23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 OCAK 1987 EKONOMİ CUMHÜRİYET/11 AYDAN AYA EKONOMİ DUNÜASI Özal hükümeti kurtarmaya devam ediyvr Ydın son ayı, bütçenin bağlandığı, ithalat rejiminin yayımlandığı, genellikle de bir sonralci yıla ilişkin ekonomik düzenlemelerinin yapıldığı bir aydır. 1986 aralık ayı da bu açıdan değerlendirilmeli. Geçen yıhn daha çok ikinci yansına olmakla birlikte, belli ölçülerde hemen tümilne damgasını vuran şirket iflaslan ve hacizlere karşı özal hükümetinden 1986 aralık ayında gelen ses, uzun bir dönem tartışılacak nitelikteydi. Kurtarma operasyonlarına karşı olduğunu her fırsatta dile getiren özal, bu lutumunu ilk defa apaçık bir şekilde yumuşatmış, "Biz şahıslan degil, şirkeüeri kurtannz" sözlerinin arkasında geniş bir şirket kurtarma paketi açmıştı. özaJ, 19 aralıkta düzenlediği basın toplantısında, "Alacaklı ile borçlu anlaştıgı takdirde, zor durumdaki şirket, sermayc artınmı yoluyla kurtanlabilecektir" diyordu. TBMM BaskanlığVna sunulan "Sermaye piyasasının teşviki, sınai mülkiyetin tabana yaygınlaştınlması ve ekonomiyi diizenlemede alınacak tedbirier" başlıklı kanun tasansının gerekçesine ise şöyle deniliyordu: "Geçmişte flnansmaıuıu geniş ölçüde yabancı kaynaklara dayandırmış olan çogu şirketler, yiikselen faiz hadleri ve artan özkaynak açıklan sonucu kâra gecememişler, otofioansman yaratamamışiar ve borç ödeme gücü kazanamamışlardır. Bu şirketler, temettü dagıtamadıklanndan, mevcut ortaklann Ugisini kaybetmişler, sermaye piyasasmın geiişmesini olumsuz jönde etkilemişlerdir. Sonuçta biiyük kunıluşlar, Dünya ekonomîsine ABD gölgesi ABD, doları ve petrolü düşürme stratejisiyle ; r dünya ekonomisini kendi beklenti ve ihtiyaçla ULKELERIN BUYUME fflZLARI (GSYİH %) 19M rına göre biçimlendirmeye çalışıyor. 2.4. . AO B Amerikan ekonomisi tarihinin ikinci en uzun dö.. .3.3.. 2.0... nemli büyümesini yaşarken, ticaret açığı sorunu 2.4... henüz çözümden uzak görünüyor. 3.0. . iapon ekonomisi, yenin aşırı değerlenmesinin ya ttatyı 2.6... 3.0... rattığı sancıları bu yıl daha ağır bir şekilde his Porteklı 3.5.. sedecek. 2.9... bpanya. 43. ABD'de 1987'de enflasyonun yüzde 3, F. Alman Tirtdy. 2.4... ya'da yüzde 2'nin üzerine çıkacağı tahmin ediliyor. nun yüzde 4'lere kadar varacalann değerini 1986 basında önPetrol fıyatındaki yükseliş eğilimi gerek sanayiğını iddia ediyor. Birinci neden, görulen düze>'e düşurmesine savunucularına göre, doların leşmiş Batıda, gerekse Üçüncü Dünya ülkelerin karşın ekonominin en büyük sorunu olan dış ticaret açığmın değer kaybının ithal malları fide yeniden enflasyon tehlikesini gündeme dolayısıyla da bütçe açığının yatlarını arttırması. Diğer negetiriyor. daraltılması konusunda belirden de petrol fiyatlanndaki duNECMİ ÇELİK Uluslararası ekonomi zincirinin baş halkası ve sürükleyici gücü ABD, petrol ve dolar değişkenlerini en iyi şekilde kullanarak dünya ekonomisini kendi beklentileri ve ihtiyaçlarına uygun olarak biçimlendirme stratejisini sürdürüyor. Ham petrol fiyatlarının 10 dolar olmasa da en azından 1985'teki düzeyinin yansı düzeyine çekilmesi ve doların uluslararası ticaretin iki diğer önemli parası mark ve Japon Yeni karşısında büyük oranda değer kaybına uğratılması sayesinde ABD ekonomisi tarihinin ikinci en dinamik ve en uzun genişleme dönemini yaşıyor. 49 aydan bu yana sürekli büyüme eğilimi içinde bulunan ABD ekonomisinin 1986'da yüzde 2.4'Iük bir büyüme hızına erişeceği kesinlik kazanırken, 1987 için de yüzde 2.8 gibi hatın sayılır bir büyüme oranı tahmin ediliyor. Amerikan ekonomisi en parlak devirlerinden birini yaşarken, uluslararası ekonomi zincirinin diğer önemli halkaları ve kendisinin baş ticaret ortakları Japonya, Ingiltere, F.A1manya ve Fransa ise kendi büyüme modellerini ABD ile çatışma noktasına getirmemeye özen gösteriyorlar. Doların sert paralar karşısındaki değer kaybı özellikle Japon şirketlerini "derinden" etkilemesine ve Batı Almanya'nın da ulusal parası markın aşırı değerlenmesine engel olmaya çalışmasına karşın her iki ülke de 1986'da yüzde 3trrrüzeTİnde bir büyüme hızına erişecekler. Ayrıca her iki ülkenin de ABD ile ticarette rekor düzeyde ticaret fazlası vermeleri bekleniyor. Petrol fiyatlarındaki düşüşün gelinen son noktada 18 doları aşmayacak bir şekilde sınırlı bir artış eğilimine girmesi Brezilya Devlet Başkanı Jose Sarney, IMF'ye karşı duruyor. Ancak Latin Amerika, yeni bir ödemeler dengesi krizine sürükleniyor. kuşkusuz tüm dünya ekonomiierini, özellikle enflasyon canavannın yeniden dirileceği kaygısıyla baş başa bırakıyor. ABD ekonomisi petrol fiyatlarındaki düşüşün genel fiyatlar üzerindeki baskıyı hafıfletmesi sayesinde yüzde 1.8'lik, Alman ekonomisi de yuzde 2'nin altında bir enflasyon oranına tanık olurken, petroldeki ters eğilimin 1987'de enflasyon artışını teş\ik edeceği görüşü pek çok çevreye egemen durumda. Örneğin ABD'de enflasyonun petrol fiyatlarındaki tırmanış nedeniyle yüzde 34, F.Almanya'da da yüzde 22.5 arasındaki düzeylere yükseleceği tahmin ediliyor. Ülkelerin ekonomilerinin 1986'da ortaya çıkardığı tablo ile 1987'ye yönelik muhtemel gelişmeleri şöyle sıralanabilir: ABD: Reagan yönetimi dolenen hedeflere henüz ulaşamadı. 1986'da dış ticaret açığının 1985'in 17 milyar dolar üzerine çıkarak 165 milyar dolar düzeyincie gerçekleşeceği tahmin ediliyor. 1987 içinse bu hedef 140 milyar dolar. Bu düzeydeki bir ticaret açığı hâlâ çok yüksek sayılmakla birlikte, ekonominin barış zamanlarının en uzun donemli büyüme dönemi içinde olması köklu sorunlara şu veya bu ölçüde çözüm getirildiğini gösteriyor. Olumsuz etmenler göz önüne alınarak 1987 için öngörülen büyüme hızı yüzde 4.2'den yuzde 3.2'ye indirildi. Ancak bu tahmin de bazı ekonomistlerce iyimser sayılarak ancak yüzde 2.7'lik bir büyümenin gerçekleşebileceği savunuluyor. Time dergisince oluşturulan ekonomistler grubu iki nedene bağlı olarak ABD'de enflasyoşüşün yükselişe geçmesi. Hatta Amerikan yönetimi içinde "ılımlı bir enflasyon dozunun ekonominin büyümesi için gerekli oldugunu savunanlar" da bir hayli çoğunlukta. F.ALMANYA: Markın aşın ölçüde güçlenmesi Almanyanın rekor düzeyde ticaret fazlası vermesini engelleyemedi. 1986'nın ilk yarısında ticaret fazlası 50.3 milyar mark gibi rekor bir hacme ulaştı. Petrol fıyatlan 18 dolar düzeyinde kalsa bile F.Almanya'nın 1987de ticaret fazlasırun 7080 milyar marklık bir büyüklüğe erişeceği belirtiliyor. 1987 için yüzde 3 ile yuzde 3.5 arasında bir büyüme hızı tahmin ediliyor. Yine petrolün yaratacağı maliyet yükü nedeniyle enflasyonun da yüzde 22.5 arasında bir düzeye yükseleceği de şimdiden kestirilebiliyor. Alman hükümeti ABD'nin tüm baskısına karşın ekonomisini fazla büyütmemekte ısrar ediyor. Bu nedenle Alman toplumu, Amerikan malları için daha fazla alıcı duruma gelmeyeceği için bu kanaldan iki ülke arasında ticaret açığının ABD lehine kapanma olasıhğı zayıf görünüyor. JAPONYA: Yükselen yenin ülkesi Japonya'da ekonomik yapı son yılların en çetin sınavını veriyor. Yüksek yene alışık olmayan Japon ekonomisi, "ihracat gelirlerinin" düşmesi ve denizaşın p>azarlardaki rekabet şansmın azalması tehdidiyle yüz yüze bulunuyor. Japonya'nın 1986 yılında 70 milyar dolarlık büyük ticaret fazlasını koruyacağı beklenmekle beraber 1987'de bu fazlanın yenin yükselişi nedeniyle eriyeceğine kesin gözüyle bakılıyoT. Ekonominin büyüme hızı ise yüzde 23 arasında bir orana erişecek. Özellikle çelik, madencilik ve oto yapım sanayilerinin yenin asın değerienmesi yüzünden 1986'da artan sancılarının 1987'de çok daha ağırlaşması bekleniyor. LATtN AMERtKA: Genelde Üçüncü Dunya ulkelerini yükselen petrol fiyatlan nedeniyle yeniden sıkboğaz etmeye hazırlanan ödemeler dengesi sorunları Latin Amerika için çok daha geçerli bir nitelik taşıyor. Bugun dünyanın en borçlu ülkeleri olarak görülen Arjantin, Meksika ve Brezilya ile birlikte Latin Amerika ülkelerinin toplam dış borç yükleri 360 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşmış durumda. Brezilya'nın IMF'ye karşı uzlaşmaz bir tutum içine girmesi, diğer komşularının da uluslararasıkreditör kuruluşlarla da ilişkilerini bozmaya yetti. IMF, şimdi Meksika'nın kredi taleplerini ve uygun koşullarda borç erteleme taleplerine yüz vermiyor. Gerek Brezilya, gerekse Arjantin tarafından uygulanan anti enflasyonist politikalar 1986'nın son döneminde sarsılmaya başladı. Petrolün tırmanışı bu ulkelerin enflasyonla mücadelelerini de daha da güçleştireceğe benziyor. Ancak 1987'de her iki ülkenin de "hiper enflasyonla" yüz yüze kalmalan pek olası görünmüyor. Bölgedeki diğer ülkeler Venezüella, Şili ve Kolombiya'da ise fiyat artışlan daha düşük düzeyde seyrediyor. Latin Amerika ekonomilerinin genel stratejisi 1987'de özet olarak enflasyonla mücadelede kontrolü elden kaçırmadan "yüksek bir büyüme hızını" saglamak şeklinde ortaya çıkıyor. Uluslararası ekonomi, ABD'nin beklenti ve ihtiyaçlarına göre biçimleniyor TİSİAD Başkanı Sabancı döneminde toplumsal nitelikte ekonomik araştırmalar yoğunluk kazandı. Sabancı, 'Karanlıkta kalan noktaları aydınlatmazsak 10 yılda bir askeri müdahale kaçınılmaz' diyor. lam 1 trilyon 860 milyar iç borç ödemesi, 1 trilyon 140 milyar anapara, 1 trilyon 5 milyarı faiz olmak üzere 2 trilyon 145 milyar lira da dış borç ödemesi gerçekleştirilecekti. 1987 bütçesiyle toplam iç ve dış borç faiz ve anapara yükü, vergi gelirlerinin yüzde 45'i gibi yüksek bir düzeye çıkıyordu. Yine ay içinde yayımlanan 1987 ithalat rejimi ise bugüne kadar çıkarılanlardan farklıhklar gösteriyordu. AET'ye v e GATT'a uyum çalışmaları içerisinde birçok malın gümrük vergileri büyük oranlarda düşürülmuş, bunun yerine fonlar yükseltilmişti. Hazine, efektif koruma yoluyla yeni bir koruma planını yürürlüğe koymuştu. Aralık ayında alınan diğer önemli kararlar arasında ise "döviz büfeleri" kurulmasına ilişkin getirilen yeni düzenleme yer alıyordu. Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanunu'nda yapılan değişiklikle Hazinenin izin vereceği şirketlere, 1 milyar lira sermayesi bulunmak, 5'i lstanbul'da olmak üzere en az 10 büro açmak şartıyla döviz ticareti yapma hakkı getirildi. Döviz büfelerininardından ihracata geniş kapsamlı, süper teşvikler getirildi. 45 kalem mala 1 ile 550 dolar ihracat primi veriliyordu. Sermaye piyasasının ve şirketlerin uzun dönemden beri bekledikleri fınansman bonolarına ilişkin düzenleme de 24 aralıkta açıklandı. ödenmiş sermayesi en az 2 milyar lira olan şirketler, finansman bonosu çıkartabileceklerdi. Finansman bonolannm kupür büyüklüğü, halka arzedileceklerde 5 milyon liradan, halka arzedilmeksizin satılacaklarda ise 100 milyon liradan az olamayacaktı. Aralık ayının son günlerinde açılan vergi paketiyle de hayat standardı yüzde 100 arttırılırken, mcftorlu taşıt vergisi yüzde 50 yükseltildi, ithalat damga resmi iki puan pahalılaştırıldı. Aralık ayının son sürpriz karan ise, mevduat faizlerinin düşürülmesi oldu. Merkez Bankası, yıllık enflasyon rakamlannın belli olmasından sonra mevduat faizleri konusunda karar verme eğilimindeydi. Ancak alınan ani bir kararla 31 aralıkta faizler, 13 puan düşurülmüştü. Geçen ayın en renkli olayı ise TÜSİAD'ın " "sosyâ ekonomik öncelikler, hane gelirleri, harcamalar ve ihtiyaçlar" Uzerine yaptırdığı araştırmanın sonuçlannın açıklanmasıydı. Kendi türünde ilk defa yapılan bu araştırma, yöneticilere önemli sinyaller veriyordu. TÜSİAD Başkanı Sakıp Sabancı, konu ile ilgili düzenlediği basın toplantısında, "Karanlıkta kalan noktalan aydınlatalım" diyordu. Yoksa 10 yılda bir askeri müdahale "kaçınılmaz"dı. özal, sermayesini halka açacak şirketlere yeni vergi teşvikleri getirdi. Halka açılacak şirketler 5 yıl boyunca yüzde 40 Kurumlar Vergisi ödeyecekler. Yönetimi değişecek zor durumdaki şirketlerin vergi ve sigorta borçları da 5 yıl süreyle ertelenecek. devlete ve bankalara olan borçlanm ödeyemez dunıma diişmüşlerdir. Büyüyen bu borçlar ödenemez haldeyken, bankacılık sektörii yanında devlet bazinesinin de zarar görecegi muhakkakur." Görünürde zor durumdaki şirketleri hükümet kurtarmıyordu, ama "yöDetimi değişecek şirketin devlete olan vergi, sigorta borçları 5 yıl süreyle ertelenecek, faizi asagı çekilecekti. Böyle bir şirketin kurumlar vergisi, ileride halka açılmak şartıyla S yıl için yüzde 40'a indirilecekü." Bu arada, sermayesini halka açacak şirketlett yeni vergi teşvikleri getiriliyordu. Hisselerinin en az yüzde 25'ini halka satan şirketlerin kurumlar vergisi oranı yüzde 40'a, hisselerinin yüzde 51 'ini halka satanların vergisi yüzde 35'e, halka açık kısmı en az yüzde 80 olan şirketlerin vergisi ise yüzde 30'a indiriliyordu. TBMM'den geçen 1987 bütçesi ise ağırlıklı bir borç ödeme bütçesiydi. Bu yıl 950 milyar anapara ve 910 milyarı faiz olmak üzere top Kartel eski pazar payını yakalamaya çalışıyor OPEC'in fıyat savaşına son vermesi, bir yandan ham petrol fiyatlarım 18 dolar düzeyine çıkarırken, örgüt içindeki çatışmalar da hafıfliyor. 1987'de özellikle gelişmekte olan ülkelerin petrol faturaları yine kabaracak. Ekonomi Servisi 1986'da dünya ekonomisi uzerinde derin etkiler bırakan petrol, OPEC'in aralık ayı içinde aldığı "ittifak" kararının ardından 1987'de kendinden yine çok söz ettirecek. Petrol fiyatlarının üçte bir oranında azalmasıyla, çeşitli ekonomilerin temel dengeleri 1986'da olumlu yönde etkilenirken, şimdi en gelişmişinden, azgelişmişine kadar pek çok ülke, yeniden pahalı petrolü hesaba katarak dengeler oluşturma zorunluluğuyla karşı karşıya bulunuyor. Petrol fiyatındaki yükseliş, Türkiye'nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkelerin tumü için enflasyon ve ödemeler dengesi sorununu yeniden gundeme getirecek. Zaman zaman Riyad, Bağdat ve Tahran'a taşan ve belirli aralıklarla da Isviçre'nin Cenevre kentinde odaklaşan petrol olayının arkasında 13 üyeli Petrol Ihracatçısı Ülkeler Örgütü OPEC'in 13 ay süren fiyat savaşını terk etmesi yatıyordu. Bu olay Üçüncü Dünyanın ayakta kalabilen ender kartellerinden olan OPEC'in geleceğini belirlediği kadar, dünyanın diğer ekonomilerini de yakından ilgilendiriyordu. Bir yıldan fazla süren fiyat savaşının kapitalist dünyanın beşiği ABD'den, en yoksul Afrika ülkesine kadar birçok ülkede "olumlu olumsuz etkiler bıraktığı düşünülürse", yaratılan yeni enerji seçeneklerine karşın "petrolün hâlâ belirleyici" bir güce sahip olduğu anlaşılıyor. Karteli fiyat savaşına götüren yolda, önemli kavşaklardan biri eylül 1985'te yaşandı. Suudi Arabistan'ın günluk üretimi, 1980'li yılların başında 11 milyon varilden 2 milyon varile kadar gerilemişti. Diğer üyelerin durumu da farklı değildi. Ve, kasım ayına gelindiğinde OPEC'te oybirliği ile "ne pahasına olursa olsun" pazar payını arttırma karan alındı. Bu kararla birlikte fiyat savaşı başladı. Ancak, kartelin pazar payı çok az artarken, fiyatlar yıldınm hızıyla düştu ve geçen yılın şubat ayına gelindiğinde, kasımda 28 dolar olan ALTEV VE DÖVtZ CEPHESİNDE GELÎŞMELER OPEC güç toplama döneminde bir varil petrol 10 doların bile altına indi. Bu olaydan sonra, petrol kartelinin üyeleri, Cenevre'nin yollarını asındırmaya başladılar. Sonunda ağustos ayındaki toplantıda, çare, uretim kısıntısında bulundu. Irak'ın hariç tutulduğu ilk kısıntı karannda, kartelin günlük üretimi 1920 milyon varilden 17 milyon varile düşürüldü. Bunun üzerine fiyatiar da 1011 dolar düzeyinden, yüksehneye baslayarak 15 dolara oturdu. Ancak, bu da yetmiyordu. Bakanlar toplantısı ve fiyat komitesi toplantısında yeni bir formül arayışı egemen oldu. Son toplantı öncesinde fiyat savaşının sürdü^ rülemeyeceği anlaşılmış ve yeniden "sabit fıyata" dönülebileceği yolunda sözler edilmeye baslamıştı. Nitekim, 10 gün süren topantının ilk günlerinde, sabit fiyat ve bunu destekleyecek yuzde 7.2'lik üretim kısıntısı tek gündem maddesi olarak belirlendi ve Irak'ın muhaiefetine karşın, 12 imza ile benimsendi. Şimdi, gözler 1987 yılına çe\Tİldi. OPEC fiyatıru resmen 18 dolara çıkardıktan sonra, en büyük uretıcilerden Sovyetler Birliği de, netback sistemini terkederek 18.30dolarlık sabit fryat uygulamak üzere hazırlık yaptığını duyurdu. Kartele üye ülkeler, aldıkları kararı Irak'ın başkaldınsına karşın nasıl uygulayabileceklerini düşünürken, tüketici ülkeler de petrol fiyatlarının bugünkü düzeyinde ve hatta daha da yükselmesi durumunda fiyat artışlarıyla nasıl başa çıkabileceklerini düşünmeye başladılar. Çünkü, her ne kadar Suudi Arabistan kendi aldıkları karara pek güvenmeyip, 1987 bütçesi gelirlerini petrolle sıkı sıkıya ilişkilendirmemeye çahşsa bile, belki de karardan sonra ilk petrol ahm sözIeşmesini yapan Türkiye 18 doların altına imza koyma cesaretini gösteren ülke unvanını eline aldı. 2 24 i.96 Dolar/Mark 1986 1 91 Ahıııuı parıltLsı canlanacak Uzun bir zamandır gerileme veya başka bir deyimle duraklama sürecini yaşayan altm, 1986'nın bitimine birkaç saat kala önemli bir sıçrayış yaparak kendisine yatırım yapmayı düşunenlere bir ölçüde umit verdi. Aralık boyunca 390 ve hatta bu düzeyin altında işlem goren "sarı maden", 1986'nın son, 1987'nin de ilk günlerini içine alan son haftada yeniden 400 dolar barajımn üzerine çtktt. Altının son yükselişıni öncekilerden ayıran en önemli fark, doların hareketine karşı uzun zaman sonra ilk kez bu denli duyarlı olmasıydı. Dolar ABD dış ticaret açığının kasım ayında rekor düzeyde büyümesi haberinden etkilenerek düşmeye başlayınca "san maden" bu gelişmeden fazlasıyla güç kazandı ve tek bir günde ons başma 12 dolar artış sağlayarak 405 dolara kadar çıktı. Böylece altm fıyatlan uluslararası borsalarda eylül ayından sonra ilk kez "ümit veren" bir yükseliş donemine girdi. Ne var ki altının değer kazanmasmda sadece dolardaki hareket etki yapmadı. Petrol fiyatlarının serbest ticaret borsalarında tırmanışa geçmesi ve varil başma 18 dolarda şimdilik sabitlenmesi altına güç katan önemli bir unsur olarak ortaya çıktı. Üstelik petrol fiyatlarının 1987 boyunca yüksek kalacağı yolundaki kanılar altının da değerleneceği göruşlerınin doğmasına yol açıı. Altının eylül ayında özellikle platin fiyatlarındaki rekor tırmanıştan etkilenerek yükseldiği düşünülürse kıymetli metallerin tekelinı elinde tutan Güney Afrika'da gerilim odaklannın yeniden canlanması haHnde altının 1987'de iyice parıldatnası beklenebilir. Altm için uluslararası yatırım kuruluşları doğrudan bir tahmin yürütmekten kaçınırken, kaderini piyasalardaki hareketten çok, dünya olaylarının izleyeceği seyre bağlamak eğilimi daha güçlü görünüyor. Bu koşullar çevresinde altının 450 dolara kadar varabileceğine inananlar bir hayli fazla. Dış borsalardaki altm hareketi kuşkusuz Kapalıçarşı 'yı da yakından etki altında tutuyor. Kapalıçarşı artık anında dış borsalardaki gelişmelere tepki veriyor, fiyatlar birkaç saat içinde hızla yükseliyor veya aşağı çekiliyor. 24 ayar külçe altının gramı geçen ay içinde 9 bin 800 ile 10 bin 150 lira arasında inip çıkarken, 10 bin hralık değeri iyice oturmuş görünüyor. Cumhuriyet A/tını ise daha geniş bir eksen boyunca iniş ve çıkış gösteriyor. • varki 1986'nın sonu, bir diğer ifadeyle yeni yıhn ilk günleri diğer altm cinsleri gibi Cumhuriyet Altını'na da iyi geldi. Geçen ayın son günunde 70 bin liranın üzerine çıkan Cumhuriyet Altını, haftanın son günü 69 bin lira civannda işlem gördü. 1987 0 c * Sa&at ttm Stean MaytS «KÎJan Temrma AŞus EyfBİ Çfam K«tm ftıa» Oea» Doların kaderi yine aynı Koca bir yıl geride kalmasına karşın hâlâ Amerikan Doları 'nın geleceği ve sert paralar karşısında hangi düzeyde oıuracağı hiç kimse tarafından tam olarak kestirilemiyor. Doların aralık ayı içinde genel olarak 2 mark düzeyinde seyretmesine karşılık yüın son günlerinde yeniden inişe geçmesi bu belirsizliği daha da koyulaştırdı. 1985'in aralık ayında olduğu gibi dolar 1986'nın son ayında da piyasalan şaşırttı. Doların yarattığı şaşkınlıkta hiç kuşku yok ki izlenen stratejinin temel amacı olan ABD dış ticareı açığının daraltılması hedefinin bir kez daha darbe yemesinin önemli rolü oldu. ABD Ticareı Bakanlığı'nm kasım ayında dış ticaret açığının uç oylık daralma donemine son vererek yeniden rekor düzeyde kabardığını açıklaması, doları yıhn son iki günunde sert paralar karşısında geri çekilmeye zorladı. Dış ticaret açığının 19.2 milyar dolar gibi büyük bir duzeye ulaşması doların daha da düşüruleceği yolundaki görüşlere zemin hazırladı. Nitekim borsaların lepkisi de bu yonde olunca dolar, mark karşısında 1986'nın son günunde 1.94'e kadar indi. 1987'nin ılk iki gununde ise dolar, Kanada doları dışında tüm sert paralar karşısında değer yitirdi ve 191 marka düştu. Amerikan Doları sert paralar karşısında zirveye ulaştığı şubat 1985'den bu yana iki önemli ticaret ortağı, B Almanya'nın para birimi mark karşısında yuzde 42 ve Japonya'nın para birimiyen karşısında da yüzde 38 değer yitirdi. Doların 1986'nın son, 1987'nın de ılk günlerini kapsayan son hafta içinde 1.91 marka indiği göz önüne alınırsa, bir yıllık sürede Alman parası karşısında yaklaşık 60/eniklik bir değer kaybına uğradığı görüluyor. ABD'nin karşılıkh ticaret yaptığı ülkelerle ticaretini ağırhk alan endekse göre doların 1985 şubatından bu yanaki değer kaybı yüzde 30 oldu. Öte yandan yatırım finansman şirketlerınden Goldman Sachs International tarafından yapılan tahminlere göre, doların 1987 içindeki seyri 1.90 ile 1.71 mark arasında olacak. Doların Japon parası karşısındaki değerinin ise 150 ile 135 yen arasında dolanacağt aynı tahminlerde gozüküyor. Son hafta içinde 1.48 dolardan işlem gören İngiliz Sterlini'nin yıl içinde en yüksek değerinin 1.56 dolar olabileceğı tahmin ediliyor. A BD otoriteleri kısa arahklar/'i oı, birteriyte çe/işen açıklamalar yaparken, gerek Japonya gerekse Batı Almanya tarafı ulusal paralarınm en azından şimdiki düzeylerinden daha fazla değerlenmesini onleme çabasını sürdüruyorlar. OPEC'in Batı karşısındaki egemenliği büyük ölçüde azaldı. GÜNÜN HABERLERİ Libya ile görüşmelerbaşladı ANKARA (ANKA) Libya ile teknik düzeyde ekonomik ve ticari görüşmeler Ankara'da başladı. TürkiyeLibya 13. dönem karma ekonomik komisyon toplantısına hazırlık niteliğinde başlatılan görüşmeler, yarın Türkiye'ye gelecek olan Libya Planlama Bakanı Ahmet Fevzi Şakşukinin katılımıyla üst düzeyde sürdünilecek. Türk heyetine Sanayi ve Ticaret Bakanı Cahit Aralın başkanlık edeceği toplantılardan sonra bir protokol imzalanacak. Toplantılarm en önemli konusunu Libya'da işyapan Türk müteahhitlerinin istihkak trans/erlerınin çabuklaştırılması ile bu ülkede çalışan Türk işçilerinin ücretlerinin transferlerindeki gecikmelerin önlenmesi oluşturuyor. GörUşmelerde ticaret hacminin arttırılması, değişik alanlardaki işbirliği ile petrol alımı ve bankacılık konuları da ele ahnacak. Libya Planlama Bakanı Şakşuki, ziyareti sırasında Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem, Devlet Bakanı Kâzım Oksay, ile de görüşecek. ASKARA (a.a.) Türkiye Odatar ve Borsalar Birliği'nin "Genişletılmiş Akdeniz Bölge Toplantısı" 6 ocak salı günü Mersin'de yapılacak. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nce dtizenlenen toplantıya Başbakan Turgut özal ile bazı bakanlann da katılması bekleniyor. Toplantıda 1986 yıhnın genel ekonomik değerlendirmesi yapılacak ve 1987 yılı beklentileri gözden geçirilecek. Toplantının açılışında konuşacak olan Birlik Yönetim Kurulu Başkanı Ali Coşkun, birliğin ekonomik konulardaki göruşlen hakkında açıklamalarda bulunacak. TOBB toplantısı 6 ocakta 404 Altın (onsdolar) 1986 1987 Suost Mafl Nftâfl Mayıs Haaran Temmu; Ağustos EyKtJ Eton Kjesı M H ı Ûca*
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle