19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
:UMHURİYET/12 HABERLER 21 ŞUBAT 198/ İstanbul'da telefon arızaları büyük loyutlara ulaştu Vatandaşlar, aylarca ırızalı telefonlarını açtıramıyorlar. Açılan ülefon kısa sürede yine arızaya geçiyor. DENİZ SOM Kapı önünde 15 dakika kadar bekledikten sonra içerdekilerin çıkması ile odaya girdik. Küçükyalı Telefon Müdürlüğü'nde Teknik Müdür Yardımcısı'na insanlar denlerini anlatıyorlardı. Masanın karşısında yerlerimizi aldıktan sonra müdür yardımcısı, en öndeki hanıma, "Buyrun, ne istemiştiniz?" dedi. Başörtülü hanım, telefonunun 6 aydır arıza yaptığmı anlatıp "Geçen giin kablolare baktılar, baglayıp gittiler. Meger yan komşunun telefonu bize baglanmış" dedi. Müdür yardımcısı, arızalı telefonun numarasını ve hanımın ev adresini ajandasına yazdı, "Dgilenecegiz" dedi. 1987 yılmın ikinci ayında olmamıza rağmen ajandanın sayfaları beşinci aya gelmişti ve her sayfası onlarca telefon numarası ve adresle doluydu. Müdür yardımcısı, başörtülü hanımın arkasındakine "Siz konuşun" gibilerinden baktı, orta yaşlı adam ileri çıkıp konuşacakü ki telefon çaldı. Müdür yardımcısı, ajandasına yine bir telefon numarası yazdı, "Bir dakika bekleyin" diyerek dahili telefondan bir yeri aradı. Çevirdiği dahili numaraya, telefondaki kişinin arızalı telefon numarasını söyledi. O sıra masadaki üçüncü telefon çalmaya başladı. MUdür yardımcısı, telefondaki kişiye anzanın giderileceğini söyledikten sonra orta yaşlı adamın sorununu dinlemeye başladı. Bu arada üçüncü telefon da durmadan çalıyordu. Orta yaşlı adam, dört ay önce bağlanan telefonunun sade,ce bağlandığı gün çalıştığını söyledi. O da telefon numarasını ajandaya yazdırdı. Müdür yardımcısı, sırada bekleyen üçüncü kişi ile konuşmadan önce çalan telefona baktı. O telefondan da bir telefon •numarası verildi, ajandaya bir şeyler not ederken, masadaki iki telefon birden çalmaya başladı. Küçük bir konser gibi " tki telefonun da zil sesleri ayrıydı. Odanın içinde küçük bir "konser" başlamıştı. ZiUer çalarken sıradaki üçüncü kişi, "efendim" diye söze başladı, son sekiz aydır telefonun sürekli arıza yaptığını, en çok bir hafta çalışıp birkaç ay kapandığını anlattı. Müdür yardımcısı karşısındaki kişiyi dinlerken iki telefonu birden kaldırıp kulağına götürdü, açtığı telefonlara ses vermeden dinlemeye devam etti. O an büyük bir olasıhkla karşısındaki kişiden başka iki kulağına da birileri bir şeyler anlatıyordu. Müdür yardımcısı, sağ kulağınaki ahizeyi omzu ile sıkıştınp eline kaJemi aldı ve karşısındaki kişinin telefon numarasını yazdı, "peki" dedi. Sol kulağındaki "ses"e "bir dakika" derken, sağdakine, "Buyrun sizi dinliyonım" dedi. Dinjerken, sol kulağındaki ahizeyi bırakH, üçüncü telefonu kaldırıp yine bir dahili numara çevirdi. Dısar Telefonlarda vukuat var! dan aravan kişinin telefon numarasını ve adresini içerden aradığı kişiye bildirdi, "Bugün gidip baksınlar" dedi. Bu konuşmayı dışarıdan arayan kişi duyup teşekkür etmiş olacak ki, müdür yardımcısı "Bir şey degil efendim" diyerek telefonu kapattı. Açık bıraktığı ahizeyi kulağına götürdü, ajandasına telefon numarası ve adres yazdı. "Bakılacak efendim" dedi ve telefonu kapattı. Müdür yardımcısı, karşısında bekleyenlerden sırası gelen orta yaşlı hanıma doğru başını kaldırmıştı ki, yine telefon çaldı. Ama açmadı. Orta yaşlı hanım, elinde bir kâğıtla masaya doğru ileriedi, Jstanbul içinde nakil için başvuruları olduğunu, yeni adreste kendilerine telefon numarası verilip, mukavele yapılmasına rağmen telefonun çalışmadığını söyledi. Orta yaşlı hanım, telefonun ağabeyine ait olduğunu ve ağabeyinin de operatör doktor olduğunu anlattı, kendilerine tercihli telefon verildiğini hatırlattı ve eylül ayından beri beklediklerini söyledi. "Ameliyatlı hastalar var, gecenin bir vaktinde hastaneden aranması gerekiyor" diye de konuştu. Müdür yardımcısı, yanmdaki telefon çalmaya devam ederken kâğıda baktı, "Sizin mukaveleniz, şartlı şebekeye göre yapılmış" dedi. Hanım, durumu anlayamadı. Müdür yardımcısı, 'Yani santralda sizin telefonunuz için bir numara aynlnuş ve bu numara size verilmiş. Ancak evinizle santral arasında heniiz şcbeke döşenmemiş" dedi. dedi, tamir'etmeye çalıştıklannı söyledi. Ve derken sıra bizde Sıra bize geldi. Çalmaya başlayan telefonla birlikte biz de konuşmaya başladı k: "Benim bir sonınum yok. Gazeteciyim. Artan telefon anzalan konusunda bilgi almak istemişlim." Müdür yardımcısı, koltuğuna yaslandı, "Öziir dilerim" dedi, "Benim demeç vermeye yetkim yok. Sorulannızın cevabını Telefon Baş Miidüıiüğü'nden alabilirsiniz." ' Ahizeyi kaldırdı, yine ajandasına bir şeyler yazmaya başladı. Telefon konuşmaları bitmişti ki masadaki telefonlardan biri çajmaya başladı. Dışanda, bizim odadan çıkmamızı bekleyen bir başk£ grup vardı. Sürekli çalan telefonlar, odayı dölduran şikâyetçi vatandaşlar, bağıranlar, kızanlar, in>zalanması gereken evraklar arasında geçen birmesai günübitmek üzereydi. Müdür yardunasının demeç vermeyeceğini daha odaya girerken zaten biliyorduk. Bizim için önemli olan odaya giren vatandaşlann söyledikleriydi. Ama bir soru daha sormadan edemedik: ^ "Böyle bir çalışma ortamında sinirleriniz yıpnpımıyor ş»u?" Bu sorumuza da yanıt alamadık, sadece acı acı gülümsedı Telefon müdürlüklerine başvuranların ortak bir derdi var: A rıza Devlet, sağhk hizmetmi satmaz Prof. Türkân Akyol, Sağlık Yasa Tasarısı'nı eleştirdi: ISBP MKYK üyesi Akyol, yeni yasa tasarısının "Parası olan yaşar, ötekiler umurumda değildir" mantığını getirdiğini I söyledi. Akyol'a göre, "Hükümet bu tasanyla öirlikte kadrolaşmayı amaçlıyor, din adamları ve öğretmenlerden sonra sağlık personeli de hükümet politikalarının aracı haline getirilmek isteniyor. J Hayali degil, şartlı Doktorun kardeşi, bir an duraladı, "Demek bize hayali telefon verdiniz" diye konuştu. Müdür yardımciM "Hayali değil, şartlı" diye düzeltti. Kadın "Ha şartlı, ha hayali, lekfiBtalışmadıklan sonra ne fark eder" dedi. Sebekenkı ne zamanJMpüarıâcağını sorunca da, altı ay kadar daha beklemesi gerektiğrofö|reİMi. PTT'nin aylar öncesinden parayı peşin alıp, telefon bağlama*ıasından, tercihli telefona hayali numara vermesine kadar soylenÜi jhırdu. Doktorun kız kardeşi konuşurken, arkasındaki yaşlı adam elindeki kâğıtlarla müdür yardımcısı.na doğru ileriedi, "İJizim sorunumuz da aynı. Adapazan'ndan Haydarpaşa'ya tayl» ofen bir doktor arkadaşıma nisan ayından beri telefon baglanmams, şuna bir bakar mısınız?" dedi. Müdür yardtfncısı, "Bu dt^jnr'^edi, "Şartlı şebekeye göre mukavele yapümış.ft Yaşlı adarai" "Peki efendim" de di ve fazla itiraz etmedi, ama konusmasını sürdürdü: "Efendim benira sorunum, telefonum anzalı. Üç ay once anzasa hildirdik. bir sonuç alamadık." Müdür yardımcısı ajandasına^yaşiı adamın numarasını yazarken, durumu bildirmek için dahW:telefonu kaldırmak istedi, ama yanlışlıkla o ana kadar çalan telefonu açtı. Bir süre de onunla konuştu ve ajandasıaa yine bir. telefcm numarası yazdı. İki numarayı birden, çevirdiği dahiti numaradaki "kişiye bildirdi. tçeri giren odacı, evrak dosyasını masanın üzerine bıraktı. Müdür yardımcısı, dosyadakileri imzalarken sıradaki pardösülü adam.j "Benim telefonum da anzalı, ama sadece bizim daire değil, bütiin apartman arızalı" dedi. Imza işi bittikter. sonra müdür yardımcısı, apartmanın adresini sordu, "Betediye kazısında kablolanmız koptu" Kapı önündela kalabahğm arasından salona çıktık. Danışma bankosunun önünde beyaz saçlı, orta boylu bir adam, görüşebileceği bir yetkili arıyordu. Danışmadaki görevli, müdür beyin başmüdürIükte bir toplantıyajgittiğini, müdür yardımcılarımn da meşgu! olduğunu söyledi. Adam sakin bir şekilde bankodan geri çekildi. Salonda birkaç adım attı. Düşünceüydi. Tekrar danışmaya geldi. Yüz ifadesi gerilmişti, sinirli bir ses tonuyla, "Ben emekli bir albayım. Bu devlete 35 yıl hbtmerim var. 6 aydır telefonum anzalı, açtıramıyorum. En yetkili kimse onunla görüşecegim" diye bağırdı. Danışmadaki görevli ayağa kalktı, "Slnirlenmeyin beyefendi" dedi, "Müdür bey gerçekten yok. Teknik müdür yardımcısı da meşgul, ama siz şu kapıdan geçin, biraz beklejin." Tam atılım yapıyoruz derken Küçükyalı'da Telefon Müdürlüğü'ne ErenköyJden Tüzla'ya kadar olan Kadıköy yakasındaki santrallar bağlı. Ve Erenköy'den Tuzla'ya kadar olan telefonlar da son aylarda slk sık ve uzun süreli anza yapıyor. Vatandaşlar, telefon arızalanndan bıkmış durumda. Anza Servisi'ne telefonla yapılan başvurulardan artık bir sonuç alınamıyor. Çünkü günde 10 arıza gîderiliyorsa, 15 yeni arıza çıkıyor. Küçükyah Telefon Müdürlüğü de bir yetkili bulup derdini anlatmak isteyen binlerce "telefonzede".tarafından dolduruluyor.. PTT "atılım"dan söz ederken vatandaşın bu çilesi niyeif Bu soruyu lstanbul Telefon Başmüdürü Fehmi Sökmener'e sormalı. Zaten önceki gün PTT Genel Müdürü Emin Ba$er de, Istanjjul'a gelmiş ve arızalar konusunda toplantı yapmış. Haber Merkezi Sağlık eski bakanlanndan, SHP MKYK üyesi Prof. Dr. Tiirkan Akyol, Temel Sağlık Yasa Tasansı ile getirilmek istenenin, "Parası olan ysşar, ötekiler benim umurumda degO" mantığı olduğunu söyledi. Ülke genelinde sunulan sağhk hizraetlerı ile, sağlık eğiüminin büyük bir keşmekeş içinde olduğunu belirten Akyol, böyle bir ülkede sağlık hizmetlerinin ücretli olama^cağıru, bunun hem 1982 Anayasasf na, heın de sosyal devlet ilkesine aykın oWuğunu belirtti. Sağlık yasa tasanarun kamuoyunda yeterince tanıtılmasına olanak verilirse, hiçbir gücün bu yasayı gecirmeye yetme>eceğini savunan Prof. Akyol, "Tasanya halkımu tepki gösterecek, insanlanmız ayağa kalkacaktır" dedi. Sağlık hizmetlerinin sosyalleştirilmesi gerektiğini savunan Akyol şunları söyledi: "SosvaHeştirme zorunluluğu ülkemizİD koşullanndan kaynaklanmaktadır. Ana ve çocuk saglıgının durumu ortadadır. Hava knüligi, içme sulanmızın. kullanma sulanmızın durumu ortadadır. Bu konularda sağlıklı bir altyapıdaıı söz edilemeven bir ülkede sağlık hizmetlerini ücretli hale getimnezsiniz. Sağhk personetinin eghjmi bir keşmekeş içindedir. Genel khlenin egJtimi son derece ail düzeydedir. Ornegin tanm ve bayvancıhk böigekrindelü çocuk olümleri doruk noktasındadır. " Şinıdiye kadar, sosyal demokrat hüküraetler iktidar olmadığı için, sosyal devlet ilkesinin temel prensiplerinin hep gözardı edildiğini belirten Akyol, Sağlık Yasa Tasarısı ile ilgili eleştirilerini şöyle sürdürdü: "Son dört yıldan beri ulkemizde yetişen doktor kalitesı öylesine düştii ki, ba$anaziık arttıkça üniversilelerdeki ka$an kıstası daha da indirildi. Son m yıldflD beri 100 üzerinden 40 alto ögrenci, doktor olabilmektedir. Bir başka deyLşle, bilmesi laznn gelenia yüzde 60'ını bilmemek peşinen kabul edilrais otdu. " Ülkede son dort \ ıldır nitelikli insan gücünü sindirmeye, gelişmesini önlemeye yönelik bir eylem başlatıldığını öne süren Prof. Akyol, konusmasını şöyle lamamladı: "*Hill. üıeten. incdeyen, aıaşünn nitcliklJ insanımıza karşı amaçlı bir progıam vfiriıtülüyor. Doktoru için de mabenaisi için de bu böyle. Oysa Cnmhıırijvt Türkiyesi'ni 60 yıldu ayakta tutan niteükli insan gıuplanydı. Belki sayıca sınıriıydı anu, dünyanın her Urafında janşabilecek niteiikleydi. Şimdi ne oJdu? 4 yıldır getirilmek isttoen riiksek ogrenim modelinde istihdam, isgücü politikası yok. Sadece bdli kadrolan doMurmak, kontenjaa arttırmak. Son iki yikhr tüm üniversitelerimizde nortnal mufredat programlannın yansı fcaldınldı. Çok önemli bir oyun oynanıyor Türkiyt'nin üzerinde. Ekonomik bafimbJıgm, siyasi babmhlıgın paraleiınde bir uyguiama. Düşünen, inceleyen, araşüran bejin gucune yönelik bir oyun. Bence bu tutum, Türkiye'nin büyük potansiyel gücünden rahatsu olan Banhlann lepkisinden kaynaklanıyor. Şu kadar milyon nüfus, şu jeopolitik konum, şu taribsd bMkim, bepsi Türkiye'nin dünyada çok büyük bir potansiyele sahip oldHğunu gösteriyor. Müteahhitlenmizin Ortadogu'daki başanian ortada. Batılılar bundan hoşlanır nu sanıyorsunuz? Pastalannın payı azaidı. Butün bu nitelikU insanlan bizim univCTSileleriınb yetiştirdi. Bir bakıyoısunıu Dünya Sağlık Teşkilab'nda önemli bir birimin başındaki kişi Türk, bir bakıyorsunuz Dünya Bankası Başkanı'nın yardımcısı Türk, o halde bu gelişmeyle mücadele etmenin bir yolu olmalı, diye düşünüyor olmahlar. Benim inancım o ki, yetismiş insan gücümüze yönelik bu yeni oyunlar en az ekonomik bağımlılık kadar önemlidir. Sağlık yasa tasansı ile getirilmek istenen de aynı olayın bir parcasıdır. Parası olan yaşar, ötekiler benim umurumda değildir. düşüncesidir bu. Devlet parası olraayanlıra iane dagıtmayı kanunla teklif ediyor. Devlet »çıkça diyor ki, ben sağlık kurumlannı işlelme yapanm, bu işletmeler de belli bir yola girer, kazanır hale gelirse özel sektöre devrederim. İnsanlar sjgortalansın, prim ödesin diyor. Çeyresiyle birlikte 5 milyonu bulan işsiz IdÜesi bu gnvenlikten nasd yararianabüir? Bir hükümet, bir sosyal devleüe ben sağlık hizmetini satanm diyemez. Bn tasanyla birlikte yapılmak istenen bir başka olay da kadrolaşmaktır. Politikamzı belirli birkaç kurumla yayarsınız. Biri din adamlandır, biri öğretmenlerdir, oteki de sağlık personelidir. Din adamlanyla oğretmenler için yapılanlar ortadadır. Şimdi kadrolaşma sırası sağlık personeline gelmiştir. Bir amaç da budur." Puana göre maaş (Baştarafi 1. Sayfada) eğitimi yapanlar, girişte 170 puAyrıca, kamu kesiminde geçen an alacak. 10 yıla kadar her yıl hizmet süresi oranında puanlaiçin 18 . 10 yıldan sonra her yıl ra ekleme yapılacak. için 8 tecrübe puanı kazanacak. | Sözleşmeli personel, buJunduDoktora yapanlar, girişte 190 ğu bölgenin coğrafi koşullan, puan alacak. 10 yıla kadar her okonomik durumu, sosyal ve yıl için 18, 10 yıldan sonra her k'ültürel olanakları ve mahrumiyıl için 8 tecrübe puanı kaJet derecelerine göre, ayn ayrı zanacak. puan alacak. 5 bölgeye aynlan Sözleşmeli personelin çaiıştığı bölgeler itibarıyla 1. bölgeye giişyerlerine göre, değerlendirmerienler 20 puan alırken, 5. bölgede alacaklan en çok işyeri puanı: de çalışanlar 70 puana hak kaBüro ve laboratuvarlarda çazanacaklar. lışan personel, 30 puan. Şantiyelerde ve arazi çalışması Sözleşmeli Personel Yönergeyapanlarda: si'ne göre, dil bilmeyen, en olaa) Idari elemanlar: 35 puan. naklı olan 1. bölgede calışan, iş b) Tekniker ve teknisyenler: deneyimi olmayan, yetki ve so40 puan. rumluluk taşımayan bir mühenc) Teknik hizmetlerde çalışan dis bu durumda en az 280 puan, diğer personel: 50 puan. aynı durumdaki ortaokul mezuAçık işletmelerde üretimde, nu bir aşçı en az 110 puan, aynı tamir ve bakım atölyelerinde çakoşullardaki bir odacı ıse 70 puhşanlardan; an kazanacak. 250 bin lira ile a) Idari elemanlar: 40 puan. 490 bin lira arasında değişen b) Tekniker ve teknisyenler: brüt ücret alacak olan mühen45 puan. dislerin, en az 310 en çok 610 puc) Teknik hizmetlerde çalışan an toplaması gerekirken, 90 Ua 230 bin lira brüt ücret alacak aş diğer personel: 55 puan. çuann 115285 araa puan alması Yeralünda ve zor koşullarda gerekiyor. En az 45 en çok 135 çalışanlar: bin lira brüt Ucrete hak kazanan a) Idari elemanlar: 45 puan. odacılann ise en az 60 en çok 135 b) Tekniker ve teknisyenler: puan toplaması gerekiyor. 50 puan. TABLOLAR c) Teknik hizmetlerde çalışan Başbakanük Ekonomik Yük diğer personel: 60 puan. Sözleşmeli Personel Yönerge;sek Kurulu'nca hazırlanan Sözleşmeli Personel Yönergesi'ne si'ne göre coğrafi koşullar, ekogöre, getirilen puan sistemi, ve nomik durum, sosyal ve kiiltürilecek ücretler şu şekilde be rel olanaklar ile mahnımiyet derecelerine göre, sözleşmeli persolirlenüı." Tatasil ve hizmet siiresine gö nelin alacağı puanlar ise şöyle: Birinci bölgede çalışanlar: 20 re tecrübe puanı: Ilkokul mezunu girişte 30 pu puan. İkinci bölgede çahşanlar: 30 an alacak. 10 yıla kadar her yıl puan. için 8,10 yıldan sonra her yıl için Üçüncü bölgede çalışanlar: 40 4 tecrübe puanı kazanacak. • Ortaokul mezunu girişte 40 puan. Dördüncü bölgede çalışanlar: puan alacak. 10 yıla kadar her 50 puan. yıl için 8, 10 yıldan sonra her yıl Beşinci bölgede çalışanlar: 70 için 4 tecrübe puanı kazanacak. puan. Lise mezunu girişte 60 puan Yetki, sorumluluk, hareket alacak. 10 yıla kadar her yıl için serbestisi ve görev agııiığına göre 10 . 10 yıldan sonra her yıl için puan cetveli şöyle: 5 tecrübe puanı kazanacak. Birinci grup: 310360 puan. İki yıllık yüksekokul mezunu 2a grup: 250300 puan. girişte 110 puan alacak. 10 yıla 2b, 3a grup: 210250 puan. kadar her yıl için 12 . 10 yıldan 3b grup: 150200 puan. sonra her yıl için 6 tecrübe pua45. grup: 110150 puan. (u kazanacak. 67. grup: 80140 puan. ; 3 yıllık yüksekokul mezunu gi89. grup: 50100 puan. rişte 130 puan alacak. 10 yıla ka10. grup: 2070 puan. dar her yıl için 15 , 10 yıldan Uygulamaya göre, sözleşmeli $onra her yıl için 7 tecrübe puapersonelin ücret gruplan, alanı kazanacak. caklan ücretler, toplamalan ge4 yıllık yüksekokul mezunu girekli puanlar ve unvanların darişte 18 puan alacak. 10 yıla kadar her yıl için 18,10 yıldan son ğılımj şöyle: ra her yıl için 8 tecrübe puanı ka1. Grup: zanacak. a) 1000 puan toplaması gerekli Pratisyen hekimler, ve lisans genel müdürler, 800 bin lira brüt ücret alacak. b ve c) 670 ile 1000 puan arası toplaması gerekli genel müdür yardımcısı, müessese müdürü, daire başkanı, kurul başkanı, genel sekreter, başhukuk müşaviri, savunma sekreteri ve genel rnüdürlük müşavirleri, 535750 bin lira brüt ücret alacaklar. 2. Grup: a) 610780 puan toplaması gerekli müessese müdür yardımcısı, bölge müdürü, işletme müdürü, üretim grup müdürü, daire başkan yardıması, hukuk müşavirleri, kurul başkan yardımcısı, genel sekreter yardımcısı, başmüfettiş, mütehassıs hekim, fen ve teknik kurulu üyesi ve müfettişler 485625 bin lira brüt ücret alacak. b) 525700 puan toplaması gerekli bölge müdür yardımcısı, müessese savunma sekreteri, işletme ve istihsal grup müdür yardıması, müdür, uzmart, avukat, mütehassıs hekim, hekim, diş hekimi, eczacı, psikolog, müfettiş, başmüfettiş, başjeolog, başmimar, müessese başhukuk müşaviri 420560 bin lira brüt ücret alacak. 3. Grup: a) 460610 puan toplaması gerekli müdür, müdür yardımcısı, uzman, avukat, müfettiş, hekim, diş hekimi, eczacı, psikolog, başmühendis, başmimar, başjeolog, mühendis, mimar, jeolog, jeofizikçi, yüksek tekniker, jeomorfolog, fîzikçi, kimyager, matematikçi, istatistikçi, müessese hukuk müşaviri 375490 bin lira brüt ücret alacak. b) 410550 puan toplaması gerekli müdür yardımcısı, grup amiri, grup şefî, şef, mühendis, mimar, jeolog, jeofizikçi, fızikçi, kimyager, matematikçi, istatistikçi, jeomorfolog, yüksek tekniker, tekniker, sistem analisti, programcı, müfettiş, kontrolör, avukat, sosyal hizmet uzmanı, sağlık eğitimcisi, muhasebeci, hekim, diş hekimi, eczacı ve psikolog 325440 bin lira brüt ücret alacak. 4. Grup: 310475 puan toplaması gerekli müdür yardıması, grup amiri, grup şefi, şef, mühendis, mimar, jeolog, jeofizikçi, fizikçi, kimyager, matematikçi, istatistikçi, jeomorfolog, yüksek tekniker, tekniker, sistem analisti, programcı, müfettiş yardımcısı, kontrolör, avukat, sosyal hizmet uzmanı, sağlık eğitimcisi, muhasebeci, hekim, diş hekimi, eczacı, psikolog, memur, amir, sivil savunma amiri, öğret HABERLERİN DEVAM1 Özal'a sıkı düzen men, mütercün, bilgisayar işletmeni, sağhk uzmanı, hemşire ve benzeri sağhk personeli, topograf, teknisyen, ressam, laborant 250380 bin lira brüt ücret alacak. 5. Grup: 245275 puan toplaması gerekli ressam, topograf, teknisyen, şef, laborant, bilgisayar işletmeni, memur, sekreter, şoför, aşçıbaşı daktilograf, sağhk memuru, hemşire, mütercim, tekniker 195300 bin hra brüt ücret alacak. 6. Grup: 190285 puan toplaması gerekli hemşire, memur, mütercim, bilgisayar işletmeni, sağlık memuru, teknisyen, topograf, teknik ressam aşçıbaşı, aşçı, şef 150230 bin lira brüt ücret alacak. 7. Grup: 145225 puan toplaması gerekli veri hazuiama ve kontrol işletmeni, memur, daktilograf, şoför, aşçıbaşı, aşçı, teknisyen, teknik ressam, topograf ve garson 115180 bin lira brüt ücret alacak. 8. Grup: 115175 puan toplaması gerekli memur, şoför, aşçıbaşı, aşçı, sekreter, daktilograf, teknisyen, ressam, santral memuru ve garson 90140 bin lira brüt ücret alacak. 9. Grup: 90135 puan toplaması gerekli memur, odacı, kaloriferci, ozalitçi, teksir memuru, temizlikçi, garson, bulaşıkçı ve benzeri hizmetler 70110 bin lira brüt ücret alacak. 10. Grup: 60110 puan toplaması gerekli odacı, kaloriferci, ozalitçi, teksir memuru, temizlikçi, bulaşıkçı, garson ve benzeri yardımcı hizmetler 4590 bin lira brüt ücret alacak. Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. HIDIR ERCAN 4 yaşındaki Deniz'le 16.0019.00 saatleri arası arkadaşlık edecek bayan aranıyor. Tel: 133 05 55 Toprak (Baştarafi 1. Sayfada) arada Başbakana uygulanan ziyaretçi yasağı daha da sıkılaştınlarak sürdürülüyor. özal'ın ateşi ise bir haftadır 37 ile 37.5 arasında seyrediyor, 36.5'a düşmüyor. Bu arada Başbakanın dün yapması gereken basın toplantısı salı gününe ertelendi. Başbakanlık Basın Damşmanı Can Pulak'ın yaptığı açıklamaya göre Başbakanın Türkiye'ye dönünceye kadar hastaneden taburcu edilmemesi kararının aiınma nedeni, "yogun şekilde ziyaretçilerle ügilenmesini engellemek ve hastaneden çıkttktan sonra kendisini bekleyen iş yiikiine hazırlanma olanagı vermek." Pulak, doktorların bu hususlan değerlendirdikten sonra Başbakanın nekahet devresini hastanede geçirmesine karar verdiklerini söyledi. Pulak, Özal'ın Türkiye'ye donüşünün, martın ilk ya da ikinci haftası içinde gerçekleşmesinin beklendiğini de kaydetti. Verilen bilgilere göre Başbakan, normal çalışmalarına başlamadan önce, daha az zaman sarf ederek, daha az yorularak faaliyet gösterecek. Birkaç ay seyahate çıkamayacak. Bu süre içinde evinde fizik egzersizleri yapacak, fizik yapısını kuvvetlendirecek. Başbakanın dün yapması gereken basın toplantısı da haftaya, muhtemelen salı gününe ertelendi. Bunun nedeni Özal'ın ateşinin dün sabah aniden 37'den 37.5'a çıkması oldu. Doktorlar, Özal'ın ateşi normale indiği takdirde, salı günü basın toplantısı yapmasına izin verebileceklerini söylediler. Ateşin iniş çıkışlarıyla ilgili olarak Özal'ın özel doktoru Cengiz Aslan şunlan söyledi: "Bu tıir küçük iniş çıkışlar Dormaldir. Sabahki 37.5 ateş, 37'ye düşmuştür ki, bu da ağızdan normal bir ateştir." Cengiz Aslan, Başbakanın nabzının ve tansiyonun da normal olduğunu belirttikten sonra, özal'ın ameliyat dikişlerinin de alındığını kaydetti. Bu arada Can Pulak, hastanede kalış süresinin uzatılması ve basın toplantısımn ertelenmesi nedeniyle gereksiz yorumlara yol açmamak için Başbakandan teybe okunmuş bir demeç ve bir fotoğraf alarak bugün gazetecilere vereceğini de açıkladı. Can Pulak, Başbakanı frenleme görevinin eşi Semra Özal'a düştüğünü de önemle belirtti. Başbakan Özal, dün Cumhurbaşkanı Kenan Evren'le ikinci bir telefon görüşmesi yaptı. Cumhurbaşkanı, öğleye doğru Özal'ı aradı, ancak Başbakan o sırada Evren'in telefonuna cevap veremedi. Daha sonra Başbakan, Cumhurbaşkanını aradı. Cuınhurbaşkanı'nın Özal'dan sağlık durumu ile ilgili bilgi aldığı belirtildi. Öte yandan Başbakanın mart ayında Türkiye'ye dönmesi karan verilirken, Türkiye'deki gelişmeler konusunda nasıl bilgilendirümesi gerektiği konusunda çalışmalar yapıldığı öğrenildi. Başbakanın danışmanlanndan Cem Duna, Dışişleri Bakanlığı ile Başbakanlık arasında koordinasyonu sağlayıp, Ankara'dan şelecek bilgileri özet şekilde Özal'a aktaracak. Parti ile Başbakan arasındaki koordinasyonu ise siyasi danışmanı Güneş Taner sağlayacak. lcraatın lçinden programıyla da Seiim Egeli ilgilenecek. Can Pulak, şu anda Başbakan Vekilliğini yürüten Kaya Erdem'in tam yetkili olduğunu da vurguladı. CUHEYT ARCAYUREK yaztyor (Baştarafi 1. Sayfada) Kimine göre Özal'ın ateşi bir türlü düşiirülemiyordu: 38 derece. Kimilerine göre ise kalbe takılan damarlar bacaktan alınmamış, göğüsten sağlanmıştı. Bacaklardaki varis damarları laçka etmişti doktorlar bu nedenle göğüsten yararlanmtşlardı. Ateşin düşmemesi enfeksiyon kuşkusuna neden oluyordu. Hükümetin, Houston'daki uzmanların kamuoyuna ciddi bilgiler vermemesi, kuşkulu ortamın doğmasına, söylentilerin giderek artmasma yol açıyor. Hükümet in Ankara böltimü çaresiz kalmış görünüyor. özal'ın ateşi bir türlü düşmüyor deseler, Başbakanın sağlıksız bir dönem geçirdiğini söylemiş olacaklar. Ateşi düştü, sağlığına kavuştu diye ilk günlerin havasını basmayı sürdürseler, bu kez kamuoyu neden yurda dönmüyor diye bir soru ortaya atacak. Üstü bıyık ve altı sakal öyküsü. Başkentin Houston bölümü ise, başkent Ankara'da durumu idare etmek isteyenleri zor durumda bırakmak için ne gerekirse onu yapıyor. "Hususi tabiplerden" Muhammed Attar, özal'ı "üzmeyecek ve yormayacak ülke sorunlan hakkında bilgiler almasına" izin verildiğini açıklıyor. Basın Danışmanı Can Pulak da özal'a GalatasarayGençlerbirliği maçının aynntılarını sunuyor. Galatasaray'ın yenildiğini öğrenen Başbakanımız "bu işin nasıl" olduğunu sormuşlar, Pulak ayrıntılar verince "Bravo Gençler'e" diyerek memnuniyetlerini ifade buyurmuşlar. Can Pulak, bir hata daha yaptı: Özal'la Erdem arasındaki telefon görüşmelerini soranlara "Hükümeti buradan idare edip etmediğimi öğrenmek istiyorsanız, cevabtm böyle bir şeyin olmadığıdır" diye yanıtladı. Bu açıklamaya göre iki başkent arasında "havadan sudan" konuşmalar yapılıyor. Houston böyle diyordu, ne var ki Ankara böyle konuşmuyordu. Devlet Bakanı Karaevli, hükümet kararlarının özal'dan habersiz almıp almmadığım soranlara büyük telaşla: "Yok, yok, hayvr. Bitiyorsunuz telefon konuşmaları başladı. Başbakan yardıması önce hastaneyi arıyor, sayın Başbakanın onayını alıyor, ondan sonra kesin karara gidiliyor" yamtını veriyordu. Çıkabilirseniz, buyurun çıkın bu çelişkinin içinden. Ortada durumu saptıran birileri var, ama hangi başkentten kaynaklanıyor bu saptırmalar, işte bu nokta bir türlü aydınlığa kavuşmuyor. Tabii bakanlar özal'ın yokluğunu duyurmayacak önlemler almıyor değiller. örneğin tüzük görüşmeleri yapılırken Mecliste çoğunluk ka/mamış, oturum kapanmıştı. Ertesi günü hemen bütün bakanlar Meclisteydi. Içlerinden birinin söylediğine göre, ANAP çoğunluğunun Meclisten aynlmaması için gelmişlerdi. ANAP grubu gelmezse bazı yasalar "muhalefetin oylanyla kazaya uğrayabilirdL" Başbakan Vekili Kaya Erdem ise Biz görevimiziyapanz" diyor. Tabii bazı kararlar var ki Başbakan beklenirdi. Zaten "böyle kararlan öniine getirseier imzalamazdL" Anlaşılan alman bazı kararlar Başbakanın ABD'ye giderken verdiği buyruklarla idare ediliyordu. Belirgin bazı konularda nasıl davramlacağını özal, yirmi gün öncesi giderayak söylemişti, onlar işleme konuluyordu. Heybedeki "yedek buyruklar" bitince ne yapılacak, nasıl davranılacak, orasını bilenepek rastlanmıyor. Herhalde Özal'ın sağlığı yeni karar arifesinde daha iyiye gidebilir, telefonla Başbakandan gerekli buyruklar alınıp ülke gül gibi yönetilebilirdl Devletin sürgitliği için umudumuz şimdi, bu. Bir başka telaştır başladı Ankara'da. Özal'a çekilen telgraflar, yazılan mektuptar bir kitapta toplanacak ya, telgmf çekmeyenler, mektup yazmayanlar yazı masalanna, postaneye koşup duruyorlar. ANAP milletvekillerinden 25 bin lira ödeyerek kısa telgraf çekenler de var, sayfalar dolusu bir metnıMeclispostanesine verenler de. Kuşku yok, Özal'ı TV'de görüp ağlayan yedi sekiz bakan, kitabın en renkli sayfalan olacak. Hele devletle işi olanlardan mektuplar, telgraflar, sağlık dileği mesajları... Hakları yok değil, bu kitap devlet dairelerinde günü gelir bir çeşit "özel pasaport"yerine geçebilir. Bağlılığını sağlık dilekleriyle karışık bildirenler ellerinde bu kitap, yürümeyen işlerini düzene koyabilirler. Kuliste uHiç bu fırsat kaçınltr nu" diyenler de gördük. Serbest ekonomi kurallan bireylerin ahlak pazanna dek indikten sonra... Dilediğini satar, gereksindiğini dilediği yöntemlerle alır, günümüzün "işbüiria'n insanı bu. Hem kime ne?.. Bu tipler için özgürlükçü demokrasi kavramı bövle. VEFAT Kıymetli varlığımız ve sevgili babamız; ENVERCELİK'i yitirdik. Cenazesi cumartesi günü (bugün) Kartal Maltepe Merkez Camii'nde öğleyin kılınacak namazdan sonra Maltepe Mezarlığı'nda toprağa verilecektir. Allah rahmet eylesin. Nüfus kağıdımı yitirdim. Hükümsüzdür. NECATİ IRMAK AtLESİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle