karşısında tutulacak en iyi yol, konuyla ilgili ayrıntılı açıklamalan sunmak, gerektiğinde konunun üstüne gitmektir. Bunun aksine davranış, hem kuşkuları yoğunlaştırır hem de devleti zedeler. Olaya bu açıdan bakınca Sayın Ayaz'm açıklamasını olumlu bir davranış olarak görmemek olanaksızdır. Ancak açıklamanın yine de bazı noktaları karanlıkta bıraktığını belirtmeden de gecemeyeceğiz. Önce açıklamayı kısaca özetleyelim: "27.1.1987 günü İstanbul Karaköy ıskelesi civarında durumundan şüphe edilen bir kişi, polis ekiplerince, boğuşma neticeside yakalanmış. Bu kişinin üstünde Sosyalist Vatan Partisi Genç Komünistler Birliği örgütüne ait olan 125 adet Kıvılcım dergisı ele geçmiş. Daha sonra Rıza Tevfik Demiray kimliğinin sahte olduğu ve yakalanan kişinin Naif Çiftçi olduğu ortaya çıkmış ve Naif Çiftçi'nin örgüte bağlı olarak silahlı gasp ve yaralama fiillerinin sanığı olarak arandığı anlaşılmış, daha sonra da Naif Çiftçi'ye bağlı olarak 6 kişi daha ele geçırilmış ve bunlar 12.2.1987 günü İstanbul Devlet Güvenlik Savcılığı'na nakilden önce aynı gün Şişlı Adli Tabip Şube Müdurlüğü'ne sevkedilmişler ve haklarında tanzim edilen raporlarda "harıcen darp, cebir, şiddet belirtisine rastlanmadığı" bildirilmiştir. Sanıklann aralarında Naif Çiftçi'nin de bulunduğu dördü, aynı gün İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'nce tutuklanmışlardır." Açıklamanın özeti bu. Şimdı de olayın karanlık kalan yönlerine gelelim. Olayın karanlıkta kalan ayrıntılanna inmeden önce, açıklamanın pek fazla yenilık getirmediğini belirtmek isteriz. Çünkü söz konusu bilgiler daha önce gazetelerde yer almıştı. Ancak yine de tartışmaya neden olan olay, 11 Şubat 1987 tarihli Çumhuriyet'te yayımlanan ve Demiray adını taşıyan Naif Çiftçi'ye işkence yapıldığını gördüklennı söyleyen, adlarını da veren kişilerle ilgili haberde, konu hakkında bilgısine başvurulan İstanbul Siyasi Şube Müdürü Metin Günay'ın, Rıza Tevfik Demiray'ın bir soruşturma dolayısıyla aranmakta olduğunu, ama henüz bulunamadığını söylediği görülüyordu. Hapishaneden bize yazılan mektup da tşte, bu açıklama üzerine oluşan kaygıları dile getırmekteydi. Çünkü hapishanedeki kişiler, açıklamadan çok önce, emnıyette Demiray ile birlikte bulunmuşlardı ve Metin Günay'ın açıklamasından haklı bir endişeye düşmüşlerdi. öte yandan Hasan Aydemir, Köksal Florinalı ve Serhat Şimşek adlı sanıkların 3 şubat günü çıkanldıkları DGM Savcılığı'nda Demiray'a işkence yapıldığının tanığı olduğunu bildirdikleri Sosyaldemokrat Halkçı Partı II Örgütu İnsan Hakları Af ve Hukuk Kbmisyonu tarafından açıklanıyordu. Daha sonra ise bu kişilerden Köksal Florinalı, noterden gonderdığı ıhtarname ile kendisme atfedilen beyanı yalanlıyordu. Ama öbür iki kişi, ifadelerinin doğruluğunda ısrarlıydılar. Öte yandan bize hapishaneden mektup gönderen iki kişinin kaygılarının yersiz olduğu ve Naif Çiftçi'nin sağ ve tutuklu olduğu öğreniliyordu bilgi notundan. Ama aynı bilgi notu hapishaneden yazılan mektupta yer alan işkence iddialanna yanıt getırmıyordu. Bilgi notunun buyük boşlukları şunlardr Siyasi Şube Müdürü, kendi verdiği bılgıye göre, 21.1.1987 günü yakalanmış olan ve daha sonra 12.2.1987 günü DGM önüne çıkarılan bir sanığın 10.2 1987 gunü halen aranmakta olduğunu nasıl söyleyebılıyordu? Ellerinde bulunan ve soruşturmasının tamamlanmış olduğu belli olan (gerçekten iki gün sonra mahkemeye sevkedilmiştir) bir sanığın durumu rteden gizlenıyordu basından? 27.1.1987 günü yakalanmış olan ve 3.2.1987 günü başka kişiler tarafından emniyette ışkenceye uğradığı devtetın mahkemesine, savcılığına bildirilen bir kişi hakkında 12.2.1987 günü alman ve "haricen darp, cebir şiddet belirtisine rastlanmadığını" belirten rapor, ne derecede doyurucu ve inandırıcıdır? Yukarıda admı verdiğimiz kişiler, 3 şubatta işkence iddiasında bulunduklarına göre, olay 2 şubat ve öncesiyle ilgilidir Bu durumda Adlı Tıp Şube Mudürlüğü'nün raporu, olaydan en az 10 gün sonrasının tarihini taşımaktadır. Bu durum. raporun işkence yapılmadığının delili olma nitelığıni ortadan kaldırmıyor mu? Bu durumda insanın aklına hemen, siyasi şubenin Demiray kod adlı Çiftçi'nin, şubedeki varlığımn işkence ızleri ortadan kalktıktan sonra Adli Tıp Şube Müdurlüğü'ne gönderilmesi için zaman kazanmak amacıyla gizlendıği kuşkusunu getirmez mi? işte olayın karanlık noktaları bunlar. Biz bu karanlık noktalara dayanarak, "İşkence yapılmıştır" iddiasında bulunmuyoruz. Bir insanlık suçu olan işkenceye karşı duyarlı olanların, aynı zamanda bu tür iddialan ortaya atarken de çok dikkatlı olmalarının zorunluğuna inanıyoruz. Ancak tüm olaylar, deliller ve karanlık noktaları göz önünde bulundurunca, Sayın Ayaz'ın hemen yanıt gönderen titizliğinin de yeterli olmadığına, olayın daha geniş kapsamlı ve derin bir incelemeyi gerektirdiğıne de inanıyoruz. Ve elımizdeki verilere dayanarak işkence yapılmıştır demekte aceleci olunmaması gerektiğini belirtirken, ne yazık ki bu verilerle "işkence yapılmadığı yargısına vanlamayacağını" da belirtmek isteriz. Bir Açıklama.. . mktaş'tan ıpandreu'ya nıt efkoşa (a.a.) KKTC Cumhurbaşkanı Rauf tktaş, Yunanistan bakanı Papandreu'nun, kiye'nin Kıbns'ta yeni bir ekete geçmesi halinde •kYunan savaşt çıkacağı undaki sözlerini yanıtladı. tktaş, dün Lefkoşa'da diği demeçte şunları ledi: "Bu, demagog bir itikacının halkı kandırmak ı söyleyebileceği bir sözdur. nkü Papandreu da bilir ki, rkiye Kıbns'a saldıracak \ildir. Kıbns üzerinde böyle planı, emeli, arzusu ktur, bunu iyi biliyor ve if yaptyor. Ama bu bizi ndırmasın. Gerçekte nanistan, Türkiye afmdaki askerı güctinu mrmaktadır, Kıbnsda, ımları devamlı surette ahlandırmakta ve savaşa zırlamaktadır." £ fc~ F. Almanyaİran Battdan Gorbaçovh övgfr Dış Haberler Servisi Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri Mihail Gorbaçov bundan böyle seçimlerin daha demokratik bir biçimde yapılacağmı bildirdi. Gorbaçov Letonya ve Estonya Cumhuriyeti'nde yapuğıltonuşmalannda daha önce önerdigi demokratik seçimlerin bu \ ıl yapılacak bazı fabrika ve yerel >onetici seçimlerinde depeneceğini söyledi. Gorbaço%iftçen ay yapılan parti merkezÎMİBkesi toplantısında seçimlerin 'kapalı oy sistemi ve birden fazla adayın katılması ile yapılmasını Onermişti. Sovyetler Birliği lideri başlatılan yeni reform programı cerçevesinde Sovyet vatandaşlanna zor birkaç günün beklediğini ancak programa bir alternatif Kulunmadığını lcaydetti. Estonya Cumhuriyetının oa;kenti Tallin'den iAısal televizyon aracüığıyla koouşan Gorbaçov, Sovyetler'de müliyetçi duygulann kabarmasınm Batı propagandasından «e Batıhlann" Sovyetler'in içişlerine kanşmasındaakaynaklandığını ileri sürdü. Konuşmasmın büyük bölümünü "perestroika" adı verilen ve "siyasi ve ekonomik sistemin yepiden inşası"nı ongoren prograLina ayıran Gorbaço\, "getirmek istediğimiz reformların sözlerle sınırlı sloganiar olduğunu sananlar, ocak ayından sonra bunun gerçek bir siireç haline geıdigini açıkça görmeliler. Bu Mireci anlamayanlar. kendiîerini çok güç durumda bulabilirler" dedı. Bu arada Avrupalı siyasi gözlemcüer, Sovyet lideri Mihail Oorbaçov'un girişimlerini merakla izliyorlar. Fransa Dışı>kn BaRanı JeanBernard Raimoud^jĞorbaçov ve ekibini "önceklerden tamamıyla farklı" olar^rnelerken italya Başbakanı O m , Gorbaçov'unM'Sovyetk, Bmi|i'nde degişivVaratmak flt^yen yeni bir \önetici nesJinin^'fcilgili bit temsilcisi" olduğunu belirtti. Ingiliz Guardian ga.jLesınin Moskova mu abıri Martin \Valker ise "Sovyet halkı, Kranlin'de beş yıl önce açıklasaydı, düşiincelerinden otiıru hapsedHebilecek bir adamtn bulanduğunu artık anlamaya başlıyor ' diye yazdı. HumeynTyi canlandıran komedyeni polis koruyor İran, Federal Almanya Başbakanı Kohl'un özür dilemesini istedi. BONN (AP) Federal Alman televizyonunda yayımlanan ve İran ile Uişkilerin bozulmasına neden olan programı hazırlayan Alman komedyen, polis koruması altına alındı. Pazar gecesi vayımlanan komedi programında soyunan bir kadının iç çamaşırlannı Humeyni'nin ayaklanna fırlattığı sahnede Humeyni'yi canlandıran komedyen Rudi Carrell'in, Syke'daki evinde ailesi ile birlikte çok ciddi bir koruma altına alındığını acıklayan polis, bu önleme, Carrell'in tehdit telefonlan almaya başlaması ve evinin bombalanacağı ihbarlannın gelmesi üzerine gerek duyulduğunu açıkladı. Bu arada, tran'ın Bonn Buyukelçisi Muhamrned Davad Salari, Federal Almanya Başbakanı Helmut Kohl'un iran hukümetinden olayla ilgili olarak özur dilemesini istedi. tran Büyükelçiliği'nde basın toplantısı düzenleyen Saları, "tslain dünyasında, Musluman bir devletin dini lideri ile alay etmek duşünalemeyecek bir olaydır. Alman hükümetinin özür dilemesi. Uişkilerin dttzdmesini kolaylaştıracaktır" dedi. tran Parlamentosu Dış Politika Komitesi Başkanı Ahmed Azizi ise, "Die Welt" gazetesine verdiği demeçte, "Bu tür saldınlan kabul edemeyiz. Federal Almanya ile ilişkilerimizi gözden gecirmek zonındayu" dedi. llipinler'de 19 Mü VI Filipinler'in uzeyındeki îsabela mletinde, "Halkm Yeni 'rdusu" gerillalannm ukümet kuvvetlerine karşı urdukları bir pusuda jplam 19 kişi öldü. iükumet haber ajansı PNA, lenlerin 12'sinin gerilla, "sinin hükümet askeri >Iduğunu bildirdi. Ajans atısmada II askerin de 'aralandığını belirtti. ^atışma, hükümet güçleri ile comünist gerillalar irasındaki ateşkesin iozulmasından iki hafta îonra meydana geldi. İJTanUa (OJO.) ABD ambargosunun kaldırılmasu Polonya'da umut yarattı flişkilerde yeni bir başlangıç Dış Haberler Servisi ABD'nin Polonya'ya 1981 yılı arahk ayından bu yana uyguiamakta olduğu ambargoyu kaldırması, ABDPolonya ilişkilerinde "yeni bir başlangıç noktası" olarak yorumlanıyor. Reagan yönetiminin, ambargoyu kaldırdığını duyurmasınm ardından bir açıklama yapan Polonya hukümeti sözcüsü Jerzy Urtan, ambargonun Polonya toplumu üzerinde yeterince zarar yarattığını, bundan sonra iki ülke arasındaki ilişkilerin yeniden başlayacagını belirtirken, Polonya Dayanışma Sendikası lideri Lecb Walesa, "Başkan Reagan'ın kararı, Polonya balkımn çıkannadır ve Dayanışma'nın ideallerinin desteklendiğinin kanıüdır" dedi. Hükümet sözcüsü Urban'm yaptığı yazılı açıklamada, Reagan yönetiminin bu karannın DoğuBatı ilişkilerindeki gerginliklerden birinin ortadan kalkması anlamma geldigi, ambargo nedeniyle zarar gören Polonya Ta Nea gazetesinin iddiast: Polonya hukümeti, ambargo nedeniyle 15 milyar dolar zarara uğrayan ekonominin, kurulacak işbirliği ve sağlanacak krediler ile kalkındırılabileceği görüşünde. Rejim aleyhtan Begun serbest oskova (aM.) SSCB'de dün affedildiği açıklanan tutuklu Yahudi rejim aleyhtan Josef Begun, dün serbest bırakıldı. Akrabaları, Sıvajtopel Hapishanesi'nden çıkan Begun'un kansı Inrta ve oğlu Borıs tarafından karşılandığtnı bildirdiler. Begun'un sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi. Begun ailesinin, pazar günü Moskova'ya döneceği kaydedildi. M ekonomisinın, kurulacak ışbirliği ile kalkındırılabileceği kaydedildi. Polonya hükümetinin belirlemelerine göre, ABD ambargosu Polonya ekonomisinde 15 milyar dolarlık zarara yol açrruş bulunuyor. Dayanışma lideri Walesa ise, Gdansk'taki evinden telefonla yaptığı açıklamada, "Reagan yönetiminin bu karan, Polonya balkına gösterdiği büyük ilgi ve destek nedeniyle ve yıllardır süren karşüıklı dostlugun sürmesi ni sağlamak amacıyla aldıgına inanıyorum. Dayanışma, tüm baskdara ragmen yaşayacaktır. Son kararın, Polonya'nın, daha doğrusu Dayanışma'ıun program ve ideallerine uzun dönemli bir destek olduğuna inanıyonım" dedi. Walesa açıklamasında, ambargonun kaldırılmasından sonra başlayacak Batı teknoloji girişinin ve mali yardımının heba olmaması için Polonya'da gerçek ekonomik reformlar uygulanması gerektiğini ve demokraükleş menin zorunlu olduğunu söyledi. Amerikan ambargosunun kalkmasıyla ilgili olarak Polonya Komünist Partisi'nin yayın organı gazetede yer alan bir makalede ise, Amerikan yönetiminin karannın son derece gerçekçi olduğu kaydedildi, ancak ABD'nin Polonya'daki muhalif grupları desteklemekten vazgeçmesi istendi. Polonya ekonomisi, özellikle ABD'nin tanm kredilerinden buyük kazanç sağlayacak. Son yıllarda, buğday ve tahılda iyi ürtın alınması nedeniyle bu alandaki ithalatında önemli düşüş olan Polonya'nın fabrikalanru modernize edebilmesi ve ihracatım arttırabilmesi için dış kredifere ihtiyaa var. Ülkenin en büyük sorunu ise 33.5 milyar dolara varan dış borçlan. Bu borçların ve faizlerinin ödenebilmesi, Batı ile gerçekleşürdiği ticarette fazlalık elde ederek, ödemeler dengesini lehine çevirmesiyle mümkün. Albay North'un gizli askeri verdiği belirlendi WASHİNGTON (Cumhuriyet) İran silah skandalınm "konuşmayan" adamı Albay North'un, Ulusal Güvenlik Konseyi'nde görevli iken "çok gizli" nitelikte askeri bilgüeri Iran'a aktardığınm anlaşıldığı açıklandı. "Washington Post" gazetesinin haberine göre olay, Ulusal Güvenlik Konseyi'nin bilgisayar sisteminde kayıılı gizlilik dereceli istihbarat arşivinin araştınlması sırasında ortaya çıktı. Güvenlik Konseyi bilgisayarlannda Albay North'un Iran'a geçirdiği anlaşılan malzemenin "Noforn" denilen hiçbir şekilde yabancılar tarafından görülmemesi gerekli türde çok gizli bilgiler olduğu bildirUiyor. Bir Ulusal Güvenlik Konseyi görevlisi Albay North'un lranIrak savaşı ile ilgili en duyarlı istüibaratı görrne olanağına sahip olduğunu belirtirken, VVashington Post, olayı soruşturan kişilerin Albal North'un en az iki kez bilgisayarlardan çok gizli nitelikte bilgüeri, görüştüğü Iranlı aracılara aktardığını ortaya çıkardıklarını yazdı. Bilindiği gibi daha önce de CIA'nın geçen ağustos ayında VVashingtonBağdat arasında gizli bir haberleşme hattı kurduğu ve lran'da bombalanacak sıratejik hedefleri gösteren uydu fotoğraflarını Iraklılara verdiği açıklanmıştı. Ateşkes öncesi bombardıman Bilgisayar merkezi yandı r\ ış Haberler Servisi LJ Avusturya'nın başkenti Viyana'da ülkenin en büyük silah askeri arac ve tanm aletleri üreten bir firmanın genel merkezi yandı, can kaybına yol açmayan yangında büyük maddi hasar meydana geldi, firmanın proje ve önemli bap belgeleri arşivlediği bilgisayar merkezi de kısmen hasar gördü, yangm yüzünden Stayer ve Türkiye Zirai Donatım Kurumu arasında dün imzalanması beklenen 10 yıllık lisans anlaşması da ertelendi. Türk uçakları Fransa'dan Iraka silah taşıyor ATİNA/ANKARA (Cmnhmiyet) Türk askeri nakliye uçaklanmn Fransa'dan Irak'a askeri raalzeme taşıyan bir "hava köpriısü"nde yeraldıklan öne sürüldil. Konuyla ilgili iddialan yanıtlayan Dışişleri Bakanlığı ise bu haberi "suntoriu bir yalan" olarak nitelendirdi. Yunanistan'da yayımlanan ve iktidar yanlısı olarak bilinen Ta Nea gazetesi, dünkü sayıanda yayımladıgı bir haberde söz konusu iddiaya yer verirken, yayımladığı bazı havaalanı fotoğraflannda görünen "C130" ve "Transal" tipi askeri nakliye uçaklanmn, Turk Hava Kuvvetleri'ne ait olduğunu da öne surdü. Ta Nea'da yer alan habere göre Paris'in Chatoriou Havaalanı'na 15 kadar Türk nakliye uçağj inip kalkıyor ve bu uçaklar Fransa'dan yükİedikleri askeri muhimmatı biünmeyen bir yöne götürüyor. Haberde aynca, havaalanındaki "örf" bir kaynağa dayanılarak "Exocel" füzelerini imal eden "Aerospcciale" şirketinin tesislerinin çok yakında olduğu ve alanda çok miktarda askeri malzeme sandıklarının yığüı bulunduğu belirtiliyor. Gazete, yayıraladığı fotoğraflan da kanıt olarak göstererek bu sandıklann üzerınde bulunan "Iraqi Air Force Mainlenance Unit" (Irak Hava Kuvvetlen Bakım Unitesi) ve "Republic of Iraq" yazılarından, bu malzemenin Irak'a gittiğini kaydediyor. Irak, 13 İran kentini bombaladı ABU DABİ (a.a.) So\^etler Birliği'nin, kısa bir süre önce Irak'a 20 adet MİG29 avcı bombardıman uçağı verdiği bildirildi. Bu arada Irak, önceki gün 13 İran kentini bombaladı. Birleşik Arap Emirlikleri'nde yayımlanan El Ittihad gazetesi Batuı askeri kaynaklara dayanarak verdiği haberde, askeri havacıkkta en gelişmiş tiplerden biri olarak bilinen bu uçakları kullanabilmek için Iraklı pilotların Sovyetler Birliği'nde eğitim gördüklerini belirtti. Gazete, aynı kaynaklara dayanarak, Irak'ın son haftalarda, aralarında Tahran da bulunan 50 dolayında tran kentine duzenlediği bir dizi hava saldırısında bu uçaklann önemli rol oynadığını kaydetti. Irak'ın elinde daha önce Sovyetler'den aldığı MİG23 ve MİG27 uçaklanndan da bulunuyor. Ancak MlG29'lar bu tip uçaklann en gelişmiş türu olarak biiiniyor. 13 İRAN KENTt BOMBALAND1 Irak, "kentler savaşı" için ilan ettiği 2 haftalık ateşkesin yiırürlüğe girmesinden önce, hava kuvvetlerine bağlı uçaklann 13 İran kentini bombaladığını açıkladı. Irak askeri sozcüsunün öncekigün yaptığı açıklamaya göre, bombalanan İran kentleri arasında Şiraz, PoleDoktar, llam, Dezful, Borujerd ve tslamabad bulunuyor. İran Haber Ajansı IRN'A da, önceki sabah Şiraz, llam, PoleDoktar, Dareh Şahr ve Şavaı kentlerinin bombalandığını açık lamıştı. Irak sözcüsü, Iran'ın öncek gün yürürlüğe koyduklan tek ta raflı ateşkesin koşullanna uyma ması halinde, kentler savaşın, çok daha şiddetle ve daha geni çapta yeniden başlayacaklarır duyurdu. Bağdat, İran cephede yeni b saldınya geçtiği, ya da Irak ken lerini bombaladığı takdirde ila ettiği ateşkesi bozacağını dah önce açıklamıştı. Irak'ın ateşkesini "kurnazhk olarak niteleyen Iran ise, bu yı rumuna rağmen, Bağdat Irj kentlerini bombalamadığı sür ce, misilleme saldınlarını durd racağını belirtmişti. IRAK BİR TANKER DAHA VURDU Irak Haber Merkezi INA ı Irak uçaklanmn önceki gün Ir kıyıları yakınlarında "çok b yuk hedefi" vurduğunu bildir Reagan'dan CIA'ya yetki l\Tew York (<UL) ABD 1 T Başkanı Ronald Reagan'm, Merkezi Haberalma TeşkilaWna (CIA) terörist olduğundan şüphelenilen kişilerin yakalanarak, ABD'ye getiritmesi konusunda emir verdiği öne sürüldu. Amerika'da yayımlanan, "Wall Street Journal" gazetesi, dünkü haberinde, Reagan'ın, teröristlerin ABD'ye getirilmesi ve yargılanması konusundaki emri, 1986 ocak aymda i t 1 5 I tspanytfda garip öğrencilerinin reform isteklerinin bir bölümunu kabul etmesinin ardından oğrenciler, önceki gün de öi f k protestolannı garip bir sekilde sürdürduler. Vigo kentindeki bir lisenin öğrencileri, hükümetin eğitim politikasını protesto etmek amacıyla smıflara mayolarla girdiler. tspanya Eğitim Bakanı Jose Maria Maravaü, bu hafta yaptığı açıklamada, öğrencilerin universiteye giris smavlarının kaldırılması isteğinin kabul edilmediği, ancak okul harçlannın dondurulduğunu, okul bütçelerinin yüzde 50 oranmda arttınldığımye öğrencilere tanınan burs olanaklarının genişletilmesine çalışılacağını bildirmişti. Maravaü, bu yeniliklerin, eğitim bakanlığınm öğrencilere vereceği son ödun olduğunu belirtmiş ve öğrenci gösterilerinin hükümetin reform karannda etkili olduğunu itiraf etmisti. Eğitim Bakanı Maravall, lise ve universite öğrencilerinin protesto gösterilerine artık son vermeleri çağrısmda bulunmuştu. Öğrenci liderleri ise, hükümetin reform planlarma ilişkin tepkilerini henüz açıklamaddar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle