21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 KASIM 1987 KÜLTÜRYAŞAM HAYVANLAR ÎSMAÎL GÛLGEÇ CUMHURİYET/5 Alberto Monrvia, sinemaya aktarılan "Romalı Kadın"ını anlatıyor: 1936Vla Corso Caddesfnde tanıştık, evîne gittik ve hemen soyundu I "Romalı Kadın", | yazılışından tam 40 yıl sonra Alberto Moravia'yı I gazetelerin kultur sayfalarında I yeniden haber başlığı yaptı. Yönetmen Giuseppe Patroni Griffi, romanı, îtalyan sinemasının yeni adlarmdan 22 yaşmdaki Fruncesca Dellera'yla filme alıyor. Faşizmin Roma'yı kasıp kavurduğu yıllarda aşkta husrana uğrayıp vücudunu satmaya karar veren Adriana'yı canlandıran Dellera, bugüne kadar yalnızca Revlon, Lancetti, Rubinstein gibi kozmetik fırmalarmın reklamlanna çıkmış. NİLGÜN CERRAHOĞLJT ROMA "Gerçekten tanıdım onu. 1936 ya da 1937 yıh olmalıydı. Longanesi (bir gazetecıyazar) ile birlikte Corso caddesinde yürürken gördüm 'Romah'yı. Çok guzeldı. Hemen Longanesı'yı bıraktım ve kızın yanına yaklaştım. Evıne gittik. Yaşlı bir kadın karşıladı bizi. Derken, havlular getirdi. Kız soyundu ve ardından dönup, bana hayatımda hiç bu kadar guzel bir vücut görüp görmediğimi sordu. Durmadan 'Heykel gibi bir vucut, değil mi' diye tekrarlıyordu. Hakikaten çok güzeldi. Kitapta sonra anlattığım gibi dimdik bir profili vardı. Genç kız, yaşlı kadın yanımızdan uzaklaşınca da, 'O gördüğun kadın var ya' dedi, 'O benim anam!' Evet, aynen kitaptaki gibi. Sonra uzun bir süre duşünmedim bunu. Aradan bir savaş geçti. Savaşın ardından bir gun aklıma bu garip karşılaşma geldi. O çok güzel kız... Sıcak suyu, havluları getiren, yatağı hazırlayan annesi. Işte o zaman bu çok kendine has annekız ilişkısi uzerine bir öykü kurmaya karar verdim. Yazmaya, 1947'nin 1 kasımında başladım. 4 ayda SSO sayfa yazdım. 'Romah' böyle çıktı ortaya. Oysa yaşadığım olay, topu topu bir saat ya surmüş ya sürmemişti..!' "Romalı" ya da Türkçeye çev"KAY6ISIZLAR"DA ANTONELLİ Şu sıralar 'Romalı Kadın" adlı yapıtı sinemaya aktarılan Alberto Moravıa'nın daha önce de bırçok romanı beyazperdeye uyarlanmıştı Mauro Bolognım'nin yönettiği "Kaygısızlar'da Vıscontı'nın "Masumlar"ından tanıdığımız Laura Antonellı oynamıştı 28 kasımda 80 yaşına basan Alberto Moravia 'Romalı Kadın'ın filme alınması nedeniyle şimdiye dek anlatmadığı pek çok şeyi anlatıyor. "Aslında 'Romalı' benim bendim" dıyor örneğın, 'Romah'nın vaşadıklarını savaş yılları Italyası'nda , yaşadım çunkü. " rinden 22 yaşında çekici bir kadın olan Francesca Dellera ile filme alıyor. Faşizmin Roma'yı kasıp kavurduğu yıllarda aşkta husrana uğrayıp vücudunu satmaya karar veren Adriana'ya can veren Francesca Dellera, şimdiden Îtalyan basınının gozdesi haline geldi bile. "Romalı Kadın", 40 yıl sonra, şimdiye dek sadece Revlon, Lancetti, Rubinstein gibi kozmetik reklamlanna çıkmış bu tanınmamış yıldız adayına şohretin kapılannı aralarken, Moravia'yı da bir kez daha objektıflerin merkezine oturtuyor. Kısa sure önce Nobel Edebiyat Ödulü'ne aday gösterilen ve 28 kasımda 80 yaşına basan Alberto Moravia, bu vesileyle "Romalı Kadın" hakkında şimdiye dek anlatmadığı pek çok şeyı anlatıyor. "Aslında 'Romah' benim, bendim" diyor örneğin, "Nasıl Madame Bovary aslında Flaubert'se, 'Romalı' da benim. 'Romah'nın yaşadığı sefaleti, açlığı, ihtiyacı, tehlikeyi, hayatta kalabilmek için verilen uğraşı ben kendi tenimde savaş yılları Italyası'nda yaşadım çünkü... Faşizm duşünce, bakayım ne olacak diye salak gibi Roma'da kaldım. Arkadan Alman işgali gelince, kanm Elsa Morante ile birlikte bir ahıra sığındık. Işte, o gunlerde yaşadığım açhk ve çektiğim acılar, 'Romalı'nın kahramanı o varoluşcu kadında şekillenmiştir. 'Romalı'nın başarısının gizemi budur!' "Romalı KadııTda, bir anaya kızının guzellığinı faydalanılacak bir nimet olarak görmeye ve kızına gelen müşterilere havlular taşımaya iten sefaleti Moravia'nın nasıl yakından tanımış olduğunu öğrenıyoruz böylece: "Savaş yılları ardından yaşanan o korkunç enflasyon da, babamdan kalan miıtevazı serveti yedi" diyor Moravia. "Böylece ben de artık halktan biri haline gelmiştim. Onların zevklerini, fikirlerini ve tutkulannı paylaşıyordum artıkr Küçukluğunde, biri Fransız ve biri tngiliz, iki dadıyla buyumuş, İtalyancadan önce Fransızca öğrenmiş olan Moravia, bu "yeni sefaleti" karşısındaki tutumunu ise şöyle anlatıyor: "Fakirlik çok ilgimi çekmişti. Bu bana yepyeni ve hiç tanımadığım bir deneyimin boyutlarını keşfettirdi. Sanki eğleniyordum. Halktan olan her şey hoşuma gidıyordu. 1922'de sosyalizm yerine faşizmi gerçekleştiren hali vakti yerinde sınıftan da tiksind duyuyordum. Çunkü böylece, ltalya tarihini 20 yıl geciktirdiler. Fakat bütun bunların tahlilini aynntılarıyla da yapmış değildim. Bilinçaltımdaydı bu hisler. Bilınçaltında olan bu duygulann ayrımına 'Romalı Kadın'ı yazarken ulaştım" Surükleyici bir melodram olarak da okunabilecek "Romalı Kadın", faşizmin nasıl bir kolektif suç olduğunu vurguluyor aslında. Romanı n 40 yıl sonra tazelığinı koruyabilmesinin nedenlerinden biri bu. Tipkı mavi bir gömlekle, siklamen bir kravat takabilen ve yitirdiği Morante'nin arkasından, kendinden 46 yaş genç bir tspanyol güzeliyle evlenmek cesaretini gösteren Moravia gibi. 80 yaşına bastığı şu sıralarda bembeyaz saçlı, dimdik bir Alberto Moravia, çarpıcı renkleri, kolunda genç gelini ve unutulmaz "Romairsıyla, hâlâ Îtalyan edebıyatının en guncel adlarından bin olma özelliğıni koruyor. KİM KİME DUM DUMA HKHH, AK HflKU W6V$ı> ı/flf yff.. , 6U m\l£friUVE.%£V, . ÛCiAN.HURlUR P İ K N I K PİYALE MADRA BEN OLBCEİC OLSAM NE OLUC? ÇOK UZÜLÜRLEE ĞUNLEC UÇGUN.BEŞ OJM... SONRA BEMl UNLfTUC rilen adıyla "Romalı Kadın"ın ardındaki serüveni böyle anlatıyor Alberto Moravia. Ve devam ediyor: "1 kasımdan 28 şubata dek, 4 ay boyunca her sabah yazdım. 28 şubattan itibaren bir dört ay boyunca da romanı daktiloya çektim. Bir uçuncu dort ay suresınde de duzeltmeleri yaptım. Eh, Stendhal'in 70 gunde yazdığı 'Parma Manastın' gibi değılse de, bu da benim için o zamana dek kırmadığım bir rekordu. Farkına varmadan kafamın içinde tuttuğum bir yumağı açmamla 550 sayfalık 'Romalı' ortaya çıkmıştı... Butun bunlan iki odalı bir apartman katında yazıyordum. Apartmanın, Villa Borghese Parkı'nın ağaçlanna bakan şahane bir terası vardı. Ben bir odada 'Romalı'yı yazar ken, yandaki odada da Elsa Morante (Alberto Moravia'nın iki yıl önce ölen >azar kansı) de 'Yalan ve Kehanet'ı yazıyordu... 'Romalı1, kapağında Modigliani'nin bir resmiyle çıktı. Hatta bırçokları kitaba 'Romalı' adını yakıştıranın Modiglıani olduğunu düşunduler... Kitabın piyasaya çıkar çıkmaz, gerek ttalya'da, gerek yurtdışında hemen büyük sukse yapmasında belki biraz bunun da payı vardı!' Evet, "Romalı Kadın", yazılışından tam 40 yıl sonra, Alberto Moravia'yı gazetelerin kultur sayfalarında gene haber başlığı haline getınyor. Çunku Giuseppe Patroni Griffi adlı bir yönetmen, 40 yıl içinde hayatiyetinden hiçbir şey yitirmeyen bu romanı Îtalyan sinemasının yeni isimle HIZLI G AZETECİ UtÇK AFEPE&ıNıZ. VÛKTMll MPIM SlZı 0ı PAUA RİU&İSI? \ECDET ŞEIS OLAN EhJAİIUK ETME SEN ib/HMtKS /MSİAİ AVA6MA '" BCİLf AâlATıi'R Mı ÇOK ÇOK TA StıftATı '6ıOırc\SMLC£li •' Ç İ Z G İ L İ K KÂMİL MASARACl c n n r a H a l d u n Dormen profesyonel sahne hayatırid jO yn unte »UIIIÖTapazKaçtfadlıoyunlaatılmışti Dormen, 30 sanat yılını da kendi tiyatrosunda aynı oyunla kutladı Oyun sonrasında Haldun Dormen seyircılenn alkışlanna karşılık venrken, Alpay Izer, Sevıl Ustekın, Nılgün Belgın, Ayşen Gruda ve Metın Serezlı de onunla sahneyı paylaşıyordu. (Fotojraf: Mert All Başanr) "İİİ uıl nnro Ifl Skandallara meraklı Kolattos'un oyununun adı "Yarı Yarıya" Papandreu'nun aşkı sahnede STELYO BERBERAKİS ATİNA Yunanistan'da pek ciddiye alınmayan, ancak tiyatroya uyarladığı sansasyonel konularla ilgi çeken yazar, yapımcı ve yönetmen Dimitris Kolattos, bu kez de Yunanistan Başbakanı Andreas Papandreu'nun "aşk macerasını" sahneye koydu. Kolattos'un oyunu "Miso Miso" adını taşıyor. "Miso Miso", "Yan Yanya" anlamına geliyor. Oyunun adı, Papandreu'nun sevgilisi Olimpik Havayolları hostesi Dimitra Liani'nin bir aralar TV program yapımcılığına özenmesinden ve ilk programına da bu ismi vermesinden kaynaklanıyor. Kolattos her akşam tiyatrosunu hınca hınç dolduran seyircilerden memnun, ama yine de beklediğı coşkulu tepkiyi alamıyor. Halk abartılı sahnelerle dolu oyunu pek inandıncı bulmuyor. Ama merak bu ya, bir sonraki seans*a salon yine doluyor. Kolattos oyunun sonunda sahneye çıkarak bir epilog sergıliyor. Sıyah kazak, lastik ayakkabılar ve bluciniyle 20 dakıkalık konuşmasına şövle başlıyor: "Ben aşk hikâvelerine karsı degilim, her insanın bir sevgilisi olabiUr. Papandreu'nun kişiligini konu edinmem, bu onun aynı zamanda başbakan olmasından kaynaklanıyor." Ve sonra sesini yukseltiyor: "Hayır, sayın başbakanım. Sizin özel hayatınız size ait değildir. Siz ki, Yunan halkının havranlığını kazanmış, sosyalizmi benimsetmiş, halkın hajaller içinde >aşamasına yol açmıs bir insansınız. Şimdi, bir zamanlar acımasızca saldırdığınız armatorlerin ozel yatlarında kendinizden küçiık kızlarla yatıp kalkamaz, halkın somnlarına sırt çeviremezsiniz, buna hakkınız yok!" Kolattos konuşmasını şöyle surdurüyor: "Yahu, hepimizin ailesi, çoluğu çocuğu, hatta bir sevgilisi vardır. Bu, sorumluluklannuzı unutmamızı gerektirmez ki!.. Başbakanın bir sonınu varsa bunu açıkça so>lesin. Ben ulkemin başbakanınuı dunyaya rezil olmasını isteraem. Bu beni küçiık düşurür, utandınr." Kolattos, 1975'ten bu yana sahneye koyduğu eserlerinın tümunu kendi yazıyor, kendi yönetiyor. Fransa'da uzun yıllar tiyatro eğitimi gören Kolattos, Yunanistan'da bazen "curetkârlığı", bazen de "aşırı abartmacılıgı ve çok bilmişliğiıle" hayranlarının sayısını azaltıyor ya da çoğaltıyor. Birkaç kez yasalarla da başı derde gıren Kolattos hakkında açılmış sayısız dava var. Yunanistan'ın bu "yaramaz çocuğu" 1980 yıünda Yunan Kilisesi'nin başta gelen metropolitlerinden birinin, basında buyuk yankı uyandıran "aşk hikâyelerini" sergilemiş, kilisenin şimşeklerini ustüne çekmişti. Hemen ardından (1981 yılında) armatorleri ve yolsuzluklarını konu alan bir oyunu sergilemiş, bu çevreden gelen tehditlerle karşı karşıya kalmjştı. Kolattos 1982'de de basını hedef almıştı. Gazete patronlannın kanştıkları skandallan sergileyerek basın dünyasını da karşısına alan Kolattos'un PASOK hükumetiyle ilk kez karşı karşıya geIişi 1983 yılında oldu. "Andreas'ın Yunanistan'ı" adlı eseriyle Kolattos, hukumeti kıyasıya eleştirmişti. 1984 yılında doktorlara kancayı takan, doktorların nasıl para kazandığını, hastalan nasıl dolandırdığını anlatan Kolattos, 1985'te yine kiliseyi konu edindi. Papazların cinsel hayatını sergiledıği oyunu nedeniyle birkaç kez gözaltma alındı ve mahkeme önüne çıktı. Daha sonraları Yunan Televizyonu'nu, polisini ve Cumhurbaşkanı Sarzetakis'ı konu alan taşlamalarıyla ilgi çeken Kolattos, Papandreu'yu konu alan son oyunu "Miso Miso"yu Atina'nın Musuri Tiyatrosu'nda sergıliyor. AGAÇ YAŞKEN EĞİLİR 6b KEMAL GÖKHA\ h>şu\V Kolattos'un oyunu "Yarı Yarıya"nm adı, Papandreu'nun sevgilisi Dimitra Liani'nin bir ara hazırladığı TV programınm adından geliyor. Izleyici, abartüı sahnelerle dolu oyunu pek inandırıa bulmuyor. Ama merak bu ya, bir sonraki seansta salon yine doluyor. • • c 0 V 4 j TARİHTE BUGÜN MVMTAZ ARIKAIS 22 Kasım CARLOS İSPANYA TAHT/NDA.. S9?S'7E 8Ü6ÜAJ, JUAA/ CAStOS OE BOUBgOH, İSPANYA 7Z)U T7AIA GEÇMIÇTl• KKALUĞA V£ISlLEN 4O VI A£AMN SOVRA, İSPANYA PAtUAiAENT&ZU "CoeTBS "D£ r£MlM EDEREK KGAL. OLAN PRENS, "CAIZLOST*ADtYLA ANILACAKT7. f93O'LAR/ty IK/MCJ V4IÎISINOA &AŞLAYAA] ISPANYA İÇ £4t/AŞ(, dJMHURJY£7ÇÎL£fZ'£ tcAG?) SAt/AŞAM FALANJlSrLER'ıM ZAFERiyLC SOKlUÇLAUMlŞTI. GENEJZAL FgAMCO, 36 Y/L ULKBYİ YÖKJETMlf, DEMOK/SAStyE ŞANS ZAMAMIMDA FBAUCO'/UUKJ EVlATEDlKJD/Gl SONIZA ŞAÇIR.T/CI B'Ç'MDE DEMOfZJSAI t DAVGAHACAK, K/SA Sa/S£ SOfJBA SE (I Çıfoi£&ıA/ YAPlLMASlA/f SAGUYACA/Crf£.. 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet 22 Kasım 1937 mülâhazalar vardır. Bu meyanda tsıanbul'da bir imar bankası teşkil edileceğınden bahsolunmaktadır. öğrendığimize göre, imar bankasına hükumet her sene üç milyon lira sermaye verecek, şehrın imara muhtaç 1937197 kısımları kanun tarıfı daıresinde mıntıka, mıntıka ıstimlâk edılerek bedellerı muhtelif kuponlara bağlanmak suretıle sahiblerine ödenecektir. Kupon sahıbleri bilâhare bu mıntakalardakı arsalann satışlanna işıirak edebilecekkrdir. îstanbulun imarı işi Şehircilık mutehassısı M. Prost'un hazırladığı avan proje alâkadarlarca tetkik edilmektedır. Bu tetkıkler "YARAMAZ ÇOCUK" KOLATTOS Dimitris Kolattos, Yunan tiyatrosunun "yaramaz çocuğu" olarak tanınıyor Sansasyon yaratacak konuları oyunlaştıran Kolattos daha önce de Yunanlı armatörler, basın, kilıse ve doktoıiarı ele alan oyunlar sahnelemiştı bittikten sonra projenin tatbikatı için istimlak muamelesimn ne suretle yapılacağına dair bir kanun ' projesi de hazırlanucaktır. îmar munesabetile yapılacak ıstimlâkın sureti icrası etrafmda muhtelıf
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle